Dexter – S01E12 – Born Free
7 yorum acemi blogcu 18 Aralık 2006 23:03
Bu hafta “Born Free” ile birinci sezonu kapattık. Sezon finalinin beklentilerimi karşıladığını ve gelecek sezon için verdiği ipuçları ile birlikte diziye olan ilgimi artırdığını itiraf etmeliyim. Hemen belirteyim, eğer bölümü izlemediyseniz yazının devamı sizin için sezon finalinin keyfini çıkarmanızı engelleyecek düzeyde * spoiler * içermektedir, devam etmemenizi tavsiye ederim
Evet, tahminler doğru çıktı. Dexter annesinden geriye kalan kan gölü içerisinde 2 gün boyunca kurtarılmayı beklerken Rudy (daha doğrusu Brian) de onun yanındaymış. Olaydan sonra küçük kardeş Dexter onu daha şanslı bir geleceğe taşıyacak olan Morgan ailesince evlat edinilirken, kimsenin evlat edinmediği sorunlu büyük kardeş Brian ise, büyük ihtimalle zorlu çocukluk yıllarının ardından, 21 yaşına kadar anti-sosyal kişilik bozukluğu tedavisi göreceği akıl hastanesine kapatılmış. Dexter için yıllar süren bir plandan bahsettiğine göre de, taburcu edilişinin ardından muhtemelen aklındaki tek şey tekrar kardeşi ile bir araya gelebilmekmiş.Kardeş olma ihtimalleri üzerine yapılan tahminleri bildiğim için sonucun bu şekilde çıkması çok da şaşırtmadı doğrusu. İlginç olan Dexter’ın olaya tepkisiydi bence. Öyle ki, bir an Dexter da karanlık tarafa geçecek diye düşünmekten kendimi alamadım Brian ile Deb’in başında yaşadıkları diyalogda sorumsuzca, sebepsiz ve karşılığında herhangi bir vicdan azabı duymadan öldürmeye, sadece öldürmek için öldüren bir katil olmaya isteği o kadar güçlüydü ki Dexter’ın, belki masadaki Deb olmasa herşey değişebilirdi diye düşünüyorum. Herşeyden çok bu duyguları en azından bir kişiye karşı olsun saklamamak, paylaşabilmek cezbetmişti gibi Dexter’ı. Oldukça zor bir karar sonrasında kardeşini öldürürken “Söylediklerini duymamalıyım, çünkü haklısın” sözleri ile yaşadığı hayatın sahteliğinin farkında olduğunu vurguluyordu. Fakat, yine bu sahte yaşamın onun hayatta kalabilmesini sağladığının da farkındaydı. Neyse ki Dexter’ın içinde beslediği cani kişiliği gıdıklamayı başardıysa da Brian, aklını çelmeyi başaramadı Kurgunun çözüme ulaştırılışını oldukça beğendiğimi söylemeliyim. Özellikle annelerinin her bir tırnağı farklı renge boyalı eli, Brian’ın Dexter’a “Born Free” ve “Home Sweet Home” ile çağrışımlar yapması hoş ayrıntılardı. Dexter’ın Brian’ın ölümüne kusursuz bir intihar süsü vermesi ise onu sonradan başını ağrıtacak bir çok sorundan kurtaran akıllıca bir hamleydi.Doğrusu ikinci sezonu merakla bekleyeceğim. Artık şüphelenmenin ötesine geçen Doakes iyice Dexter’ın kuyruğuna yapışmış durumda, yaşadıkları sürtüşme nereye kadar gider bilemiyorum. İnatçı bir karakter sergileyen Doakes’ın kendisi konusundaki yargılarını değiştirmek için pek birşey yapabileceğini sanmıyorum Dexter’ın, belki onun için özel olarak Harry’nin kurallarını çiğnemeyi düşünebilir :)Dexter konusunda aklında soru işaretleri olan bir diğer kişi de, Paul’ün aklına soktuğu kuşkular sonrasında baçedeki ayakkabıya rastlayan, Rita. Her ne kadar Paul’ün sözlerine kulak asmıyormuş gibi görünse de, madde bağımlığı konusunda ona destek olan organizasyonun yetkilisinin ziyaretinden sonra, şüphelerinin üzerine gitmekten çekinmediğini Dexter’ı laboratuvarında ziyaret ederek bize gösterdi. Oldukça kötü bir eş tercihinden sonra bir ikinci facia yaşamamak için bu durumu Dexter’la mutlaka tartışacaktır diye düşünüyorum.Tüm olanlardan sonra Dexter da biraz değişmiş gibi geliyor bana. Deb ile bağları güçlenen ve artık Rita ve çocuklar ile daha çok zaman geçirmekten bahseden bir Dexter var karşımızda. Bu anları izlerken bir an “İkinici sezonda çoluk-çocuğa karışmış, aile babası olmuş bir Dexter mı izleyeceğiz yoksa?” sorusu geldi aklıma, ama bölümün sonunda Dexter’ın kafasında yarattığı hayallerini izledikten sonra bu sorudan eser kalmadı
Bu bölümde özellikle diyalogları sırasında Rita’nın Dexter’a, Deb’in durumunu değerlendirirken “Oldukça zor bir durum olmalı, bir seri katile aşık olmak?” dediği anda, bir de bölüm sonundaki “Go Dexter” pankartlarında kahkahalar ile gülmekten kendimi alamadım, keyifliydi.
Sonuçta Dexter’ın da bitişi ile seyredecek dizim kalmadı, önerilere açığım
yorumlar
final sahnesi pek fantastikti tebessümlerle bitirdik bir dizinin sezonunu daha. “we love dexter” tişörtü edineceğim hemen bir tane.
bölüme gelirsek, bir solukta izledim elbette ama öğrenmek istediğim daha çok şey varmış şimdi farkediyorum. çocukluktaki hikayeyi tam öğrenemedik çünkü. ne oldu orada neden öldürüldü o insanlar, çocuklar niye sağ bırakıldı? merak içinde kaldım yine.
Go Dexter!mükemmel bir son. bölümün ortalarına doğru öyle bir hal aldı ki, “ulan heralde adamlar 1 sezon daha yaşatacak bu adamı” dedim.bu arada şu kara çiyan polis iyice kanser etti beni. ben bile stres yapıyorum izlerken.son olarak ben deb’in birşeyler duyduğunu düşünüyorum. ikinci sezonda sanırım bu konuda gelişmeler yaşayacağız.@yokbu gençlerin annesi uyuşturucu vb. satıyormuş sanırım. tabi anlaşmazlık olunca da adamlar kadını alıp kesip doğramışlar çocuğunun gözü önünde. muhtemelen bir anneye yapılabilecek en büyük işkencedir heralde. çocuklarının gözü önünde birinin kendisini birkaç parçaya bölmesi.ama beni korkutan birşey var dizide. şimdi elin psikopatları dizide görüp de dünyayı böyle seri katillerle doldurmak için bu yöntemi kullanmasınlar.daha önce de söylediğim gibi herkesin izlememesi gereken bir dizi bu. zira oldukça popüler olması daha kolay göz önüne gelmesine yol açar haliyle de psikolojik açıdan sorunlu olan şahısları cinayete yönlendirebilir.
dex’in annesinin ölümü hakkında biraz daha fazla bilgiydi kastım. mesela adamlar kim gibi ya da adam. bunları henüz bilmiyoruz.
ee, şey.. çok ağırdı.
hecatomber;
Doğrusu Deb’in birşeyler duymuş olabileceği ihtimali gelmemişti diziyi izlerken aklıma, ama tahminin doğru çıkacak olursa önümüzdeki sezon aralarındaki ilişkide bir tuhaflık başgösterebilir pekala
Ailelerinin öldürülmesi konusunda ise bende yok ile hemfikirim, her ne kadar annesinin ve diğer 3 arkadaşının (!) öldürülme nedenleri hakkında bilgi edinmiş olsak bu sezonda, Dexter’ın babasının nasıl yırttığını bilmiyoruz henüz. Belki o zamanlar hapishanede gün sayıyordu belki de eşinin üç kağıdını açık ederek kendisin katliamdan kurtulmasını sağladı. Hatta öldürülmelerini emreden kişi bile olabilir? Sonuçta kendisine bir aile arayan Brian, kabarık suç geçmişi ve kan bağı ile ideal bir baba gibi görünen adamı gözünü kırpmadan öldürdü
Yazıda bahsetmeyi unuttuğum bir diğer olay aklıma geldi senin tahminin okurken, Dexter konusunda şüpheleri en güçlü olan kişiden bahsetmemişim; tabii ki Paul. Anlaşıldığı kadarı ile bağımlılık danışmanının ikna olmasını sağlayan röntgenleri var ortada. Tarihleri kesin olan bu röntgen filmleri ve danışmanının ona destek olacak ifadesi ile tuzağa düşürüldüğünü ispatlayabilir ve pekala çıkabilir hapishaneden, o zaman da Dexter’ın yeni bir derdi var demektir. Bu kez kesin masaya yatırır onu Dexter
veşç;
Evet, Dexter için bile zor bir karardı kardeşini (ve beraberinde karanlıkta yalnız kalmama umutlarını) öldürmek.
Son olarak, Dexter’ın annesi Laura Moser’ın öldürülüş biçimi bana Scarface filmini anımsattı. Seyredenler hatırlar, orada da bir shanede banyoda motorlu testere ile Tony Montana’nın arkadaşını kesip biçen Güney Amerikalı’lar vardı, hatta yanlış hatırlamıyorsam Kolombiya’lılardı. Güney Amerika’lı uyuşturucu tacirleri arasında anlaşmaların tek taraflı feshinin bu şekilde gerçekleştirilmesi bir gelenek olsa gerek
e2 ye geliyormuş.Ne mutlu…
oh, sonunda bitirdim dexter’ı. ne yazık ki birebir yetişemedim bu güzel özetlere.
öncelikle eline sağlık acemi blogcu, pek güzel yazmışsın.
gelelim dexter’a; son dönemlerde izlediğim müthiş dizilere bir yenisinin eklenmiş olması açısından çok mutluyum. dexter’ı, konu bazında değil de izleyiciye verdiği his bazında, weeds ve nip/tuck ile aynı kategoriye koymayı uygun görüyorum. “harsh” kelimesi, iyice tanımlıyor sanırım.
bir de şeyi konuşmamışsınız; size de rita sanki dexter oturup bir güzel anlatsa, dexter’ı bu haliyle kabullenir gibi gelmiyor mu? pek sevdim ben rita’yı.
bir de son 3-4 bölüm boyunca zamanımın bir kısmını, o küçücük çocuğu kanlar içine oturtup oynatan anne babaya küfür ederek geçirdim. paylaşmadan geçemeyeceğim.