22dakika.org

Bugün bir tanıtım yapasım geldi ve dedim haydi bizimkileri 3 sezondur gülerek izlediğim, 4. sezonu da 21 Eylül’de başlayacak olan ABC komedisi The Goldbergs‘ün biraz daha içine çekeyim.
2013 Eylül’ünde tanıştık bu 80’lerde geçen kahkahasız aile komedisi ile. Özünde 3 çocuklu ve 1 büyükbabalı bir aile olan Goldberg’lerin hayatına güldüğümüz klasik aile komedilerinden biri. Ama hem 80’lerde geçmesi, hem de yapımcısı Adam F. Goldberg’ün uzaktan da olsa kendi hayatına dayanıyor oluşu ile hikayesini tatlı tatlı anlatan türden bir komedi.

Adam F. Goldberg dediğimiz adam 1976 doğumlu bir “geek”. Çocukluğunu elinde VHS kamera ile geçirmiş biri. 15’inde yazdığı Dr Pickup tiyatro oyunu ile Philadelphia Genç Yazarlar Festivali’nde ilk ödülünü almış. Ondan sonra da hızını alamayıp 19’una dek ülkenin çeşitli yerlerinde sahnelenen 50 oyuna imza atmış bir yetenek. Tabii bu arada çeşitli ödülleri de toplamaya devam etmiş.
Kalemi bu denli kuvvetli olan Adam büyüdüğünde de yazar ve yapımcı olarak kamera arkasında kalmaya devam etmiş bir sanatçı. En bilindik işi de yaratıcısı olduğu Breaking In dizisi.
Yaşlandıkça Kaan Kural şirinliğine bürünen bu tatlı insan, günün birinde eski kamera kayıtlarını karıştırırken “yahu aslında benim çocukluğum da az çatlak geçmedi” diye düşünmüş olacak ki kendi çocukluğundan esinlenen The Goldbergs dizisini kaleme almış ve biz de macerasına bu noktadan sonra tanık olarak sayesinde gülmeye başlamışız.

Gelelim konuya…

80’lerdeyiz. Adam henüz ergenliğe girmemiş sevimli bir çocuk. Kontrol delisi ve çocuklarına hasta bir anne, sakin ve umursamaz görünümlü bir babanın 3. ve son çocuğu. İkisi de ergen liseli olan bir ağabeyi ve bir de ablası var. Adam’ın en büyük meraklarından biri elinde sürekli VHS kamera ile gezerek çevresinde olan biteni kaydetmek.
Bu 3 çocuğa sahip ebeveynlerimiz Murray ve Beverly. Resmin içinde bir de Beverly’nin babası var.
İşte bu aile bireylerinin yaşadıklarını küçük Adam’ın gözlerinden izliyor, düştükleri genellikle “sulu olmayan” durumlara gülüyoruz her bölümde. 80’lerin mükemmel saçmalıklarını hatırlamak da cabası.

Aile bireylerimizi biraz daha yakından tanısak ya..?

Beverly Goldberg (Wendi McLendon-Covey)
80’lere has, gram bozulmayacak şekilde kabartılıp spreylenmiş saçlarına ve çeşit çeşit, rengarenk kazaklarına bakarken izlediğiniz sahnedeki konununu ne olduğunu unutmanız mümkün.
Ailenin fazlasıyla korumacı ve baskın annesi. Çocuklarının üçünün de hayatına fazlasıyla müdahale eden bir tip. Bu da genellikle zavallıları utanç içinde bırakacak durumlara sokuyor.
Bu kolayca sulandırılabilecek karakter, Wendi McLendon-Covey’in elinde resmen devleşiyor. Özellikle ilk sezonda bölüm içi konuların çok sarmadığı, diziye henüz alışamadığım zamanlarda bile bu oyuncunun döktürmesi sayesinde gözümü ekrandan alamadığım anlar sürüsüne bereketti. (Ki bu gözler Katey Sagal’ın Married With Children’da yaptıklarını defalarca görmüş gözlerdir.)

Adam Goldberg (Sean Giambrone)
Popüler kültür hastası, doğuştan “geek” olan, ailenin en küçüğü. Yaşına göre sorumluluk sahibi, uslu diyebileceğim, akıllı bir çocuk. Genellikle aile aktivitelerini vs. kamera ile kaydeden, elinden kurgu da gelen bir velet.
Bu arada hikayemizi yetişkin Adam’ın ağzından dinliyoruz ve dizinin anlatıcılığını sevimli bir tonlama ile Patton Oswalt başarıyla üstleniyor.

Barry Goldberg (Troy Gentile)
Ailenin ortanca çocuğu. Özgüven fazlasından muzdarip, az da olsa salak bir tip. Neredeyse her konuda beceriksiz bir ergen (hokey ve güreş hariç). Okulda popüler olmak için elinden geleni ardına koymuyor.
Dizinin sulu sahnelerinin malzemesi. İlk sezon yoruyordu ama sonra ya ben alıştım ya da dozu kabul edilebir, inanılabilir seviyeye çektiler.

Erica Goldberg (Hayley Orrantia)
Ailenin en büyük çocuğu. Gayet soğukkanlı ve “kuğğl (cool)” biri. Akıllı ve güzel bir kız. Müzik kulağı da var. Aklıbaşında ama asi ruhlu. Okulda gayet popüler ve iki kardeşinin üzerinde de sağlam egemenlik kurmuş, klasik bir manipülatif, zeki abla.

Murray Goldberg (Jeff Garlin)
Ailenin huysuz ve bir şekilde asosyal kalabilen babası. Karısının aksine, dünyanın en zeki, en güzel ve en yetenekli çocuklarına sahip olduğu illüzyonu içinde yaşamıyor. Ama biraz fazla gerçekçi olduğu için çocuklarını yüzlerine karşı yermekten geri kalmıyor. Tabii eşinin izin verdiği kadar. İşinde iyi, çalışkan bir baba. Evdeyken ise zamanını televizyon karşısında geçirmeyi ve kendisine elleşilmemesini tercih ediyor.

Albert “Babalık” Solomon (George Segal)
Beverly’nin dul babası. Yaşına göre oldukça kaçık bir adam. Genellikle yaşından genç insanlardan beklenen hareketler sergiliyor. Ama sanmayın ki sorumsuzun teki. Gayet sağduyulu bir adam. Torunlarına daima bilgece öğütler veren, ailedeki herkesi güzel yönlendiren biri. Adam’ın en yakın arkadaşı.

Bu ana karakterlerimizin yanında en fazla tekrar görünen karakteri de kısaca anayım, eksik kalmasın.

Lainey Lewis (AJ Michalka)
Erica’nın en yakın arkadaşı. O da gayet akıllı. Okulun popüler kızlarından biri. Barry’nin yıllardır platonik aşkı.

Yazardan inciler…
Birden fazla çocuğu olan bir ailenin evladıysanız, bu dizide illa ki çocukluğunuzdan bir şeyler bulacaksınız. Hele hele 80’lerin bir kısmını hatırlayabilecek yaşta geçirmiş bir bireyseniz, The Goldbergs sayesinde anıp, kahkahayı basmanıza neden olacak ayrıntılar sizleri bekliyor.
“Aile komedileri seven ABC kanalı yine klasik ve muhtemelen benim için sulu bir işle gelmiş” diyerek ilk bölümün başına oturmuştum. Ama özellikle Wendi McLendon-Covey’in Beverly karakteriyle yaptıkları beni diziye bağladı. İyi ki de bağlamış diyorum çünkü ilk sezonda genelllikle vasat bulduğum hikayeler ve karakterler 2. sezonda oturdu. Her bölümün karşısından gülerek ve iyi zaman geçirmiş bir halde kalkar oldum. 3. sezonda ergenliğe adım atan Sean Giambrone’un kalınlaşmaya çalışan çatlak sesinin yoruculuğunu yapımcılar da farkında olsalar gerek ki çocuğun sahneleri önceki sezonlara göre azaldı. Yine de elbette Patton Oswald sayesinde biz, hikayeleri hala yetişkin Adam’ın dilinden dinlemeye devam edebiliyoruz neyse ki.

Gerçek Goldberg’ler

Ha bu arada, özellikle bölüm sonlarında Adam F. Goldberg’ün çocukluğunda çektiği amatör görüntülerin paylaşıldığı, bölüme ilham olan gerçek sahneler ya da aile fotoğrafları benim favorim.
Hazır Stranger Things ile bu aralar bir 80’lere saygı kuşağı başlamışken, ben de dönemi güzel yansıtan ve bunu 3 sezondur sıkmadan yapabilen bu komediyi hatırlatayım dedim. Belki bulaşanınız olur, kim bilir?

İlk bölüm fragmanı
İlk bölümün özeti
İlk sezonun kısa fragmanı