Türk Dawson’s Creek’i: Kavak Yelleri
52 yorum dissatisfied 15 Nisan 2007 19:21
Kavak Yellerin’den bir Dowson’s Creek karesi
KanalD’nin yeni dizisi Kavak Yelleri, yılların Dawson’s Creek‘inin Türk varyasyonu. Bildiğimiz Cape side hikayesinin “ıssız bir ege kasabası”na taşınmış halini görmekteyiz. Yakında başlayacak olan dizi için şu an Kim Kimdir sayfasında açıkça göremediğimiz bilgi olarak; Efe’nin Dawson, Aslı’nın Joey, Mine’nin Jen, Deniz’in de Pacey olduğu çok açık. Bakalım ne kadar aynı senaryo izlenecek sorusu merakla beklene dursun kim kimdir sayfasındaki Aslı’nın fotoğrafındaki Kate Holmes gülüşü ve Mine’nin Jane ile aynı model saçları gözden kaçmıyor değil.
yorumlar
fragman’ın da dağhan(pacey?)’nin bir hatunla muhabbet bölümü var ki bence pacey-tamara olayına da bulaşacaklar bunlar lakin tıpkısının aynısını yaparlarsa valla çok acaip bişi olur, kesin değiştircekler diye düşünmekteyim..
Dün sanırım bunun reklamını gördüm ben, “Loser’sın sen, tamam mı, loser!” diyordu kız, “Hele hele?” dedim içimden. Ayrıca, Oya Küçümen‘siz bir Dawson’s Creek düşünemeyenlerdenim, kendisini bir şekilde göremez yahut duyamazsam Kavak Yelleri benim için bitmiş demektir.
lost’ u yapmaya kalkışan zihniyetten herşeyi beklerim…
“gözden kaçmıyor değil”?… edit lazım sanki..
@justanumber, türkçe’de böyle bir kullanım var, yanlışlık göremedim cümlede. senin kastettiğin nedir tam olarak?
off yaaayıllaaaaar önceki şeyi ne kopya edersin be adam,türk milleti de ayakta uyuyo dizikolik olmuş ama geriden geliyo, acaba mine dawsons creekteki jen kadar sorunlu olabilecek mi ya da efe dawson kadar tutarlı ama şapşal olabilecek mi…bari o.c olsaydı daha entrrikalı olsaydı ama ne o türk gençlerine kötü mü örnek olurdu :)))
komik bi ülke burası neyse oya küçümen fikri harika buarada
@yok=) aslında gayet açık fekat şöyle açıkliyim:”gözden kaçmıyor değil” diyerekten çifte negasyon olmuş. Böyleliklen de “gözden kaçıyor”a gelmiş anlam.yazan kişinin “benzerliğin gözden kaçtığını” kastediyor olmadığını farz ederek söylüyorum tabi bunları..
orada anlam “gözden kaçıyor”a gelmez tam tersi, hiç de kaçmıyor gibi vurgulu anlamdır. itirazını görünce belki de kullanımının yanlışlığına değineceksin diye düşündüm ve merakımdan sordum. benim de arada yaptığım bir kullanım olabilir çünkü. ama anladığın anlam tamamen yanlış. türkçe’de kullanıldığını çok kez gördüm. türkçe düzeltmesini, yazım hataları ve türkçede var olmayan kelimelerle yapman; hem de yanlış anlam üzerinden yapman da ayrı bir konu tabi. konu benim için kapanmıştır bu yüzden.
neticede bunca ilgilenmem, eğer böyle bir kullanım yanlışsa öğreneyim ‘nedir acaba’ diyerekti.
@yok=) hayırlısı olsun…[o cümleyi okuyup, arka arkaya iki negasyonu görüp “oh ne güzel çok pekiştirmiş olumsuz anlamı vurgulamış enfes bi kullanım olmuş” flan gibi düşüniosan başka söliebiliceim bişi kalmio çünkü]not: bi anlaşma yapalm.. yazım hatalarımi ve türkçede olmian kelimelerimi yargılama, ben de senin yazinin vahametine hiç değinmiyim.. kabul mü?
çekimleri halen izmir urlada yapılmaktadır.yönetmeni , kameraya bakan halka (büyük küçük) demeden azar kaymaktadır=)çekimlerine bir kaç kere rastladım insan urla gibi bi yerde çok kamera görmeye alışık olmadığından haliyle şoke oldum ve kameraya mal mal baktım (urla’nın neresini neden çekiyorlar diye,başka işleri yok mu?:D).sonra yönetmen teyzemiz azarladıktan sonra silkinip yoluma devam ettim=)
@theduffmansetlerde meraklı gözleri hiç sevmezler,üstelik günde 3-4 saat uykuyla,hergün çalışıldığı,ordan oraya koşuşturulduğu ve hiçbir iş yolunda gitmediği için herkes sinirli olur :)bu arada ne zaman bırakacaklar kopyal-yapıştırı merak ediyorum…
Arkadaşlar bırakın yapsınlar… Neden bu kadar tepki gösterdiğinizi anlamıyorum. Herkes bizim gibi internetten yabancı dizileri takip edemez etse bile onları anlayacak yeterli ingilizceye sahip olamaz o yüzden bence gayet iyi oluyor böylece hiç kimse güzel dizilerden mahrum kalmıyor değil mi
en güzel artısı şey olur. dawson’s creek’i yeniden hatırlayıp, arşivlerden çıkarıp tekrardan izlememizi sağlaması…
herşeye rağmen bu tarz uyarlamalara kötü gözle bakmıyorum. yani yorumlanırken “özgün bir senaryo” yönünü kaybeder ama bu kötü bir ürün olacağı anlamına gelmez. genelde sevdiğimiz dizileri sevmeye karar verirken (hehe) senaryo özgün mü çalıntı mı diye incelemiyoruz sanırım.. en azından ben incelemiyorum..
Hani Jack? Jack olmadan Dawson’s Creek mi olurmuş!
yazk bizeeeeeeeeeeeeeeeeeeee
ben de Türk Gizli Dosyaları ve Türk Battlestar Galactica’sı istiyom kardeşim. (Yok vazgeçtim BSG yapmasınlar, birden aklıma Dünyayı kurtaran adam ve Turist Ömer uzayda geldi)
Bu arada yorumlarda bahsi geçen Duvar fena değil gibi.
@jaxxy1998 yılında star tv’ de 5 bölüm halinde sır dosyası adıyla 5 bölüm olarak yayınlanmış, başrollerinde mehmet günsür ve ayçe bingöl oynamıştır. Yanlış hatırlamıyorsam buaralar kanal-6′ da yayınlanmaktadır…
@elamshinya niye hatırlattın bunu :((şaka bir yana süperdi. tadı damağımda kalmıştı. ne güzel izliyordum. aha dedim sonunda bize göre birşey. ama türk halkı bu güzelim yapımın (öyle böyle değildi ya, görüntü kalitesi döneminin en iyisiydi, müzikleri çok özenliydi vs..) değerini bilemedi malesef.kanal-6’da yayınlandığını bilmiyordum. umarım birileri bunu kaydetmiş ve internet ortamına paylaşmış olsun..
bir hatanız var!! Dawson Deniz,Pacey’de Efe siz tam tersini yazmışsınız
bu yazıyı yazan arkadaş kendimize gelelim lütfen e yani dawson’ın efe olması kaçta kaç bir ihtimal?
gerçekten efe’den bir dawson çıkarmı bu da merak konusu
özellikle efe karakterini severek izliyorum ben..o kadar da kötü değil..bu kadar ön yargılı olmamak lazım!!!
bazı bölümlerde efe’nin replikleri kopartıyo..
Yazıyı ilk okuduğumda “dizi yayınlansın, izler bakarız” demiştim.
Bir kaç bölümünü yarım-yamalak izleme şansım oldu, dawson’s creek’le hiç alakası yok.
100. ye başlatıyorlar herhalde. Eskiden tekrarlarını çok izlerdim.
Kavak Yelleri Ekibi & Pinhani – Dön Bak Dünyaya
(– Efe, Güven)
Efe yi hadi bir derece anlıyorum da bari Güven olaydı yanii. Gerçi Efe fotoğrafta da olsa gözüktü bir saniye
hoş olmuş ama kendilerinin söylemesi daha hoş olurmuş.
Başroller haricindeki çoğu karakteri artık hatırlamasam da güzel olmuş.
Sen Yaşamaya Bak: Kavak Yelleri Mini Reunion (mesela yani)
‘Bugün eskilerden neye başlasam? Neye nostalji yapsam?’ esintisi geldi yine bana. Ve bunun ilk bölümünü izlerken buldum kendimi. Bunun yayın dönemi benim üniversite dönemime cuk oturur. İnternet erişimim epey az durumda o dönemlerde. Ve o çok çok zorlayarak edindiğim epey azı da yabancı film ve dizilerde değerlendirmeye çalışıyorum. Bunu da TV yayınında denk getirip izledim izledim; yoksa kaçıyor. Bunun yayınlandığı akşam da benim TV’de düzenli izlediğim başka bir dizi mevcuttu. Kurtlar Vadisi Pusu idi sanırım ama tam hatırlamıyorum şu anda. Neyse reklam arasında zaplayıp küçük kesitlerle ya da hafta sonu tekrar yayını falan olursa izliyorum gibi bir şeydi. Bu durum da 2. sezon ve sonrasına denk gelmekte. İlk sezon sanki hiç yoktu bende. Dawson’s Creek’i izlemem ise şu andan 5.5 sene öncesine denk geliyor. Onu izlerken ‘Kavak Yelleri’ni daha çok severdim.’ diye bir düşünce oluşmuştu bende. Neyse, ‘Hala aynı mı düşüneceğim bakalım?’ deyip adam akıllı baştan izleyeyim dedim ve daldım.
Didem İnselel bu dizideki favori oyuncum olarak kalmış aklımda. Onu Ferit Aktuğ, Sarp Apak, Dağhan Külegeç ve birkaç bölümlük konukluğuyla Özge Özpirinçci takip eder. Ceren Moray ve Aslı Enver için de pozitiftim sanırım ama Ege Aydan ve İbrahim Kendirci’den emin değilim şu an. Pelin Karahan’ı ise hiç sevmezdim net bir şekilde ki Dawson’s Creek’te de Katie Holmes’u sevememiştim ilk sezon dışında pek zaten.
İlk sezonu pek izlemediğim için Didem İnselel’in karakterinin Dawson’s Creek’ten Leann Hunley’nin karakterinin bir karşılığı olarak getirildiğinin Dawson’s Creek izlerken bile farkında değildim. Ferit Aktuğ’un karakterinin polis oluşu falan derken yetişkin karakterlerin meslekleri genel olarak aklımdan çıkmış zaten. İlk bölüm itibariyle en iyi başlangıcı Didem İnselel, Dağhan Külegeç ve Aslı Enver yaptı denebilir. Bu üçlüyü de Ayten Uncuoğlu takip etti.
Süre 74 dakikaydı ki şöyle bir bakınca 80’in altında 3 bölüm mevcut sadece. En uzun bölümü ise 110 dakikalık final bölümüymüş.
*Efe’ye torpil geçiyor yazarlar yalnız. En iyi replikler hep onda.
Efe demişken; malum ile olan sahnelerini ileride
olacağını bilerek izlemek çocukla empati yapınca bir hüzün kaplatıyor insanın içini açıkçası.
*
: İyiymiş.
*Aslı’nın babası ve diziye getirdikleri dizinin en büyük eksisi şu an için.
Bölüm 6
*Deniz: Kale(Kafa) boş, defansta kötüsün, hücumda da plansız, savruk, ne yapmaya çalıştığından bihaber haldesin. Haliyle içten içe hep orta saha mücadelesi olsun istiyorsun. Haliyle taraftarı da maçtaki tüm oyuncuları da yoruyorsun.
*Bu kılkuyruk müdürden kurtulalım artık lütfen!
*Selin Şekerci de varmış demek bu dizide? Hatırlamadığıma göre sadece Urla ile sınırlı ve İstanbul’u yok sanırım. ‘İlk dizisi İzmir Çetesi’ydi ama asıl olarak Kaçak Gelinler ile tanındı.’ diye kodlamışım ben onu nedense kafamda bu arada.
Bölüm 8
Allah cezanızı vermesin! Meksika kırsalı mı lan burası?
Bölüm 12
E hiçbir şey yokmuş ki bu resimlerde.
Bölüm 14
Sezon finali tadında bir bölümdü. Mine’nin de tatlılığı üzerindeydi.
Yok yani; olmuyor, Deniz’e ısınamıyorum bir türlü. Dawson’a bu kadar soğuk değildim mesela ben. Aslı’ya bile soğuk değilim aslında şu ana kadarki süreçte ama Deniz hiç çekilmiyor cidden.
@pirate ”Efe’ye torpil geçiyor yazarlar yalnız” tespiti son derece doğru bir gözlem olmuş zira dizinin yazım sürecinde arka planda şöyle bir şeyler dönmüş:
Dizinin ilk sezonunu yazan Yiğit Güralp, Wattpad platformunda ”Kavak Yelleri 3-36” isimli bir kitap yazmıştı. Orada anlattığına göre yapım şirketi, senarist Yiğit Güralp’ten ”Dawson’s Creek”i uyarlamasını istemiş ama uyarlama haklarını almamışlar. Güralp de hem bu yüzden hem de Türk dizi sektörünün şartları sebebiyle diziyi yazmak istememiş. Sonrasında Dağhan Külegeç’e hayran olduğu için Efe’nin diyaloglarını düzeltmeyi/yazmayı kabul etmiş. 3. bölümden sonra da diziyi yazmaya ikna olmuş.
Ha bir de Selin Şekerci’nin ilk işi ”Kavak Yelleri”, ikinci ve tanındığı iş ”Melekler Korusun” diyebiliriz. Son zamanlarda fark ettiğim bir tespitimi ayrı bir yorum olarak ekleyeyim. Bu ara iş yaparken arka planda çalması için ”Melekler Korusun”u sonra da ”Küçük Sırlar”ı izledim ve 2000’li yıllarda bizim fark etmediğimiz bir Tims (yapım şirketi) Cinematic Universe kurulmuş, onu fark ettim. Yapım şirketinin eş zamanlı olarak çektiği üç gençlik dizisinde (Kavak Yelleri, Melekler Korusun, Küçük Sırlar) aynı oyuncular dönmüş durmuş:
Özge Özpirinçci ve Selin Şekerci, Kavak Yelleri’nde konuk oyuncu olduktan sonra Melekler Korusun’da başrol olmuşlar. Bir nevi deneme çekimi gibi olmuş yani. Yıldız Kültür, Hakkı Ergök, Mehmetcan Mincinozlu, Birkan Sokullu; Melekler Korusun’dan sonra direkt Küçük Sırlar’a geçmişler. Hatta Küçük Sırlar’ın bir sahnesinde Ali, Arzu’ya ”evde Kavak Yelleri mi izleyelim” gibi bir şey diyordu. (Küçük Sırlar’ın ilk bölümleri güzeldi de üniversiteye geçtikten sonra yani bir 10-15 bölüm sonra dinlemesi bile sıkmaya başladı, bıraktım. Yıldız Kültür’ü ahlak düşkünü süt nine olarak izledikten sonra yalılarda İstanbul hanımefendisi olarak izlemek de acayip bir deneyim, onu da not düşeyim.)
Bölüm 19
Ceren Moray’ı, yani Su’yu yarım sezon daha falan beklemiyordum sanırım. Yüksek enerjisiyle epey de iyi bir giriş yaptı bu arada. Efe ile olan sahneleri bölümün öne çıkan anları oldu.
Bölüm 31
*Bu Metin olmasaydı ne yapacaktınız bunca zaman acaba siz? Başı sıkışan arıyor. Özel hayat diye bir şey de kalmadı adamda.
*Mine bu konuda haklı kendince: Kimse Aslı’nın gerçek yüzünü görmüyor.
Bölüm 39
Özgür Çevik ve Ahu Yağtu’nun gelişi bir temiz hava getirdi diziye. Tabii fazla ütopik gelişti bu hikaye.
Özgür Çevik kendisini oynuyordu bu arada. Bir şarkıcı kimliği de oluşu o kadar aklımda kalmamış ki bunca senenin ardından. ‘Yabancı Damat ile yaptı ilk çıkışını.’ şeklinde aklımda kalmıştı ki onun hemen öncesinde Akademi Türkiye isimli bir yarışmayla tanınmış ilk olarak. Anımsıyorum o yarışmayı. Barışı’ı (Akarsu), Pınar’ı (Aydın) ve hatta sonrasında onlar kadar ün yapamamış olan Deha’yı anımsıyorum mesela ama Özgür’ün o yarışmadaki varlığı tamamen çıkmış aklımdan.
Bölüm 41
‘Hele şükür!’ diyorum ve susuyorum.
Bölüm 55
Sezon finali olduğunu bilmesen bile öyle olduğunu sonuna kadar hissettiren bir bölümdü. Yeniden Urla’da olmak iyi geldi. O kazaya hiç ama hiç gerek yoktu. Son sahnenin bu şekilde olacağı 100 km öteden görülüyordu.
Bölüm 58
Kapanış sahnesi Dawson’s Creek’ten gelsin o vakit demişler.
Bölüm 59
Bölümle ilgili yapılabilecek en iyi yorum ‘Senarist, Deniz’e karakter yazmayı unutmuş.’ olmalı. Dawson’in bu karakter uyarlamasından ötürü kemikleri sızlıyordur bence.
Bölüm 60
O hatunun malum şahıs tarafından malum plan dahilinde tutulduğunu saniyesinde tahmin etmemek imkansızdı.
Bölüm 61
Özge Ozprincci de teşrif etti bu bölümle birlikte. Bu malca hareketlerinin altında yatan büyük sebebi anımsıyor olduğum için pek batmadi bana ama ilk kez izliyor olsam batardi kesin.
Bölüm 69
Bu kenar mahalle hikayesi yordu beni iyice kaç bölümdür. Bu bölümün ortalarına doğru bıraktım gitti.
80 sene sonra gelen trivia.
Pek yeni bir bilgi sayilmaz .
Henuz dizinin devam ettigi donemde bir roportajda soylemisti bunu. (e**i s*zl*kte okumustum). Yeni gelen senarist(cukurun da senaristi olan adam) asagi yukari bir sezon idare eder bir performans gosterdikten sonra, isin icine mafya vs sokup diziyi izlenilmeyecek bir hale getirmisti…
Bunda sene sonra çıkan kamera arkası fotoları
sezon değişmişti burda ama az mal olmasalardı da geçen sezonu bağlayacakları sahneyi yeni evle tekrar çekselerdi keşke
Altta biri daha yazınca baktım da buna, Viki‘ye göre ilk sezon yazın başlayıp sezona sarktığı için 55 bölüm sürmüş. 27. bölüm de 6 Aralık 2007 hatta.
Bizim sektördeki çoğu anlaşma 13 bölüm üzerinden olduğu için 26 sonunda evin kontratı bitmiştir tabii de ‘sezon finali’ savından o kadar emin değilim şu an. Ayrıca o nasıl sezon finali kapanışı-açılışı kuzum?
bu dizi yaz dizisi olarak başlamıştı izmirde seferihisarda geçiyordu . kışa kayınca polis abi dahil herkes istanbula taşınmıştı . istanbulda üniversite okuyorlardı , okumayanı istanbulda çalışıyordu vs . belki anlaşma bitti 1 bölüm için uğraşmak istemediler bu sahneyi de istanbulda çektiler . ama istanbula taşındıkları bölümmüydü bu, hatırlamıyorum güncel izleyen daha iyi bilir
bilmem aklımda öyle kalmış sanki yıllar önce lafı dönmüştü bunun ordan hatırlıyorum.
İstanbul’a taşınma ve sonbahar dönemi başlangıcı 15. bölüm. Bu alelade bir sezon içi bölümü. ‘Evin kontratı bitmiştir muhtemelen.’ açıklaması yapılabilecek en iyi açıklama.
Ay rezalet ya