The Newsreader — Tanıtım
22 yorum aytackara 21 Eylül 2021 08:24
Avustralya’nın önde gelen kanallarından ABC, 15 Ağustos’ta izleyiciyi “The Newsreader” isimli yeni bir drama dizisiyle buluşturdu. 6 bölümlük sezonuyla ekrana gelen dizi, 19 Eylül’de sezonunu tamamladı.
Michael Lucas‘ın hazırladığı dizinin bölümlerini Emma Freeman yönetti. Anna Torv ve Sam Reid’in başını çektiği kadrosunda Robert Taylor, William McInnes, Michelle Lim Davidson, Stephen Peacocke, Chai Hansen, Chum Ehelepola, Marg Downey gibi isimler yer alıyor.
Dizinin yapımını Werner Film Productions üstlendi. 2. sezonun olup olmayacağı ile ilgili henüz haber gelmedi.
Konusu:
The Newsreader, bir televizyon kanalının etrafında dönen bir dizi olarak öne çıkıyor. Bu haliyle The Newsroom’un dönem versiyonu olduğu da söylenebilir ama elbette daha düşük prodüksiyonlu bir versiyonu olarak. Dizinin hikayesini 1986 yılıyla açıyoruz.
Dale Jennings (Sam Reid) haber spikerliğinde de gözü olan, işini seven, hırslı, toy ve genç bir TV muhabiri olarak ekrana gelirken Helen Norville (Anna Torv) ise erkek egemen bir sektörde ayakta kalmaya çalışan, zaman zaman fevri tepkileri olsa da işini önemseyen tanınmış bir haber spikeri olarak ekranda.
Aynı kanalda çalışan Helen ve Dale, önemli haberleri doğru ve hızlı bir şekilde izleyiciye aktarabilmek için bir araya geliyor. Helen, Dale’in deneyim kazanmasına yardım ederken Dale ise gerektiğinde Helen’ın ayakta kalması için yardım ediyor. Bu sırada hem kanaldaki iş ortamına hem de ana karakterlerin özel hayatına tanık oluyoruz.
The Newsreader, izleyicileri Halley kuyruklu yıldızının geçişi, AIDS krizi, Challenger uzay aracının patlaması ya da Chernobyl Faciası dahil olmak üzere dönemin pek çok önemli haberine de götürüyor.
The Newsreader dizisinin The Newsroom’un daha düşük bütçeli dönem versiyonu olduğu düşüncem sezon bittiğinde değişmedi. Haberin önü ve arkası, alttakiler ve üsttekiler derken haber merkezini ellerinden geldiğince açıyorlar. Karakterlerin özel hayatında başrollerle sınırlı kalmayıp diğer karakterlere vakit ayırmaları da işe yarıyor gibi. Üstelik bunu yaparken o bölümün merkezindeki haberle(rle) kendi usullerince ufaktan alaka kurmaları da hoştu mesela.
Aslında başrolünde Anna Torv’u bulundurması sayesinde dikkatimi çekti. Sam Reid’le de bu sayede tanıştık, bence pek de güzel oldu. Interview with the Vampire’ın dizi uyarlamasında da görüşmek dileğiyle hatta. İki başrolün kimyası dizinin en öne çıkan taraflarından birisi bana kalırsa. Bu açıdan özellikle Dale’in karakter gelişiminden memnun kaldım. Haber spikeri Geoff, eşi Evelyn ve haber müdürü Lindsay aksine pek de hoşuma giden isimler olmazken Helen ve Dale’e ek olarak kanal çalışanlarından Noelene ve Rob da izlenesi kişilerdi. Kadınların ayakta kalma çabası, azınlıkların yaşamı veya homofobik ithamlar da ister istemez hikayenin içinde döneme uygun biçimde kendisine yer buluyor bu arada.
6 bölümlük sezonu devam etsek de olur etmesek de olur tarzı, kendince yeterli bir finalle kapıyı kapatıyor. Ama tabii ki devamına varım. 1986’nın kalanı, 87-88 falan bana uyar; kendileri bilir artık.
Not: Diziyle ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.
yorumlar
Cok izleyesim geldi, newsroom u ilk sezon cok sevmistim zamanla baymisti siradanlasmisti ama yine tadinda benzer bir hikayeye hayir demem. Basroller de izlenesi.
Fırsat bulunca hemen bitireceğim diziyi, severseniz 6 bölüm az dersiniz. Anna Torv sevenler buraya.
ben hala helen.
işin gırgırını geçersem: kaliteli bir sezon oldu bence. draması bol ama bunaltmayan cinstendi. biraz newsroom ama bolca morning show tadındaydı. ana karakterlerin de yan karakterlerin de hikayelerini güzel genişlttler. bölümlere konu ettikleri gerçek hayattan kesitlerde de güzel seçimler yapmışlar. keyifle izlettiler. keşke son bölümü az daha detaylı izleyebilseydik. malum olayı nasıl ele aldıkalrını biraz daha izlemek güzel olurdu. 1 bölüme daha hayır demezdim. tam kıvama gelecekken bitirdiler sezonu. sanki 0. sezonu izlemiş gibi hissediyorum.
oyuncuları sevdim anna zaten muhteşem fringe e kaldığım yerden devam etme isteği doğurttu yine, sam ise biraz henry cavill, biraz michael c hall ortaya karışık bir şeyler olmuş. tutar bence. başrol ışığı var kesinlikle. yan karakterler fazla çeşitliydi ama hadi diyelim woke moke yapcak bir şey yok. hintli hariç hepsi rolünü güzel sundu zaten.
hikayeyi ve karakterleri geçersem kamera arkası özelliklerde özellikle bahsetmeye değer bir iş görmedim. eli yüzü düzgün bir yapım. eleştirilecek bir şey görmedim ama prestige show seviyesine çekecek görsellik müzik vs kullanımı da yoktu bana göre.
++Daniel Gillies (The Originals, Virgin River), Philippa Northeast (Home & Away)
Çekmeye başlamışlar. İki başrol de dönüyor. Yalnız 2023 diyor bu.
2. sezon fragmanı
* 11 Temmuz 1987’deki genel seçim ve seçim yayınıyla gelmişler açılışta. Bölümün başlarında kimin kazandığına bakıp ona göre izledim
* Daniel Gillies’i gıcık kanal patronu niyetine getirmişler. Bari o bıyığı geride bıraksaydınız
* En gıcık olduğum karakterler için güncel TV’den bir liste oluştursam Evelyn yüksek sıralardan birisinde olur.
Bu arada tamam, rakip dinamiği var da biz Geoff, Evelyn ve şimdi de yeni gelen kızları Kay’i niye izliyoruz ki?
* Gelmişken Dale’e parantez açayım.
Yani Dale için bir ihtimalin belirebileceğini düşünmesi zor değildi de bu şekilde çıkacağının üstünde durmamıştım. Yine de geçen sezonki kameramandansa bunu tercihe derim. Karakterinden bağımsız, daha hoş birisi en azından.
Helen’la konuşması ise üstüne iyi geldi. Üçünüzün de (eğer bu yolu devam ettirecekseniz tabii) sonu hayrolsun, ne diyeyim.
2×02 üzerine:
– Önce bir “Aklınız başınızda mı?” diye bir düşündüm, sonradan 1987’de habercilik yaptıkları dank etti. Yine de ilginç bir karar oldu. Bölümün devamını buna ayırmalarına da şaşıramadım tabii. Bu bölüm Helen olmak çoğu açıdan zordu. Dale’e de haksızsın diyemiyorum. Neyse oldurdular yine bir şekilde.
– Charlie, sen başka bir işe yaramaz mısın? A-aa.
İki gün önce 2. sezonun kalan bölümlerini kendi sitelerinde yayınlamışlar. 203’ü bizim yerli bir dizi sitesinde görünce ne oluyor dedim, bundanmış.
Sadece tek bir şeye itirazım ya da ona benzer bir şeyim var, o son saniye nereden çıktı ya?
* Helen’ın bir şekilde o haberi yapmayacağını anlaması da işten değil. Hatta Dale’in cevabı mantıksız olmamakla birlikte bu haliyle “yanlış” oldu tabii Helen’ın gözünde.
>> Ama Helen’ın kanaldan çıktıktan sonra gidip Charlie’nin evine giderek onun dudağına yapışması neydi kuzum? Ayarınız mı yok sizin? A-aaa.
bunun hepsi gelmiş güya ama malum yerlerin hiçbirinde göremedim.
– Yerli dizi sitelerinde var hepsi lazımsa ^.^
– Dolayısıyla paket olarak elbet vardır… Ben malumların birinde ilk 4 bölümü gördüm mesela. Bugün TV’de 205 yayınlandı, güncel gidiyor olabilirler.
– Bir de ben 21 Eylül’de azıcık bahsettim bundan
– Bu haliyle ucu kapalı olduğu söylenebilir. Gerçi 3. sezonun olacağı haberi geldi ve burada bu şekilde kalmasını istemezdim ben.
– Bu sezonun ilk sezonun biraz gerisinde kaldığını düşünüyorum sadece. Oyuncular/karakterler sorun olduğundan değil de senaryonun gittiği yer kafama uymadığı için. Helen ve ben daha güzelini hak ediyoruz.
* Ayrıca hadi tamam, Dale’in sektörün gerçeklerine “uyum sağlayan” bir ekran yüzü haline geleceğini biliyorduk. Hatta bunun bu yoldan geçerek gerçekleşeceğini anlaması bile zor olmadı… Mesela kör göze parmak sokarcasına bir hayat yaşayan Gerry yakalandığında Dale “Yanımda olman gerek. Aynı durumda ben de senin yanında olurdum,” dediğinde böyle olacağının sinyali gelmişti.
Ama benim bu durumdan memnun kalacağım anlamına da gelmiyor. Adamın masumiyetini kaybettirdiniz
* Helen, her ne kadar referans meselesi işleri biraz karıştırsa da ABD’ye gitti diye anladım. Dale kanalın yüzü oldu. Geoff, kızının uyuşturucu bağımlısı olmasının da etkisiyle emekli oldu. Evelyn ve onu olası sezonda görmeyecek miyiz bu durumda? Hiç sorun değil de neyse.
– Ayrıca içimde kalmasın:
Birisi Lindsay’in suratına tükürsün ya da kalp krizinden gebersin? Sinirlerimi bozdu geri zekalı herif. Dennis’le yaptıkları konuşma da ayrı bir saçmalıktı bu arada. Ya sabır.
Neyse böyleyken böyle. 3’te görüşürüz. Bye.
* Bence Dale öyle varsaydı ve kendisine de sıçrayacağını anladığı için onu öne atıp (feda edip) güya kendisini kurtardı.
Kimden çıktığı kısmı tam olarak bende de yok şu an. Ama aklımda ‘harcandı’ olarak kalmış.
* Helen konusuna da ikisinden de biraz biraz diyesim var.
Velhasıl kelam, erkekler kapatılsın.
helen bir anda ortada kalınca, ki beklemiyordu, dale de iyi pozisyonunu koruyunca bir anda kafayı sıyırdı ve bari dale i elimde tutayım a döndürdü bence. kötü niyetli olmasa da kötü niyetliydi. sevmedim o tavrını.
geçen sezon bayıldığım helen dale ikilisini çok yordular. gerilimden sıkıldım. ama jerry sempatikti beraber hostluğa devam etseydiler gelecek sezon onların durumunu geliştirseydik, helen in solo macerasını da bok etmeseydik de güzel güzel iki tarafı da izleseydik olmaz mydı eyy avusturalya.
Zaten bölümlerin yarısı yaşanan haberler meselesi. Diğer çalışanlar da var. Fazlasına ihtiyacımız yoktu ki. Kim dedi size Dale’i villian yapın diye
Neyse 3. sezon için planları vardır herhalde. Neyse ki burada kalmadı, yoksa sinir olurdum.
aynen eğer döndürmezlerse zaten 2yi de yok sayarım.
2025’te gelmesi planlanan S3, çok yüksek ihtimalle final sezonuymuş.
Iyi olmus.