Midnight Mass – Tanıtım
23 yorum Vesper 04 Ekim 2021 08:53
Netflix, 24 Eylül 2021 tarihinde yeni mini dizisi Midnight Mass‘i yayınladı.
Midnight Mass, korku türündeki işleri ile ünlenen yönetmen Mike Flanagan’dan geliyor. Oculus ve Doctor Sleep gibi filmleri yöneten Flanagan’ın Netflix ile işbirliği Gerald’s Game filmi ile başlamıştı. Daha sonra büyük övgüler alan The Haunting of Hill House ve The Haunting of Bly Manor dizileri gelmişti. Son dizisi Midnight Mass’ın 7 bölümünü de kendisi yönetiyor.
Not 1: Dizinin türü ile ilgili özel bir not düşmek gerekiyor. Mike Flanagan’ın diğer dizileri ve filmlerine aşinaysanız bu diziye korku dizisi demek beklentilerinizi yanlış yönlendirebilir. Zaman zaman gerilim ve gizemin öne çıktığı fakat çoğunlukla diyalog ağırlıklı bir karakter draması izliyoruz.
Konusu:
Crockett isimli ada, çok az kişinin yaşadığı, ekonomik sorunların eksik olmadığı bir yerdir. Gençler bu adada bir gelecek göremediği için ada sürekli olarak dışarıya göç vermekte, yeteri kadar insan da adaya geri dönmemektir. Fakat bu sefer adaya iki önemli kişi dönecektir. Yıllar önce ailesinin evinden kaçan Riley, hapishane sonrası evine geri dönmek zorunda kalmıştır. Adaya gelen bir diğer isim ise Monsenyör Pruitt yerine gelen genç rahip Paul Hill olacaktır. Monsenyör, adadaki cemaatine önem vermekte fakat yaşlandığı için insanlara eskisi gibi yardım edememektedir. Son bir kez kutsal topraklara gidip, dini görevini yerine getirmek istemiştir. Fakat bu yolculukta rahatsızlanmış ve adaya geri dönememiştir. Genç rahip Hill onun yerine adaya gelecek ve geçici süreliğine onun görevlerini üstlenecektir. Gizemli rahibin adaya gelişi her şeyi değiştirecektir. Çünkü onunla birlikte adada gizemli olaylar başlayacaktır.
Riley Flynn (Zach Gilford): Crockett adasında yaşadıktan sonra üniversite için oradan ayrılmıştır. Başarılı bir kariyere sahip olmuş, önemli paralar kazanmış fakat içkiliyken genç bir kızın ölümüne sebep olduğu için hayatı tamamen değişmiştir. Bu süreçte dine olan inancını kaybetmiş, hapis cezasını çektikten sonra ailesinin yanına dönmek zorunda kalmıştır. Crockett adasındaki yeni rahip ile din üzerine uzun sohbetler yapmaya başlaması ikiliyi birbirine yakınlaştırmıştır. Aktörü Friday Night Lights ve Good Girls dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Paul Hill (Hamish Linklater): Genç rahip, Crockett adasına Monsenyör Pruitt’ün görevini geçici süreliğine devralmak için gelmiştir. Fakat onun varlığı adada kalıcı değişimlere sebep olacaktır. İnsanların hayatını gerçekten umursaması sayesinde onların güvenini kazanacaktır. Bu sayede adada kiliseye yönelik bir akım başlayacaktır. Fakat genç rahibin geçmişindeki gizem, adadakilerin hayal bile edemeyeceği olaylara sebep olacaktır. Oyuncuyu Legion ve Fargodizilerinde izleyebilirsiniz.
Şerif Hassan (Rahul Kohli): Tek çocuk babası olan Hassan, Crockett kasabasının şerifidir. Daha önceki görev yerinde ırkçılığa maruz kaldığı için kimsenin uğramadığı Crockett adasında yeni bir başlangıç yapmak istemiştir. Crockett adasında günler genelde tehlikesiz olaylar ile geçmektedir fakat gizemli rahibin ortaya çıkışıyla tüm bunlar değişecektir. Ayrıca dine çok önem veren ada halkı içinde tek Müslüman kendisi olduğu için Bev Keane gibi bağnaz isimler tarafından dışlanmak istenmektedir. Mike Flanagan ile birlikte daha ciddi rollere kavuşan aktörü iZombie ve The Haunting of Bly Manor dizilerinde izleyebilirsiniz.
Erin Greene (Kate Siegel): Tıpkı Riley gibi o da gençken fırsat bulduğu anda adadan kaçmış bir isim. Alkolik olan annesi yüzünden mutsuz bir çocukluk geçirmiştir. Riley’nin aksine çok daha başına buyruk bir kişiliği varken evine dönünce bu yönü değişmiştir. Hayatında ilk kez dine tutunmaya başlaması ile yeni rahibin dikkatini çekecektir. Kendisini The Haunting of Hill House dizisinde bulabilirsiniz.
Bev Keane (Samantha Sloyan): Genç rahip Hill, ne kadar anlayışlı hoşgörülü bir isimse, Bev Keane de bunun tam tersi bir kişiliğe sahip. Dine verdiği önem yüzünden kendini diğer insanlardan üstün gören, insanları sürekli yargılayan biri. Dizide muazzam bir performans gösteren oyuncuyu The Haunting of Hill House dizisinde bulabilirsiniz.
Dizinin geri kalan kadrosuna buradan ulaşabilirsiniz.
Tırıvırı Bilgiler (Trivia):
- Rahip Hill ve Riley’nin toplantı yaptığı salonun arka köşesinde, Oculus filmindeki meşhur aynayı görebilirsiniz. Mike Flanagan, projelerinin çoğunda bu uğursuz aynanın varlığını göstermeyi seviyor.
- Flanagan’ın 2016 yapımı filmi Hush‘ı izlerseniz başrolün Midnight Mass isimli bir roman yazdığını görebilirsiniz. Romanda Crockett adası, Riley ve kilisede yaşanan trajedilerin yer alıyor oluşu, Flanagan’ın uzun süredir senaryo üzerinde çalıştığını gösteriyor.
- Rahul Kohli ve Mike Flanagan The Last of Us oyununun hayranı oldukları için Şerif Hassan karakterinin giyim tarzı Joel Miller’ın tarzını andırıyor.
- Dizide Mike Flanagan’ın önceki dizi ve filmlerinde daha önce yer almış birçok isim mevcut. En şaşırtan ise daha önceki iki dizisinde yer almış olan Carla Gugino’nun ismini ilk bölümde görüyor olmamız. Çünkü Riley’nin davasında yargıcı seslendirerek küçük bir rolü mevcut.
Midnight Mass’ı övmeden önce dizinin kesinlikle herkese yönelik olmadığını belirtmem gerekiyor.
Yavaş tempolu, uzun diyalogların öne çıktığı bir dizi izliyoruz. Her izleyici 7. bölüm sonuna kadar gitmeyecektir. Ayrıca Mike Flanagan’ın diğer dizileri ve filmlerine baktığımızda Midnight Mass korku düzeyi en düşük olan projesi. Bu yüzden eleştirmenlerden çok fazla övgü alırken izleyiciyi ikiye bölmüş olmasına pek şaşırmıyorum. İlk 3 bölüm tempo çok yavaş olsa da çok sağlam bir dizi izlediğimizi düşünüyorum. Hill House ve Bly Manor dizileri ile arada çok fazla farklılık olduğu için karşılaştırma yapmanın da pek faydası olmadığını düşünenlerdenim.
Uzun diyaloglar olsa da Erin ve Riley’nin 4. bölümde tam 10 dakika süren, öldüğümüzde nereye gideriz konuşması ve genç rahip Hill ile Riley’nin din üzerine tartıştığı sahneler benim için dizinin en iyi sahneleri oldular. Dizinin gidişatı düşünüldüğünde de ilk bölümlerdeki uzun diyaloglu din tartışmalarının ne kadar gerekli olduğunu fark ediyorsunuz. İlerledikçe yönetmenin din üzerinden hangi mesajları vermeye çalıştığını daha rahat anlıyorsunuz. Dizinin en güçlü yanı, oyuncuların göstermiş olduğu performans. Özellikle kariyerinin en iyi rolünü oynayan Hamish Linklater ve Zach Gilford ikilisinin dizide parladığını düşünüyorum. Rahul Kohli ve Kate Siegel da anılması gereken isimler. Fakat en büyük sürpriz Bev Keane karakterini canlandıran Samantha Sloyan’dan geliyor. İzlerken karakterin her sahnesinden nefret ediyorsunuz ama oyuncunun gösterdiği performansa da hayran kalıyorsunuz. Bu yüzden ödüllerde neler yapacağını merak ediyorum. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.
Not 2: Dizi daha önce bu yazının altında konuşuluyordu.
yorumlar
Temposu gereği aşırı yavaş ilerlese de ilk 3 bölüm itibarıyla memnunum. Kadrosunun önceki işlerden tanıdık gelmesi bir yana karakterlere de yakışmışlar. Bev’den nefret etmek çok kolay gerçekten, kendisi de hiç zorlaştırmıyor zaten. Din konusunun içine aşırı saplanmışlar, o var sadece.
Sezon 7 bölüm, elbet tamamlarım.
Sonda
Riley’nin 5.bölümde kendini feda etmesini hiç beklemiyordum, o andan sonra adadan kurtulanlar olur diyordum ama 2 çocuk hariç herkes öldü. Riley ve şerifin ölmesi de şaşırttı ama çok işe yaradılar tabii.
Her işlerine gelen olaya kitaptan bir cümle bulmalar da acayip sinirimi bozdu. Madem her şeye oradan bakıyorsunuz, kitapta bu Vampiri tanımlayan metinler varmış, onu düşünen yok tabii.
Rahibin kalbinin çoğunlukla doğru yerde olduğunu bildiğim için sonda bu işe dur demesi şaşırtmadı, geç oldu ama yine de yaptığı hatayı anladı. Riley’nin ona bıraktığı not da çok güzeldi.
Midnight Mass: The Best Monologues
Seviyorum bu adamı, haklı
https://twitter.com/RahulKohli13/status/1450266523793117193
Az önce 5. bölümü bitirdim
Nefis Mike Flanagan yine döktürmüş. Daha ustaca diyaloglar, seyirciyi aptal yerine koymayan işleyişi benim için yeterli oldu. Görselliği iyi, müzikler başarılı ve oyunculuklar tatmin ediciydi. Özellikle Samantha Sloyan’ın (Bev) döktürdüğünü özellikle ifade etmeliyim. Güzel bir kampanyayla önümüzdeki Emmylerde adaylık alması gayet mümkün.
Son olarak dizinin başıyla sonu arasındaki uçurum kalite arayanları fazlasıyla memnun edecek.
Sezona puanım: 8 / 10
İzlemek istediğim ama vakit ayıramadığım bir diziydi. Özellikle Hamish Linklater’ın oyunculuğunu beğeniyordum. Nitekim de beni üzmeyen bir dizi oldu. İlk bölümler yavaş tempoda ilerlese de ilerleyen bölümlerde gerçekten iyi bir oyunculuk sergisi izliyorsunuz. Karakterler ellerinden gelen en iyisini yapmışlar. Bev karakterine dayanan diziyi rahat izler ama çok sinir edici biri. Kurgunun bir yere bağlanması biraz ucuz kaçmış. Ancak bu dizinin en güzel yanı her olaya dini açıdan bir bakış açısı vermesiydi.
zoey’s extraordinary playlist’ de nasıl her olay/durum karşısında ruh halimizi anlatan bir müzik parçası varsa bir değişik versiyonu olan her olay/durum karşısında bir dini açıdan metin veya alıntı karşımıza çıkması.
Son zamanlarda söylenen ve dillendirilen bir şeyi hatırlattı ama söylemeyeceğim
Bazı kurguyu saymazsak dizi çıtır çerezin üstünde çok beklenti içine girmeden tavsiye edilebilir bir yapımdır İyi seyirler.
Sezonu tamamladım.
Temiz bir kapanış olmuş, hatta bunca sömürünün üstüne iyi ki böyle bitti. Devam ettikçe daha sevilesi bir hale geldi benim için. Din ağırlıklı metinlerle ister istemez ilgimi düşürdü ve bölüm sürelerinden hiç değilse 10 dakika kadar kırpsak daha iyi olurmuş ama izlediğime pişman da olmadım.
Kadrosuna sevgiler. Sıradaki Mike Flanagan/Netflix dizisiyle görüşmek dileğiyle.
Sezon bitti.
Verdiği mesajlar geçti bana.(Kimileri yavan olsa da) İsimlerin tanıdık olmasını sevdim. Finali güzel toparlamışlar.
Ama… çok yavaştı ya. Daha önce de ağır dizi/film izlemişliğim var ama aşırı ağır kaçtı bana. Bölümler yarımşar saat ya da 2-3 bölüm yapıp bitebilirmiş. He pişman mıyım? Değilim, yine olsa yine izlerim.
Yalnız Hamish Linklater oyunculuğuna doyduk. Mümkünse kendisini uzun bir süre izlemek istemiyorum.
Son söz olarak abim sen hayalet soslu aile dramasına devam et, bence oradan alır yürürsün demek istiyorum
@dkamoy: Sen bunu izlememişsin galiba
@abidin77 Yok. Lazım mıydı?
@dkamoy Güzel diziydi. Seveceğini düşünüyorum. Hamish var ayrıca, seversin sen (galiba).
ben bunu ortasında bıraktıydım fazla bayık ve zorlama gelmişti. umarım yeni dizilerinin tonu bundan çok öncekilere benzer.
kendisi de bir yerlerde yeni diziler midnight mass kadar uzun monologlar içermeyecek demişti sanki. umarım doğrudur.
@abidin77 hamiş’in azı güzel de başrol olarak bilemedim.
özellikle rahip mahip muhabbetinden ötürü ilgimi çekmemişti dizi. bi de daha bly manor’ı izlemedim buna mı bakıcam demiştim. vasatını bile izlerim dediğim türlerden değil malum.
@abidin77 Hamish’i oldukça beğendim bu dizide. Bly Manor sonrası bir bak bence. Beğenirsin diye düşünüyorum.
@abidin77 yazınca evet @dkamoy’un hoşuna gider diye bir izlenim oluştu bende de. Hamish Linklater sevenlerin beğenme ihtimali de daha yüksek.
Israrlarınız üzerine izledim ve gerçekten de memnun kaldım ve hatta dua(!) bile aldınız. Uzun zamandır bu kadar iyi din eleştirisi izlememiştim sanırım.
Sürekli uçuşan ayetler, ilahiler yüzünden özellikle ilk yarısında cidden yoruldum, gına geldi. Ama sonra dizi mevzunun gittiği yere evrilince anladım ki başların da öyle olması gerekiyormuş.
Beni bulaştıranlara teşekkür ederim.
Bu arada bu dizi burada az konuşulmuş, ona da şaşırdım. Genelde bu tip işlerde her bölümden sonra gelip yorum filan yazanlar olur, bunda neredeyse yok.
Bi de Bly Manor’a bakayım bakalım.
Bu diziye başladım ve ikinci bölümdeki Rahip ve Riley arasındaki diyalog beni mest etti, normalde sezon sonunda gelirdim ama arasından bir yazmak istedim.
bi de cağnım riley i böyle harcamaları hoşuma gitmedi onun üstünden güzel diyaloglar dönüyordu ama iki bölüm kalınca da bir şey demedim.
Riley i oynayan oyuncuyu baya sevdim ondan dolayı bakmayım dediğim Midnight Club a baksam mi ki acep?
Güzel dizi, hala izlemeyen varsa tavsiyedir.
10/9
Bu dizinin değerini burada zamanla buluyor olmasını seviyorum
Korku sevdiğim bir tür değil, ne filmde ne dizide. O yüzden pek aşina olmadığım Mike Flanagan’ın bu dizisinden haberim olmamıştı. Söylenenlere göre korku dozu diğer yapımlarına nazaran düşük imiş, bilemiyorum. Gerçi benim için radikal dinciler yeterince korkutucu ve dizi buradan ilerliyor. Ama bu diziyi sadece korku türünde değerlendirmek haksızlık olur. Felsefik bir duruşu var. Mike Flanagan bildiğiniz varoluşçu bunalıma girmiş ve bunalımdan bu diziyi üreterek çıkmaya çalışmış bence. Aksayan yerleri yok mu dizinin var, süresi örneğin ya da bazı yerlerde ki kör parmağım gözüne yaklaşımı. Bunlara rağmen ortalama üstü bir iş çıkmış ortaya. Farklı bir yorum farklı bir lezzet.
Türüne rağmen genele önerebileceğim güzel dizi olmuş.