Profil: Amanda Seyfried
32 yorum hsparks 04 Aralık 2011 19:49
Kariyerinde sağlam adımlarla ilerleyen ve hem yeteneği hem de güzelliğiyle kısa sürede küçük ekrandan Hollywood’a terfi eden Amanda Seyfried‘in hakkında detaylı bir profil yazısı okumak ister misiniz? O zaman sizi, yazının devamına davet ediyoruz. Yalnız baştan uyaralım, yazının dizilerle ilgili kısmında ufak tefek de olsa ispiyon (spoiler) bulunuyor.
AİLE HAYATI VE DİZİLER
SİNEMA KARİYERİ
GELECEK PROJELERİ
TİYATRO
BIRAKTIĞI/BIRAKMAK ZORUNDA KALDIĞI PROJELER
AŞK HAYATI
AİLE HAYATI VE DİZİLER
En yakın arkadaşının köpeği Finn olduğunu defalarca dile getiren güzel oyuncumuz, 3 Aralık 1985’te, Amerika Birleşik Devletleri’nin doğu eyaleti Pennsylvania’nın Allentown şehrinde doğdu. Eczacı bir baba ve terapist bir annenin kızı olan Amanda’nın bir de Jennifer isimli kız kardeşi var. Hatta kız kardeşinin MySpace üzerinden kendilerini gösterdikleri Love City isimli bir rock grubu mevcut.
Kariyerine 11 yaşındayken modellik yaparak başlayan Seyfried, oyunculuğa ilk olarak 13-14 yaşlarında, 2010 senesinde ekranlara veda eden ve 1956’dan beri yayında olan pembe dizi As the World Turns‘le başladı. 1999-2001 yılları arasında toplam 27 bölüm dizide yer alan oyuncumuz daha sonra, geçtiğimiz aylarda ekranlara veda eden ve yine ilki gibi uzun soluklu olan bir diğer pembe dizi All My Children‘da 3 bölüm boyunca Joni Stafford karakterine hayat verdi.
2 tane pembe dizi macerasından sonra oyuncumuz 2004 senesinde başrolünde Lindsay Lohan‘ı bulunduran Mean Girls isimli sinema filminde önceki işlerine nazaran gayet önemli sayılabilecek bir rol elde etti. Bu filmden sonra, çoğu Amerikan oyuncusu gibi polisiye ya da her bölümü farklı bir konu üzerine kurulu olan dizilerde kurban, hasta, hasta yakını, görgü tanığı ve suçlu olarak gördük kendisini. Kronolojik sırayla bu diziler:
Law & Order: Special Victims Unit (6. sezon, 5. bölüm)
House M.D. (1. sezon, 11. Bölüm)
CSI: Crime Scene Investigation (6. sezon, 21. bölüm)
Oyuncumuz yukarıdaki dizilerle tek bölümlük işler yaparken, bir yandan da sinema kariyerini devam ettirdi. Bu filmlerde hep yardımcı rollerde seyrettik Amanda Seyfried’i. Kadrosunda Glenn Close, Sissy Spacek ve Jason Isaacs gibi dikkat çeken isimleri bulunduran Nine Lives, Donald Sutherland‘li American Gun ve başrolünde Bruce Willis‘i seyrettiğimiz Alpha Dog bu filmlerin arasına giriyor.
Ancak dizi takipçilerinin Amanda Seyfried’in yüzünü tanıması, hiç kuşkusuz ki Veronica Mars‘taki rolüyle birlikte gerçekleşti. Dizimizin başkarakteri Veronica’nın öldürülen yakın arkadaşı Lilly’ye hayat veren oyuncumuzun karakteri, aslında 3 bölüm için planlanmıştı. Ama dizinin yaratıcısı Rob Thomas oyuncumuzun performansını o kadar beğendi ki, karakteri ölü olmasına rağmen Seyfried’i 11 bölüm boyunca dizide tutmaya devam etti.
Oyuncumuz, Veronica Mars‘taki rolünün bitiminin ardından kaliteli dizilerin vazgeçilmez adresi HBO’nun Big Love‘ında yer aldı. Burada 3 eşli mormon bir ailenin büyük kızı Sarah olarak karşımıza çıkan başarılı oyuncumuz, kadrolu olarak 2006-2010 yılları arasında dizide bulundu. Son sezonda diziden ayrıldığı halde final bölümüne gelerek hepimizi bir kez daha mutlu etti.
SİNEMA KARİYERİ
Amanda Seyfried’in elbette ki Big Love‘ın son sezonunda yer almamasının bir sebebi vardı. Oyuncumuz diziye devam ederken bir yandan da yer aldığı sinema filmlerinde öyle başroller kaptı ki, artık dizilerde kalıcı roller alamayacak kadar ünlü oldu.
Seyfried, ilk başrolünü 2008 senesindeki müzikal sinema filmi Mamma Mia! ile aldı. Düğününe birkaç gün kalan genç bir kızın, evlenmeden önce babasını bulma çabasını espirili bir dille bizlere anlatan film boyunca bir yandan da ABBA şarkıları dinledik ve Amanda Seyfried’ın ne kadar tatlı bir sesi olduğunu anladık. Genç yeteneğimizin haricinde de film tam bir yıldız şöleniydi. Meryl Streep, Pierce Brosnan ve Colin Firth bunların sadece bir kısmı.
Bir kere başarılı bir filmle parlayınca, doğal olarak diğer projelerin de ardı arkası kesilmedi. Böylece oyuncumuz ilk olarak başrollerini Megan Fox ile paylaştığı komedi soslu korku filmi Jennifer’s Body‘de karşımıza çıktı. Film, Toronto Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nde gösterildi. Oyuncumuz, aynı sene yine Toronto’da ses getiren Atom Egoyan filmi Chloe‘nin başrolünde yer aldı. Filmde Seyfried’e Julianne Moore ve Liam Neeson gibi ünlü Hollywood yıldızları eşlik etti.
Bunları, 25 milyon dolarlık bütçesine rağmen sadece Amerika gişesiyle 80 milyon doların üzerine çıkmayı başaran Dear John takip etti. Romantik bir drama olarak tanımlanan filmde oyuncumuz Channing Tatum ile çalıştı. Sonrasında yine gişede iyi rakamlar elde eden Letters to Juliet ve eleştirmenlerden iyi notlar almayı başaramayan Red Riding Hood‘da oyuncumuz Mamma Mia geleneğini devam ettirerek yine başrolde yer aldı.
Sene 2011’e geldiğinde oyuncumuz bu sefer de başrollerini Justin Timberlake ile paylaştığı bilim kurgu filmi In Time‘da karşımıza çıktı. İnsanların 25 yaşına girdikten sonra yaşlanmadıkları acımasız bir gelecekte geçen filmi, gerilim yapımı Gone takip etti. Sonrasında oyuncumuz 2012’nin sonlarında senenin en ses getiren yapımlarından biri olan ve toplamda 3 adet Oscar kazanan müzikal film Les Misérables‘te (Sefiller) Cosette rolüne büründü. Filmde Hugh Jackman, Russell Crowe, Anne Hathaway, Eddie Redmayne, Sacha Baron Cohen ve Helena Bonham Carter gibi başka yıldızlar da vardı.
Amanda Seyfried, 2013 yılında Lovelace‘in başrolünde oynadı ve bana göre şimdiye kadarki en iyi performansını sergiledi. Burada Deep Throat filmiyle efsaneye dönüşen ve kısa sürede Cinsel Devrim‘in poster kızı olan ünlü porno yıldızı Linda Lovelace‘e hayat veren oyuncumuz, fazlasıyla beğeni topladı. 2 Oscar ödüllü Rob Epstein ve şimdiye kadar 2 kere Emmy’ye aday olan Jeffrey Friedman‘in imzasını taşıyan film, Sundance Film Festivali ve Berlin Uluslararası Film Festivali’nde gösterildi. Lovelace’te oyuncumuza başta Peter Sarsgaard ve Sharon Stone olmak üzere fazlasıyla kalabalık bir kadro eşlik etti.
Sonraki yıllarda oyuncumuz kalabalık kadrolu aile komedileri arasına rahatlıkla sokabileceğimiz The Big Wedding ve Love the Coopers‘da yer aldı. Ayrıca gerçek hayatta yakın arkadaş olduğu Family Guy‘ın yaratıcısı Seth MacFarlane‘in komedi filmleri A Million Ways to Die in the West ve Ted 2‘de karşımıza çıktı. Bu filmleri Noah Baumbach‘ın imzasını taşıyan ve fazlasıyla iyi eleştiriler alan festival filmi While We’re Young ve başrollerini daha önce Les Misérables‘te de birlikte çalıştığı Russell Crowe ile paylaştığı Fathers & Daughters takip etti.
GELECEK PROJELERİ
Bu seneyi setlerde fazlasıyla yoğun geçiren Seyfried’in önümüzdeki sene vizyona girmesi beklenen filmleri çoktan hazır bile. Bu yapımlar arasında başrollerini 1934 doğumlu efsane aktris Shirley MacLaine ile paylaştığı komedi-drama The Last Word‘ü, başrolünü Ed Helms ile paylaştığı komedi filmi The Clapper‘ı, Nash Edgerton‘ın henüz ismi belli olmayan ancak çekimleri çoktan biten filmini ve başrollerini Clive Owen ile paylaştığı bilim kurgu filmi Anon‘u sayabiliriz.
Yukarıdaki filmlerin haricinde oyuncumuzun yıllar sonra ekranlara geri dönecek olan kült dizi Twin Peaks‘te önemli ve gizemli bir rolle karşımıza çıkacağı haberi de kısa bir süre önce gelmişti. Ünlü senarist/yönetmen David Lynch‘in imzasını taşıyan dizide oyuncumuz kadrolu olarak yer almayacak fakat birden fazla bölümde görünecek. Yani muhtemelen konuk oyuncu statüsünde kalacak.
Amanda Seyfried önümüzdeki günlerde Taxi Driver ve Raging Bull gibi efsane filmlerin senaryosunu kaleme alan Paul Schrader‘ın imzasını taşıyacak olan drama filmi First Reformed için bir kere daha kamera karşısına geçecek. Schrader’ın 50 küsür senedir senaryosu üzerinde çalıştığı filmin erkek başrolü ise şimdiye kadar 4 kere Oscar adaylığı elde eden Ethan Hawke olacak. First Reformed’un çekimleri 25 Ocak’ta başlayacak ve şubat sonuna kadar devam edecek.
TİYATRO
Yıllardır muzdarip olduğu sahne korkusundan dolayı psikolojik tedavi gören ve haliyle tiyatroya dair çekinceleri bulunan oyuncumuz, bu sene korkularının üstüne gitti ve The Way We Get By adlı off-Broadway oyununda yer aldı. Komedi dizisi Billy & Billie‘nin yaratıcısı Neil LaBute tarafından hazırlanan oyunda oyuncumuza The Newsroom ve Life in Pieces‘tan tanıyabileceğiniz Tony adaylığı bulunan yakışıklı aktör Thomas Sadoski eşlik etti. Tek sahnelik oyun, sarhoş olduktan sonra ertesi gün birlikte uyanan Beth ve Doug’un yer yer komikleşen hikayesini anlattı. 2 aylık mini bir gösterim yapan The Way We Get By’da iki oyuncunun performansı da övgü aldı.
BIRAKTIĞI/BIRAKMAK ZORUNDA KALDIĞI PROJELER
Oyuncumuzun istemeyerek de olsa bıraktığı ya da bırakmak zorunda kaldığı projeleri de tabii ki mevcut. Peki hangi projeler bunlar?
- Sucker Punch: Filmin başrolünü kapan oyuncumuzun Big Love’dan dolayı HBO ile anlaşması olduğu için filmde oynayamadı. Sucker Punch’ın yönetmeni Zack Snyder kanalın CEO’suyla bile konuştu fakat yine de izni koparamadı. Böylece rol Emily Browning‘e gitti.
- Albert Nobbs: Normalde Mia Wasikowska tarafından canlandırılan Helen karakteri için Seyfried’le anlaşılmıştı fakat In Time‘ın çekimleri uzun sürünce oyuncumuz projeden çıkmak zorunda kaldı.
- The Great Gatsby: Son olarak Netflix’e The Get Down‘ı çeken ünlü yönetmen Baz Luhrmann‘ın imzasını taşıyan ve F. Scott Fitzgerald‘ın aynı adlı romanına dayanan filmde Daisy Buchanan rolünü aslında oyuncumuz canlandıracaktı fakat projeden çıkınca rol Carey Mulligan‘a gitti.
- Now You See Me: Bu sene ikincisi gelen gizemli suç filminde Henley Reeves’i canlandırması için aslında Amanda Seyfried’le anlaşıldı fakat oyuncumuz projeden ayrılınca bu rolde Isla Fisher‘ı gördük.
- Z for Zachariah: Robert C. O’Brien‘ın aynı adlı romanından uyarlanan düşük bütçeli bilim kurgu filminin başrolü normalde Seyfried’indi fakat oyuncumuz zaman sıkıntısından dolayı projeden ayrılınca yerine Suicide Squad‘daki Harley Quinn tiplemesiyle öne çıkan Margot Robbie geldi.
AŞK HAYATI
Bu kadar iş hayatından sonra, Amanda Seyfied’in biraz da özel hayatından bahsedelim. Uzun bir süre Mamma Mia’dan rol arkadaşı olan İngiliz oyuncu Dominic Cooper ile birlikte olan oyuncumuz daha sonra True Blood‘ın seksi vampiri Eric’i canlandıran Alexander Skarsgård, daha çok sinema kariyeriyle tanıyabileceğiniz Ryan Phillippe, bir süredir Penny Dreadful‘da karşımıza çıkan Josh Hartnett ve yine oyuncu olan Justin Long ile uzunlu kısalı birliktelikler yaşadı.
Bir süredir The Way We Get By’daki rol arkadaşı Thomas Sadoski ile birlikte olan oyuncumuz, eylül ayında ise Sadoski ile resmi olarak nişanlandığını duyurdu. Bundan yaklaşık 1 ay sonra yani kasım sonunda çiftimiz mutlu haberi verdi ve ilk çocuklarını beklediklerini tüm dünyayla paylaştı.
yorumlar
karayip korsanlarının son bölümünde kayığa yanaşan bir deniz kızı vardı. onu amanda’ya benzetmiştim. imdb de yer almıyor yanılıyor muyum acep
@nurdantunay: Hiç bilemiyorum. Karayip Korsanları’nı seyretmedim ne yazık ki
@nurdantunay:Karıştırdığın deniz kızı Gemma WardGerçektende birbirlerine benziyorlar.Ama Amanda Seyfried’ı öyle küçük rollerde görmeyiz artık.Bana tip itibariyle itici gelse de oyunculuğunun iyi olduğunu düşünüyorum.Bu arada baş rolünü Justin Timberlake’le paylaştığı in time’dan bahsetmekte lazım.Bence yakaladığı büyük başarılardan biriydi.
@meorman: Doğru diyorsunuz. O filmi atlamışım. Geçen gece izledim gerçi (kısa ve koyu saç da pek yakışmıştı =)) ama pek film seyircisi olmadığım için listede gözüme batmamış olsa gerek.
hsparks üstteki yorumda bir teşekkürü çok görmüşüz.Yazı çok güzel olmuş ellerine sağlık.Böyle dizilerden tanıdık oyuncuları filmlerde görmek benim çok hoşuma gidiyor.Diziler filmler gibi değil.Dizilerde oyuncularla daha bi içli dışlı oluyorsun.Hatta bazen aileden biri gibi oluyorlar.O yüzden dizi sektörüne nazaran daha büyük olan film sektöründe göründüklerinde onlar adına mutlu oluyorum.Ama tekrar dizilerine dönmeyip satış koyanlara da (en son Olivia Wilde örneğinde olduğu gibi) çok kızıyorum o başka.Böyle yazıların devamını bekleriz.Hatta sıradaki neden Olivia Wilde olmasın ki.Hatta şimdi düşündüm de hem dizilerde hem filmlerde başrol kapan oyuncular hakkında bir dosya konusu bile hazırlanabilir.Böyle sipariş gibi göründü ama öneri amaçlı yazıyorum yanlış anlaşılmasın.
@meorman: Açıkçası aklımda Olivia Wilde’da vardı hep. Boş zaman bulabilirsem neden olmasın?
Vakit bulduğum bir ara ben bu yazıyı güncelleyeyim. En sevdiğim oyuncunun profil yazısı güncel olsun bari. Fotoğraflarına bakarken bile mutlu oluyorum
”Kedi” olarak adlandırdığım göz ve yüz tipine sahip kadınlardan biri. Çok güzel buluyorum kendisini. (Kedigiller favorim. ) Mean Girls ve İn Time filmleriyle tanıyıp, oyunculuğunu da beğenmiştim. Yazıyı okuyunca izlemediğim çok yapımı olduğunu gördüm, sıra sıra başlarım filmlerine.
Yazı için eline sağlık, güncellemeyi bekleyenlerdenim. @hsparks
…sonra ben hala Lovelace’i izlemediğim gerçeğiyle yüzleşeyim.
@onurdeyy: Ben de kendisinin hem fiziğini hem de oyunculuğunu çok beğeniyorum. Bu arada bence ilk olarak Lovelace‘ten başla izlemeye Şimdiden keyifli seyirler.
@rpdi: Hehehe zaten 1 buçuk saatlik kısacık bir şey :)))) Başına oturduktan sonra nasıl bittiğini anlamayacaksın bile.
Yazıyı güncelledim. Biraz uzun oldu ama içime sindi en azından. Okurken sıkmaz umarım
Ben bu kızı In Time da izledim sadece ama orada hayran kalmama yetti. İnşallah başka yapımlarını da izlemek isterim. Dizisine falan başlarım belki.
@hsparks, sıkıcı geçen derste imdadıma yetiştin resmen. Zevkle okudum yazıyı, çok güzel olmuş.
Eline sağlık.
@necdetcem7: Yazıyı beğenmene çok sevindim. Güzel yorumun için teşekkürler
Önümüzdeki sene gösterime girecek olan Anon ile In Time’ın yönetmeni (Andrew Niccol) ve türü aynı. İlgini çekebilir belki.
Bu arada şayet Big Love’a başlarsan, dizide Aaron Paul‘la da karşılaşacaksın. Yanlış hatırlamıyorsam seviyordun oyuncuyu Aşağıya diziden bir kare koydum belki gaza gelir de başlarsın diye.
Aaron Paul’la gerçek hayatta da yakın arkadaşlar bu arada. Sonrasında Fathers & Daughters’da da birlikte oynadılar:
Eğer Aaron Paul’u sevdiğini yanlış hatırlıyorsam paylaşımları boşuna yapmış oldum ama olsun. Güzel kareler bence
Hahaha çok doğru hatırlıyorsun Aaron Paul’u çok severim. Hatta buradaki ilk avatarım Jesse Pinkman’dı. Oradan hatırlıyorsundur.
Big Love aslında böyle imdb sayfasına birkaç kez bakıp çıktığım bir diziymiş, alayım izleme listeme. Aaron Paul az varmış ama olsun.
Diğer beraber oynadıkları filmi de aldım listeye, en kısa zamanda vakit bulursam izlerim.
@necdetcem7: Evet, ben de avatardan hatırlıyordum zaten ama yine de emin olamadım. Belki başka birinin eski avatarıdır demiştim. Tutturduğuma sevindim
Aaron Paul, Fathers & Daughters’da başrol değil bu arada ama yine de yeterince var bence filmde. Güçlü bir yardımcı karakter yani.
İzleyip vakit bulduğunda bana buradan veya özel mesaj yoluyla yorum yaparsan çok sevinirim. İnsanlara önerdiğim şeylerin sevilip sevilmediğini gereğinden fazla merak ediyorum bazen
Şimdiden iyi seyirler
İzlersem mutlaka yorum yaparım merak etme.
O merak bende de var.
Bu hatunu dizi olarak sadece House’taki bir bölümlük konukluğundan biliyorum. Daha doğrusu biliyorumdan ziyade geçenlerde denk geldim ve oha bu hatunda mı buradaymış dediydim.
Birkaç filmini (In Time, Les Miserables ve A Million Ways to Die in the West) seyretmiştim. Oldukça başarılı, güzel ve sevimli bir oyuncu Kendisini hemencecik sevdiriyor. Umarım yakın bir zamanda diğer filmlerini de izleyebilirim. Eline sağlık @hsparks
@okakacukaka: Ben de hemencecik sevmiştim kendisini. Bu arada Lovelace’i izlemeni özellikle tavsiye ederim. Yazıyı beğenip yorum yaptığın için de ayrıca teşekkürler
benim için bu kız veronicanın kadrosuz kadrolu kankisidir. başka bir yerden hatırlamıyorum ama orda nasıl sevdiysem sanki sürekli keendisini izlemişim gibi hissettiriyor bana. bir romantik dram filmi vardı mektuıplu gazili sanırım. mesajı yazarken hatırladım onu da izlemiştim.
@ozgun14: Dear John‘u diyorsun sanırım
Amanda Seyfried’i Lovelace, Gone, In Time, Dear John, Chloe, A Million Ways to Die in the West, Jennifer’s Body ve Mean Girls filmleri ile Veronica Mars dizisinde izledim.
Lovelace ve Chloe kendi performansı açısından değerlendirdiğimde en iyi 2 işidir. Jennifer’s Body’deki rolü ise en çok sevdiğim rolüydü. İçinde yer aldığı filmlerden benim izlemekten en çok keyif aldığım üçü ise In Time, Chloe ve A Million Ways to Die in the West kesinlikle.
Natalie Dormer ile kız kardeş seviyesinde benzetirim bu arada kendisini.
Aynen evet oydu
Amanda Seyfried is already pregnant.
Ben bu yazıyı yine güncelledim. Merak edenler gelecek projelerde (First Reformed) ve özel hayatla ilgili kısımlarda yeni bilgilere ulaşabilirler
AMANDA SEYFRIED AND THOMAS SADOSKI SECRETLY GOT MARRIED
Kızları olmuş.
Henüz bilinmeyen bir dizi projesinin çekimleri sırasında Los Angeles’ta görüntülenmiş. Haberi birkaç güne çıkar umarım
Alaaaaaaah
Geçen gün çıkan fotoğraflar televizyon projesinden değil de film setindenmiş @necdetcem7. Boşuna heyecan yaptık.
Hadi yaaa Hep film hep film artık şu kızı bir yeni dizide görsek fena olmaz. HBO, Netflix dizisi olsun lütfen.
Aslında Twin Peaks var, geliyor da sıfırdan bir şeyi ben de isterim. Zaten limitli veya mini yapar, ona da hayır demem.
Doğurmuş.