Lost Girl – Tanıtım
41 yorum pasolvon 16 Eylül 2010 14:17
lost girl
Lost Girl 12 Eylül 2010’da Kanada’da yayına girdi. Diziyi yayınlayan kanal ise Kanadalı Showcase. Dizinin yapımcısı Wanda Chaffey. Başrol oyuncularımız ise; Anna Silk (Bo), Ksenia Solo (Kenzi) ve Kristen Holden-Ried (Dyson). Dizinin tanıtım videosuna şuradan ulaşabilirsiniz.Gelelim dizinin konusuna… “”Angel”” ve “”Heroes”” karışımı diyebiliriz. Atmosferi ise bazen “”Supernatural”” havası veriyor. Oyunculuklarda göze batan bir eğretilik yok. Şans tanınmayı hak eden keyifli bir dizi.
13 bölüm siparişini şimdiden aldı ve showcase bu dizisinin tutacağına çok güveniyor.Dizinin resmi sitesinde konusu şu şekilde sunulmuş:
Lost Girl, doğa üstü baştan çıkartıcı Bo’nun etrafında dönüyor. Bo aslında bir succubus, yani insanların cinsel enerjilerini emen ve onunla beslenen insan bedeninde bir canlı. Normal bir kız çocuğu gibi ailesinin yanında büyüdü ve öyle olduğuna inanıyordu. Ta ki erkek arkadaşıyla ilk seks denemesinde erkek arkadaşı ölene kadar. Artık yalnızdır ve korkmaktadır.
Daha sonra kendisinin bir “Fae” yani binlerce yıldır kendilerini gizleyen efsanevi bir yaratık grubundan olduğunu ve yalnız olmadığını öğrenir. Bo insanlık ile “Fae” arasında orta yolda gitmeye karar verir ve kendi türü hakkındaki sırları bulmayı kendisine kişisel misyon edinir.
Dikkat; yazının bundan sonrası ilk bölüm hakkında ciddi spoiler içerir.
İlk bölüm, yeni tanışılan bir diziye göre oldukça hızlıydı. Konuya hızlı başlamak adına merakları gideren bir bölümdü.
Pilot bölümünün ilk yarısında Bo yeni ortağı Kenzi ile tanışır ve Kenzi’ye ve seyirciye yani bizlere marifetlerini sergiler. İnsanların seks enerjilerini emip onları tam anlamıyla kurutmaktadır. Ayrıca bir dokunuşla insanlara istediği her şeyi yaptırabilmektedir.
İkinci yarıda ise “Fae” oluşumuyla tanışması, bir sınavdan geçmesi ve Fae ile insanlar arasında bir seçim yapması konu alınmaktadır.
yorumlar
bu diziyi benden başka seyreden birileri var mı bilemiyorum?, zamansızlıktan o kadar yavaş gittim ki, daha yeni bitti ilk sezon, ilk bölümleri gerçekten çok kötüydü ama zamanla düzeltti kendini (yani ne kadar düzelttiği tartışılır tabi ama ilk başlardaki kadar kötü değil). karakterleri çok sevdim, özellikle, sempatik Kenzi çoğu kez çocuk gibi davransa da kurduğu cümleler ile yardırıyor, aydınlık taraftan,güvenilir kurt abimiz Dyson’ı da çok tutuğumu söylemeliyim, ama en çok barmen Trick (barmen demek ne kadar doğru ya neyse) abimiz muhteşem, ilk başlarda bizim ikiliye pek iyi davranmasa da sonradan güvenilir bir dosta döndü, tabi bir de Anna Silk’in oynadığı Bo ablamız var, biraz sanki bu rol için yaşlı kaçıyor ama neyse, o da zamanla oturdu rolüne,
geçenlerde Bo’yu oynayan Anna Silk twitter’dan annesinin Türkçe bildiğini söylemiş, espri falan yapıyordur diyordum ama sonradan annesinin Türkiye’de doğduğunu öğrenince (ismi İlkay’mış), bu Bo Ablamız demek yarı Türk’müş dedim,pek Türk kızlarını andırmasa da :), böylede gereksiz bir ayrıntı mevcut.
Ben izliyorum abidin77. :)) CW dizileriyle kıyaslandığında bayağ iyi, ben keyifle izliyorum valla. 2. sezonu bile yarıladım hatta, ilerle daha da keyif alıcaksın emin ol. Karakterlerin hepsini sevdiğim nadir dizilerdendir.
ya @havintk, işte çerez niyetine gidiyor, karakterlerin hepsini ben de sevdim,ondan dolayı ısındım,yoksa dizide pek bir şey yok genelde, zaten ilk bölümler Bo’nun erkekli kadınlı seks maceraları ile geçiyor. kafa yormayan, jeneriği güzel olan bir dizi işte, Anna’da bizden sayılır ayrıca
Uzun bir ara versemde izleyenlerdenim.
Kesinlikle çerez niyetine iyi gidiyor ama Kenzi’nin yeri başka tabi.İkinci sezonun son iki bölümü daha doğrusu sezon finali hiç tatmin edici değildi. Gerek hikayenin işlenişi gerekse efektler bilmiyorum sanırım daha fazlasını beklerdim çerezlik bile olsa herneyse seneye artık.
evet sevenleri için gelsin
Buralarda benim dışında seyredeni pek yok gibi ama şu oyuncu konuk geliyormuş. Severim kendisini.
@abidin77 : Bu diziyi izlemiyorum ama, konuk oyuncu hatırına onun olduğu bölümü izleyeceğim, teşekkürler
yalan söylemeyeceğim.. lezbiyen teması var diye seyrettim en başında sonra baktım bo aşağı bo yukarı dolaşıyorum…. kenzinin yeri de ayrı tabi..
@unfortr: İzlemeyi gerektirecek bir rolü yoktu. Zamanını harcamaya değmez.
4. sezon promo:
@abidin77: Zaman harcamaya değmez dedin ya, en azından promoya göz atıyım dedim. O ne öyle ya aklımı çeldin
@unfortr: Diziyi pek kimseye tavsiye etmiyorum. Dizideki karakterleri sevsem de, öyle çok seyredilebilecek bir dizi değil. Sen niye seyrediyorsun diye sorarsan, cevabını tam olarak verebileceğimi sanmıyorum. Kadın kahramanlı dizileri seviyorum, sanırım ondan takıldım. Ayrıca Kenzi karakterini de sevdiğimden takıldım diziye. Trick ve Dyson’ı da sempatim var.
Bu arada, bu dizide kurt adam Dyson’ı oynayan Kristen Holden-Ried, Underworld: Awakening’de de kurt adamı oynuyor. Adama senden iyi kurt adam olur demişler belli
Ek: Zaman harcamaya değmez derken, konuk oyuncu olarak Linda Hamilton vardı bir ara bu dizide. Pek gözükmedi, gözüktüğü yerlerde de pek bir numara yapmadı. Yani o açıdan zamanını harcamaya değmez dedim.
Linda Hamilton ve Kyle Schmid’i dizinin 4. sezonunda görecekmişiz.
Copper ve Amerikan Being Human’ını seyredenler bilirler Kyle Schmid’i.
Lost Girl – Season 4 – Sneak Peak
Lost Girl Season 4– Promo #2
Hahaha. Tamam, arada çaktırmadan ya da çaktırarak her promo’da gösteriyorsunuz; ama bu sefer biraz abartmışsınız yahu. Gerçi itirazımız yok Eğlenceli olmuş bu sefer ki. Lauren’ın dondurması eridi gitti,yazık
açıkçası ben diziyi kenzi ve vex için izliyorum
Lost Girl Final Season – Who is the best kisser?
5.sezon ne zman başlayacak acaba?
@Hilal: 7 Aralık da bu tip sorular için takvim versek..?
İlk 3 sezonu iyi son 2 sezonu pek tatmin etmeyen ama sonuç itibarıyla öyle ya da böyle bağlanıp bitirilen bir dizi olmuş Lost Girl. Ksenia Solo gibi sempatik bir oyuncuyu tanımama neden olduğu için mutluyum. Turn’de de oldukça iyidir bu arada.
Anna Silk, Kris Holden-Ried ve Rachel Skarsten’i yeni projelerde görmek istiyorum ayrıca.
Konusu saçma biraz ya
@burakturan: Dolunayda kurta dönüşenler ya da kan emen insan görünümlü ölümsüz yaratıklar filan hiç saçma değil di mi? (doğa üstü işte yahu, ne bekliyorsun?)
Ben ilk sezondan biraz izlemiştim, fena değildi. teen wolf’u izleyen bunu da izler bence. Zamanı geldiğinde izlenecekler listemde birikiyor nicedir. Henüz gelmedi zamanı.
Dizi güzel bir şekilde akıyor, ekip şahane, Fae dünyası da ilgi çekici. Kuralları olan bir doğaüstü dünya fikri da cazip geliyor. Keyifle izledim valla ilk sezonu.
Karakterlere gelecek olursam; Bo’ya bayıldım. Kıyafetleri, tepkileri, seksapalitesi… Hımmm! İzlerken Anna Silk’in rüzgarına kapılıp gitmemek çok zor gerçekten. Succubus rolü için kesinlikle biçilmiş kaftan Anna Silk.
da çok yerinde bir karar olmuş bence. Hem Dyson, hem de Lauren ile uyumu mükemmel.
Kenzi, tip olarak gözümü rahatsız etse de karakter olarak sevdiğim biri. Gizemli bücür Trick’i ve Hale’i de çok sevdim.
Sevemediğim bir ana karakter yok yani şu an, izlemeye devam!
S02E05
Haven’in Gloria’sı Jayne Eastwood’u Ölüm Solucanı Velma rolünde izlemek keyifliydi. Karakter ve fikir o kadar absürt ve komikti ki hala gülüyorum ya!
Yazara bu yaratıcı fikri için teşekkürler. İyi güldüm akşam akşam valla.
Eğlenceli bölümdü.
Keyifli geçen ilk sezona göre daha vasat geçiyor 2. sezon. Ama bu bölüm güzeldi. Ryan karakteri ve
olayı renk kattı bölüme.
Bu Ryan’daki öz güvenden istiyorum ben de ya!
Bu bölüm Kenzi’nin olmaması da iyi geldi. Kafamızı dinledik resmen. :razz:
*Çoktandır; Trick’in Bo’nun babası olduğuna kendimi hazırlamışken büyükbabası çıkması güzel bir ters köşe oldu.
*Morrigan’ın olduğu sahneleri izlemek oldukça eğlenceliydi. Hele o dans sahnesi yok mu? :razz:
*Vex de muzipliği ile renk kattı.
*Kenzi’nin Dyson’un aşkını Norn’dan kurtarması da güzeldi. O dökülen şişedeki şey neydi ve Kenzi nasıl bir musibet kazandı onu gelecek sezon göreceğiz artık.
*Lauren’in şapşal tavırlarını izlemek de keyifliydi. Hele o ‘İlaç’ diye haykırışı çok sempatikti.
*Bücür kral Trick de o pelerinin içinde çok şirindi.
*Karanlık bir Bo? Nasıl bir şey olacak acep?
fikri güzeldi. Dyson döktürdü yine. Yeni kıza da alışmaya başladım. Kenzi’nin kavga sahnesi de hiç fena değildi hani.
Sezonun en iyi bölümüydü.
Kenzi’nin ‘İçimde titreşen bir şeyler var.’ cümlesiyle biten ruh halini anlattığı söylemden sonra Bo’nun ‘Oh, iyi ki hatırlattın. Daha fazla pil almalıyız.’ repliği süperdi bu arada.
Süper bir sezon finaliydi.
*Lauren’den gına geldi bu sezon. Ölse zerre üzülmem valla. Ama nerdeee?
*Kenzi’nin yeni arkadaşı Bruce’u sevdim. O cüsseye rağmen baya sevimli biri.
*Tamsin ölmez inşallah. Bu sezona büyük renk kattı. Dizinin onu kaybetmesini istemem. Ama bu bölüm gereksiz seviyede fazla git-gel yazmış yazar ona. Başım döndü valla.
*Vex’in dönüşü ve Morrigan’ı yine kuklaya çevirişi güzeldi.
*Aife ne hale gelmiş öyle ya? Ahı gitmiş vahı kalmış resmen. Ama gider ayak yaptı yine Succubusluğunu valla.
*The Druid’in yardımıyla Kenzi nasıl bir fae gücü elde edecek merak ediyorum.
*Trick’in korkak bir tavuk gibi kaçması sürpriz oldu. Hiç yakışmadı bu hareket kan kralına.
Bölüm için puanım: 8.5
Lost Girl’in şu ana kadarki açık ara en kötü bölümüydü. Kötü düşük kaldı sanki re-za-let-ti. 2 saatte falan mı yazmış acaba yazar bu bölümün senaryosunu ya?
Tamam herkes Bo’yu unutmuş olabilir de; Dyson’un bile Kenzi embesiline aşık olduğu dünya düzeni neyin kafasıdır ya? Abi ne yaparsanız yapın ÇİRKİN bu Kenzi, niye zorluyorsunuz ki bu kadar? Kenzi’nin çakma-geçici-saçma gücü, Vex’in ekiple mücadelesi, Dyson’un kavga sırasındaki tepkileri falan akıl almaz seviyede saçma ötesiydi ya!
Lauren’in yeni saç rengi de bir başka re-za-let olmuş bu arada. :sad:
-Neymiş efendim?
-Bo yani Anna Silk olmadan Lost Girl falan olmazmış!
Bölüm için puanım 3.0!
S04E03
Dizi 3 bölümdür eski tadı vermemeye başladı. Bir an önce toparlasa bari.
4. sezondaki 5 çöp bölümden sonra nihayet güzel bir bölüm geldi.
-Morrigan ve Lauren tam iyi bir yoldalar, eğleniyorlar falan derken Lauren’in son hareketi de hiç olmadı yani. Neyin peşinde bu kuru kız acep?
-Son sahne sayesinde de şu hep dillendirilen ‘Karanlık ve aydınlık faeler arasında bir ilişki olamaz.’ kuralının ciddiyet seviyesini anlarız heralde sonraki bölümde.
Rezalet ötesi bir sezondu. Baygınlık getirdi, ‘Iyyy’ dedirdi, sinir etti, küfür ettirdi… Baştan savma hikayesi, bölümlük hikayelerin bırakılıp yanlış bir yola sapılması, Kenzi ve Lauren’in zerre çekilmeyecek bir antipatiklik seviyesine ulaşmaları, Hale ve Trick’in gereksiz karakter durumuna düşmeleri, Bo’nun cazibesinin azalması, bu sezon bu cazibenin neredeyse hiç kullanılmaması ve karakterinin akla mantığa sığmayacak dalgalanmalar yaşaması gibi etkenler bu rezalet ötesi sezonu beraberinde getirdi. 6. bölümü saymazsam çöptü bütün sezon. İttire ittire 3 sezonun hatırına bir şekilde bitirdim. Umarım 5. sezon bu kadar kötü değildir.
Sezon finaline dönecek olursam:
*Kenzi’nin ölmesine ise acayip sevindim. Sonunda kafa dinleyebileceğim 5. sezonda. Flashbacklerle ya da başka bir yolla geri dönmese bari.
*Morrigan insan olunca daha da sevimli oldu valla. Ve daha da seksi. Morrigan, Tamsin ve Dyson olmasa hiiiiiç çekilmezdi zaten bu sezon. İyi ki varlar.
Oh be! Sonunda izlenir bir bölüm çıktı. 5. sezon da rezalet 2 bölümle başlamıştı ki bu bölüm iyi geldi.
Güzel bölümdü.
*Bo ve Tamsin’in ev arkadaşı olması diziye biraz eğlence kattı. Tamsin zaten kafa hatun, Bo’nun da tekrar gerçek bir Succubus gibi davranmaya başlaması ile keyifli sahneler çıkmaya başladı.
*Dizide uzun zaman sonra bu kadar başarılı bir konuk oyuncu seyrediyorken elemanın Dyson’ın oğlu çıkması ve Bo’nun içine düştüğü durum da bölüme ayrı bir renk kattı.
Dizi 4 bölümdür güzel bir hava yakaladı. Yeni katılan karakterler son derece merak uyandırıcı. Bölümlük hikayeler de tekrardan eskiden olduğu gibi ilgi çekici. Tamsin yine çok renkli ve eğlenceliydi bu bölümde bu arada. Ayrıca; Arrow’da
olarak karşımıza çıkan Anna Hopkins de konuk oyuncu olarak parladı.
S05E16(FİNAL)
Sonunda bitirmeyi başardım. Yaklaşık 3 ay sürmüş bitirmem. 3 ay süresince, 5 sezon boyunca kah güldüm, eğlendim kah sıkıntıdan patladım, kah sevdim, kah güldüm, kah övdüm, kah yerdim. İzlediğime pişman mıyım? Değilim.
Sezonları değerlendirecek olursam; 1. ve 3. sezonlar güzeldi. 2. ve 5. sezonlar orta direkti. 4. sezon ise rezalet ötesiydi.
Ama güzel bir final bölümü ile elveda demeyi başarmış. Keyif aldım final bölümünü izlerken.
Dizi için genel puanım: 7.3