İngiliz Kraliyet Tarihini Dizilerle Takip Etme Rehberi
15 yorum aytackara 06 Haziran 2017 09:13
Dünyanın en güçlü milletlerinden birisi olan İngilizler, kraliyet tarihi boyunca yaşadıklarıyla ve yaptıkları sayesinde diziler ve filmler için malzemesi oldukça bol bir millet. Bu nedenle zaman zaman bu tarihin bir parçası karşımıza dizi olarak geliyor elbette. Ben de tarihi bir rehber hazırlamak amacıyla bilgim dahilinde ve kronolojik giderek İngiliz kraliyetini konu olan dizileri kısaca toparlayayım dedim.
Başlayalım bakalım.
Ünlü İngiliz yazar William Shakespeare’in yazdığı tarihi oyun türündeki iki dörtleme BBC Two tarafından dizi haline getirilmiştir. İlk sezon 2012’de, ikincisi 2016’da yayına girdi ve toplamda yedi bölümden oluşuyor. Ancak The Hollow Crown‘ın bölümleri aslında film uzunluğundadır, 111-148 dakika arasında değişmekte.
Yedi bölüm boyunca sırasıyla II. Richard, IV. Henry, V. Henry, VI. Henry ve III. Richard‘ın hayatları, dönemlerinde yaşananlar işleniyor. IV. ve VI. Henry’ler ikişer bölümle anlatılıyorlar. Tarihsel olaraksa 1399’dan giriyoruz ve çıkışı 1485’te yapmış oluyoruz. Kralları sırasıyla Ben Whishaw, Jeremy Irons, Tom Hiddleston, Tom Sturridge ve Benedict Cumberbatch canlandırıyorlar. Hatta birden fazla ödül adaylığı ve ödül kazanan dizi, Ben Whishaw ve Simon Russell Beale’e BAFTA kazandırdı.
Üstelik kadrosunda David Suchet, Patrick Stewart, David Morrissey, Tom Hughes, James Purefoy, Julie Walters, Michelle Dockery ve John Hurt gibi isimler de bulunuyor.
2) The White Queen
İngiltere’de 1455-1485 arasında Güller Savaşı ismiyle bilinen bir iç savaş yaşanmıştır. Tahttaki Lancester ailesinin ve ona karşı ayaklanan York ailesinin mücadelesi de bu savaşa sahne olmuştur. İngiliz kraliyet tarihi hakkında merkezine kadınları koyarak romanlar yazan Philippa Gregory, bu savaşı konu alan bir dizi roman da yazdı. Bunlardan savaşı üç farklı kadının gözünden anlatan üç kitabı dizi haline getirildi.
Mini dizi 2013’te Starz/BBC ortaklığıyla ekrana geldi ve sezonu 10 bölüm sürdü. Rebecca Ferguson, Max Irons, James Frain, David Oakes ve Amanda Hale gibi isimler de kadrosunda yer alıyor. 1464’le diziye girip savaşın bittiği 1485’ten çıkıyoruz. Detaylı tanıtım burada mevcut.
Not: The Hollow Crown‘un ikinci sezonu tarihsel olarak The White Queen‘i de kapsıyor haliyle. İki bölümlük VI. Henry kısmının içinde sürekli bir taht kavgası içinde olduğu IV. Edward da kendisine yer bulmakta. Ama o dizi savaşı VI. Henry’nin tarafından anlatırken bu dizi ise daha kalıcı bir hükümdar olan IV. Edward’ın dönemine ve sonrasında başa geçen III. Richard’a odaklanıyor.
3) The White Princess
Philippa Gregory’nin yazdığı aynı serinin bir diğer kitabından uyarlama olarak yine Starz kanalında ve nisan ayında başladı. Sezonu sekiz bölüm süren dizi, 5 Haziran’da bitti. Hikayesi savaşın ve The White Queen’in hikayesinin bitişi olan 1485’te ve birkaç gün sonrasında başlıyor. Ardından 1500’e doğru ilermeye başlıyoruz. Aslında çoğu karakteriyle The White Queen’in devam dizisi ama bunun için onu izlemeye özellikle gerek yok. Detaylı tanıtım için buraya bakabilirsiniz..
The White Queen’in merkezinde Beyaz Kraliçe olarak bilinen Elizabeth Woodville var. The White Princess’in merkezinde ise Elizabeth ile IV. Edward‘ın evliliğinden olan kızları, Beyaz Prenses lakaplı Yorklu Elizabeth bulunuyor. İç savaşın en sonunda Tudor hanedanı galip geldi ve başa tarihteki ismiyle VII. Henry geçti.
Yorklu Prenses Elizabeth ile Henry arasında büyükler tarafından savaş bitmeden evlilik sözleşmesi yapılmıştır. Elizabeth de hem sevdiği adamı öldüren kişiden intikam almak için hem de ailesinin olan tahtı geri almak için yemin ediyor. Dizinin başrollerinde Jodie Comer, Jacob Collins-Levy, Rebecca Benson ve Michelle Fairley yer alıyor.
4) The Tudors
Bu dosyanın en ünlü dizisi tabii ki bu. Yorklu Elizabeth ile VII. Henry’nin ikinci oğlu Henry ya da bildiğimiz ismiyle VIII. Henry‘nin hükümdarlığı Showtime bünyesinde dizi oldu. The Tudors, 2007-2010 arasında dört sezon boyunca ekrana geldi. Jonathan Rhys Meyers, Henry Cavill, James Frain, Natalie Dormer ve Max Brown gibi isimler de kadrosunda yer aldı.
Diziyi VII. Henry’nin ölümünden sonra başa geçen VIII. Henry Aragonlu Katherine ile evli ve henüz bir erkek varisi yokken açıyoruz. 1519 civarında başlayan hikaye Henry’nin 1547’deki ölümüyle kapanıyor. İngiliz kraliyetinin en ünlü kralı olan Henry’nin yaşamı boyunca altı tane eşi ve bazı metresleri olmuştur. Henry’nin erkek varis sahibi olmak ve tekrardan evlenebilmek için İngiltere’yi Katolik Kilisesi’nden ayırıp Anglikan Kilisesi’ni kurmuş olması da malum. İkinci eşi Anne Boleyn‘i de yeterince duyan ve bilen vardır diye tahmin ediyorum. Dört sezona yayılan bolca başka hikaye de var elbette.
Not: VIII. Henry’nin hükümdarlığı sırasında geçen kadın odaklı bir dizi roman da yazan Philippa Gregory’nin bu romanlarından Boleyn Kızı (Boleyn Girl) isimli kitabı ise film olmuştur. 2008 yapımı filmin başrollerinde Scarlett Johansson, Natalie Portman ve Eric Bana yer alıyor.
Hilary Mantel’in Wolf Hall ve Bring Up the Bodies isimli iki romanı da mini dizi olarak ekrana geldi. Tarih olarak The Tudors’un Wolf Hall‘u da kapsadığını söyleyebiliriz. Çünkü VIII. Henry’nin Anne Boleyn ile olan evliliği ve varılan malum sonu işleyen bir yapım.
Ancak bu sefer olaylar VIII. Henry’nin başbakanı olarak görev yapan ve ona büyük yararı dokunan Thomas Cromwell üzerinden anlatılıyor. Dizinin başrolünde rolüyle BAFTA kazanan Mark Rylance yer alırken, VIII. Henry’yi Damian Lewis ve Anna Boleyn’i de Claire Foy canlandırıyor. Altı bölüm süren dizi de BAFTA ve Altın Küre ödülü kazandı. Diziyi BBC Two kanalı yayınladı.
VIII. Henry vefat ettikten sonra tahta Jane Seymour‘dan olma oğlu VI. Edward geçmiş, altı yıl kadar sonra veremden ölmüştür. Ardından dokuz günlüğüne Jane Grey, sonrasında Henry’nin Aragonlu Catherine’den olma kızı I. Mary tahta geçti. Beş yıl sonra o da varissiz ölünce yerine Anne Boleyn’den olma I. Elizabeth geldi.
Durumdaki ironi bir yana 45 yıl tahtta kalan ve 1603’te ölen Elizabeth’in hayatı ve hükümdarlığı da dizilere ve filmlere konu olmuştur. Bunların ilki BBC’nin hazırladığı dört bölümlük mini dizi The Virgin Queen oldu. Başrolünde Anne-Marie Duff’ın olduğu dizi, politik hayat kendisine yer bulsa bile Elizabeth’in özel hayatına daha çok eğilen bir yapım. Buna da annesinin yaşadıklarının kendisi üzerindeki etkisi ve Robert Dudley ile olan ilişkisi dahil.
Robert Dudley’i Tom Hardy‘nin canlandırdığı dizide Ian Hart, Kevin McKidd ve Emilia Fox gibi oyuncular da bulunuyor.
I. Elizabeth’in hükümdarlığının ve hayatının son 24 yılı ise Channel 4-HBO ortaklığıyla mini dizi oldu. İlk bölümde kraliçenin özellikle Jeremy Irons’ın oynadığı Robert Dudley ile olan, ikincisinde Hugh Dancy’nin canlandırdığı Robert Devereux ile olan ilişkisine yer verildi. İskoç Kraliçesi Mary Stuart‘ın Elizabeth’in tahtında hak iddia etmesi ve diğer devlet meseleleri de cabası.
Jeremy Irons ve Helen Mirren’a Emmy ve Altın Küre ödülü kazandıran dizi toplamda dokuz Emmy ödülü, üç de Altın Küre topladı. Elizabeth I‘ün kendisi de bu ödülleri kazandı.
Ek: Mary Stuart’ın hayatı da The CW yapımlarından Reign ile dizi haline geldi. Ancak dizide Fransa’nın gelecek varisi ile evlendirilip Fransa’ya gönderilen Mary’nin oradaki hayatı ağırlıklı olarak anlatılıyor. Mary’nin ölümüne doğru ilerleyen dizide I. Elizabeth’i Rachel Skarsten canlandırıyor.
8) Victoria
1837–1901 arasında başta kalan ve en uzun süre tahtta kalan ikinci hükümdar olan Kraliçe Victoria‘nın hayatı da Victoria ismiyle dizi oldu. ITV’nin sekiz bölümlük ilk sezonunu yayınladığı dizi ikinci sezon onayı da aldı. Başrolde ise Doctor Who ile bilinen Jenna Coleman yer alıyor. Daha detaylı tanıtım için dizinin ismine tıklayabilirsiniz.
Diziye IV. William‘ın ölmesiyle ve böylece sıranın Victoria’ya geçmesiyle başlıyoruz ve en azından ilk sezonunda Victoria’nın bir hükümdar olma yolunda başından geçenler, evliliği ve hamileliği gibi konular işleniyor. Victoria’nın kraliçenin ölümüne kadar hikayesini devam ettirmesi ve vakti gelince Jenna Coleman’ın ve diğer oyuncuların yerine başkalarının bulunması planlanıyor.
9) The Crown
Günümüze en yakın dizi Netflix’ten geldi. 1952’de başa geçen ve hala tahtta olan 91 yaşındaki II. Elizabeth tahtın en uzun süre başında kalan isim. Netflix dizisi The Crown geçtiğimiz kasım ayında başladı ve ilk sezonu 10 bölüm sürdü. İkinci sezon onayı da aldı.
The Crown, Elizabeth’in babası VI. George hala hayattayken ve Elizabeth evlenmek üzereyken başlıyor. Yani 1947 yılındayız ve Elizabeth’in yaşadıklarına tanık olmaya başlıyoruz. Şu an dizinin altı sezon sürmesi ve günümüze yaklaşması planlanıyor. The Crown’ın başrollerinde Claire Foy ve eşi Prens Philip rolünde Matt Smith yer almakta. Ayrıca tarih boyu pek çok başbakanla çalışan kraliçenin ilk başbakanı Winston Churchill (John Lithgow) de hikayenin merkezindeki isimlerden.
Daha detaylı tanıtım için dizinin ismine tıklayabilirsiniz.
yorumlar
Çok güzel olmuş, çok da iyi olmuş bu yazı. Ellerine sağlık.
Öyle valla, eline sağlık.
Eline sağlık.
İngiliz kraliyet entrikalarına lise yıllarımda kafayı takmıştım. Phillippa Gregory’nin kitaplarını okuyordum, The Tudors’un Natalie Dormer’lı zamanlarını bayıla bayıla izliyordum. Yukarıdan Helen Mirren’ın Elizabeth’ini yine çok severek izlediğimi hatırlıyorum. Bazı filmlerin ve Reign’in de katkısıyla o döneme doydum. Bir daha 8. Henry’li bir şey görmek istemiyorum ama şu White Queen’e artık girmem lazım. Ben bu dizi başlasın başlasın diye çıldırdım. Şimdi 3 yıl geçti ama hala izleyemedim. Şaka gibi. Bir de Victoria izlenecek ama onun acelesi yok. :))
bu tarz yazılar gerçekten insanı içerikteki dizilere heveslendiriyor. zamanında abd tarihi yazısıyla da dizi başladığım olmuştu. şu an liste gözüme çok kalabalık göründü. ama boş bir zamanımda belki topluca izleme teşebbüsünde bulunurum.
eline sağlık.
Teşekkür ederim beğeniler için.
The White Princess sayesinde aklıma düştüydü, finalinden sonrasına güzel olur dedim. Kendi kafamı da toplamış oldum sanki
Benim de bir ara yıllardır süründürdüğüm The Tudors’u izlemem lazım. Bu zamana kadar zilyon şey izledim, bir türlü ona sıra gelmedi resmen.
@aytackara Çok güzel bir yazı olmuş şuan olmasa da yazın vakit bulduğumda toplu olarak birkaç tanesini izlemek istiyorum ..
Ben buradan Victoria ve Crown ı izledim sadece ama İngiliz tarihi benim için önemli o yüzden daha fazla dizi izleyip kitap okumayı düşünüyorum. The White Queen i yıllardır izleyemedim, Princess de geldi, yazın ikisini bi arada atmayı düşünüyorum artık.
The Tudors u bir türlü izleyemeyenleri beni de ekleyin. İzleyeceğim bi ara onu da. Hollow Crown ı da listeye aldım.
Eline sağlık.
Harika olmuş,eline sağlık. Harbiden çok faydalı bir yazı,ekstra bilgin olmadığı sürece tepetaklak oluyordu her şey. Bu yazı rehber olur artık
Hilary Mantel: RIP
‘Wolf Hall’ Sequel With Damian Lewis, Mark Rylance Sets Production Start for PBS, BBC
Bu yazıya ufak bir güncelleme iyi olur aslında ama öyle bir enerjim olduğunu iddia edemeyeceğim. En azından eklemeyi buradan yapayım:
* The Spanish Princess (2019-2020)
Aragornlu Catherine dizisi. Gençliği ve VIII. Henry’yle evliliği derken saray hayatının bitişine kadar 2 sezon sürdü ve final yaptı.
The Tudors’un hemen öncesinden başlayıp içine dahil oluyor hikâye olarak haliyle. 3-4 arasına girebilir.
* Anne Boleyn (2021)
İngiliz Channel 5’ın 3 bölümlük mini dizisi. Bir siyahi aktris olarak başrolde Jodie Turner-Smith var. Anne Boleyn’in son beş ayı.
Bu mantıkla The Tudors 2. sezonun içine dahil oluyor.
* Becoming Elizabeth (2022)
I. Elizabeth’in gençliği. Henüz VIII. Henry’nin oğlu Edward VI baştayken giriyorlar, onun ölümüne ya da o civara kadar gidiyorlar. Bir sezon daha lazımdı muhtemelen ama ilk sezonun ardından iptal olunca başa geçemeden kaldı.
Üstteki sıralamayla 5-6’nın arasına girer.
* Mary and George (2024)
I. Elizabeth’in ölümünün ardından başa geçen I. James’le ilişkisi olan George Villiers ile annesi Mary odaklı bir sezon. Mini dizi.
7-8 arasında kendisine yer bulur kronolojik olarak.
* Unuttuğum başka bir şey var mı emin değilim, detay kurcalamadan aklıma gelenler üzerinden yürüdüm gibi.
Ben buraya Wolf Hall için geldim aslında, dizi listesi buraya yönlendiriyormuş meğerse. Diziyi/sezonu izledim.
* Vakti zamanında, ta başladığı dönemde (2015) ilk bölüme baktığımı hatırlıyorum ama niye devam etmediğimi hatırlamıyorum. Thomas Cromwell odaklı olduğu için muhtemelen. Temposu yavaş ve atmosferi karanlık gelmiş de olabilir.
VIII. Henry dönemini severim, Anne Boleyn’in ortalıkta olduğu kısmı daha çok severim. O dönem The Crown da yok tabii, Anne Boleyn’i oynayan kişinin Claire Foy olduğunu çok sonradan fark etmiştim.
* 2016’da Mini Dizi’de Altın Küre’yi + 2016 BAFTA’da Drama’yı kazanıp Emmy’de 8 adaylık almış. Mark Rylance’ın BAFTA’da En İyi Erkek Oyuncu’yu almasına ise şaşırmadım.
* Yazıda Damien Lewis de dahil üç başrole yer vermişim ama onların dışında da zengin bir kadrosu varmış.
Spider-Man olmasına birkaç ay olan Tom Holland, Thomas Brodie-Sangster, Mark Gatiss, Jonathan Pryce, Ed Speelers, Edward Holcroft, Kate Phillips, Jessica Raine derken birçoğunun irili ufaklı rolü vardı.
Devam sezonu için dönenlerin sayısı pek fazla değil gerçi (bir kısmı hikaye gereği tabii). Aradan 9 yıl geçtiği için anlıyor da sayılırım.
The Tudors 3. sezon üzerinden düşünürsek Tom Holland’ın da olması gerek mesela ama karakteri başkası canlandırıyor. Jessica Raine de yerinde değil. Ed Speelers’ın yerine Will Tudor gelmiş falan+filan. Orada da tanıdık denebilecek oyuncular çıktı gerçi yine.
* Diziye gelirsem (artık);
Gayet beğendim. 6 bölüm sezon zaten, fazla sündürmediler.
İster istemez The Tudors’la kafamda karşılaştırarak da izledim tabii. Benzer noktalardan (haliyle) yürüseler de tarzlarının farklı olduğu söylenebilir. Wolf Hall’ın temposu dediğim gibi daha yavaş ama iyi anlamda işine yarıyor. Müzikleri de güzel ayarlamışlar. Oyunculuklar zaten yerinde.
The Tudors daha ana akıma hitap eden bir işken Wolf Hall daha niş kalmış. The Tudors’ta karakter çeşitliliği fazla, ana karakterlerin çoğu kendine az çok yer buluyor. Wolf Hall ise aksine çoğunlukla Cromwell’in etrafında ilerliyor, gerçi bana batmadı. En değişmeyen şey ise zamanla iki Cromwell’e de fazlasıyla sinir olmamdı…
Kim tarihi gerçeklere daha sadık diye düşünsem, sadece intiba üzerinden “Wolf Hall” derdim. Ama The Tudors dolayısıyla garibime giden noktalar da oldu. The Tudors’taki Cromwell, Cardinal Wolsey’le veya Anne Boleyn’le bu kadar yakın ilişkide değildi. Adamın bunlarla arasında manevi birlik var gibiydi resmen. The Tudors’ta tam aksi vardı bile denebilir belki.
Derken araya giren bazı zaman atlamalarının da katkısıyla Anne Boleyn’in ölümüne kadar gelip durdular. 2. sezonda rahmeti batasıca Cromwell’in ölümüne kadar gelmeyi diliyorum… Çünkü ben buna değerim.
Oh be, bitti.
@aytackara neyse ki öyle bi enerjin yokmuş