American Horror Story: Murder House — Tanıtım
122 yorum hsparks 08 Ekim 2011 09:52
FX‘in uzun süredir beklenen korku dizisi American Horror Story, sonunda dün yayına başladı. 50 küsür dakikalık bir bölümle açılış yapan dizimiz, 18-49 yaş grubunda 1.6 oranında reyting alarak kablolu televizyonun birincisi oldu. Glee yapımcıları Ryan Murphy(aynı zamanda Nip/Tuck‘ın da yapımcısı olan amcamız) ve Brad Falchuk‘un elinden çıkan American Horror Story’yi gelin daha yakından inceleyelim.
Konuya ilk bölümden biraz ispiyonlar vererek değinecek olursak;
Boston’da normal yaşamları olan Harmon ailesinin hayatı, bir gün Vivian’ın, kocası Ben’i kendi evlerinde öğrencisiyle basmasıyla değişir. Violet isimli bir de ergen kızları olan aile, hem bu durumu unutmak hem de yeni bir başlangıç yapmak için buradaki hayatlarını bırakıp Los Angeles’a yerleşirler. LA’de, yanındaki evlere nazaran fiyatı çok daha ucuz bir ev bulup direk alırlar. Evin bu denli ucuz olmasının nedeni, sürekli evde ölen eski ev sahipleri ve buna bağlı olarak evin içinde gelişen paranormal olaylardır.
Connie Britton, Dylan McDermott, Frances Conroy, Jessica Lange
Dizimiz merak uyandıran konusunun yanında bir o kadar da şahane bir kadroya sahip. En iyi The Practice‘ten bildiğimiz ama Big Shots ve Dark Blue‘dan da hatırlayabileceğiniz Dylan McDermott, evin babası psikiyatrist Ben’i, Friday Night Lights ve 24‘ün kadrosunda yer almış Connie Britton, Ben’in eşi Vivien’i ve Harmon ailesinin son ferdi Violet’i de genç oyuncu Taissa Farmiga canlandırıyor. Bu ilgi çekici ailemizin dışında gizemli hizmetçi rolünde 5 sezon Six Feet Under‘da hayran hayran seyrettiğimiz Frances Conroy‘u ve yine hizmetçimiz kadar gizemli olan meraklı komşu Constance rolünde televizyonda pek rastlayamadığımız Jessica Lange‘ı görüyoruz.
Uzun süredir merakla beklediğim American Horror Story‘nin ilk bölümü beni bayağı tatmin etti. Hatta bu sezonun en iyisi ilan ettim ben kendisini. Evin içindeki ürkünç çocuklar, psikiyatrist babanın hastaları, paranormal olaylar derken kendimi öyle bir kaptırdım ki ilk bölüm nasıl bitti anlamadım. Her bölüm bağımsız konular işlenmesi yerine devamlı bir konusu olması da beni mutlu eden ayrı bir özellik. Türe ilginiz varsa ve hayaletli evlere benim gibi doymadıysanız (ya da doyamıyorsanız) direk atlayın diyorum.
yorumlar
Benim için Denis O’Hare‘yi görmek de pek memnun olduğum bir sürpriz oldu.
Daha dün bitirdim. Türü sevdiğimden izledim, hoşuma da gitti. Tek bir konunun olması güzeldi, giriş için iyi de işlemişler. Reytinglerinin iyi olması hoşuma gitti, elimden geldiğince devam etmeye niyetliyim. Biraz Dylan McDermott ve Frances Conroy, hatta Denis O’Hare izlemek istiyorum. Teşekkürler.
Zaten izlemeyi düşünüyordum ama bu yazı daha da çok ilgimi çekmemi sağladı.
hsparks’ tan kaliteli bir yazi daha. Iyiki izlemeden okumamisim.
Teşekkürler de “Konuya ilk bölümden biraz ispiyonlar vererek değinecek olursak” diyerek uyarmıştım
Burada yeni oldugumdan buranin jargonunu bilmiyorum tabii.
ispiyon Fr. espion
a. Birinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözleyip başkalarına bildirerek çıkar sağlama, ispiyonlama, gammazlama.
TDK Güncel Türkçe Sözlük
@sineka : Yabancı kelimelerden kurtulmaya çalışıyoruz. Bu uğurda, 22dakika’da “spoiler” kelimesine karşılık kabul gören kelime “ispiyon” oldu. 2 senedir kullanılıyor. Birçok yazıda bulabilirsiniz. Şu yazıda ve yorumlarında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
@hsparks : Bu arada ilk bölümün tadını kaçıracak kadar da ispiyon vermemişsin, için rahat olsun.
ben de beğenmeyen nadir kesimden oldum:)türü severim ve baya bir korku filmi yalayıp yuttum.sonuç olarak tabi ki de klişe buldum.”klişe konusu olsa da farklı bir işleyişi var” diye yorumlar okumuştum.alakası yok bence.gayet klasik şeyler.the amityville horror diye bir film vardı.bunu yakın bir zamanda izliyim dediydim de yarım saat dayanabilmiştim.mesela bu geldi aklıma,daha yığınla sayılır.dizi haftalarca nasıl gider merak ediyorum açıkçası ama yine de devam etmeye değmez.konu ikinci sezona sarkmaz bence,ilk sezonda biter mesele
Her bölüm bağımsız konular yerine devamlı bir konusunun olması beni kendine çekti.Diğer türlü her bölüm ayrı konu işleyen dizileri pek sevmiyorum çünkü.Aldım listeye bu diziyi. (:
tam benlik olmuş bu. bayıldım.
İkinci bölüm biraz Funny Gamesvariydi. Bir de en çok şu yan komşu teyzeyi merak ediyorum; olayı nedir ne değildir. Zaten diziyi götüren de genel olarak bu merak unsuru olacak sanırım. Şu lateks adam, komşu kadın, hizmetçi(ler), sayko çocuk falan, bilinmeyenler fazla. Yoksa şimdilik aman aman bi korku öğesi falan yok ortada. Bölüm sonları güzel bitiyor yalnız (en azından ilk iki bölüm); bir sonraki bölümü merak ettiriyor.
İkinci bölümü de izledim,fena değildi
Yani farklı şeyler izlemek güzel geliyor ama dizide bilinmeyenler çok fazla.
Ama yandaki en fazla şeyi yandaki komşu biliyor,onu anladık bu bölümde
4 bölüm izledim ve her bölümde gittikçe daha fazla sevmeye başlıyorum. Umarım tatmin edici bir finale gidiyoruzdur. Öyle olursa tadından yenmeyecek, olmazsa da “beklediğimiz yere varamadık ama yol da güzeldi” deyip geçeceğim.
Ha bu arada “korkmak istemiyorum” deyip de izlemeyen varsa bilsin ki korkutucu bir yanı yok dizinin. Henüz “ya izliyorum da korkmuyorum hiç, ne iş?” demeyene rastlamadım. Daha çok, gizem ve belirsizlik üzerinden doyuruyor şimdilik.
3.üncü bölümü izledim biraz önce
@dkamoy’un yukarıda yazdığı gibi gizem ve belirsizlik diziye hakim olmuş durumda.
Yani öyle korkutucu bir yanının olduğu söylenemez,ben jeneriği görünce daha korkutucu bir dizi bekliyordum ama böylesi tam kıvamında olmuş.
Soruları da cevaplanmamış halde bırakmıyorlar,her bölümde yeni bir şeyi öğreniyoruz.
gizemler birer birer aciga kavustukca yenilerinin ortaya cikmasi dizinin en basarili yonlarinden bence.
6. bölümle birlikte artık kesinleşti : Tate’in hastasıyım.
Herhalde sokaktan geçen adamı bile tanıdığım tek dizi bu olsa gerek. Ryan Murphy sağolsun, takip ettiğim ve bitirdiğim bütün dizilerin oyuncularını aynı dizide topladı
1.sezon 9.bölümle ilgili ispiyon içerir!!!
İlk sahnede Mena Suvari‘yi görünce ne yapacağımı bilemedim. Kendisi taptığım bir oyuncudur. Her zamanki mükemmel performansını sergiledi yine. Bir de Nip/Tuck’tan beri bayıldığım Kate Mara‘yı daha çok görmeye başlayınca, dizi iyice tadından yenmez oldu benim için.
Sanirim dizinin mahiyeti 9. bolum itibariyle aydinlandi. Harika gidiyor. Ben 1 yerden sonra sivarlar sandiydim. Yaniltiyor beni her bolum. Fakat 1 konu daha ilgimi cok cekiyor (bilmiyorum herhangi 1 yerde bahsi gecti mi de): 2. sezon yine bu ev odakli mi olacak yoksa bamba$ka 1 hikaye mi anlatilacak?
Eğer bu konuyu bu sezonda bitirip, ikinci sezonda bambaşka bir ekiple bambaşka bir kapı açarlarsa şapka çıkartacağım.
Dün rüyamda gördüm ben bu diziyi=) Anne ve baba vardı ikinci sezonda ve kendi kendime yorum yapıyordum demek ki Francis Conroy oynamıyormuş diye:D Hayatta dizi ya da filmleri rüyamda görecek kadar takıntı yapmam, bu dizi de aynı şekilde ama öyle oldu işte. Var bir gelecek başıma sanırım=)))