2016 Nisan’da TV Ekranı
154 yorum ozgun14 01 Nisan 2016 09:02
Geçen ay kişisel imkansızlıklardan dolayı yazamadığım “Ayın Ekranı”nı devralıp Mart ayını siteye kazandıran slcktrykgl‘e sizlerin de huzurunda teşekkür ettikten sonra geçeceğim Nisan ayına. Ama öncesinde bir şeyi daha aradan çıkarayım: Bu bildiri benim için diğerlerinden biraz daha özel, çünkü 140. yazım ve 100. bildirim. Daha nice 100 bildiride aranızda olmak dileğiyle. Bu siteye yazılarıyla, yorumlarıyla bir şeyler katmaya çalışan, beni siteye bir şeyler katmaya heveslendiren herkese teşekkürler. Gelelim Nisan ayına. Bu ay neler mi var?
YENİ GELENLER
Colorado’da yaşayan çiftlik sahibi bir ailenin yarı profesyonel futbol oyuncusu olan oğulları mesleğini bırakıp kasabaya geri döner. Aile işine dahil olmaya karar vermesiyle başlayacak olan aile içi ilişkileri, özellikle de iki kardeş arasında aile işini sürdürürken yaşanacakları izleyeceğiz.
Bir çizgi roman uyarlaması olan Wynonna Earp, iblisler ve daha birçok farklı yaratıklarla savaşan Wyatt Earp’ın torununun torununu merkezine alıyor. Wynonna, benzersiz özellikleri sayesinde paranormal güçlerle savaşabilecek, adaleti sağlayabilecek yegane kişi. Biz de onun bu yoldaki maceralarına misafir olacağız.
Sene 1935. Yıllar önce babalarını kaybeden Durrell ailesinde artık finansal sıkıntılar baş göstermektedir. Bu sıkıntıları çözmek için aile tasını tarağını toplar, Londra’dan Yunanistan’daki Corfu Adaları’nın yolunu tutar. Bu adada yaşamak ucuz olmasına ucuzdur ama bu taraflara daha elektriğin bile gelmediği düşünülürse ailemizi büyük bir değişim beklemektedir.
Nick 20 yıl öncesine kadar korkusuz, kendini işine adamış, başarılı bir gizli ajanken kendisine sahte bir geçmiş oluşturur ve geçmişini ardında bırakır. Mazisinden habersiz eşiyle yeni hayatından memnunken iş yerindeki müdürünün geçmişini öğrenme ihtimalinin ortaya çıkmasıyla işler karışır.
Marcella, eşi tarafından onu artık sevmediği gerekçesiyle terk edildiğinde bu durumu aşabilmek için 10 yıl önce ailesi için bıraktığı cinayet masasındaki görevine polis olarak geri dönmeye karar verir. 10 yıl önce takibini yaptığı sonuçsuz kalan bir cinayet davası kendini tekrar ediyor gibi görünmektedir. Yakın zamanda işlenen bu cinayetler 10 yıl öncesinin devamı mıdır? Marcella’yı bir yandan bu cinayetleri, bir yandan da eşinin kendisini terk edişinin altında yatan gerçek nedenleri araştırırken izleyeceğiz.
Murray eşi için 40. yaş doğum günü partisi düzenlerken eşinin kendisini terk edeceği haberini alır. Bir yandan kendisine ulaşmaya bir yandan da partiyi iptal etmeye çalışır. Maalesef ki ikisini de başaramaz. İkili kendilerini doğum günü partisinde garip bir pozisyonda buluverir. İkinci bir doğum günü sürprizi bu durumu daha da garipleştirecektir.
Hukuk fakültesinde ikinci yılına başlayan Christine, bir anda kendisini New York’un en meşhur eskort servislerinden birinin içinde bulur. Steven Soderbergh’in “The Girlfriend Experience” eserinden uyarlanan dizide karakterin bir yandan girdiği dünyaya ve kurallarına adaptasyon sürecini bir yandan da önceki hayatına tutunma çabalarını izleyeceğiz.
Andrew Dice Clay’in kendisini oynayacağı bu dizide bir zamanların komedi ustası Dice, 25 senenin ardından komedideki şanını geri elde etmeyi istemektedir. Ama bu sefer o kadar kolay olmayacak gibi. Çünkü baş etmesi gereken bir eski eşi, isteklerine cevap vermesi gereken bir sevgilisi ve iki çocuğu vardır artık. Bir yandan aile hayatı ile boğuşurken bir yandan da iş hayatındaki yükselme çabalarını izleyeceğiz.
Eşinin ortadan kayboluşunun ardından takip ettiği ipuçları, FBI ajanı olan karakterimizi gizli bir devlet örgütüne götürür. Bu gizli örgütün amacı acımasız bir grup teröristi yakalamaktır. Bu teröristleri diğerlerinden ayıran özellikleri ise onların bu dünyaya ait olmamalarıdır.
Her bir üyesi birbirinden ilginç bir aileyi merkezine alan bu komedide bu ailenin gezmek amaçlı kendilerini yollara vurmalarını ve bu yolculuklarda başlarından geçen eğlenceli olayları izleyeceğiz.
Suskunlar‘ın uyarlaması olan yapımda Jackson Brooks, başarılı bir avukattır. 25 yıldır görmediği çocukluk arkadaşları aniden ortaya çıkar ve geçmişin sayfalarını açmalarına neden olacak olaylar silsilesi başlar. Sessizliği sona erdirmenin ve harekete geçmenin vakti gelmiştir.
Bir grup arkadaşın geçmişte yaşadıkları bir trajedinin sonuçlarıyla baş edişini izleyeceğiz. Aralarından bir tanesinin küçük kardeşine bakıcılık yaparlarken çocuk kaybolur ve bir daha haber alınamaz. Yıllar sonra kayıp çocuğun DNA’sı bir cinayet mahalinde ortaya çıktığında hepsi geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Belçika dizisi Cordon‘dan uyarlanan dizide bir salgın hikayesi izleyeceğiz. Ölümcül bir virüs dünyayı etkisi altına alır, kısa sürede herkesi öldürür. Virüs Atlanta’da ortaya çıkar çıkmaz bölge hızlıca karantinaya alınır ve bu bölgede sağ kalanlar için yaşam mücadelesi başlar.
Bir ingiliz kara komedisi. Olayların merkezindeki Flowers ailesinin fertleridepresyonda bir baba ve çocuk kitapları yazarı olan Maurice (Julian Barratt);
bir müzik öğretmeni olan karısı Deborah (Olivia Colman);
25 yaşındaki ikiz çocukları Donald (Daniel Rigby) ile Amy (Sophia Di Martino);
Maurice’in deli annesi Hattie (Leila Hoffman);
ve Maurice’in çizer ortağı Japon Shun (Will Sharpe).
yorumlar
The.Girlfriend.Experience
4.bölümü bakayım derken kendimi 8.bölümde buldum. Sürelerin kısa olmasının ve biraz daha konunun açılmasının payı oldu gerçi ama yine de nasıl başladıysa öyle devam ediyor diyebilirim.
Sana 4’e bak derken bunun olacağını tahmin ediyordum
The Girlfriend Experience İlk iki bölüm üzerine:
Gayet güzeldi, sevdim ben diziyi. Süreleri çok çabuk bitiyor yarım saat olması güzel olmuş. Bana biraz Secret Diary of a Call Girl’ü anımsattı bu dizi, içinde onun gibi komedi unsuru yok yalnız; sadece dram var. Olsun yinede sezonu bitiririm.
Şu 4.bölümü merak ettim şimdi
@aytackara: Açtım başıma bir bela ama yok pişman değilim.
@necdetcem7: Sen 4’ü bırak 9’a bak
@unfortr: Bir günde izleteceksin bana tüm bölümleri.
Suskunlar izlememiş biri olarak oturdum dizinin başına ve oldukça memnun kaldım.
– Suskunlar’ı izlemediğimden Bilal’i sadece fragmanlarda gördüğüm kadarıyla biliyordum. Babam Gil için aynısı olmuş diyince hak veriyim bari ona dedim. Ama rolün altından çok iyi kalkacak gibi duruyor.
– Shawn ve Jessie pek olmamış gibi geldi bana. Özellikle Jessie için başka biri seçilebilirmiş dedim. Tabi bu ilk bölüm için düşündüğüm şey. İlerleyen bölümlerde ne olur bilinmez.
– Çocukluk halleri gerçekten çok iyi seçilmişti. Özellikle Jackson’ın küçüklüğü resmen Lyons ile aynıydı. Islahevindeki sahneleri resmen ağız dolusu küfür ederek izledim. Hala küfür etmeye devam ediyorum
– Boots öldüğünde gözümden bir damla yaş geldi
İzlemeye devam edicem kesinlikle
The Durrels 2.sezon onayını almış.
İyi kapak yaptı
Finalide izledikten sonra şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki, hatunda gözü olan diziye girsin ama onun haricinde bir şey beklemeyin.
Çerezlik güzel bir dizi. Bu türe benzer daha önce Secret Diary of a Call Girl ve 2005’lerde Cnbc-e ya da e2’de yayınlanan İngiliz futbolcu/basketbolcularla birlikte olan 30-40 yaşlarında bir hatun vardı (dizinin ismini hatırlayamadım) onu izlemiştim.
Başroldeki kızı daha önce Mad Max: Fury Road’ta izlemiştim ama orada pek önemli bir rolü yoktu. Doğal masum bir güzelliği var, bu arada Riley Keough, rock&roll müziğin efsane isimlerinden Elvis Presley’nin torunu oluyor.
Thirteen finali yaptığımız akşam arkasından The Five‘a başlayınca komik olduk. (Mart-Nisan paso “bir çocuk kaçırılması ve üzerinden yıllar geçtikten sonra gelişen olaylar” dizileri ile kaynadı yahu. The Family’i de düşününce bu üçüncü oluyor.) (Bi de bunda fazladan hafif bir Game of Silence havası da olduğu için bir ara “Lan hangi diziyi izliyoruz?” demedim değil.)
Sky kanalı ile genelde anlaşamadığım için şimdilik yoğurdu üfleyerek yaklaşıp, beklenti yükseltmemeye çalışıyorum ama ilk bölümü beğendim.
Wynonna Earp S01E02
Dizi o kadar ucuz ve ciddiyetsiz ki anlatamam. Bu ciddiyetsizlik yer yer güldürmeyi de başarıyor ama. Şu popüler filmlerle dalga geçen filmleri andırıyor bu yönüyle bu dizi bana.
Beceriksiz ve tecrübesiz bir kahraman, heyecanlı ve sevimli kız kardeşi ve komiğimsi bir kötü karakter ile bezeli bu diziyi hiç ciddiye almadan, sırf gırgırına izliyorum şimdilik. Ciddiye alınacak bir senaryo da yok ortada zaten. Kaç bölüm daha devam ederim bilmiyorum ama şimdilik devam!
The Five’ın ilk iki bölümünü izledim. Polisin biraz geri planda kalması ve olayları araştıran kesimin kaybolan çocuğun arkadaşlarının olması biraz ilginç olmuş. Gerçi bölümleri izledikten sonra kısa bir araştırma yaptım. Harlan Coben’in romanlarının kurgusuda bu şekildeymiş. Polis işe pek karıştırılmıyormuş. Neyse ben memnunum şimdilik.
Kusur kalmayayım. Ben de ilk 2 bölümden memnunum The Five‘ta. Hadi hayırlısı…
İngilizce altyazısı biraz daha çıkmamaya devam ederse ben de orijinal şekilde kusur kalmayacağım bu gidişle ama hadi hayırlısı…
the girlfriend experience dizi listesinde komedi diye nitelenmiş, oysa bildiğimiz dram.
fena değil ama konu kısıtlılığından 2 sezonu geçebileceğini sanmıyorum… zaten diziyi mi izliyorum, kadını mı belli değil…
Komedrama gibi bisey daha vardi onu yapabiliriz
@zekikum Büyük ihtimalle ikinci sezon olmayacak zaten, antoloji dizi diyerek getirmişlerdi. Zaten 13 bölümü de çat diye yayınladılar.
3.bölüm üzerine
@unfortr : Ha iyi bari. İzleyesim var ama sen olumsuz konuşunca geri durduydum.
Bu arada Marcella yıldızlar geçidi gibi yahu. 2 bölümde bi dolu alakasız tanıdık yüz geldi diziye.
I Want My Wife Back S01E01
Fena değildi. Özellikle doğum günü partisinde geçen son 10 dakikayı izlemek keyifliydi. Konu olarak bir alakaları yok tabi ama; komedi tarzında hafiften Inside No 9 tadı aldım. Yan karakterlerden Emma ve Nereesha’yı sevdim. Başroller Murray ve Bex de sırıtmadı gözümde. Bunun dışındaki oyuncular göz ve kulak yordu tabi biraz. 2. bölüme de bakmak niyetindeyim.
Wynonna Earp S01E04
Bölüm hikayesi akış ve bütünlük olarak fena değildi ilk defa. Ucuzluklar vardı yine tabi. Şu sahnedeki ucuzluk yine güldürdü misal. Tim Rozon, iyi iş çıkarıyor bu arada hakkını vermem gerek.
Totalde baktığımda beğendim diyebilirim bu bölümü.
1. bölüm için puanım: 7.0
2. bölüm için puanım: 6.8
3. bölüm için puanım: 5.0
4. bölüm için puanım: 7.8
The Five 1×01 üzerine:
Bir yerlerde İngilizce altyazısı varsa tebrik ediyorum, çok güzel saklamışlar. Yok, bir türlü bulamadım, dizinin adını da öyle bir şey koymuşlar ki zaten istesen de bulamazsın…
Neyse, dizinin bölümlerinin çifter çifter yayınlandığını fark edince oturup ilk bölümü orijinal haliyle izledim artık. İlk bölümden memnun da kaldım. Polisten ziyade beşlinin arayışta olması hoşuma gider açıkçası. Konu olarak da güzel bir şey seçmişler.
Tamam adam hikayesini güzel yazmışda bence hiç iyi saklayamamış. Karısı kocasının kimliğinin, 8 yaşındayken ölen bir çocuğa ait olduğunu zart diye buldu hemen, biraz oralar özensiz olmuş gibi geldi bana ama konunun sürüncemeye bırakılmadan hızlıda akmasını sağladığından pek sesimi çıkartmayacağım.
The Five beklediğimin 3-4 katı iyi ilerliyor yahu. Epey sevdim diziyi. Bayağı da sürükleyici maşallah. Umarım sonu da bu kalitede biter.
@unfortr :
“Bi kerem o benim ilk aşkığğm. hem bak büyüyünce çok da yakışıklı olmuş. (öbür sosyal hizmetler adamı bunun gibi yakışıklı diil. ayrıca manipülatif de…) hem bütün gün boyunca dedektifçilik oynarken bir sürü esprilerle pek de tatlıydı. zaten kocam da beni anlamıyooo…”
Ya o bu diil de güzelim kız öldü be…
ITV’de 29 Nisan’da The Secret isminde 4 bölümlük bir mini dizi başlamış. 25 sene önce işlenmiş bir çifte cinayetin hikayesi, cesetler yeni ortaya çıkmış. Başrolde James Nesbitt var. Let This Be Our Secret kitabından uyarlama.
İlk bölümün İngilizce altyazısını görünce fark ettim.
2015 Ekim’inde, şurada lafını etmiştik. @unfortr, fragmanını vermişti bu ay.
James Nesbitt adı bir yerden tanıdık geliyordu zaten, izlemiştim ben o fragmanı.
The Secret beklediğimden daha iyi çıktı. Şöyle tüm bölüme baktığımda konu hakkında fikir sahibi olduğum bölümler hariç pek bir şey olmadı ama James Nesbitt’in karakterini altan altan çok güzel işlediler ona bayıldım. Birde Genevieve O’reilly sen nasıl bir şeysin ya bayılıyorum hatuna.
ek: Dizinin şurada yer alan kısa haberdeki özeti ve bir üstteki aytackara yorumu bence fazlasıyla ispiyonlu.
Dizinin ilk bölümünü izlemedim ama kısaca konuyu yazarken Wikipedia’daki konu anlatımını aldım çevirdim direk. Benden ziyade o spoilerlı o zaman
Senin yukarıda yazdığın mevzu ilk bölümde gerçekleşmiyor. Yalnız son replikte adam niyetini belli eden bir cümle kuruyor. Çok da önemli değil gerçi de, rahatsız olabilen çıkabilir diye şey ettiydim.
Undercover’ın 5.bölümünde akan gözyaşlarla bir sürahi dolardı, bildiğin çeşme gibi akıtıyorlar. Diğer yandan sonunu görmeden bir şey demek istemiyorum ama bana konu tırt gelmeye başladı. Sevdiğim oyuncular için devam ediyorum, zaten kaldı bir bölüm.
@unfortr : Ben de sen bitir diye bekliyorum girmek için. Senden ven bişiler gelmedikçe sona atıp duruyordum. :))
Şuradan geldim:
2 hafta önce izlediğim Hunters dizisinin ikinci bölümüne bakayım dedim bugün. İlk bölümden tek bi şey bile hatırlamadım. Hiç bu kadar kötü hatırlamadığım olmadıydı. İlk bölümü fena arka bahçemle izlemişim anlaşılan. (Ama yani “lan köpek bağlasan hatırlar” da dedim kendime.)
Slade’in sığınma evinin sürekli olayların orta yerine düşmesini ve Slade’in olaya dahil olmasını geçtim de üstteki artık yuh dedirtti.
7 ve 8.bölümlerde iyiydi ama 9 bi dehşetti ya. Çok güzel bir bölüm olmuş. Kızın bu bölümdeki oyunculuğuna hayran kaldım. Resmen tek başına bir diziyi götürüyor.
Bir de biz kaç bölümdür
Tamamdır, teşekkürler. Ben daha fazla rol alır diye düşünüyordum.
The Girlfriend Experience 1×09 üzerine:
Denildiği ve fragmanının da vaad ettiği kadar varmış bölüm, hoşuma gitti. Önceden daha rahat izlerdim ama bundan sonrasında dizinin nasıl devam edeceğini merak ettim.
The Five 5.bölüm
Pru’nun kocası ne cazgır çıktı ya, bırakta kızı hayatını yaşasın canım
The Five 6.bölüm @dkamoy’un dediği kadar varmış, bende devreler yandı. Bu kadarı Shonda dizilerinde bile olmuyor, yağmurdan kaçarken doluya tutulduk :))
@unfortr : Hay yaşa!
girlfriend experience’ı bitirdim de güzel bir kadından başka ne seyrettim diye sorup, duruyorum kendime…
The Girlfriend Experience’ın ilk bölümünü izledim, beni sarmadıydı. Yine de devamına baksam mı diyordum. Bişi anlatmıyorsa hiç girmiym.
@dkamoy: bence anlatmıyor… bol bol kadının anatomik yapısı dışında…
@zekikum : Ay iyi ya, o zaman hakikaten bakmayayım. Sağolasın İzocam!
Bu bir mini dizi. 2. sezonu filan olmaz.
Başlardaki ilgimi ortalarda kaybetsem de vasat diyerek kalktım dizinin başından. Kabul edilebilir bir final yaptı. 10 değil de 6 bölüm olsaymış daha iyi olurmuş.
Hadi o zaman The Family’ye yetişelim bakalım.
Bu kanalın dizilerine has bir şey oldu; ilk başlarda konuları bir ilginizi çekiyor ve ilk bir kaç bölümde beklentileri karşıladıktan sonra nedense diğer bölümlerde düşüşe geçiyoruz. Neyse ki sonlarını fena kapatmıyorlar.
@unfortr : Bu kanalla ilgili tespitine katılıyorum. Neyse ki beklentime baştan ona göre şekil vermiştim şükür. Yoksa sağlam hayal kırıklığı olacaktı.