Anne with an E || Yeşilin Kızı — Tanıtım
44 yorum aserat 22 Eylül 2017 08:34
Kanada-ABD ortak yapımı olan Anne with an E‘nin tanıtımına hoş geldiniz. 29 Mart’ta Kanada’da yayın yapan CBC’te ekrana geldikten sonra 12 Mayıs’ta Netflix aracılığıyla dünyayla buluşan bu naif dizi, Lucy Maid Montgomery’nin 1908’te kaleme aldığı ‘Anne with Green Gables‘ (Yeşilin Kızı Anne) adlı romanından ekranlara uyarlandı. Roman, 1979 ve 2001’de de çizgi dizi olarak izleyici karşısına çıkmıştı.
KİMLİK BİLGİLERİ
Tür: Drama
Sezon/Bölüm Sayısı: 1 sezon, 7 bölüm
Onay Durumu: 2. sezon onayı aldı.
Süre: 43-44 dakika (İlk bölüm 90 dakika)
Yaratıcı: Moira Walley-Beckett
Kanal: CBC & Netflix
Önemli Bağlantılar: Resmi Site – IMDb – Wikipedia – Facebook – Twitter – Twitter (2) – Instagram
KONU
Anne ve babasının ölümünden sonra öksüz ve yetim kalan Anne, amcasıyla yengesinin yanına verilmiş; fakat amcasının vefatı ve yengesinin şehre taşınmasıyla çeşitli aileler için hizmetçilik yapmaya başlamıştır. Yaşadığı yetimhanedeki talihsiz bir karışıklıkla kendini Green Gables kasabasında yaşayan Cuthbert kardeşlerin yanında bulur. Yıllar sonra sıcak bir yuvaya kavuşmanın sevincini yaşayan küçük kız, daha görür görmez aşık olduğu bu kasabada kısa zamanda herkesin dikkatini çekecek; zekası ve eşsiz hayal gücü sayesinde karşılaştığı sorunların üstesinden gelecektir.
KARAKTERLER
- Anne Shirley (Amybeth McNulty): 12 yaşında, anne ve babasının ölümcül bir hastalık yüzünden ölmesinin ardından çeşitli ailelerin ev işleriyle ilgileniyor. Okumayı seven ve hayal gücü oldukça gelişmiş bir kız. İyi kalpli, sevgi dolu, akıllı, tam bir Charlotte Bronte hayranı. Bu sıradışı özellikleri nedeniyle kısa sürede Green Gables halkının dikkatini çekiyor.
- Marilla Cuthbert (Geraldine James): Anne’in yeni annesi. Sert, ciddi ve ağırbaşlı bir kadın, hiç evlenmemiş. Erkek kardeşi Matthew ile birlikte yaşıyor, en küçük kardeşleri genç yaşta hayata veda etmiş. Eve ufak bir yanlışlık sonucu gelen Anne’e ilk başlarda soğuk davransa da onu tanımaya başladıkça içindeki annelik duygusu ortaya çıkıyor.
- Matthew Cuthbert (R.H. Thomson): Anne’in yeni babası. Kardeşi Marilla’yla birikte çiftlik işlerinde yardımcı olması için eve bir erkek çocuk almaya karar veriyor, ancak karşısında Anne’i buluyor. Onunla konuşmaya başladığı ilk andan itibaren kıza karşı büyük bir şefkat besliyor. Marilla’ya göre sakin bir kişiliği var.
- Rachel Lynde (Corrine Koslo): Cuthbert kardeşlerin komşusu ve Marilla’nın kasabadaki tek arkadaşı. Dedikodu yapmayı oldukça seviyor, dobra bir kişiliği var. Bu yüzden Anne ile ilk tanışmaları pek iyi olmasa da sonradan birbirleriyle sağlam bir bağ kuruyorlar.
- Diana Barry (Dalila Bela): 12 yaşında, Cuthbertların bir diğer komşusu. Annesi, babası ve kız kardeşiyle birlikte yaşıyor. Kısa zamanda Anne ile çok iyi arkadaş oluyorlar. Akıllı, iyi niyetli ve sadık biri. Arkadaşını zor durumda bırakanlara karşı hep onun yanında duruyor.
- Gilbert Blythe (Lucas Jade Zumann): 12 yaşında, kasabadaki okulun en popüler öğrencisi. Karizmatik, zeki ve iyi kalpli bir çocuk, bu yüzden sınıftaki kızlar ona hayran. Kısacası oldukça sevilen biri. Öte yandan ölüm döşeğindeki babasına da bakmaya çalışıyor.
- Jerry Baynard (Aymeric Jett Montaz): Cuthbert kardeşlerin çiftliğinde yardımcı olarak çalışan bir çocuk. Aslen Fransız. Komik ve akıllı biri, para kazanabilmek için okula gitmemiş. Çoğu zaman Anne ile zıtlaşırken görüyoruz kendisini.
SON SÖZ
19. yüzyılın tüm büyüsünü olduğu gibi yansıtan Anne with an E, görsel anlamda oldukça başarılı ve özenli bir yapım. Özellikle görüntü yönetmenliğine ayrı bir parantez açmak lazım, çünkü o manzaraları görünce insanın oralarda yaşayası geliyor. Duygu sömürüsüne çok müsait bir konuyu dozunda işleyen senaristleri ve birbirinden kaliteli performanslar ortaya koyan oyuncuları da tebrik etmek şart. Özellikle Amybeth McNulty genç yaşına rağmen kendisinden yaşça büyük çoğu isme taş çıkartıyor. Kadrodaki diğer genç ve deneyimli isimleri de unutmayalım.
Sonuç olarak 7 bölüm su gibi akıp geçiyor. Her ne kadar sezon finali normal bir bölümmüş gibi görünse de genel olarak güzel bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Hazır 2. sezon onayı da varken bu sıcak günlerde sizi rahatlatacak bu kaliteli büyüme hikayesini sakın kaçırmayın. İzleyecek olanlara iyi seyirler.
FRAGMAN VE JENERİK
yorumlar
Cok naif bir dizi bu. Kotu yerde bitirdiler ama onay vererek telafi ettiler. Bana ingiliz dizilerini animsatiyor. Kiz cok tatliydi. Yeni sezon baslamadan once belki bir tekrardan alirim bunu. Eline saglik
Diger taraftan yorumlarim::
ne güzel bir şey bu böyle. ilk 1,5 saat nasıl geçti anlamamışken, üstüne bir de ikinci bölümü izletti bana. devam etmememin tek nedeni edersem sabah kalkamayacak olmam.
anne çok tatlı bir karakter olmuş. kırsal manzaraları muhteşem. fazlaca dramatik olsa da izlemesi keyifli bir iki bölümdü. asıl güzel bölümlerin şimdi başladığını hissediyorum.
welcome to your home, anne cordelia shirley-cuthbert of green gables nee halifax.
şu an bu yorumu yazarken bir bölüm daha izleyesim geldi
ekleme: ben bütün bölümü sanki ingiliz dizisi izler gibi izledim. öyle bir tat bırakıyor insanda. nasıl kanada ve amerikan ortak yapımı olabilir. hala aklım almıyor.
……..
iki bölüm daha gitti kaldı üç çok güzel bir dizi. daha soft heidi tadında bir şey beklerken daha draması yoğun bir diziyle karşılaştım ama yine de bu keyif aldığım gerçeğini değiştirmiyor. bitince üzüleceğim muhtemelen. hele bu son bölüm (4) pek güzeldi sırıta sırıta izledim.
S01E01
Ben bu diziyi neden bu kadar bekletmişim dedim. İlk bölümü ciddi anlamda çok beğendim. Dizi çok güzel duyguyu izleyeceği geçirmekle birlikte role mükemmel gidecek en iyi kızı bulmuşlar dedirtti. 1 buçuk saatlik süresi olmasına rağmen 1 saniyesi bile sıkmadı aksine her saniyesi içimde farklı duygu bıraktı. Sadece tek şüphem diğer bölümlerde veya 2.sezon onayı almasıyla konu daha fazla nasıl açacakları oldu nereye kadar gidebilir soruları var kafamda ama onuda kıracaklarını umut ediyorum yoksa ciddi anlamda bayıldım..
ikinci sezon haberi geldi sandım. artık tarih gelse.
1.sezon üzerine
Belki bölümlerde çok yaratıcılık yoktu hatta çok sadeydi ama izlemesi gerçekten keyifliydi ve insanda çok güzel bir etki bırakıyor. Normal şartlarda tüm sezonu düşündüğüm zaman benlik değil demem lazım ama bu lafı kullanamıyorum verdiği huzur,duygu ve dinlendirici yapısı anlatılamaz. 2.sezon gelmesi umarım uzun sürmez.
özledim seni anne cordelia shirley-cuthbert of green gables nee halifax.
2. Sezon Fragmanı
nasıl özlemişim anlatamam. çok bekletmeyecekler şükür. fragmanda bile sırıttım anne i görünce.
S2 Poster
güzel dönmüş. karakterlerin hepsini özlemişim. ilk sezonun sonundaki can sıkıcı durumun
bu haftasonu bitirmek istiyorum ama bakalım.
7. bölüm biraz zorlama olmuş sanki. tamam o noktalara değinmek güzel ama o dönem için böyle oturmuş bir zeminde bayaa günümüz şartlarına yakın bir ortam hazırlamak zorlama olmuş. bence sadece cole üzerinden çok derinine inmeden kasaba düzeyinde işlense daha iyi olurdu. bu diziye pek gitmemiş ki neredeyse dizinin merkezine alacaklar. neyse bakalım.
güzel bir sezon finali oldu. uzun sürelerde daha altı doldurularak atılması gereken adımlar bir masal tatlılığında hızlıca atıldı belki ama beni tatmin etti. bu sefer de ortada bırakırlar diye korkuyordum ama güzel bitirdiler. tabii bu daha 4-5 sezon izlemek istediğim gerçeğini değiştirmiyor. birkaç bölüm anne’i artık iyici sinir bozucu bulduğum oldu ama onun da öğrenme sürecinde olduğunu vurgulayarak güzel toparladılar. billy kısmını bile zorlama olsa da sonlara yedirmiş olmalarına sevindim. yeni öğretmen çok tatlı ve iyi ki diziye eklenmiş. onun liderliğinde çok daha iyi bir nesil yetişeceği kesin avonlea’de. yeni sezonu dört gözle bekleyeceğim daha şimdiden.
bu sezonda işlenen azınlıklar hikayeleri de başta ne gerek vardı demiştim ama yine fena olmadı. tabii daha kararında işlemelerini tercih ederdim. barf da cole da güzel eklemelerdi. ikisinin de hikayesi güzel toparlandı. umarım gelecek sezon ikisini de görmeye devam ederiz.
85 ve 87 yılında çıkan iki mini dizisine bakayım dedim. ikisi de 1 saat 45 dk lık iki bölümden oluşuyor. 4er bölümden iki sezon gibi düşünülebilir. ikinci sezonun başındayım, neredeyse bire bir aynı işlendiğini söyleyebilirim. burada da karakterler sevimli aynı şekilde. keyifle izletiyor kendisini. ama konu çok hızlı ilerlemiş. gelecek sezonlardan spoiler sürüsü yemiş gibi hissediyorum şimdiden. dizi bayaa detaylandırmış ana hikayeyi ve iyi de yapmış. o kadar hızlı gittiler ki bu versiyon doyurmadı beni. iyi ki tekrar çekmişler yeni kız daha çok yakışmış. eski kız bayaa güzel. yeni kız tanımlanan tipe tam anlamıyla uyuyor. şu durumda yeni dizinin rahat 5-6 sezon gitmesi gerek gibi.
ikinci sezonun ortası çalıkuşuna bağladı. kızımızın kendi başına başka diyarlarda yaşadığı serüvenleri izletti en son çalıkuşu misali kendi esas hikayesine bağlayıp kapattı. fena değildi ama ilk sezon daha iyiydi.
1×01
Dizinin ismini “Çalçene with an E” diye değiştirmeliler! Devam ederim yine kahvaltı masama meze misali.
@aserat teşekkürler renkli tanıtım için.
Bunun ikinci sezonunun sonu da ilk sezon gibi açık mı bitiyor?
Kapaliydi.
2. sezonu toparlayıp kapattılar. Bu diziyi epey hafife alımıştım yahu, kahvaltı masama meze filan diye, bildiğin oturup da izledim. Ergen mergen kavgası derken dizide basbayağı konular işlendi; kadın, eşcinsellik, ırkçılık ve s. gibi. Ayıptır söylemesi yeni sezonu iple çekiyorum
Biz haftasonu başladık. Şu anda 2. sezonun ortasındayız. Paso bunu izliyoruz. Yarına biter.
Daha ilk bölümden sevdirdi. Beklediğimden daha trajedik çıktı. Ben yorumlardan “trajedik görünüyor ama değil” intibaı edinmiştim; ama yok yahu gayet de trajedik. Jiletlik olmasa da öyle heyyo heyyo değil ki o dönemin dizilerinde gerçeklik ön plandaysa anca Küçük Ev kadar mutluluk verirsiniz zaten. Bu da işte aynı ayar. (Küçük Ev’i bilen bilir. Geçen Çarls İngıls’ı konuştuyduk şurada.) Keza Heidi çizgi filmi de aynı kulvardaydı.
Yalnız ben bu kızı aşırı şımarık buluyorum. Bi sürü söz verip yine burnunun dikine gidiyor ya güya “iyi çocuk”. Öyle bir hava var ki dizide sanırsın dünyanın en uslu ve iyi niyetli çocuğu var karşımızda. Yok yahu gayet çocuk bir çocuk işte. İyi niyet tamam filan ama şımarığın önde gideni. O dönemde öyle aile bulmuşsun hala akıl bi karış havada geziyorsun. İşine gelince empatinin dibi, gelmeyince “çocuğum ben, safım ben”. Hade len!
Ha ben seviyor muyum? Evet seviyorum ama eğri oturup doğru konuşuyorum.
Ayyy bi de “bu öğretmen dünyanın en hırbo (cörk) (jerk) insanı olmak zorunda mı?” diyorum ta baştan bu yana. O takma bıyıkları yolacam da bekliyorum allahından bulmasını. (mevzunun nereye gittiğinin farkındayım da du bakalım onu bu sezonda halledecekler mi)
Özgün’ün yukardaki şu yorumuna da canı gönülden katılıyorum: ben bütün bölümü sanki ingiliz dizisi izler gibi izledim. öyle bir tat bırakıyor insanda. nasıl kanada ve amerikan ortak yapımı olabilir. hala aklım almıyor.
sevindim sevmene. bence herkes izlemeli. çok mutlu oluyorum bu diziyi izlerken. evet trajedi yoğunluğu hiç de hafife alınacak gibi değil ama bölümü kapattığında ya da diziyi genel olarak düşündüğünde akılda daha hafif bir tonuyla yer ediyor. ilk sezonda kız üzerinde drama yüklenmişlerdi, ikinci sezonda daha sosyal konulara parmak basmaya başladılar. başta gereksiz gelmişti ama bence güzel yedirdiler.
öğretmen meselesine katılıyorum ama dediğin gibi zaten yol yapıyorlar resmen göze soka soka, yoksa bu kadar karikatürize etmezlerdi o arkadaşı. geldiği nokta bence tatmin edecek seni. kızın şımarıklığına gelirsek ilk sezonda o kadar hissetmemiştim ama ikinci sezonda bayaa bayaa saçmalama kızım seviyesine getirtti beni. daha ilerleyen bölümlerde senin de sabrını zorlayacak muhtemelen. işine geldi mi büyümüş de küçülmüş ama bazen de çok aklı kıt.
yine de seviyoruz tabii ekranımızın bıcırığı.
S3 Fragman
Netflix’e 3 Ocak’ta gelecek.
3. sezon güzel başladı. tabii ki dayanamayıp izledim. bayaadır bir şeyler izleyememiş olmamın da getirdiği bir hevesle oturdum başına ve aktı gitti bölüm. kadrodan neredeyse hiç kayıp verilmemiş olması gerçekten sevindirici. güzel konular da açmışlar. sezon nasıl ilerleyecek göreceğiz.
çok boyundan büyük işler yapan bir dizi bu anne with an e. ilk sezon daha yüzeyselken ikinci sezonla birlikte politik doğruculuk modunda hızla ilerlediler. dünyadaki tüm toplumsal sorunlara kasabada hızlıca çözüm üretmek arada göz devirtse de keyifle izliyoruz tabii anne ve arkadaşlarının icraatlerini. bu sezon da pek keyifli.
3×07 den bildirdim.
canlarım benim çok seviyorum diziyi, her bir karakterini bu sezon da çok iyi gidiyor. hevesle yeni bölümün başına oturuyorum. zamanında bunun bir çizgifilmi yayınlanırdı televizyonda onu izlemiştim. çok çok severdim. diziyi o kadar çok seveceğimi sanmıyordum ama çok çok sevdim ilk iki sezona göre bu sezon daha bir güzel gidiyor sanki
bu da izlediğim çizgifilmi. açılış müziğini çok severdim
Cizgi filmine bayiliyordum ben de bunun. Dizi ciktiginda da asiri heyecanlanip hemen izleyecegimi sanmistim ama dizi 3. sezonda hala baslamadim Yakin zamanda gireyim ben artik buna ya!
bir sezon daha bitiyor ve ben yine üzülüyorum. demek ki daha devam etmesi lazım bu dizinin. son 2 bölümde neler olacak bilmiyorum ama devam etmeme ihtimalinin olduğunun farkındayım. o yüzden lütfen ikinci sezon gibi ucu kapalı bitirin olur mu? birçok konu zaten tatlıya bağlanmış durumda. malum konu da sanki bağlanacak gibi. şöyle hoş bırakın da canımız sıkılmasın.
bitmesin hemen
gilbert olayını diyorsan bağlamasınlar. bağlarlarsa yeni sezon olamaz . anne daha queen’e gidip okumalı. çok erken olur bitirmeleri için
iptalle ilgili bir şeyler duyduğumu hatırlıyorum. o yüzden böyle kalacaksa o da olsun isteirm.
ne güzel de işkence ediyorlar insana. 3×09 içimi kuruttu.
Bu sezon final sezonu, Netflix postere yazıvermiş.
Sanki 1 bölüme daha ihtiyacım vardı. Yada 3×10’un biraz daha uzun bölüm olmasına. Açıkta kalmışım gibi hissettim. Tamam her şey tatlıya bağlandı bağlanmasına da hatta çok fazla uzatılmamasından da memnunum ama her şeyi son 5 dakikaya sıkıştırıp elveda demeye gerek var mıydı ? Çokta doyurucu bir final olmadı benim için.
“I am so sad to see you go, and yet so happy that I know you.”
mektup meselesinin çözülmesi, diana olayının da, ebeveyn olayının da, herkes mi mutlu sona kavuşur arkadaş hele o son sahnedeki muhteşem soundtrack.
bahtiyarım teşekkürler. seni özleyeceğim anne.
) belki de böyle tadında bitmesi iyi oldu modundayım.
Finalden hoşnutum.
açık kaldı evet de yani tabii
mevzuu daha heyecanla kapanmasını beklediğim konuydu.
Güzel serüvendi. Heidi’li, Küçük Ev’li yıllara geri döndüm sayelerinde.
Tatlılar yaaa… Her biri ayrı sıcak, ayrı sevilesi bir sürü karaktere selam olsun.
Basligini gordum mutlu oldum. Hem tadinda bitti hem de doyamadim.
“The Girl of the Green Valley” = Yeşil Vadinin Kızı (herhal)
+Beren Gökyıldız (Melisa Çelik)
+Yeşil Yapım
+Günlük Dizi
Coming soon
Fragman (Yeşil Vadi’nin Kızı)
+Poster
Melissa, iki S ile
Ben Worldscreen’de Melissa’yı görünce yabancı usulü bir yazım sanmıştım bir de, bazen Türkçe harfleri kullanmamaları misali
Ciddilermiş.
Boyle haberler turk dizileri genel basligina yazilsa keske. Anne with an e takipcisini ilgilndirecek bir haber degil cunku.
* Hangi başlık, var mı ondan? “Uyarlandım Duruldum” mu?
* Due my respect, why not?
Su toplu dizi tanitimlari oluyor ya onlardan herhangi biri hatta postane bile daha mantikli. O kadar cok artti ki yerli dizi haberi yorumu bunaltiyor artik.
Yerli (günlük) dizi uyarlaması Yeşil Vadi’nin Kızı, Show TV’ye yar olmuş. Yakında hafta içi her gün.
bu kadar şirin bir diziden bu kadar itici bir uyarlama hazırlamak epey zor olsa gerek ama başarmışlar.