Ergo Proxy | Anime — Tanıtım
12 yorum havintk 19 Kasım 2011 19:24
Ergo Proxy
25 Şubat – 12 Ağustos 2006 yılları arasında yayınlanan anime Ergo Proxy toplamda 23 bölümden oluşan bir animedir. Yönetmenliğini Shuko Murase yapmış, senaryosunu ise Dai Sato kaleme almıştır. Bilim kurgu – gerilim ve noir türlerinin sentezi olan anime, özellikle puslu, depresif havasıyla türü sevenlerin dikkatini çekecektir. Diğer yandan animelerde dikkat edilen önemli özelliklerden biri olan etkileyici soundtrack müziklerine bu animede de önem verilmiştir. Dizinin açılış müziği Monoral‘in Kiri isimli şarkısı, kapanış müziği ise çok sevilen müzik grubu olan Radiohead‘in Paranoid android adlı parçasıdır.
Ergo Proxy
*Yazımızın buradan sonrası ufak ufak ispiyonlar barındırabilir.*
Bu bağımlısı olunabilecek dizinin konusuna gelecek olursak…Ergo Proxy, dünyada meydana gelen çeşitli ekolojik olaylardan sonra insanların inşa ettikleri kubbe içindeki Romdeau adlı ütopik bir şehirde başlar. Romdeau, otoriter bir yönetimle birlikte katı kuralların hakim olduğu, bu şekilde de barışın sağlandığı gizemli bir şehirdir. Tamamıyla tüketim odaklı, “fabrikasyon insan modeli” oluşturan şehirde, aynı zamanda insanlarla birlikte onlara hizmet etmeleri için tasarlanmış auto-rave denilen robotlar da bulunmaktadır. Aynı zamanda şehrin güvenliğini de sağlayan bu robotların “cogito” adlı virüs sebebiyle cinayet işlemeye başlamasıyla Romdeau’nun “huzurlu” yapısı bozulur ve cinayet davalarıyla ilgilenmesi için ana karakterimiz Real Mayer ve android (auto-rave) ortağı Iggy görevlendirilir. Bundan sonrasında, ana karakterimiz R.Mayer ve ortağı şehrin gizemiyle ilgili pek çok şey öğrenecektir.
Iggy – Real Mayer
Animenin güzel yanlarından biri de aksiyon sahnelerinin azlığı ve bununla birlikte gelişen uzun diyaloglardır. Bu sayede, karakterler iyice özenle yaratılmıştır. Animenin önemli karakterlerine bakacak olursak:
R.Creed – V.Law – Pino – R.Mayer
Real Mayer: Cinayet olaylarını çözmek için görevlendirilmiş, dedektif kızımızdır. Mavi göz makyajıyla dikkat çeker. Oldukça keskin, anlaşılması zor bir kişiliğe sahiptir.
Vincent Law: Şehre çalışmak için gelir, hafızasını kaybettiği için önceki benliğiyle ilgili hiçbir şey hatırlamamaktadır. Real Mayer’e sevdalıdır.
Pino: Virüs bulaşmış, çocuk görünümlü androiddir. Kendisini çok yalnız hisseder, sürekli bir arkadaş bulma çabası içersindedir.
Iggy: Real Mayer’e aşırı bağlı olan android ortağıdır.
Raul Creed: Şehrin güvenlik biriminden sorumlu kişidir. Vincent Law’dan nefret etmektedir.
Ergo Proxy‘nin bir diğer özelliği ise, içinde pek çok alana yapılan göndermelerdir ki bölüm sonlarının bazılarında bu göndermelerin ne olduklarına değinilir. Örnek verecek olursak; “tek tip insan” modelini eleştiren animede auto-ravelere bulaşan virüsün adı “cogito” Descartes‘ın “Düşünüyorum o halde varım (Cogito ergo sum)” sözünden gelmektedir. Virüslerin bulaştığı androidlerin virüs etkisiyle sorgulayan, şehir insanlarının aksine düzene karşı savaşan, inançları gelişen mekanizmalara dönüşmesi ilginçtir. Bunun yanında tabii, animeyi izlerken size hiçbir şey bilmiyormuşsunuz gibi hissettiren bir çok bilgiyle daha karşılaşabilirsiniz.
SON SÖZ: Son derece depresif bir animedir. Fütürizm izleri taşır, ayrıca içeriğinde psikoloji, mitoloji ve felsefe de çok büyük yer tutar. İzlerken karamsar ve ümitsiz ruh haline bürünebilirsiniz. Lakin, amaç da budur. Çağlar geçse de sömürgeciliğin değişmeyeceğini, sadece sömürenlerin bunu meşrulaştırmak için yeni yollar bulacağını geçmişten atıflarla, gelecekten kurgularla bize gösteren oldukça etkileyici bir yapımdır.
*Ufak bir not: Animeyi izleyip sevdiyseniz, benzer bir konuyla yine ütopik bir dünyada düzeni eleştiren bir kitap olan Cesur Yeni Dünya isimli kitabı tavsiye ederim.Keyifli seyirler diliyorum…
yorumlar
Anime posketleri üzerine ilgimi çeken iki dizi olmuştu.Biri Full Metal Alchemist, öteki de bu idi.Böyle bir tanıtımdan sonra hangisine öncelik vereceğime karar verdim, ellerine sağlık havintk
Bu arada bu posketlerde ara biraz fazla uzadı sanki.Valla unuttum ilk iki bölümde anlatılanları,terimleri falan.Tam gaza gelmiş,dalıyordum animeler dünyasına; sonra kaynadı araya.Bu tanıtım sayesinde hatırladım
Animeler poskette anlatılmaya başlandığında benim de 2 tane seçtiğim olmuştu. Biri Death Note ve Ergo Proxy.. Ama ben de bütün posketler bittikten sonra oluşan listeden seçip izleyecektim. Bu animeyi de yeniden hatırlamış oldum. Ağır olduğunu hatırlıyordum ama konu çıkmış aklımdan. Neyse, güzel bir tanıtım olmuş @havintk, ellerine sağlık
@rpdi , @aytackara; teşekkür ederim ikinize de, death note‘u izlemedim ama Full Metal Alchemist‘i de önerebilirim, ara ara izliyorum. Gayet güzel gidiyor.
@havintkFMA çok iyi bir anime, eğer onu beğendiysen (ben mangaya bağlı olmayan ilk versiyonunu daha çok beğenmiştim) kesinlikle ve kesinlikle Death Note’a bayılacaksın. Hatta Death Note’u bitirdiğinde insanlar ne düşünüyor diye forum forum gezecek, yıllar sonra ismini duyduğunda bile bir “ah” etmeden duramayacaksın. Death Note en iyi animeler sıralamalarında hep başı çekti ve çekmeye de devam ediyor.Hani Amerikan dizilerinde uçaktan atlamak üzere olan askerlere çavuşları “Go! Go! Go!” diye bağırır ve iter ya, ben de buradan Death Note izlemeyenlere öyle bağırmak istiyorum. Durduğunuz kabahat! En azından ilk bölümünü izleyin, zaten arkası gelecektir.
Çok fazla anime izlediğimi söyleyemem ama FMA:Brotherhood serisi efsane bi’ seridir benim için. Death Note da onun ardından gelir anime sıralamamda..Ama cidden FMA izlemeyen kalmasın.Bu kadar sağlam bi’ senaryo, karakter işlenişi vs. bi’ anime için fazla diyorsunuz.
ilk kez anime izleyecekler için kjesinlikle ama kesinlikle death note öneririm
Ergo Proxy ; hastalık derecesinde güzel çizimler, derinliği olmayan bir ana karakter, bittikten birkaç dakika sonra bile hatırlamayacağınız vasat ve civa ağırlığında akan senaryo, çok derinlikli ve katmanlı simgesel bir anlatım ve boğucu, puslu, anlamsız, boşluk hissi veren, kafa karıştıran bir atmosfer.
Ergo Proxy biraz da meydan okuma gibi bir animedir; anlamak ve içine girmek çok, çok zordur – bunu başarsanız bile muhtemelen listenizin üstlerinde kendine yer bulmayacaktır.
havintk’nın notuna ekstra bir not daha: eğer bu tip kurguları seviyorsanız 80 öncesi yazılmış tüm bilim kurguları okuyabilirsiniz: ray bradbury, aldous huxley, h.g. wells, philip k. dick… başlıca yazalar.
Bu kadar öneriden sonra zaten başlamak farz olur, tavsiye için tşk ederim. En kısa zamanda başlarım Death Note‘a.
@setran; “cesur yeni dünya” kitabını önermemin nedeni türü değildi, elbette bir çok yazar var bu konuda. Ama bahsettiğim kitapta ve Ergo Proxy de diğerlerinin aksine olması gereken değil, yanlış olan bir kurulu düzenden bahsedilir ki ikisinde de insanlarda sahte bir mutlulukla birlikte “herkes herkes içindir” anlayışı vardır. Şimdilerde ki apolitik gençliğin daha da bir uç noktası gibi etraftan bir haber topluluk… yoksa söylediğin yazarlarında bazılarını okudum gerçekten güzel bilim kurgu kitaplarıdır.
Anime dünyası muhteşemdir. Başlangıç olarak death note’u öneririm. Animelerin de diziler gibi farklı tarzları var. Fantastik kurgu, bilim kurgu olabileceği gibi romantik animelerde var.
Full metal Achemist(İki erkek kardeş bambaşka bir dünyada kaybettiklerini yerine koyabilmek için çalışıyor), Claymore(muhteşem çizimler elinde kocaman kılıçlarla yaratık kesen güzel kızlar), Great Teacher Onizuka(komedi), Blood+ (vampirimsi yaratıkları avlayan liseli kız), Basilisk (Ninja aileleri arasında geçen romeo juliet hikayesi) benim aklıma gelenler.
Anime dünyası çok zengin ve keyiflidir herkese tavsiye ederim.
Çok iyi bir tanıtım yazısı olmuş. Bugün müziklerini dinleyince merak edip, inceledim. Anime dünyasıyla ilgili fazla bilgim yok fakat listeye not alındı, bakılacak en kısa zamanda.
Yihhuuu! Elde var 1!
“Benim” en sevdiğim animeler arasında yer almaz, hatta aradığımı bulamadığım bir anime olmuştu. Ama felsefe vs. seven depresif bişilerin peşinde olanlar için anime sevse de sevmese de kaçırılmayacak bir dizidir Ergo Prokşi. En azından ilk bölümüne kesin bakılması gereken kült bir iş olduğu için gündeme getirmek istemiştim. Sevindim birinin işine yaramasına.
Ay ben de bi Hunter x Hunter şarkısı paylaşayım bari.