Ünlü dövüş sanatları ustası aktör Bruce Lee’nin vakti zamanında yazdığı hikayelerden yola çıkarak Cinemax kanalında ekranlara uyarlanan dövüş sanatları temalı dizi Warrior’ın tanıtımına hoş geldiniz.

Dizimiz 5 Nisan’da yayın hayatına başladı ve 10 bölümlük sezonunu tamamladı. Kanal gelen reytinglerden memnun olacak ki ikinci sezon onayını verdi. Kamera arkasında daha önceden yine Cinemax’ta ekranlara gelen Banshee dizisinde yapımcılık yapmış olan Jonathan Tropper var. Kendisi dizinin yapımcılığını, yürütücülüğünü ve senaristliğini yapıyor. Ayrıca yapımcı koltuğunda Bruce Lee’nin kızı Shannon Lee ve Hızlı ve Öfkeli serisinde yönetmenlik yapmış olan Justin Lin’i de görüyoruz.

19. yüzyılın son çeyreğinde San Francisco’dayız. Amerika para kazanmanın merkezi olarak görülüyor. Bu yüzden çalışmak için dünyanın her yerinden buraya göç yapılıyor. Tabii en önemli göç merkezleri İrlanda (Güç), Afrika (Kölelik) ve Çin (Ucuza çalışma) oluyor. Biz de hikayeye 1878 yılında gemiden inip San Francisco’ya ayak basan, hikayemizin baş kahramanı Ah Sahm ile giriş yapıyoruz.

Diziyi iki bölüme ayırmak çok daha mantıklı olacak. Birinci kısmı ana hikayemiz. Ah Sahm’ın Çin’den Amerika’ya gelmesinin sebebi Xiaojing isimli bir kadını bulmaya çalışmasıdır. Görüldüğü üzere öyle ahım şahım bir ana konu değil ancak olay da bu zaten, diziyi asıl taşıyanlar yan hikayeler. Çin Mahallesi’ndeki iki büyük Çin Mafyası’nın çekişmesi, Amerika’ya daha erken ayak basan İrlandalıların, daha ucuza çalıştıkları için işlerini kaptırdıkları Çinliler ile olan çekişmesi, hükumetin bazı kirli oyunları, polislerin kendi arasındaki sorunlar gibi çeşit çeşit yan hikayelerimiz var.

Çin Mahallesi’nde kontrol iki Çin Mafyası’nın elinde; Father Jun’un önderliğindeki Hop Wei klanı ve Long Zii’nin yönettiği Long Zii klanı. Bu iki klan Çin Mahallesi’ni paylaşıyorlar, herkesin kendi bölgesi var ancak bazı konularda çıkarları çatışıyor. Opium (afyon) denen uyuşturucunun satışı bu iki klan arasındaki en büyük anlaşmazlık. İkisi de liderliğin peşinde. Ancak henüz çok büyük bir savaş patlak vermemiş sadece ufak tefek çatışmalar olmaktadır. Ah Sahm da bu çatışmaların arasında kalıyor.

NOT: Çin Mahallesi sadece bu iki klandan oluşmuyor. Başka klanlar da mevcut ancak özellikle bu iki klan daha büyük ve tehlikeli.

19. yüzyılda Amerika’ya gelen göçmenlerin ücret karşılığında çalıştığı özellikle bir iş var; inşaat işleri. Demiryolu döşeme ve bina yapımı gibi işlerde özellikle güçleriyle öne çıkan İrlandalılar çalışıyordu. Ancak aldıkları ücret biraz yüksekti ve iş verenler daha az gider istiyordu. Buna çare olarak ortaya Çinliler çıktı. Daha az ücret karşılığında işlere girmeye başladılar. Doğal olarak bu, İrlandalıların hoşuna gitmemeye başladı ve iki göçmen grup arasında savaş başlıyor.

KARAKTERLER:

  • Ah Sahm (Andrew Koji): Hikayemizin dövüş sanatlarında usta olan baş kahramanı. Çin’den Amerika’ya Xiaojing isimli bir kadını bulmaya geliyor. Gelir gelmez kendisini Hop Wei klanına satılmış olarak buluyor. İstemeden kendisini hem mafya savaşları (Tong Wars) hemde iki göçmen grup arasındaki savaşın içerisinde buluyor.
  • Young Jun (Jason Tobin): Kendisi Father Jun’un oğlu. Ah Sahm klana katıldığında kendisinin emrine veriyorlar ve aralarında güzel bir kimya oluşuyor. Kendisini sabahları haraçları toplarken akşamları da Hop Wei’ye ait genelevde eğlenirken bulabilirsiniz.
  • Bolo (Rich Ting): Hop Wei klanının üyelerinden birisi. (4. bölüm ispiyonu) Kendisi Utah’ta hem demir yolu işçiliği yapıp hem de “The Yellow Demon” ismiyle dövüşlere katılan biriyken Father Jun tarafından satın alınır ve artık yeteneklerini klanın çıkarları adına kullanmaya başlar.
  • Ah Toy (Olivia Cheng): Hop Wei’ye ait genelevin kraliçesi. Kendisi bazı konularda Ah Sahm’a yardım ediyor.

  • Mai Ling (Dianne Doan): Long Zii klanı lideri Long Zii’nin eşi. Long Zii yaşlı bir adam olduğu için genelde klan işleri ile kendisi ilgileniyor. Sözünü geçirebilen ve bazı durumlarda saman altından su yürüten bir kadın. (1. bölüm ispiyonu) Kendisi aslında As Sahm’ın aradığı Xiaojing isimli kadın ve Ah Sahm’ın kardeşi.
  • Li Yong (Joe Taslim): Kendisi Long Zii klanının infazcılarından birisi ve mevkisi yüksek birisi. Aynı zamanda da dizide Ah Sahm’ın en büyük rakibi. (2. bölüm ispiyonu) Kendisinin Mai Ling ile gizli bir ilişkisi var. Bundan dolayı bazen Long Zii’den ziyade Mai Ling’in sözünü dinliyor.

  • Wang Chao (Hoon Lee): Hop Wei, Long Zii veya polis ayırmadan herkesle iş yapan, hiçbir taraf tutmayan ve eli her yere uzanan bir karaborsa satıcısı. İzlemesi en keyifli karakterlerden birisi.
  • Bill “Big Bill” O’Hara (Kieran Bew): Sözü geçen oldukça nüfuzlu bir polis memuru. Ancak dizideki en karmaşık karakter. İrlandalıların lideri Leary ile geçmişten gelen bir tanışmışlıkları olduğundan Çinlilere karşı biraz ırkçı yaklaşım sergiliyor ama bir yandan da bunun zıttı bir davranış sergiliyor. Özellikle bu ırkçı yaklaşımdan uzaklaşma emareleri gösterdiği zaman kendisine (1.bölüm ispiyonu) Çin Mahallesi’ni kontrol etmesini ve oradaki asayişi sağlamasını gerektirecek olan bir ekibin liderliği görevinin veriliyor.
  • Richard Lee (Tom Weston-Jones): Kendisi Georgia’dan yeni gelmiş bir polis memuru. Güneyli olduğu için çok da sevilen birisi değil. Din, dil, ırk farkı gözetmeksizin herkese eşit davranılmasından yana. Çoğu zaman sırf bu yüzden Big Bill ile takıştıkları oluyor. Namuslu polis dediğimiz tiplerden.
  • Samuel Blake (Christian McKay): Kendisi belediye başkanı. Bazı konularda seçimlerde gelecek İrlandalı oylarını kaybetmemek için taraflı kararlar veriyor. Ayrıca kendisinin sakladığı bazı sırlar var.
  • Penelope “Penny” Blake (Joanna Vanderham): Belediye başkanının karısı. Tam anlamıyla eşitlikçi bir insan. Kocasıyla aralarından büyük bir soğukluk var. (4. bölüm ispiyonu) Başkanla evlenmesinin tek sebebi babasının işlerinin kötüye gitmesi. O yüzden başkana karşı bir sevgi ve saygı hissetmiyor.
  • Dylan Leary (Dean Jagger): İrlandalıların oldukça nüfuzlu ve güç kazanmış lideri. Sözünü çoğu yerde geçiriyor ve hatta gerektiğinde polisleri de alabiliyor. Çinlilerin işlerini ellerinden alması hiç hoşuna gitmiyor ve her fırsatta Çinlilere saldırı düzenletiyor.
  • Walter Buckley (Langley Kirkwood): Başkan yardımcısı. Kendisinin bir sırrı var ve bu sırrı gerçekleştirebilmek için oldukça çok çalışıyor.

SON SÖZ:

Tanıtımın bu kısmını hazırlarken dizinin ilk sezonunu tamamen bitirmiş bulunmaktayım. Belirtmeliyim ki dizi oldukça güzel başladı ve her bölümde üzerine koyarak ilerledi. Ayrıca temposu oldukça yerindeydi. AMC dizileri gibi aşırı yavaş değildi kesinlikle. Dövüş sanatları temalı bir dizi olduğu için her bölümde birbirinden etkileyici dövüş sahneleri vardı ve büyük ihtimalle ustaya saygıdan dolayı baş kahramanımız Ah Sahm’ın dövüş stili Bruce Lee’nin stiliyle aynıydı.

Dizinin ana konudan ziyade yan hikayelerden ilerlemesi başka diziler açısından kötü olsa da bu dizide kesinlikle daha iyi bir seçim olmuş. Ana konunun zaten öyle ahım şahım bir yanı yok. Yan hikayelerin hepsi ilgi çekici ve sıkıcılıktan uzak. Gereksiz bir karaktere rastlamadım. Her karakterin bir görevi ve amacı var. Gözüme batan bir karakter olmadı.

Dizide en çok hoşuma giden, en beğendiğim nokta kesinlikle dil kullanımı oldu. Bir ortamda hem Amerikalı hem Çinliler varken herkes kendi dilini konuşuyor. Ancak kadrajda farklı dil kullananlar yokken dil İngilizce olarak kullanılıyor. Kesinlikle çok güzel bir kullanım şekli olmuş. Sevmediğime bir örnek vermem gerekirse Power dizisinde Latin kökenli Amerikalı oyuncular oynuyor ve bir sahnede cümle kuracakken bu cümlenin ilk yarısı İngilizce diğer yarısı İspanyolca oluyor. Bu da hiç hoş olmuyor açıkçası. Bu dizide böyle bir şey ile karşılaşmıyoruz.

İlk bölümü 62 dakika, diğer bölümleri ise ortalama 45 dakika sürüyor dizinin ve akıp gidiyor. 10 bölüm boyunca acaba kaç dakika kaldı diye baktığımı hatırlamıyorum. Her bölüm bir sonraki bölüme geçmek için merak uyandırıyor. Aksiyonu bol, hikayesi ilgi çekici, dönemi iyi yansıtan mekanları, kıyafetleri ile Warrior böyle bir dizi. İyi seyirler efendim.

FRAGMAN: