Bodrum Masalı – Tanıtım
72 yorum pirate 04 Ekim 2016 09:00
Kanal D’nin yeni draması Bodrum Masalı’nın tanıtımına hoş geldiniz!
TMC Yapım‘dan çıkan, yönetmenliğini Mehmet Ada Öztekin‘in yaptığı, senaryosunu Başar Başaran ve Emre Özdür ikilisinin kaleme aldığı dizinin an itibariyla 6 bölümü geride kaldı. Kanal D ekranlarında Perşembe akşamları yayınlanan dizinin bölüm süreleri, 2 saat civarında değişiyor. Yayınlanan ilk 2 bölümünün ardından popülarite kazanan dizi, son 4 haftadır gününde en çok izlenen dizi olma unvanını elinde bulunduruyor. İlk 6 bölümünün AB Grubu (Eğitim Düzeyi Yüksek İzleyici Grubu) reytingleri ve izlenme oranları ise şu şekilde:
Birinci Bölüm: 2.49 reyting ve 10.14 izlenme oranı (Sıralamada 5.)
İkinci Bölüm: 4.69 reyting ve 17.1 izlenme oranı (Sıralamada 2.)
Üçüncü Bölüm: 6.42 reyting ve 21.2 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
Dördüncü Bölüm: 5.75 reyting ve 19.59 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
Beşinci Bölüm: 6.19 reyting ve 18.41 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
Altıncı Bölüm: 5.24 reyting ve 15.23 izlenme oranı (Fenerbahçe-Feyenord maçının ardından sıralamada 2.)
Resmi Site – Wikipedia – IMDB – Twitter – Instagram
KONU
Evren Ergüven, pek çok oteli olan varlıklı bir adamdır. Karısı Yıldız ve çocukları Ateş ve Su ile birlikte İstanbul’da görkemli bir hayat sürmektedir. Derken bu görkemli günler bir gün gelir ve son bulur. Evren ard arda verdiği yanlış kararlar neticesinde iflas etmiş, elde avuçta ne varsa gitmiştir. Yıldız’a ait, rahmetli babasından miras kalan Bodrum’da eski bir ev ve küçük bir otelin yarı hissesi hariç! Hal böyle olunca Ergüven Ailesi, ellerinde kalan son dala tutunmak üzere Bodrum’a taşınmak ve hayata yeniden başlamanın bir yolunu bulmak zorundadır artık. Lakin bu yeni başlangıç, düşünüldüğü kadar kolay olmayacaktır. Zenginlikten fakirliğe yapılan bu sert geçişin psikolojik ve fizyolojik etkileri, aile üyelerinin olaya yaklaşımları ve yeni gelecek planları, parıltılı yaşamdan kalma tanıdıklar, Bodrum’da onları bekleyen eski ve yeni simalar derken masallar diyarı Bodrum’da tempolu bir hayat onları beklemektedir.
OYUNCULAR VE KARAKTERLER
Genç Tayfa:
Ateş Ergüven (Alperen Duymaz):
Ergüven ailesinin büyük çocuğu. Lise sonda okuyor. Babası ile arası annesi ile olduğu kadar iyi sayılmaz.
Kolay sinirlenen, en büyük tutkusu yüzme olan, girişken, pes etmeyi sevmeyen, tez canlı biri. Alara’ya delicesine aşık.
Türk dizi sektörünün yeni yüzlerinden olan genç oyuncunun önceki işleri ise Acı Aşk ve Tatlı Küçük Yalancılar.
Su Ergüven (Dilan Çiçek Deniz):
Ergüven ailesinin küçük çocuğu. Henüz 16 yaşında. Evin en çok sevilen üyesi. Kemanı onun için çok önemli. İlerde bir keman virtüözü olmak istiyor. Bu yolda çok önemli bir iş fırsatı yakaladığı anda İstanbul’dan ayrılıp bu iş fırsatını kaybetmek zorunda kalmak onu çok üzüyor.
Hayat dolu, neşeli, eğlenceli, sevecen, enerjik, duygusal, hassas, iyi niyetli biri. Kalbi Cenk için atıyor.
2014 Yılı Miss Turkey 2. güzeli olan genç oyuncunun önceki işleri ise Güneşin Kızları ve Tatlı Küçük Yalancılar.
Kelebek (Hilmicem İntepe):
Hem çok iyi bir yüzücü olması hem de uçuk kaçık binbir türlü işi kolayca halledebilmesi dolayısıyla herkes ona Kelebek der. Asıl adını kullanmadığı için o kısım tam bir muammadır. Bodrum’da herkes tarafından tanınır ve sevilir. Ağabeyi Faryalı tarafından büyütülmüştür, ona otel işlerinde yardımcı olur. Aslı ile çocukluklarından beri çok yakın arkadaşlar.
Çabuk sinirlenen, becerikli, hayata dair bir hayali olmayan, liseyi birkaç sene uzatmak zorunda kalmış, iyi niyetli bir delikanlı. Su’ya ilk gördüğü andan itibaren gönlünü kaptırıyor.
Asıl ününü Survivor yarışması ile kazanan Hilmicem İntepe’nin daha önce birkaç oyunculuk denemesi de mevcut. Ayrıca kendisi de dizinin çekildiği lisenin mezunu.
Aslı (Ezgi Şenler):
Elinden her iş gelen, kendi başının çaresine bakmayı bilen, girişken ve cesur bir kız. Babasının denize açılıp gelmediği günlerin çokluğu nedeniyle büyük oranda yalnız yaşıyor. Yaşına göre oldukça olgun biri bu sebeple.
Neşeli, zeki, esprili, laf sokmayı seven, yardımsever, doğal, tuttuğunu koparan biri. Ateş’e ilk gördüğü andan itibaren gönlünü kaptırıyor.
Bu dizi, genç oyuncunun ilk işi.
Alara (Serel Yereli):
Varlıklı bir ailenin biricik kızı. Tam bir şımarık zengin kızı tiplemesi. Dolmuşa uzaylıymışçasına yaklaşan, iki adım yürüdüğünde burnundan soluyan, ağaçlık alanda böcek görse garipseyen, azıcık ilgi görmediğinde tripten tribe giren, ağlayıp zırlamak için yer arayan bir tip. Atarlı, kıskanç, burnu büyük ve aşırı duygusal. Rana’dan sonra en yakın arkadaşı, kendisinin birçok açıdan erkek versiyonu olan Uzay. Kalbi Ateş için atıyor.
Bu dizi, genç oyuncunun ilk işi.
Cenk (Bora Cengiz):
Zengin tayfanın bir üyesi. Ünlü bir kadın şarkıcının oğlu. En yakın arkadaşı Uzay. Normalde pek kötü niyetli biri olmasa da Uzay’ın ve kıskançlığın da etkisiyle sonradan pişman olacağı bolca yanlış karara balıklama dalmalarıyla ünlü. Su’yu gerçekten çok sevse ve ona karşı hep nazik davransa da çapkınlıktan da kolay kolay vazgeçemiyor. Şımarıklık ve burnu büyüklük açısından değerlendirildiğinde zengin tayfa içindeki en normal kişi.
Birçok dizi ve filmde yer alan Bora Cengiz’in son işi ise Çilek Kokusu idi.
Uzay (Serhan Onat):
Zengin tayfanın en zengin üyesi. Tam bir ukala zengin çocuğu tiplemesi. Annesi ve babası vefat etmiş. Üvey babası Gönenç’in (Yener Gürsoy) yanında büyümüş. Fakirlikle alakalı her şeye tepeden bakan, zeki, dalavereci, yalancı, alaycı, sivri dilli, eğlenceye düşkün ve çapkın biri. En yakın arkadaşı Cenk. Alara’ya aşık.
Genç oyuncunun bir önceki işi Mayıs Kraliçesi.
Rana (Zehra Yılmaz):
Zengin tayfanın üyelerinden. Alara’nın en yakın arkadaşı. Cenk’e aşık. İstediğini elde etmek adına kirli oyunlar oynamayı göze alan, inatçı, güler yüzlü, içten pazarlıklı ve burnu büyük bir kız.
Bu dizi, genç oyuncunun ilk işi.
Yetişkin Tayfa:
Yıldız Ergüven (Şevval Sam):
Yardımsever ve vicdani değer duygusu yüksek bir kadın. Eşi Evren otellerin işletmesi ile ilgilenirken o da yardım işleri ile meşgulmüş. Bu iflasın onda açtığı en büyük yara, yardıma muhtaç hasta çocuklara artık yardım edemeyecek olmak. Bodrum’a dönmenin en büyük dezavantajı ise eski aşkı Faryalı ile yeniden karşılaşacak olmak.
Mücadeleci, çalışkan, gururlu, inatçı, sakin ve sevecen bir kadın. Faryalı, kalbinde izi kalmış bir yara olsa da eşini seviyor ve ona değer veriyor.
Aynı zamanda solistlik de yapan, birçok film ve dizide yer alan ünlü oyuncunun televizyondaki en akılda kalan işi ise Gülbeyaz.
Evren (Murat Aygen):
Aşırı hırslı ve doymak bilmeyen yapısı nedeniyle sıfırdan oluşturduğu oteller zincirini kaybetmenin psikolojik yıkımı içerisinde. Ama ondaki bu yıkım üzüntü, keder ve pişmanlık olarak değil, sinir ve yeniden yükselme hırsı olarak kendini gösteriyor. İyi bir baba ve iyi bir eş olma konusunda ciddi sıkıntıları var.
Yalancı, saman altından su yürüten, zeki, düzenbaz ve hafiften agresif biri. Hem karısı Yıldız’ı hem de uzatmalı metresi Gözde’yi seviyor.
Oyununun televizyondaki önceki işleri Maral ve Medcezir.
Faryalı (Timuçin Esen):
Tıpkı kardeşi Kelebek gibi onun da gerçek adını kullanan yok. Faryalı lakabı ile ün salmış Bodrum’a. Yıldız’ın babası yıllar önce vefat ederken gençliğinde çalışmaya başladığı otelin yarısını ona bırakmış. O günden beri de oteli o işletiyor, Yıldız bu süreçte hiç karışmamış otele. Faryalı’nın tek ekmek teknesi olan bu otelin diğer yarısı için şimdi eski aşkı Yıldız ve akabinde hiç haz etmediği Evren yıllar sonra Bodrum’da belirince işler onun için çok kötü bir hal alıyor. Sevgilisi Şule (Nazlı Kar) ile beraber yaşıyor otelde.
Çalışkan, aşırı asabi, Bodrum’da sevilen ve sayılan, dürüst, kimseye bir zararı olmayan, işinde gücünde bir adam. Sevgilisi Şule’yi sevse de Yıldız’ın kalbinde bıraktığı koru yıllardır söndürebilmiş değil.
Bugüne kadar birçok dizi ve filmde yer alan ünlü oyuncunun en akılda kalan işleri ise Gurbet Kadını, Hırsız Polis ve Gönül Yarası.
Gözde (Toprak Sağlam):
Evren’in 5 yıllık metresi. Evren’e gerçekten aşık. Evren’in iflas bayrağını çekmiş olması bile onu Evren’den uzaklaştırmıyor. Aksine yıllardır beklediği günün yani Evren’in Yıldız’dan ayrılıp sadece onun olacağı günün geldiğini düşünüyor.
Mücadeleci, güler yüzlü, insanlarla çabucak kaynaşan, baştan çıkarıcı bir kadın.
Bugüne kadar birçok film ve dizide yer alan güzel oyuncunun televizyondaki en akılda kalan işi ise Yerden Yüksek.
Cahit (Kaan Çakır):
Alara’nın babası. Başarılı bir iş adamı. Evren’den haz etmiyor, kızının Ateş ve ailesinden uzak durmasını istiyor.
Bu konuda karısı Ceyda (Ebru Unurtan) ile hemfikirler.
Bugüne kadar birçok dizi ve filmde karşımıza çıkan tecrübeli oyuncunun televizyondaki son işi ise Adı Mutluluk.
YAZARIN NOTU
Ben de herkes gibi Türk dizilerinin uzunluğundan dem vursam da yine de Türk dizilerine kapımı tamamen kapatmam ve her sezon illaki yormayan, akıcı 1-2 tanesini aradan seçip takip ederim. Bir nokta gelip de senaryo tıkanıp iyice sıkılana kadar tabii! Bodrum Masalı da şimdilik beni sıkmayan ve keyifle izlediğim bir dizi statüsünde ilerliyor ilk 6 bölüm itibariylz. Türk dizilerinden hala kopamayanların sevebileceği, eli yüzü düzgün bir yapım.
Çıkar çatışmaları, gönül yaraları, gençlik heyecanları, aşk üçgenleri ve barındırdığı olasılıklar ile matematik ve geometri sevenlere hitap ettiğini söyleyebilirim Şaka bir yana aşk üçgenlerini bir özet geçeyim kısaca tekrar etmek adına:
Evren-Yıldız-Faryalı
Yıldız-Evren-Gözde
Şule-Faryalı-Yıldız
Alara-Ateş-Aslı
Cenk-Su-Kelebek
Ateş-Alara-Uzay
Su-Cenk-Rana
Atladığım varsa affola! Cesur ve Güzel ile büyümüş bir bünye olarak şahsen ben çok seviyorum bu tarz üçgenleri ve olasılıkları
Dizi dram ağırlıklı ilerliyor olsa da komedi içeren sahnelere de yeterince yer veriyor bu arada. Dozajında bir birleşim olduğunu söyleyebilirim.
Oyuncu kadrosundan son derece memnunum. Zaten diziye başlamamdaki en büyük etken de bu. 3 oyuncuya (Timuçin Esen, Toprak Sağlam, Kaan Çakır) ayrı bir sempatim var önceki bazı projelerinden. Şevval Sam’ı da severdim gençliğinde. Genç tayfadan ise sadece 2 kişiyi tanıyordum önceden sadece: Bora Cengiz ve Survivor sayesinde Hilmicem İntepe.
Alara ve Yıldız’ı biraz kafa ağrısı buluyorum, geri kalan bütün karakterlerden memnunum. Alperen Duymaz, son derece başarılı bir oyuncu çıktı. Sosyal medyada da bolca konuşulduğu üzere yeni bir Aras Bulut İynemli olması muhtemel. Onun kadar yetenekli değil elbette şu an için ama ondan daha karizmatik olduğu aşikar. Bu da azımsanmayacak sayıdaki Hilmicem fanları ile beraber dizinin genç kız izleyici kitlesini tavan yaptıran en büyük etken zaten. Dilan Çiçek Deniz’de de ekrana acayip seviyede yakışma ve bir fotojeniklik hakim. Tatlı bir kız kesinlikle. Gözde’nin hastasıyım zaten. Serhan Onat’ı Uzay rolünde izlemesi ise inanılmaz keyifli. Role çok yakışmış gerçekten. Dizideki favori karakterim diyebilirim Uzay için.
Benim dizi ile ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Gittiği yere kadar! İzleyecek olanlara iyi seyirler.
FRAGMAN
https://www.youtube.com/watch?v=rLOAQXgOatU
yorumlar
Bırak irtifa kaybetmeyi aksine üstüne koya koya ilerliyor dizi. Süresi 2 saati aşsa da hiç sıkmadan, büyük bir keyifle izletiyor kendini. Ezbere konuşmak istemiyorum ama en çok beğendiğim bölüm bu bölüm olabilir hani.
*Ulan Ateş o aksiyonun ortasında ‘Öpüşelim mi?’ diye soruyon ya sen gittin, Yalan Dünya’dan Orçun geldi gözümün önüne.
*Bizimkilerin elemanla olan muhabbetleri epey bir eğlenceliydi. Büyük ren kattı bölüme kerata.
*Geçmişi deştikçe hikaye çıkıyor diziden. Şimdi de Ela hikayesi çıktı.
Merak ettim şu Ela nasıl biridir, bir tanışalım bakalım.
*Evren-Gönenç sahnesi de güzeldi. Alem adamsın be Evren; adama 2 dakika haz duygusunu çok gördün.
*Evren ve Uzay’ın ‘Yüreğin genişleyince anlarsın.’ muhabbeti de süperdi.
*Nar muhabbetleri de iyiydi.
*Hadi Aylin hatırla!’ diye heyecan yaptım ama olmadı.
muamma kaldı yine.
Bölüm sonunda da bi kuzu kestik yine.
Bir değişiklik olmazsa Nejat İşler kadroya dahil olacakmış. Böylece Şevval Sam ile Gülbeyaz’dan yıllar sonra tekrar bir araya gelecek.
Geçen haftaki bölüm dizinin en kötü bölümlerinden biriydi, Özellikle ilk yarısı epey bir sıkmıştı.
hayal kırıklığı da üstüne tuz biber ekmişti o kötü bölümün. Ama bu haftaki bölümden sevdiğim Bodrum Masalı tadı aldım yine.
*Boşanmanın tek celsede bitmesi de iyi oldu. Yıldız susup kalsa ya da Gözde gelmese sakız gibi uzamaya devam edecekti.
*Su’yun da dediği gibi Evren’in bu işin peşini de özür dilemeyi de bırakması gerek artık. Çekilmez hale gelmeye başladı.
*Faryalı’nın Yıldız’ı geçtim ama Süha’yı affetmemesi gerek!
*Aslı’nın anne sürprizi de fena olmadı. Yıllar sonra anneme kavuştum hikayesindense bu daha iyi bence. Fragmanda görüldüğü kadarıyla haftaya baba da nalları dikiyor herhalde. Oh, çöpsüz üzüm!
*Uzay’ı izlemesi çok keyifliydi yine. Dizideki en sevdiğim, en şahsına münhasır karakter kesinlikle. Oyuncu da karakterin içindeki iyi ile kötünün savaşını çok iyi yansıtıyor. Serhan Onat’a bir alkış daha gelsin benden!
Yukarıdaki Nejat İşler haberi konusunda da eğer kendini canlandıracaksa pozitifim. Dizide kendisinin ve Gümüşlükspor’un muhabbeti geçti birkaç bölüm önce malumunuz. Oradan yürüyeceklerse olur. Gayet de güzel olur hatta. Ama o muhabbetin üstüne öylesine bir karakteri canlandırmak üzere gelirse bu durum dizinin inandırıcılığına gölge düşürür. Bu yüzden o ihtimale karşıyım kesinlikle.
Nejat İşler, Gözde’nin kardeşi Bora’yı oynayacakmış.
Umarım çok kalır da bu adam çok kalmaz gibi.
Not: Belki de Gencay’dır. Hem kardeş hem de Gencay mı getiriyor bunlar acaba?
Aa, az önce ekranın altında “Nejat İşler Bodrum Masalı’nda” diye yazı da geçtiler, buna da ilk kez denk geliyorum.
5 Şubat Pazar günüymüş.
@aytackara: Okuduğum kadarıyla haftada 20 ya da 25 milyardan aylık 100 milyarlık anlaşma imzalamış, kalıcı olacağa benziyor.
Aldığı paranın çoğunu spor kulübüne bağışlayacakmış.
21. bölüm üzerine;
Karakterlerin dert sağanağı altında nereye koşturacaklarını bilemedikleri bir bölüm oldu. İzlemesi keyifliydi yine.
Bu da Nejat İşler’in gireceği 22. bölüm fragmanı:
https://www.youtube.com/watch?v=qnrclZwxY_Y
Güzeldi.
*Kelebek hem Aslı’ya olan tavırlarıyla hem de Ferdi’ye olan tavırlarıyla uyuz etti beni.
*Acentacı eleman da iyiydi. Renk kattı küçük sahnesiyle bölüme.
*Muhasebeci çift ise tam dayaklıktı. Allah sabır versin Uzay’a!
*Nejat İşler’den ziyade Bige Önal’ın canlandırdığı Lal karakteri renk katıyor diziye. Uzay’dan sonraki favori karakterim olma yolunda hızla ilerliyor.
Güzel bölümdü yine. Bölümün ön plana çıkan ismi Bora oldu.
Bu dizide gizeme tersten bir yolla yaklaşıyoruz zaten hep. Önce sonucu kolayca tahmin ediyoruz. Sonra yavaş yavaş hikayedeki küçük ayrıntıları öğreniyoruz.
Oyun moyun ama Lal ile Ateş iyi duruyor ha! Aslı’yı Uzay’a yapalım, bunlar da ikisi olsun işte.
26. bölümün sonunda şu şarkıyı çaldılar. Normalde bildiğimden değil, telefondan Shazam’ı açıp ekrana doğru tuttum.
1925 yapımı olması bir yana Marika Papagika Kos doğumlu bir şarkıcıymış. Adamlar detayına kadar uğraşıyorlar, takdir ettim. Basit bir Türk müziği de kullanabilirlerdi.
26. bölüm üzerine;
135 dakikadır ayrılmadım ekranın önünden neredeyse. Kahvaltı etmeye bile üşendim valla araya reklam alıp duyguyu soğutmamak için.
Dizi, en iyi yaptığı işi yapmış yine. Olayın psikolojik boyutuna iyi yüklenmiş.
Sondaki şarkı seçimi de yakışmış cidden bu arada.
Malum karakter için daha ince, daha uzun, daha Yunanvari birini bekliyordum ama bu da olur yani.
https://www.youtube.com/watch?v=4SHAhyZaKCI
Vasat bir bölüm olmuş bu arada. Yeni karakteri izlemesi keyifliydi ama.
28. bölüm üzerine;
O ne güzel bir yorumdur öyle yahu!
Rubato – Bir Ayrılık, Bir Yoksulluk, Bir Ölüm
Bu tweet‘e göre yeni dizi Kara Yazı’nın 28 Mart Salı akşamı başlayacak olmasıyla aynı gün yayınlanan Hayat Şarkısı da Pazar 21.00’e geçecekmiş. Yani Bodrum Masalı’nın süresi kısalıyor.
Benim o tweete yazdığım cevaba bakarsak reklam hesabıyla 45’e bile düşebilir.
28’i yakın tarih, Hayat Şarkısı yeni bölümü de yarın. Kısa süre içinde bülten veya açıklama gibi bir şey gelir.
Sonradan ek: Ben 22’ye de varım, süre de hiç değilse 90’a kadar iner. Şu aşamada bu da bir başarı.
21.00 olmaz o. 22.00 olur da Bodrum Masalı 80-90 dakikaya inerse güzel olur tabi.
@aytackara Ben 22.00’ye var değilim, çünkü Hayat Şarkısı’nı izliyorum. Aslında başka bir yönden bakacak olursak Bodrum Masalı’nın süresinin kısalarak pt-1 kuşağında yayınlanacak olması devrim niteliğinde bir karar, ama bu kadar damdan düşer gibi olması saçma.
Kaldı ki sezon sonuna 3 ay kalmasına rağmen hala yeni dizi alan kanallar en büyük suçlu.
22’de başlarsa 00:30’da falan biter herhalde. BM de normal haliyle 23:45’te mi ne bitiyor.
Türk dizi sezonunda bir süredir sezon kavramı çok kalmadı. Dizilerin reytingi düşüp de kurtarmaz hale gelince sezon sonuna kadar idare etmeyip beş bölüm falan daha verip bir şekilde toplatıyorlar. Biri bitince de yerine yenisini alıyorlar.
Özellikle de iç yapım olmayan projelerde.
Yalnız Hayat Şarkısı’nın yapımcısı doğruladı. Kaldı ki dizi 4-5 reyting alıyor, bu yüzden gün değiştirse bile öyle bir saate atamaz. Kısacası 2 Nisan’dan itibaren 45-60 dakikalık bölümlere hazır olmak lazım. Ben olsam Adı Efsane veya Arka Sokaklar’ı 1 saat yapardım ya neyse.
Bu arada aklıma Galip Derviş-İntikam örneği geldi. Kanal D diziyi sessiz sedasız 19.45’te yayınlamaya başlamış, ardından da 21.00’de İntikam’ı yayınlamıştı. Gerçi Galip zaten 60 dakikaydı. Yani böyle bir şey ilk defa olmuyor aslında.
Özetsiz 21’de izlemiş olurlar işte böylece. 21:00’de başlayıp normal muamalesiyle devam edebilir.
Bodrum Masalı’nın özeti kısa sürüyordu aslında, 20:30’da başlıyordu. Yabancı dizilerden alıştığımız bir dakikalık özetlerden biriyle girip 45-50 dklık bölüm verirler herhalde. Pek tatlı olur açıkçası.
Tatlı olur olmasına da reytingleri kötü gelebilir. Amerika’daki izleyiciler için 20.00-21.00’lik sistem sorun olmayabilir, ama bizim izleyiciler tüm akşamını bir diziye ayırırken zararlı çıkabilir. 2-3 hafta sonra final haberini duymayalım yeter.
Denemeye bir yerden başlamak lazım artık. Gidişat iyi değil malum.
Kanal D ‘den Bahar Sürprizi! adıyla bir video yayınladı 20:00 -21:00 arası yayınlanacağı kesinleşti . büyük ihtimal tekrar veya reklam olmaz olursa çok kısa olur . Ben sevindim açıkcası arada bir ailem izlerken bakıyordum artık tv de rahatça izleyebilirim 60 dk olması büyük rahatlık olur . (link)
Ciddi ciddi 60 dakikaya iniyor ha? Çok sevindim valla.
Hayat Şarkısı’nın 56’da (28 Mayıs) final yapacağını okudum bu arada. Planlı final için BM’nin yeni halini de denemeye fırsat olsun diye buraya aldılar sanırım.
Ben bu diziyi izlemek istiyordum özellikle Nejat İşler’in katılımından sonra. Bu olay yüzünden daha kolay izlerim
Umarım güzel reyting alır da artık diziler için bir devrim olur.
Maalesef korkulan oluyor. Sıfırdan 60 dakika bölüm yazılmayacakmış, sadece bölümler ikiye bölünerek yayınlanacakmış. Ayrıca haberlere göre 36. bölüm de finalmiş. Yani son 6 (bir nevi 3) bölüm kaldı.
60. dakikayı ona göre ayarlarlar herhalde, o kadarını düşünmüşlerdir. Zart diye bölümü bitirecek halleri yok.
Basın açıklaması ‘sezon sonuna kadar’ şeklinde, 36’nın lafını etmemişlerdi. Ayrıca en son 28 çıktı, buna göre 8 bölüm oluyor. Bir de o final sezon finali de olabilir. Ağustos ortasından bari yayındalar malum. Arasız 8 bölüm sonra zaten Mayıs ortası oluyor.
Tabii 60 dakika olayı reytingleri etkilemeyecek bir de.
Geçen Pazar 29. bölümü izleme fırsatım olmayınca bugün bir şeylerle uğraşırken aradan çıkarayım dedim.
Gözde’nin malum sahnesindeki şarkıyı sevince Youtube’dan buldum, meğerse söyleyen karakteri oynayan Toprak Sağlam’mış. Şarkıyı single olarak çıkarmış.
Yukarıda verdiğim bilgi doğru değilmiş. Sadece 30. bölüm önceden çekildiği için ikiye bölünerek yayınlanacakmış. 16 Nisan’daki aradan (tüm kanallar dizi yayınlamayacak, malum) sonra 23 Nisan’dan itibaren 60 dakikalık bölümler yazılacakmış.
Ayrıca bölüm de 19.45’te başlıyormuş.
Bölüm 19.45’te başlıyor dedik, ama 19.30’da jenerik verdi. Gerçi şimdi reklam ama yine de duyurmak lazım.
*Bora ile Gözde’nin
*Evren’in Lal’e yaptığı ‘Çin yemeği gibisin. Varken ilginçsin, yokken kimsenin aklına gelmiyorsun.’ benzetmesine bayıldım.
Birkaç bölüm önce, hatta sanırım Nejat İşler ilk geldiği vakit dile gelmişti ama laf arasıydı tabii.
Hımmm. İlk geldiği bölüm dile getirmişse kaçırmış olmam doğal. Bir yandan başka bir iş yaparken izlemiştim o bölümü.
33. bölüm üzerine;
Aslısı, Mayası, Yıldızı, Evreni, Gözdesi, Borası, Ateşi … Gına geldi artık valla. Bıraktım gitti.
36-37. bölümü hali hazırda izlerken ve aklımdayken yazayım. Ben böyle düşünüyorum:
Ateş > Aslı
Su > Kelebek
Kelebek > Aslı
Su > Aslı
Yıldız > Herkes
Herkes > Faryalı
Aslında kimse tam olarak haklı değil ama üslubun falan da etkisiyle azıcık da olsa birisi öne çıkıyor.
2 hafta önce bırakmıştım ben bunu. Ama @aytackara nın üstteki yorumunu görünce dayanamayıp bu haftaki fragmana bir bakayım dedim hoşuma gidince dizinin bu tarafını hala çok sevdiğimi fark ettim ve oturdum başına tekrar. Geçen hafta yayınlanan birleşik bölüm 34-35’i birkaç küçük sahnede duraksayarak seri şekilde atlaya atlaya 5-10 dakikada bitirdim. Vakit ayırmaya değmez bir bölüm olduğu her halinden belliydi. Sonrasında da bu haftaki birleşik bölüm 36-37’nin başına oturdum. İlk yarısı daha güzel olmakla beraber son 3-4 bölümden daha izlenir durumdaydı bana göre.
Haklılık mevzusunda benim düşüncem şu şekilde:
Aslı < Herkes
Ateş > Herkes
Su > Kelebek
Yıldız > Maya
Faryalı:
Aslı konusunda en iyi lafı Kelebek söyledi: ‘Çocukluk yapıyorsun ve bencilsin.’
Az bile söyledi. Dizideki en uyuz karakter açık ara bu Aslı yeminle!
Evren kemiksizlikte, Gözde de yüzsüzlükte dünya markası olmaya koşar adım devam ediyor bu arada.
Bunların bölüm isimleri bir de çifter çifter mi sayılıyor? Oy valla oy! (Kendiminde rakamı güncelledim.)
39. bölüm üzerine;
Çoook uzun zamandır bu kadar keyif almamıştım bu diziyi izlerken. Akıcıydı, pek boş sahnesi yoktu, doğaldı. Seyir zevki yüksek bir bölümdü. Cidden güzeldi ya!
2 bölümde toparlanıp final yapılacak kıvamda şu an hikaye. Umarım öyle olur ve tadında bitirmeyi tercih ederler diziyi.
İkinci sezon onayı almış. Ağustos ayında geri dönüyormuş.
Tam final kıvamına gelmişti valla. Niye uzatmışlar ki?
Calgili cengili, aglamali gulmeli, kacmali kovalamali, beklemeli beklemeli bir sezon finali. Biraz fazla beklemeli olmus ama!
Bekleme kısmının uzun olduğuna katılıyorum. Aslında final olabilecek bir bölümken çevirdikleri belli oluyor.
Milliyet’in haberine göre konsept değişikliği nedeniyle Şevval Sam yeni sezonda olmayacakmış. Hatta 1-2 oyuncu daha bu yüzden çıkabilirmiş.
Final yapmadan yayından kaldırılmış.
Çok yazık oldu güzelim diziye.
Çukur (Bölüm 02)
Tek kelimeyle ŞAHANE olmuş bu bölüm ya!
Ben Ezel bittiğinden beri Türk draması izlemedim hiç. Romantik komedi veya komedi izliyorum sadece Türk dizisi kategorisinde. Bir de bu Bodrum Masalı’nı izlemiştim işte, yarı drama yarı romantik komedi olarak kabul edilebilir. Ama baktım ki kadro Aras Bulut İynemli, Dilan Çiçek Deniz, Perihan Savaş, Mustafa Üstündağ, Öner Erkan, Erkan Kolçak Köstendil ve Rıza Kocaoğlu gibi isimlerle süslenmiş bir bakmadan geçmek olmaz dedim geçen hafta. Bölümün yarısını Ercan Kesal’ın kafa ütüleyen, sıkıcı karakteri İdris’e ayırmış olmaları dolayısıyla bölümün geri kalan % 50’lik kısmından memnun kalsam da ısınamamıştım tam olarak diziye. Ve bu adam ortalıkta olmasa bu dizi şaha kalkar diye düşündüm tüm bölüm süresince. Haklıymışım. İdris karakteri ortalıkta olmayınca tam anlamıyla şaha kalktı bu bölüm dizi. Keşke ortalıkta olmamaya devam etse ve ben de şu güzelim diziyi ağız tadıyla doya doya izleyebilsem.
Aras Bulut İynemli döktürdü bu bölüm. Arafta kalmış güzel bir karakter çıkıyor ortaya. Erkan Kolçak Köstendil desen 2 bölümdür şov yapıyor. İlk bölümdeki ilk sahnesinde ‘Ya bunun rolü ile Mustafa Üstündağ’ın rollerini karşılıklı değiştirselermiş keşke. Bu adamı tanıyorum, bu rol bu adama yakışmaz.’ diye düşünmüştüm ama şimdi dönüp bakınca iyi ki böyle olmuş kast tercihleri demeden geçemedim valla. Yeni bir Negan doğuyor! En çok sevdiğim kötü karakterler arasına girmeye aday Vartolu karakteri. Köstendil’in eline emeğine sağlık, aynen devam!
Dilan Çiçek Deniz, Bodrum Masalı’ndan bildiğimiz Dilan Çiçek Deniz aşağı yukarı. Yine atara atar, gidere gider bir karaktere hayat veriyor. Ama burada Bodrum Masalı’ndaki kadar rahatsızlık vermiyor gibi. Şimdilik!
Rıza Kocaoğlu’na yine spesifik bir rol yazmışlar, sevdim. Perihan Savaş’ın karakterine pek ısınamadım açıkçası. Genelde komedilerden tanıdığımız Öner Erkan’ın karakterini de sevdim. İyi ekmek yer bu dizi bu karakterden.
İlk bölümde
Selim’in
, Vartolu ve Koçovalılar arasındaki kedi fare oyunları, Sena’nın ailesi ile olan hikayesi derken aktı gitti 2. bölüm.
2. bölümde 2 eş gördük Koçovalı ailesine mensup. Biri Kahraman’ın eşi belli. Diğeri de hapisteki evladın eşi olsa gerek. Yani, Selim evli değildir herhalde. İlk bölümde
Hapisteki evlat, Kahraman, Selim ve Yamaç.
Hapisteki ikili için ilerleyen süreçte kimleri getireceklerini merakla bekliyorum. Hapisteki evlat rolüne Yetkin Dikinciler’i getirseler güzel olur valla.
Ve son olarak ben bu gazeteci kızı tekrar göreceğimizi varsaymamıştım hiç, görünce sürpriz oldu. Güzeldi bu bölümdeki sahnesi. Kadrolu olursa sevinirim.
Taş gibi bir bölüm olmuş yine. Kenarda kalan karakterleri tanıma açısından oldukça verimli bir bölüm oldu. Kim kimdir, necidir biraz daha oturdu bu bölümde.
2 saati aşkın süren dizi hiç sıkmadan izletiyor 2 bölümdür kendini. Önemli bir başarı, hakkını vermek gerek.
*Selim’in kızı da fena. Korkulur o kızdan. Bakışı bakış değil. Yedi kuzeninin manitasını gözleriyle valla. Bir de arkasından atıp tutuyor kızın. Anası halt etmiş bunun yanında valla.
*Evdeki hatunu kız kardeşleridir diye düşünmüştüm ama değilmiş.
*Sena’nın karakterimden ödün vermem turlarını izlemesi de keyifliydi. Aman bozmasın, lazım bu karakter aynen bu şekilde bu diziye.
*İyi yancı oldu bu berberin oğlundan. Yakıştı Yamaç’ın yanına.
*Bunların barlardan topladıkları haraç değil de ne sorması ayıp? Neymiş o sağladıkları para eden ve korku salan hizmet?
*Eski patron Yücel’in sıvayışlarını izlemesi keyifliydi. Bunun süresini artırsınlar diyeceğim de bu karaktere kılıf bulmak zor biraz tabi o hikayede.
*Dede uyanmasın daha ya!
Çukur (Bölüm 04)
Güzel bölüm olmuş yine. O kapanış sahnesine (Flashback sahnesinden bir önceki sahne) gerek yokmuş ama.
Bay fetvanın 1-2 sahnesi ve kapanış sahnesi hariç sıkmadan ve keyifle izletti kendini yine. Arapça şarkı hoştu ama gereksiz uzundu cidden o kapanış sahnesi. Olan şey zaten gereksizdi yukarıda da belirttiğim üzere.
*Vartolu’nun halkı selamlayış sahnesi güzel olmuş cidden.
*Vartolu’nun yancısı olan İsmail Köybaşı kılıklı eleman da her bölüm biraz daha kıvama geliyor karakter açısından.
*Popstar da iyi çizilmiş bir tiplemeydi, hakkını yemeyeyim şimdi. Bölüme büyük renk kattı.
*Perihan Savaş’ın karakteri uyuz etmeye devam ediyor. *Mahallenin geri zekalı arka plan jönü de tam bir kafa ağrısı. Malum yere girme sahnesi çok saçmaydı cidden.
*Selim’in kızı tam beklediğim gibi.
*Selim de beklediğim yere doğru gidiyor sanki. Yaparlarsa helal olsun valla. *Yamaç’ın dikiş sahnesi de gayet hoş olmuş görsel açıdan.
*Gece kulübü sahibi de minik sahnesinde yine eğlendirmeyi başardı.
Güzeldi yine.
*Vartolu demişken; halkı kendi tarafına çekme taktiklerini izlemesi keyifliydi yine.
*Selim’in gey olma ihtimali % 99’a dayandı bu bölüm iyice. Buradan kıvırırlar ve başka bir kılıf uydurmaya çalışırlarsa pis söverim valla.
*İsmail Köybaşı kılıklı yine büyük renk kattı bölüme. Öldü mü ölmedi mi bilmiyorum ama öldüyse de vedası sağlam oldu.