Amerika dışındaki yatırımlarına devam eden Netflix, birkaç hafta önce yeni bir diziyi daha izleyicilerin beğenisine sundu. La Casa de las Flores, platformun Club de Cuervos ile girip Ingobernable’la devamını getirdiği Meksika pazarındaki üçüncü projesi. Komedi-drama türünde ve ilk sezonu 13 bölüm sürüyor. Ayrıca bölümleri yarım saat civarında sürüyor.

La Casa de las Flores aynı zamanda İspanyolca dilinde bir yapım. İngilizce karşılığı The House of Flowers, Türkçe karşılığı ise Çiçek Evi. Peki, nasıl bir dizi?

Konusu ve Ana Karakterleri:

De La Mora ailesi Meksika’nın saygın, dışarıdan mükemmel görünen ve zengin ailelerinden biri. La Casa de las Flores isimli tanınan bir çiçek evini uzun yıllardır işletiyorlar. Hatta 50. yıl kutlamasına birkaç ay kalmış durumda ama öncesinde ailenin babası Ernosto’nun doğum günü için parti veriyorlar. Partide olup bitenlerse ailenin hayatını komple değiştiriyor:

  • Çiçek evinde çalışan Roberta Navarro, parti devam ederken eve gelerek kendisini asar.
  • İntiharla birlikte Roberta ile Ernosto’nun hem yıllardır gizli ilişki yaşadığı hem de Micaela isminde bir kızları olduğu ortaya çıkar.
  • Roberta, Ernosto’nun eşine gizli bir mektup bırakır ve ortaya çıkmasını tercih etmeyeceği başka bir sır karşılığında kızına sahip çıkması ister.
  • Ernosto’nun La Casa de las Flores isminde bir kabare merkezine de sahip olduğu ve bunu Roberta’nın işlettiği ortaya çıkar. Hatta ailenin görkemli hayatının merkezinde bu mekanın başarısı yatmaktadır.
  • Roberta, Ernosto’dan işler nedeniyle aldığı vekaleti kullanarak haber vermeden yüksek miktarda borç para almıştır ve borçlar ödenmediği için Ernosto tutuklanır. Hesaplar dondurulmuş, varlıklara el konmuştur. Aile, itibarlarını korumak için intihar gibi bu durumu da herkesten saklar.

Şimdiye kadar olanlar sadece başlangıç tabii ki. Dizinin hikayesinin sezon boyunca pembe dizilere yaraşır bir şekilde ilerlediğini söylemesem olmaz. Bu da bana göre kötü bir şey değil, aksine eğlendirdi mesela. Ama beklentiyi ona göre ayarlamak lazım. Oyunculukları da hikayesine uygun bir şekilde şekillenmiş bir diziden bahsediyoruz. Diğer detaylarsa karakterler üzerinden şöyle:

De La Mora Ailesi: Ernosto – Elena – Virginia – Paulina – Julian

  • Virginia De La Mora: Ailenin annesi. Kendini çiçek evini yönetmeye adamış, ailesinin ismiyle gurur duyan ve korumak için elinden geleni yapan bir kadın. Otoriter ve güçlü bir figür ama çeşitli konularda geleneksel düşüncelere sahip. Zincirleme felaketler onu biraz sarsıyor.
  • Elena De La Mora: Ailenin küçük kızı. Doğum günü partisi için başka şehirden ziyarete gelmişken babasının tutuklanmasıyla hemen ayrılamıyor. Annesinin siyah olduğu için pek hoşlanmadığı Dominique isminde bir sevgilisi var.

Roberta’nın intiharından sonra Micaela‘nın mecburen aileye karışmasıyla rahmetli kocasından olan oğlu Claudio da onların hayatına giriyor. Bu da Elena’nın kafasının karışmasına sebep olan bir diğer durum. Olanlardan sonra Çiçek Evi’yle daha fazla ilgilenmeye başlıyor.

  • Julian De La Mora: Ailenin oğlu. Yüksek lisans yapmaya hazırlanıyor, henüz iş hayatına atılmamış ve ayrıcalıklarıyla yaşamış. Ne istediğini pek bilmeyen biri. Lucia isminde ailenin parçası olmak için onunla bir an önce evlenmek isteyen bir kız arkadaşı var.

Gizli eşcinsel; annesi başta olmak üzere çevresi nedeniyle henüz açılmamış. Ailenin finans danışmanı Diego ile sakladığı bir ilişkisi var.

  • Paulina De La Mora: Ailenin büyük kızı. Eşinden ayrılmış, Bruno adında bir oğlu var. Babasını kurtarmak ve sorunları çözmek için özellikle o uğraşıyor. Roberta konusunda önceden bildiği bazı şeyler nedeniyle annesiyle arası bozulunca çiçekçiden uzaklaşarak Claudio ile kabareyi yürütmeye çalışıyor.
  • Carmelita: Yan villada oturan aile dostu. Roberta’nın intiharı, Micaela’nın varlığı veya Ernosto’nun tutuklanması gibi skandal olarak görülebilecek konuları çok dedikocu olduğundan ondan da saklıyorlar. Ama aileyi tanıyan Carmelita bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkına varıyor.
  • Delia: Ailenin sadık hizmetçisi. Partiden sonra da onlarla kalıyor ve herkese elinden geldiğince yardım ediyor. De La Mora çocuklarına düşkün.
  • Dr. Salomon Cohen: Virginia’nın iyi arkadaşı ve aile dostu. Psikolog olan Salomon, küçükken çocukların psikologluğunu da yapmış. Zor durumdayken o da yardımını esirgemiyor.
  • Ernesto de La Mora: Bölümlerde aile üyelerinin ziyaretiyle ya da telefon görüşmeleriyle onu da görmeye devam ediyoruz. Japonya’da iş seyahetinde diyerek tutuklanması şimdilik gizleniyor. Ortaya çıkan gerçekler nedeniyle ailesiyle olan ilişkisini parça parça tamir etmeye çalışıyor.

Not: Dizinin bölümlerinin ismi, bir çiçeğin adını ve parentez içinde simgesini taşıyor. Örneğin birinci bölüm Nergis (yalanın simgesi), ikinci bölüm Kasımpatı (acının simgesi) veya üçüncü bölüm Zambak (özgürlüğün simgesi).

La Casa de las Flores aşağı yukarı yazıda anlattığım gibi bir dizi işte. Pembe dizilerle yarışır tarzdaki dizileri sevenlere tavsiye bir yapım. Bölümlerin yarım saat sürmesi ve olan bitenlerin devamını merak ettirmesiyle benim çabuk bitirdiğim bir sezon oldu. Biraz daha olsa itiraz etmezdim herhalde. Gittikçe daha çok alıştığımı, kafa dağıtıcı bulduğumu ve karakterleri sevdiğimi itiraf etmem lazım. Göze çarpan bazı noktalarını sezon devam ettikçe törpüledi ve kıvamını tutturdu.

İspanyolca dizileri izlemeye çok yatkın olmasam da rahatsız edici bir dil olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca belli karakterler veya mekanlar etrafında döndüğünden hikayesinin Meksika’da geçtiği de pek hissedilmiyor mesela. Benim diziyle ilgili yazacaklarım sanıyorum bu kadar. İyi seyirler.