Watergate hataydı. Martha haklıydı.

ABD şu sıralar başka skandallarla uğraşadursun, 50 yılı geride bırakmak üzere olan ve izlerini günümüze taşıyan olaylar dizisi Watergate, bir dönemin en büyük siyasi skandalı olarak tarihe imzasını atmıştı. Skandal, elbette pek çok kez ve farklı şekillerde kendisini ekranda buldu. Bunların en yeni örneği ise Gaslit dizisi oldu.

Starz’ın ekrana getirdiği mini dizi 24 Nisan-12 Haziran arasında yayınlandı, 8 bölüm sürdü. Leon Neyfakh imzalı Slow Burn adlı podcastten esinlenilerek hazırlandı. Dizinin yapım ekibinde Sam Esmail (Mr. Robot, Homecoming, Angelyne) de yer alırken yapımını Anonymous Content, Universal Content Productions ve bahsi geçen podcasti yayınlayan Slate üstlendi.

Geniş kadrosunda Esmail’le daha önce Homecoming’in ilk sezonunda da çalışan Julia Roberts, Sean Penn, Dan Stevens, Betty Gilpin, Shea Whigham, Darby Camp‘in yanı sıra Allison Tolman, Chris Bauer, Carlos Valdes, Hamish Linklater, John Carroll Lynch, Patton Oswalt, Nat Faxon, J.C. Mackenzie, Erinn Hayes ve Brian Geraghty gibi isimler yer alıyor.

John N. Mitchell (prostetik makyajlı Sean Penn) ve Martha Mitchell (Julia Roberts)

John Dean (Dan Stevens) ve Mo Dean (Betty Gilpin)

Howard Hunt (J.C. Mackenzie) ve bıyıkları yolunası G. Gordon Liddy (Shea Whigham)

Watergate Skandalı

Watergate, ABD’nin başkenti Washington’da bulunan bir otel ve iş merkezinin adı aslında ve skandal, bu binada ortaya çıktığı için bu adla biliniyor. 1972-1974 arasını kapsıyor ve dönemin Cumhuriyetçi başkanı Richard Nixon ve ekibini içeriyor.

Nixon’ın ilk dönemini tamamlamaya ve ikinci kez seçilmeye hazırlandığı bir dönemdeyiz. 17 Haziran 1972 günü,  o zamanki ana muhalefet partisi olan Demokratik Parti’ye bağlı Demokratik Ulusal Komite‘nin (DNC) genel merkezine 5 kişi girer. Daha doğrusu büroya girerken polis tarafından yakalanarak tutuklanırlar. Gel zaman git zaman derken Nixon yönetiminin suçla olan ilgilerini örtbas etmeye yönelik girişimleri, büyük bir skandala ve Nixon’ı (halen) ABD’nin istifa ederek görevden ayrılan tek başkanı olmaya götürür.

Unutulmuş karakterleri ve anlatılmamış hikayeleri anlatma amacıyla yola çıkan Gaslit, merkezine ise daha çok Martha Mitchell‘ı koyuyor. John N. Mitchell, Nixon yönetiminin sadık başsavcısı olarak bilinmekte, eşi Martha ise dönemin sosyetesinin önde gelenlerinden birisidir. Hatta medya ve TV sayesinde toplumda belli bir tanınırlığı da vardır. Martha, Beyaz Saray’dakilerin yasadışı bazı işlere bulaştığını söyleyen kişi olarak fitili de ateşler ve Watergate’in Kassandra‘sı olur.

Beyaz Saray Tesisatçıları: E. Howard Hunt (Harrelson) ve G. Gordon Liddy (Theroux)

Bonus:

Dizinin açıklanan ilk kadrosunda Armie Hammer ve Joel Edgerton da yer alıyordu. Edgerton’ın kardeşi Nash Edgerton da yönetmenlik yapacaktı. Ancak Hammer, sosyal medya skandalının ardından kadrodan ayrıldı. Edgerton’lar da güya takvim uyuşmazlığından dolayı veda etti. Yerlerine Dan Stevens, Shea Whigham ve yönetmen Matt Ross geldi.

HBO da şu sıralar kendi Watergate dizisini hazırlıyor. The White House Plumbers’ın başrollerinde Woody Harrelson, Justin Theroux, Judy Greer ve Lena Headey bulunuyor. Biraz daha farklı olarak Liddy / Hunt’a ağırlık vererek anlatacaklar gibi duruyor.

— Watergate skandalı sırasında yaşananlar “The Martha Mitchell Effect” kavramını literatüre soktu. Hatta Netflix de birkaç hafta önce bunu konu alan bir belgesel yayınladı. Watergate, sansasyonel olayların -gate ekiyle adlandırılmasına öncü oldu.

Yorum

Watergate, üstünkörü biliyorum diyebileceğim bir skandal. Daha fazlasını görmeye hayır demediğimden diziye başladım, iddialı kadrosu da üstüne gelivermiş oldu.

Skandalın öncesini ve sonrasını genel bir çerçevede anlatıyorlar elbette ve bunu yaparken siyasetin dibine kadar girmiyorlar ama Gaslit’te esasında karakterlere odaklanan bir iş çıkmış. Temposu bir ölçüde yavaştı gerçi, daha dinamik ilerlese daha tatmin edici olabilirmiş diye düşünmedim değil. 8 bölüm sonunda kapanış yazılarıyla birlikte tarihte olup bitenleri toparlayıp gittiler, iyi de bir özet oldu ve bu açıdan tatmin edici ilerlediğini söyleyebilirim.

Yine de Gaslit’i Martha ve dolayısıyla Julia Roberts’ın performansıyla hatırlayacağım. Kesinlikle dizinin en dişe dokunur tarafıydı ve umarım bir şekilde karşılığını da alabilir. Dan Stevens, Betty Gilpin, Marisa Tomei başta olmak üzere kadronun çoğunun bir yerlerden tanıdık olması da dizide olup bitenlere ve gidişata bakarsak işime geldi. Gerçi prostetik makyaja bulanmış Sean Penn’li John’u ve bıyıkları yolunası Liddy’yi (Shea Whigham) tercihen unutmayı tercih ediyorum.

Gaslit, siyasi dramalara göz kırpanlara ya da kadrosunu beğenenlere denemesi için tavsiye olabilir. İyi seyirler ve hazır gelmişken: