22dakika.org

HBO’nun sonbahar yenilerinden Divorce, yarım saatlik bir kara komedi. En önemli özelliği, Sex and the City’nin bitişinin üzerinden 12 yıl geçtikten sonra Sarah Jessica Parker’ın HBO’ya dönüşüne şahit olduğumuz dizi olması.

Amerika’da oldukça popüler olan İngiliz dizisi Catastrophe’nin yapımcısı Sharon Horgan, dizinin arkasındaki isim. Sarah Jessica Parker da dizinin mutfağında bulunan isimlerden.

10 bölümlük ilk sezonu 11 Aralık’ta kapatacağını ve 10 bölümlük 2. sezon onayı da aldığını belirtip konuya geçiş yapalım:

17 yıldır evli olan Frances ile Robert çifti ve iki çocukları, New York’un Westchester’ında yaşayan orta sınıf bir ailedir. Robert olayları fazla büyütmeyip geçiştirdiği için pek farkında olmasa da Frances, artık evliliklerinde iyice bunalma noktasına gelmiş, çok mutsuz bir kadındır. Kocasının en ufak yanlışları bile onu gereğinden fazla irrite etmektedir ama bunun için kavga edecek takati bile kalmayan biri haline dönmüştür.
Bir gün, Frances’ın en yakın arkadaşlarından Diane’in 50. doğum günü partisine gitme hazırlıkları yaptıkları sırada yine bir kriz patlak vermiş ama Robert yine bir şey olmamış gibi davranmıştır. Parti sırasında uzaktan kocasını izleyen Francis’in taşmasına artık iyice ramak kalır.

Tıpkı Frances gibi evliliklerinden yorulmuş olan ama daha iyi şartlarda yaşayan doğum günü kızı Diane, kocasına sinirlenip 50. yaş bunalımının ve alkolün de etkisiyle partide büyük bir olay çıkarır. Bu sırada Robert ciddi bir ölüm tehlikesi atlatır. Frances bunun üzerine artık tam olarak aydınlanma yaşar ve ağzından o kelimeler sonunda dökülür. Hala umursuyorken hayatını kurtarmak istediğini, artık kocasını sevmediğini ve boşanmak istediği söyler.
Çok geçmeden işin altında önemli bir ayrıntı daha olduğunu öğreniriz. Frances’in bir süredir birlikte olduğu Julian adında biri vardır. Beklenmedik bir şekilde Robert bunu öğrendiğinde, Frances boşanma sürecinin umduğu gibi kolay geçmeyeceğini anlar.

Ana karakterlere ve oyunculara göz atacak olursak…

Hayatında taze bir başlangıç yapmak isteyen, bunu yaparken aslında kocasını incitmek istemeyen, kendince haklı sebepleri olan ama her zaman doğruyu yaptığı konusunda şüphe uyandıran Frances, Sarah Jessica Parker tarafından canlandırıyor.

Nazik ve düşünceli bir adam olmasa da karısına ve çocuklarına sadık bir adam olan Robert, karısının isteği karşısında şok oluyor. Artık rahatça birbirleriyle konuşup meselelerini yüksek sesle dile getirmeye başladıklarında ise Robert’ın da başka taraflarını görmeye başlıyoruz.

Karakter, Spider Man 3 ve Easy A gibi filmlerden tanıyabileceğiniz Thomas Haden Church tarafından canlandırılıyor.

Frances’in en yakın arkadaşlarından Diane, kocasıyla bazı problemleri olsa da hem Frances’e kıyasla daha umursamaz olduğundan, hem de zengin olmasının verdiği rahatlıkla başka şeylere odaklanmayı başarıyor ve bu şartlarla daha kolay baş edebiliyor. Dizinin renkli ve eğlenceli tiplemesi.

Karakter, Wet Hot American Summer: First Day of Camp ve Enlightened gibi dizilerde izlediğimiz Molly Shannon tarafından hayat buluyor.

Diane’in kocası ve Robert’ın yakın arkadaşı olan Nick ise Homeland’ten tanıyabileceğiniz Tracy Letts tarafından canlandırılıyor.

Dallas da yine Frances’in en yakın arkadaşlarından biri. O çoktan boşanmış bir anne. Frances ve Diane birçok konuda ona özeniyor.

Karakteri yakın zamanda Homeland ve Mad Men’de gördüğümüz Talia Balsam canlandırıyor.

Tom ve Lila, Frances ile Robert’ın çocukları. Memnuniyetsiz, ebeveynleriyle iletişimleri bozuk, tipik günümüz çocukları şeklinde tanımlanabilirler.

Tom’u Charlie Kilgore (Moonrise Kingdom), Lila’yı ise Sterling Jerins (World War Z, The Conjuring) canlandırıyor.

Sex and the City sever biri olarak Sarah Jessica Parker’ı tekrar bir HBO komedisinde izleme fikri çok cazip geldiği için adını duyduğum ilk andan beri merakla beklediğim bir diziydi Divorce. Bu da kadın-erkek ilişkilerini merkezine koyan bir dizi ama bu üç şey dışında ortak hiçbir yanları yok elbette. Divorce biraz soğuk bir dizi, trajikomik olaylar üzerinden ilerleyen bir komedi. Frances de Carrie Bradshaw’dan oldukça farklı bir kadın. Sarah Jessica Parker’ın doğru projeyi bulduğu takdirde parlayan, gayet iyi bir oyuncu olduğu olduğunu düşünürüm. Burada doğru rolü kesinlikle bulduğunu ve karakterine çok yakıştığını düşünüyorum. Yani Sex and the City sonrasındaki sinema kariyerinde yaptıklarını biraz da olsa affettirebildi.

İspiyon olmaması adına çok yüzeysel geçtiğim için yazıda belli olmasa da karakterlerinin gayet iyi yazıldığını düşünüyorum. İlerleyen bölümlerde / sezonlarda iyice açılacağına dair umutlarım da var. Yine de genel tabloya baktığımızda, şu an itibarıyla dizinin çok farklı, çok şaşırtıcı bir şeyler sunduğunu söyleyemem. Sadece yaptığı şeyi yerli yerinde ve doğru bir şekilde yapıp düzgün bir dizi olmayı başarıyor.  Bu sonbaharın vakit ayırmaya değer yeni dizilerinden biri.

İzleyecek olan herkese iyi seyirler…