Uzun yıllardır İngiltere’deki ünlü suç olaylarını mini dizi olarak ekrana getiren ITV, izleyiciyi bu sefer “Des” dizisiyle buluşturdu.

3 bölümden oluşan drama, 14-15-16 Eylül tarihleri arasında yayınlandı. Brian Masters‘ın Killing for Company isimli kitabından uyarlanarak hazırlandı. Luke Neal ve Kelly Jones’un kaleme aldığı bölümleri Lewis Arnold yönetti.

David Tennant, Daniel Mays ve Jason Watkins‘in başını çektiği projenin kadrosunda Ron Cook, Barry Ward, Ross Anderson, Laurie Kynaston, Jamie Parker, Pip Torrens, Ken Bones ve Chanel Cresswell gibi isimler yer alıyor.

Des’te seri katil Dennis Nilsen‘in hikayesi anlatılıyor.

1983 yılının Londra’sında bir boru tıkanmasının ardından bulunan insan kalıntıları üzerine polis tarafından başlatılan araştırma, onları yakınlarda oturan Dennis Nilsen’e götürür. Dizinin asıl hikayesi Nilsen’in 1983’teki tutuklanmasıyla başlıyor.

Hikaye, üç kişinin gözünden anlatılıyor. David Tennant‘ın Nilsen’i canlandırdığı Des’te Daniel Mays, olayı araştıran Dedektif Peter Jay’i, Jason Watkins ise Dennis Nilsen’in hikayesiyle ilgilenen gazeteci ve biyografi yazarı Brian Masters‘ı oynuyor.

1978-1983 yılları arasında aktif olan Nilsen’in en az 12 erkeği öldürdüğü düşünülüyor. Sosyal açıdan biraz tuhaf ve soğuk kanlı davranan Dennis, işlediği cinayetleri sakınmayan bir tavırda konuşsa dahi noktaları birleştirmek o kadar da kolay olmuyor.

Dennis Nilsen davası Nilsen’in ifadeleri, polis soruşturması, yürütülen dava süreci, Masters ile Dennis’in görüşmeleri gibi pek çok açıdan işleniyor.

Seri katil dramalarını oldum olası severim. İngiliz usulü olunca daha da ilgi çekici olabiliyor hatta. Des’e bundan dolayı başladım. ITV’nin reyting açısından bu yılki en iyi açılış yapan dizisi de oldu zaten.

Aslında final bölümü içinde katilin yakalandığı daha standard bir şey bekliyordum sanırım. Problem olduğundan değil gerçi. Bildiğim bir olay değildi, neler olduğunu özellikle kurcalamadım öncesinde ve iyi de yapmışım. Böylesi daha zevkliydi. Gün geçtikçe sinirim bozuldu, o ayrı.

Olaydan ziyade sonuç odaklı gitmeyi ve geçmişe uğramamayı tercih ediyorlar. Üç bölüm olmasının da etkisiyle hızlı ilerledikleri söylenebilir. Gerçi uzun uzadıya anlatılacak bir hikaye zaten yok. Dolayısıyla karakterlerin ve oyunculukların öne çıktığı bir drama olmuş. David Tennant rolüne bayağı yakışmış, fazlasıyla benziyorlar da zaten. En son Line of Duty’de izlediğim Daniel Mays bonus oldu. Brian Masters/Jason Watkins ise onların altında kalmadı.

Gerçek hayattan alınma seri katil dramalarına veya David Tennant’a ilgi duyanlara tavsiye bir dizi.