Supernatural || Yaratıkları Avlamak, Dünyayı Kurtarmak, Onların İşi
642 yorum ozgun14 03 Ekim 2012 08:53
” Dean(solda) – Sam(sağda) Winchester Kardeşler “
Olağanüstü bir dünyada, farklı amaçlar doğrultusunda birbirinden uzaklaşmış iki kardeşin, kayıp babalarını bulmak amacıyla tekrar bir araya gelmelerini ve bu arayış esnasında yaşadıklarını anlatan dizimiz, 2005 yılından beri bizlerle.
İçinde doğaüstü, korku, gerilim, macera, aksiyon ve mizah unsurlarının hepsini birden barındıran, uzun sezonlar boyunca devam eden hikayesinde tutarsızlık bulunmayan, özellikle korku ve doğaüstü edebiyatını düzgün ele alan ve kendi kendisiyle dalga geçmeyi başaran nadir yapımlardandır Supernatural. Üstüne üstlük, ağırlıklı olarak kullanılan klasik rock parçaları, film, dizi ve müzik gruplarına yapılan göndermeleri ve başroldeki -herkesin tartışmasız sevdiği- 2 ana karakter de cabası.
Başlarda, “2 iblis avladık, 3 hayaleti yok ettik, vampirler de eksik kalmasın” tadında ilerleyen dizi, özellikle 1. sezon sonundan itibaren ana konusunun rengini belli edip, bölüm içinde biten konuların sayısını azaltıp, yere basan bir ana konuyla izleyicilerini kendine bağlıyor.
Hikaye, Eric Kripke‘ye ait. Dizilerine karşı cömertliğiyle bilinen The CW kanalında yayınlanan dizi, ülkemizde de bir dönem, şimdi var olmayan TNT kanalında yayınlandı. Kanalı ve kalitesi sayesinde 8. sezona ulaşan Supernatural hakkında daha fazla bilgi edinmek içinse buyurun yazımızın devamına. (Hatırlatma : Dizinin 8. sezonu Amerika’da bugün başlıyor.)
” Saving People , Hunting Things : Family Business… “
(Dünyayı Kurtarmak, Yaratıkları Avlamak : Bizim işimiz…)
İşte dizimizin özeti. Dean, daha ikinci bölümde dizinin tanıtımını bu cümleyle yapıyor. Daha açarsak, efsanelere konu olmuş yaratıkların hayal olmadığı bir dünyada yaşayan Winchester Ailesi, Sam henüz bebekken, başlarına gelen trajik bir olayın da etkisiyle kendilerini bu yaratıkları avlarken bulur. Uzun yıllar kendilerini bu işe adarlar. Hayatları pahasına dünyayı, farkında olmadıkları yaratıklardan korumaya devam ederler.
Ama bu işin bir sonu yok. Öldürdükçe yeni yaratıklar gelmeye devam eder ve avcı ölmedikçe de sona ermez. Bunun farkına varan Sam, radikal bir karar alarak bu hayatı ardında bırakır; hayalini kurduğu hukuk fakültesine başvurur. Bir daha da geçmişe bakmaz. Ta ki Dean’in Sam’e gelip, babasının uzun süredir avdan dönmediğini, beraber onu aramaları gerektiğini söylediği ana kadar.
“…ve Av Başlasın! “
Supernatural, iki kardeşin hikayesi. Hikayeye de kardeşler üzerinden devam edelim.
— o —
— Dean ( Jensen Ackles ) —
Kardeşlerin büyüğü. Aralarında 4 yaş var. Küçücükken yaşadıkları trajik olayı hatırlayabildiği için, çok erken yaşta olgunlaşmak zorunda kalır. Babası avdayken kardeşiyle ilgilenir. Gerektiğinde babasıyla ava gider. Yaptıkları işin kendi hayatlarından daha önemli olduğunu düşünüyor.
Babası, onun bir nevi komutanı. Babasını sorgulamaz, kararlarına karşı çıkmaz. Sam’in aksine, neyin neden yapıldığını merak etmez.
Sabit bir hayatı yok; ama bu, onun hayattan zevk almadığı anlamına da gelmesin. Kadınların karşı koyamadığı bir karakterdir kendisi. Kendisini bırakıp giden kardeşine her ne kadar kırgın olsa da dünyada en değer verdiği kişi yine kardeşidir. Ona karşı aşırı korumacıdır. Birbirlerine olan bu sevgileri ve koruyucu tavırları da yine çok kez aleyhlerinde kullanılır.
Jensen Ackles‘ı bir dönem Dark Angel, bir dönem Smallville, bir dönem de Dawson’s Creek dizisinde izlemiştik. One Tree Hill ile ünlenmiş Danneel Harris ile evli olan yıldızımız, eğer onay alırsa, dizinin 10. sezonunda bile oynamaya hazır.
— Sam ( Jared Padalecki ) —
Kardeşlerin küçüğü. Trajedi yaşandığında, daha bebek olduğu için pek bir şey hatırlamayan Sam, kendini bir av kaosunun ortasında bulur. Ama Dean gibi adapte olamaz. Bu dünyada tüm kararları babasının vermesinden hoşnut değil. Hayatının sürekli bir kovalamayla geçmesini istemiyor.
Çözümü ayrılmakta bulur; hukuk fakültesine yazılır ve kendine yeni bir hayat kurar. Okulunu başarıyla bitirir ve güzel de bir sevgilisi olur. İstediği geleceğe sahip olabilecektir.
Abisi kadar girişken ve dışa dönük olmasa da Sam’in de kendine ait bir karizması var. Sadece, bunu kullanmakta pek yetenekli değil. Bazen biraz depresif takılsa da aslında, eğlenceli bir karakter. Aynı şekilde Dean’e aşırı bağlı ve birbirlerini en iyi şekilde tamamlıyorlar.
Jared Padalecki‘yi ise daha önce Gilmore Girls ve House of Wax yapımlarında izlemiştik. Şimdi, kendi dizisinde bir dönem rol arkadaşı da olmuş olan Genevieve Padalecki ile mutlu bir evliliği var. Jensen gibi, onay alması durumunda bu ekiple uzun süre çalışmaya hazır.
— John (Jeffrey Dean Morgan ) —
John… Hiç ummadığı anda kendisini bir savaşın ortasında bulur. Düşmanın belirsiz ve sayısız olduğu savaşın ortasında. Yaşadığı trajediden sonra tek bir şeye odaklanır. Avlanmaya! Üstelik, çocuklarını da bu savaşa hazırlamak zorunda. Ama, önceliği yaratıklar. Bu yüzden çocuklarla yeterince iyi ilgilenemez. Bütün iş Dean’e kalır. Babası, her daim Sam’in yanında olması, onu koruması konusunda Dean’in üzerinde bir baskı oluşturur. Sam ayrıldıktan sonra Dean’le beraber avlanmaya devam ederler. Ta ki John, bir anda ortadan kaybolana kadar.
Ardında, son çalıştığı dosya ve yıllardır tecrübe ettiklerini topladığı defteri dışında pek bir şey bırakmaz. Kendi isteği ile mi ayrıldı, yoksa alı mı konuldu bilinmez. Tüm bunları bulmak iki oğlana kalır.
Jeffrey Dean Morgan‘ı daha çok filmlerinden hatırlasak da bir dönem Grey’s Anatomy dizisinde rol almıştır. Bu yılın baharında başlayan Magic City‘nin başrolünde yer almaktadır. Şimdilerde, benim çok sevdiğim One Tree Hill oyuncusu Hilarie Burton ile mutlu bir evlilikleri var.
Bu diziye anlam katan en önemli karakter belki de. Winchester kardeşler de biz de onsuz bu dünyanın kahrını çekemezdik.
Karakterleri anlatırken genel hikayenin gidişatından da bahsetmiş bulundum. Çok fazla ana karaktere sahip olmayan dizimizde tabii ki yan roller de var. Belki uzun süre kaldılar, belki kısa. Ama, hepsi de kısa sürede bu dünyanın sevenleri tarafından bağırlara basıldılar. Hatta bazıları bir ana karakter olmasını istetecek kadar çok sevildi.
Mesela aşağıdaki onlardan bir tanesi.
Angel of Lord (Tanrı’nın Meleği)
Kızlar için izlemeye yukarıdaki nedenler yeter. Ya erkekler..? Böyle doğaüstü bir hikayeyi erkeklerin izlemesi için konusundan başka neden yok mu? Var tabii. CW’nun güzel insan seçmekte ne kadar yetenekli olduğunu bilmeyen yok. Bu dizide de her bölüm birbirinden güzel kızlar boy göstermekte. Bir kısmı kardeşlerimiz tarafından kurtarılıyor, bir kısmı ise başkalarını korumak için öldürüyor ya da öldürülüyor. İyiler de kötüler de taş yani.
O kadar lafı geçti, biraz da gelecek zamanlarda aramıza katılacak olan karakterlerimizi tanıtalım. Tabii ki minimum ispiyon bilgisiyle. İştahınızı kabartacak kadar. Ama bundan sonrasını, ispiyondan aşırı rahatsız olan bir bünyeye sahipseniz okumamanızı tavsiye ederim. Dozunda ispiyon sevenlerle devam ediyoruz.
— o —
— Bobby – ( Jim Beaver ) ( Misha Collins ) – Castiel —
Bobby… Babalarını bulma konusunda bizim kardeşlerden yardımlarını esirgemeyen, sonrasında da hep yanlarında olan bir aile dostu. Dostlukları avcılığa dayanıyor.
Castiel… Bir melek. İlerleyen sezonlarda işler karıştığında tanrının işleri yoluna koyması için gönderdiği sadık yardımcısı. En zor zamanlarda yardım için yanlarında oldu.
— Ruby – ( Katie Cassidy ) ( Lauren Cohan ) – Bela —
Ruby… Bir iblis. En çok ihtiyaç duydukları anda bizimkilerin karşısına çıkıyor. Yardım ediyor gibi görünüyor. Ama bir iblise -özellikle de amacın onları avlamakken- ne kadar güvenebilirsin ki..?
Bela… Tam bir bela. Değerli olan şeyleri çalıp, parası olanlara yüksek fiyattan satan bir hırsız. Yaşadığı doğaüstü dünyayı da lehine çevirmeyi başarmış. Yanındayken dikkatli olmakta fayda var.
Bu iki güzel kadını izlemeye doyamayacağınızı bildiğim için küçük birer tüyo size: Katie şuan Arrow dizisinde, Lauren ise The Walking Dead dizisinde kadrolu.
— Ellen – ( Samantha Ferris ) ( Alona Tal ) – Jo —
Ellen… Yine eskiden bir dost. John’la uzun zaman önce aralarına bir soğukluk girmiş. Ama şu an kardeşlere yardım edebilmek için elinden geleni yapmaya hazır.
Jo… Genç, hırslı, ailesi gibi avcı olmak isteyen bir kadın. Ellen’ın kızı. Kardeşleri görmek, içindeki avcı olma tutkusunu alevlendirir. Ellen’ın ise böyle bir şeye izin vermeye pek niyeti yok.
Bir tüyo da bu güzel kadın için gelsin: Alona’yı bu senenin yeni dizisi Cult‘ta görmek mümkün. Daha önce de Veronica Mars‘ta izlemiştik.
— Crowley – ( Mark Sheppard ) ( Nicki Aycox ) – Meg —
Crowley… Tam bir iblis. Lehine olsun, kendi cehennemini satar. Duruma göre kardeşlerle iş birliği yaptığı olsa da pek güvenilir sayılmaz. Ama, olduğu bölümlerde eğlenmiyoruz dersek yalan olur. Eğlenceli kişiliğiyle diziye renk katanlardan.
Meg… Bir iblis daha. Kardeşlerle sıkı bir düşmanlığı var. Bu yolda ölüme hazır.
Normalde 5 sezon planlanan hikaye, 5. sezonla birlikte aslında sona erdi. Eric Kripke kafasındaki senaryoyu tamamlamıştı. Ama dizi bayağı popüler olmuştu ve konusu da uzamaya müsait bir konuydu. Kanal devam etsin isteğinde bulundu. Eric Kripke, diziyi kendi adına tamamladığını, dizi devam etse de etmese de kendisinin burada finali yaptığını belirtti. Kısacası ekipten ve diziden ayrıldı. Ama sonraki sezonlarda ara ara ilgilenmeye de devam etti. (Hatırlatmakta fayda var. Kendisi, bu sezon başlayacak olan Revolution dizisinin yaratıcılarından.) Dizimiz, yeni bir hikayeyle devam etti. “5’ten sonra bitmeliydi” diyenler de oldu. “Bu kardeşler oturup evde iki saat konuşsunlar, ben izlerim” diyenler de. Ben de açıkçası kardeşlerin muhabbeti için izleyenlerdenim.
” İkilimiz yine muziplik peşinde… “
İkilinin uyumu muhteşem. Tabii bunda, diziyle tanışıp gerçek hayatta da çok iyi iki arkadaş olmalarının da etkisi büyüktür. Birbirlerini en iyi dostları olarak gösteriyorlar. Birbirlerinin düğününde sağdıç olmuşlar. Çok da eğlenceli bir dizi ortamları var. Bunu sezon kamera arkası görüntülerini izleyerek direkt görebilirsiniz. Öylesi pozitif enerji akan bir ortamda çekilen diziden de bundan aşağı eğlence beklemezdim.
Kafanız mı karıştı? Ya bu dizi doğaüstü dizisi değil mi? Ne komedisi, ne eğlencesi?
Her şeyi dozunda içeren bir dizi Supernatural. Doğaüstü, aksiyon, macera, korku derken işin mizah unsurunu da geride bırakmıyor.
Dizi, ara bölümlerden ve konuyla alakalı temel bölümlerden oluşuyor. Ana konuyu işlediği bölümlerle sizi koltuğa yapıştırırken, ara bölümleriyle de koltuktan düşürmeyi başarıyor.
Olaylarla ilgili araştırma yaparken, meşhur dizi film ve oyuncularına göndermeler içeren özel seçilmiş takma isimler, Impala‘nın hoparlörlerinden eksik olmayan efsane müzikler derken bağlanıyorsunuz işte.
Bu sıcak atmosfer ve çektikleri güzel bölümler de tabii ki onlara ödül adaylıkları olarak dönüyor. Adaylıklar için buraya.
TIRIVIRI BİLGİLER
* Daha dizinin ilk bölümlerindeyken bir sahnede Dean’ın cep telefonu numarası verilmiş. Bir süre boyunca, bu numarayı arayanlar şu mesajla karşılanmış: “Ben Dean Winchester. Eğer zor durumdaysanız, mesaj bırakın. 11.02.83 olayıyla ilgili aradıysanız, bana koordinatlarınızı yollayın.”
* Kardeşlerin kullandığı ve meşhur olan 1967 model Chevrolet Impala arabaya dizinin hayranlarının taktığı lakap ne mi? – Cevap Metallicar.
* Impala’nın ilk sezon boyunca plakası KAZ 2Y5(kansas) idi. Daha sonra Eric Kripke’nin memleketi olan (ohio)CNK 80Q3 plakasına çevrildi.
* İlk sezonu WB’ta yayınlandı, daha sonra WB ve UPN kanalları birleşerek The CW oldu. Dizi de bu kanaldan devam etti.
* İlk sezonlardaki bölüm hikayeleri genel olarak şehir efsanelerinden köken almakta.
* Birçok bölüm adı filmlerden veya rock şarkılarından gelmekte. İşte bazıları: “Children Shouldn’t Play with Dead Things“, “The Usual Suspects“, “I Know What You Did Last Summer“, “In My Time of Dying“, “Born Under a Bad Sign“, “What is and What Should Never Be“, “Sympathy For The Devil“, “When The Levee Breaks”
* Bobby Singer’ın ismi, dizinin yapımcısı olan Robert Singer’dan geliyor.
* Dizi daha yazım aşamasındayken aslında çok daha farklı planlanmış. Aslında dizimiz; şehir efsanelerini araştıran ve bunları yazar köşesinde aktaran bir araştırmacının hayatını anlatacakmış. Hayalet avcıları Sam ve Dean’in değil.
* Sam 2 Mayıs 83 doğumlu. Canlandıran Jared 82’li. Abisi Dean ise 24 Ocak 79 doğumlu. Canlandıran Jensen 78’li. Demem o ki oyuncular ve karakter birbirine uyumlu seçilmiş veya yaratılmış.
* Jensen başta Sam rolü için başvurmuş. Ama ardından Jared gelince ve o rolü beğenince, Jensen’a Dean rolünü alıp alamayacağı sorulmuş. Meğerse Jensen, önceden Dean’i istemeyi düşünmüş. Onu daha komik bulduğunu söyleyerek rolü kabul etmiş.
* Babaları John Winchester’ı oynayan Jeffrey Dean Morgan; aslında Dean’den sadece 12 yaş büyük.
* Hem Jared, hem de Jensen; Kansas’ta büyümüşler.
* Gelecek sezonlarda karşınıza çıkacak olan iblis Ruby rolü için başta Kristen Bell düşünülmüş, ancak rolü Katie Cassidy kapmış.
* Kardeşlerin her daim yanında olan Bobby aslında tek bölümlük bir karakter olarak yaratılmış. Ama sevilince ekibe dahil olmuş.
* Oyuncuları erkek ağırlıklı bir dizi olarak, sanılanın aksine izleyicilerin büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. (Aslında çok da düşünmeye gerek yok, J2 diyoruz, normal diyoruz.)
* Her sezon finali aynı şarkıyla başlar, ve sezon boyunca yaşananların geniş özeti bu şarkı eşliğinde bize izletilir. Bazıları Altın Vuruş etkisine benzer bir etki bıraktığını söylüyor. Şaka şaka Şarkımız “Carry on My Wayward Son”
* İlk bölümün sonunda Jessica’nın ölmesinin amacı, Sam’e Dean’le yolculuğa çıkması için gerekçe vermesini sağlamakmış. Başta Jessica’nın aslında iblis olduğu fikrinden yola çıkmak istemişler, ama daha sonra onu öldürmenin Sam’e daha iyi gerekçe olacağı düşünmüşler.
Benim gözümde bir efsane, ileride baştan sona tekrar izleyeceğim bir yapım Supernatural. Umuyorum ki kendine yakışır ve unutulmaz bir finalle ekranlara veda eder.
Bu tanıtımdan sonra merak edip başlayacaklar için bir tanıtım videosu aşağıda beklemektedir. Kalanlar ise genel olarak ispiyonsuz olup izleyenler için eklenmiştir. Biraz eğlenelim değil mi?
İkinci videoyu da yeni başlayacaklara tavsiye ederim.
Başlayacaklara keyifli seyirler dilerim, eğer sevmeyeceklerini düşünürlerse en azından 2. sezona kadar gelmelerini tavsiye ederim. Zaten izleyenlere de sezonun başlamasına 1 günden az kaldığını hatırlatır ve güzel bir yeni sezon dilerim.
Kapı pencere diplerinde tuzunuz, yastık altında tahta kazığınız, gümüş zinciriniz eksik olmasın.
yorumlar
@dkamoy @pirate
Ben bölüm içinde biten olaylardan pek hoşlanmıyorum ve beni de baydı ilk bölüm .
Ancak arkadaşlarımın şuan çok büyük bir baskısını var izlemem için . Ha bide ben bu türü de çok seviyorum .
Normalde bir diziyi bir daha denemem ancak arkadaşların baskısı ve sizin onayınız ile yeniden izleyeceğim bugün sağolun
@ilterisMayadagli Şöyle diyim; o, kendi içinde biten konulu bölümlerde (özellikle ilk sezonda) aslında altyapıyı oturtuyorlar. Evreni tanıtıyorlar. O bölümlerde geçen şeylerin birçoğu sonradan lazım oluyor.
(Bu arada ben türü çok sevmediğimden sanırım, genelde kendi içinde biten konular içeren bölümlerini daha çok seviyorum dizinin. Ama tabii ki ana konular türü sevenler için hiç fena değil.)
Güzel döndü.
S12E01 Başlangıcı
O baştaki müzik ne öyle arkadaş ya? Ben şarkımızı geri istiyorum.
@pirate o sezon finalinde çalıyor.
@SiyahGiyenAdam Yooo; sezon finali, sezon açılışı, hatta sezon arasından dönüş bölümlerinde bile çaldığı oluyor.
@pirate sezon açılışlarında hep farklı şarkı çalıyorlar.
Fena dönmedi.
*
’nin sezona katkısının pozitif yönde olacağı aşikar. Çok güzel bir hamle oldu bu gerçekten.
*Başkalarının işlerine burnunu sokanlardan hiç haz etmem. Dolayısıyla bu Harflerin Adamları İngiliz Şubesi olayından da zerre haz etmiyorum. Elizabeth Blackmore’un TVD’de de pek fanı sayılmazdım ama; burada cidden sıkıcı ve uyuz bir rolde yahu. O aksanı da daha da çekilmez hala sokuyor karakteri.
*
, çok amatörce bir hamleydi.
*Castiel,
@pirate: Aaa bölüm için puanın yok mu?
Fena değildi, Supernatural tarzı bir dönüş olmuş diyebilirim. Umarım bizim
Bir de bu The Fall daki pısırık kadında ne cevher varmış ya. Hem Dean’i hem Castiel’ı fena benzetti.
Mary bu sezonu daha güzel yapacak gibi.
Bu sene bununla Shield’ı biriktirmek istiyordum ama yine dayanamadım girdim, hayırlısı olsun. Yine güzel bir sezon izleriz umarım.
tey allahım bunları da özlüyor insan bi süre sonra.
@ozgun14 : Sen daha dönme, hıh!
döncem döncem az daha ilerlesin. konuların benim hoşuma giden yöne kaydığını spoilerlı da olsa azcık azcık duydum. o yüzden biriktiriyorum. toplu halde izlerken fena kaptırıyorum kendimi ben buna. o hissi özledim. bir zamanlar arrow altında olduğu gibi çılgın atmak istiyorum bu sayfada.
Sen git Kore dizisi izle @ozgun14
öyle deme ya anlayamazsınız çok eğlenceliler. tam bir guilty plesure
abidin : güzel kodun lafı, teşekkür ederim.
özgün : evet, anlayamam.
Fena degildi.
Mary sen cok guzelsin. Gecmisi yasamadan gelecege atilarak gecmise dair yasadigi ozlemi, uzuntuyu falan anliyorum da ayrilmak nedir Allah askina.
Güzeldi. Uzun zaman sonra acaba bana mı öyle geldi yoksa Sam
Seçimin üzerine cuk olan bir bölüm olmuş. Hahahaha, çok iyiydi ya. Efsane bölümlerden biri olabilir.
Twitter esprisi güldürdü.
Ellie’yi de Sam’e yapalım bence.
S12E06
İlk 5 bölümün 1-2 tanesi orta direkti, gerisi çok kötüydü. Sonunda güzel bir bölüm izleyebildiğim için mutluyum.
Bölüm hikayesi çok iyi aktı gitti. Tanıdık yüzlerden Jody ve Billie’yi görmek güzeldi. İkizleri de sevdim. Umarım yolumuz kesişir bu ikiliyle ilerde tekrar.
Bölüm için puanım: 8.5
Fena değildi.
Jensen Ackles ve Danneel Harris yeni doğan ikizlerine Zeppelin Bram ve Arrow Rhodes ismini koymuş.
Kızlarının adı da Justice Ray’miş meğerse.
Sezonun ana konusunu da sevdim bu sefer, ana kötüyü de.
Özellikle 20. ve 21. bölümde defalarca kahkaha patlattırdılar bana sağolsunlar. Harika ironiler vardı yine. Son bölümde Dean’in
3-4 defa izledim. Alem adam vesselam. :))
12. sezona girmek için içim gidiyor ama tutuyorum kendimi. Muhtemelen bu yıl bi değişiklik yapıp sezon arasında yarım sezon izleyeceğim.
sam ve dean arasındaki gereksiz gerilim birbirini suçlama birbirlerinden sır saklayıp izleyeni de kendilerini de bunaltma hali devam ediyor mu acep?? yoksa öpüşüp barıştılar mı?
KArdeş onlar. Sence..?
kardeş onlar arada ufak ufak kavga ederler ama öpüşür barışırlar çok uzatmazlar olarak kabul edeyim o halde
ama aslında demek istediğim ilk 2-3 sezondaki halleriyle son 2-3 sezondaki halleri arasında bayaa fark vardı. gereksiz bi yoktan kendine dert edinme olayları falan. ana hikayeye yüklenemeyen senarist abi kardeş dramasına boğduydu bi ara. hem ana hem de ara konu da gelişmeler olduğuna göre bu kardeş draması hafiflemiş midir diye şeyettiydim.
@ozgun14 Anlamıştım da pislik yapayım dedim. 11. sezon için konuşacak olursam o yola yine saptılar ara ara ama bayacak kadar uzun sürmedi benim için.
iyi bari ben en iyisi mi supernatural ekşi başlığını takipten çıkarayım. orada supernatural’ı kötülemek moda oldu. sürekli hevesimi kaçırıp duruyorlar.
şaka maka 1,5 sezon da birikti. sezon arasıyla birlikte buna dönme vakti geldi o halde. iki ay içinde bu başlığa artı 20 yoruma hazır olun.
İlk 20 dakikası gıy gıy yapıp sıksa da sonrasında bir açıldı, pir açıldı. Ve sezon ortası finaline yakışır bir noktada bırakıp gitti bizi.
ile sezonun 2. yarısı vasat geçen sonbahar dönemine oranla çok daha iyi olacak gibi duruyor. Hadi hayırlısı!
Güzel bir bölümdü ama son iki bölümdür tekrar döndükleri konudan artık sıkıldım. İlk 6 bölümü çok efso gidiyordu oysaki.
Sonda Dean ve Sam’in yaptığına anlam veremedim. Bir de Castiel onların hafızalarını silmemiş miydi ?
İspiyon içine saydığım şeyler dışında çok güzel gittiğini düşünüyorum. Biraz ara güzel gelecek.
David Haydn Jones Joins ‘Supernatural’ As Mystery Character
S12E10
İlk 15 dakikası pek sarmasa da sonrası gayet güzeldi. Alicia Witt‘in bölüme katkısı çok büyüktü. İleride tekrar görmek isterim Lily Sunder karakterini.
Rezalet geçen sezonun kayda değer 2-3 bölümünden biri olmayı başardı bu bölüm.
Bölüm için puanım: 8.0
S12E11
Sezonun en fazla Supernatural hissi veren bölümü buydu kesinlikle. Dolayısıyla da en çok hoşuma giden bölümü oldu. Dean, epey bir eğlendirdi. Sam ve Rowena da ona iyi eşlik etti.
Bölüm için puanım: 8.6
Enterasan bir SPN bölümüydü. Sondaki olayı hiç beklemiyordum ya, haberi falan da gelmemişti şok oldum
S12E12
Her şeyiyle ‘Bi biptirin gidin! ‘ bölümü olmuş.
ama güzeldi be.
Colt ve Mark Pellegrino,
güzel sürprizler oldu.
Bölümün tamamında Tarantino filmlerine bol bol selam çakmışlar. O da hoşuma gitti.
Sezonun iyi bölümlerinden biri olmuş sonuç itibariyle. Şu kalitenin altına çok inmeseler bari.
S12E15
Sezonun sevdiğim bölümlerinden biri oldu. En çok sevdiğim bölümü de olmuş olabilir hatta.
*Crowley ve L’in malum sonlardaki sahnesi süperdi. Büyük keyif aldım izlerken.
*CK hikayesi izlemeyeli de epey olmuştu. İyi geldi bu bölüm bu açıdan.
*Bölüm konuğunu izlemesi de keyifliydi. Çok yetenekli biri olduğunu söylemek yalan olur ama iyi bir ekran enerjisi var. Çok yakında iyi bir projeden fırtlar bence bu kız.
*Crowley’nin telefonunda şunu görünce güldüm.
*Bizimki gözünde gözlük, elinde fenerle çok şık olmuş. Bu tiple bir Scooby-Doo filminde Fred rolü yakışır aslında buna.
*Ve son olarak; babaya (JDM’ye) güzel bir selam çakmışlar şu zoom sahnesiyle.
Bölüm için puanım: 8.7
Tamam elimizde
Güzel bölümdü. Sonunda
Garth’ı da artık bi görelim, fotoğraftan ibaret kalmasın bunun üzerine. Oyuncuyu da özledik hem 1 bölümcük bile vakti yok mu uğramaya.
Supernatural will be doing an animated #ScoobyDoo episode next season
ben yapmamam gereken bir şey yapmış olabilirim eyvahlar olsun
@ozgun14 Sildin mi elinde bekleyen sezonları?
Dizi işleri o kadar büyüttü ki bana ilk bölümler şimdi çekilmez gibi geliyor. Hem ilk başlarda diziyi sürükleyen bi gizem unsuru da vardı. O da olmayacak şimdi.
Tabi belki o sadelik özlediğimiz bir şeydir. Denemeden bilemiycem.
valla ilk 5 gayet güzel gitti. ben zaten ikiliyi izlemeyi seviyorum drama free haliyle çok daha çekilir durumda ilk sezonlarda. ilk 5i izleyip 10dan devam edeceğim zaten. ilk 5te de sıkılma ihtimalim sıfır.
ilk bölümler kardeşlerin ilişkisi ne kadar iyiymiş. artık aralarındaki ilişkiyi öyle saçma sapan bir şeye dönüştürdüler ki isteseler de eskisi gibi olmaz sanırım. yazık etmişler resmen adamlara. keşke uysa da uymasa da kodum yapıp ilişkilerini bir anda düzeltseler ilk bölümlerdeki gibi keyifli keyifli izlesek.
benim artık sevmeme nedenim ana konu değil kardeşler arası gereksiz fazla dramaymış. ilk bölümler gayet güzel izletiyor kendisini. zamanında farkına varamadığım bazı konuk oyunculukların tadını şimdi daha iyi çıkarıyorum ek olarak.
TVLine’ın May Sweeps’ini kurcaladım yine ve o ne güzel iş öyle… Dünkü bölümü diyorum.
Zamanında bende yayınlanmış bütün sezonları (5-6) izleyip bırakmıştım diziyi. Sonra sezon yayınlanırken öyle bölüm bölüm bekleyemem diye biriktirirken bir daha devam edemedim diziye. Şimdi de cesaret yok, üstelik çoğu şeyi de unuttum. Eşimi ikna edip bende bir çılgınlık yapsam mı diyorum ama o benden daha da uzak mesafede duruyor diziye. Malum 12 sezon insanın gözünü korkutmaya fazlasıyla yetiyor.
Cesaretinizi içtenlikle kutluyorum @ozgun14, darısı başıma diyorum