Bodrum Masalı – Tanıtım
72 yorum pirate 04 Ekim 2016 09:00
Kanal D’nin yeni draması Bodrum Masalı’nın tanıtımına hoş geldiniz!
TMC Yapım‘dan çıkan, yönetmenliğini Mehmet Ada Öztekin‘in yaptığı, senaryosunu Başar Başaran ve Emre Özdür ikilisinin kaleme aldığı dizinin an itibariyla 6 bölümü geride kaldı. Kanal D ekranlarında Perşembe akşamları yayınlanan dizinin bölüm süreleri, 2 saat civarında değişiyor. Yayınlanan ilk 2 bölümünün ardından popülarite kazanan dizi, son 4 haftadır gününde en çok izlenen dizi olma unvanını elinde bulunduruyor. İlk 6 bölümünün AB Grubu (Eğitim Düzeyi Yüksek İzleyici Grubu) reytingleri ve izlenme oranları ise şu şekilde:
Birinci Bölüm: 2.49 reyting ve 10.14 izlenme oranı (Sıralamada 5.)
İkinci Bölüm: 4.69 reyting ve 17.1 izlenme oranı (Sıralamada 2.)
Üçüncü Bölüm: 6.42 reyting ve 21.2 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
Dördüncü Bölüm: 5.75 reyting ve 19.59 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
Beşinci Bölüm: 6.19 reyting ve 18.41 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
Altıncı Bölüm: 5.24 reyting ve 15.23 izlenme oranı (Fenerbahçe-Feyenord maçının ardından sıralamada 2.)
Resmi Site – Wikipedia – IMDB – Twitter – Instagram
KONU
Evren Ergüven, pek çok oteli olan varlıklı bir adamdır. Karısı Yıldız ve çocukları Ateş ve Su ile birlikte İstanbul’da görkemli bir hayat sürmektedir. Derken bu görkemli günler bir gün gelir ve son bulur. Evren ard arda verdiği yanlış kararlar neticesinde iflas etmiş, elde avuçta ne varsa gitmiştir. Yıldız’a ait, rahmetli babasından miras kalan Bodrum’da eski bir ev ve küçük bir otelin yarı hissesi hariç! Hal böyle olunca Ergüven Ailesi, ellerinde kalan son dala tutunmak üzere Bodrum’a taşınmak ve hayata yeniden başlamanın bir yolunu bulmak zorundadır artık. Lakin bu yeni başlangıç, düşünüldüğü kadar kolay olmayacaktır. Zenginlikten fakirliğe yapılan bu sert geçişin psikolojik ve fizyolojik etkileri, aile üyelerinin olaya yaklaşımları ve yeni gelecek planları, parıltılı yaşamdan kalma tanıdıklar, Bodrum’da onları bekleyen eski ve yeni simalar derken masallar diyarı Bodrum’da tempolu bir hayat onları beklemektedir.
OYUNCULAR VE KARAKTERLER
Genç Tayfa:
Ateş Ergüven (Alperen Duymaz):
Ergüven ailesinin büyük çocuğu. Lise sonda okuyor. Babası ile arası annesi ile olduğu kadar iyi sayılmaz.
Kolay sinirlenen, en büyük tutkusu yüzme olan, girişken, pes etmeyi sevmeyen, tez canlı biri. Alara’ya delicesine aşık.
Türk dizi sektörünün yeni yüzlerinden olan genç oyuncunun önceki işleri ise Acı Aşk ve Tatlı Küçük Yalancılar.
Su Ergüven (Dilan Çiçek Deniz):
Ergüven ailesinin küçük çocuğu. Henüz 16 yaşında. Evin en çok sevilen üyesi. Kemanı onun için çok önemli. İlerde bir keman virtüözü olmak istiyor. Bu yolda çok önemli bir iş fırsatı yakaladığı anda İstanbul’dan ayrılıp bu iş fırsatını kaybetmek zorunda kalmak onu çok üzüyor.
Hayat dolu, neşeli, eğlenceli, sevecen, enerjik, duygusal, hassas, iyi niyetli biri. Kalbi Cenk için atıyor.
2014 Yılı Miss Turkey 2. güzeli olan genç oyuncunun önceki işleri ise Güneşin Kızları ve Tatlı Küçük Yalancılar.
Kelebek (Hilmicem İntepe):
Hem çok iyi bir yüzücü olması hem de uçuk kaçık binbir türlü işi kolayca halledebilmesi dolayısıyla herkes ona Kelebek der. Asıl adını kullanmadığı için o kısım tam bir muammadır. Bodrum’da herkes tarafından tanınır ve sevilir. Ağabeyi Faryalı tarafından büyütülmüştür, ona otel işlerinde yardımcı olur. Aslı ile çocukluklarından beri çok yakın arkadaşlar.
Çabuk sinirlenen, becerikli, hayata dair bir hayali olmayan, liseyi birkaç sene uzatmak zorunda kalmış, iyi niyetli bir delikanlı. Su’ya ilk gördüğü andan itibaren gönlünü kaptırıyor.
Asıl ününü Survivor yarışması ile kazanan Hilmicem İntepe’nin daha önce birkaç oyunculuk denemesi de mevcut. Ayrıca kendisi de dizinin çekildiği lisenin mezunu.
Aslı (Ezgi Şenler):
Elinden her iş gelen, kendi başının çaresine bakmayı bilen, girişken ve cesur bir kız. Babasının denize açılıp gelmediği günlerin çokluğu nedeniyle büyük oranda yalnız yaşıyor. Yaşına göre oldukça olgun biri bu sebeple.
Neşeli, zeki, esprili, laf sokmayı seven, yardımsever, doğal, tuttuğunu koparan biri. Ateş’e ilk gördüğü andan itibaren gönlünü kaptırıyor.
Bu dizi, genç oyuncunun ilk işi.
Alara (Serel Yereli):
Varlıklı bir ailenin biricik kızı. Tam bir şımarık zengin kızı tiplemesi. Dolmuşa uzaylıymışçasına yaklaşan, iki adım yürüdüğünde burnundan soluyan, ağaçlık alanda böcek görse garipseyen, azıcık ilgi görmediğinde tripten tribe giren, ağlayıp zırlamak için yer arayan bir tip. Atarlı, kıskanç, burnu büyük ve aşırı duygusal. Rana’dan sonra en yakın arkadaşı, kendisinin birçok açıdan erkek versiyonu olan Uzay. Kalbi Ateş için atıyor.
Bu dizi, genç oyuncunun ilk işi.
Cenk (Bora Cengiz):
Zengin tayfanın bir üyesi. Ünlü bir kadın şarkıcının oğlu. En yakın arkadaşı Uzay. Normalde pek kötü niyetli biri olmasa da Uzay’ın ve kıskançlığın da etkisiyle sonradan pişman olacağı bolca yanlış karara balıklama dalmalarıyla ünlü. Su’yu gerçekten çok sevse ve ona karşı hep nazik davransa da çapkınlıktan da kolay kolay vazgeçemiyor. Şımarıklık ve burnu büyüklük açısından değerlendirildiğinde zengin tayfa içindeki en normal kişi.
Birçok dizi ve filmde yer alan Bora Cengiz’in son işi ise Çilek Kokusu idi.
Uzay (Serhan Onat):
Zengin tayfanın en zengin üyesi. Tam bir ukala zengin çocuğu tiplemesi. Annesi ve babası vefat etmiş. Üvey babası Gönenç’in (Yener Gürsoy) yanında büyümüş. Fakirlikle alakalı her şeye tepeden bakan, zeki, dalavereci, yalancı, alaycı, sivri dilli, eğlenceye düşkün ve çapkın biri. En yakın arkadaşı Cenk. Alara’ya aşık.
Genç oyuncunun bir önceki işi Mayıs Kraliçesi.
Rana (Zehra Yılmaz):
Zengin tayfanın üyelerinden. Alara’nın en yakın arkadaşı. Cenk’e aşık. İstediğini elde etmek adına kirli oyunlar oynamayı göze alan, inatçı, güler yüzlü, içten pazarlıklı ve burnu büyük bir kız.
Bu dizi, genç oyuncunun ilk işi.
Yetişkin Tayfa:
Yıldız Ergüven (Şevval Sam):
Yardımsever ve vicdani değer duygusu yüksek bir kadın. Eşi Evren otellerin işletmesi ile ilgilenirken o da yardım işleri ile meşgulmüş. Bu iflasın onda açtığı en büyük yara, yardıma muhtaç hasta çocuklara artık yardım edemeyecek olmak. Bodrum’a dönmenin en büyük dezavantajı ise eski aşkı Faryalı ile yeniden karşılaşacak olmak.
Mücadeleci, çalışkan, gururlu, inatçı, sakin ve sevecen bir kadın. Faryalı, kalbinde izi kalmış bir yara olsa da eşini seviyor ve ona değer veriyor.
Aynı zamanda solistlik de yapan, birçok film ve dizide yer alan ünlü oyuncunun televizyondaki en akılda kalan işi ise Gülbeyaz.
Evren (Murat Aygen):
Aşırı hırslı ve doymak bilmeyen yapısı nedeniyle sıfırdan oluşturduğu oteller zincirini kaybetmenin psikolojik yıkımı içerisinde. Ama ondaki bu yıkım üzüntü, keder ve pişmanlık olarak değil, sinir ve yeniden yükselme hırsı olarak kendini gösteriyor. İyi bir baba ve iyi bir eş olma konusunda ciddi sıkıntıları var.
Yalancı, saman altından su yürüten, zeki, düzenbaz ve hafiften agresif biri. Hem karısı Yıldız’ı hem de uzatmalı metresi Gözde’yi seviyor.
Oyununun televizyondaki önceki işleri Maral ve Medcezir.
Faryalı (Timuçin Esen):
Tıpkı kardeşi Kelebek gibi onun da gerçek adını kullanan yok. Faryalı lakabı ile ün salmış Bodrum’a. Yıldız’ın babası yıllar önce vefat ederken gençliğinde çalışmaya başladığı otelin yarısını ona bırakmış. O günden beri de oteli o işletiyor, Yıldız bu süreçte hiç karışmamış otele. Faryalı’nın tek ekmek teknesi olan bu otelin diğer yarısı için şimdi eski aşkı Yıldız ve akabinde hiç haz etmediği Evren yıllar sonra Bodrum’da belirince işler onun için çok kötü bir hal alıyor. Sevgilisi Şule (Nazlı Kar) ile beraber yaşıyor otelde.
Çalışkan, aşırı asabi, Bodrum’da sevilen ve sayılan, dürüst, kimseye bir zararı olmayan, işinde gücünde bir adam. Sevgilisi Şule’yi sevse de Yıldız’ın kalbinde bıraktığı koru yıllardır söndürebilmiş değil.
Bugüne kadar birçok dizi ve filmde yer alan ünlü oyuncunun en akılda kalan işleri ise Gurbet Kadını, Hırsız Polis ve Gönül Yarası.
Gözde (Toprak Sağlam):
Evren’in 5 yıllık metresi. Evren’e gerçekten aşık. Evren’in iflas bayrağını çekmiş olması bile onu Evren’den uzaklaştırmıyor. Aksine yıllardır beklediği günün yani Evren’in Yıldız’dan ayrılıp sadece onun olacağı günün geldiğini düşünüyor.
Mücadeleci, güler yüzlü, insanlarla çabucak kaynaşan, baştan çıkarıcı bir kadın.
Bugüne kadar birçok film ve dizide yer alan güzel oyuncunun televizyondaki en akılda kalan işi ise Yerden Yüksek.
Cahit (Kaan Çakır):
Alara’nın babası. Başarılı bir iş adamı. Evren’den haz etmiyor, kızının Ateş ve ailesinden uzak durmasını istiyor.
Bu konuda karısı Ceyda (Ebru Unurtan) ile hemfikirler.
Bugüne kadar birçok dizi ve filmde karşımıza çıkan tecrübeli oyuncunun televizyondaki son işi ise Adı Mutluluk.
YAZARIN NOTU
Ben de herkes gibi Türk dizilerinin uzunluğundan dem vursam da yine de Türk dizilerine kapımı tamamen kapatmam ve her sezon illaki yormayan, akıcı 1-2 tanesini aradan seçip takip ederim. Bir nokta gelip de senaryo tıkanıp iyice sıkılana kadar tabii! Bodrum Masalı da şimdilik beni sıkmayan ve keyifle izlediğim bir dizi statüsünde ilerliyor ilk 6 bölüm itibariylz. Türk dizilerinden hala kopamayanların sevebileceği, eli yüzü düzgün bir yapım.
Çıkar çatışmaları, gönül yaraları, gençlik heyecanları, aşk üçgenleri ve barındırdığı olasılıklar ile matematik ve geometri sevenlere hitap ettiğini söyleyebilirim Şaka bir yana aşk üçgenlerini bir özet geçeyim kısaca tekrar etmek adına:
Evren-Yıldız-Faryalı
Yıldız-Evren-Gözde
Şule-Faryalı-Yıldız
Alara-Ateş-Aslı
Cenk-Su-Kelebek
Ateş-Alara-Uzay
Su-Cenk-Rana
Atladığım varsa affola! Cesur ve Güzel ile büyümüş bir bünye olarak şahsen ben çok seviyorum bu tarz üçgenleri ve olasılıkları
Dizi dram ağırlıklı ilerliyor olsa da komedi içeren sahnelere de yeterince yer veriyor bu arada. Dozajında bir birleşim olduğunu söyleyebilirim.
Oyuncu kadrosundan son derece memnunum. Zaten diziye başlamamdaki en büyük etken de bu. 3 oyuncuya (Timuçin Esen, Toprak Sağlam, Kaan Çakır) ayrı bir sempatim var önceki bazı projelerinden. Şevval Sam’ı da severdim gençliğinde. Genç tayfadan ise sadece 2 kişiyi tanıyordum önceden sadece: Bora Cengiz ve Survivor sayesinde Hilmicem İntepe.
Alara ve Yıldız’ı biraz kafa ağrısı buluyorum, geri kalan bütün karakterlerden memnunum. Alperen Duymaz, son derece başarılı bir oyuncu çıktı. Sosyal medyada da bolca konuşulduğu üzere yeni bir Aras Bulut İynemli olması muhtemel. Onun kadar yetenekli değil elbette şu an için ama ondan daha karizmatik olduğu aşikar. Bu da azımsanmayacak sayıdaki Hilmicem fanları ile beraber dizinin genç kız izleyici kitlesini tavan yaptıran en büyük etken zaten. Dilan Çiçek Deniz’de de ekrana acayip seviyede yakışma ve bir fotojeniklik hakim. Tatlı bir kız kesinlikle. Gözde’nin hastasıyım zaten. Serhan Onat’ı Uzay rolünde izlemesi ise inanılmaz keyifli. Role çok yakışmış gerçekten. Dizideki favori karakterim diyebilirim Uzay için.
Benim dizi ile ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Gittiği yere kadar! İzleyecek olanlara iyi seyirler.
FRAGMAN
https://www.youtube.com/watch?v=rLOAQXgOatU
yorumlar
Konuyu şu ana kadar sulandırmadılar iyi gidiyor türk dizilerinden bir bunu bide içerdeyi seyrediyorum.
Bilgisayar başında bir şeylerle uğraşırken izliyorum ben Bodrum Masalı’nı.
Bu yazın başlayan yeni dizileri için en güzeli bu desem abartmış olmam. Çoğu şeyi gayet güzel işliyorlar ve evet, şimdiye kadar bence de saçmalamadılar. Alara karakterini Ateş ve Aslı ikilisine daha rahat yol açmak için olduğundan biraz daha fazla antipatik bir hale soktuklarını düşünmem dışında gerisinde bir sorun yok.
Oyunculuklar da sırıtmıyor. Türk dizileriyle bir yere kadar gidip tosluyoruz genelde bakalım bu nereye kadar gidecek…
Bu dizi benimde ilgimi çekti ama başladığı zaman ama ucunu kaçırdım bir kere, zaten izlediğim 2 yerli dizi var fazlası zaman doluluğuna sebep olacak.
Eline sağlık.
Genelde maksimum 10 bölüm içinde bir toslama durumu bende de oluyor yerli dizilerde. Öyle olunca da birkaç bölüm daha devam edip vedalaşıyorum ister istemez. Umarım bu dizi ile vedalaşma süreme daha çok vardır; çünkü cidden memnunum dizinin oyuncu kadrosundan ve bu kadroyu uzun bir süre daha izlemeye devam etmek istiyorum. Hadi hayırlısı!
Yazıyı okuyan ve beğenen, beğenmeyen herkese teşekkürler.
Eline sağlık @pirate dizi zevklerimiz tutuyor ( Pitch – TGP – The 100 vb ) bu diziyi tekrarlarına ve yeni bölümlerini gördükçe izliyorum . Çok sıkı bir survivor izleyicisi olduğumdan ilk başta hilmicem nasıl oynuyor diye izliyordum sonra dizi sardı Bu yılki favori gençlik dizim
@aytackara aynen katılıyorum alara konusunda .
@ilterisMayadagli Teşekkürler.
Hilmicem burada, Murat da Familya’da ekranlarda bu ara. Şu an izlediğim 2 yerli dizi var onlar da bu ikisi. Son sezonu bir süre sonra baysa da ben de sıkı bir Survivor takipçisiyim bu arada. Bir tek Topaloğlu sezonunu atladım, diğer bütün sezonları izledim istisnasız.
7. bölüm üzerine;
Yine güzel bir bölümdü, sağlam da bir kapanıştı. Lakin ana-kız (Yıldız ve Su) çok fazla kafa ütülediler bu bölüm. Yıldız’ın Faryalı’ya, Su’yun Kelebek’e tavırları sözleşmişler de gelmişler gibiydi adeta. İyice uyuz oldum ikisine de.
AB’de 4.5 reyting ve 12.54 izlenme oranı ile milli maç gününde (14.54 reyting, 39.41 izlenme oranı) düşüş yaşaması normal olsa da GULDUR GULDUR SHOW’un tekrarına geçilip 3. olması sürpriz olmuş biraz. Ama bunu da yine milli maça ve söz konusu programın yayın saatini milli maç başlamadan bitecek şekilde ayarlayıp maç önü atıştırmalık görevi görmesine bağlıyorum. Haftaya toparlar, 2 hafta sonra da Manchester United-Fenerbahçe maçının gazabına uğrayıp tekrar düşüş yaşar herhalde. Gün bazında diziler arasında 1. olmaya devam ettiği sürece bir sıkıntı yok zaten.
Hilmicem icin izlemeyi dusunuyordum bi ara ama bu dizi beni hic mi hic cekmiyor. Simdilik pas diyorum.
@Pirate katiliyorum. Bende her sezonunu izlerim ama gecen sezon baya kotuydu. Simdiye kadar izledigim en kotu sezondu. Bu yuzden de bir survivor fanatigi olmama ragmen bi sure sonra izlemeyi biraktim. Ilk defa finali de izlemedim.
Bendede bazen Su karakterinin gereksiz duygusal çıkışları hoşuma gitmiyor.
8. bölüm üzerine;
Dolu dolu, hiç sıkmayan, yine çok başarılı bir bölümdü. 120 dakika drama yapacaksın; ama hiç sıkmayacaksın? Çok minik bir ihtimal bu benim için ama yapıyor bu dizi işte. Bolca karakteri, iyi de malzemesi var, tadında kıvamında anlatıyor hikayesini. Daha 20 sene öncesini doğru dürüst eşmeye başlamadık bile. Her yaz komedi ve romantik komedi türünde birkaç tane yerli dizi bulur severim illaki. Ama Ezel bittiğinden beri, yani 5 yıldır ilk defa drama türünden bir yerli dizi izliyorum severek. Ben bile şaşırıyorum ama; helal olsun iyi gidiyorlar şu ana kadar.
*Faryalı ve Kelebek’in abi-kardeş dertleşme sahnesi güzeldi, duygulandırdı valla.
*Rana’nın Cenk’e posta koyduğu sahnede de Rana’ya tav oldum. Uzay’ın yörüngesi olmayıp biraz dişini gösterdiği böyle anlarda seviyorum bu kızı.
*Ya Aslı, bulmuşsun pamuk gibi bir çocuğu yörüngende; düzgün davran şuna ya!
*Bu Evren oyunu çok iyi oynuyor; kabul! Lakin oyundaki diğer oyuncularda da pek iş olmadığını kabul etmek gerek!
Yine sürükleyici, yine heyecanlı bir bölümdü. Baya baya seviyorum ben bu diziyi ya!
Ama Ateş’i yakalayamayacaklar elbette. Faryalı ve Kelebek arka kapıya gelip güvenliği indirip kapıyı açacak ve Ateş son anda dışarı çıkacak. Harddiski o hengamede yere düşürmediği sürece sorun yok.
*Evren-Gözde-Gönenç köşesinde dönen hikaye ise Evren’in tilkiliği Gönenç’in kıt beyinliliği ile birleşince Evren’in golü ile sona erdi. Tabi bu gol ona Gözde’ye karşı handikap yarattı, orası ayrı konu. Gözde, artık affetmesin şu cibiliyetsizi ya!
*Uzay’ın duygusala bağladığı Uzay-Gönenç sahnesi de fena olmamış.
*Kelebek’in hasta kızla olan sahnesindeki alakasız ‘Erkek-kız fark etmez. Önemli olan sağlıklı olması.’ repliğinden sonra 10-15 saniye istem dışı kahkaha attım valla! Ulan senarist, bu neyin kafası replik lan? Alacağın olsun, sen beni güldürdün ya Allah da seni güldürsün!
Diziyi Pazar’a almışlar. 30 Ekim’deymiş yeni bölüm.
Kamu Spotu
Ekranda gördüğüm anda garip garip baktım ben de az önce. İyi niyet tartışılmaz ama çok komik kaçan bir girişim olmuş be ya!
Yine çok güzel bir bölümdü.
*Bölümü İstanbul’da açınca korktum bir an seti İstanbul’a falan taşıyacaklar diye. Aman Allah korusun, Bodrum iyi böyle.
Bu arada Yıldız’ın çekip gitme sebebi tahmin ettiğim ve Yıldız’a yakışan üzere çok saçmaymış cidden.
*Ulan Rana, tam senin için umutlandığım anlarda büyük bir hayal kırıklığı yaşatıyorsun tekrar bana.
*Alara için sözün bittiği yerdeyiz zaten artık.
*Faryalı ve Kelebek arasındaki abi kardeş ilişkisine hastayım. Gözlerimi doldurdular yine keratalar!
*Yıldız, sonunda o kahkülleri sallandırmayı bırakmış şükürler olsun.
*Şu satır arası gönderme de şık olmuş bu arada. Kaybedenler Kulübü sevenlerine selam olsun!
13. bölüm üzerine;
Güzeldi yine.
*Ateş’in ‘Halı saha maçına mı ne gitsem ya?’ isyanından sonra koptum.
*Keman hocasının tepkileri de mükemmele yakındı. Özellikle ‘İnşaat Fetişi’ tepkisi 10 numaraydı.
*Aslı bütün bölüm gereksiz tripleri ile uyuz etti beni ya!
Lakin kızı gecenin karanlığında, hiçliğin ortasında bir başına koymak nedir ya?
*Gözde’nin sesi de kendi gibi güzelmiş maşallah.
*Hadi hayırlısı!
14. bölüm üzerine;
Güzeldi yine.
*Uzay’ın kanatlarını ödünç almak istiyorum. Melek mübarek, melek!
Şaka maka bu elemanı dizinin ilk bölümlerinden beri bir ayrı seviyorum ben ya! Shameless’taki Frank misali bir karakter benim için Uzay. Ne yaparsa yapsın, nasıl yaparsa yapsın seviyorum keratayı.
*Ateş ve Kelebek arasında genelde Kelebek ve Aslı arasında gördüğümüz samimiyette sahneler izledik bu bölüm. Cidden çok keyifli bu ikisini böyle bir arada izlemek.
*Faryalı’nın o kadına o hareketi hiç yakışmadı be ya! İnsan azıcık öküz olmamaya çalışır di mi ya?
15. bölüm üzerine;
Sıkılmadan izledim yine ama hikaye açısından şu ana kadarki en zayıf 2 bölümden biri olduğunu söylemeliyim. Neyse, haftaya şenlik var gibi.
Güzel bölüm olmuş cidden.
Bu arada gram gram demişken;
16. bölüm üzerine:
Ben geçmişe gide gide sonuca vardığımız sahnelerde acayip eğlendim dün akşam. Evde çekirdek de vardı.
17. bölüm üzerine;
Önce biraz hüzün, akabinde bir sürü kahkaha ve sonlarda da hafif bir aksiyon. Güzel bölüm olmuş yine.
*Orta kısımları ‘Uzay yaaa! ‘ nidasından sonra kahkaha basa basa izledim. Her sahnesi, her repliği ayrı bir neşe kaynağıydı. Bayılıyorum bu karaktere cidden. Yazan, çizen, oynayanın eline sağlık.
*Cahit’in sarışınlarının minik sahnelerindeki gıcık tavırları çok çekici geldi bana. Ana kızı paket halinde eve sipariş edesim geldi valla. Özellikle de Ceyda’yı!
*Normalde Ateş-Aslı ikilisini pek sempatik bulan biri değilim ama bu bölüm bir aradayken ayrı bir tatlışlık vardı bunların üzerinde ya!
*Ateşlerin pide köşesi muhabbeti, Ateş ve Kelebek arasındaki sabah ezanı/imsakiye muhabbeti, Uzay-Faryalı dinamiği, Evren’in Cahit’e giderayak lafı sokuşu ve Su’nun ‘O çiçekler benim!’ koşuşu da aklımda kalan bölümdeki izlemesi keyifli diğer anlar oldu.
Geçen gün dönen Rtük’ün küfreden ağzı buzlama muhabbeti gerçekmiş cidden. O kadar komik bir görüntü ki anlatamam yani. O değil de ulan Kanal D bari siteden yayınlarken şu bipleri, buzlamaları kaldır da öyle yayınla!