Dexter: Tanıtım
367 yorum yok 29 Ekim 2006 18:39
Daha önce azizk adlı arkadaşımız Dexter’ın yayınlanacağını ve Six Feet Under‘dan tanıdığımız Michael C. Hall‘ın da başrolde oynayacağını duyurmuştu. Detaylı tanıtımına ise anca sıra geldi.
Showtime‘ın bu seneki bombası olan Dexter, gündüz adli tıpçı, geceleri ise seri katil olan Dexter Morgan’ın yaşamını konu alıyor. Dizi Jeff Lindsay‘in Darkly Dreaming Dexter isimli romanından uyarlama. Dizinin mükemmel de bir jeneriği mevcut.
Bu zamana kadar dizi hakkında yapılan tüm eleştiriler iyi. Öyle olması da o kadar normal ki. İyi hazırlanmış bir senaryo, bir katilin iç dünyasını bize gösteren türden bir görüntü yönetmenliği…
Dexter’ın insanlıktan uzak kişiliğini, insanlarla iç içe yaşamaya kendini öylesine zorlarken iç sesinin insan davranışlarını sorgulayışını izliyoruz. Karşımıza görünürde çok normal, çok sosyal, katil olabileceğine asla inanamayacağımız bir seri katil olarak çıkıyor. Kana olan tutkusu ise onu adli tıpta çalışmaya itiyor. Böylece kendisi gibi diğer katillere de yakın oluyor ve onlara ulaşıp, onları öldürmesi kolay oluyor.
Dexter’ın öldürme dürtüleri çocukluğuna dayanıyor. Bir aile tarafından evlat edinilmiş olan Dexter’ın asıl ailesi hakkında bir bilgimiz yok şimdilik. Sadece bu katil ruhunun çocukluğunda evlat edinilmeden önce geçirdiği bir travmaya bağlı olduğu izlenimi yaratılıyor. Bir de kocaman yara izi var karnında henüz sebebi açıklanmamış (Ben çocukluğunda olduğuna yordum). Onu evlat edinen sıkı dedektif Harry ilk anlardan itibaren bu çocuğun içinde bir şeylerin arızalı, eksik olduğunu anlıyor ve Dexter’ın öldürme dürtülerini önce hayvanlara, sonra da hiç değilse yaşamayı hak etmeyen kötü insanlara kaymasını sağlıyor.
–
Dexter’ın bir üvey kardeşi var. Debra Morgan(Jennifer Carpenter). Onun Dexter’ın katilliğine ve babasının ona yardım edişine dair bir bilgisi yok. Polis memurluğundan dedektifliğe adım atmaya çalışan çekingen bir kız Debra. Dexter, ağabeyi olarak ona destek oluyor, özellikle katillerle ilgili davalarda büyük yardımlarda bulunuyor. Ne de olsa o da bir katil. Dexter kardeşiyle birçok gerilimli sahneye neden olan ‘Buz Kamyonlu Katil’ davasında birlikte çalışıyorlar.
–
–
–
–
–
Dexter ile çalışan herkes onu çok seviyor. Hatta amiri Maria (Lauren Vélez) ona biraz abayı yakmış. Meslektaşları Angel (David Zayas) ve Vince (C.S. Lee) onun özel yetenekleri olduğunu düşünüyor. Sadece bir kişi, çavuş Doakes (Erik King) ondan hiç hoşlanmıyor. Dexter, onun içindeki katil dürtülerini sezdiğini düşünüyor.
–
Böylesine normal görünümlü bir seri katilin bir de sevgilisi var, ancak Dexter’ın seks ile hiç alakası yok. Bu nedenle kişiliklerinin (arıza bakımından) çok uyuştuğunu düşündüğü Rita (Julie Benz) ile beraber. Rita kocası tarafından tecavüze, şiddete maruz kalmış 2 çocuklu çok kırılgan bir kadın. Ama Dexter’ın Rita ve çocukları yanında mükemmel bir baba figürüne bürünmesi tam izlemelik.
–
Six Feet Under’da fazlasıyla nazik, kırılgan ve kontrollü David Fisher olarak izlemeye alıştığımız Micheal C. Hall, burada bayağı da ürküten bir katili mükemmel canlandırmış. Hatta bu seri katile bayılacaksınız. Geceleri öldüren Dexter, fazlasıyla kanlı ve değişik stiller kullanmaya özen gösteriyor aynı zamanda. İyilik adına öldüren katil Dexter sezonun izlenmeye değer dizilerinden olmayı başardı. Showtime’ın resmi Dexter sitesinde Dexter’ın öldürdüğü kişilerin profillerine, adli tıp ile ilgili derslere ulaşmak mümkün.
yorumlar
ahh unuttum alışmışım öyle yazmaya hemen düzelteyim.
neyse, gelelim hannah’a… deb’ten de onay alındı, geriye sorun kalmadı. yalnız o sondaki nasıl bir sevişme sahnesiydi. resmen gerçekten sevişiyorlar sandım. dexter’ın bile görmediğimiz noktası kalmıcak yakında. dexterı bu kadar yakın almayın gözünüzü seveyim yönetmenler. hannah ta sorun yok ama aynen devam.
vogel allah bin belanı versin. zach’e niye yaptın bunu. yine geldi aklıma ya. önce ısındırttı dex’e sonra aldı elinden or…………u… yeminlen keyfim kaçtı.
allahtan hannah gitmedi, üstüne o gitse. depresyon…
neyse bu da böyle bir bölümdür.
Dexter yanlış kişiyi buldu da öldürdü falan. Zaten o adamı öldürdüğünde de tuhaf gelmişti.
Tezimi kanıtlamak adına;Dexter’ın finalini yüzünü hiç görmediğimiz(acaba?),hikayesini bilmediğimiz biriyle harcamazlar.
sezon sanki güzel başlamıştı ama bu hannah çıktıktan sonraki bölümler, aynı zamanda şu vogel ‘ın oglunun konusu beni hiç sarmadı. vogel’in ölüm sahnesi bile sarsmadı beni. şuan sezon finaline dair hayalim dexter, hannah ve daniel’ın ölmesi. Debra ve Quin’in Harrison’ı yetiştirmesi. Evet Dexter’ın ölmesini istiyorum çünkü hannah ile kaçabilceklerine inanmıyorum. Hem debra hem harrison için dexter ‘ın seri katil oluşunun ortaya çıkmasını istemem.
http://www.youtube.com/watch?v=eDuQBfaI9Oc
Özellikle Dexter’ın son iki bölümü yani 10 ve 11. bölümü bayağı tırt mıydı; yoksa 2 mükemmel Breaking Bad bölümünden sonra izlediğim için bana mı öyle geldi bilemedim. Ama final sezonuna hiç yakışmayan bölümlerdi. Hiç memnun değilim gidişattan; iyi başladı ama özellikle Hannah geldikten sonra iyi devam etmedi, etmiyor…
@alperen4700 Son çıkan bölümü izlemedim ama evet sezonun Hannah sonrası kısmı için katılıyorum ve üzülüyorum bu duruma.
2-3 sene önce konuşsak bu finalle uzaktan yakından alakası olmayan bir sezon hayalim vardı. son sezondan önceki sezon finali her şey ortaya dökülecek ve soğuk kanlılığından bir şey kaybetmemiş lumen sonrası aşkla bağlarını tamamen koparmış olan dexter heyecanlı bir kaçış sezonundan sonra elektrikli sandalyede son bulacak, deb ise harrison’a bakacaktı. ama artık böyle bir şey hayal edemem. dexter’a güvenen ve dexin açığa çıkmasıyla yıkılacak o kadar çok insan var ki, hiç istemiyorum öğrenilmesini.
son sezonlarda dexter’ın insanlığının üzerinde o kadar çok duruldu ki böylesi bir senaryoyu da kabullendim. dexter eğer zamanla insanlığını kazanacak ve karanlık yolcusunu uğurlayacaktıysa, bu senaryo benim için gayet güzel ilerliyor.
artık final sezonu olduğu için reyting kaygısı yok. olay örgüsüne çok önem vermiyor farkındayım. küçük heyecanlar yaratıp seyirciyi oyalamak derdinde. tek amacı sanırım karakterlere yol çizmek. masuka ve kızı, debra ve quinn, hannah ve harrison dexter gibi. parça parça bunları işledi. bir de dexin geçmişe biraz odaklanıldı. her şeyin başlangıcına kodun oluşumuna değinilerek son sezonun ilk sezona bağlanarak bitirilmesi olayına girdiler. bir nevi geçmişe saygı duruşu.
bu sezonu da diğerleri gibi bir tane ana kötü seçip son bölümlere doğru işi hızlandırıp finale erdirmedikleri için mutluyum. bu sezon başkalarından çok dexter ve deb ile ilgili olmalıydı ve öyle de oldu.
peki izlerken ne kadar kalmış diye baktığım olmuyor mu oluyor. evet tempo düştü ama şikayetçi değilim. her şeyi güzelce paketleyeceklerse amaçsız bölümler izlemeye razıyım.
umarım güzel bir final olur ve biz sevenlerini mutlu eder. hannah içinse objektif yaklaşamıyorum. kendisini çok severim. ama şöyle bir sorun var. kendisinin romantik hallerini çok iyi bildiğimden ya bu kadının aşkında bir sorun var ya da bu set ortamına alışamadı ve sıkıntı çekiyor. bu kadın öyle bir aşık olurdu ki normalde dibiniz düşerdi. içiniz erirdi. burada ise bir soğukluk durgunluk mevcut. umarım kendisinin ortama alışamamasındandır. çünkü dex bir faciayı daha atlatamaz. o atlatsa ben atlatamam.
işte böyle kısacası her ikinize de hafiften katılsam da sonradan bu sezondan beklentimi değiştirdiğim için istediğim gibi gittiğine karar verdim.
http://www.youtube.com/watch?v=XCboInV2pxY
Son sezona dair ispiyonsuz:
Her zamanki gibi, Dexter’ın sezon sonuna günler kala giriştiğimiz maraton sona erdi ve güncele yetiştik. Ben bu sezondan geçen sezonkinden çok daha fazla memnun kaldım. Üstteki bir iki yorumu okuyunca ve konuk olacak oyuncuları öğrenince beklentilerimi epey düşürmüştüm ve bu sayede iyice memnun kaldım.
Benim için Dexter’ı Dexter yapan, hep o dalgacı anlatım tarzı oldu. Müzikleri, iç sesi, güneşli ortamı, ağır çekimleri… Böyle bir dizi izlediğimi hatırlamıyorum.
Tüm bu sevdiğim yönleri, yine son sezonda gırla gitti ve benim için yine bir güzel bir Dexter sezonu oldu.
Konuya gelirsek… Ondan da gayet memnunum ama sanırım peşpeşe izlediğim için tatlı geldi bana; çünkü hikayeyi bu sezon biraz daha sezona yayık sunmuş durumdalar.
Buradan sonrası son sezona dair (12. bölüme dek) ispiyon içerir:
Üstüne, doktorun hastası oldum. (Yine sevmeyeceğim soğuk nevale bi tip geliyor sanıştım; kadın aldı bizi bambaşka mecralara soktu. Bence dehşet verici biriydi. Tüm seri katillerden daha dehşet vericiydi benim için o doktor tiplemesi. Ama aynı zamanda da çok inandırıcı bir tipleme olmasını kabullendim. Bayıldım.) Doktorun üzerinden koda bağlamaları, anneye bağlamaları konseptini de bir son sezon için çok başarılı buldum.
Çırak mevzuunda baştan bir “püf” etmiş olsam da bi yarım saat geçmeden çırağın da hastası oldum. Onun vasıtasıyla mizaha yüklenmelerini ayrıca sevdim.
Şu doktor, çırak, Hannah, Dexter birlikte yemek yeme sahneleri takdire şayandı benim için. Hem eğlendim, hem güldüm, hem düşündüm.
Ha bu arada her sezon olduğu gibi sezonu ikiye bölerek ilk yarıda çözdükleri (ya da çözüldü gibi gösterilen) davayı da işlenişini de beğendim.
İlk yarıda o kadar hızlı gitti ki ikinci yarı yavaşlamış gibi hissetmeniz doğal ama yavaşlamamış bence; gayet Dexter tarzı gitmiş. Hızlı olan ilk yarıydı bence.
Neyse işte şu anda aklıma gelmeyen bir dolu sebeple (11. bölümün son 5 dakikasında olanlara bozulsam ve kızsam da) bu sezondan gayet memnunum. Finali açık bitirip, izleyicinin görüşüne bırakmak gibi bir hayvanlığa kaçılmazsa, beklediğim yönde ilerliyor dizi.
Sezona başladığımızdan beri sürekli “Ölecek de nasıl ölecek?” diye üzgün, kırgın bakıyorum Dexter’a. Son sarılmalarında Debra’ya bile üzüldüm. Hatta Hannah’ya da alıştım bu sezon yani o derece.
Çok özleyeceğim. House bittiğinde de böyle olduydum. Snif snif…
Şu aralar Dexter izliyorum 3. sezonun son bölümüne geldim hazır yukarıda dkamoyun yorumunda katıldığım bir nokta olduğundan da bir iki bir şey belirteyim dedim.
Dizi gerçekten; popülaritesinin, aldığı eleştirilerin hakkını veriyor. Zaten çok önceden başlamam gerekirdi. En sevdiğim yanı da bu kadar karanlık konular, bu kadar gerilim ortamı içinde eğlendirecek insanın içini açacak diyaloglar yaratmaları. Showtime’ın genel anlamda kanal olarak en güçlü silahı bu bence, ya hep böyle dizileri seçiyorlar ya da insanların böyle yapmalarını sağlıyorlar.
İlk iki sezonki konu çok güzeldi gerçekten, dizi güzelce yükseldi yükseldi ve harika bitti. Yeni açtıkları ana konuda güzel ancak yukarıda @dkamoy’un dediği gibi ben de Jimmy Smits’ten, oyunculuğundan ve karakterinden karakter mimik hal ve tavırlarından hiç hazetmedim, neyse bu sezonu bitirmek üzereyim zaten.
Zaten dizi izlemeye başladığım 2007-2008 sezonundan beridir aklımda olan bir diziydi Dexter, hep araya bir şeyler girdi. Belli bir yerden sonra bağımlı oldum her sene çıkan yeni dizilere giriştim durdum bir türlü başlayamamıştım ama Yvonne Strahovski sağolsun hemen aklımı çeldim elimde ne varsa bırakıp başlamamı sağladı dizi finaline yetişemeyeceğim tabi ki ama ben de yakın bir zamanda bitiririm buradaki yorumlara bakılırsa da devamını da beğeni ve güzellikle hatırlarım artık
Dexter benim için de çok çok özel bir dizi. Ben bu sezonu biraz düşük buldum bunu da haftalık izlememe bağlıyorum, konu yukarıda da dendiği gibi yayıla yayıla işleniyor çünkü. Bir de hep dile getirdiğim gibi yazın çerez diziler izlemeyi seviyorum, Dexter’ı yazın izleyince pek alışamadı bünyem. Özlegiğim bir zamanda tekrar edebilirim bu sezonu. Şimdiden büyük üzüntü içindeyim, yarın ne olurum meçhul artık
arkadaşlar!! ağlama duvarına dönecek şimdi bura yapmayın. tonight’s the night der ben de başlarım yoksa
alttaki link benden size gelsin. hide your tears…
Dizileri üst üste seyredenlerin, düzenli seyredenlere göre karakterlere ve diziyi bağlılıklarının farklı olduğuna dair bir şeyler okumuştum. Düzenli seyredenler, kendilerini karakterlere ve diziye daha yakın hissediyorlarmış sanırım. Benim açımdan da öyle bir sorun olmuş olabilir mi bilmiyorum. Dexter’da, en kıl karakterden en sempatik karaktere kadar, herkesi sevdim. @dkamoy sevemediği karakterlerin bir kaçını yazmış, ama ben hepsini sevdim. Dexter’ın iç sesine, mizahına bayıldım. Kahkaha attığım yerler olmadı değil; ama sezonlar ilerledikçe dizide bir düşüş hissetmedim değil. İlk 4 sezonu çok daha fazla sevdiğim söylemeliyim. Tamam arada
gibi çok sevdiğim, ama yeterince yararlanılamadığını düşündüğüm karakterler de gelmedi değil; ama yetmedi, tatmin etmedi. Hele özellikle bu son sezon, iyi başlasa da, sıkıntıdan zar zor bitirdiğim bir çok bölüm de oldu. Diziye katılan
gibi anlamsız karakterler de iyice can sıktı. Diziyi yıllarca seyredenler daha iyi yorumlayabilirler sezon sezon. Şahsen ben bitmesine seviniyorum; ama dediğim gibi yıllarca düzenli bir şekilde seyretmiş hayranları için bitiminin verdiği üzüntü büyük olsa gerek.
EK: 3.sezondaki Jimmy Smits‘ten ve tiplemesinden bahsetmiş @dkamoy. Evet, onu ben de fazlasıyla itici buldum.
Vaay abidin77, helal ve de geçmiş olsun.
Ben de abidin77 gibi hep tamamen bitince seyredeceğim deyip, Dexter ve Breaking Bad‘i erteleyenlerdendim biliyorsunuz. Ben de Dexter ve Breaking Bad’i toplamda 4 ayda falan seyrettim, sadece son sezonlarında güncel izleme fırsatım oldu. O yüzden abidin77’yi şu anda çok iyi anlıyorum. Güncel izleyenlerle toplu izleyenler arasında diziye bağlanma konusundaki farkı, genel olarak anlamlı bulsam da; bu iki dizide ben bunu yaşamadım. İki diziye de can-ı gönülden bağlandım şahsen.
Dexter’a gelince, Dexter’ı geç izlemeye başlasam da benim için de çok özel bir dizi oldu Dexter. Çünkü ben bu konuyu zaten sinemadan çok severim. Böyle iyi de işlenince diziye de bayıldım hemen. Tüm ana karakterleri de çok seviyorum, tabi ki sezonlara konuk olanlardan sevemediğim karakterler de olmadı değil.
Benim için de dizide inişler çıkışlar olsa da, bu final sezonunun ikinci yarısından zerre tatmin olmadım. Bu olmamışlık kokusunu alma sebebimiz bence dizinin arkasındaki isimlerden kaynaklı değil de, kanalın yayın politikasından kaynaklı. Kanal nereden aklına esti ise diziyi yazın yayınlayacağım deyince; bence biraz aceleye gelinmiş bir final sezonu yazıldı, çekildi. O sebeple de bu aceleye getirilmişlik, dizinin eski sezonlarının kalitesine erişilmesine engel oldu.
Bu normal bir sezon olsa yine tolere edilebilirdi; ama final sezonu da daha ötesi yok! Bu kadar üzülmemin sebebi muhakkak dizinin üst düzey kalitesine yakıştıramamam bu sezonu. Yine de ben de -final bölümünden de memnun kalmasam bile- çok iyi anacağım Dexter’ı ve tekrar seyretmek de isterim ileride…
İlk yaz 3 sezon, 2. yaz da 3 sezon izleyip 6’nin sonuna geldiğinde diziye yetişmiştim. Son 2 sezonu da düzenli izledim. Çok severek andığım bir dizi, ama daha erken başlasaydım daha iyi olurmuş da demedim hiç.
İki türlüsünü de izlemiş biri olarak düzenli izleyişlerimi daha çok seviyormuşum, bu yorumları okudukça ona karar verdim. Ama spoiler konusunda Twitter, Facebook ve çevrem nedeniyle kalan sezonlarını biriktirme gibi bir düşüncem bile ol(a)madı. Daha başlarken 4. sezonu biliyordum, siz düşünün geriyi. Hafta hafta izlemekten de şikayet etmesem de biriktirmeyi ister miydim? Evet…
Karakterleri ben de seviyordum. Zaten içindekilerden çok karakterleri sevdiğim için bağlanabildiğimi düşünüyordum. Çok dizi izlediğim için tek diziye yönelememe durumum olmasa belki bir yaz içinde oturur 5 sezonu da izlemiş olabilirdim.
Karakter olarak
gibi ne gerek vardı-larım oldu,
üzüldüklerim/sinir olduklarım oldu. Oldu işte bir şeyler daha. Ama bittiğinde özleyeceğim tabii ki. Sonuçta en azından ‘final’ denilen bir final var ortada. The Borgias gibi küt diye kalmasından iyidir.
@abidin77 Böyle bir şeyi yapabilecek bir olmak isterdim açıkçası…
Sağol @dkamoy
Asıl amacım yazın başlarında dizilere girip yavaş yavaş herkesle birlikte final yapmaktı. @alperen4700, iyi zamanda başlamışsın sen. O plana uyamadım maalesef. Ondan dolayı çok zorladı.
Kimseye, psikolojik olarak insanı zorlayan bu iki diziyi, bu kadar kısa sürede seyretmeyi tavsiye etmiyorum. Gerçi iki diziyi de, özellikle BB’yi çok sevdim. Düzenli seyredenlerin hüznü farklı olacaktır, ama ben de özleyeceğim bu iki diziyi. Oyuncularından, yazarlarına, herkesin eline sağlık.
Ağustos sonu gibi başlayan Dexter maceramda bir ara gaza gelip yetişebilir miyim ki düşüncem olsa da sonradan yemedi tabii ki Araya bir de 5 sezon TNAO Old Christine sokuşturunca Dexter’da anca 2’nin yarısına kadar gelebildim. Bu yüzden @abidin77’nin önünde saygıyla eğiliyorum
Bunca zaman bekledikten sonra yetişmek istememin sebebi final ispiyonu yemek istemememdi aslında. Gerçi ara sezonlara dair yiyeceğim kadar ispiyon da yedim ama… Neyse, en kısa zamanda yetişmek ümidiyle
Diziye ve karakterlere bağlanma konusunda da haftalık izlemek/biriktirip izlemek olayının biraz kişisel olduğu kanaatindeyim. Grey’s Anatomy‘e 5 ya da 6. sezonda başlayıp yetişmiştim ve karakterlerine en çok bağlandığım dizilerden. Günde 7-8 bölüm izleyince ister istemez bağlanıyosunuz
Dexter’da henüz kaptırıp gidemedim, günde 1’er doz şeklinde ilerliyoruz bakalım.
@abidin77… böyle şeyler söyleme. bunlar tehlikeli şeyler. belli mi olur…
@shane: Haklısın.
tavsiyem: yarın sabah uyandıktan sonra final bölümünü izleyene dek buraya veya facebooka veya ekşisözlüke uğramamanız. kısacası sosyal medyadan uzak durmanız.
buradan çok korkum olmasa da gereksiz yeni misafirler edinebileceğimizden korkmuyor değilim. olur mu olur riske etmemek gerek.
umarım her şey gönlümüzce olur, dexter güzel bir final yapar da tatmin olarak ona yol veririz dileğiyle dexter severleri selamlıyorum.
bu arada bu tanıtımı yenilemeye kalkarsak altında ettiğimiz bu güzel laflar burada kalmaya devam eder mi :?
@ozgun14 : Ben sabahtan izleyip, ispiyona gelenler için nöbet tutmaya çalışırım yarın. (İspiyonlu çaylak yorumlarını bazen edit ediyorum.)
Tanıtım yenilenirse yorumlar burada kalır, evet.
Duygularım sizi yönlendirmesin diye ispiyon içermeyen fikrimi ispiyon altına saklıyorum:
Bu arada son sezonda Julie Benz gözükmeyecek miydi? Ben mi yanlış hatırlıyorum? Ya da göründü de ben mi kaçırdım..?
şu ispiyon kutucuğu her yere lazım sabah vakti arkadşım facebook’tan yazmış:
“izledin mi dexter’da ….”
diye yapılır mı vicdansız kaç yıldır bekliyorum ben bu finali…
dexter doğru bir karar verdi, özellikle de debin ölümünden sonra dexin, diğerleri gibi olamayacağını herkesin hayatına kötülük getirdiğini düşünmesi üzse de ben de finalden dolayı hayal kırıklığı yaşamayanlardanım.
elbette olmamışlık hissi var biraz ama zaten bu kadar yüksek beklentili dizilerin finallerinde hep bir olmamışlık olur.
en sevindiğim nokta dexin sırrının açığa çıkmamış olması. saxon’ı öldürdükten sonra batista ve quinn’e saxon bilerek ve isteyerek öldürdüğünü itiraf etmesini bekledim. batistanın da quinnin de fazlasını eşeleyeceğini sanmam zaten, sadece dexin acısını anlamaları için bir yol olurdu.
debin durumu çok karışık olmuş. o tarz bir gidiş olmadı kendisine. hayatındaki en önemli insana öldürdüğün insanların mezar yerini layık görmek. eğer deb hala teknedeyken o fırtınaya sürüp ölseydi daha dramatik olabilirdi.
bir de o fırtınada denizin ortasında telefonun öyle kaliteli çekmesi bir an beni allak bullak etse de türkcell hat aldığına karar verdim, izlemeye devam ettim. ses kopup kopup duracak, dex veda edemeden ölecek diye düşünmüştüm.
bir an dexin de öldüğünü düşünüp rahatladım hatta. yaşayınca hayal kırıklığı oldu önce, sen nasıl yaşamayı tercih edersin de hannah ve harrison’ı yok sayarsın diye kızdım da. ama hannah ve harrison iyi bir ikili olacaklar. harrisona gerçek bir anne gibi bakacağına şüphem yok. en sonunda haberi görüp ağlar gibi olup dondurma alalım mı diyince bir irkildim. üzüldüm. o an dexin gerçekten öldüğünü düşündüğümüz için çok etkilenmiştim. keşke o şekilde bitseydi hatta.
o son sahne olmasa çok daha etkileyici bir final olacaktı benim için. ama bu haliyle de dexter benim için önemli bir dizi olmaya devam edecek. soranlara da tatmin edici bir final yaptığını gönül rahatlığıyla söyleyeceğim.
elveda dexter, seni özleyeceğim.
30 tam günde Dexter’ı izlemiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, en az Lost’un finali kadar kötü bir final olmuş. Debra ile Dexter’ın sahnelerini çıkart, gerisi tam anlamıyla saçmalık, zaman geçirme; ama bu ikilinin birlikte görüldüğü her sahne çok duygulandırdı,üzdü beni. Tamam Harrison Dexter sahneleri, otobüse binmeden önce ettikleri veda, son kez telefonda konuştukları sahne de duygulandırmadı desem yalan olur. Hannah’ın ağlamamak için kendisini tutması da öyle.
Saxon’ın yakalanması, ölümü çok basit oldu. Ben bir şekilde Dexter’ın elemanı yakalayıp, masada halletmesini istiyordum.
Behlül Morgan esprisi çok güzel oturdu bu final bölümüyle. Behlül pardon Dexter kaçar.
Dizinin en önemli karakteri olan Masuka’nın kızının final bölümünde gözükmemesi de büyük bir hayal kırıklığı olarak kalbimde kalacak.
Çok fazla vurdum Dexter’a. Kabul etmek gerekir ki, uzun yıllar devam eden bütün dizilerin sorunu bu. House,Lost, hepsi sıradan finaller ile bittiler. Ondan dolayı daha fazla vurmayayım.
Bu arada ben o fırtınadan sağ çıkmış olması fikrini yedirmeye çalışmalarını Dexter’ın şansı için bile fazla buldum. Zorlama olmuş ama son hatrına kızmadım.
eğer dediğin gibi onla beraber sulara kendisinin gömüldüğü bir sahne yazılsaydı efsane olacaktı. dexter’ı neden yaşattıklarını bilmiyorum, ama bir umut sinema filmi çekeriz kafasındalarsa diye de korkmuyor değilim. o ikilinin sezonlarca birbirinden ayrılamayıp birlikte öldüğü bir final, ahh be senarist arkadaşım düşündükçe kahroluyorum. ben kafamda öyle yaptım finali.
Bin kurşunla ya da dostu birininkurşunu ile ya da şu son sezon ktüsünün elnde ölmesinden kesinlikle iyidir.
İntihar iyi fikirdi. Yaşaması ve sevdiklerinden uzak müebbet daha da iyi fikir. Kabul. Ama bunun işlenişi olmamış işte.
Dexter’ın sezonlar boyunca defalarca “hadi canım” dediğim bir şansı oldu doğruya doğru. Ama yine de yenilir yutulur şeyler, yaratıcı bişilerdi benim için. Bunda o yaratıcılığı göremedim, o yüzden bozuldum.
Yine de diyorum, ben ölmemiş ve başka bir yerde devam eden haline fit oldum. Eğer “teknesini fırtınaya doğru sürer ve dizi biter” şeklinde olsaydı son (son nefesini verişini biz görmeseydik) küfrü basacaktım açıkçası. Son oduncu sahnesi girmeden de “ya hayır yaaa, bize bırakmayın yaa” deyip durdum.
Bi de o teknesini fırtınaya sürerken “aha şimdi suda boğulma anına geçeceğiz ve hayatı dizi(!) şeridi gibi gözlerinin önünden geçecek” diye bekledim. Onun da yapılmamış olmasından mutluyum.
Bu arada Showtime uzantı dizisi istiyor ama izleyiciler “aman lütfen olmasın” modunda. Ben dahil.
Neyse, benim için efsane bir diziydi Dexter, böylece de sonunu da görmüş olduk.
Ya Debra ya Hannah demiştim, o kısım şaşmadı. Ama Debra gibi bir karakteri kaybetmek de ne bileyim, koydu ya bana. Ben hep severdim onu. Ölümünün Dexter’ın elinden olması da kısmını takdir ettim. İkilinin sahnelerinin güzel olduğna katılıyorum.
Dizinin finalinden tek bir isteğim vardı: Dexter’ın ölmemesi. Yakalanmasına bile bir derece razı olabilirdim. Kasırgaya doğru sürdüğünde kudurdum zaten. Ama neyse ki -dediğiniz gibi final olduğu için mantık aramıyorum- yaşadı. Debra’dan sonra herkesten uzakta, oğlunu Hannah’a bırakarak Behlül sakallarıyla sakin bir yaşam… Bana oldu ya.
Severek anacağım seni Dexter.
Daha önce de belirttiğim gibi, üzerinde ölü toprağı olan bir sezon izlememize rağmen bana kalırsa finali hayli tamamlayıcı, bütünleyici ve çarpıcı şekilde yapmışlar. Son iki sezonun temel sorunu, sezon başında başlayan önemli bir hikaye kolunun sezon ortasında aniden sonlanmasıydı. Bu nedenle tam anlamıyla zirveler yaşanamadı. Final sezonunda ise Saxon’un yeterli derecede geliştirilemeyen bir kötü adam olması, sezonun en büyük eksikliğiydi. “Bir “Üçlemeci” gibi iyi geliştirilen, derinlikli yazılan bir karakter olsaydı çok daha iyi bir sezon izlerdik. Bu konuda da bir eleştiri yapmamak olmazdı. Bir de finaldeki bazı hataları görmezden gelebiliyorum; çünkü yazarların vermek istedikleri mesaja, kullanmak istedikleri temalara ulaşmaları için bazı yerlerden hızlı geçiş yaptıklarına inanıyorum. Bir anlamda büyük resme dikkat çekmek için (ki finalde de aslında önemli olan budur), bazı detaylara önem vermemişler. Bu konuda eleştirileri de anlayabiliyorum.
Finale tekrar gelirsek, öncelikle yazarların beklenmedik bir son yazdığına inanıyorum. Dexter’ın ve(ya) Hannah’ın öldürülmesi (tabii ki Saxon tarafından) bana göre beklenen bir son olurdu. Debra’nın “bir anlamda” Dexter’ın elinden ölmesi ise beni gerçekten şaşırttı. Dexter ne öldü, ne tutuklandı, ne idam edildi, ne de Hannah ve Harrison’la mutlu oldu. Sezonlardır Dexter’daki değişme çabasına tanıklık ettik, bunu da gayet iyi işlediler ama Dexter bu çaba süresince etrafındakilere – özellikle Deb’in de Saxon tarafından vurulmasından sonra- zarar getirdiğine daha fazla inandı. Geriye hayatında önemli iki kişi kalıyordu: Hannah & Harrison. Harrison’ın Hannah’ı ne kadar sevdiği hem sezon içinde hem de sezon finalinde daha fazla vurgulandı. Hannah ise zaten kendisini yanında rahat hissettiği ve gerçek anlamda sevdiği tek kadındı. Onları da riske atamazdı; bu yüzden de kendinden ödün vermesi gerekti. Kendini öldürmesi, bir anlamda kolaya kaçmak olacağı için Dexter bileklerine kelepçeyi taktı ve kendini tutuklayıp dünyadan, sevdiklerinden soyutlayarak görünmez bir hapishaneye koydu. Son sahnelerde artık iç sesini, babasını da kaybettiğini gördük. Bu bağlamda, aslında müthiş derecede trajik bir durumla noktalandı Dexter’ın yolculuğu.
Deb’in öyle yaşamaktansa kendini öldürmesini isteyeceğini biliyordu ve bir kez daha Deb’e olan sevgisini gösterdi; yine onu korudu ve o halde yaşamasına izin vermedi. Debra’yla vedalaşması yine iyi düşünülmüş ve harika bir atmosfer eşliğinde gerçekleşen bir sahneydi. Kasırga, kara bulutlar da karanlığın tekrar döneceğine dair kullanılan güzel sembollerdi. Dexter karanlığa girerken; Harrison & Hannah aydınlığa, güneşe yol alıyordu. Yine Dexter’ın 8 sezon boyunca gizlice işlediği cinayetlerin aksine, finalde alenen cinayet işlemesi de çok hoş düşünülmüş bir ayrıntıydı. Son sahnede; mutsuz, yalnız bir Dexter’ın, başladığı noktaya – Karanlık Yolcusu’na – yavaş yavaş ekranın kararması ve kameraya bakması eşliğinde geri dönmesi de son derece anlamlıydı. Bu açıdan, Dexter’ın yolculuğu bir nevi dairesel bir yolculuk oldu. “Breaking Bad”de nasıl bir “dönüşüm” hikayesi izliyorsak, “Dexter”da da bir “dönüşme çabası” hikayesi izledik.
Sonuç olarak, herkesin öldüğünü sanması yönünden maddi anlamda, içinde bulunduğu psikoloji yönünden ise manevi anlamda “hayalet” olan bir Dexter vardı son sahnede…
Kesinlikle özleyeceğiz bu diziyi ve kadroyu
Diziyi uzun süredir izleyenlerin yorumlarını okudukça, fazla mı sert şeyler yazmışım dedim. Düşüncelerim yumuşama eğilimi göstermeye başladı
Hem Dexter’ın, hem Breaking Bad’in, hem Downton Abbey’nin rekorlar kırmasına sevindim ayrıca.
darkcrystal eline sağlık. analizini zevkle okudum. birçok yerine katılmadan edemedim. acımız henüz çok taze. duygular zamanla yerine oturacaktır tahmin ediyorum, ki ben zaten finalden tatmin olmuş biri olarak söylüyorum bunları.
kesinlikle özleyeceğiz bu miami departmant ailesini
Bir de şuna bakın.
Şimdi
kötü bir final; hepimizi öfkeden kudurtan bir final olurdu muhakkak.
çok daha iyi bir final olurdu benim için.
Neyse, çok da hoşuma gitmeyen bir finaldi kısaca; ama ben bu son sezondan sonra buna da razıyım…
Bu arada dkamoy ve ozgun14:
http://www.youtube.com/watch?v=ZzSq9GJ3FPw
“Bir kere kim ne derse desin; dizide bana göre mutlu sonu en çok hak eden insanın yani Debra’nın öldürülmesi hamlesi çok yanlıştı” demiş ya aynen hele debra dururuken hannah mutlu sona ulaştı ya çıldırcam.
Birde finale giden yolda Dexterin saxtonu bir anda öldürmemeye karar vermesi basit dizilerin yaptığı hareketlerden.Orası Dexter’a yakışmadı.Daha ikna edici bir yol bulunabilirdi.
Dexter’ın ölmemesi hakkında da bir arkadaşım şöyle bir yorum yaptı:Dexter gibi kişiliklerin canları kıymetli oluyormuş.O yüzden Dexter intihar edememiş.Bu bilgi ne kadar doğru bilmiyorum ama final için ikna edici bir bilgi olabilir.
bu diziye öyle bir tanıtım yazma isteğim var ki uzun zamandan beri. istediğim gibi olmayacak diye yazamıyorum. böyle kalması da çok üzüyor. ama bir ara kesin yazacağım. bir bu, bir de friendsle ilgili geniş bir yazı bayaadır aklımda.
nerden geldi bu aklıma şimdi? en çok tutulanlara bakayım dedim yeni gelişmeden sonra, bunu gördüm, öyle işte.