Ill Behaviour — Tanıtım
9 yorum aytackara 25 Kasım 2017 08:46
Bir arkadaşınızın hayatını kurtarmak için ne kadar ileri gidersiniz?
BBC, geçtiğimiz yaz tam da bu soruyu hedef alan kara mizah türünde bir diziyi ekran karşısına getirdi. İlk olarak IPlayer üzerinden yayınlanan dizi sonrasında BBC Two, ardından da Amerika’da Showtime kanalı tarafından yayınlandı. Dizinin yapımcısı ve senaristi Peep Show‘la BAFTA kazanan, Fresh Meat dizisiyle de bilinen Sam Bain. Ill Behaviour aynı zamanda bir mini dizi ve toplamda birer saatlik bölümlerden üç bölümlük bir sezonu bulunuyor. Ucu da kapalı bir şekilde bitiyor.
Peki, konusu?
Charlie’ye (Tom Riley) yakın zaman öncesinde kanser teşhisi konmuştur ama prognozu iyidir. Yani kemoterapi aldığı takdirde çok yüksek bir ihtimalle iyileşecektir. Ancak Charlie vücuda giren zehir olarak gördüğü kemoterapiyi reddederek alternatif yöntemleri deneme konusunda ısrarcıdır, bu konuda eşi de onu desteklemektedir. Kanser haberini alan yakın arkadaşları Joel (Chris Geere) ve Tess (Jessica Regan) ise bunun bir hata olduğuna inansalar bile Charlie’yi ikna edemezler.
Eşinden boşanması sona eren Joel’a tazminat olarak 2 milyon sterlin para kalmıştır. Joel, kendisi için iyi bir arkadaş olan Charlie’nin durumuna el koymak için nefret ettiği işinden kurtulup hayalini kurduğu romanını yazma düşüncesindeki Tess’in karşısına yeni bir planla çıkar: Charlie’yi kaçırmak. Joel, birkaç aylığına ücra bir köşeden lüks bir ev kiralar. Bir flört uygulaması sayesinde tanıştığı biraz dengesiz ve alkolik onkolog Nadia’yla (Lizzy Caplan) para karşılığı anlaşır. Gerekli teçhizatı da sağlar.
Charlie’nin kaçırılmasıyla birlikte planı uygulamaya koyup o evde gizlice rızası olmayan ve polisin her yerde aramaya başladığı Charlie’ye kemoterapi uygulamaya başlarlar. Dizide bölümler devam ettikçe dört karakterin arasındaki gün geçtikçe değişen ilişkiyi izliyoruz. Çünkü Charlie’nin fikri değişmiş değil ve ailesine dönmek istiyor. Joel’in bunca zamandır içinde tuttuğu pek çok şey var. Nadia’nın ve Tess’in kendi problemleri ise cabası. Charlie’nin eşi ve polis tarafı da bölümlere çeşitli şekillerde katkı sağlıyor.
Ill Behaviour, benim kadrosu sayesinde fark edip de başladığım dizilerden birisi oldu. Normalde izler miydim bilmiyorum ama izlediğime memnun kaldım.
Konusunu üç bölümde fazla sündürmeden işleyen yapımlardan birisi olmuş. Ara ara hem güldüm hem de eğlendim. Kadrodan da beklediğimi aldım. Diğerleri de güzel oynamıştı ama Chris Geere kendini ayrı bir vermiş diyebilirim. Karakter olaraksa Charlie ve Nadia’yı tercih ettiğimi söylesem olur herhalde. İkinci bölümü içlerinde bana göre en iyisiydi, dizinin kapanışı da kaliteliydi. İzlemeye başladıktan sonra hakim olmaya başlayan “Böyle bir konusu olan dizinin sonu nereye varır ki?” düşünceme aldığım cevaptan memnun kaldım.
Dizi, konusu veya kadrosu ilgisini çeken, araya bir şeyler almak isteyenlere tavsiyedir. İyi seyirler.
Not: Diziyle ilgili daha önce burada yorum yapılıyordu.
yorumlar
Daha önce yazdığım burada da dursun:
Sevdim ben bu diziyi. Mantık aramadan izlediğinizde (komedi dizisi yahu bu) gayet iyi vakit geçirten ve unfortr’nin dediği gibi ara ara kahkaha attıran bir komedi drama.
You’re The Worst sevenler ilk bölümü bir denesin derim. (Yalnız, Chris Geere’a tahammül edemeyenlerin dayanabileceği bir yapım olduğunu sanmıyorum.)
Pide durumu: Kapalı
Tabii ki hemen izleyeceğim, kaçıramam vallahi.
Ayrıca Chris Geere’a tahammül edememek de nedir yahu
@shane Ya bi yerde okumuştum ya da duymuştum birinden de hatırlayamadım şimdi.
Kadro çok iyiydi. Chris Geere’i severim ama burada daha fazla sevdim. Bu kadroyu daha fazla izlemek isterdim. Bir tek Tess i tanımıyorum o da çok göze batmadı. Lizzy Caplan ı nerde izlesem hayran oluyorum valla. Bir türlü Masters of Sex izleyemedim ama
Cümlenin başı sonunu çok zora sokuyor, anca böyle olabilirdi zaten o olmuş.
S01E01
Hikaye şablonu fena oluşturulmamış, karakterler fena çizilmemiş, oyuncular da fena seçilmemiş ama … Diyaloglar ve sahneler fazla uzatılmış çoğu yerde. Bu da inişli çıkışlı bir bölüm ortaya çıkarmış. Bir sürü yerini kesip şu 56 dakikalık bölümü 40 dakikaya indirgemiş olsalar daha akıcı ve daha kaliteli bir bölüm çıkarmış ortaya.
Chris Geere’in karakteri Joel gerçekçilikten fazla uzak geldi bana. Kendi ölümüne çok az bir süre kalmak vb. istisnai bir durumu yoksa bir insan evladı böyle manasız bir şekilde para çarçur etmez. Lizzy Caplan’ın karakteri Nadia ise insanlıktan fazla uzak geldi. Bu kadar olmaz yani! Tess karakteri, bağımsız ve güçlü olmaktan uzak. Jeol’in yörüngesinde savruluyor işte öyle sağa sola. Tom Riley’nin karakteri Charlie ise aralarında en normal olanı. Kemoterapi istememek kadar doğal bir şey yok bence. Karısı Kira’nın bu konudaki rahatlığı çok normal değil ama.
Bir de yönetmen kardeş; o kan fışkırma sahnesi bir hayaldiyse onu o sahnenin sonunda ekrana yansıt yani. Araya başka sahne girip geri döndükten sonra kendi kendimize kavramayalım öyle olduğunu.
Beni çok yükseltemedi bölüm açıkçası ama Chris Geere ve Lizzy Caplan’ın hatırına izlemeye devam edeceğim.
*Nadia: Cidden nasıl bir kadınsın ama sen ya! İğrençsin!
Önce Keen Eddie bölümünde at, şimdi burada bu. Nasıl denk geldi cidden bu 2 bölüm arka arkaya? Uğraşsan olmaz valla.
*Joel: Şimdi canım benim; o yalan bilginin üstüne
Bu diziye 1 saatlik bölümler çok uzun. Showtime en doğrusunu yapmış cidden bölümleri 2’ye bölüp de bunu 6 bölüm olarak yayınlayarak.
S01E03 (FİNAL)
Fena bir dizi değildi. Daha iyisini yapabilir miydi? Elbette yapabilirdi. Yine de 7.5/10 puan çalışır benden dizi için.
Christina Chong’u tanımak güzeldi. Bakındım şöyle benim izleyebileceğim başka bir dizisi var mı diye ama yokmuş.