Containment — tanıtım
49 yorum rpdi 06 Mayıs 2016 09:03
Son yıllarda bilimkurgu ve doğaüstü türleri dışında bir dizi yaptığına fazla şahit olamadığımız The CW, 2016’ın Mart ayında bilimkurgu soslu, “salgın” temasındaki yepyeni bir dramayı beğenimize sundu: Containment…
Dizi, 13 bölümlük bir “limitli dizi” olarak planlanmış durumda. Yani mini dizi formatında bir 1. sezon izleyeceğiz. Sezon finalinde, olası 2. sezona sarkacak ucu açık bir mevzu kalmayacak (en azından öyle umuyoruz); ama kanal diziden memnun kalırsa, keyfi isterse yeni sezon onayı verebilecek.
İlginizi çekti mi? Cevabınız “Evet” ise buyurun yazının devamına ve Containment‘ı yakından tanıyın.
Hakkında
Mutfaktakilere baktığımızda, yıllardır The CW ile güzel bir işbirliği içinde olan Julie Plec‘i (“The Vampire Diaries,” “The Originals,” “The Tomorrow People”) ve yanında David Nutter‘ı (The Flash,” “Arrow”) görüyoruz.
Dizi, 2014 yapımı Cordon isimli Belçika dizisinin uyarlaması olma özelliğini taşıyor. İlk sezonunda, tek bir hastadan başlayarak ölümcül bir virüsün koca bir şehre yayılmasını; ve bunun halktan daha ziyade, sayıca fazla olan ana karakterlerin üzerindeki etkisine tanık olduğumuz, 19 günlük bir hikayeyi izletme vaadinde bulunuyor.
Konu
Uzak Doğu’dan gelen biriyle taşınan, gizemli ve kısa sürede ölümcül olduğu fark edilen bir virüsün yol açtığı salgın Atlanta’da patlak verdiğinde, şehrin neredeyse tamamı hızlı bir şekilde, büyük bir karantinaya alınır. Burada sıkışıp kalan sağlıklı insanlar hayatta kalmak için mücadele verirken yerel ve federal görevliler, çaresizce bir tedavi aramaya başlarlar.
Sokaklarda huzuru sağlamakla görevli polis memuruyken Atlanta PD’de hızlı bir şekilde yükselen Lex Carnahan’ın işi şimdi her zamankinden çok daha zordur. Çünkü sorumlu olduğu insanların yanı sıra uzun zamandır sevgilisi olan Jana ile aynı zamanda iş arkadaşı olan en yakın arkadaşı Jake de karantinada sıkışmıştır.
Hamile ve erkek arkadaşından ayrı düşen 17 yaşındaki Teresa, öğretmenlik yaptığı sınıfıyla birlikte Katie Frank ve CDC (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) araştırmacısı olup karantina konusunda tartışmalı açıklamaların yayıldığı bu karışık ortamda bir tedavi bulmaya çalışan Dr. Victor Cannerts, virüs bulgusu göstermedikleri halde Atlanta Merkez’de, yani karantinada kalan diğer isimlerden birkaçıdır.
Karantina dışında kalan bölgede, mahsurların yakınlarının hükümete karşı gittikçe azalan güvenleriyle beraber yarattıkları kaos süregelirken karantinadan sorumlu Dr. Sabine Lommers, bölgeyi kontrol etme konusunda Lex’in yardımına muhtaçtır.
Karantina içindeki sevdiklerinden ayrılan insanlar ise burada sadece ölümcül enfeksiyonla mücadele etmekle kalmamaktadırlar. Aynı zamanda yalnızlığın, korkunun ve halkın parçalanmasının yarattığı etkilerle baş etmekte ve bütün bunlar olurken de bir yandan birbirlerinin güvenini kazanmaya ve kalan umutlarını korumaya çalışırlar. Çaresizce bir tedavinin bulunduğu ve dışarı çıkabildikleri günü beklerler.
Karakterler ve Oyuncular
Alex “Lex” Carnahan (David Gyasi):
Atlanta Polis Departmanının yüksek rütbeli çalışanlarından. Sert görünen ama aslında yumuşak kalpli biri. İşine sadıklığı ve metanet sahibi olmasıyla bilinmekte. Kendini ziyadesiyle kız arkadaşı Jana’ya adamış; ama romantik duyguları ile adaleti sağlama görevinin sorumlulukları arasındaki dengeyi sağlama konusunda birtakım sıkıntılarla uğraşmakta.
İş yerindeki genç polis memuru Jake Riley ile çok yakın arkadaştır. Jake’in karantinada sıkışmasıyla ona ve diğer iş arkadaşlarına karşı olan sorumluluğu artar. Doğuştan lider niteliği olduğu için Dr. Sabine Lommers tarafından CDC ile halk arasında doğru irtibatı kurup, korku ve paniğin yaratacağı olumsuzlukları kontrol altına almakla görevlendirilir.
Karakteri, Interstelar ve Cloud Atlas gibi filmlerden tanıyabileceğiniz David Gyasi canlandırıyor.
Jake Riley (Chris Wood):
Atlanta Polis Departmanına yeni katılan bir polis memuru. Burada çalışan en yakın arkadaşı Lex’in kız arkadaşı Jana ile önceden bir birliktelikleri olmuş.
Jake, hastalık belirtesi gösteren ilk kişiyi hastaneye bırakıp dönecekken virüs belirtisi taşımadığı halde talihsiz bir şekilde karantina alanında kapana kısılır. Kendini kurtarma çabasındayken salgının ölümcül bir hal almasıyla başkalarının da ona ihtiyacı olduğunu fark eder; ve cesur bir şekilde mücadele etmeye çalışır.
Karakteri The Carrie Diaries ve The Vampire Diaries gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Chris Wood canlandırıyor.
Jana (Christina Moses):
Jana, Lex’in kız arkadaşı ve Bitscan’de Veri Kurtarma Uzmanı olarak çalışmakta. Kimsesiz çocukların bir arada olduğu bir grup evinde, aynı zamanda iş arkadaşı da olan en yakın arkadaşı Suzy ile birlikte büyümüştür. Sorunlu çocukluğu nedeniyle sık sık duygusal çıkışlar yaşayan ve ilişkisinde verdiği sözler nedeniyle çeşitli problemlerle boğuşan biri. Salgın patlak verdiğinde Atlanta-Merkez’deki ofisinde sıkışıp kalır. Son derece zeki olan Jana, sevgilisi Lex’in de isteğiyle enfeksiyona olan itirazları kontrol etmeye çalışır ve karantina bölgesinde liderliği üstlenmeyi deneyip protokolleri uygulayarak ölümleri önlemek için çabalar.
Jake ile bir dönem birlikteyken, Jake’in kişisel sorunlarını neden göstererek onu terk etmiştir.
Karakteri Starship: Apocalypse ve Starship: Rising gibi filmlerden tanıyabileceğiniz Christina Marie Moses canlandırıyor.
Katie Frank (Kristen Gutoskie):
11 yaşındaki oğlu Quentin’i tek başına büyüten bir anne, bir ilkokul öğretmeni. Salgın ortaya çıktığı sırada, oğlunun da içinde bulunduğu sınıfıyla birlikte yaşlılara yardım amaçlı bir hastane gezisinde oldukları için öğrencileriyle birlikte karantina bölgesinde kalır. Ne pahasına olursa olsun oğlunu ve öğrencilerini korumaya çalışır. Hastanede tanıştığı polis memuru Jake’ten bu konuda büyük yardım almaktadır.
Karakteri, Beaver Falls dizisiyle tanıyabileceğiniz Kristen Gutoskie canlandırıyor.
Leo Green (Trevor St. John):
Karantinanın dışındaki bir gazeteci. Ortadaki biyolojik silah iddialarının aslını öğrenme, insanları mağdur edebilecek gizli anlaşmaları açığa çıkarma ve resmiyette açıklanmayan diğer şeyleri halka duyurma amacındadır. Bunun için ise karantina bölgesindeki arkadaşlarının gönderdiği videoları ve fotoğrafları yayınladığı Intheperimeter adında bir blog yazmaktadır.
Karakteri One Life to Live ve The Client List gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Trevor St. John canlandırıyor.
Sabine Lommers (Claudia Black):
CDC’de (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) çalışan, çok tanınmış ve yetkili bir doktor. Karantina bölgesinde kalan Atlanta Midtown Hastanesi’ndeki bağlantıları sayesinde salgının durumunu belirlemek için bazı çalışmalar yürütmeye başlar. Karantina kararını alan ve POTUS ile birlikte orayı yöneten kişi. Virüsün bu denli tehlikeli olduğunu fark edince alınması daha da zor kararlarla karşı karşıya kalır.
Karakteri Stargate SG-1, Farscape ve The Originals gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Claudia Black canlandırıyor.
Teresa Keaton (Hanna Mangan Lawrence):
Teresa, erkek arkadaşıyla birlikte Atlanta’yı terk etme planları yapan hamile bir genç. Planın gerçekleşeceği gün CDC karantina kararı aldığı için karantina bölgesinde kalan mahallesinde, erkek arkadaşı ise dışarıda kalır.
Bir market işleten annesi ile gergin bir iletişimi var. Marketin içinde tek başına, erkek arkadaşının telefondan verdiği tavsiyelere güvenmek dışında yapabileceği bir şey yok.
Karakteri, şüphesiz Spartacus‘taki başarılı performansıyla akıllarda kalan aktris Hanna Mangan Lawrence canlandırıyor.
Victor Cannerts (George Young):
CDC’de çalışan bir doktor. Karantina kararı alındığında Atlanta Midtown Hastanesi’nde salgını başlatan hastayı teşhis etmekle meşgul olduğu için içeride tıkılı kalır. Dışarıdaki Sabine’nin emirleriyle hareket edip virüs hakkında gerekli bilgileri içeriden toplamaya başlar.
Karakteri George Young canlandırıyor.
Yazarın Notu
Bendeniz, The CW’nun doğaüstü ve bilim kurgu saplantısı olmadığı günler kendisini seven bir bünyeye sahiptim. Gayet düzgün ve izlemesi kolay diziler çıkarmasıyla, gelecek için umut vaat eden genç oyuncuları isabetli bir şekilde seçmesiyle gönlümü kazanmış bir kanaldı. Her zaman yeni işlerine şans verir ve çoğundan memnun kalırdım. Şu aralar pek anlaşamasak da yeni bir “normal” drama yaptığını görünce yine hemen koştum ve sonuçtan gayet memnun kaldım. Aslında Containment yapı itibarıyla çok fazla The CW dizisi gibi durmuyor ama sonuç olarak yine ortalamanın üstünde, sürükleyici, merak ettiren, izlemesi keyifli, oyunculukları yeterli ve eli yüzü düzgün bir drama. Daha önce yapılan salgın temalı filmlerden / dizilerden çok da farklı ve fazla bir şey sunmuyor ama bu türünün iyi bir örneği olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Reytingleri şimdilik iyi gittiğinden ve gelecek yıl The Vampire Diaries ile The Originals’ın bitme ihtimali söz konusu olduğundan, kanalın Julie Plec’le yollarını ayırmamak adına diziye yeni sezon onayı vereceğini düşünüyorum. Orijinal dizinin 2. sezonu henüz yayınlanmadığı için ve burada da ilk sezonun henüz başlarında olduğumuzdan “Olası yeni sezonda ne yaparlar, hikaye nerelere gidebilir?“, hiçbir fikrim yok. Yine de yapımcı koltuğunda Julie Plec oturduğu için bir şeyler bulma konusunda sıkıntı yaşamayacaklarına eminim.
Güncelleme: Dizinin tek sezonda kalmasında karar kılındı. 2. sezonu olmayacak.
Son olarak seyredecek olan herkese iyi seyirler…
Tanıtım Filmleri
https://youtu.be/nC9D2Bf08Fk
yorumlar
Eline sağlık @rpdi roman gibi anlatmışsın. Büyük bir keyifle okudum. Ben başlayamadım buna bir türlü. Biriktirip sezonu bitince izlemeye karar verdim
okuması keyifli olsa da şans verme gibi bir ihtimal yok benden yana. bu kadının bir işine kolay kolay bulaşmam ama orijinalini denemeyi bir yere yazdım. buraya dökülürüm artık tanıtım yazmaya değecek bir şeyler çıkmazsa.
eline sağlık rpdi.
orijinalinin de 2. sezonu olacakmış sanırım. julie yaşadı
Ellerine saglik rpdi guzel bir yazi olmus. Kesin olarak izleyecegim cunku tarzi tam benlik. Ama ne zaman izlerim bilinmez. Hele bi sezon bitsin.
ellerine saglik @rpdi ben ilk bolumden beri takip ediyorum bence gayet iyi gidiyor… hic wb dizisi gibi degil.. .uzatmadan guzel bir final hos olur 13ncu bolumde bence.
Chris Wood için şans vermiştim ama çok da beğendim. Sıkmayan bir dizi. Şansı hakediyo bence
@Kutaythejai büyük ihtimale senin dedigin gibi olabilir dizi gün gün olarak gittidigi için gelecek bölüm 4 gün 5 bölüm 5.gün diye gidecek muhtemelen 6.7 bölümde belki bana göre zor zaman atlaması olabilir
yeni başlayacak için benim tavsiyemdir bölüm biriktirin öle izleyin daha çok zevk alabilirsiniz bu diziden zamanınız çoksa
Teşekkürler beğenileriniz için.
Özgün, öyleymiş harbiden. Ben tek sezonda kaldığını nereden çıkardım bilmiyorum valla.
Kusura bakmayınız yanlış bilgi için. Yazıda ilgili kısmı düzeltirim gün içinde.
Okakacukaka ve ferdi dinli, bence de sezonun bitmesini bekleyin. Bakın ortalık karışık. Bu arada 2. sezonun olup olmayacağı haftaya belli olur büyük ihtimalle.
Ellerinize sağlık ben de izlemeyi düşünüyorum
Şimdiye kadar izlediğim bütün bölümlerinden memnun kaldım açıkçası. Hatta CW gibi durmamasının yanında tam olarak Julie Plec gibi bile durmuyor yani ama ara ara da hissediyorsun yani.
13 bölümde tatlı bir şekilde biterse itiraz etmem açıkçası ama devamı da olur. Chris Wood en son Mercy Street kadrosuna girmişti; bunun limitli kalma planından dolayı mı diye düşünmedim değil hani.
Bu arada ben hikayeyi her güne bir bölüm /13 gün 13 bölüm olarak biliyordum. O nedenle de ilk bölümde 13. günden bir şeyler göstermelerini yadırgamamıştım. Yazıda 19 gün görünce hafiften şaşırdım.
Eline sağlık yazı için.
Başına düşük beklentiyle oturup ilk bölümde beklentim yükselmişti. Herkesin dediği gibi “bu dizinin CW’da ne işi var?” diye sayıklayarak ve gayet memnun devam ediyorum güncel bir şekilde. Şu ana dek çıkan 3 bölümde beni yoran ya da rahatsız eden bir şey olmadı. Salgın temasını (zombi değilse) severim. Tanıtımda da dendiği gibi yeterli oyunculukla, şimdilik uzatılmayan, yormayan bir şekilde sürükleyerek ilerliyor. Memnunum.
Tek sezonda veda edersek de daha memnun olacağım; çünkü uzarsa kanal ve yapımcı yüzünden lastikleşeceğine eminim. Bakalım 2. sezona giderse nasıl gittiğine göre gelecek sezona bulaşmayabilirim.
@rpdi : Ellerine sağlık. Hakikaten güzel tanıtım olmuş.
The 100 ile karşılaştırmayı biraz zorlama ve her iki diziye de haksızlık gibi hissettim okurken. Bana sorarsan alıcıları bambaşka. Kafa karıştırabilir yazıdaki o bölüm. (Ben dediğini anladım ama…)
@aytackara : Ben de 13 günlük diye düşünmüştüm. 19 günlük ise bu sezon kesin finalle bitecek demektir.
Bu arada fragmanları gördüğümden beri sayıklıyorum: Claudia Black, sarışın hiç olmamışsın yaaaa…
Öncelikle ellerine sağlık @rpdi. Çok güzel bir tanıtım olmuş.
Ben diziye şans vermeyi düşünmüyordum fakat gelen yorumlardan bir de senin tavsiyenden dolayı değişti fikrim. Sen bir CW dizisinin seviyorsan (The 100) vardır bir numarası. Yinede sezon sonunu bekleyeceğim.
Hanna Mangan Lawrence varmış ya Kızı Spartacus’te çok sevmiştim bir dizide olmasına çok sevindim.
@dkamoy: Bence Claudia Black sarışın daha bi taş olmuş
Önce tekrar topluca teşekkürler.
@dkamoy: Ben iyi bir CW dramasına muhtacım diye bir taraflarımı yırtıyorum malum. Bunun da adını duyduğum ilk andan itibaren “nolur The 100 2 olsun!” diye aklımdan geçiriyorum. Evet saçma belki ama istemsiz olarak karşılaştırıyorum. Bu benzetmeden de bahsetmeden duramadım. Yarın sakin kafayla toparlamaya çalışır, olmadı toptan silerim o kısmı.
@necdetcem: Bunda 100 gibi yeni bir iyi CW dizisi olma potansiyeli var ama henüz onun arkasında durduğum kadar duramıyorum. Henüz 3 bölüm izledik çünkü. Bence de sezonun bitmesini bekle. Hem şu limited – 2. sezon durumu kesinleşsin, hem de izleyenlerin son yorumlarından haberin olsun.
Bunun orjinalini merak edip denedim de, 2 bölümüne zor katlanabildim. Şaşırtıcı ama uyarlama çok daha iyi olmuş.
1×05 üzerine:
Bu dizi iki bölümdür acayip hoşuma gidiyor. Virüsün gizemi kısmını bilemeyeceğim de olayın dram kısmını çok iyi yansıtıyorlar sanki. Üstelik şarkılar da güzel. Üşenmezsem bu bölümde de bir taneyi günün şarkısı olarak onaya göndereceğim.
Evet tahmin ettiğim gibi asıl yapmak istedikleri karakter dizisi. Böyle aksiyondan, gizemden ziyade olayın karakterlere etkisi, psikolojik boyutu falan ön planda tutulmaya çalışıyor. Ama pek beceremediler bence yav. Oyunculuklar öyle muazzam değil zaten ama fena da değil aslında. Nerede sorun ben de henüz cevap veremiyorum ama beni doyuramıyor. Ağır ilerlediği için de ister istemez sıkmaya başladı 5. bölümde. Neyse, hala yolun başında sayılırız. Kalan 8 bölüm çok daha iyi olabilir.
Ben de karakter dizisi olmasını sevdim sanırım. Yok virüs bu sefer kime geçecek, kim ölecek, kordon dışıma yayılacak mı stresindense insanların yaşadıklarını izlemek daha tatlı.
Ben ilk 6 bölümden memnunum. (5’te biraz sıkılmıştım ama o izlediğim zamanki ruh halime uymadığı içindi)
Bölümdeki duş sahnesi haliyle tuhaftı ama aynı zamanda hoşuma da gitti. Hala hiç de fena gitmiyor açıkçası.
Day 13’i beklediğimden daha iyi işlediler. Kaldı geriye 4 bölüm ve 6 gün.
Virüsle alakası olan kişi bizim kadının kocasıdır herhalde, kadın olması bariz kaçar sanki. Tabii ihale ilk başta ona kalacak sanki, o ayrı.
* Pek kolay olacakmış gibi değil ama kolay gelsin… O değil de acaba kordonun içinde kaç kişi kaldı? 4000 kişi iyi bir rakam da dizinin başından beri ölüp duruyorlar; birisi bir ara tahmini bir rakam söylese keşke.
*
Yalnız muhtemelen bu kadın istifa etmeyip Lex’in başını yakacak, o da başka bir şey…
* Kaldı geriye 4 gün, 3 bölüm.
Yalnız ikisi cidden yakışıyorlardı, yazık olacak.
Bu dizinin sezonu 11 bölüm olmayacak mı ?
Hayır, 13 bölüm.
Hatta ben dizinin başında 13 bölüm/13 gün sistemi var diye biliyordum güya da meğerse 19 günmüş. 10. bölümle birlikte 15. gün bitti.
19 Temmuz’da finali var.
Allah Allah ben hep 11 bölüme düşürüldü diye biliyordum.
Ek: Uyarlandığı dizi 11 bölümmüş oradan aklımda kalmış herhalde
Bu dizi hala bitmedi mi ya. Mart ayinda baslamis halbuki. Kapali mi bitecek merak ediyorum.
Sanırım sadece 1 haftayı pas geçtik.
@aytackara: Bence de yakışıyolardı.
@dkamoy İki gün içinde bunu becerebilirlerse cidden tebrik edeceğim.
Hem bu diziyi bu kadar seveceğimi, hem de Julie Plec’in arkasında olduğu bir şeyin bu derece seveceğimi düşünmezdim. Güzel gitmeye devam ediyorlar.
* Lex’in darbe yiyeceği tabii ki belliydi. Polis şefi düşündüğümden de çabuk sattı yalnız, kendisini kutluyorum.
Bakalım nasıl bitirecekler sezonu ve haliyle diziyi?
@aytackara :
Şimdi bunu izlerken sıkılıp elime telefonu alınca bu yorumu görmem ironik oldu. Ki şu malum 13. günü (9. bölümü izliyorum)
Ben sevmediğime karar verdim. Limited olmasaydı bırakırdım ama devam ediyorum.
Bu dizi sonunda sezon finalini yaptı bugün. Ucu açık mı kapalı mı öğreneceğim bugün içinde. İnanamıyorum.
Ben 22. dakikadayım şu an, özellikle bir yandan da bunun merakıyla izliyorum desem yeri.
Hadi bakalım, merakla bekliyorum yorumlarınızı.
1×13 (Dizi finali) üzerine:
Canım siz bu diziye limitli dizi demişsiniz ve güzel de demişsiniz. Ben tatmin oldum. Son 3 dakikaya gelene kadar az daha olmuyordum ama oldum. Elbette ikinci sezon olduğu takdirde devam ederlerdi ama herhangi bir sahneyle bir şeyleri açık bırakarak veya yol yaparak gitmediler. Hala da buna şaşırıyorum desem yeridir…
Demek ki Julie Plec isteyince dizilerin ucunu kapatmayı becerebiliyormuş.
Yine de diğer izleyenlerden de bir ses çıksın, ortak bir kanıya varırız herhalde. İyi ki izlemişim bu diziyi.
Oh, süper!
vayyyy insan gerçekten hayret ediyor. o halde mini olarak kenarda köşede dursun. tvd ilk 3 sezon sağolsun yazdı mı güzel yazdığını biliyoruz.
Sonu gayet kapalı diye aytackara’ya destek çıkayım.
Diziyi kesinlikle çok beğendiğimi söylemeliyim. Kablolu kanal dizisinden aldığım tadı aldım.
– Başlarda yaramazlıklarıyla diziye damga vuran Quentin’in evrimleşip tam bir adam olması bence oldukça güzel işlendi. O karakteri de çok sevdim. Bacaksız gayet doyurucu oyunculuk yapmış.
– Kim ne derse desin dizide en sağlam işi Claudia Black çıkardı. Oynadığı karakteri bana çok iyi geçirdi. Yaptıklarını sanki yanımda yapıyormuşçasına hissettim diyebilirim.
Dizinin sonu oldukça kapalıydı. Sadece benim kafamda tek bir soru kaldı. O da gösterilmese de yolu yapılmıştı. O yüzden pek kurcalamıyorum. Kanal onay verse dizi devam edebilirdi kesinlikle ellerinde malzeme vardı bence.
The CW’nun sadece Arrow, Flash, LOT ve Supernatural dizilerini seyreden biri olarak belirtmeliyimki gerçekten kanalın çok üstünde bir yapım olmuş. (NOT: Eski yapımlarını “Gilmore Girls, Smallville, Gossip Girls” izlemedim) Başından çok memnun kalktım. İzlemeyen kaldıysa mutlaka baksın derim. @necdetcem7 sözüm sana
İzlicem izlicem.
Okakacukaka sen de The 100 izle. Bana destek çık Necdetcem.
@rpdi: Şuan elimde 2-3 tane dizi var izlemek istediğim. Onlar bitince başlarım
Bak lafı ağzımdan aldın @rpdi. Sen buna böyle diyorsan bence The 100 de coşacaksın @okakacukaka. Cw nin șu andaki en iyi dizisi kesinlikle. Bayılacaksın.
3. bölüm itibariyle biraz sıkılarak izliyorum. hani neredeyse ardı ardına izlediğim o kadar güzel dizinin ardına hiç iyi gitmedi bile diyeceğim. şimdilik ara verip night manager ı öne çektim. devamına da belki hour çekerim. ondan sonra bunu tamamlamayı düşünüyorum. belki de ingilizce altyazıyla izlediğimden sıkılmışımdır.
Aklıma bu dizi geldi.
Uzun bir süredir izleme listemdeydi, nihayet izleyip bitirebildim. @aytackara nın yukarıdaki yorumu Corona başlangıcındaydı sanırım, diziyi izlerken dedim ki adamlar resmen 4 yıl önce Corona dizisi yapmışlar aşırı başarılı. CW dizi kalitelerine göre bence başarılıydı başından memnun kalktım, evet devam etmesini isterdim bence 1 sezon daha gideri olabilirdi.
Sonunu da
Katie nin ölümü gerçekten çok duygusaldı ve üzücüydü, kalbim hala kırık
Cidden bu diziyi düşününce bizim Corona da
Hatta son zamanlarda gerçekten ciddi bir kalp krizi ölümü var ülkemde çevremden duyduğum pek inanmıyordum ama aşıların ilerleyen zamanda çıkardığı bir yan etki olabilir Tanrı korusun.