J. J. Abrams ve Fringe
10 yorum merbabu 29 Eylül 2010 17:40
Fringe
J.J. Abrams bizi bizim dünyamızdan alıp bilim kurguyla şekillendirdiği kendi dünyasına götürüyor ve bunun gerçekliğine inandırıyor.Fringe’in 3. sezonunun başladığı şu günlerde J.J. Abrams’dan, onun eğilimlerinden, belki saplantılarından veya takıntılarından bahsetmesek olmaz.
j.j Abrams
Bizi J.J. Abrams ‘ın dizilerine(Lost, Fringe, Undercovers) çeken zekası mıydı yoksa hayalgücünü kullanma şekli miydi? Ya da asıl aradığımız şey merak mı?Uçak sevdası J.J. Abrams’ın gizemlerinden birisi belki de. Esrarengiz bir şekilde kaybolan veya düşen pek çok uçak vakalarının öncesi ve sonrası hala sırrını koruyor. Bu sır J.J. Abrams’ı; dolayısıyla bizi de onun dizilerine çekiyor. Yaşanmış ya da yaşandığı iddia edilen olaylar da J.J. Abrams’ın dizilerine bizi çeken öğelerden…Fringe’in temelinde yatan ise Philadelphia Deneyi veya diğer adıyla Gökkuşağı Projesi. Philadelphia Deneyi, 28 Ekim 1943 yılında Amerikan donanmasının Pensilvanya eyaletine bağlı Philadelphia şehri limanında yaptığı iddia edilen deneydir. Amaç ise gemiyi düşmanın fark etmemesi için görünmez yapmaktır. Projeye göre, fikir orjinaldir ve düşman radarları hiç fark etmeden gemi istenilen yerde birden ortaya çıkacaktır.
uss eldridge-phidelphia Deneyi’ndeki gemi
Özel bir sistemle veya jeneratörle oluşturulan çok güçlü manyetik bir alan gemiyi saracak, ışıları veya radar dalgalarını büker ya da kırarken gemi görünmez olacaktır. İlk deneme yapılır ve sonuçlar beklendiği gibi olmaz. Sonuçlar beklendiği gibi olmadığı halde ikinci deneme de yapılır. Fakat bu sefer daha da vahim sonuçlar çıkar ortaya. Geminin içinde bulunan, deneye katılan denizcilerden bazılarının vücutları gemiyle kaynaşmış ve metalleşmiştir;
Molekül transferinde kullanilan jeneratör
bazıları yalnızca dokunduğunda görünür hale gelmektedir; bazılarının vücutları da saydam olmuştur. O gün yaşananlara tanık olan bir görgü tanığı, dünyadaki hiçbir insanın olanları hayal bile edemeyeceğini iddia etmiştir. Bu olay üzerine filmler (Philadelphia Experiment 1 ve 2) yapılmış, kitaplar (a’dan z’ye phi deneyi-andrew hochheimer) yazılmıştır. İlgilenenlere; Philadelphia Deneyi ile ilgili daha fazla bilgi için sizi buraya ve de buraya alalım. Ancak bu olay hala gizemini korumaktadır.Fringe’de bahsedilen konuları, araştırma ihtiyacı hissediyorsunuz gerçekten var mı acaba diye… İnsanı öylesine inandırıyor ki kimsenin farkına varmadığı sırları açıklıyormuş gibi geliyor. Sırlar açığa çıktıkça daha fazla sır istiyorsunuz ve bu sırları da size sunuyor. Her seferinde neden sorusunu soruyorsunuz kendi kendinize.
observers are here
Tüm bunların yanında size çeşitli ipuçları veriyor sanki sırları çözme işini size bırakırmış gibi. Bölümlerin başında, sonunda veya herhangi bir kısmında çeşitli semboller veriyor. Dizinin içinde sizi gerçekten çeken nüanslar var. Mesela; neredeyse her bölümdeki jenerikte belli belirsiz ‘observers are here’ (gözcüler burada) diye bir ifade geçiyor. Çözmek size kalmış tüm bu ipuçlarını tabii… Ayrıca dikkat ettiğim önemli bir konu da her bölüm aynı jeneriğin yayınlanmıyor oluşu. Jenerikteki yazılar, renkler hatta tüm tanıtım değişiyor bazı bölümlerde. Mesela 2. sezon 16. bölümün tanıtımı bambaşka.Dizideki ayrıntılar bir yana, kurgusu gerçekten iyi yapılmış bir dizi Fringe. Dizideki karakterlerin birbirleri arasındaki ilişkiler yüzeysel işlenmiyor, tek yönden ele alınmıyor. Olaylar arası, kişiler arası, yerler arası tutarlılık sizi adeta sahnenin içindeymiş gibi hissettiriyor. Fringe olayları aceleye getirmeden, kendi potasında eriyerek, süzgecinden geçirerek izleyiciye sunuyor; karakterlerle empati kurmanızı sağlıyor. Kimi zaman Olivia Dunham, kimi zaman Peter Bishop, kimi zaman Walter Bishop, Astrid Farnsworth, Phillip Broyles, hatta Nina Sharp oluveriyorsunuz. Her şeyden önce J.J. Abrams, karakterleri içimizden seçiyor. Sanki gerçek hayatta varlarmış gibi sevdiriyor karakterleri bize. Olivia’nın aynı hataları yapışını neden, nasıl bu hatayı yapar diye izliyoruz, onun duygularını, iniş çıkışlarını benliğimizde hissediyoruz. Dr. Walter Bishop’un kendi zayıflıklarına kurban oluşunu; Peter’ın yaşadıklarından kaçışını, arayışlarını, bağımlılıklarını hemen benimseyiveriyoruz.J.J. Abrams’ın sırrı nedir nasıl çözülür bilinmez ama Fringe’de daha çok sır var çözülecek, o kesin…
yorumlar
Bu yazı Fringe’i izleyeyim mi izlemeyeyim mi ikileminde kalanlar ve fringe sevdalıları içindi. İkilemde kalanlar için karar size kalmış…
j.j abramsın takıntılarına bakalım demişsiniz, onun yerine dizilerindeki olaylardan bahsetmişsiniz. bence direkt abrams hakkında bir yazı hazırlasaydınız daha iyi olurdu. çünkü bu diziler zaten çok tanıtıldı.
Konuyu Bütün Olarak Düşünürsek Zaten Abrams’ı Anlatıyor Güzel Bir Yazı Olmuş Bence Ellerinize Sağlık ..
@nevdalist : abrams’ın takıntıları = dizilerdeki olaylar değil mi zaten bir nevi? “abrams merdivenden inerken sakız çiğnemeye bayılır” gibi bilgiler pek de işimize yaramazdı sanırım değil mi?
Fringe ile ilgili geçenlerde bir arkadaşım “bunun yapımcıları izleyiciye çok saygısızlar” dedi ve tespitini iki noktaya dayandırdı :
1) 2. sezonun ortasına 1. sezondan artmış bölüm koymaları. Üstelik bunun içinden kısacık bir sahneyi silmeye tenezzül etmemiş olmaları yüzünden koca bir devamlılık hatasını sözümona yutturmaları.
2) müzikal diye lanse edilen ne idüğü belirsiz, gereksiz bir bölüm sunmaları
Ben de bir saygısızlık olduğuna katılıyorum, ama bunları yapımcıdan ziyade kanalın yayın politikasına bağlamayı tercih ediyorum ve bir üçüncü örnek de şu diyorum :
3) 2. sezonun ortasında 8 haftalık ara verilmesi
#nevdalist# belki haklı olabilirsiniz; ama amacım sadece j. j. abrams’ı anlatmak değildi. Başlıkta da zaten fringe ile birlikte ele alacağımın sinyalini verdim. ‘j. j. abrams ve fringe’ Yanlış ifade etmiş de olabilirim belki ama amacım fringe üzerinden j. j. abrams’ı anlatmaktı.
#derkenrahl# teşekkürler. beğenmiş olmanıza sevindim.
2.ci şık haricinde @dkamoy’a katılıyorum… 2 sezonun ortasına bölüm koymak son derecede çirkindi… Bu ara verilmelerin sebebini bilmiyorum pek takip ettiğimde söylenemez ama genel olarak çoğu diziler bunu yapıyor, bu da seyirci için hoş değil tabi ki…Ama müzikal bölüm aman aman olmasada sonuçta farklı bir düşünceydi ve emek harcanmıştı o yüzden beğenmesem bile saygısızlık olarak nitelendiremem.
Herneyse @merbabu güzel yazı olmuş eline sağlık. O ince ayrıntıları bir ben mi yakalayamıyorum nedir
#dkamoy# bir bakıma haklısınız ama ben saygısızlık olarak yorumlamazdım sadece. Dayandırdığınız ilk iki noktanın nedenini fringe’in 3. sezona kadar olan çoğu bölümünün birbiriyle tam olarak ilgili olmaması diye bir yerde okumuştum şu an hatırlamıyorum nerede olduğunu. mantıklı geldi. 3. bahsettiğiniz nokta konusunda sonuna kadar haklısınız bence de
#vforx3# teşekkür ediyorum. Bir çok ayrıntıyı ben de yakalayamıyorum ama tekrar tekrar izlenince bazılarını yakalayabiliyorsun en azından. yani bir defa izlenmekle değil ayrıntı dizi bile tam anlamıyla anlaşılmıyor. kaçırdığımız noktalar illaki oluyor.
2. sezona ilk sezondan bölüm karıştırmaları benim fringe hakkındaki tek olumsuz düşüncemin nedeni.. sevemedim ben de o işi.. ara vermesini falan da çok umursamıyorum ve müzikal bölümün hiç de kötü bir deneyim olduğunu söyleyemeyeceğim.. ne idüğü belirsizliğin tam tersine ana hikayede o sıralar oğluyla arası olaylı olan walter’ın iç dünyasını çok güzel yansıtan, özel bir bölümdü bence o.. müzikal sıfatını hakedip haketmediğini bilmiyorum ancak ben o bölümü o haliyle sevmiştim..
ben “müzikal” kısmına fazla takıldım işin açıkçası. hala da takığım
sizler kadar tecrübeli değilim ancak fikrimi belirtmek isterim,devamlılık konusunda adı üzerinde devam beklenmekteyken ilgisiz bir bölümün yayınlanması bende hayalkırıklığı yaratmıştı açıkcası,müzikal bölüm ise çocukluğumuzdaki sonu tam istediğimiz gibi biten masallara benziyordu…ama beni bu diziye bağlayan konunun sınırları genişlemeye devam ederken bu sınırın hiç kaybolmaması yani bütünün dışına uçuk,şaçma senaryolarla çıkmaması…saygılar