Atiye || Tanıtım
56 yorum necdetcem7 03 Ocak 2020 08:28
Netflix, dünyaya hızlı bir şekilde yayılan bir platform olarak hepimizin hayatında bir yer ediniyor. Küresel bir boyuta ulaştığı için Türkiye şebekesi de var. Bu Netflix-Türkiye işbirliğinin ilk meyvesi Hakan Muhafız olmuştu. Hakan Muhafız, ilk iki sezonunu tamamladı ve 3 ile 4. sezon onaylarını da aldı. İkinci Türkiye dizisi olarak Atiye’nin geleceği açıklanmıştı.
Dizi, Şengül Boydaş’ın “Dünyanın Uyanışı” adlı romanından esinlenilerek hazırlandı. İlk sezonu 8 bölümden oluşuyor ve ikinci sezon onayı da bulunmakta. İlk sezonun bölümleri 40-45 dakika arası gidip geliyor. Sadece sezon finali 55 dakika sürmektedir.
OG Medya tarafından Onur Güvenatam’ın yaratıcılığında hazırlanan dizinin baş yürütücülüğünü Özge Bağdatlıoğlu ve Jason George; yapımcılığını Alex Sutherland üstlendi.
Atiye, ailesi ve sevgilisi Ozan ile İstanbul’da sade ve mutlu bir hayat sürmektedir, ta ki dünyanın en eski tapınağı Göbeklitepe’de yapılan bir keşifle hayatı değişene kadar. Bölgedeki kazı çalışmalarını yürüten arkeolog Erhan, Atiye ile Göbeklitepe arasındaki mistik ilişkiyi gözler önüne seren bir sembol keşfeder. Atiye ona bambaşka bir kapı açan bu gizemli olayın peşine düşerek antik tapınakta geçmişini aramaya karar verir. Bu gizem perdesi aralandıkça Atiye’nin karşısına çıkan olaylar ona geçmişle geleceği, gerçek ile ruhani arasındaki her şeyi sorgulatacaktır.
Atiye (Beren Saat)
Yaratıcı bir ressam. Ailesi onun kalıcı bir işte çalışmasını istemesine rağmen o, sanatının peşinden gitmeyi tercih ediyor. Hayallerini ve arzularını gerçekleştirmeyi isteyen bir kadın. Göbeklitepe’deki keşfi fark ettikten sonra aslında kendini daha önce tam olarak tanımadığını fark eder ve bu süreç onun kendi öz benliğini öğrenme sürecidir.
Erhan (Mehmet Günsür)
İdealist bir bilim adamı. Arkeolog olarak Göbeklitepe’nin gizemini araştırıyor. Vefat eden babası da Göbeklitepe ile ilgilenen bir arkeologtur. O yüzden Erhan babasının yarım bıraktığı işi tamamlamayı kendine misyon edinmiştir. Bir arayış içindedir.
Ozan (Metin Akdülger)
Atiye’nin zengin sevgilisi. Babasının ününün gölgesinde kalmış birisidir. Atiye’ye sanatını yapmasında destek olur.
Cansu (Melisa Şenolsun)
Atiye’nin kız kardeşidir. Eğlenmeyi seven gününü gün eden genç bir kızdır. Bazen kendini ailesine ait hissedememe sorunu yaşamaktadır.
Serap (Başak Köklükaya)
Atiye’nin annesidir. Kızının ressam olmasının yerine sabit, devamlı bir işi olmasını ister.
Mustafa (Civan Canova)
Atiye’nin babasıdır. Emekli polistir. Eşi Serap’ın aksine kızlarına karşı daha ılımlı olmuştur.
Serdar (Tim Seyfi)
Ozan’ın zengin babasıdır. Güç peşinde ve hırslı bir iş adamıdır. Kazanmayı çok sever.
Öner (Cezmi Baskın)
Erhan’ın hocasıdır. Aynı zamanda babasının da yakın arkadaşı olan profesördür.
Türkiye yapımı dizilerin Netflix’te daha fazla artmasını destekleyen ve isteyen birisiyim. Hem başrollerinden dolayı hem de Netflix’in olmasından dolayı merakla beklediğim bir dizi olmuştu. Hakan Muhafız ile kıyaslarsam ondan daha eli yüzü düzgün bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Diyalogların çeviri geldiği çok olsa da genel olarak çok takılmadan izleyince beni tatmin etti.
Netflix’in adını görmeyip “Kısa süreli ve bölümlü bir yerli dizi yapmışlar, izleyelim.” kafasında olursanız sizleri de tatmin edeceğini düşünüyorum. En fazla sezonu bitirdiği yeri sevdim, o bakımdan ilk bölüm ve son bölüm en sevdiğim kısımlar oldu. Beren Saat’i çok severim, ne oynasa izlerim modunda olduğumdan dolayı da severek izledim. İkinci sezonda da üstüne koyarak gideceğini düşünüyorum.
TANITIM FRAGMANI
NOT: Daha önce burada dizi hakkında yorum yapılıyordu.
yorumlar
Açıkçası pek bir umudum yoktu bu diziden ama beni hayli şaşırttı. Teknik olarak çok başarılı bir iş çıkarılmış: Müzik kullanımı & müzikler şahaneydi, görüntü yönetmenliği ve oluşturulan atmosfer de son derece kaliteliydi.
Oyunculuklara gelecek olursak; en başarılı performans, bence Başak Köklükaya’nınki idi. Metin Akdülger ve Melisa Şenolsun da beklentimin epey üzerinde iş çıkarmışlar. Beren ve M.Günsür de fena değildi ama yer yer tonlamaları fazla tiyatrovari, fazla yapmacıktı. Tim Seyfi ise fazla karikatürize geldi bana. Bir de o Türkçe arası yabancı kelime ve ifadeler çok iticiydi…
Konu ve gizem unsuru kötü değildi, sürükledi. Buna rağmen, ortaya atılan ipuçları fazla dağınıktı ve finalde neredeyse hiçbir şeye bağlanmadılar.
Efektlerin eli yüzü düzgünken, sezon finalinde
Bir de dizideki bazı gizemleri Profesör Efendi
Sonuç olarak, Hakan: Muhafız’la (hele ki o diyalog ve oyunculuklarıyla gülünç 2.sezonu ile) kıyaslanmayacak derecede kaliteli bir reji ve kadroya sahip bir yapım olmuş. Öykünün ve senaryonun ayakları çok daha sağlam yere basıyor gibi. Son olarak ekşivari bir yorum olacak ama sezonun son sahnesi ile
geçti aklımdan
Gizem öğelerinin bir yere bağlanmaması konusu benim pek gözüme batmadı açıkçası. Ben daha çok
İkinci sezonda da bu öğelerin yine bu şekilde verileceğini düşünüyorum.
Şu
@crazy_dr: Büyük ihtimalle 3. sezonu Haziran’da yayınlanacak. Bence o tarihe yakın izle Dark’ı.
Yavaş yavaş tüketme alışkanlığımı bu dizi için bozmuş bulundum. Sürükleyiciliği gayet yerinde ve sonu tatmin ediciydi.
Renk seçimleri, müzikler, malum mekanlarda yapılan çekimler fazlasıyla doyurucuydu.
Çığırından çıkartan mantık hataları ve Beren Saat’in kalp ritmi kıvamındaki oyunculuğu dışında eleştirebileceğim bir yanı bulunmamakta.
8 bölüm ve kısa sürelere sahip olmasından dolayı nasıl mutlu olduğumu anlatamam.
@crazy_dr
Dur bakalım 2.sezonda onları toparlayıcı bir yere bağlarlar belki.
Yani bağlamaları güzel olur ancak bu kadar dağıttıktan ve
kadar çok gizemli öğeden bahsettikten sonra bir araya getirmeleri konusunda umudum pek yok diyelim.
@abidin77
O zaman birkaç ay bekleyeyim izlemek için
İkinci hakan muhafız vakası! Twitter’da övenler hatta Şahsiyet’ten sonra izlediğim en iyi dizi diyenler, Şahsiyet ile kıyaslayanlar olmuş. Aklım almıyor. Bunu hangi kafayla izlediklerine bir açıklama bulamıyorum. Burada da Dark ve OA denmiş. Zerre kadar alakası yok. Son bölüm yüzünden söylüyorsanız o dizilere haksızlık olur.
Kötü oyunculuk, kopuk diyaloglar. Senaryo mu kötü yazılmış yoksa çeviri mi kötü olmuş bilemiyorum ama çok sıkıcıydı. Beren Saat’i daha önce izlemedim. Bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum. Mehmet Günsür’ün oynadığı her rol aynı. İnsan hiç mi değiştirmez geliştirmez kendini.
İzlediğime pişman olduğum, zaman kaybı bir dizi.
@ZeldaMavi dizi hakkında söyledikleri Bir şey diyemem Ben kişisel olarak Hakan Muhafız da iyi buldum. Dark ve OA ile karşılaştırlmasi tamamen kompset de dolayı ki ne kadar farkındasın bilmiyorum ama netflix diziler dikkatlice bakarsan netflix dizi yaparken Bir şablonu kullanıyor ve bütün diziler bakarsan hep benzeri konular işliyorlar OA izlemedim ama Dark da mağara konusu işleniyor burada mağara konusu var. Dark da çocuk kaybolma olay var stranger things de çocuk kaybolma var. anlata biliyormuyum?
1.Bölüm
Çok nadir Türk dizisi izlediğim için buna başlamam diyordum ama bazı yorumlar üzerine deneyeyim dedim. Zaten izlediğim ilk Netflix-Türk dizisi bu oldu.
Aslında Beren Saat hayranı değilim ama ilk bölüm hoşuma gitti, beklentim de çok düşük olduğu için sorun olmadı. Diğer bölümleri de hemen aradan çıkarırım gibi.
1.Sezon Finali
İlk bölümü sevmiştim ama kalan 7 bölümde ilk bölümdeki sabrımdan yediler resmen. Bir ara içim şişti hemen bitirmeye çalıştım. Söylediğim gibi çok nadir Türk dizisi izlediğim için çok fazla eleştirmemeye çalıştım ama senaryo harbiden çok kötü. Bari şu senaryoyu yazarken küçük detaylara dikkat edin biraz. Neyse..
Görsellik açısından güzel bir iş çıkarmışlar en azından. Beren Saat’i de başrol olarak beğendiğimi söyleyeyim, Günsür olmadan da olurmuş. Tim Seyfi’yi de beğendim, en azından değişik bir hava kattı sezona. 2.sezona belki girerim,bakarız gelince.
Sadece bu sahneyi görüp diziyi bıraktım
@SerhanMert Sayın ingiltere kralı, ben de kadını ilk defa bu dizide izleyen biriyim. Tamam öyle yerlere göklere konacak bir iş yapmadı ama beni sizin gibi dağıtacak bir oyunculuk da sergilemedi yahu, el insaf… Ben daha çok Mehmet Günsür’ü beğenmedim. Hele hele Metin Akdülger için sık sık üzüldüm niye oyunculuk kariyerine bulaşmış diye.
Fikir sahibi olmak için ve kendince bi şekilde aktığından ötürü düşük beklentiyle izledim ilk sezonu ama 2. sezona ben de girmem.
Bunun ilk sezonunu bitireli biraz oldu ama yorumu şimdi yazayım. Sanırım çok düşük bir beklentiyle oturduğumdan başından memnun kalktım. Bizim dizilerin pek alışkın olmadığı bir tür, yer yer göze batan yerleri oldu tabii ki. Hani Türkiye değil de, bir Amerikan dizisi olsa bu kadar alttan almazdım da sanırım. Yine de yapılmaya çalışılan şey güzel, bundan çok daha kötü diziler görmüşlüğüm de var (bkz: The I-Land). Bir bakarım 2. sezona da, zaten sezon finalinden sonra nasıl ilerleyecek merak ediyorum.
Atiye oyuncuları ne izliyor?
3 için onay almış olabilir.
2.sezon eylül de
1×01
Gerçekten de Muhafız Hakan kadar kötü değil ama hikaye temelsizliği açısından bir farkları pek yok, sadece bu sefer biraz daha ilgi çekici bir konu var. Diyaloglar nispeten kabul edilebilir acemilikte. Merak unsuru da mantıksızlıkları göz ardı ettirebilecek kıvamda, o yüzden devam edip tamamlamayı düşünüyorum. Beren Saat’i de yıllardır izlemediğimi fark ettim.
İlk bölümden sonra öyle bir yokuş aşağı gitti ki akıl almaz. 40 tane şeyden bahsedip hiçbirini açıklama ihtiyacı hissetmediler niyeyse, ikinci sezon garanti diye mi, sonra mı anlatacaklar acaba bilmiyorum. Ben affedersiniz ama böyle olunca t*şak geçilmiş hissediyorum.
Ve daha onlarcası. İkinci sezona hiç bakasım kalmadı.
Eskiden senaristlerimizin aslında yetenekli olduğunu ama Türk televizyonlarında sergileyecekleri ortamı bulamadıkları için hapsolduklarını düşünürdüm. Bu düşünceden gitgide uzaklaşıyorum. Tek tük istisnalar hariç çoğu yeteneksiz gibi görünüyor. Diziyi kesinlikle tavsiye etmiyorum, henüz izlemediyseniz boşuna zamanınıza yazık etmeyin.
3.sezon hazırlıkları devam ediyor.
Dizinin başındaki heyecan sonuna taşınamadı diye düşünüyorum. Türkiye koşullarında fena değil ama yabancı bir dizi olsa izlemezdim muhtemelen.
Hafta başı 3’ün çekimlerine başlıyorlarmış.
Selma Ergeç ++ Lara Tonka
2.Sezon | Tarih Duyurusu
2. sezon fragmanı
Ay fragmanı izlerken bile şiştim.
Hadi Canım! (S1 özet)
Atiye’den alıntılıyorum. “Her şeyi bir mantığa oturtmaya çalışmaktan vazgeçince” rahat izleniyor. İlk sezon ayarında bana kalırsa şimdilik. Yine de aklıma gelmişken:
Ayrıca ne kadar da anlayışlı bir taksici.
2) Sevgili Ozan, kızın hap kullanımını sorgulamanın dışında sen de zahmet edip kondom mu kullansan? Erkekler böyle zamanlarda sinirlendiriyor beni.
3) Polis bey amca fazla babacan değil mi? Kızın baba demesine falan dem vurdular da daha yeni tanıştığı birisine fazla güvendi sanki. Erhan’ın geçmişini deşti hemen Atiye’ye, yetmedi Serap’ı aldı hastaneden.
4) Ozan’ın annesi de ne güzel mahremiyet ihlali yapıp Ozan’a o videoyu gösterdi? Teyze ne yapıyorsun acaba sen? Neyse.
Not: Alternatif gerçeklikteki kişiler arası ilişkiler daha ilgi çekici.
Her varvasyonda biri mi ölüyor bu arada?
XOXO.
Sezonun ikinci kısmı daha yenilirdi, en azından temposu arttı ve daha açıklayıcıydılar. Gerçi açıklamalara çok da kafa yormamaya çalışıyorum. Dark dozu arttı gibime geliyor şu an. Geneline bakarsak ilk sezonla aynı ayarda gibi.
2. sezon Erhan, birinciden daha çekilmez.
Atiye, Ozan, Cansu/Elif ve geri kalanı sanki aynı ayardaydı.
Serdar’ın katkısı artmış.
* Kapanışta bildiğimiz zamanla birlikte gitmeleri fena durmadı.
* Serdar’ın değil de Ozan’ın ana kötü konumunda olması
* Bir de ilk sezonun ta en başındaki cenaze sahnesi gelecek sezona kalacak derken son anda ona bağlayıverdiler. Peki, sonra?
Sezonu yine açık bırakıp gittiler tabii ki. Final sezonu geldiğinde görüşürüz artık. Kib.
Bu sezon baydı beni biraz. Son iki bölüme kadar zaten ite kaka geldim. En bi sonu fena değildi en azından. Yalnız Beren Saat daha da bir kötü oynamış geldi bana bu sezon. Hele o en son
diye bağırışı… Aman yarabbi!
2. sezonu pek beğenmedim maalesef ya. Bitirdim. 3. sezona bakarım ama pek beklentim yok.
S02B01
İzlediğim 1 2 Türk dizisi olsun diye devam ettiğim dizilerden biriydi, bu bölümden sonra bırakıyorum. 1.sezon ilk bölüm hariç içim şişmişti, belli yine aynısı olacak, şimdiden kaçayım.
İlk sezonun fersah fersah altında kalmış bir ikinci sezon izledim. Keşke girdiği yolun hakkını verebilseymiş. Büyük hayal kırıklığı oldu. Uzaktan bu kadar pahalı görünen bir şey nasıl oluyor da bu kadar ucuz çıkabiliyor anlayamıyorum.
Eller tutulur tek tarafı görsellik ve kısa süreleriydi. Mantık hataları ilk sezonun da üstünde seyretmesi baya canımı sıktı. Herhalde 3. sezonla kapanış yaparlar.
Buket Uzuner diziye dava açmış.
Normalde Şengül Boybaş’ın yazdığı ‘Dünyanın Uyanışı’ romanından esinlenilerek hazırlandı. Ama Uzuner, kendisinin yazdığı ‘Tabiat Dörtlemesi’ serisinden de esinlendiğini belirtmiş. Sina Koloğlu’nun yazdığı kadarıyla haksız sayılmaz gibi.
Çekmeyi bitirmişler.
3. sezon 17 Haziran‘da geliyormuş.
The Gift Season 3 | Trailer
+Selma Ergeç, Senan Kara ve Lara Tonka
3. sezon ilk iki bölümü izledim. Bir dizi hiç mi değişmez? Yok, bu değişmemiş. Ama Selma Ergeç’e sevgiler.
Bir de hayrına “işaretleri takip etmek” demeyin ya artık. Lütfen.
* Erhan beni yoruyor yahu. Mehmet Günsür’ün ses tonu ekstra yoruyor da olabilir hatta, bilemedim.
Gerizekalı.
* Ozan Bu sezonun ilk yarısının öne çıkan karakteri oldu. Dolayısıyla da Metin Akdülger tabii. Kesin ölür şimdi finale kadar bu.
Sahne doldurmak için depresyondaki Cansu’yu kullanıyorlar resmen.
Nihayet bitti. Oh be bitti. İyi ki bitti.
* Final sezonunun 2. sezonla benzer ayarda olduğu düşüncesindeyim. Fazlası yoktu, eksiği de çoktu. Senaryonun vasatlığının yol açtığı iç sıkıntısı yüzünden çatlamama ramak kaldı bir ara.
Mantığını falanını filanını zaten ne kadar boş vermeye (ki ben bu konuda iyiyimdir aslında) çalışsam da bizzat kendisi gözüme kör parmak misali sokuverdi. Yıldım yani.
* Sezonun pozitif tarafı tabii ki Ozan ve etrafında dönenlerdi. Ama bu kadar saçmalığın içinde o bile bir derece tabii.
Bu tarz iyi-kötü karışımı karakterler ya finalden sağ çıkamıyor ya da mutlu sonla bitiremiyorlar zaten. En azından Ozan-Cansu kısmında ikinci yarıda daha elle tutulur kaldılar. İlk yarısı Cansu’nun sinirinden depresyona girmesi ve çocuğu gördüğü yerde trip atmasıyla geçti.
* Umut karakteri ve Selma Ergeç de bu sezonun elle tutulabilir taraflarındandı. Hiç değilse göze batmadı diğerlerinin yanında. Bunun yanına biraz zorlasam Beren Saat’i (Atiye’yi değil) bile eklerim.
BS’le yakın gelecekte tekrardan “düzgün” bir proje eşliğinde görüşebilmek dileğiyle.
* Erhan’ın varlığını bile hafızamdan silebilsem keşke ya. Bir karakter bir insanın ömrünü ne kadar yiyebilirse bu adam benimkini o kadar yedi. Gereksiz herif. Mitoloji-arkeoloji kısmında ders anlatır gibi konuşması ruhumu emdi bu arada.
Gerçi özellikle ilk 2 bölüm oyuncular bildiğin “senaryoyu okurcasına” oynadılar. Ruhsuzluk forever.
Not: Şimdi inkar etmiş de olmayayım, totalde Atiye’yi Hakan Muhafız’a tercih ederim. O başka türden bir fail çünkü.
Aslında hikaye nereye gidecek diye 3. sezonu da izlemek (Muhafız’ın bile tamamını izlemiştim) istiyordum ama içimde hevesin kırıntısı bile yoktu. Bu yorumu ve sosyal medyada yazılan birkaç şeyi gördükten sonra izleme ihtimalim hiç kalmadı sanırım. Eylül’de 2. sezon yayınlandıktan sonra Bir Başkadır, Fatma gibi işlerle, Burcu Biricik ve Öykü Karayel’in oyunculuklarıyla çıta o kadar yükseldi ki yine bu seviyelere ve Beren Saat ruhsuzluğuna gerilemek istemiyor insan.
3×1
Valla o kadar göz devire devire izledim ki hiç uykum yoktu aşırı uykum geldi. 2. bölüme geçemedim. Niye bu kadar zorlama çekildi anlam veremedim. Tamam pandemi varda bu kadar isteksiz ve ruhsuz olunupta oynanmaz yaa…
-Başlamamış olanlara tavsiyem gece izlemeyin beeaa.. Diğer husus bu bölümde biz ne ara buralara geldik çok dedim. Yarıda durdurup 2.sezon finali hızlı bi göz gezdirdim yani.. Batırılan bir senaryo ya. Öffle’ye Pöffle’ye bitireceğim anlaşılan
3. sezonu bitirdim. İlk 4 bölümüne baktım çok sıkıcıydı sonra finali izleyip kapattım. Eh işte.
Daha kötüsünü izledim mi bilmiyorum. Çok bir şey de beklemiyordum ama zamanıma yazık oldu.
Beren Saat, Netflix Türkiye’nin bloğunda “Atiye’nin Turnaları Son Kez Havalanıyor” diye bir yazı kaleme almış.
3. Sezon
Uzun zamandır bu kadar acuze bu kadar kırpık bir işe denk gelmemiştim. İlk sezonu öyle böyle sevmiştim ama devamı bayır aşağı gitti. Elle tutulur neredeyse hiçbir şey yok. Senaryo, oyunculuk, teknik kategoriler, devamlılık, kurgusu kısacası her şey sıfır noktasındaydı. Kanal D’de 2 saat 50 dakika standart bir dizi izlesem daha iyi olurmuş. Metin Akdülgeri’i bile kendi seviyelerine çekmişler daha ne yazayım. Yazık.
Sette çalışırken merdivenden düşerek hayatını kaybeden set çalışanı için OGM patronu Onur Güvenatam’a açılan davada karar çıkmış.
2 yıl 6 aylık ceza paraya çevrilmiş >> 54,600 TL >> 10 taksitle ödeme.
Çerez parası…