Friday Night Dinner – Tanıtım
29 yorum pirate 22 Kasım 2017 08:18
Channel 4‘un aile komedisi Friday Night Dinner‘ın tanıtımına hoş geldiniz.
GİRİZGAH
İlk bölümü 25 Şubat 2011 tarihinde yayınlanan durum komedisi hali hazırda 4 sezonu devirmiş durumda ve 5. sezon onayı da mevcut. Dizinin sezonları 6’şar bölümden oluşuyor. Söz konusu 24 bölüme ek olarak 2012 yılı sonunda yayınlanan bir de Christmas Özel Bölümü mevcut. Friday Night Dinner‘ın bölüm süreleri 21 ile 25 dakika arasında değişiyor. 4. sezonu 2016 yazında yayınlanan dizinin 5. sezonunun 2018 yılı içerisinde izleyici ile buluşması bekleniyor.
Friday Night Dinner‘ın senaristliğini Robert Popper üstleniyor. Dizinin ilk sezonunu Steve Bendelack yönetirken diğer sezonları Martin Dennis yönetmiş. Yapımcı kadrosunda Popper dışında Kenton Allen, Caroline Leddy, Nira Park ve Matthew Justice gibi isimler var.
KONU
Merkezimizde yetişkin 2 erkek evlat, bir anne ve bir babadan oluşan 4 kişilik bir Yahudi ailesi var. Bu ailenin vazgeçilmez bir geleneği mevcut. Her cuma akşamı ebeveynlerin evinde toplanıp beraber yemek yemeyi ihmal etmiyorlar. Diziye adını veren ve bölümleri oluşturan şey de bu gelenek işte. Her bölüm başka bir cuma akşamı yemeğini izleyiciye aktarıyor. Ailenin dört ferdinin çocuksu karakterlerinin ve dış faktörlerin katkısıyla işlerin her zaman zıvanadan çıktığı cuma akşamı yemekleri!
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Jackie (Tamsin Greig):
Ailenin annesi. Mutfakta marifetli bir ev hanımı. Ailenin nispeten en aklı başında üyesi. Oğullarını çok seviyor ve onların mutluluğunu istiyor. Uzaktan uzağa değil elbette. Bir şeylere burnunu sokmayı seviyor. Bazen bu konuda ısrarcılığın dozunu da kaçırdığı oluyor tabii. Kocası Martin’i de seviyor ve onu kendini utandıran huylarından vazgeçirmeye çalışıyor ama bu konuda başarılı olduğu pek söylenemez.
Karaktere Episodes ve Green Wing dizilerinden tanıdığımız Tamsin Greig hayat veriyor.
Martin (Paul Ritter):
Ailenin babası. Ne iş yaptığı, evin geçimini ne ile sağladığı bilinmiyor. Kulakları pek duymuyor. İşitme cihazını takmayı da pek tercih etmeyince yanlış anlamalar havada uçuşuyor. Acayip tuhaf biri. Evin altını üstüne getiriyor kendine uğraş bulmak adına. Kendisini bolca utanılacak hale sokuyor ama utanma duygusu pek yok ne yazık ki. Ayrıca hijyen algısı da epey zayıf. Sürekli olarak hararet halinde evin içinde ve üstsüz dolaşmayı tercih ediyor genellikle bu sebeple. Genel olarak oldukça kâle almayan biri ama işler onun için yolunda gitmediğinde ondan bolca ‘Shit on it!’ tepkisi duymamız kaçınılmaz oluyor.
Karakteri No Offence ve The Game dizilerinden anımsanabilecek Paul Ritter canlandırıyor.
Adam (Simon Bird):
Ailenin büyük oğlu. Reklam ve film müzikleri yaparak geçimini kazanıyor. Ama öyle aman aman bir kariyeri yok. Kazak ve keten pantolon giyerken görüyoruz genel olarak kendisini. Hafiften utangaç ve çok da dışa dönük bir yapısı olmayan biri. Bir kız arkadaş yok hayatında ve bu durum ondan çok anne ve babasına batıyor. Annesi ona birilerini ayarlamaya çalışıyor, babası ise ‘Hiç dişi var mı?’ sorusuyla ara ara bunaltıyor onu. Kardeşi ise başının en büyük belası. Akşam yemekleri bu ikisinin birbirlerine çocukça şakalar yapması ile rahatsız edici bir hal alabiliyor çoğu zaman.
Karaktere The Inbetweeners dizisinden tanıdığımız Simon Bird hayat veriyor.
Jonny (Tom Rosenthal):
Ailenin küçük oğlu. Bir emlak ofisinde çalışıyor. Ağabeyine oranla daha iyi bir geliri var ve bunu onun yüzüne vurmaktan keyif alıyor. Genel olarak her konuda ağabeyine takılmaktan haz duyan bir yapısı var zaten. Takılacak veya şaka malzemesi yapacak bir şeyler arıyor sürekli. O ağabeyine ‘Sivilce surat’, ağabeyi de ona ‘Sidik surat’ diye hitap ediyor. Aralarında itişme, boğuşma ve laf dalaşı pek eksik olmuyor. Adam’a oranla daha dışa dönük bir yapısı var ama özel hayatından bahsetmeyi pek sevmiyor aile arasında. Ailesinin yoğun ısrarları üzerine uzun süredir kız arkadaşını cuma akşamı yemeğine getireceğine dair onlara söz verip dursa da getirmeye asla yanaşmıyor, konuyu değiştirmeye çalışıyor sürekli. Kumaş pantolon, gömlek, kravat üçlüsü üstünden eksik olmuyor genelde. Ama kendisi hiçbir zaman kıyafetleri kadar ciddi takılmıyor.
Karakteri Plebs dizisinden tanıdığımız Tom Rosenthal canlandırıyor.
Jim (Mark Heap):
Ailenin başının belası yan komşusu. Her cuma akşamı yemeğinde en az bir defa ailenin kapısını çalıp rahatsızlık vermeyi ihmal etmiyor. Her yolu denese de kendini bir türlü yemeğe davet ettiremiyor. Utanmaz, meraklı, rahatsızlık verici, garip. Tek yakın arkadaşı sayılabilecek ve yanından hiç ayırmadığı köpeği bile ona saygı duymuyor. Jackie’ye takıntı seviyesinde aşık ve ona yakın olmak için kırk takla atıyor.
Mark Heap’i Upstart Crow ve Desperate Romantics gibi dizilerden anımsayabilirsiniz.
Frances Cuka‘yı tekrar eden bir rolle Jackie’nin hatasını pek kabul etmeyen, dul annesi olarak izliyoruz ayrıca.
Tekrar eden rolde izlediğimiz bir başka oyuncu da Tracy Ann Oberman. Kendisini saç stili ve rengi dışında kıyafetleri ile de genelde Jackie ile benzeşen Jackie’nin en yakın arkadaşı Val karakterinde izliyoruz dizide.
Konuk oyuncu havuzunda ise Sense8’den sevdiğimiz Tuppence Middleton, Silk’ten tanıdığımız Frances Barber, Love, Nina ve Being Human‘dan hatırlanabilecek Jason Watkins, Game of Thrones’tan anımsanabilecek Paul Kaye ve Flowers‘tan tanıdığımız Sophia Di Martino gibi isimler var.
YAZARIN NOTU
Dizinin henüz ilk 2 sezonunu izlemiş durumdayım. İlk sezonundan oldukça memnun kaldığım, farklı bulduğum ve formatını beğendiğim dizi 2. sezonda hafiften kendini tekrar ediyormuş gibi hissettirince ilk sezonki kadar tat vermedi. Ama başarılı karakterleriyle kendini izletmeye devam etti yine de.
Başa bela bir komşu, kabus gibi bir aile. Uçuk kaçık konuklar ve her cuma ayrı bir olay. Bazen rahatsız edici, bazen sinir bozucu ama oldukça komik. Hayatın içinden abartılmış bir durum komedisi. İngiliz komedilerini sevenlere önerilir.
FRAGMANLAR
https://www.youtube.com/watch?v=7Rx-0U5pOqQ
yorumlar
S01E01
Gittikçe daha da açılan şahane bir bölüm olmuş. Gariplik üzerinden başarılı bir durum komedisi çıkmış ortaya. Bayıldım.
O ne başa bela bir komşudur öyle arkadaş ya! Allah düşmanımın başına versin!
S01E06 (Sezon Finali)
Adam ile empati halinde izledim de kabus gibi bir geceydi gerçekten. O gece çıkıp tüm aile fertlerini bıçaklasa kimse niye yaptın demezdi herhalde.
Kabus lan bu aile! Bazen Adam’a acıdım, bazen de Jackie’ye sezon boyunca. Bunlar ara ara normale dönüyor da diğer ikisi tam anlamıyla başa bela! Sezon finalinde ise Jonny bu dalda 1 numaraydı kuşkusuz. Namussuz!
Güzel sezon oldu ama. Rahatsız edici ama eğlenceliydi.
Sezon finalinde Sense8’den Tuppence Middleton’ı izleme fırsatı yakalamak güzeldi bu arada. What a lovely girl!
S02E06 (Sezon Finali)
Zamanı gelmişti artık
Allah cezanı vermesin Jim! Sezonun açık ara en iyi bölümüydü.
Sezonun geneline dönecek olursam;
*İlk bölüm oldukça kötüydü. Dizinin en kötü bölümüydü.
*2. bölüm eğlenceliydi. Dede tam bir baş belasıydı ama iyi renk kattı bölüme.
*3. bölüm pek sarmadı.
*4. bölüm idare ederdi, 5. bölüm fena değildi.
Genel olarak ilk sezonun altında kaldı bu sezon. Kendini tekrar etmelerin de bunda katkısı büyük elbette. 3. sezonun biraz daha yenilikçi ve biraz daha eğlenceli olması dileğiyle.
S02E07 (Christmas Özel Bölümü)
Güzel bölüm olmuş. Süresini birazcık daha uzun tutup 25 dakikayı aşırmaları da iyi olmuş. Felaket nine ve köpeği de renk kattı bölüme. Yahudi-Hristiyan çelişkisi de güzeldi. Jim farklı telden çaldı kapanışta bu sefer. Fena değildi.
İşte uzun süredir beklenen bölüm! Beklediğimden çok çok çok daha eğlenceli geçti kesinlikle.
Sophia Di Martino da çocuk oyuncu Honor Kneafsey de çok büyük renk kattılar bölüme. Adam’ın düştüğü durumları izlemesi oldukça keyifliydi. Böyle bir bölümde Adam’ın başına çok daha az şey gelmesi beklenemezdi zaten. Çok iyi iş çıkarmış bölümün yazarı.
Dizinin en iyi bölümlerinden biriydi.
S03E06 (Sezon Finali)
Bir sezon daha bitti böylece. S03E01 seviyesinde güzel bir bölüm sunamadılar sezonun geri kalan kısmında.
-2. bölümde tilki hikayesi burun kıvırtsa da pür dikkat izletti yine de kendini.
-3’te asabi dede şov vardı yine. Güzeldi.
-4. bölüm pek sarmadı.
-5, fena değildi.
-6’yı ise beğenmedim.
S04E(01-02-03)
İlk bölümün ilk yarısı oldukça sıkıcıydı. İkinci yarısı fena akmadı ama. 2. bölüm de fena değildi. 3. bölüm ise sezonun ilk yarısının en eğlenceli bölümü olmayı başardı. Kapanış anı da çok güzel olmuş. Bölüm konuğu Skye Bennett da epey tatlıydı bu arada.
S04E04
Güzel olmuş bu bölüm de. ‘Mommy’ olayı iyi eğlendirdi valla. Ayrıca Martin ve Jonny’nin üstüne yüklenilen taraf olduğunu görmek de ekstra bir keyif verdi.
S04E05-06 (Sezon Finali)
5. bölüm cidden kötüydü. 6. bölüm de pek sarmadı açıkçası. Son dakikayı değiştirseler final yaparlarmış aslında buradan. Ama iyi ki de yapmadılar tabi. Bol eğlenceli bir yeni sezonda görüşmek üzere.
Son olarak; Mark Heap’e bu küçük rolü başarılı oyunculuğuyla bu kadar büyüttüğü için büyük bir alkışı borç bilirim.
Bu dizide evin tuvaletini kullanan bir komşuları vardı. O adam sahneye girdiğinde çok gülüyordum.
Eline sağlık @pirate
S05E01
Tipleri özlemişim ama pek başarılı bir açılış yapamamış dürüst olmak gerekirse. +J de yemekteki aşırı tuz gibiydi adeta; rahatsız etti.
S05E02
Bir önceki bölüme oranla çok daha keyifliydi. Sonu da iyi bitti.
Bu sezonun en iyi bölümü olmuş. Sürpriz parti hikayesi eğlenceliydi. Chicken Man de epey renk kattı.
Bu Martin cidden öldürür insanı valla.
Bunlar hala niye evli ya?
S05E05
Bu dizinin en önemli özelliklerinden biri de bölümler çok iyi başlamasa da sonradan bir şekilde kıvama geliyor.
Ya Jim, bir an cidden sana inandım ve sürpriz yapıp çalacaksın zannettim. Allah senin de sana inanan benim de cezamı vermesin ya!
Güzel bir bölümle kapatmış sezonu.
Jim harikaydı yine.
üzüldüm.
Seviyorum bu cinsoları izlemeyi. Umarım yeni sezon onayı alır.
S6 Fragman
S06E01
‘What a shitty night?’
Ben olsam bu bölümün adını böyle koyardım.
Güzel bir bölümle açmışlar sezonu bu arada. Jim yine yapacağını yaptı diyebilirim. Adam ve Jonny neredeyse hiç didişmediler bu bölüm desem yeridir bu arada. Garip bir duyguydu cidden. Neyse, özlemişim bu weirdoları valla. İyi ki döndüler.
S06E02
Bölüm bittiği anda tam olarak böyle bitmeliydi demeden geçemedim.
Harika bir bölüm olmuş yine. Röportaj hikayesi üzerinden akan Adam-Jackie olayını izlerken epey eğlendim. Poşet hikayesi ise saçma sapandı ama onun da eğlendirdiği anlar oldu elbette.
Martin’in kafasının içine insan beyni yerleştirilerek büyük müsriflik edilmiş kesinlikle. Adam, aynı anda beyninin katrilyonda birini falan kullanıyor. Saçma sapan bir şeye takılıp kalıyor ve sirkülasyona bu şekilde devam ediyor.
Jonny ve Adam’ın 2 bölümdür lafını geçirdiğimiz kız arkadaşlarını sezon bitmeden bir cuma akşamı yemeğine davet edersiniz umarım.
Bu sezon kendi reyting rekorunu kırıyormuş dizi.
S06E03
‘I will use the facilities.’
Şahane bir bölüm olmuş. Yanaklarıma kramp girdi yine gülümsemekten.
Sally Phillips, çok büyük renk kattı konukluğuyla. Gibby-Jim sahneleri mükemmel geçti.
S06E04
Size bir oyun havası açalım mı sayın aile fertleri?
Pek kayda değer bir hikayesi yoktu bölümün. Sezonun en zayıf bölümüydü hatta ama eğlendirdiği anlar oldu yine elbette.
S06E05
Harika bir bölüm olmuş yine.
*Tamam Jim’i pek sevmiyorsunuz da düşmana bile yapılmaz o hareket be ya! Epey eğlenceli bir sahneydi ama.
*Sırf o göndermeyi yapmak için kış mevsiminde şeftali bulmuşlar ya!
*Rice puding: Sütlacın İngilizcesini öğrenip kelime dağarcığıma bir çizik daha atmaya vesile oldu bu bölüm ayrıca. Bölüm içerisinde yaklaşık 10 defa duymam dolayısıyla uzun bir süre unutmam herhalde.
Harika geçen sezonu harika bir bölümle kapatmış. Kesinlikle dizinin en iyi sezonu oldu bu sezon.
falan derken tam bir final bölümü olmuş aslında.
Simon Bird, Mart ayında verdiği bir röportajda veda eder gibi konuşmuş, dizinin yaratıcısı Robert Popper ise öyle bir planım yok demiş sonrasında. Burada bitse her daim pozitif hatırlayacağım bir dizi olur ama n’olur bitmesin ya! Bu kadar başarılı bir komedi dizisi her daim gelmiyor sonuçta. Bir efsaneye bu kadar erken veda etmek istemiyorum kesinlikle. 2 sezon daha devam etsin ve 8’i görelim en azından istiyorum.
7. sezon olursa 2022 yılı ilkbaharını bulur muhtemelen gelmesi. Bu 2 senelik süre zarfında
Bizi bu tattan mahrum bırakma Channel 4. Ver çift sezonluk onay ve sevindir şu garibi!
Dizinin yapımcısı ‘Yeni sezon çekmek gibi bir planımız yok.’ demiş.
Friday Night Dinner star Paul Ritter dies, aged 54
İzlemeyi düşündüğüm ama daha izleyemediğim birçok dizide varmış. Chernobyl’de iyi iş çıkarmıştı. Erken yaşta ölmesi üzücü, toprağı bol olsun.
Friday Night Dinner: 10 Years and a Lovely Bit of Squirrel isimli kamera önündekilerin ve arkasındakilerin konuşacağı bir belgesel/özel bölüm yayınlanacakmış 28 Mayıs‘ta.
Amazon Freevee, ABD uyarlamasına onay vermiş.
Bir kez NBC, iki kez CBS denemiş daha önce ama o vakitler onay sürecini geçememiş. 4.’de anca.
Ek: 2012’de bizim proje yazısına da girmiş
Ek 2: CBS’in 2016 denemesinin de kısa haberini yapmış pirate.
++Michaela Watkins, Dan Bakkedahl
Freevee uyarlaması Dinner with the Parents‘ın ilk bölümünü izledim. Kesinlikle aynı tatta değiller. Sadece İngiliz-Amerikan komedi anlayışı farkı da değil konu. Karakterleri gayet normal insanlar bu uyarlama dizinin. Orijinal diziyi özel kılan şey birbirinden eksantrik karakterlere sahip oluşuydu. Boş gözlerle baktım haliyle ben bu yeni diziye. Bunu pas geçip orijinal diziyi izleyin kesinlikle derim ben.