Netflix’in Meksika yapımı yeni dizisi Unspeakable Sins (Pecados Inconfesables) bugün izleyiciyle buluştu
3 yorum aytackara 30 Temmuz 2025 14:15

Netflix’in Meksika yapımı yeni dizisi Unspeakable Sins (Pecados Inconfesables / Korkunç Günahlar), 30 Temmuz’da izleyiciyle buluştu. Hiç üşenmeden çektikleri ilk sezonu 18 bölümden oluşuyor.
Leticia López Margalli (Dark Desire) ve Guillermo Ríos imzalı dizinin başrollerinde Zuria Vega (The Five Juanas), Andrés Baida (Who Killed Sara?, Bandidos, Control Z) ve Erik Hayser (Dark Desire, Ingoberable) yer alıyor.
Not: Leticia López Margalli‘nin yaratıcısı olduğu bir diğer Netflix dizisi Dark Desire’ın (Oscuro Deseo) ilk sezonu da ne tesadüftür ki 18 bölüm.




yorumlar
* Tam bir pembe dizi
18 bölümlük sezonu görünce aklıma ilk olarak Dark Desire geldi zaten, yaratıcılarının aynı olduğunu görünce şaşırmadım. Gerçi ben Control Z sayesinde tanıdığım Andrés Baida dikkatimi çekince başladım, orada en sevdiğim karakteri kendisi canlandırıyordu. Erik Hayser’in Dark Desire’ın da kadrosunda olduğu sonradan dank etti.
İlk 2 bölümde gerekli gereksiz o kadar yakınlaşma/sevişme sahnesi vardı ki gülmem geldi artık bir noktada. Dark Desire da böyleydi
Ana çift yan yana izlenesi aslında, kocayı Tanrı affetsin vs. Şimdiden araya başka şeyler sokuşturmaya başladılar bile. Adamın çocukları, şirket işleri, “Sihirbaz” meselesi falan derken daha çok karışır tabii ortalık.
Bakalım.
S01E01
‘Nasıl olsa severim.’ diyerekten son 1 ayda ortamlara düşen/biriken ve tek tek denediğim 25-30 dizi arasından bunu en sona bıraktım. Yeterliydi ilk bölüm. En el Barro, Leanne ve Aema’nın ardından 2. bölümlerine geçmeye karar verdiğim 4. ve son dizi oldu bu yığıntı arasından.
Dizi için Oscuro Deseo’nun mutfağındaki isimlerin elinden çıktığı 40 metre uzaktan anlaşılır durumda denebilir. Zuria Vega’yı Las Pelotaris 1926’da izlemiştim. Burada daha dişi bir rolle karşımızda. Andres Baida’yı Who Killed Sara? ve Control Z’de izlemişim ama aklımda bir yer edinmemiş. Oscuro Deseo’daki genç eleman kadar itici olmadığı söylenebilir ama. Erik Hayser, her rolde sırıtmayan bir adam denebilir. En son Ahora que no Estás’ta iyi adamı oynarken izlemiştim onu. Oscuro Deseo’da takıntılı bir dedektifti. Ingobernable’da Meksika Devlet Başkanı rolündeydi. Kötü adamdı. Buradaki karakteri de kötü adam olarak lanse edildi ama öyle mi cidden? Kendisiyle ilgili o büyük ayrıntıyı öğrendikten sonra elbette gelişen olayları da göz önünde bulundurarak bu ilişkideki ‘Kötü adam’ denecek kişinin Claudio’dan ziyade Helena olduğunu düşünmeye başladım ben. Her şeyi Iván’ı tavlamadan önce çoktan planlamış olduğunda da hemfikirizdir herhalde. Bende vaziyet böyleyken böyle.
Son olarak; Claudio’nun kızı ve Helena’nın oğlu için yapılan kast tercihlerinden zerre memnun kalmadığımı ekleyeyim. Claudio’nun oğlu da zayıf bir tercih ama diğer ikisi kadar göze batmadı en azından o.
S01E02
Erkenden sıktı beni. Dış faktörler (İş ortakları, Sihirbaz, polis vb.) ilgiyi azaltıyor. Sahnelerdeki ayrıntı diye sunulan şeylerin altı boş kalıyor. Devam etmeyeceğim.
“Dark Desire” ölçüsünde pembe dizi resmen. Alakalı alakasız tüm sevişmeleriyle erotik drama olmanın hakkını da verdi.
Bölüm sonu sürprizlerine oynadığından sezonu 18 bölüm değil de daha öncesinde bitirmek için pek çok fırsatı vardı. Bu yüzden finalle biteceğini düşünmeye başlamıştım zaten… Finalinde olmasa da yol üstünde şaşırttıkları oldu en azından. “İyiler kazandı gibi, kötüler belasını buldu,” tipi makul ve beklendik bir kapanışı da var.
* Şaşırdığım Cluadio’nun hem ölmesi hem de beklediğimden önce ölmesi, ben en azından final zamanı diyordum. Şaşırmadığım kısmı yapanın Helena çıkması. Ivan da bir şekilde üstünü örtmesine yardım etti. Devamında alakasız ve nihayetinde öldürülen mafyatik tiplerin üstüne kaldı.
* Sezon finalinin sonuna doğru abartılı bir Helena-Ivan sevişmesi verince tam finallik diye güldüydüm. Sonra onu da kaydeden birisi çıktı… Hay bin kunduz.
Gerisi Netflix’in bileceği iş.