Poldark — Tanıtım
97 yorum okakacukaka 27 Eylül 2015 09:36
BBC One kanalının 2014 senesinde onay verdiği ancak bir sene rötarlı olarak bizlerin beğenisine sunduğu bir diziyi sizlere tanıtmaya çalışacağım; Poldark. Dizimiz, Winston Graham‘ın aynı isimli romanından Debbie Horsfield tarafından ekranlara uyarlanıyor. Yönetmen koltuğunda ise Edward Bazalgette ve William McGregor var. Bu dizimiz TV ekranına yapılan ilk uyarlama değil. 1975 yılında BBC ekranlarında iki sezon yayınlanan bir versiyonu da var. Dizi hakkında daha çok bilgi edinmek istiyorsanız buyurun tanıtımın devamına.
Bundan sonrası ilk bölümden azıcık ispiyon içerebilir.
18. yüzyılda geçen hikayemizde Ross Poldark, savaş alanında üç yıl geçirdikten sonra memleketine geri döner. Ancak bu dönüş onu hiç mutlu etmez, çünkü giderken bıraktığı şeyler artık eskisi gibi değildir. Babası vefat etmiş ve sevgilisi de başka bir adamla nişanlanmıştır. En çok şok eden şey ise nişanlandığı adamın öz kuzeni olmasıdır.
Babasından miras olarak çorak topaklar ve değersiz bir maden kalmıştır. Hayal kırıklığı yaşayan Poldark’ın önünde iki seçenek vardır: Ya memleketinde kalıp zorluklarla savaşacak ya da buraları terk edip gidecektir. Zor olanı seçip kalır ve madeni tekrardan açmaya karar verir.
Bir gün kasabaya gittiği sırada Demelza adında bir kızı kavgadan kurtarır. Daha sonra kızın durumunu öğrenince evinde çalışması için onu işe alır. Bir yandan aşk acısı çekerken diğer yandan da iş hayatında zorluklar yaşadığı sırada evine aldığı bu neşeli ve delidolu kız Poldark’ın hayatında değişikliklere sebep olabilecek mi? İzleyip devamını öğrenelim.
Konuyu daha fazla uzatmadan dizinin oyuncu kadrosuna bir göz atalım.
KARAKTERLER:
Ross Poldark:
Üç yıl savaş alanında yaşadığı psikolojik yıpranmaların üzerine memleketine döndüğünde, aldığı haberlerin acısı bir anda hayatında deprem etkisi yaratıyor. Kolay yolu seçip memleketini terk etmeyi düşünse de sonradan kalıp savaşmaya karar veriyor. Ross Poldark karakterini en iyi The Hobbit filminden Kili ve Being Human (UK) dizisinden Mitchell karakterleriyle tanıdığımız Aidan Turner canlandırıyor.
Demelza:
Dünyalar güzeli Demelza. Poldark tarafından bir kavgadan kurtarılıyor. Ailevi durumlarından ötürü Poldark’tan gelen iş teklifini kabul ediyor ve onun evinde yaşamaya başlıyor. Enerjik, neşeli, delidolu bir yapısı var.
Demelza karakterini daha önce The White Queen ve Death Comes to Pemberley dizilerinde rol almış dünyalar güzeli Eleanor Tomlinson canlandırıyor.
Elizabeth:
Poldark savaştayken kendisini beklemiş ancak ölüm haberini duyduğu zaman mecburiyetten Ross’un kuzeni ile nişanlanmak zorunda kalmıştır.
Elizabeth karakterini Heida Reed (Jo, Silent Witness) canlandırıyor.
Francis:
Ross’un kuzeni. Ross’un ölüm haberi geldikten sonra Elizabeth ile nişanlanmışlardır. Başlarda durumları iyi olsa da kendisinin bazı kötü alışkanlıkları var ve bu, işleri bayağı zorlaştırmakta.
Francis karakterini kariyerinin ilk önemli rolünü bu diziyle almış Kyle Soller canlandırıyor.
George Warleggan:
Her dizide kötü karakter olur değil mi? İşte bu dizimizdeki kötü karakter de George. Poldark’ın en büyük rakibi. Param var, huzurum var modunda biri. İzledikçe nasıl biri olduğunu anlayacaksınız.
George karakteri Jack Farthing tarafından canlandırılmakta.
Jud ve Prudie:
Poldark ailesinin daimi çalışanları (!) desek yalan olmaz sanırım. En sevdikleri şey çalışmak yerine birbirleriyle didişmektir ve tabii ki Jud’un evdeki içkileri büyük bir keyifle içmesidir. Demelza eve geldiğinde ona iyi davranmasalar da içten içe onu sevmektedirler.
Bu iki karakterimiz Philip Davis (Sherlock izleyenler kendisini hemen tanıyacaktır) ve Beatie Edney tarafından canlandırılıyor.
SON SÖZ:
Dizimiz sadece Poldark’ın hayatına ve yaşadığı zorluklara değinmiyor. Aynı zamanda o dönemin en büyük sorunlarından biri olan soylu-fakir çatışmasını da gözler önüne seriyor. İlk sezonu 8 bölümden oluşan dizimiz ikinci sezon onayını da almış bulunmakta ve 2016’da ekranlara geri dönecek. Dizi, İngilizlerin elinden çıkan sağlam dramalardan bir tanesi ve mutlaka bir şans vermenizi tavsiye ederim. Umarım tanıtımı beğenir ve izlemeye karar verirsiniz. İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim
yorumlar
Ben bu dizinin bütün bölümlerini biranda izlemiştim, başroldeki adama ne kadar gıcık oldu isem Demelza’yı da o kadar sevmiştim. Bence de bir şans verilmeli.
Eline sağlık @okakacukaka
Klişe bir konusu olmasına rağmen kendini bana zevkle izlettirmişti. Demelza en favori karakterimken, hain kuzene de bir o kadar kıl olmuştum. Outlander’daki İskoçya manzaralarına benzer güzellikte çekim yerleri olduğunuda söylemeliyim, benim çok hoşuma gitmişti.
Tanıtım için ellerine bolca sağlık @okakacukaka
Bir arkdaşım bu dizi için rsmen pembe dizi ya demişti. Kötü anlamda da değil, severek de izledi. İngiliz pembesi nasıl oluyor diye merak diyorum ama henüz bakma fırsatım olmadı, umarım olur.
Teşekkürler yazı için.
Dizi ilk çıktıktan sonra hakkında çok kötü yorum görmemiştim ama o zaman izleme fırsatım olmamıştı. Bu tanıtımla diziyi tanıma fırsatım oldu ve 2.sezonu gelmeden izlemeyi düşünüyorum kendisini,beğendim diziyi.
Eline sağlık @okakacukaka, çok güzel bir yazı olmuş.
Tanıtım güzel olmuş ellerine sağlık.. Bu diziyi duymuştum. Tarihi dizilere ilgim olduğundan izlemeyi düşünüyordum. Ama konusunu okuduktan sonra vazgeçtim. Tam uykumu getirecek bir konusu var. İzlemeden çok fazla ön yargılı olmak istemem ama içinde hiçbir şey olmayacakmış havası var gibi..
Dizi mizi hikaye. Sırf bu kadın için bile izlenir. Zaten dizide en sevilen karakter.
Dizi aklımda yoktu ama bu tanıtımdan sonra belki olabilir diyorum. Şu an elim dizi bakımından dolu olduğundan ve pek de fazla zamanım olmadığından yakın bir vakitte bakamam ama ilerleyen zamanlarda olabilir.
Eline sağlık @okakacukaka.
Dizi az da olsa ilgimi çekiyor ama bu türden Outlander’ı izlediğim için başlayasım gelmiyor buna. Bakalım, belki daha sonra tekrar bir göz atmak isteyebilirim ama şimdilik niyetim yok. Ellerine sağlık @okakacukaka.
Aslına bakılırsa bu dizinin Outlander ile çok da benzer yanları yok. Herşeyden önce bir Bbc yapımı olması etiketiyle daha naif bir çizgide ilerliyor. Degişik olaylar örgüsüyle ile de iki dizi birbirinden ayrılıyor.
Eline sağlık @okakacukaka
Diziyi sevdim. İngiliz pembesi severim zaten. Arka planda da ingilizlerden tarih. Oh mis gibi
İlk müsait vakitte izliycem.
Evet Outlander ile bu dizi benziyor gerçekten.
Teşekkürler okakacukaka.Bu tanıtımla hemen izliyeceğim
Yorumlar için teşekkür ederim İzledikten sonra fikirlerinizi yazarsanız sevinirim
Bu aralar bu tarz şeyler izlemek istediğimden bu dizi yoğunluğunda diziye başlayıp yavaşta olsa sezonu bitirdim.
Diziyi çok beğendim. Bu tanıtıma kadar bu diziyi nasıl göz ardı etmişim bilmiyorum valla.
Kararsız olanlara mutlaka izleyin diyorum. Yukarıdaki tanıtımdan sonra dizi ilginizi çok az çekebilmişse bile bu diziyi beğenirsiniz diyerek iddialı bir çıkış yapayım.
Dizinin pembemsi kısımlarını ben genel olarak -daha çok bu tarzda onları izlediğimden olabilir ama- jane Austen uyarlamalarına benzettim. Yüksek tabakanın adetleri de dizide kendine az yer bulsada yine bu uyarlamalardakine benziyor. Bu benzerleğin nedeni BBC de olabilir tabi.
Dizi de bunların dışında zengin ve fakirin hayat mücadelesi işlenirken aynı zamanda bu iki kesimin toplumdaki yerleri de sorgulanıyor. Zaten dizi farkını burada belli ediyor.
Dizi baya bi klişe diyebilceğimiz hareketler yapıyor ama ben dizinin zaten böyle ilerlemesini istediğimden hiç birine ses çıkarmadım. Zaten bunların, dizideki işlenişiyle izleyiciyi rahatsız edeceğini düşünmüyorum.
3 hafta önce bu tanıtım ile farkettim bu diziyi. O zamandan beri de aklımdaydı bir şans vermek. Bugüne kısmetmiş. İlk 3 bölümü bitirdim bugün. Öncelikle Outlander ile hiç benzeşmediklerini belirtmeliyim. Outlander kesinlikle farklı bir kulvarda. Poldark ise bildiğin pembe dizi. İngiliz tarzı geçmiş zaman pembe dizisi. Yanlış anlaşılmasın pembe dizi diyerek burun kıvıdığım falan yok. Cesur ve Güzel ile büyüyen biriyim sonuçta! Ayrıca; bu durumu bilerak başladım diziye zaten. Amerikan pembesi, latin amerikalı pembesi, türk pembesi izledik; bir de İngiliz pembesi nasıl oluyormuş ona bakalım diyerek başladım izlemeye.
Tekrar diziye dönersem; hedef kitlenin kadınlar olduğu bariz. Başrole çevresindekilerden farklı, haksızlığa uğramış, güçlü ve karizmatik bir erkek koymuşlar, bir tane yaptığı tercihi sorgulayan genç ve güzel bir kadın var, bir tane sinderellamız var, huysuz aile büyüğümüz var, paragöz kötü adamlarımız var. Bütün klişe karakterler var yani anlayacağınız. Lakin bütün bu klişelere rağmen bir şekilde sıkmadan izletiyor dizi kendini. @meorman ın da belirtiği gibi dizinin farkı ise;
Bu da diziye işlerlik kazandırıyor.
Tamam pembemsi kısımlar var dizide ama bu diziyi direk pembe dizi diye tanımlamak haksızlık bence. Kendisi bu tanımdan çok daha zengin bir dizi.
Outlanderla farkını bu pembe, o değil diye ayırmakta çok yanlış. En az bu dizideki kadar pembelik Outlanderda var bence. Bu dizinin hedef kitlesinin kadınlar olduğuna ise hiç katılamıycam. Outlander için aynı şey kitaplarından dolayı denebilir sanırım.
İngilizlerin tarihe,romantizme bakışı amerikalılara göre çok farklı. Sahne sahne aynı şeyi çevirseler bile alınan zevk açısından farklı diziler olurlar bence. BBC işlerinin kalitesini bilenler zaten buna bakar diye düşünüyorum ama hiç denemeyenler bu türe bi ingiliz bakış açısını da görsün derim.
Son olarak; gerçekten iyi bir oyuncu olduğunu düşündüğüm Aidan Turner’ın hakkını vermeden ve güzeller güzeli
belirtmeden geçmeyeyim.
Poldark series three due to start filming in September
POLDARK Trailer seconda stagione SUB ITA
Poldark: Series 2 Teaser Trailer – BBC One
Poldark: Series 2 Launch Trailer – BBC One
Döndü sonunda gözümün nuru Demelzacığım. Ah nasılda özlemişim onu anlatamam
Dizi güzel bir dönüş yaptı. İlk sezonda bıraktığımız yerden devam ediyor.
– Duruşma asılma filan diyorlar ama hepimiz öyle bir şey olmayacağını biliyoruz. Yine de beklemesi bile ayrı bir heyecan oluyor böyle şeyleri.
– Francis’in kendini öldürmesini hiç beklemiyordum açıkçası
Poldark’s Aidan Turner and Eleanor Tomlinson on The BBC Radio1 Breakfast Show with Nick Grimshaw
Güzel bir yeni sezon açılışı oldu, Demelza’mı çok özlemişim. :love1:
Güzeller güzeli Demelza’m Poldark’a yardımcı olabilmek için, bir güvercin gibi oradan oraya çırpınıp durdu.
Francis’i de sevmezdim ama bu bölümde gözüme girdi. Tetiği çeker gibiydi de umarım sıkmamıştır kafasına. Adama acıdım ya, Elizabeth de soğuk davranıyor kendisine, sevişmiyi de.
Döndü sonunda meşhur İngiliz pembesi dizimiz.
*Yalan yok, en çok Heida Reed’i görmeyi özlemişim.
*Diziyi izleyeli 11 ay olmuş. Francis’e tiksinerek baktığımı hatırlıyorum geçen sezon. Ama bu bölüm acıyarak bakıyordum adama. Bir şey de değişmedi aslında ama;
çok acı bir şey olsa gerek.
*Yeni hatun kime yar olacak acep?
A : İlk sezonun en şanslısı Doktorumuz (1.50)
B : Ross Poldark (3.50)
C : Devil George (3.50)
D : Hiçbiri (4.00)
*George şerefsizi bütün sezon boyunca aramızda olmasa bari. Katlanamıyorum artık bu adama.
3. sezon çekimleri başlamış bu arada.
Gerim gerim gerildim, dizinin şimdiye kadarki en güzel bölümüydü.
Başta 12 Angry Men, Anatomy of a Murder ve Witness for the Prosecution gibi hukuk ve mahkeme temalı filmleri çok seven biri olarak, bölümün büyük bir kısmını kaplayan mahkeme sahnesine bayıldım.
George şerefsizi nedir Allah aşkına? En son Ramsay Bolton’dan bu kadar nefret etmiştim, bu onu da geride bıraktı. George, Bolton’un manyaklıklarına rahmet okutur. Ross ile uğraşmak için bu sefer de madeni ele geçirmeye çalışacak.
Keşke bölüm sonunda Demelza’m hamile olduğunu da söyleseydi.
Mahkeme başlayana kadarki süreçte, yani ilk 25 dakikada epey bir sıkıldım, uyukladım, hatta arada yarım saat kadar uyudum uyandım. Cidden çok uzun tutmuşlar o süreci. Lakin akabindeki yarım saatlik süre ise su gibi akıp geçti, izlemesi keyifliydi.
‘Sağa sola ne kadar sevindiğini çaktırmadan, aşırı sevinçten içini kaplayan coşkunun hafif bir şekilde titreme olarak dışa vurumu’
İyi düşünülmüş, şık bir tepkiydi cidden Elizabeth’in tepkisi.
*Francis’in ölmemiş olmasına sevindim ama geçen bölümdeki ona acıma duygumu kaybettim tekrar tabi. Bırak artık şu kızcağıza Ross kıskançlığından ötürü olur olmadık yerde yüklenmeyi yahu!
*Domelza’nın hamile olduğunu söylemekten vazgeçmesi, ilerde ona nasıl bir negatif etkiyle dönecek diye merak ediyorum. Böyle hamleler cezasız kalmaz malum.
S02E03
Francis’i belki de ilk defa bu kadar pozitif ve mutlu gördük. Onun bu mutlu halleri etrafındakileri mutlu ettiği gibi beni de çok mutlu etti valla.
Jud ve Prudie:
Meet the new cast members for #Poldark series 3
Gayet güzel bir bölümdü. Amerikan dizilerinde yaygın olarak kullanılan sezon ortası finalleri tadındaydı kesinlikle. Hatta üstüne 2 bölüm daha çeksen final bile yapar buradan hikaye.
*Gabriella Wilde’a uzun bir süreliğine bye bye dememişizdir inşallah. Onu izlemek büyük bir keyif çünkü. Son dönemde kalburüstü filmlerde boy gösterdi. Özellikle Squatters’ta bir harikaydı. Poldark için büyük bir artı değer bana göre güzel oyuncu.
Bu arada bu kadın karakterlerin bacaklar aynı tarafta olacak şekilde ata binişleri çok garip geliyor bana yahu!
Açıkçası böyle bir hamle bekliyordum ama şuanda değildi. Belki sezon finalinde belkide 3. sezonda olabilirdi.
Hep sevdiklerimiz gidiyor. Neden nefret ettiğimiz George hala duruyor. En geç sezon sonunda kurtulmak dileğiyle
Sezon finali gibi bir bölüm oldu. Ben şahsen sezon finali sanıyordum aslında bu bölümü. Bölüme başlamadan IMDB’ye girip bir teyit edeyim dedim ve 10 bölüm olduğunu fark ettim bu sezonun. Wikipedia’da ise 9 bölüm gözüküyor bu arada.
Bölüme dönecek olursam;
*Elizabeth’in George’u çağırıp çağırıp, her seferinde bir şeyler istemesine rağmen bir şey istemez görünüşleri kızdırıyor artık beni. Ya kendi ayaklarının üstünde, kimseye muhtaç olmadan durmayı öğren artık ya da başını eğip eğilip bükülmeyi!
*O madenin çökeceği belliydi. Yine umursamadı ve yine çok büyük bir hata yaptı Ross!
*Enys’in Caroline’in kaybının telafisini bir sinirle Rosina’da aramasını beklerken bir anda donanmada doktorluk yapma ihtimalini düşünmesi şaşırttı ve memnun etmedi beni.
*Ross’un Elizabeth ile yılların aşağılanmışlığını giderdiği bir gece yaşaması, sonrasında Elizabeth’i aşağılarcasına kalkıp gidişi ve yine Domelza’yı aşağılarcasına yaptığı üstü kapalı itiraf.
Sezon tam olarak burada bitmeliydi bence. Kalan 1 veya 2 bölümde bundan daha iyi bir son yazamazlarsa çok büyük bir hayal kırıklığı olacak çünkü.
Wikipedia’da da 10 bölüm gözüküyor.
1. sezon üzerine:
İkinci sezon başladığında ben de eş zamanlı olarak hafta hafta birinci sezenu izlemeye başladım. İlk sezon 8 bölüm olduğundan bu hafta bitmiş oldu.
Genel olarak beğendim, tam İngiliz pembesiymiş. Bölümler 57-58 değil de 50 dakika olsa daha güzel olabilirmiş sanki. Sezonun ilk üç kitaptan uyarlama olduğunun bilincindeydim ama sezon boyu “Şimdi bunlar kaç sene geçirmiş oldular?” demedim değil. 6-7 geçmiştir.
Dizinin kötüsü George için empati arayıp durmuşumdur herhalde sezon boyu, o da sezon finalinde geldi nihayet. Güzel de oldu hatta, o işi yapalım mümkünse
Dizi programı yoğun olduğundan hafta hafta izlemeye devam etsem mi yoksa az ara verip 10 bölümlük ikinci sezona sonradan mı girsem bilemedim şu an.
@aytackara: Bu diziyi senin beğeneceğine dair inancım tamdı zaten Bence az biraz ara ver sonra girersin diğer sezona
@okakacukaka George’un teklifinin devamını merak ettim ama galiba öyle olacak. Daha doğrusu ben haftasonu haftalık programımı çıkartmaya kalktığımda işler çok karışacak
Türk dizisi gibi bölüm yapmışlar.
George yavşağına da hiç güvenim yok. Sırf Ross’a gıcık olduğu için evlendi Elizabeth ile. Yakın bir zamanda boşanma kararı alırsa şaşırmayacağım.
Ross madenden parayı kaldıracak. Bunların karşısına çıkar yakın zamanda.
Bizi bu kareyle baş başa bıraktın ya alacağın olsun! Tam falakalık adamsın Ross, tam falakalık!
Bir de bu işin suçlusu kendisi değilmiş gibi böyle bakmaz mı?
S02E10 (Sezon Finali)
Birkaç farklı noktada, birkaç farklı konuda gösterip gösterip vermeyn bir bölüm oldu. Haliyle de fason bir kapanış oldu bana göre.
Sezonu o 8. bölümle bitirecektik aga!
İlk sezon finalinde olduğu gibi tatmin etmedi. Kötü de değil tabi ki.
George yavşağı Elizabeth’in oğlunu yurta veriyor. Ufacık oğlan koskoca köşkte sırtına çıkıyordu zaar. :bağır:
Enys ile Caroline bir araya geldi. Caroline, en son Enys’in yatak odasının yerini soruyordu devamını göstermeyen yönetmeni kınıyorum. :A
S02E09
Bu kadar beklettiğim yetti gayri, öyle yada böyle her güzel şeyin sonu gelecekti ki bu dizi için de finali kaldı benim için.
Ben halen 2×8’deki bölüm sonunda kaldım; nayırrrrr, n’olmaz, n’için haykırışlarım çare olmadı, 2×9 ‘da çare olmadı, final bölümü için beklentim büyük.
2×8 bölüm sonundaki D’nin hareketi için Gif yapmayı denedim ama beceremedim, yapan, gören paylaşan olursa baka baka içimizin yağı erir güzel olurdu.
Bu dizi ile 2.sezon sonunda vedalaşacağım. Pembesi beni yormaya başladı. Konusu da olmadı baştan bir daha moduna bürününce iyice ıyyyk dedim. Kalan 2 bölümü izlemeden kestirip atmayı bile düşünür oldum.
Yorumlara göre beklentilerimi düşürerek başladım, beklediğim gibi gitmese de beğeneceğim şekilde gelişti herşey.
Bu İngilizleri anlamıyorum, bitirmişsin işte sezonu, bırak izleyiciyi de bir sindirsin finali, yok illa yeni bölümlerden bir demet sunacak
Teaser Poldark Season 3
NOT: 4. sezon onayı da aldığını hatırlatalım.
@unfortr bence biraz bekle, kalan 3 bolümü yaklaşık 1 ay sonra izledim, bir ara verince özlüyor insan.
Heida Reed, İskandinav online platformu Viaplay için bir dizi çekiyormuş. Çekimler Reykjavik’de (İzlanda) başlamış. Bir roman serisinin ilk kitabından uyarlanacak dizi 6 bölümden oluşacakmış. Yönetmenliğini Óskar Thór Axelsson (Trapped) üstlenecekmiş.
S3 Trailer