Masters of Sex || Tanıtım
79 yorum unfortr 17 Ağustos 2015 09:23
O kendi dünyasında bambaşka biriydi. Diğerleri onu anlamakta zorlanıyordu. Yalnızdı ve artık uzay boşluğunda iki dünya arasında kalmıştı. Dünya geride kalan küçük bir nokta gibiydi. Ay ise önünde duran daha küçük bir noktaydı. Aya vardığında hayal ettiği her şeyi bulabilecek miydi? Daha da önemlisi geride bıraktığı her şeye değecek miydi?
1950’li yıllara yolculuğumuz başlıyor.
Doktor Masters, doğum ameliyatlarında gerçekleştirdiği yenilikler ve çocuk sahibi olmakta zorlanan kadınların sorunlarına bulduğu çözümler ile ülke çapında kariyerinin zirvesindedir. Bu ünü çalıştığı Maternity Hastanesi’ne hatırı sayılır bir bağışçı sayısı eklenmesine, hasta sayısının üçe katlanmasına ve ülkede kadın doğumu alanında ikinci hastane konumuna yükselmesini sağlar.
Dr. William Masters‘ın projesi (Michael Sheen)
Hastane yönetimine fizyolojik bir çalışma sunar. Masters aslında çok basit bir soruya yanıt aramaktadır. Seks sırasında vücutta neler oluyor? 1950’li yıllarda bebeklerin nasıl doğduğuna dair kütüphanelerde yığınlarca kitap olmasına karşın, bunun nasıl yapıldığına dair tek bir açıklamanın olduğu bir döküman yoktur. Seks yüzünden hüsrana uğramış, kafası karışmış ve hatta eziyet görmüş kadınların her gün muayehanesine gelmesi ve de onlara ne türlü bir tavsiye vereceği konusunda en ufak bir fikri olmaması onu daha da çaresiz bırakmıştır.
Aslında bu çalışmaya olan tutkusu, yirmili yaşlarda asistan doktor olarak çalıştığı Washington Üniversitesi yıllarına kadar dayanıyor. Tavşanların çiftleşmesi alanında yaptığı uzun çalışmalar, onu bir sonraki bilinmeyene yani insanların cinsel yaşamının arkasındaki sis perdesini aralamaya itmiş. Genç yaşlarda başlayan bu tutku ona bir yol haritası çizdirmiş. Yirmili yaşlarda bu işle uğraşan birine, gözetleme düşkünü ve sapık muamelesi yapılırdı. Dolayısıyla Masters’ın böyle bir çalışmaya kollarını sıvayabilmesi için yaşını başını biraz almış olması gerekiyordu. Ayrıca dünya standartlarında bir üniversite hastanesinde kendini kabul ettirmiş olmalıydı. Saygın bir alan olan kadın doğum dalında kariyer yapmalı ve iyi de bir imajı olmalıydı. Son olarak mükemmel bir aileye sahip olması ile çalışmasını kabul ettirebilecek saygın bir mertebeye erişebilecekti. Elbette toplumdaki tabuları yıkmak sanıldığı kadar kolay olmayacaktır.
Ara not: Servikal kap, Masters’ın kullandığı bir cihazdır. Verimsiz spermleri alıp rahim boynuna doğru yerleştiren lastikten bir başlık. Çocuğu olmayan kadınları bu yöntemle hamile bırakması ile ünlü.
Bu çalışma hastane yönetimi tarafından pornografik, fuhuş ya da aynı derecede ahlaksız bir şey olarak görülür. Önünde çalışmasına onay vermesi için ikna etmesi gereken hastane yönetimi dışında, fizyolojik veri toplamak için canlı denek bulmak ve onları da bu çalışmaya ortak etmelidir. Çalışmasına hastane yönetiminin haberi olmadan gizli saklı bir şekilde başlar. İlk başlarda hemşire ve doktorlar arasında bulduğu gönüllü birkaç denek ile insan orgazmı üzerine istatiksel veriler toplamaya başlar. Gizlilik ifşa edilince çalışmayı kendi çabaları ile hastane dışına daha fazla denek bulabileceği genelevlere taşır. Bir süre uygunsuz şartlar altında devam eden çalışmalar Masters’ı umutsuzluğa iter. Çünkü bu ortamlarda çalışan hayat kadınları ve homoseksüller ile yapılan deneyler son derece taraflıdır. Aykırı değerler ve uygunsuz tiplerle gerçekçi bir fizyonominin modelini çıkarmak imkansızdır. Fakat Masters’ın yılmaya niyeti yoktur.
Virginia Johnson (Lizzy Caplan)
Her şey Masters ile başladı, biraz da Virgina ile devam edelim. İlk başlarda aynı departmanın sigorta bölümünde sekreter olarak işe başlar. İki çocuğu olan aynı zamanda başından iki de evlilik geçen eski bir şarkıcıdır. Masters’ın yardımcılarından kadınlara düşkünlüğü ile hemen gözümüze çarpan Dr. Ethan Haas’ın yakın ilgisine mazhar olur. Kendisinin ciddi bir ilişki yerine sadece bir arkadaşlık düşüncesi, aşırı romantik ve duygusal Haas’ın kabul edemeyeceği bir şeydir. Beklentiler ortak bir paydada buluşamadığı için araları kısa sürede açılır.
Virgina’nın kendini Masters’a kabul ettirmesi tesadüfler sonucu oluşur. Masters yaşı ilerlemiş olan sekreterinin yerine, çalışmasının gerektirdiği ölçüde açık fikirleri olan cesur birini aramaktadır. Deneklerin cinsel geçmişlerini sorgulayacak olan yeni sekreteri olarak Virgina’yı çoktan gözüne kestirmiştir. İnsan ilişkilerindeki becerisi ve ikna kabiliyetindeki başarısı ile çalışmanın belkemiği olacaktır. Masters’ın geniş egosu ve bencil tavırlarından ise nasibini her daim alacaktır.
Masters: Seni bu işe benim seçtiğimi unutuyorsun.
Virginia: Bu düşünce seni rahatlatıyorsa, öyle olsun.
Virgina’nın ilişkilere kendini kapatmasına, başından geçen iki başarısız evliliği neden olarak gösterebiliriz. Geçmişine bakıp dersler çıkarması ve eve aldığı sevgililerini, çocuklarına kötü örnek olmamak adına sabah olmadan göndermeye çalışması hatalarından ders çıkarmaya çalıştığını gösteriyor. Yalnızlık da bir yere kadar ama…
Virginia: Verilere bakıldığında deneğin fiziksel olarak neler yaşadığı gözüküyor. Ama orgazmın bir kadın için nasıl bir his olduğu sorusunu rakamlarla açıklamak kolay değil.
Masters: Bu nasıl bir his?
Virginia: Bu hiç tuz tatmamış birine tuzu anlatmaya çalışmaya benzer.
Masters: Tuzun tadını biliyorum.
Virginia: Ama hiç benim aldığım tadı alamadınız.
Libby Masters (Caitlin FitzGerald)
Masters’ın karısı Elizabeth’i tüm bu hikayenin içinde dış kapının dış mandalı olarak tanımlayabiliriz. Önemsiz bir şekilde evin içine hapsedilmiş, çocuk doğurabilmek için kısırlık tedavilerine başvuran ve her başarısızlıkta morali daha da bir bozulan Elizabeth’in sorununa ülkenin en önemli kadın doğum uzmanı olan kocası bakalım çare bulabilecek mi?
—————————————————————————————————————————————————————————————–Masters’ın karısına olan yaklaşımı, Mad Men karakteri Don Draper’ın karısı Betty‘ye olan yaklaşımıyla neredeyse birebir örtüşüyor. Bu benzerlik çok da şaşırtıcı değil, keza dönemin Amerikan toplumunda kadınların maruz kaldığı bu tür davranış şekilleri çok yaygınmış. Yatak odasını kliniğe çevirmiş olan kocasıyla, bebek yapma denemelerine hız kesmeden devam etmektedir. Herhangi bir şehvet ve duygusallığın kırıntısının dahi olmadığı bu odada;
Elizabeth: Bana baktığında ne görüyorsun?
Kelimenin anlamının içini boşaltırcasına, soğuk bir surat ifadesiyle;
Masters: Aşk.
Barton Scully (Beau Bridges)
Kendisi Masters’ın patronu olur. İkilinin Washington Üniversitesi yıllarına dayanan uzun bir mazileri vardır. Scully, Masters’ın çalışmasına en sert muhalefeti yaparak ve hiçbir şekilde taviz vermeyerek teklifini kurula dahi sunmaz. Scully’nin bilmediği şey ise Masters’ın saplantı haline getirdiği çalışmasını kabul ettirebilmek için neleri feda edebileceğidir.
1×3’ten Scully ve Masters arasındaki can alıcı bir sahnede;
Masters’ın eline bir koz geçmiştir. Homoseksüel deneklerinden birini hastane yakınlarında gördüğünde onun ağzından bir itiraf alır. Bu hastanede bir müşterisinin olduğunu Masters’a söyler. Bu elbette Scully’den başkası değildir. Öğrencilik yıllarından beri her daim yanında olan akıl hocası Scully’ye karşı, bu şantajı kullanmak konusunda hiç tereddüt etmez. Üstü kapalı olarak, ya çalışmamı onaylarsın ya da ifşa olursun imasını belirtmesiyle Scully’nin de gözleri yaşlanır.
Betty DiMello (Annaleigh Ashford)
Müşterisiyle sevişirken Masters’ın tüm olanları kapı deliğinde dikizlediği, pardon istatiksel veri topladığı hayat kadını Betty ilk denektir. Tuttuğunu koparan, Masters’ın ona her gebe kalışında ciğerini söküp almaya çalışan bir kadındır. Hayatın yıllar içerisinde ondan kopardıklarını teker teker almaya kararlıdır. Ama bazı açılan yaralar geri dönüşü olmayan hasarlar vermiştir. Betty’den Masters’a dersler;
Masters: Kadınlar neden orgazm taklidi yaparlar?
Betty: Ah canım! Çalışmana kendini çok fazla adamış ve bağlı göründüğünden benden sana bir tavsiye; seksle ilgili gerçekten ama gerçekten bir şeyler öğrenmek istiyorsan kendine bir kadın partner bulmalısın.
Dr. Ethan Haas (Nicholas D’Agosto)
Ethan’dan bahsetmezsek olmaz. Otuzlu yaşlarında bir doktor olan, Masters’ın asistanlık yıllarından beri desteklediği ve de onun egosuna rağmen sevgi beslediği bir gerçek. Gerçi bu çok uzun sürmüyor. Gelişen olaylarla birlikte Masters’ın gölgesinde mesleğini icra etmekten bunalmaya başlıyor. Biraz kendini gösterebilecek bir fırsat eline geçtiğinde ise Masters’ın engeline takılıyor. Merak etmeyin kader başka bir şekilde ağlarını örecek. Virgina ile olan mevzusuna az yukarıda değinmiştik. Ekleyeceğimiz tek şey; Virgina’dan kolay kolay vazgeçmek istemeyeceğidir.
Dr. Austin Langham (Teddy Sears) – Jane Martin (Heléne Yorke)
Virgina’nın çalışmanın ilk deneklerinden biri olma yolunda gözüne kestirdiği hastanenin doktorlarından olan Austin, evli ama hemşirelere olan zaafı ile öne çıkan bir aday konumuna yükselmiştir. İlk çiftler terapisinde, yine hastane çalışanlarından olan partneri Jane ile oldukça uyumludurlar. Austin işin seksüel tarafıyla daha çok ilgilenirken, duygularının esiri de çoktan olmuştur. Jane ise bilimsel yönden bir olayın parçası olduğu için mutludur. Kendini bu anlamda yararlı hisseder.
——————————————————————————————————————————————————–
Dr. Lillian DePaul (Julianne Nicholson)
Hastaneye yeni gelen kadın doğum uzmanlarındandır. Öğrenimini Harvard Üniversitesi’nde tamamlamış, Maternity’ye gelmeden evvel son çalıştığı hastane olan Cornell’den, kadınlar ile ilgili konuların bütününün erkeklerin egemenliği altında olduğu bir ortamdan rahatsızlık duyarak ayrılmış. Oldukça ciddi ve sert görünen tutumunun altında, şimdilik sadece Virgina’nın onunla alakadar olduğunu görüyoruz.
———————————————————————————————————————–
Virgina: Dr. Masters’ın sekreterliğini yapmak bir takım ayrıcalıklar getiriyor. Yardımcı olabileceğim araç, gereç, ulaşım ve tahliller konusunda destek verebilirim.
DePaul: Bir kahve iyi gelirdi.
Margaret Scully (Allison Janney)
Hastanenin patronu Barton’un karısıdır. İlerleyen bölümlerde arz-ı endam ettiği için ağzınızın tadını bozmayalım. Yalnız oyuncunun gösterdiği performansla minik bir Emmy hak ettiğini belirtelim.
– Masters of Sex 29 Eylül 2013 tarihinde Showtime kanalında yayın hayatına başladı.
– 3. sezonu hali hazırda yayınlanan dizi, 4.sezon onayını da yakın bir zaman içinde aldı.
– Her sezon 12 bölümden oluşuyor.
– Dizi, Thomas Maier‘in Masters of Sex: The Life and Times of William Masters and Virginia Johnson, the Couple Who Taught America How to Love adlı kitabına dayanıyor.
– Dizinin ana karakterleri William Masters ve Virgina Johnson isimleri gerçekten hayattan alınmadır.
– Dizinin arkasında Michelle Ashford bulunuyor.
– İki Golden Globe ve beş Emmy adaylığı içerisinden, sadece en iyi konuk oyuncu olarak Allison Janney Emmy’yi evine götürmüş.
Arkasında büyük bir tıbbi devrimi işleyen dizi, ön tarafa kapsamlı bir şekilde işlediği insan hikayelerini güzelce yerleştiriyor. Cinsellikle ilgili tüm terim ve görüntüleri işlerken olabildiğince cesur ama bunu izleyiciyi rahatsız etmeden yapmasını başarıyor. Çok zor bir işi estetik bir şekilde ekrana yansıtmasını takdir edilesi bir başarı olarak görüyorum. Her bir karakterin iç dünyasını işlerken ortaya fazlaca malzeme çıkıyor. Bunu da çok iyi oyuncularla kotarması neticesinde bizler de kaliteli bir iş izlemiş oluyoruz. Dönem dizileriyle arası iyi olanlar için Masters of Sex bulunmaz bir nimet. İzlemek isteyenlere iyi seyirler.
yorumlar
Bekletip bekletip 3. sezona yeni girdim ama kendimi istediğim kadar hazırlayayım yine şiştim. İyi anlamda şiştim. Empatinin dibine vurduruyor bu dizi bana. Diyaloglar, sunum… Şu ilk 2 bölüm 5 güzel dizi bölümüne bedeldi be! Hastasıyım bu ekibin bu diziyle çıkarttığı işin.
Biraz durup sindireceğim şimdi. Kıyamıyorum gerisini izlemeye.
S01E01
Baya beğendim ilk bölümü.
Virginia’nın 1953’e en az 30 yıl sonrasından ışınlanmadığına emin miyiz acaba? Şaka bir yana; döneminin çok ilerisinde bir karakter olmuş Virginia cidden. Ve çok sevdim bu durumu.
Replikler çok iyi yazılmış bu arada. Kolaya kaçılıp baştan savma, klasik cümleler kurulmamış kilit noktalarda. Beklemiyordum bu kadarını valla! 3-4 yerde çok çok iyi replikler vardı ilk bölümde Virginia’ya ait ve bu replikler bağlamayı başardı beni açıkçası diziye. Bu repliklerden en iyisi de şuydu bana göre:
Doktor Masters: Neden bir kadın orgazm taklidi yapar?
Virginia: Adamı çabucak boşaltmak için. Böylece kadınlar aslında yapmak istedikleri şeye dönebilirler.
Ethan’ın burnuna 2 tane çakasım var!
Masters ve eşi nasıl bir çift lan öyle? Çok garip bir kafa var bunlarda çoook!
Babacık (Daddy) kelimesi yaygın olarak kullanılır bu durumlarda ama; hiç bu kadar tiksinmemiştim bu kullanımdan daha önce. Hiç mi yakışmaz arkadaş ya?
Bu arada; son sahneyi hiç beklemiyordum, doktor için bile fazla cüretkar bir hamle oldu sanki.
Kapanışta çalan şarkı da harikaydı. Hemen gönderdim günün favori dizi müziğinden onaya.
Güzeldi bu bölüm de.
*Will’in tehdidi bile kibarca oluyor maşallah! Şaka bir yana; Scully’yi isim vermeden kibar bir dille tehdit edişi çok hoşuma gitti cidden.
*Flashback sahneleri ile geriye gidince Will’in bu boktan evliliği anlam kazanmış oldu biraz. Adam kafasındaki nihai hedefine ulaşmak için Scully’nin önerdiği hayat akşını uygulamış sistematik bir şekilde duygusuzca. Çoook garip adam bu Will çoook!
*’Artık muayenehaneye geçebiliriz.’ repliğinin üstüne bizim ikili mutfak masasında belirince kahkahayı patlattım. Güzel bir durum esprisi olmuş.
*Bu bölümdeki favori repliğim de buydu:
Virginia: İlişkiye girmekten hiç zevk alıyor musun?
Fahişe: Eninde sonunda! İlişkiden para alıyorum, paradan da zevk!
*Genelevdeki deney sahnesi ve muhabbetler de çok eğlenceliydi.
*Daha 2 gün olmadı Life In Pieces tanıtımın altında bu adam da her yerden karşıma çıkıyor bu ara diye dem vurmayalı buradan da fırtladı iyi mi?
S01E05
So, he can feel!
Dindar genç çift komediydi bu arada.
S01E06
‘Bu Libby, Will’i ne zaman terk edecek acaba?’ diye kaç bölümdür bekliyorum ama hala tık yok! Ne sabırlı bir kadın arkadaş bu Libby ya!
Erkek egemen bir topluma karşı çıktığını iddia eden feminist bir kadının aslında en önemli derdinin diğer kadınlardan üstün olduğu düşüncesini etrafındakilere kabul ettirmek olması… Klasik!
https://www.youtube.com/watch?v=pqX7qqCWn4s&feature=youtu.be
Bu poster çok güzel olmuş. Buradan Betty’nin artık ana karakter olduğunu çıkardım ben. Umarım daha fazla görürüz, ben karaktere de oyuncuya da bayılıyorum.
S01E09
Douchebag!
S01E10
Geç bile kaldın!
Artık klasikleşmiş olan ‘Filminin çıkmasını bekliyorum!’ tepkisi 1950’li yıllarda da kullanılan bir tepki miydi acaba gerçekten? Yoksa yazarın boşluğuna gelen bir anda yazdığı dikkatsizce yazılmış bir replikten mi ibaret?
Kapanıştaki şarkı efsoydu!
*Libby, bu sefer de düşük yapacak herhalde diye düşünüyordum ki o da olmadı. Sevindim ama Libby adına; her ne kadar baba sevgisiz büyüyecek bir çocuk dünyaya getirmiş olsa da. O da farkında ama; nedense bırakamıyor anlamadığım bir şekilde Bilo’yu.
Hemşirenin ‘Eşinizi aramamızı ister misiniz?’ sorusuna ‘Henüz değil!’ dediği an küçük bir kahkaha attırdı bu arada.
*O filmleri göstermemesi gerekiyordu Masters’ın. Hastanenin tepkisinden çekinip de değil ama; kızlara saygısızlık yapmamak adına.
*Çalışmanın son bulması ve hastaneden kovulma da kaçınılmaz bir sondu ve gerekliydi de. Sonuçta hastanede sürdürülecek bir çalışma değil bu. Kendi kliniğini açması şart!
*Ethan için yolun sonuna geldik galiba. Özleyecek miyim? Hayır! O başlardaki tokat olayından sonra ne yaparsa yapsın ısınamadım bir daha buna. En azından Virginia konusunda!
Corey Reynolds, 4. sezon kadrosuna girmiş. Niecy Nash’in eşini oynayacak.
S02E03
İnanılmaz derecede lezzetli bir bölüm olmuş. Ba-yıl-dım!
Sienna Miller ve Steve Buscemi‘nin başrolü paylaştığı 2007 yapımı Interview filminden aldığım lezzeti aldım bu bölümden. Çok iyi bir sinerji vardı ikili arasında. Bu sinerjiye çift cinsiyetli doğan bebek faktörü ve boks sosu da eklenince tadından yenmedi valla. Masters’ın buzlarının hafif de olsa çözülmesini izlemek de bölümün ekstralarından biri oldu. Haliyle de şu ana kadarki en iyi Masters Of Sex bölümü çıktı ortaya.
Bölüm için puanım: 9.5
Bu bölümü izlemeye başladığımda aklımda tek bir soru vardı: Hangi yıla geldik şu anda biz? 1953 ile başlamıştık hikayeye ve ara ara atlamalar yapa yapa ilerliyorduk; ama yıl ile ilgili bir bilgi verilmiyordu.
Derken 1958’de olduğumuzu öğrendik bir anda. Aradan 5 yıl geçmiş olmasının minik şokunu atlatamadan zamanda atlamalar yapmaya devam ettik ve 1960 yılına ulaştık bölüm içerisinde. Bu 2 senelik süreçteki gelişmeleri izlemek ilgi çekici ve iç karartıcı olduğu kadar yorucuydu da. Fazla yüklenmişler bence garibim 7. bölüme. Ne istediniz lan 7. bölümden? 7. bölümün suçu ne?
Gerçekten dolu dolu bir bölümdü.
Güzeldi.
*Langham’ın düştüğü hallere bak! Nerden nereye? Midem kaldırmıyor valla!
*Hikayenin başladığı tarih üzerinden 7 sene geçmesine rağmen Virginia’nın çocukları sadece 2 yaş büyümüş durumda. Bunu düşünüp de çocuk oyuncuları değiştirmek bu kadar mı zor yahu?
*CBS ve sansür muhabbetlerini izlemek keyifliydi.
Çok başarılı bir sezon açılışı olmuş.
Kennedy’yi Beyaz Saray’a çıkardığımız 1961 yılı ile kapattığımız 2. sezonu 1965 yılı ile açma fikri güzel olmuş. Büyüyen çocuklar, yeni karmaşalar ve çözülmeyi bekleyen yarısı çözülmüş bir çengel bulmaca… Güzeldi cidden.
*Çocuk demişken; 2. sezon sonunda Libby’yi zenci metresi ile bıraktığımız için 4 sene sonraki süre zarfında bir melez çocuk bulmayı beklemedim değil hani. Ama olmamış. Metresi şu an uzakta, kanlı bir mücadelenin ortasında anladığım kadarıyla. Libby’de de bunun getirdiği bir tedirginlik, kaybetme korkusu ve manik depresiflik hakim.
Libby demişken; bölümdeki Libby-Virginia sahnelerine bayıldım.
*Virginia’nın çocuklarına dönecek olursam; Henry tahmin edilebileceği üzere çirkin ve saçma bir genç olup çıkmış. Tessa ise annesinin kötü yanlarını örnek alan aklı havada bir genç kıza bürünmüş. Masters’a yeltenişi ise tam bir enkaz durumuna düştüğünün göstergesi. Tessa’nın bu enkaz hallerinden bu sezon baya ekmek yiyecek gibiyiz, hadi hayırlısı!
*Basın konferansının bitiminde Virginia’nın suratındaki ifade aynen benim suratımda da mevcuttu bu arada. 2 sezondur ben de iyice kaptırmışım belli ki çalışmanın rüzgarına kendimi.
Hugh Hefner! Bu adamın hala dizisini çekmemelerine anlam veremiyorum. Belki ölünce ha? 90 yaşındaki delikanlı bir gün ölmeye karar verir mi orasını bilemiyorum tabi.
Bu altmışlar en çok Betty’ye yaradı. Altmışların getirdiği kıyafet seçimleri ve yeni saç stiliyle eskiye oranla daha normal görünmeye başladığı aşikar.
Jane’in dönüşüne şahit olmak da güzeldi.
Tessa’nın uğradığı tacize ve aşağılanmaya verdiği tepki şaşırttı. Bu seviye öz saygısı düşük biri mi yoksa intikam peşinde mi 1-2 bölüm içerisinde ortaya çıkar herhalde.
S03E06
Son sahne; hafif bir tıslama, kafayı sağa sola sallama ve hafif bir sinir boşalması yaşamışçasına bir gülümsemeden oluşan üçlü bir kombinasyon ile başarılı bir şekilde veda ettirdi bölüme.
Virginia ve Libby o kadar sallantılı bir psikoloji ile hareket edip ani tepkisel kararlar alıyorlar ki Masters da biraz insanlaşmaya başlayınca bu üçlü arasında en normale yakın insan ünvanına sahip olmayı başardı bu sezonun geride bıraktığım bölümünde şu ana kadar.
2.5 sezonu devirdim ve hala bu 3 karakterin birbirlerine karşı gardlarını tamamen indirip %100’lük bir duygusal çözülme yaşadıklarına şahit olmadım. Acaba dizinin final bölümüne kadar böyle bir duygusal çözülmeye rast gelebilecek miyim diye düşünmeden edemiyorum.
S03E07
Yeni favori karakterim Gil:
Pek Masters fanı sayılmam, Ethan’a da sempati duyduğumu söyleyemem ama; bu adama cidden uyuz oluyorum ben ya!
Ki kötü adam niyetine yazılmış bir karakter de değil! Ama Shameless’ta Dermot Mulroney‘in yaşattığı tiksinti hissini yaşatıyor işte.
Bu arada söylemeden geçmeyeyim; Nora dışında kimse fark edip takdir etmese de Masters’ın bu sezon geçirdiği insani değişimi keyifle izliyorum.
S03E09
Geç bile kalınmış, gerekli ve esprili bir tepkiydi.
Masters’ı bu sezon bu tarz coşkulu tepkiler verirken izlemek çok keyifli.
Bu sezon ödül törenlerinde aday gösterildi mi gösterilmedi mi hatırlamıyorum ama; cidden çok başarılı bir sezon geçiriyor Michael Sheen.
S03E10
Let her go Masters, let her go!
Yeni merakların peşinden koşma vakti geldi!
Burada benim bile ‘Shut up, bitch!’ diye bağırasım geldi. Tessa’nın sabrına şapka çıkarıyorum.
Bu da delik dondan fırlar gibi her yerden fırtlayıp duruyor arkadaş! Tanrı günah yazmasın ama; incilini alıp, birkaç sayfasını yırtıp, o birkaç sayfayı zorla yedirmek istiyorum bu embesile.
S03E11
Bölümün adını Party Of Four’dan ziyade Game Of Masters koymalılarmış bence. Güzel bir oyundu, izlemesi son derece keyifli bir bölümdü.
Bu sezonun en iyi bölümü buydu bana göre.
Sanki şu anda gelinen noktaya William onu saçından çeke çeke zorla çıkarmış da, aldığı kararları kendi isteği ile almamış da mağdurun önde gideniymiş gibi, herkes yanlış da kendisi çöpsüz üzümmüş gibi sağda solda ahkam keserken, William’ı ya da başkalarını kendine bakmaksızın eleştirirken birinin çıkıp da ona bu tarz bir ders vermesi gerekliydi. Eline sağlık Masters! Senin de eline sağlık Alice! İçimin yağları eridi valla!
Bu bölümde gelişen olaylar karşısındaki tutumundan ötürü Libby de bir alkışı hak etti bence.
S03E12 (Sezon Finali)
İlk 2 sezon kuruluş devriydi, bu sezon ise yükselme devri. Önümüzdeki sezon ise gerileme devri olacak. Hadi hayırlısı!
Sezon finali gibi bir sezon finali olmuş tam manasıyla. Son yarım saati inanılmaz sürükleyiciydi. Çok uzun zamandır görmeyi beklediğim duygusal çözülmeleri bir nebze de olsa izleyebilmek harikaydı. Çok başarılı bir kapanış olmuş cidden. 11 Eylül’e kadar 1 ay beklemek çok zor olacak yeni sezonu gerçekten.
3 sezon ve 36 bölümlük bu maratonu 9 günde tamamlamayı başardım. Daha önce başlamadığıma pişman değilim; çünkü böyle arka arkaya izlemek çok daha güzel oldu kesinlikle. Arka arkaya izleme isteği uyandıran, sürükleyici, bağımlılık yapan harika bir dönem dizisi olmuş Masters Of Sex. Draması leziz, karakterlerin ince ince işlenişi takdire şayan, görsellik son derece iştah açıcı, dönemin kokusu mis. Tüm bunlar bir de Showtime çatısı altında irleşince tadından yenmiyor valla. Hala denemeyen varsa bir an önce başlasın derim ben!
Dizi için genel puanım: 8.7
Sokakta görsem dönüp yüzüne bakmayacağım sıradanlıktaki kadınları alıp cazibe merkezi haline getirmeyi başarabilen dizilere ayrı bir saygı duyuyorum bu arada. Weeds, Outlander ve şimdi de Masters Of Sex. Weeds, Mary-Louise Parker’ı büyüttü. Outlander, Caitriona Balfe’yi; Masters Of Sex de Lizzy Caplan’ı büyütüyor kesinlikle.
Rondi Reed (Mike & Molly), tekrar eden bi rolle dizinin 4. sezon kadrosuna dahil olmuş.
Camryn Manheim (The Practice, Ghost Whisperer) dizinin 4. sezon kadrosuna konuk olacakmış. Birden fazla yer alma ihtimali de varmış.
Ay ben
üzülmekten sonunda ölcem galiba. Canım yaaa…
Şuradan 4. sezonun ilk bölümünü (malum ayarı yaparak) izleyebilirsiniz.
Danny Jacobs, tekrar eden bir rolle; Stephen Root ve Romy Rosemont ise konuk oyuncu olarak 4. sezonda boy gösterecekmiş.
Sitesinde yayınlandıktan sonra ortamlara da gelmiş ilk bölüm.
S04E01
Güzel dönmüş.
*Geçen sezon misafir olma fırsatını kaçırdığımız malikaneye bu kez buyur edilmek güzeldi. Hugh Hefner rolü için yapılan kast seçimi de gayet iyi olmuş.
*Libby yine kafa olarak alakasız olduğu bir davanın içine sürüklemek üzere kendini. Bu sezon kadrolu oyunculuktan çıkarılıp tekrar eden bir rolle yer alsa çok daha iyi olurdu aslında bu.
*Masters, sakalları bir süre kesmeseydi keşke. Daha az tipsiz olmuştu o şekilde.
3×10
Allaaaaaaaaaam jilet getiriiiiiiiiğn. Kendimi nerelere atacağımı şaşırdım evde ya. Hangi birinize üzüleyim ben şimdi? Resmen omuzlarım düştü. Empatiden ölcem sanırım sonunda.
Bi de şu adam gelsin de bi ödül vereyim kendine. Başka kimsenin vereceği yok malum.
3. sezon finalinin ardından:
Yine deli gibi güzel bir sezondu benim için. Ona üzül, buna üzül nasıl şiştim anlatamam.
Ay bu arada Betty
Şimdi bunun üstüne birkaç gün tırt dizi de izlenmez. Ray Donovan’a geçelim bari. Finale kadar yetişirsek, en fazla bekleriz son bölümü 1-2 gün n’apalım.
Showtime ya, canımsın canımmm!
Damn it! Ortalık iyice boka bulanacak şimdi. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.
Libby’nin fişekleyici itiraf sahnesinin ardından Masters’ın erkek olmasını bekledim evde ilk defa. Ama çok şey bekledim tabi. Ama böyle olmamalıydı ya! Ya bu itiraf sonrası ona acımayı bırakıp saçından tuttuğu gibi sokağa atmalıydı Libby’yi ya da oracıkta bir nefret seksi gerçekleşmeliydi. Böyle çok yavan oldu valla.
Bu Virginia da olur olmaz herkesle yatar oldu valla. İyice şirazesi kaydı hatunun.
Ya her şeyiyle aşığım ben bu diziye ya! Harika bir bölümdü gerçekten. Bu sezonun en iyisiydi kesinlikle.
Bölüm için puanım: 8.7
*Bölümün açılışı da kapanışı da çok başarılıydı. Bu tarz klasikleşmiş yönetmen taktiğiyle çekilen bölümlere her zaman sempati ile yaklaşmışımdır zaten. İzleyiciye sonu için tahmin hakkı sunar. Hiçbir şeyi tahmin edemezsen tatmin olamazsın ya da her şeyi tahmin etmişsen yine tatmin olamazsın. Ortaya karışık ince bir ayar şarttır tatmin olmak için ki bunu sağladı bu bölüm bana.
*Virginia’nın o son sahnedeki ağzının açık kalışını yerim ben ya!
*Virginia’nın çözülme anını Art ile beraber senaryoya bağladığı sahneye bayıldım.
İyi ki varsın Showtime! Hadi yap bir güzellik de duyur artık şu 5. sezon onayını!
S04E09
Daha önce hiçbir bölümde bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum. Dizi birkaç bölümdür düşüşteydi tamam ama bu kadar da düşmemişti yani! Son 13-14 dakikası hariç cidden çekilmez bir bölümdü. Dizinin açık ara en kötü bölümüydü bana göre.
Bu Art eziğinden de gına geldi artık. Tahammül seviyemi aşalı birkaç bölüm oluyor bu gereksiz. Sırf bu karakterden kurtulmak için sezonun bir an önce bitmesini ister durumdayım 2-3 bölümdür.
S04E10 (Sezon Finali)
Of be Virg, offffffffff be Virg!
Vasat bir sezon finali olmuş bu arada. Sezonun özellikle 2. yarısı da epey vasat geçti bana göre. S04E04 dışında aman aman bir bölüm izlemedik bu sezon ne yazık ki. İlk 3 sezon sonunda dizi için puanım 8.7 idi, bu sezon için puanım ise 8.0.
Bu sezon yaşadığı düşüşe rağmen hala çok seviyorum elbette diziyi. Umarım Showtime’dan final sezonu onayı almayı başarır da bu noktada bitmiş olmaz.
Öncelikle söylemeliyim ne ara öğrendiler iptal olacaklarını bilmiyorum ama dizi bi çeşit final yapmış. Bence herkesi tatmin edecek türden finallerden değil. Ama bölümde genel bir dizi finali havası vardı. Şu anda final iyi mi kötü mü diye düşündüğümde aklıma gelen kelimeler garip ve ilginç oluyor.
Finalde son sahnede “biz böyle bi finale nasıl geldik”in şaşkınlığı içindeyken Mastersın da şaşkın şaşkın bakındığını görünce beni bi gülme tuttu, hala gülüyorum. Gülerkende bi yandan da Masters için üzülüyorum. Adam bi de 1 saat önce Dodyi reddetmiş. Valla Mastersın durumu trajikomik.
Biz böyle bi finale nasıl geldiki düşündüğüme göre Virginia beni de yemiş yahu. Başta çok bodoslama finale eklenmiş diye kızar gibi oldum ama geriye dönüp bakınca Virginianın davranışı garip kaçmıyor. Ben hep iyi niyetli izlemişim. Nancy kendinden biliyormuş demekki Virginia hakkında konuşurken.
Sen Masters tarafında aşkı anlatıp dur sonra gel böyle final yap. Artık Mastersla nasıl empati kurduysam Gone Girldekine benzer bi his yaşıyorum şu anda. Virginianın finalde bana verdiği kandırılmışlık hissi beni bu kadar etkilemiş demek ki.
Dody için de çok üzüldüm. Kadın çok sempatikti ya. Bitmeye yakın bunu neden soktular yahu diye garipsemiştim meğerse finalde Mastersa daha fazla üzülelim diyeymiş. Bak baştaki gülmelerim kızmaya dönmeye başladı. Ulan Virginia. Geri dönüp Mastersı Doddyle evlendirelim. Olmaz böyle son. Valla şu anda ayarlarım bozuldu.
Kendimi bi resetleyip geldim. Şimdilik iyiyim ama bu finalin etkisini atlatmak için bi kaç tane romantik komedi izlemem gerekecek.
Finalin Libby kısmı iyiydi. Onun için iyi bir final oldu. Zaten bu sezon genel olarak -belki bazı sahneleri gereksiz olsada- Libbynin hikayesi iyiydi.
Şu anda bi kaç bölümdür unuttuğum Betty aklıma geldi de onu en son kötü bi durumda bırakmıştık. O öyle kaldı bak. Tamam onun sayesinde en son güçlü bir hikaye anlattılar ama Betty gibi bi karakteri o halde bırakmak olmadı bence.
Şu anda başka bir şey gelmiyor aklıma. Zaten bu yorumu da aklım çok karışık yazdım. Finalde gerçekten saçmaladılar mı yoksa gerçekten zekice izleyiciyi ters köşeye mi yatırdılar ondan bile emin değilim. Son sahneler öncesi işin içine Dodyi kattıklarını düşünürsek bence finalde izleyiciye benim hissettiklerime benzer şeyler yaşatmak istediler. Bunu hangi aşamada düşündüler bilemem. Bana biraz etkili bir final olsun diye son anda düşünmüşler hissi verdi.
Masters of Sex benim için genelde çıkışlı olmak üzere inişli çıkışlı bir dizi oldu. Bu sezon bile başlarda çok çoşmuşken finale doğru git gide biraz havam söndü. Zaten inişlerin nedeni de arada çok çoşmam diziye. Bi noktada iniş kaçınılmaz oluyor bu yüzden. Hala finale dair bi fikrim olmasa da bu dizi benim için kaliteli diziler arasında olacak her zaman. Bi süre sonra finali sindirince dizi hakkında da daha net genel bi fikrim oluşacak bakalım.
Michael Sheen Taking Break From Acting Career To Focus On Political Activism
@ozgun14 Şuradaki yorumuna cevaben:
Kaşınıyorsun madem seni böyle alalım..?
aslında evet buraya gelcektim ben zaten (iptal olduğu vakit kapalı final mi diye kurcaladığımdan beridir aklımda)
ama les revenants edinirken buluverdim kendimi bir anda. nasıl oldu anlamadım leftovers’tan oralara gittim. onu izleyip peşine bunu izlerim. bunu da bilgisayara hazır edeyim.
@ozgun14
Yalnız kapalılık kısmı tartışmaya açık. Bu dizinin bitirilmesi ve final yapma tarzı The Good Wifea benziyor bence. Ama son bölümde bi final havası var gibi. Bu yüzden az da olsa seni tatmin etme ihtimali var.
evet evet o konuda da kendimi hazırladım final kısmında beklentilerime ayar çektim.
Son
İptali benim için ufaktan şok oldu. En azından bir sezon daha götürüp orada sonlandıracaklarını düşünüyordum. Final kısmı can sıksa da, iyi bir dönem dizisi, iyi oyunculuk arayanlar kaçırmasın derim. Michael Sheen ve Lizzy Caplan’ın önemli ödülleri almayı bırak, neredeyse aday bile olamamaları bildiğin haksızlıktı.
Bu sezon için de geçen sezon yazdıklarımın aynısını yazabilirim. (son cümlem hariç)
Final sahnesinde
Neyse…
Her sezonunu ayrı sevdiğim güzeller güzeli Masters of Sex’ime veda ettim. Canlarım(dılar) benim.
Michael Sheen ve Lizzy Caplan’ı ödülsüz göndermekten ötürü mutsuzum.
Bir final sezonu alarak kafalarına göre bir final yapmadıkları için mutsuzum.
Böyle bir ilişki dizisini bir daha nereden bulacağım diye mutsuzum.
Ama elbette bu diziyi izlemiş olma ayrıcalığını yaşadığım için de mutluyum.
Dizinin sonu açık mı bitiyor? Hayır. Kapalı mı bitiyor? Hayır.
Kendinizi sabunlu kalmış gibi hissedecek bir durum olmuyor şükür. Ama biliyorsunuz ki sezon içine serpiştirilmiş birkaç konuyu bir sonraki sezonda işleyeceklerdi ama işleyemediler.
Gerçek hayatlarına bakıldığında
Gelecek sezon onunla içimiz dışımız dağlanacaktı. Yanına sos olarak
eklenecekti. Yine bol şişmeli ama bayılacağım bir sezon olacaktı olsaydı. Doyamadan gitti.
İzlemeyen kalmasın, lütfen bak.
Hazır Masters of Sex aklıma gelmişken
Dizi ilk başladığı andan itibaren güncel takip ediyordum ama bir kere ara verince geri dönmem birkaç yılı aldı. Unuttuğum pek bir şey yoktu ama sevdiğim dizilerden biri olduğu için hızlıca en baştan başladım izlemeye.
Bill-Virginia dizilerdeki en sevdiğim ikililer arasında, bölümlerde onlara odaklandıkları sürece hikaye akıp gidiyor zaten. Yine de söylemeden de geçmeyeyim 2.sezon çok çok farklı bir deneyim oldu, izlerken yazar odasında kaosu hayal edebildim. Bir ara neredeyse her bölüm mekan değişti, bazı oyuncular bir anda diziden kayboldu. Libby konusunda değişiklik yapmaya çalışıp hizmetçi konusunda ‘cringey’ sahnelerle şok ettiler, bazı sahneler Michael Scott seviyesindeydi. 7.bölümle de en garip zaman atlaması bölümlerinden birini yaptılar.
Neyse ki kalan 5 bölüm dizi istikrara kavuştu, sakince izleyebildik. Betty’yi ofise almak da on numara fikirmiş bu arada. Konuyla ilişkisi neredeyse kalmayan Austen’i dizide tutmak için her türlü konuyu denemelerini de tebrik ediyorum, seviyorum karakteri. Son bölüm biraz üzücü geçti,
Bu arada 3.bölümdeki The Fight bölümü de dizide izlediğim en iyi bölümdü, benim için Mad Men kalitesinde bir bölümdü. Hatta dizi bittiğinde favori bölümüm olarak kalması büyük ihtimal.
S03E01
Staged izlerken şuna da devam edeyim artık dedim. Yine 1 sene ara vermişim, işin garibi en sevdiğim dramalar listesinde en üst sıralarda yer alıyor ama bitirmedim bir türlü.
Açılış sahnesi çok güzeldi, sezon finalinde olanlardan sonra Virginia’nın hissettiklerini anlayabiliyorum. 2.sezon dizi ne yapacağını biraz şaşırmıştı bu sezon aynısı olmaz diye umuyorum.