Genelde renkli ve eğlenceli aksiyon dizileriyle bilinen ve son yıllarda başka tarzlara da yönelen USA Network, bizleri geçtiğimiz Kasım ayında yine tarzına alışık olmadığımız cinsten bir aksiyon – gizem draması ile tanıştırdı: Shooter.

HAKKINDA

Dizi, Stephen Hunter‘ın çok satan romanı Point of Impact‘ten uyarlanıyor. Yine aynı romandan ve yine Shooter ismiyle 2007 yılında bir sinema filmi uyarlaması yapılmıştı. Bu filmde başrol olarak yer alan ünlü Hollywood oyuncusu Mark Wahlberg, dizinin yapımcısı olarak karşımıza çıkıyor. Stephen Levinson (Ballers, Boardwalk Empire), Lorenzo di Bonaventura (Transformers, The Real O’Neals), John Hlavin (The Shield) ve dizinin başrolü Ryan Phillippe ise yürütücü yapımcı olarak mutfakta yer alan diğer isimler.

Dizinin ilk sezonu 10 bölüm sürecek. 2. sezonun olup olmayacağına dair bir haber şimdilik yok.

KONU

Bob Lee Swagger, eskiden Deniz Piyade Kolordusu’nda çalışan, üstün nişancılık yeteneğine sahip bir askerdir. Şimdi zorunlu bir nedenle bu işlerden elini ayağını çekmiş; karısı ve küçük kızıyla birlikte şehirden uzak bir evde huzurlu bir yaşam sürmektedir. Silahını artık sadece av tuzağına düşen hayvanları kurtarmak için kullanan bir adam haline dönüşmüştür. Bir gün, eskiden aynı birlikte çalıştığı ve çok yakın arkadaşı olan, şimdilerde iç güvenlikte gizli servis ajanı olarak çalışan Isaac Johnson ziyaretine gelir.

Isaac, Bob Lee’nin Orta Doğu’daki tek başarısızlığı olarak kalan, bir türlü yakalamadığı ve sonunda yakın bir arkadaşını öldürüp kendini de yaralayarak işinden eden nişancı T. Solotov’un tekrar ortaya çıktığını söyler. Bir CIA ajanını öldürdüğünden, başkanlığın 21 gün içinde Solotov’un başkana bir suikast düzenleyeceğine dair bilgi aldığından bahseder ve onu tuzağa düşürüp alt etmek için Bob Lee’den yardım ister.

Bob Lee teklifini geri çevirmez ve çalışmaya başlar. Solotov’un kafasının içindeymiş gibi bütün parçaları bir araya getirir; her şeyi yerine gidip planlar, işin en ince ayrıntısına kadar matematiğini yapar ve beklenen gün gelir.

Son anda Bob Lee bir hata yaptığını ve Solotov’un planladığı yerde olmayacağını anlar. Panik halinde oraya gittiğinde kurulu bir silah sisteminden başka bir şey bulamaz. Yanlış kişinin vurulduğunu ama suikastin gerçekleştiğini öğrenir.

Sonunda Bob Lee tuzağa düşürüldüğünü, suçun kendisinin üzerine yıkılmaya çalışıldığını anlar. Peki kim, neden bunu yapmak istemiştir? Masumiyetini nasıl ispatlayacak ve kendisini bu durumdan nasıl kurtaracaktır? Ailesini nasıl koruyacaktır?

KARAKTERLER VE OYUNCULAR

Bob Lee Swagger 

Babasının izinden gidip asker olan Bob Lee, işinde büyük başarılara imza atmış ve tartışmasız ordunun tarihindeki en başarılı nişancısı olarak anılmaya başlamıştır. “Bob the Nailer (Çivileyen Bob)” lakabını kazanan Bob, sayısız başarının ardından savaşta hem psikolojik, hem fiziksel olarak ağır yaralar almıştır. Gözcülük yapan yakın arkadaşı Donny’yi öldüren kişi, Bob’ı da vurmuştur. Böylece topçu çavuşluğundan emekli olmuştur. Washington DC’nin gözlerden ırak bir köşesinde ailesiyle huzurlu bir yaşam sürse de içindeki savaşçı aslında bir yere kaybolmamıştır.

Karakteri sinema kariyeri ile aşina olduğumuz, TV’de ise daha önce Secrets and Lies (ABD) ve Damages’ta izleme fırsatını yakaladığımız Ryan Phillippe canlandırıyor.

Isaac Johnson

Isaac Johnson, emir alan bir asker olarak göreve başlasa da hırsı zamanla onu daha güçlü bir konuma getirmiştir.  Şimdilerde iç güvenlikte çalışan Isaac, bazen daha iyisi için bazı kötü şeyler yapmakta sakınca olmadığına inanmaktadır. Peki Bob Lee’yi ateşe atarak ülkesini daha iyi bir yer haline getireceğine onu inandıran nedir?

Karakteri House MD ve Resurrection gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Omar Epps canlandırıyor.

Nadine Memphis

İşinde çok başarılı gittikçe daha da yükselen bir FBI ajanı olan Nadine, bir rehin alma olayında yanlışlıkla birini öldürmüştür ve bunun sonucunda kariyeri ciddi zarar görmüştür. Artık kendine olan güveni bile yok olmaya başlamıştır. Şimdi kendini bu durumdan kurtarma ve iş yerinde tekrar üstlerinin gözüne girme imkanını eline geçmiştir. Çünkü başkanın suikastçisi Bob Lee’yi tutuklayan ajan olma fırsatını yakalamıştır ve davasından sorumlu kişi olmuştur. Peki içten içe Bob’ın masum olduğunu düşünmeye başlarken bunu nasıl devam ettirecektir?

Karakteri Spartacus ve Arrow ile tanıyabileceğiniz Cynthia Addai-Robinson canlandırıyor.

Julie Swagger

Ailesine sonsuz derecede bağlı olan Julie, bir askerle evlenmenin ne gibi sorunlara yol açacağını ve bunlarla baş etmenin yollarını başından beri bilen biridir. Kendini ve kızını güvende tutabilecek kadar da güçlüdür. Şimdi kocası başkanı öldürmekle suçlanınca sakin ve akıllı davranmalı, her şeyi kontrol altında tutmalı ve Bob Lee’ye gerekli yardımı ve desteği sağlamalıdır.

Karakteri One Tree Hill ve The Flash’tan tanıyabileceğiniz Shantel VanSanten canlandırıyor.

Jack Payne
Eskiden orduda çalışan, şimdi sivil olarak bir takım kirli işler yapan Jack’in yeni hedefi Bob Lee’dir. Fakat onunla uğraşmak çok da kolay olmayacaktır.

Karakteri Warehouse 13’den tanıyabileceğiniz Eddie McClintock canlandırıyor.

YAZARIN NOTU

Shooter, benim bu yıl en çok yolunu gözlediğim dizilerden biriydi. Türü özellikle peşinde koşturduklarımdan olmamakla beraber güzel bir örneğini rahatlıkla ve severek izleyebildiğim bir tür. “Öyleyse neydi bu kadar çok merak ettiren?” derseniz cevabım tabii ki Ryan Phillippe. Son zamanlarda böyle bir dizinin izleme listemde hiç olmaması da diğer bir etken elbette.

Ryan Phillippe, kendimi bildim bileli yolumun bir yerlerde sürekli kesiştiği ve ister istemez sevdiğim; girdiği en vasat ve hatta kötü işleri bile ilgi çekici kılabilen, bu bakımdan da garip bir enerjiye sahip olduğunu düşündüğüm bir adam. Ekranlarda görmeyi istediğim bir yüz. Son birkaç yıldır da yer aldığı yapımları özellikle takibe aldığım oyunculardan biri haline geldi. Burada daha önce de oynadığı rollere benzer bir rolü tekrarlıyor aslında. Mağdur olan, yıpratılan ama güçlü kalmaya çalışan adam olarak karşımızda yine. Biliyoruz ki böyle karakterleri güzel oynar ve oynuyor da… Dizide çok harika bir durum olmamakla birlikte şimdilik yolunda gitmeyen, “Olmamış bu,” dedirten bir durum da yok. Henüz az bölümü çıktı ama şimdilik gayet temposu yerinde, seyri kolay, yer yer heyecanlı, arka fondaki gizem unsurlarıyla ilgiyi ayakta tutabilen, türünün düzgün bir örneği olarak devam ettiğini düşünüyorum. Ancak sezon sonuna doğru fikirlerim netlik kazanabilecek.

Son olarak reytinglerin şimdilik güzel olduğunu not düşeyim. Şu haliyle devam ederse çok olağanüstü bir durum olmadığı takdirde 2. sezon onayını alacaktır.

Sizin de ilginizi çektiyse ve deneyecekseniz iyi seyirler…

FRAGMANLAR

https://www.youtube.com/watch?v=TfAyvQQscwg