Koronavirüs, yabancı dizi sektörüne de büyük bir darbe indirdi bilindiği üzere. Bazı yabancı diziler yeni yeni setlere dönmeye başlamışken Türk dizi sektöründe pandemi arası epey kısa sürdü. Sonbahar-kış dönemi dizileri yeni sezonlarıyla ekrana dönerlerken yaz dizileri ise uzun süredir ekranlarda.

Bu yazımıza konu olan Baraj dizisi, tam da pandeminin ülkemizde patlak verdiği dönemde izleyiciyle buluştu. 17 Mart’ta ekranlara merhaba diyen dizi, yayınladığı 2 bölümün ardından uzun bir araya çıkmak zorunda kaldı. 1 Eylül 2020 tarihinde de 3. bölümünü yayınladı. Salı akşamları FOX TV’de izleyici karşısına çıkmaya devam eden Baraj‘ın an itibarıyla 4 bölümü geride kaldı.

Baraj, Türkan Şoray, Tarık Akan ve Naser Malek Motiee‘nin başrollerini paylaştığı 1977 yılı yapımı aynı isimli sinema filminden uyarlanmış. Fatih Aksoy‘un başında olduğu Med Yapım ile Yağmur Ünal‘ın yapım şirketi No:9 Productions, dizinin ortak yapımcıları konumundalar. Hasan Tolga Pulat ise dizinin hem senaristi hem de yönetmeni konumunda.

Dizinin çekimleri Sakarya’da yapılmaktaymış.

KONU

Dizimiz, Nehir, Tarık ve Nazım isimli 3 karakteri merkezine alıyor. Bu üç karakterin kesişim kümesi konumundaki Nazım, hangi şehirde olduğu belirtilmeyen bir kasabadaki baraj inşaatında şantiye sorumlusu olarak görev yapmakta. Yalnız ve kendi halinde bir hayatı var. Nazım, kendisini işe güce vermiş, gönül işlerinden elini ayağını çekmiş, kırklı yaşlarında olgun bir adam. Son dönemde ise onun kalbini yeniden titretmeyi başarmış bir genç kadınla tanışmış internette ve uzun bir süredir de mesajlaşır vaziyetteler. Durum şu ki hanım kızımız ile çok kısa bir süre sonra yüz yüze tanışmak zorunda kalacak.

Nazım’ın yüzünün sol kısmının neredeyse tamamını kaplayan büyük bir yara izi var. Kızın kendisini görünce beğenmeyeceğine ve kendisiyle iletişimi keseceğine dair de bir korkusu. Aralarındaki iletişimin olduğu haliyle devam etmesinden memnun olan Nazım’ı Nehir’in onu görmek istemesiyle bir telaş basıyor. Nehir ondan bir fotoğraf göndermesini istiyor ve o da panikle bir karar alıp baraja yeni gelecek işçilerden biri olan Tarık’ın fotoğrafını yolluyor.

Tarık, İstanbul’da yaşayan, yirmili yaşlarının ikinci devresinde olan, son derece çapkın ve hovarda bir genç adam. Bu çapkınlıklarından birinin bir yansıması olarak İstanbul’da yanlış bir adama denk gelmiş ve soluğu baraj inşaatında almış. Kendisine düşman edindiği bu zengin ve nüfuzlu adam, onu yaka paça paketlemiş ve ceza olarak baraj inşaatına göndermiş çalışması için. Onun için 2. bir emre kadar barajdan ve barajın komşu olduğu kasabadan kaçış söz konusu değil. Başına dikilen gardiyan da Nazım.

Nehir ise yine İstanbul’da yaşayan, yirmili yaşlarında bir genç kadın. Bir dolandırıcı çetesinin kilit oyuncusu konumunda kendisi. Kapsamlı oyunlar planlayıp kılık değiştirerek aptal ve paralı erkekleri tuzağa düşüren çetemiz, bu yolla yüklü miktarda paralar kaldırmaktalar. Nehir ise bu meslekten, yalan dolandan ve yakalanma stresinden epey sıkılmış durumda. Artık bu işi bırakma vaktinin geldiğini düşünüyor ve Nazım ile gerçek bir hayata başlayabileceğine inanıyor.

Bu üçlünün bir araya gelişiyle yalanlar ve sırlarla dolu bir tiyatro oyunu başlıyor. Bir yandan kalpler titrerken bir yandan da iç ve dış tehditler ortada kol geziyor.

KARAKTERLER VE OYUNCULAR

 

Nazım karakterine Kadın dizisinden anımsanabilecek Feyyaz Duman hayat veriyor.

Çok fazla konuşmayı sevmeyen, sert bir mizaca sahip, geçmişten gelen fiziki ve psikolojik yaraları olan, içine kapanık bir adam.

 

 

 


 

Nehir karakterini Kırgın Çiçekler dizisinden hatırlanabilecek Biran Damla Yılmaz canlandırıyor.

Güçlü duruşunun arkasında son derece duygusal ve kırılgan bir yapıya sahiptir.

 

 

 


 

Tarık karakterinde 4N1K: Yeni Başlangıçlar dizisinden anımsanabilecek Burak Yörük‘ü izliyoruz.

Yakışıklı ve karizmatik bir adam olan Tarık, kadınlar konusunda uzman sayılabilecek bir bilgiye, tecrübeye ve yeteneğe sahiptir. Zamanını tavladığı zengin kadınların hayatlarına ortak olup paralarını yiyerek lüks içinde geçirmektedir ama nihayetinde çulsuz ve yalnız bir adamdır. Sorumsuz ve vurdumduymazdır. Aşka inanmaz. Duygusallığı ve romantizmi sadece amacına ulaşmak için kullanır.

 


 

Zerrin karakterinde Fatmagül’ün Suçu Ne?, Yabancı Damat ve Sevgili Dünürüm gibi dizilerden yakinen tanıdığımız Sumru Yavrucuk karşımıza çıkıyor.

Zeki, manipülatif ve yaptığı işi seven bir dolandırıcı Zerrin. Yetimhanede büyüyen Nehir’i genç yaşta sahiplenmiş ve onu yaptığı mesleğin bir parçası haline getirmiş. Onun güzelliği ve yeteneği üzerinden kazandığı paralarla sürdürdüğü lüks hayattan memnun ve bu hayatın bitmesini hiç istemiyor. Duygusallığa hayatında yer yok.

 


 

2018 yılında katıldığı “Best Model of the World” yarışmasında birinci olan Faslı güzel İman Casablanca‘yı ise Zahra karakteriyle izleme fırsatı yakalıyoruz dizide.

Zahra, Afganistanlı bir kadın. Şantiyenin yemekhanesinden sorumlu olan Halil isimli orta yaşlı bir adamla evli ve ona mutfakta yardımcı oluyor. Son derece güzel ve baştan çıkarıcı bir kadın olan Zahra, ilk gördüğü andan itibaren Tarık’ı radarına alıyor.

Ülkesinden kurtulmak için Halil ile bir mantık evliliği yapmış gibi görünen Zahra, ona karşı bir aşk beslememektedir. Onu parmağında oynatmakta ve bir yandan da planının bir sonraki aşamasının çalışmalarını yapmaktadır. Tarık’ı ise barajdan ve kasabadan kurtuluş bileti olarak görmektedir.


Yukarıdaki 5 karaktere ek olarak; Zahra’nın kocası Halil rolünde Şamil Kafkas‘ı, barajda çalışan işçilerden, güvenilmez, Tarık’ı hiç çekemeyen ve Zahra’da gözü olan İbrahim rolünde Batuhan Bozkurt Yüzgüleç‘i ve Zerrin’in çalışma arkadaşı Ekrem rolünde Tuna Orhan‘ı izliyoruz.

YAZARIN NOTU

Her İlkbahar-Yaz döneminde 1-2 tane Türk dizisi izlerim ama bu sene bu sayı 4’e çıktı pandemi dolayısıyla azalan yabancı dizi sayısının da etkisiyle. Baraj da an itibarıyla izlemeye devam ettiğim söz konusu 4 diziden biri konumunda. Elbette çok iyi bir dizi olduğunu iddia edemem ama izletiyor bir şekilde kendini. Genel olarak Türk dizilerinin oynatma hızını 2’ye katlayıp izlemek gibi bir huyum olduğundan benim için süresi de pek sorun olmuyor. Sıktığı yere kadar izlemeye devam ederim diye düşünüyorum.

Biran Damla Yılmaz’ı dizinin ilk bölümünde izlemesi epey keyifliydi aslında ama devamında Nehir karakterini fazla naif bir şekle büründürdüler ve onun da performansı düştü haliyle. Bir dolandırıcı karakter, bu derece saf ve savunmasız olamaz diye düşünüyorum. Göz devirmemek elde değil çoğu zaman onun tepkilerine.

Nazım karakteri, ana karakter üçlüsü arasında en iyi yazılmış olanı diyebilirim. Tarık karakteri için ise insan üzülüyor ister istemez. Bu kadarını da hak etmiyor diye düşünüyorum çoğu zaman.

Sumru Yavrucuk’un varlığının diziyi negatif etkilediğini düşünüyorum. Ya o karakter hiç olmasaymış ya da onun yerine başka bir oyuncuyla anlaşılsaymış keşke.

Iman Casablanca ve canlandırdığı Zahra karakteri ise diziyi izlememin en büyük nedeni konumunda. Onun içinde yer aldığı sahneleri ayrı bir seviyorum ve onun ekranda gözüktüğü anları iple çekiyorum. Oyuncunun dizideki etkinliğinin daha da artmasını temenni ediyorum.