Them — Tanıtım
18 yorum hayrola11 14 Nisan 2021 08:46
1916 ile 1970 arasında yaklaşık 6 milyon Afro-Amerikalı, ABD’nin güneyinin kırsal bölgelerinden Kuzeydoğu, Orta Batı ve Batı bölgelerine taşındı. Büyük göç olarak bilinen olayda birçok siyahi aile endüstriyel iş vaadi ve Jim Crow’un yasalarını arkada bırakma umuduyla Kaliforniya’ya göç etti.
Bu tarihsel bilgi ışığında Them‘de asıl odaklandığı ailenin 1953’te Kuzey Karolina’daki Chatham ilçesinden Campton, Kaliforniya’ya taşınmasını ve ailenin taşındığı yerdeki ilk 10 günü izliyoruz. Dizinin sezonu 10 bölümden oluşuyor. Süreleri ise en düşüğü 33, en uzunu 54 dk. olacak şekilde ortalama 45 dk. civarı. Bu antoloji dizisi 9 Nisan itibarıyla Amazon Prime’da izleyiciyle buluştu ve 2. sezonu da olacak.
Karakterler
Deborah Ayorinde – Lucky Emory: 2 kız annesi, öğretmenlik yapıyor. Fedakar bir anne, şimdilik yeni taşındığı yerde mesleğini icra etmiyor. Son kaldıkları yerden epey etkilenmiş.
Ashley Thomas – Henry Emory: Lucky’nin kocası, baştan başlamak umuduyla ailesini Doğu Compton’a taşıdı. Savaş veterineri, çoğunlukla beyaz işçilere sahip bir havacılık fabrikasında bir mühendis. Korku filmlerinin büyük bir hayranı, özellikle Bela Lugosi’nin başrollerini paylaşanlar, ama gösteri devam ederken, IRL’DE bazı şeyler gördüğü açık. Karısı yeni komşuları hakkında endişelenirken, kendi topraklarında dururlarsa her şeyin iyi olduğuna inanıyor. Göreceğiz bakalım.
Shahadi Wright Joseph – Ruby Emory: Ailenin en büyük kızı. Liseye gidiyor. Bazı şeylerde şüpheyi ilk dillendirenlerden.
Melody Hurd – Gracie Emory: Okula gidene kadar sürekli görgü kuralları ve gramer konusunda yardımcı olması için Bayan Vera’nun kitabını okur. Küçük olabilir, ancak yeni evlerinin içerdiği kötülüğü ilk hisseden odur. Yoksa kötülük onda mı? Bekleyip görmemiz gerekecek. Tek bildiğimiz, bir daha onun “Old Black Joe” şarkısını söylediğini duymak istemediğimiz.
Alison Pill – Betty Wendell: Mahallede yaşayanlardan. 50’li yılların mükemmel sarışın ev hanımına benziyor. Ancak bu kusursuz ev, istismar dolu bir geçmişi gizliyor. Biraz meraklı, bu yüzden komşuları ona “Dedektif Betty” diyor. Kendisine “tek kadınlı hoş geldin vagonu” demeyi tercih ediyor. Kasabasında siyah bir aile istemiyor, bu yüzden mahallede kalan herkesi örgütlemeye çalışıyor.
Ryan Kwanten – George Bell: Gözleri sadece Betty’yi gören mahalledeki sütçü, bakışlarını çalmaya çalışan diğer tüm banliyö kadınları için gerçek bir serseri. İkili düzenli olarak kahve ve biraz daha fazlasını paylaşıyor. Onu güldürebilen tek kişi o. Ayrıca aileyi Doğu Compton’dan çıkarmak için verdiği mücadelede en büyük müttefiki gibi görünüyor.
Liam McIntyre – Clarke Wendell: Betty’nin kocası. Yeni taşınanlar konusunda karısı kadar endişeli değil. Eşinden sakladığı bir sır var.
Pat Healy – Marty: Mahalle sakinlerinin erkek tayfasının lideri, yeni taşınanlara mahalleyi cehenneme çevirmek için uğraşan kişilerin başında.
Derek Phillips – Sgt. Bull Wheatley: 2. bölüm itibarıyla sahneye çıkan ve aileye yardım etmeye çalışan arkadaşımız.
Lindsey Kraft – Midge: Betty’nin en iyi arkadaşı, yeni aileyi evlerinden atmakla pek ilgilenmiyor gibi görünüyor. Onun kaygısız tavrı Betty’yi üzüyor, ama ilgisizliği başka bir şeyin işareti olabilir mi?
Anika Noni Rose – Ella Mae Johnson: Aileye evi satan kişi.
Michael Harney – Otto Harber: Betty’nin zengin babası.
Paula Jai Parker – Hazel: Kaliforniya’ya taşınan Henry’nin kuzeni. Ama o bile East Compton’ı bilmek istiyor. Şehir sakini (Watts’ta yaşıyor), banliyölerde yerini bulmakta zorluk çeken Lucky için bir sırdaş olur.
yorumlar
İlk bölümü beğendim. Dönem resmedilişi ( kostüm ve mekânlar) son derece başarılı. Oyunculardan da sırıtan yok. Klişe durumlar elbet var ama dert değil benim açımdan iyi kullanıldıkları müddetçe. Şimdilik devam…
Yazı için elinize sağlık.
Dışarıdan bakınca Get Out + Lovecraft Country gibi geliyor. Kadrosu da ilgi çekici, gördüğüm ilk eleştiriler de fena değildi aslında. Sonradan siyah olan yaratıcısının ırkçı bir şekilde işlediğine dair eleştirilere (gömme) de denk geldim.
Şimdilik oradayım. 2. sezon olacaksa belki bakarım seviyesinde duruyor.
@aytackara
Hatırladığım kadarıyla dizi en başta 2 sezon onayı birden almıştı.
İlk bölümü ben de beğendim epey. O nasıl sayko bir mahalle öyle? Yalnız dizinin ilk yarısından sonra işleri biraz fazla gereksiz karıştırdıklarını ve başladığı gibi devam etmediğini okudum bir yerlerde. Azıcık hevesim kaçar gibi oldu ama bakalım…
@darkcrystal @aytackara Bu antoloji gibi olmayacak mıydı zaten? Sanki öyle kalmış aklımda.
Yes and yes.
28 Temmuz 2018’de demişler çift sezon diye. Antoloji kısmı da American Horror Story modeliymiş, ” limited semi-anthological structure”.
Ben de IMDB’de, sezonun ucu açık gibi bir şey okumuştum, umarım antoloji ise bile ilk sezondan bir şekilde bahsederler (yarı-antoloji diyorsa olabilir belki).
@desperate houseboy
Mahalle resmen işsizler takımı
@darkcrystal teşekkürler yazı beğendin için.
Araştırdım bende simdi antoloji diye gecen yerler var
Antoloji. AHS gibi her sezonun adı var: Them: Covenant.
1.Sezonun Ardından
Ne yalan söyleyeyim, bu kadar sağlam ve vurucu bir iş hiç beklemiyordum; hayli beğendiğim bir dizi oldu “Them”. Mekan-dekor-kostüm-atmosfer ve müzikler kusursuz denebilecek seviyedeydi. Oyuncular da üzerlerine düşeni fazlasıyla yapmışlar.
Bazı bölümler ve anlarda cidden sert oynuyor dizi, siyahilere yapılanları dibine kadar ve elini korkak alıştırmadan yansıtıp eleştiriyor (Bu kimilerine fazla kör göze parmak gelebilir hatta ama bana batmadı).
Çok iyi düşünülmüş, insanı etkileyen sekanslar ve bölümler vardı. Hem sağlam sinir isteyen hem de fena sövdüren cinsten… Kamera açı ve çekimlerini ise ayrıyeten başarılı buldum. Sonu da anlamlı ve başarılı denilebilir her ne kadar biraz alegorik yönleri olduğunu ve her şeye cevap vermediğini düşünsem de. Bir de bazı yan hikayelere gerek var mıydı dediğim de oldu ama genel seyri asla etkilemedi.
Yılın en iyi dizilerinden ve gizli cevher olarak gördüğüm yapımlarından oldu “Them”. Çok konuşulmaması şaşırtıcı geldi kendi adıma.
Pam Grier, Deborah Ayorinde, Luke James, Joshua J. Williams, Jeremy Bobb, Wayne Knight, Carlito Olivero, Charles Brice and Iman Shumpert.
THEM: The Scare olmuş 2. sezonun adı. 8 bölüm birden gelecek.
Them: The Scare – Official Trailer
Poster
Sonradan Ek: Poster 2
bunların görüp durduğu şeyler nereye bağlanacak çok merak ediyorum. umarım deliydiler diye bağlanmaz.
10 bölüm bu konu için fazla gibi geldi bana ilk 2 bölüm itibarıyla ama karakterler ilgi çekici. ara ara gerçekten korkutuyor. ama korkutan sahnelerin tatmin edici bağlanacağını sanmıyorum umarım şaşırtırlar.
1×05 dale dickey… meymenetsiz karı. o surattan hayırlı bir şey gelmeyeceği belliydi zaten. kanım çekildi resmen izlerken.
ırkçı hayaletler tarafından musallat edilmiş mahalleye bağlanması komik oldu.
İlk sezonla kıyaslarsam, ilk sezonun bir derece altındaydı ama yeterliydi. 90’lar Los Angeles’ında geçmesi kendi adıma artıydı. İki koldan ilerleyen hikaye sonradan kesişti, fena da kesişmedi ama yine de üst düzey bir noktaya da varamadı.
İlk sezonla bağlantı kurulması şık bir ters köşeydi, şaşırttı ama son sahnedeki şaklabana gerek yoktu.
Bu dizinin çizgisini seviyorum, umarım devam eder.