Brothers & Sisters — Tanıtım
42 yorum hsparks 23 Şubat 2012 10:29
Çoğu kişi için vazgeçilmez olmayan, ama benim kültlerim arasında ilk 5’te yer alan aile draması Brothers & Sisters, bildiğiniz üzere, geçen sene son sezonuyla ekranlara veda etmişti. Gelin, bu güzel diziyi hiç şans vermeyenleri ve özleyenleri için ilk bölümden ispiyonlar içeren şekilde tanıtalım.
Dizimiz, 2006-2011 yılları arasında, Amerika’nın ulusal kanallarından olan ABC‘de gösterildi. Toplam 5 sezon ve 111 bölümden oluşan (bir bölümü, oyuncuların bir kısmının farklı olduğu deneme/pilot bölümü) Brothers & Sisters, Jon Robin Baitz‘in elinden çıktı. Yaratıcımız daha önce, J.J. Abrams‘ın çektiği, sevilen dizi Alias‘ın da bir bölümü için senaristlik yapmıştı.
Eğer yaratıcımızın Alias‘la geçmişi olduğunu düşünüp benzer bir beklenti içine girenler varsa, yanıldıklarını en baştan belirteyim. Ulusal bir kanala göre ağır sayılabilecek aile dramamızda, zengin ve 5 tane yetişkin çocuğu olan Walker’ların yaşantısını seyrediyoruz. İlk başta her şeyi normal görünen ailemizin işleri, evin babasının ölümüyle birlikte değişiyor. Karkaterimizin ölümü, bir çok sırrı da ortaya çıkartmış oluyor. Bunların başlıcalarından örnek verecek olursak, evin babası William’ın (Leverage‘dan tanıyabileceğiniz Tom Skerritt) bir kadınla olan ilişkisi ve batmaya yakın olan aile şirketi Ojai, sayılabilecekler arasında.
“Peki ya kim bu Walker’lar?” diyorsanız, yazının bu kısmında, karakterlerden ve oyunculardan bahsedeceğimiz kısma geçiyoruz.
Nora Walker
Evimizin annesi. Beş harika çocuk yetiştirerek annelik görevini fazlasıyla yerine getiren karakterimizin, küçük kızı Kitty ile arasında sorunlar var.
Nora’ya 2 Oscar’lı ünlü oyuncu Sally Field hayat veriyor. Sinema dünyasının efsanelerinden sayılan aktristimizi, televizyondan da 15 yıl boyunca yayın hayatına devam etmiş olan tıbbi drama E.R.‘dan tanıyabilirisiniz.
–
Sarah Whedon
Evin en büyük çocuğu. Joe (Caprica ve sayısız diziden bildiğimiz John Pyper-Ferguson) ile evli ve çiftimizin Paige (Kerris Dorsey) ve Cooper (Maxwell Perry Cotton) isminde, 2 tane çocukları var. Ama bu evliliğin pek de rayında gittiği söylenemez. Çiftimiz, terapiste gidiyor.
Sarah’a, yine başka bir başarılı oyuncu olan Rachel Griffiths hayat veriyor. Avustralyalı oyuncumuz daha önce, 5 sezonluk efsane dizi Six Feet Under‘ın efsane karakterlerinden olan Brenda’yı canlandırmıştı.
–
Tommy Walker
Evin ikinci çocuğu ve haliyle erkeklerden de en büyüğü. Ablası Sarah ile birlikte, aile şirketi Ojai Foods’da çalışıyor. Ayrıca, Julia (NCIS‘ten tanıyabileceğiniz Sarah Jane Morris) isminde de güzeller güzel bir karısı var.
Tommy’yi, Balthazar Getty canlandırıyor. Aktörümüzü, Lost Highway gibi sinema filmlerinin yanında, Charmed ve Alias‘dan da tanıyor olabilirsiniz.
–
Kitty Walker
Evin ortanca çocuğu ve küçük kızı. Aynı zamanda, California’dan ayrılıp New York’a taşınan tek kardeş kendisi. Annesiyle arasında mutlaka bir gerilim bulunan kızımızın, Jonathan (şu an Gossip Girl‘de yer alan Matthew Settle) ile de ciddi bir ilişkisi var.
Kitty’yi, Broadway kökenli yıldızımız Calista Flockhart canlandırıyor. Oyuncumuz diziden önce de 5 sezon sürmüş Ally McBeal‘da, diziye ismini veren karaktere hayat vermişti.
–
Kevin Walker
Evin ortanca oğlu. Açık yaşayan bir eşcinsel olan Kevin, aynı zamanda da avukat. Büyük bir hukuk firmasında çalışan karakterimiz, bir yandan da aile şirketinin hukuki sorumluluğunu üstlenmiş vaziyette.
Kevin’a, tam bir İngiliz beyefendisi olan Matthew Rhys hayat veriyor. Diziden önce çeşitli sinema filmleriyle adını duyuran oyuncumuz, diziden sonra da BBC’nin Charles Dickens uyarlaması 2 bölümlük The Mystery of Edwin Drood‘unun başrolünde yer aldı.
–
Justin Walker
5 çocuğun en küçüğü. Günlerini, genelde kızlarla gezmeye ve uyuşturucuya harcıyor. Bunların haricininde, Amerika-Irak savaşının bir kısmında, Amerikan donanmasından yer almış.
Justin’i, Dave Annable canlandırıyor. Daha önce, tek sezon, 13 bölüm süren Reunion adlı dizide yer almış kendisi. Ama kadrodaki diğer isimlerin arasında ezildiğini söylersek yalan olmaz.
–
Saul Holden
Nora’nın erkek kardeşi. Sarah ve Tommy ile birlikte, aile şirketinde çalışıyor. Diğer karakterlerin yanında, gayet sessiz kalıyor.
Saul’a, başka bir usta oyuncu olan Ron Rifkin hayat veriyor. Kendisini, Alias‘ta 5 sezon boyunca kadrolu olarak seyretmiştik. Onun haricinde, bir çok diziye bir ya da bir kaç bölümlüğüne konuk oldu. Konukluklarını düşününce, benim aklıma direkt Sex and the City‘de canlandırdığı renkli Julian geliyor.
–
Yukarıdaki isimler haricinde, yine bir kaç karakterimiz daha var; ama ilk bölümden ne kadar önemli oldukları belli olmadığından, ispiyon etmemek için susuyorum. Ayrıca yukarıdaki oyuncu şöleni haricinde, bir sürü ağır topun daha diziye katılacağını veya en azından konuk olacağını şimdiden müjdeleyeyim. İsimleri ve kadronun geri kalanını merak edenler, buradan gerekli listeye ulaşabilirler.
Dizimizin biraz da reytinglerinden bahsedelim:
1. Sezon = 11 milyon
2. Sezon = 10,7 milyon
3. Sezon = 10,7 milyon
4. Sezon = 10,4 milyon
5. Sezon = 8,2 milyon
Brothers & Sisters; 5 sezon boyunca Pazar akşamları, şu an 8’inci ve son son sezonu yayınlanmakta olan Desperate Housewives ile peşpeşe yayınlandı. İlk 4 sezonu için sabit seyirci kitlesini koruyan dizimiz, son sezonunda biraz kayıp yaşasa da yine güzel bir oranla ekranlara veda etmiş oldu. Özellikle son sezonlarında hep %50 iptal olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan dizimiz, azımsanmayacak bir bölüm sayısıyla sevenlerinin de gözünü arkada bırakmamış oldu.
…ve son olarak yorum kısmına geleyim. Diziyi seyretmeye niyetlenenler, ilk başlarda sıkılabilirler. Fakat bir kaç bölüm geçtikten sonra bağımlısı olacaklarını garanti edebilirim. Ayrıca şunu da ekleyeyim, bana göre HBO ve Showtime dizileri kadrosu kadar kaliteli olan çok nadir ulusal kanal dizilerinden birisidir kendisi. Sırf kadro için bile izlenir. Türü sevenlere de sevmeyenlere de tavsiye ediyorum.
İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler!
http://www.youtube.com/watch?v=MEktvMn-QvU
yorumlar
Sen git ilk bölümü izle, izlediğin hafta dizi iptal olsun. Sonra et bakalım devam edebiliyorsan?! Açıkçası beceremedim. Bir de 5. sezonun ucu açık bittiğine dair söylemler yüzünden -yokmuş öyle bir şey, yalan duyum :D- elim de gitmiyor bir türlü. Normal bir finali olmayan dizilere başlama gibi bir durum içine girersem bu dizi kesin ilk 3’te.
Ben diziye hiç şans vermeyenlerden mi ve özleyenlerden mi oldum bilmiyorum ama tanıtımı görmek hoşuma gitti. Eline sağlık @hsparks.
İlk bölümü tesadüfen TV de izlemiştim. 111 bölüm sürmüş devamlı bir dizi için tek bölüm izleyip iyi veya kötü diyemem. Bana bir aile dizisinden çok pembe dizi havası verdiği için sonraki bölümleri izleme gereği duymamıştım
Ben baştan birkaç bölüm izleyip, sıkılıp, sevmeyip bırakmıştım ilk başladığında. Aile dizisi sevmeme, dizideki artistleri tutmama rağmen bağlanamamıştım karakterlere. Ama bizim bey sardırdıydı, 2 sezon filan izledi o zamanlar, fakat sonra vakitsizlikten devam edemedi o da bıraktı.
Bu dizi şarap içme konusunda Cougar Town‘a bile fark atar :)) Her iki sahnede bir mutlaka şaraplar açılır, kadehler ortaya çıkar; o kadar ki ABC’nin sitesinde Walker kadehleri satıştaydı bir ara
Brothers & Sisters –dkamoy‘un bazı diziler için deyimiyle- canım benim dizilerimden Desperate ve Grey’s ile birlikte.
Anne rolünde Sally Field harikalar yaratıyor bence. Dahası Rachel Griffiths -şu kadının soyadını da hep ıkınarak yazıyorum :)- var, Calista Flockhart var; daha n’olsun?
Birçok kimsenin aksine daha ilk bölümden sarmıştı beni, ortalarda biraz kendini tekrarlar ve beni sıkar gibi olsa da sonradan yine atağa geçti. Özellikle 4. sezon finali bombadır Yalnız herkese de hitap edebilecek –kingdom‘ın da belirttiği o hafif pembemsi havasından dolayı- bir dizi olmadığını kabul etmek gerek. Eline sağlık hsparks.
Öncelikle, yorumlar ve beğeniler için teşekkürler.
@aytackara: 5.sezonun ucu açık bittiğini kim söylemiş yav? Yok öyle bir şey.
@kingdom: Pembemsi havasının yanında güzel bir aile draması. Bence tek bölümle sınırlı kalma.
@dkamoy: İlk başlar da ben de ısınamamıştım karakterlere hatta sırf kadro için devam etmiştim (4 bölüm filan). Daha sonradan öyle bir sardı ki, vakit bulamadığım zamanlarda bile Brtohers & Sisters için vakit yarattım.
@desperate houseboy: He he şarap olayından yazıda da bahsedecektim aslında ama unutmuşum. Böyle yorumlarda çıkması iyi oldu.
Brothers and Sisters ilk 3 bölüm hakkında,
Ben bunu çok beğendim, ailenin arasında ki dramı ateşleyen konuda çok orijinal ve güzel işleniyor. Ama keşke Calista Flockhart’ı cumhuriyetçi yapmasalardı. Dizide ki tüm oyuncularda döktürüyor. Önerenlere, yazıda emeği geçen herkese teşekkürler.
Son zamanlarda izlerken en zevk aldığım dizi bu sanırım. Özellikle gay kardeşin hikayede geride kalmaması çok iyi olmuş. Dizi aynı zamanda çokta komik, her bölümde bir kaç kere kahkaha atıyorum. Kardeşlerin hepsi ve özellikle anne al evde besle şeklinde çok tatlı. Bu arada Ray Donovan’ın kızı burada da yine uyuz.
3. sezon 16-17 bölümler resmen harikaydı. Ben düzenli izlesem final mi yapacaklarmış acaba diye şüphelenirdim.
Ne zamandır elimdeydi ilk sezon izleyecektim ama unutmuşum yorumunu görünce hatırlayıp izlemeye başladım ama bazı sahneler çıkarılmış gibi geldi özellikle Kevin’in olduğu sahneler.. Normalde 3. bölüm süresi ımdb de 60dk diyor ama bende 42:20. Imdb yanılıyor olabilir mi? Değilse büyük sorunum var
Bütün dramalar 60 dakika gözükür imdb’de ama o reklam süreleriyle 60 dakika oluyor. Yoksa 42-43 dakika civarı bütün ulusal yayın yapan kanalların dizileri.
IMDB dizinin sürdüğü zamanı baz alır. Reklamlar dahil izlediğimiz diziler zaten hep 60 sürüyor da biz 42 izliyoruz. Bizdeki dizilerin 100 civarı sürmesi ama 120-125 dakika sürmesi gibi. Bir daha bak
Şu–ra–lar–da hep farklı ama o yüzden sormuştum. Zaten elimdeki bölümlerde sorun yokmuş. Netten sorunlu olduğunu düşündüğüm kısımları kontrol ettim. Sorun elimdeki bölümlerde kararma gibi geçiş efektlerini geçmişler. O yüzden yanılmışım. Cevaplar için teşekkürler.
Bir ara bende de oldu o bir anda bitiyor dizi, bir anda sahneden sahneye geçiyor hiç bir yumuşama yok. Ama dizide eksik sahne yok merak etme.
Hazirandan bu yana 3-4 ayda tüm bölümleri ışık hızıyla tükettim. Dizi 109 bölüm boyunca zaman zaman düşüşler yaşasa da hep cazibesini korudu ve izlenirliğinden bir şey kaybetmedi benim için.
Sally Field olmasa bu dizi olmazmış diye düşündüm sürekli, ara ara tüm karakterlerin hikayesi sıksa da hem karakter olarak 5 sezon iyi götürdüler hemde Sally Field muhteşem oynadı. Diziye sırf Caliste Flockhart için başlasam da en sevdiğim karakterler Rachel, Sally ve Matthew’un oynadıkları oldu.
Sonuç olarak benim çok beğendiğim ve izlerken de büyük zevk aldığım bir dizi oldu. Türe merakınız varsa izleyin seversiniz.
Dizinin sonuna yaklaştıkça bölümleri günlere yayıp izlemeye başladım. Bitmesini istemiyorum :(( Ama bir yandan da peşpeşe izlememek için kendimi zor tutuyorum
bir başladım 10 bölüm gitti ard arda 2 günde. çok samimi bir aile hemen bağ kurdum. parenthooda başlıcam derken piyangodan çıktı. iyi ki de çıktı. gıcık olduğum tek bir karakter bile yok hepsi o kadar kardeş gibi ki. sonunu görünce hüzünleneceğim kesin.
Gay kardes de cok sinir bozucu. Izlerken suratina bi tane yapistirasim geliyor.
sezon 3 bitecek ama hala düzene girmedi şu ailenin hayatı. her bölüm mü bir felaket yaşanır yav! “böyle mi olacaktı” izliyorum gibi geliyor bazen. her gün yeni bir kasvet. yeni bir dram. aile üyelerini teker teker sevmesem valla içim şişti diyip bırakırdım. tabii insana ara ara keşke 5 tane kardeşim olsaymış dedirtmiyor değil. izlerken çok nadir olan güzel anlar için izlenmeye değer. bitince üzüleceğim çünkü çok alıştım her birine.
her mutlu sahneye bir tane felaket eklemek zorundalar mı illa. sinir oluyorum bir bölümde de mutlu olalım. saçma sapan şeylere kıyameti koparıp birbirlerine giriyorlar yeterince zaten.
oyyy ne dolmuşum. aile işte atsan atamazsın satsan satamazsın izliyoruz mecbur. şaka bir yana çok alıştım hepsine. birisinin bir sırrı öğrenir öğrenmez öğrendiği kişi bile uzaklaşamadan diğerlerine yaymasına bayılıyorum. geniş aile yapmaya özendiriyorlar allahsızlar. ondan sonra tabii ki en az 5 çocuk.
justin bokunu çıkardın anladık askerlik zordu sıkıntılar yaşadın da iki lafından biri olmasın şu. hayatında hiçbir şeyi başaramayacak kadar korkaksın. sorumsuzsun. bunun da farkındasın. savaşa giderek hem sorumluluklarından kaçmış oluyorsun hem de öenmliymiş gibi hissediyorsun. onca sene boyunca bir şey bile başaramadın. sevmiyorum seni.
ve 3 dkdır finaline girmiş durumdayım tam 40 dk sonra bu güzel aile sona erecek. ne çektiniz be walkerlar mutluluğu hak ettiniz.
biraz daha duygusala bağlarlar demiştim ama oldukça eğlenceli bitti. sizi özleyeceğim walkerlar.
(İlk 5 bölüm üzerine)
*Fena akmayan bir aile dizisi olmuş. Drama kısmı yeterli olsa da komedi kısmı çok zayıf kalmış.
*Oyuncu ve karakterlerin çoğu kolayca sevilebilir karakterler değil açıkçası.
-Özellikle Kitty ve Kevin’ı hiç mi hiç sevemedim. Acayip itici bir ikili.
-Saul’u şu an için pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim. (Onu sevemememin altında büyük oranda Alias’dan kalma bir önyargımın yattığını kabul ediyorum tabi.)
-Nora’nın uhu görevi gören biri olması nedeniyle olmazsa olmaz bir karakter olduğunu düşünüyorum. Sally Field da iyi iş çıkarıyor Nora rolünde bana göre.
-Sarah’yı ise çok sevdim ilk andan itibaren. Eşi ile arasındaki ilişki, bana ciddi seviyede Parenthood’dan Julia-Joel çiftini hatırlatıyor. Sarah ve eşinin daha sempatik olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim tabi.(Bunun altında da Julia’yı günahım kadar sevmemem yatıyor tabi.)
-Holly’yi de çok sevdim bu arada. Ne tatlı bir yaşlı kadındır o ya! Keşke bütün yaşlılar böyle olsa!
-Justin’i sevip sevmemek konusunda ise ortadayım şu an için.
*Dizide en gıcık olduğum şey ise 5 kardeşe eşit derecede süre ayrılmaması. Kitty, Justin, Kevin ve Sarah dörtlüsü, birbirlerine yakın süreler alırken Tommy üvey evlat muamelesi görüyor resmen. Tommy’nin eşi ise figüran görevi görüyor. 5 bölüm oldu hala tanıyamadık bu ikiliyi.
*Fazla süre alan 4 kardeşimizin ortak bir özelliği var: ‘Ağızlarında bakla ıslanmıyor.’
Bu özellikten de iyi ekmek yediğini söyleyebilirim şu ana kadar dizinin.
Şu an için Parenthood ile kıyas kabul edecek bir dizi görüntüsü vermiyor Brothers & Sisters. Ama hem okuduğum yorumlar hem de IMDB diyor ki ‘Bu dizi sonradan açılan bir dizi.’. Buna ve ilerde izleme fırsatı yakalayacağım 4-5 sevdiğim oyuncuya güvenerek tabiki izlemeye devam diyorum!
Bence bu dizide Parenthood’da bulunan sıcak aile ortamı hissi yok. Başlarda ben de çok seviyordum ama bir süre sonra biraz fazla pembe diziye bağladığını da düşünüyorum açıkçası.
S01E06
Şu ana kadarki en güzel bölüm bu oldu. Senaristin ve yönetmenin sonunda Tommy ve eşine de biraz olsun süre vermesinin bunda payı büyük tabi.
S01E07
Bu bölüm daha da güzeldi. Sadece dramatik değil baya eğlenceliydi de.
Konuşmasa fark edemeyecektim valla. Ama sesi hemen kendini belli ediyor keratanın. #MinikTylerPosey
’ın diziye dahil olmasından sonra Kitty’nin sahneleri daha çekilir hale gelmeye başladı. Diziye büyük renk katıyor harbiden.
6. bölümden itibaren daha iyi akmaya başladı dizi ve sonrasında keyif alarak izler hale geldim. Güzel bir sezon oldu.
*İlk 5 bölümden sonra zayıf kalan komedi unsurunu biraz olsun toparlamayı başardılar. Ama dram unsuru, hala daha ağır basan unsur tabi.
*Karakterlere dönecek olursam;
-Nora, baya sevdirmeyi başardı kendini bana. Hatalar yapıyor olsa da hatasının farkına varan ve sonrasında sempatik bir şekilde hatasını düzeltmeyi başaran biri. Bu özelliği de acayip hoşuma gidiyor benim. Sally Field, ciddi seviyede övgüyü hak ediyor cidden. Karaktere çok şey katıyor.
-Senatörün diziye dahil olmasından sonra Kitty’den haz etmeme durumum azaldı. Eğlenceli ve uyumlu bir ikili oldular. Ama aileyle alakalı konularda hala sinirimi bolca bozduğunu da söylemeden geçemeyeceğim Kitty’nin yine de.
-Sarah’yı hala sevsem de ilk 5 bölümdeki kadar sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Sezon içerisinde Holly, Tommy ve Rebecca’ya karşı sergilediği tavırlar ile tepemi bolca attırmayı başardı çünkü.
-Justin ise sezon ilerledikçe kendini sevdirmeyi başardı bana.
-Tommy ve Julia çiftini de çok seviyorum. Ah bir de daha fazla izleyebilsek bu ikisini.
-Holly hala en sevdiğim karakterlerin başında geliyor. Ne tatlı bir kadındır o ya!
-Kevin’dan hala zerre haz etmiyorum. Çok itici biri ya!
-Saul’u da hiç sevmiyorum bu arada.
-Robert ve Rebecca ise dahil oldukları andan itibaren diziyi bir üst levele taşımayı başardılar bana göre. İki karakteri de çok seviyorum.
*Dizi gayet güzel akıyor. Ah bir de şu aşırı keskin reklam arası dönüşleri olmasa!
Sezon finali harikaydı gerçekten.
*Rebecca’nın itirafı en dikkat çekici sahne oldu. Biz Chicago’da Rebecca’nın üniversiteden bir öğretmeni ile ilişkisi olduğunu sanarken bu tarz bir drama sürpriz oldu bana. Biraz kızdım biraz da üzüldüm durumuna.
*Justin’in orduya teslim olmadan önce ailesindeki kişilerle birer birer onların sevdiği bir şey yaparak vedalaşması çok sempatik bir hareketti bu arada.
*Robert’ın ailesi ise sürpriz oldu harbiden.
*Saul’un gay olduğunu öğrenince; daha önce Holly’ye karşı sergilediği duygusuz tavırlar da anlam kazanmış oldu.
*Tommy-Julia çiftinin ikizlerden erkek olanı kaybetmeleri iyi oldu bu arada bence. Ortalıkta dolaşam küçük bir William sempatik gelmemişti zaten bana. Elizabeth’in babasının Kevin mı Justin mi olduğunu ise acayip merak ediyorum. Tommy dayanamaz DNA testi yaptırır ve babası Justin çıkarsa fena bir drama çıkabilir bir süre sonra buradan. Ama Tommy’yi sevdiğim için babanın Kevin olmasını istiyorum. Tırgırdamasın Tommy’nin ailesi.
Yine çok güzel bir sezon oldu. Ve harika bir sezon finali ile sezonu noktaladı.
Sezon içerisinde;
*Saul’un tavırlarından gına geldi. İyice çekilmez bir karakter haline geldi.
*Nora ve Rebecca kendini daha da sevdirdi bu sezon. Sarah çoğu zaman sinir bozucuydu. Sezonun 2. yarısında Kevin’ın daha az itici gelmeye başladığını da söylemeliyim.
*Robert’ın başkanlık yarışını kaybetmesine üzüldüm. Sonrasında başkan yardımcılığı teklifini çevirmesi de doğru hareketti.
*Sarah’nın boşanma ve velayet sürecinde Joe’nun tarafındaydım. Ama sonunda uzlaşma anları beni mutlu etti.
*Justin’in Irak’tan dönüş sürecini başarılı bir şekilde atlattıklarını düşünüyorum. Umarım 3. tur olmaz.
*Rebecca’nın babasının William olmaması ise sezonun bombasıydı tabi.
Sezon finaline dönecek olursam;
*Rebecca-Justin ilişkisini destekliyorum. Çok iyi anlaşıyorlar ve çok da yakışıyorlar bence.
*Kevin ve Saul’ün kendileri hakkında konuşulduğunu zannetme sahneleri güzeldi.
*Nora’nın Rebecca’ya olan yaklaşımı çok tatlıydı. Diğer 2 kızıyla kuramadığı bir bağ kurdu bu sezon Nora, Rebecca ile. Ters bir tepki vermesi beni üzerdi. Ama Rebecca-Justin ilişkisini öğrenince bu kadar tatlı bir şekilde karşılamasını beklemek aptallık olur tabi.
*’Sadece bir dilimcik!’ çok sert espriydi be Kitty! :???:
*Dizideki konferans telefon görüşmelerini çok seviyorum bu arada.
*Tommy başına gelen şeyi hak etti. Konuşup halledilebilecek küçük bir konuyu hırs yapıp bu noktaya getirmemeliydi. Hiç yakışmadı ona Holly’ye yaptığı bu hareket.
*Ryan’ı hiç sevmiyor olsam da Holly’nin Ryan hamlesine bayıldım. Sarah bunu hak etti. İyice gıcık oluyorum artık bu Sarah’ya ya! Holly, Tommy’ye olan suçlamasını çekip jest yapmış, dost eli uzatmış; Sarah hala Holly’yi ezme derdinde. Ayıp ya!
*Julia’nın vedası kötü oldu. Zaten azıcık görebiliyorduk onu; bi daha hiç göremeyeceğiz. (Dayanamayıp IMDB’ye baktım kalan bölümlerde SADECE bir kere daha görecekmişiz. :sad: )
Hem sezon finali hem de genel sezon performansı olarak ilk 2 sezonun çok altında kaldı bu sezon. Diğer 4 kardeş o kadar sinir bozucu işler yaptı ki ilk sezonda en sevmediğim kardeş olan Kevin, tek sevdiğim kardeş haline geldi.
çok iyi geldi Kevin’a.
Sezon finalinde;mıy mıy tavırları ile en fazla sinirlerimi oynatmayı başaran kardeş Justin oldu. Tekrar düşündüm de bir daha mı
acaba bunu?
En son Saul,
açıklayacak bence. Başka bir akla yatan açıklaması yok çünkü tüm bu yaptıklarının.
olayının da içindeymiş lale. Resmen ‘William Saklama Kabı’ adam ya!
Ailenin Meksika yaklaşımı ise aşırı ırkçı ve küçümseyici geldi bu arada bana.
falan derken aşırı depresif ve sıkıcı bir 4 bölümle başladı 4. sezon. İçim şişti valla.
1 hafta kadar uzak durayım bari ben bu diziden.
S04E(18-19)
İlk 3 sezonunu 15 günde tükettiğim dizinin sürükleyicilikten uzak 4. sezonunun ilk 16 bölümünü tüketmem ise yaklaşık 3 ayımı aldı. Girdikleri 3-5 klasik hamle; tahmin edilebilirliğe, gereksiz dramaya ve beraberinde de sıkıcılığa neden oldu.
Neyse ki 3 bölümdür dizi tekrar rayına girmeye başladı gibi. 17. bölüm fena değildi, eğlenceli sahneleri mevcuttu. 18 ve 19’dan oluşan duble bölüm ise ilk 2 sezonda aldığım tadı verebildi tekrardan.
18’in flashbackleri çok başarılıydı. Merak ettiren, bölüm içinde 2-3 defa fikir değiştirten ve şaşırtmayı başaran bir bölüm oldu. Çok uzun süredir böyle bir bölüm olmamıştı bu dizide.
19’da ise yine çok uzun bir aradan sonra Holly-Nora macerası izleyebilmek çok eğlenceliydi gerçekten. Bu ikisi arasında çok başarılı bir dinamik var. Ve senaristlerin bu dinamiği şu ana kadar kullanabilmeyi başardığı 3-4 bölümde çok eğlenceli, çok keyifli sahneler izleme fırsatı yakaladım. Umarım dizi bitmeden önce birkaç eğlenceli Holly-Nora macerası daha izleyebilirim.
Öfff Justin öfff! Hep aynı terane!
Ya arkadaş bu kadar da gözümüze soka soka
ki ama yani! Aynı şekilde
diye de bas bas bağırdı bütün bölüm senaryo. Sürpriz ve ani olması gerekiyor bu tarz hamlelerin. Dizinin mutfağındaki ekip, özellikle bu sezon fena çuvalladı gerçekten. Rezalet bir sezondu.
2-3 bölümdür güzel gidiyor dizi.
*Hollyciğimin düştüğü hale çok üzülüyorum cidden. Bir an önce iyileşse bari!
*Handyman sağ olsun çoooook uzun bir aranın ardından Kitty’nin izlenesi bir hikayesi oldu.
*Cooper süperdi bu bölüm ya!
Güzel bölümdü.
*Sonia Braga, Luc’un annesi rolünde harikaydı ya! İzlemesi çok keyifliydi gerçekten. Bayıldım karaktere.
*Ayrıca Kitty’nin 1 saniye bile gözükmediği ilk bölüm olması açısından da son derece değerliydi bu bölüm.
*Bu Justin’deki şeytan tüyüne gıcık oluyorum ya! Daha önce
Hıııhhhhh!
*
’ı tekrar görmek güzeldi.
*William’ın genç halinde Robbie Amell’i izlemek keyifliydi.
*Christine Garver, Nora’nın gençliğini canlandırırken çok başarılıydı gerçekten. Hal ve hareketleri, konuşması falan birebir aynıydı neredeyse.
S05E22 (FİNAL)
Yaklaşık 4,5 ayın sonunda bitirebildim sonunda diziyi.
Eğlenceli bir düğündü, çok güzel bir sezon finaliydi. Planlı bir final olmadığı çok belliydi ama. Sezon finaline birkaç son dakika Nora cümlesi ekleyip FİNAL niyetine itelemişler. Neyse; o kadar da sırıtmadı zaten, çok fazla zırıldamayayım en iyisi.
Diziyi genel olarak değerlendirecek olursam;
İlk 2 sezon çok başarılıydı.
3. sezonda sıradanlaştı.
4. sezon, rezaletti.
5. sezon ilk 2 sezon seviyesine ulaşamasa da 3 ve 4. sezonlara oranla daha iyiydi.
‘Uzun soluklu bir aile draması izlemek istiyorum. Parenthood’u mu yoksa Brothers & Sisters’ı mı izlesem acaba?’ diye düşünen varsa cevabım kesinlikle Parenthood!
Yine de ilk sezonun ilk bölümlerine bir göz atabilirsiniz, ziyanı yok.
Bir de bölüm bittikten sonra jenerik akarken çalan müziği çok seviyordum, 2010’ların başındaki Facebook oyunlarına ait bir melodi gibi, huzur veriyor insana.