
The Last Kingdom || Tanıtım
89 yorum necdetcem7 17 Aralık 2015 09:17

Ekim ayında BBC Two ve BBC America soframıza yeni bir dizi getirdi: The Last Kingdom
Dizi, Bernard Cornwell‘in Savaş Lordu Yıllıkları adlı kitap serisinden uyarlandı. 10 Ekim 2015 tarihinde yayın hayatına başladı ve 28 Kasım 2015 tarihinde ilk sezonunu tamamladı. Geçtiğimiz günlerde de yeni sezon onayını aldı. Bölüm süreleri 55 dakika ve ilk sezonu da 8 bölümden oluşmakta.
Dizinin mutfağındaki isimler: Stephen Butchard, Nigel Marchant, Gareth Neame ve Chrissy Skinns
KONU
Dizimizin hikayesi M.S. 9. yüzyılda başlıyor. İngiltere parçalanmış durumda ve her tarafta Viking kuşatmaları var. Uhtred, (Alexander Dreymon) ağabeyinin Vikingler tarafından öldürülmesinden sonra vaftiz edilerek babasının topraklarının varisi olur. Daha sonra babasının ordusu ağabeyinin intikamını almak için Vikingler ile savaşa girer fakat babası savaşta öldürülür, Uhtred ise çocuk yaşta Viking lordu Ragnar tarafından esir alınır. Daha sonra Uhtred’in hakkı olan tahta boşluktan yararlanan amcası geçer ve Uhtred’i Vikinglerden satın alıp öldürmek ister. Fakat babasının sadık yardımcısı Peder Beocca (Ian Hart) sayesinde Ragnar Uhtred’i vermez ve kendi topraklarına götürür.
Bu olayın üzerinden yıllar geçer, Uhtred genç bir delikanlı olur. Kendisi bir Viking gibi yetişir ve Ragnar’ın öz oğlu gibi sevgi görür. Yanında onunla aynı kaderi taşıyan genç ve güzel sevgilisi Brida (Emily Cox) vardır. Bir gün Ragnar’dan intikam almak isteyenler ona suikast girişiminde bulunurlar, bunun sonucunda Ragnar ve ailesi öldürülür. Aileden sadece Uhtred, Ragnar’ın oğlu Genç Ragnar (Tobias Santelmann), Uhtred’in sevgilisi Brida ve Uhtred’in üvey kız kardeşi sağ kurtulur. Genç Ragnar savaştadır o yüzden orada yoktur. Ragnar’ı öldürenler, Ragnar’ın kızını kaçırıp, Uhtred’in amcasının topraklarına sığınırlar.
Uhtred, Brida ile birlikte amcasının elinden hak ettiği toprakları almak ve babasının intikamı için İngiltere’ye doğru yola koyulur. İlk önce kendisini amcasına fark ettirip kaçar, ardından kendini Viking-Sakson savaşları ortasında bulur. Vikingler İngiltere’yi işgal etmek üzeredirler ve Uhtred de topraklarını almak için İngiltere’nin Son Krallık adıyla anılan ve merkezi olan Wessex’e doğru yola çıkar. Amacı Kral vasıtasıyla topraklarını almaktır.
Wessex Kral’ı Uhtred ile tam olarak görüşemeden savaşta hayatını kaybeder ve yerini kardeşi Alfred (David Dawson)‘e bırakır. Alfred ise Uhtred’in yardımı karşılığında topraklarını alabileceğini vaat eder. Uhtred için zor sınav başlamıştır. Kendisi, Saksonlar ve Vikingler arasında bir tercih yapmak zorundadır…
SON SÖZ
Öncelikle dizinin bu senenin iyi ve gelecek vaat eden işlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. İlk sezonunda fazla kafa karıştırmadan, izleyiciyi sıkmadan akıcı bir şekilde hikayesini anlattı ve sezonunu tamamladı. Süresi uzun olduğu halde izlerken hiç sıkmadı. Dizideki oyunculuklar da fazla abartı olmadan gayet yerinde ve iyi bir şekilde aktarıldı. Oyuncularını çok fazla tanımasam da hemen içim ısındı.
Bir de şu detaya değinmek istiyorum: Dizide Vikings dizisinden hatırlayabileceğiniz isimler geçiyor, fakat bu dizide olaylar sadece kurgu. Gerçeklik yok. Diziden bir Vikings bekleyenler beklemesin; çünkü dizinin Vikings ile ortak tarafı isimler, zaman ve olayların içinde Vikinglerin olması. Başka hiçbir ortak tarafı yok. Ona göre beklentinizi ayarlayıp da girin derim.
TANITIM FRAGMANI
https://www.youtube.com/watch?v=l6j5bDoga9Y
yorumlar
Ben başladığı sıralarda bu dönemde geçen bir savaş dizisi izlemeyi canım çekmediği için denememiştim. İyi de etmişim, zira tadını bu kadar çıkartamazdım herhalde peşpeşe izlemesem. Bittikçe sonraki sezonu istedi bünye. 1 hafta beklemek bile zor geldi. Şİmdi işim yoksa 4. sezonu bekleyeceğim.
Game of Thrones lafı etmiştim ya hani yukarıdaki yorumunda… Bu GOT’un mantıklısı, ayakları yere basanı ve fantastiksizi. Hala kararsızsanız ona göre de yaklaşabilirsiniz.
Velhasıl kelam türünün gayet iyi bir örneğidir, tavsiye ederim. Kaçırmamanız dileklerimle…
@necdetcem7 Ben 3. sezonu ilk 2 sezondan accık daha az sevdim.
Bu arada finalde de Aethelwold bitti tamam ama bir sürü kötü adam hayatta kaldı, farkında olmadığımızı sanmayın. Hele hele Alfred’in karısı bizi daha sezonlarca kanser edecek gibi duruyor ya ifrit oluyorum.
Durup durup şunu diyorum: Ya Ragnar ölmeyeydi iyidi be. Uzakta muzakta, seviyorduk biz onu.
Bi de Alfred’i oynayan adama biraz ödül verselermiş keşke demeden edemedim. İngilizler bu işi biliyo kardeşim.
Skade i sevmiştim ben, daha uzun kalsaydı da olurdu. Bazı kadın karakterler konusunda anlaşamıyoruz seninle o yüzden sevmeyeceğini düşünmüştüm zaten :))
Alfred in karısı konusunda aynı duygulara sahibiz.
S4 Postercik
Season 4 Trailer
Orta direk bir başlangıç yapmış bu arada. Sezonun içerisine tam olarak giremedim mod olarak henüz. 2. ve 3. bölümlere kısmet artık. Bölümün başına konulan hatırlatma kısmı iyi olmuş bu arada.
Bir sezon daha iki günde hüplettirdi yine kendini. Yine çok güzeldi, yine tatmin edici bir finalle bitti.
Eklenen karakterlerden özellikle Sigtryggr‘e
Eadith de yine daha ilk bölümden “allaaam sen ne güzel kadınsın” dedirtip durdu. Üstüne bi de bizim tarafa(!) geçmesine ve ortalıktan kaybolmayıp Finan‘a yavuklu yapacak olmalarına pek mutlu oldum.
Neyse sonuç olarak izlemeyen kalmasın, hadi bak.
Aelswith’in ne yapmaya çalıştığını pek anlamlandıramadım bu bölüm.
Brida’nın
İlk 2 bölüm itibariyle vasatlık devam ediyor. İlk 3 sezondaki o tat yok şu an için.
Özlediğim The Last Kingdom’dan izler vardı bu bölüm. İlk 2 bölüme oranla çok daha iyiydi kesinlikle.
Çok severdim diyemeyeceğim kendisini. 3 sezonluk süreçte saçma sapan şeyler yapıp sinir bozduğu çok fazla an oldu. Ölmesi hiç umrumda olmadı o yüzden açıkçası.
*Aethelflaed: Anlayamıyorum şu an seni. Sana ne Mercia’dan kızım? Hadi diyelim ki Aethelred öldü; sana mı bırakacaklar Mercia’yı?
*Aethelred: Yine aynı şey.
*Stefanie Martini’nin karakteri Eadith’in geleceğini merak ediyorum valla. Sezon içerisinde nalları diken sıradan bir karakter mi olacak yoksa sezonun sonlarında çok büyük etkileri olup bir sonraki sezon için önemli bir karakter haline mi dönüşecek?
*Uhtred’in oğlunun mızmızlıkları konusunu kapattık herhalde an itibariyle.
4. bölümde biraz kendini buldu…. go go…
1’inci sezon
Yillardir ha izledim ha izleyecegim derken daha fazla ertelemeyeyim dedim ve başladım. Gayet eğlenceli ve akıcı, mis gibi orta çağ hikayesiymiş bu. Vikings ciddiyetiyle uzaktan yakından alakasi yok çünkü tarihi gerçeklik anlatma derdi yok. O yuzden rahat rahat hareket ediliyor. Karakterler pek sevilesi ve güzel birkaç twist de vardi. Yer yer entrikası da eksik olmadi. Özenli iş hemen belli ediyor kendini. Sonbaharda gelecek olan Assassin’s Creed Valhalla öncesi de guzel bir atıştırmalik oluyor.
3. bölümde başlayan yükseliş bu bölüm şiddetle devam etti. ‘Bakalım masada kim kazanacak?’ kafasıyla izledim bölümü. Aksiyonu da tadındaydı. Güzel bölüm olmuş cidden.
*Cnut’un ölümünün Brida’nın elinden olması iyi oldu. Sonrasında Uhtred’in Brida’ya sahip çıkamamış olması beni ciddi seviyede rahatsız etti ama. Hatun, savaş ganimeti olarak Gallilere gitti iyi mi?
*Edward’ın kayınbabası sinir bozmaya başladı iyice. Çevirdiği dümenler yetmiyormuş gibi savaş meydanına savaş bittikten sonra salına salına geliyor iyi mi?
*Aethelred, sezonu sağ salim tamamlayamayacak galiba. En fazla 1-2 bölümlük ömrü kaldı gibi duruyor. Kafasındaki yara öldürmese bile Eadith öldürür muhtemelen onu.
*Aethelflaed, Wessex’ten yasaklandı, kocası da nalları dikmek üzere. Savaşa da onun liderlik ettiği düşünülürse Mercia tahtına kurulur belki de yanında Uthred ile. Tabii ortada oturacak bir taht kaldıysa.
Hikaye uğruna başvurulan bircok klişeyi yutturmayi başarıyor dizi ve bu seyir zevkini müthiş arttiriyor. Burada sorun yok ama
3×02
Dizide nihayet cesur bir karar alınıp keskin dönüş yapıldı çok şükür. Sezonu yine bu hikayeyle sündürmeyecek olmalarına sevindim. Gidişata bakılırsa bu sezon ilk ikiyi sollayacak.
3×03
Hay dilimi eşekarısı sokaydı da keskin dönüş yaptılar demeseydim. Uthred oğlum senin daha 40 fırın ekmek yemen lazım belli oldu. Öte yandan karakter gelişimi için iyi bir hamleydi ve gerekliydi. Bir kere de mantıksız olan yapılsın da görelim bakalım sonuçları ne olacak.
Bu dizi game of thornes la oldukça benzerlikler taşıyor.Tabi ki farklılıklar var ama temelde bize anlatılan bir hükmetme mücadelesi.Bu iki dizinin bize aslında anlatmak istedigi bu basitçe.
Bu dizi de bir de bize dinin bu amaç için araç olarak nasıl kullanıldığını zıt ana karakterle gösteriyor.Ultherd farkındaysanız hıristiyanlığı israrla kabul etmiyor.Bir nevi dinsiz aslında..Olabildiğince olaylara objektif yani gerçek ci yaklaşım göstererek çok büyük fedakarlıklar da bulunan bir karakter.
Dizi farkındaysanız ana karaktere kendisiyle ilgili bir takim sorgulamalar da yaratıyor.Peki bunu nasıl yapıyor. Bir oğlu ve kızıyla .Farkındaysanız iki çocukta farklı karekter,. Peki bunlar neyi simgeliyor Erkek olan dinine bağlı.Gerçek bir yaşam istemeyip kendini duvarlar örerek sınırları içinde yaşamak istiyor.Kız olan ise tam aksi.Özgürlüğüne düşkün Hata yapsa bile bunu yaşayarak öğrenmek istiyor.Bilmiyprum farkındamısınız kız karakterin isteyerek bir de nereye gittiğine. Ana karakterimiz en zoru en çok çelişkiyi yaşıyor ama yine de bir doğru yol buluyor mu kendince.
Dizi aslında bize ana karaktere çok öykünüyoruz ama ana karakter gıbı her bakımdan çelişkiler yumağında olduğumuz gerçeğini de görüyormusunuz diye de gözümüze sokuyor.
İlk 2’den daha iyiydi ve iyice doyurdu bu sezon.
Yeni sezonda artık biraz da
tarafına gidip bir kolaçan edersek sevinirim. Arka arkaya izlemesi pek zevkli olan bir dizi, arayışta olanlara tavsiyedir.
mantık hataları dizboyu olsa da seyrettiriyor…. zaten bugünlerde aramızda ekip kurup, dizi çeksek grammy bekleriz….
@gomen Ogul ve kizla ilgili kismi spoiler icine almalisin, genel bir fikirdir diye dorduncu sezona baslamadan okudum ve bilmedigim seyler ogrendim sayende, tadim kacti.
en uyuz olduğum dönem de geçmesi ,kullandıkları soğuk mavi kamera lensin beni rahatsız etmesi bla bla bla …offff maria daha ne diyeyim
Yeni sezonu da bir çırpıda yuttum. Yine çok beğendim. Ta ilk sezondan gelen bazı eleştirilerim
hala geçerli olmakla birlikte dizinin hiç çizgisini bozmadan ve merak unsurundan da çalmadan çok lezzetli bir şekilde hikayesini anlattığını söylemek lazım. Hiçbir karakter baştan savma veya dandik değil. Düşman bile olsa kimse derdini anlatmadan ölmüyor. Bu açıdan Game of Thrones karşılaştırmaları yanlış değil ama tek tük hamleler var ki acayip ucuz kalıyor onun yanında. Mesela
Babbenburg hikayesi tek yaramız. Anlaşılan o ki anca dizi finalinde o kalenin fethini görebileceğiz.
‘Taht Oyunları’ temalı harika bir bölüm olmuş.
*Şu kardeşlerin sezona olan katkılarından memnunum.
Anan seni başka birinden mi yaptı acep? 
*Aethelflaed, babanın yüksek zekası tartışılmaz. Anan da aman aman aptal biri sayılmaz. Sen niye bu kadar salakça tepkiler veriyorsun sürekli olarak anlamış değilim.
*Edward’da
*Oğlanda bir cacık yok ama kızı sevdim Uhtred.
Brida’nıın gençliğini anımsattı bana. Daha fazla görürüz umarım onu bundan sonraki süreçte.
Bu kez de
temalı bir bölüm yapmışlar. Son 2 bölüm kadar olmasa da güzeldi yine.
3 bölüm önce Eadith’in sezondaki nihai varlığını sorgularken aklımda bir Uhtred-Eadith birleşmesi oluşmadı değildi hani. Uhtred-Aethelflaed ilişkisinin sonlanma vakti geldi de geçiyor bence. Neden olmasın derim ben? Ha onu Finan’a yazsalar da hayır demem; orası ayrı konu.
İlk 3 sezonda düştüğü en zor şartlarda bile özgürlüğünü koruyan bir Uhtred izledik. Bu sezon ise adeta Aethelflaed’in uşağı haline geldi canım karakter. Umarım bu bölümden sonra silkelenir ve yeniden özgür bir Uthred izleyebiliriz.
S04E08
Allah rızası için biri Aethelflaed’i öldürsün artık ya!
-Bu Edward da hakiki mal cidden.
-Sigtryggr’ı sevdim.
-Aman diyeyim Stiorra’ya bir şey olmasın.
Bu nasıl bir sezon finalidir yahu?
Savaş, anlamlandıramadığım bir barışla sona erdi. Stiorra, Sigtryggr’ın peşinden gitti. Uhtred, bu duruma hiç sorun çıkarmadı. Aethelhelm, Aelswith’i ayağının altından çekmeye çalıştı. Aelswith’i hala sevmiyorum ama Aethelhelm’i ondan daha fazla sevmiyorum açıkçası. Bunların dışında ne Brida öldü, ne Edward öldü, ne de Aethelflaed öldü. Tatminsizlik hissini tavan yaptıran bir bölümdü kısacası.
Sezona 2 zayıf bölümle başladı dizi. 3. bölümde toparlanma süreci başladı. 4 ve 5’te sezonun zirve anlarını yaşadı. 7’den sonrası ise izletti kendini ilgili bir şekilde ama yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla hiç mi hiç tatmin etmedi yani. Uhtred gibi bir karakteri bir miktar ezikleştirdiler bu sezon bence. Yazar kadrosunu komple değiştirmişler bu sezon. 3 sezonda emeği büyük olan Bernard Cornwell-Stephen Butchard ikilisini şutlayıp 6-2-1-1 şeklinde 4 yeni senariste bölüştürmüşler sezonun bölümlerini. Bu yeni senaristler de açıp da eski sezonları özümsemiş bir şekilde izlememişler gibi görünüyor. İkiliye büyük ayıp etmişler, diziye de yazık etmişler bana göre.
Yıllardır hep underrated diye bahsini duyduğum bir diziydi, ilk bölüm ilgimi çekti. Vikings dizisini izlediğim için kullanılan savaş teknikleri şaşırtmadı ama ondan daha kaliteli bir iş gibi duruyor. İngiltere’deki krallıkları bilmediğim için isimlere alışmam biraz zaman olacak, kurgu sandığım bir olay gerçek bile çıkabilir.
Tek canımı sıkan olay
Yakın zamanda hayatını kaybeden Rutger Hauer’u görmek de güzeldi.
4. sezonu da bitirdim. Yine heyecanlı ve macera dolu bir sezondu. Bu dizi gerçekten 4 sezondur ivmesinden pek bir şey kaybetmeden devam ediyor. Ayrıca karakter harcama konusunda da bir şeyler yapıyorlar.
Eadith e ben de hasta oldum valla
Bir de Mercia Kralı olması Uhtred in baya güzel bir hamleydi aslında yanında da işte eş olarak Aethelflaed olurdu, mis. Neden o yolu bozdular ki?
Brida da sürekli düşman olma muhabbeti sıktı gerçekten, Uhtred in yanında olması gereken bir karakter.
Sonda yine olan bizim çocuğa oldu ya
Gelecek sezon onayı henüz almamış ama umarım alır. En az 2 sezon daha izlemek isterim bu diziyi.
Last Kingdom da bu iki insanın bir araya gelebilmesi için Uhtred hem Danimarkalı hem de Sakson olarak ayarlandı..Ancak gerçek hayatta ise, Uhtred, Danimarkalılar tarafından yetiştirilmedi ve kesinlikle onlarla savaşmadı.
Cornwell’in babası William Outhred, kitaplar için bir başka ilham kaynağı oldu. Uhtred ve Outhred, bir bakıma çok benzer, değil mi? Ayrıca yazarın, hem kitaplarda hem de dizi de kurgusal kahramanı aracılığıyla babasına saygı duyması olabilirmi..
Is Uhtred Based On A Real Person? The ‘Last Kingdom’ Character Is An Original Addition Kısaca Ragnarsonlar gerçek mi..
By ALLIE GEMMILL-düzenleme kısaltma bendeniz
Updated: June 4, 2019
Bu bölümden sonra hızlı hızlı izlerim artık, iyi sardı. Kral Alfred, Danes taraflarındaki oyuncuları izlemek eğlenceli. Karakterlere renk kattıkları için sıkılmadım.
Şu an için favorim Brida, deli dolu karakterine bayıldım.
George R.R. Martin’in zamanında izleyin diye tweet attığı kadar varmış. Dizi aksiyon sahneleri yerine karakterleri ile öne çıkıyor. Karakterlere beklemediğim ölçüde ısındım. Prodüksiyon kalitesi de üst düzeyde, her bölüm hissediliyor. BBC’nin yanında Carnival şirketi dizinin arkasındaymış. Araştırınca Downton Abbey’nin de onların elinden çıktığını öğrendim. Hiç fena değil.
İlk 8 bölümde zaman çok hızlı akıp geçti, şaşırdım. Başka bir dizi olsa bu konuları 2 sezona falan yayardı. İlk yarıda Brida favorimdi sonrasında Leofric öne çıktı. sahneleri çok keyifli geçiyor, eğleniyorum.
Brida ve Uhtred arasına birkaç bölüm koyduk, buradan sonra daha fazla izleriz umarım.
Dizi yan karakterler konusunda çok iyi. Birkaç bölümde Hild ve Halig’e alıştırdılar. Özellikle Hild’in gösterdiği gelişim çok iyi, hiç beklemediğim tarzda bir karakter oldu.
Kaç yıl sonra
Mükemmel bölüm ama bir o kadar da üzücüydü.
Hild en sevdiğim karakterlerden birine dönüştü ama sonda verdiği tepki sinirlendirdi. Hala din adamını nasıl öldürürsün diye tepki veriyor. Yuh yani adam yozlaşmanın sembolüydü, her türlü pisliği yapan oydu. Başlarım bağnazlığınıza, bari şu adamlara karşı gözünüzü açın biraz. Sırf bu ölüm yüzünden Uhtred ve Hild’in arası bozulacaksa yazıklar olsun.
Sondaki tek plan çekimi güzeldi.
2 sezon oldu, Alfred’in bu kafalarda olması sinirleniyor artık.
Danes tarafındaki 2 kardeş de fena gitmiyor, nasıl ölüyorlar anlamıyorum diye adamları çarmıha germesi de
@Vesper Bir ozgun14 tadı yakaladın bu yorum serisi ile.

S02E08 Sezon Finali
Sezon güzeldi ama 2.yarıdaki Wessex kısımları ayrı güzeldi. Karşı taraftaki 2 kardeşi sevdim. Psikopatlar ama en azından espri anlayışları var, izlemesi keyifliydi.
En sevdiğim şey sanki bilgisayar oyunlarındayız gibi her macerada yeni bir yoldaş kazanıyoruz, ekip güçleniyor. Bu yüzden Uhtred’in etrafındaki isimleri izlemeye bayılıyorum. Tabii böyle olunca
Alfred Uhtred’e karşı çıkarken mecliste Beocca, Odda ve Aethelwold’un bir araya gelip Uhtred’i savunmaları da çok güzeldi. İşe yaramaz Aethelwold’u izlemesi çok keyifli. Acaba onun hikayesi nasıl bitecek. Alfred’den soğumaya başladım artık. Son 4 bölümde Brida ve Ragnar hiç yoktu, Hild’in sahne sayısı da çok azdı. 3.sezona saklamışlardır umarım.
Galiba Netflix bu sezon devreye girmiş. Dizi bu kadar iyiyken BBC neden çekildi acaba, arka arkaya izlediğim için hiçbir yorumu okumuyorum şimdilik, artık bitince bakarım. BBC – Netflix yer değişimi olumsuz anlamda bir şey getirmemiştir umarım, gerçi öyle olsa bile erken bitmesinden iyidir.
Yıllar sonra aklımda hala Professor Quirrell olarak kalan Ian Hart’ı bu kadar seveceğim aklıma gelmezdi. Father Beocca’nın sadece mutlu olmasını istiyorum. Bunu
Bu bölüm de korktuğum diğer şey gerçekleşti, Gisela’yı şimdiden öldürdüler. Gisela Uhtred’in hayatındaki en olumlu gelişmelerden biriydi. Birbirlerine de çok yakışıyorlardı. Masada politika konuşulurken Gisela’nın da söz sahibi olmasını seviyordum.
Son 2 bölümün bu kadar gümbür gümbür gelmesini beklemiyordum, bir anda nereden nereye geldik, özellikle 2.bölümün ilk 20 dakikası.
Alfred tüm bunları hak etti ama. Bir adama bu kadar da köpek muamelesi yapılmaz artık, oğluna sadakat yemini ettirmek nedir. Bu kadar manipülasyon da yeter artık. Tabii bunların arka planında şerefsiz karakterimiz Aethelwold var. Aethelwold tam anlamıyla villain oluyor ama itiraf edeyim biraz olsa da başarılı olmasını da istiyorum, Alfred krallığı çaldığı adama tekrardan krallığı kaybederse çok ironik bir tablo ortaya çıkar. Alfred’in artık bedel ödemesi gerek.
En sonda Uhtred’in Ragnar’dan tamamen ayrılması da çok ani oldu. Ne bileyim Aethelflaed için bağları koparması kötü oldu, o bağlar bir daha nasıl onarılır bilemiyorum.
@Vesper’in yorumları ile tekrar heyecanlandım resmen, izlemesi ayrı, yorumları okuması ayrı bir güzel
Bunu beklemiyordum işte,
Thyra’nın Uhtred’e ”Sen benim kardeşimsin ve hep kardeşim olarak kalacaksın.” dediği sahnede acayip duygulandım, bir de arkadan hüzünlü müziği bastırdılar
Father Beocca ile Thyra’nın birbirini bulmasına şaşırmıyorum, kalpleri temiz. Bu ikisi savaştan zarar görmese bari.
Brida ise maşallah! Uhtred’e olan kızgınlığını anlıyorum, hatta biraz haklılık payı var, Prensesi kurtarmaya gidiyorum diye gitmesi akıl alır gibi değil. Ama Brida’nın düelloda Uhtred ölsün diye çığlıklar atması da biraz fazla sanki. Young Ragnar’ın ölümü için Uhtred’i suçlayacaktır.
Şu Skade denen ruh hastası tam bir el bombası, yine de Uhtred’in onu biraz kullanmasını istiyorum, belki faydası dokunur
Dizi için tek eleştirim de 10 bölümdür Hild’in toplam ekran süresi 10 dakikayı bulmadı bile. Karakter gelişimi için bu kadar gelişme sağlanan karakter çok arka planda kaldı, geri gelsin artık.
Aethelflaed Uhtred’i öpmenin sırası mı şimdi, zaten ortalık karışık.
Neredeyse hiç aksiyon yok ama duygusal açıdan bu bölüme ihtiyacımız vardı. Sondaki konuşma öyle güzeldi ki, hatta kapanış jeneriğinde galiba ilk kez alıştığımız aksiyon müziğini kullanmadılar. Sahnede devam eden müzik ile bitirdiler.
Dizinin 2.bölümündeki bir sahneyi hiç unutamıyordum onu da sonunda açıkladılar.
Bu bölüm Brida ve Uhtred’in tekrar bağlanma bölümü oldu. Brida’yı seviyorum ama taa 2.bölümden beri sevdiğim Brida’yı görme fırsatım olmamıştı. Bu bölüm o açığı kapattılar. Son sahnede Uhtred’in ”Beni öldürsen bile beni sevmediğin anlamına gelmiyor.” demesi de güzeldi. En azından bir anlamda vedalarını ettiler.
Sürpriz konusunda ne yapıp edip tatmin etmeyi başarıyorlar.
Bu arada Gisela öldükten sonra Uhtred galiba ilk defa evine dönebildi, üzücü aslında. Bölümler sonra Hild’i görebildik, sonunda. Savaşçı Hild’i tekrar görebilsek keşke.
Aethelwold gözünü kaybetmesi ile çok çok daha tehlikeli bir karakter haline geldi, çok daha acımasız olacaktır artık. İzleyici olarak biz Aethelwold’un tam olarak neler yaptığını biliyoruz ama Alfred’in bu hamleleri Edward’ın tahtını güvence altına almak için yapması canımı sıkıyor. Aethelwold Ragnar’ın ölümü için bedel ödeyecek ama o an gelene kadar Alfred tarafına verebildiği kadar zarar vermesini istiyorum. Alfred her an dininden bahsediyor ama birleşmiş bir İngiltere hayali için Uhtred’e karşı yaptığı manipülasyonları hiç hatırlamıyor. Bu ikiyüzlülük beni sinirlendiriyor.
Finan ve Steapa arasındaki söz düellosu hoşuma gidiyor, birbirleriyle dalga geçmekten hoşlanıyorlar.
Bakıyorum da şu bölümün Emmy’de falan hiçbir adaylıkta yer almaması büyük halt yemeden başka bir şey değil, yazık. Dizinin en iyi bölümlerinden biriydi, hatta belli açılardan en iyisi. Yapacağım övgüleri de spoiler içinde vermem lazım. Çok sinirlendim, yukarıdaki yorumlarımda da sıkça yazdım ama
Baştaki Alfred-Uhtred son konuşması da harikaydı, duygulandırdılar. Alfred’e hala kızgınım, ölüm döşeğindeyken Uhtred’e karşı yaptığı hatalardan bahsetmesi bu hataları yok etmiyor. Ama tüm bunlara rağmen Uhtred’den özür dilemiş olması takdir edilesi bir şey. David Dawson öyle güzel oynadı ki sahneyi samimiyeti, pişmanlığı insanın içine işledi
Alfred öldükten sonra Uhtred’in Leofric’in meşhur ‘Bastard thinks’ sözünü tekrarlaması da gülümsetti, duymayalı uzun süre olmuştu.
Thyra’ya bir şey olmasa bari.
Bu kadar güzel söz sonrasında biraz da sövmem lazım. Aelswith denen domuzdan bıktım artık, gelecek bölüm saldırıp bunu öldürseler sevinçten havalara uçarım. Bir sürü villain, Aethelwold gibi çıkarı için her türlü pisliği yapan kişi var ama bu kadın benim için farklı bir seviyede kötülüğü temsil ediyor. Yobaz olduğu kadar kalbi de kapkara, ağzından hayırlı tek bir söz çıkmayan karakterlerden. Gisela’nın ölümü sonrasında Aflred çok iyi bir kadındı derken yaptığı surat ifadelerini unutmadım. Onun da sırası gelir umarım.
Hepsini arka arkaya izlediğim için 3.sezon en iyisi miydi ayırt edemiyorum ama en gümbür gümbür ilerleyen, şok eden sezondu. Normalde sezonun sonlarında hareketlilik artar, bu sefer sezonun başlarında tempo çok arttı.
Bir önceki yorumda bahsettiğim ‘Bastard Thinks’ muhabbetinin Leofric’in bir anlık görünmesi ile gelmesine sevindim.
Aethelwold’un ölümünü de görmüş olduk. Hak etti tabii ama yine de buraya kadar iyi yaşadı. Bu sezon tamamen kontrolünü kaybetmiş bir şekilde hareket ediyordu, bedelini ödettiler. Bir anlamda da yazık oldu, ilk 2 sezondaki şerefsiz ama bir o kadar da eğlenceli karakterin sonu çok daha farklı bitebilirdi, olmadı.
Kaç gündür uyuduğumdan çok bu diziyi izliyorum. Biraz da takıntı oldu, bir an önce 4.sezonu bitirmek istiyorum. Diğer dizileri falan izlerken aklım hep burada kalıyor.
4.sezonun
Hild’in savaşçı günlerim geride kaldı demesi üzdü, o günleri çok az izleyebilmiştik. Yine de kısa da olsa Hild’i görmek her zaman büyük keyif, çok seviyorum.
Bu sezondaki Father Beocca konusu beni üzecek gibi, son yolculuğuna çıktığı o kadar belli ki. Zaten Uhtred ‘Father’ diyerek saygıyla hitap edince çok duygulandı.
Uhtred yaklaşık 20 yıl Wessex için savaştı, her fırsatta kıçlarını kurtardı. Ve bu bölüm Edward ona 100 askeri bile çok gördü. Nasıl olsa kurgusal gidiyoruz, şu tek İngiltere hayalini Uhtred başa geçerek gerçekleştirse keşke, Wessex bataklığı daha fazlasını hak etmiyor.
Dizinin öyle bir temposu var ki bir önceki yorumumda yazdığımın cevabını birkaç bölüm sonra alıyorum.
Uhtred tekrardan Saxon’ların yardımına koştu. Bu savaş bittikten sonra Uhtred hala ihtiyacı olan orduyu alamazsa iki krallık da yanabilir, yetti artık.
3 bölümdür gidişat hoşuma gitmiyordu, boşluktaydık sanki. O yüzden sondaki hamle iyi oldu.
Sezon boyunca Edward manipülasyonların da etkisiyle yanlış kararları verdiği için izleyicinin hangi tarafı tutması gerektiği belli. Ama benim için tam olarak öyle olmadı, sırf karşı tarafa gıcık olduğum için haksız olan tarafı tuttuğum anlar oldu. Bu kadar sezon gelmişken bir zahmet Aelswith’in savunduğu tarafı da desteklemeyelim.
Aethelflaed ben Mercia’ya bağlıyım diyerek kralının emirlerini çiğniyor. Bunu iyi niyetle yaptığını ve sonunda haklı olduğunu biliyoruz ama tüm bu yaşananların bir bedelinin olmaması izlerken canımı sıkıyor. Madem öyle Lord Odda’ya neden hain muamelesi yapıldı. Aynı şekilde kralın emirlerine karşı geldiler. Kralın kendi kanı affedilirken, diğerleri bedel ödüyor, şikayetim buna.
Ayrıca Mercia’daki barışı korumak için bu derece çaba göstermeleri de can sıktı. Aelswith gelmiş ben de geçmişte Mercia’dan gelmiştim diyor. Aelswith ben senin gelmişini geçmişini… Nefret ediyorum şu kadından. Acımasızca kullandığı gücünü kaybetti diye sempatik göstermeye çalışıyorlar bir de. Benim krala tavsiye verme konusunda tecrübem var diyor. Evet burası doğru, Alfred’in kulağına her türlü pisliği içeren tavsiyeyi sen veriyordum. Kaç bölümdür bu sinirle izliyorum.
Son olarak Brida’dan bahsedeyim. Bu sezon çok garip oldu onun konusu. Beni öldür dediğinde Uhtred en azından bırakın o benim tutsağım diyebilirdi, böylece bu işkencelerden kurtulmuş olurdu. Yine de çok sevdiğim Brida için çok üzüldüğümü söyleyemem. Artık yetti, Viking-Dane gelenekleri diye gittikleri her yere vahşet götürüp, her türlü pisliği yapıyorlar. Bu kadar acımasızlığın sonu acımasızlıkla bitecek, yapacak bir şey yok.
4 sezon sonra
Bu arada maşallah ne güzel Uhtred of Mercia oldu diye sevindim dedim, gitti krallığı Aethelflaed’e verdi. Alfred’e karşı dik durmadı diye Uhtred’e kızıyordum, şimdi resmen oğlunun içinden geçiyorlar. Bari şu konuda Edward’ı küçük düşürmeseydiniz, Wessex kralını adam yerine koyan yok
Mercia Mercia diye diye Winchester’ı kaybettiler. Büyük rezillik kaç bölümdür Mercia’dayız bunalmıştım artık.
Yeni Viking lideri Sigtryggr hiç fena değil. Çok fazla saçma sapan adam başa geçmişti, belki bu seferki biraz daha beceriklidir. Hazır ele geçirmişken Aelswith’i öldürsenize
Dizi istediği kadar zorlasın bu kadın bu dizide ölmeden rahat etmem.
Underrated diyorlar ama bakayım nasılmış diye başladığım dizinin 4 sezonunu 1 haftada bitirdim. Dizi o derece sardı, çok diziyi arka arkaya izlemişimdir ama araya başka dizi almadan sezonlar izlediğim dizi sayısı çok azdır. Binge yapmalık dizi bu işte. 4.sezonu sevdim ama favorim o değildi. 2. sezonu mu yoksa 3.sezonu mu daha çok seviyorum karar veremedim. 2. sezon bağların güçlendiği bir sezondu, 3.sezonsa daha gümbür gümbür çarpıcı ilerleyen bir sezondu. Hepsini sevdim ama.
Kaç senedir de dizinin posteri haricinde ne bir görsel ya da video hiçbir yerde karşıma çıkmamıştı. Zaten sırf Ragnar ve Lagertha’yı sevdim diye kalitesi çoğunlukla yerlerde sürünen Vikings’i izliyorum, düşük bütçeli bir Orta Çağ dizisi daha izlememe gerek yok diyordum. Çok yanılmışım, bütçesi düşük olmadığı gibi kalite olarak da Orta Çağ döneminde, İngiltere etrafında geçen dizilerden en iyilerden biri, belki de en iyisi. ( Game of fantastik türünde zirvede, iki diziyi hiç karşılaştırmadım, gerek de yok)
Savaş sahneleri ve politika içeren sahneler tabii ki çok iyiydi ama diziyi bunlar yüzünden sevmedim. Tamamen karakterler yüzünden bu kadar sevdim. Uhtred ve Alfred (Bugüne kadar izlediğim en ilgi çekici, başarılı kral tasvirlerinden biri) tabii ki de zirvede ama dizinin başarıyla çıkardığı yan karakter sayısına hayran kaldım. Father Beocca, Leofric, Hild, Finan, Brida, Young Ragnar, Father Pyrlig, Thyra, Gisela, Odda, Halig ve şerefsiz Aethelwold Hiç hem de hiç fena değil.
8 bölüm boyunca Father Beocca’yı görememek sandığımdan da zor oldu. Nasıl da alışmışım karaktere. Sonlarının Thyra ile mutlu bitememesi hala içimde yara.
Bu sezon tamamen Bebbanburg üzerine odaklanırız dedim ama çok çabuk ara verdik oraya. Galiba final sezonunda falan fetih gerçekleşecek.
Her bölüm sonrası yazdıkça yazdım ama dizinin hak ettiği buydu. Artık 5.sezonda ben de yerimi alırım. Bu arada müzikler nasıl güzelse hiçbir bölüm açılış jeneriğini atlamadım,”Destiny is all!” söylenmeden olmaz
@Vesper “ayem uthred, san of uthred” diye gezmiyor musun evde?
@dkamoy aynen öyle, bir de üst üste izleyince replik ikide bir dilimin ucuna gelip duruyor