Mistresses (ABD) — Tanıtım
105 yorum iyideniye 20 Ocak 2014 08:58
Amerikan ulusal kanalları, daha doğrusu bizim 22-24 bölümlük sezonları olan dizilerini izlediğimiz kanallar, genellikle yaz vaktinde ‘yeni’ dizi yayınlama taraftarı olmayan kanallar. Ama geçtiğimiz yaz buna meydan okurcasına karşımıza daha çok dizi çıkarmayı seçtiler. CBS’in ismini kesin duymuş olduğunuzu düşündüğüm Under the Dome‘unun yanında, ABC de Mistresses adında bir dizi başlattı. Üstelik dizi, kendisinden beklenenin aksine sevildi ve Under the Dome’dan sonra ulusal kanal yaz dizileri içinde en çok izlenen 2. dizi oldu.
Haliyle sezon sonunda 2. sezon onayını da kaptı. Yani bir sonraki yaz yine bizimle olacak. Ben de diziyi izlemiş ve sevmiş biri olarak üstüne bir tanıtım yazayım dedim. Nasıl bir dizi Mistresses?
Aslında uyarlama bir dizi Mistresses. İngilizlerin (BBC One) 3 sezon sürmüş aynı isimli dizisi Amerika televizyonlarına kazandırılmış. Diziyi daha önce bir başka Amerika kanalı Lifetime de uyarlamak istemiş, hatta bu dizide April’i oynayan Rochelle Aytes onun da ana kadrosundaymış ama hazırlanan ilk bölüm beğenilmediğinden dizi o dönem karşımıza gelememiş. Kısmet bu zamanaymış diyelim ve dizinin konusuna geçelim.
Konunun ne olduğu pek saklı olmasa gerek. Dizinin ismi Mistresses’in Türkçe’si ‘Metresler‘ demek. Bu dizi de birbirleriyle iyi arkadaş olan 4 kadının hayatlarındaki çalkantılar ve karmaşık ilişkiler üzerine. Ama isminden dolayı hemen 4 kadının birden metres olduğunu ve işin içinde başka adamlar olduğunu düşünmeyin. Olay tam olarak öyle değil. Dolayısıyla buradan itibaren konuyu dizinin 4 kadınını tanıtarak devam edeceğim.
(…ve evet, dizi size şimdiden pembe dizi gibi geldiyse o kısmına itiraz edemeyeceğim. Benim sevdiğim kısım da bu kısmı zaten.)
Not: Ben bu yazıyı yazarken dizinin ilk sezonu için Divxplanet bünyesinde hazır tam bir altyazı yok. Eğer ki ilginizi çekerse ve altyazı isterim derseniz online dizi yayını yapan sitelerden de edinebilirsiniz.
Not 2: Diziye Seoul Uluslararası Drama Ödülleri’nde En Popüler Yabancı Drama ödülü verdiler.
* Savannah Savi Davis (Alyssa Milano): Alanında iyi, başarılı, hatta şirkette ortaklığa oynayan bir avukat. Evli ve Avustralya aksanıyla ortalarda dolanıp duran, restoran işinde çok sevdiği bir kocası da var. Ama ikilinin arasında çocuk sahibi olmak isteme ve fakat bir süredir sahip olamama durumundan kaynaklı, bir çeşit adlandırılmamış gerilim var. İşte bu durumun adı, Savi’nin şirketteki iş ortağı ve arkadaşı Dominic ile arasındakilerin daha ileri bir boyuta geçmesiyle konuyor.
* Josslyn ‘Joss’ Carver (Jes Macallan): Savi’nin yıllardır annelik yaparcasına yanında olduğu kız kardeşi. O da işinde başarılı bir emlakçı. Ama ilişki konusunda umursamaz birisi. Öyle ki ev sahibinden evli patronuna kadar birlikte olmakta sakınca görmeyen, aslında da düzenli ilişki yürütmekten korkan birisi. Onun da hayatı, ev göstermeye başladığı lezbiyen bir çift ve sürpriz bir değişiklikle burnunun dibinde biten yeni Fransız patronuyla karışıyor.
* April Malloy (Rochelle Aytes): 3 yıl önce kocasını kaybetmiş ama bunu hala atlatma sürecinde. Bir kızı var ve kendisine yeni bir ev eşyaları dükkanı açmış. Her şeyi yoluna koymaya başladığını sandığı ve hatta yeni birisiyle tanıştığı bir zamanda karşısına kocasından bir oğlu olduğunu iddia eden Miranda çıkıveriyor.
* Karen Kim (Yunjin Kim): O da başarılı bir kariyeri olan psikiyatrist. Dizinin açılış itibarıyla en gerçek metresi. Dizinin başında bir süredir birlikte olduğu evli hastasını rahatsızlığından dolayı kaybediyor. Sonrasında adamın ölümü araştırılmaya başlanıyor. Ama daha önemlisi, babasıyla dargın ayrıldığı için kendini kötü hisseden ve durumu atlamak için destek arayışındaki Sam…
Orijinalini izlemediğim için ben bir karşılaştırma yapamayacağım. Yaparım diyeni yorumlara beklerim. Elimizdekinden bahsedersek de girişte de kısaca bahsettiğim gibi pembe diziye yakın bir tarzda olaylar silsilesinin olduğu söylenebilir. Bu tarz senaryo hamlelerinden hoşlananlar diziden de zevk alabilirler. Zaten birçok yerde dizi için ‘guilty pleasure‘ (utanılan zevk) yakıştırması yapılıyor. Bazı durumlarda ahlak normlarını boşveresiniz bile gelebiliyor…
Ben yaz vaktinde yeni diziler açısından daha sakin bir ortam olduğunda izlediğimden dolayı da kendisinden memnun kalmıştım. Dahası, dizi ilerledikçe merak unsurunu beslemesinden dolayı kendisini sevdirmişti de. Dolayısıyla olur da denerseniz ‘bana göre’ Mistresses’i ilk bölümüyle yargılamayın ve en azından bir tane daha izleyin. Aynı şekilde oyunculuklarda da tabii ki harikalar yaratmıyorlar ama sanırım herkes oynadıkça rolüne alışmış misali gittikçe alışabiliyorsunuz.
Anlayacağınız, bu dizide durum böyle. “İyi seyirler!” diyorum ben…
yorumlar
3×02 üzerine:
Jennifer Esposito’nun karakterini sevdim de böyle sürekli henüz hangoverdan çıkamamış bir halde mi konuşacak diye merak etmedim değil hani. Savi konusunu halen güzel götürüyorlar.
Bunun tamamlanması gerekiyordu, iyi oldu.
* Marc ve April arasındaki olayı sevmeye başladım ben.
* Çabuk olmayacak ama Karen’ı yine mistresses yapacaklar galiba Matmazel.
* Baş manken kovulduğunda Joss’un yerine geçeceğini tahmin etmiştim. Calista’nın kocasını sepetlemesi dleiyle de sonunda Joss yem olarak ortaya çıkar da bu durum Harry’ye yansır mı diye de merak etmedim değil.
Dün Twitter'da TVGuide'ın karakterin ismini güya saklayarak attığı şu tweeti görünce -bana göre bariz belli olsa da- tahmin hakkımı kullanıp Karen demiştim. Haklı da çıktım, mutluyum. Tuhaf ama güzel oldu. Dizi hala istediğim gibi gidiyor.
Diziyi pek tuhaf bir yere götürdüler. Ayrıca bu Calista literally salak yahu. Bir de Scott’un ağzından çıkan lafı duyunca ben de Joss gibi kalakaldım bir miktar… Vay anasını. Joss dedim de o sahne neydi öyle kuzum? Daha doğrusu NİYE kuzum?
Rezalet geçen bir haftanın ardından inanılmaz kafa dağıtıcı bir bölüm oldu. Bir türlü izleyemediğim iyi olmuş.
* Bu arkadaşın April’dan hoşlanıyor olmasından hoşlanıyorum. Lütfen sezon sonuna doğru yapalım bunları.
* Joss hamile mi yoksa ben yanlış mı düşünüyorum? Ay ben şok dedikleri bu olsa gerek. Yani Savi bunları 40 yıl affetmese haklı ayol. Bölümün ortasında “Ayrılsanıza siz biraz.” ben de dedim valla. İnsan didişir de her yan yana geldiğinde didişmez ki! Sevgili olma paradoksu daha bir çekiciydi, sezon finaline kadar siz de oraya dönün geri…
* Ya bir de şu durum harika
Benim ağzımdan bir anda ‘Ha?!’ çıktı ama ‘Sorry?’ daha hoş durur tabii oraya.
Cık, bunlar pek olmamış. Zaten adamı Marc’a karşı antipatikleştirip hafiften yolunu yapacaklar gibi. Amen.
Ama bak bu pek güzel oldu. Ama bunların sonunda da ayrılık olur gibi nihayetinde.
* Bu ikisi de geçtiğimiz sezonun Joss-Harry ikilisi oldular. Ama onlarda Savi’den kaynaklanan bir yasak aşk durumu vardı, onu desteklemesi biraz daha eğlenceliydi.
* Orijinal plana dönmek bu olsa gerek, hatta iki bölüm geç kalmış bile olabiliriz.
Marc’ın yaptığı şeyi izlerken gerçek anlamını ilk 3 saniye anlamayıp sonra bir anda “Ne yapıyorsun ya sen?” diye ekrana bağırmak çok zevkliydi. Olan adama oldu tabii, o ayrı.
* İyi halt yedin evladım! Bu April konusunu bir çözmek lazım. Zaten Blair’i oynayan beyefendi başka diziye girmiş; antipatk yapmaya da başladılar. Geriye de var 5 bölüm kaldı…
* Ben Calista’nın katil olduğuna pek inanmıyorum. O çıkmayacak bence, Joss ise bir şekilde kurtulacak. Tahminim Calista’nın asistanı üstünde ama bakarız. Bu ikisi dışındakilere pek itiraz etmem sanırım eğer Calista da değilse.
* Karen’ın threesome olayının önünde sonunda yatacağını tahmin ediyordum zaten. Gerçi hemen bitirmeyip az daha üstüne gidebilirler belki de.
Konu diziler olunca ahlaki normları takılmayan benim gibi birini bile rahibe çevirecekler, sonunda o olacak ay. It’s complicated dedikleri bu olsa gerek.
— Son sahnedeki müziği çok iyi seçmişler.
* Bu arkadaşa üzülmeye başladım yine. Kış, kış!
* İki sezondur akıllarına geldikçe diriltiyorlar şu konuyu, ay şiştim ben yine. Aklımda 2×01’in girişinde gözümüze dan diye Sam’in mezarını sokmaları geldi. Bir de nihayetinde hamile çıktı kadın, buyur ayıkla pirincin taşını şimdi.
3×10 üzerine:
Ben 10 bölümdür diyorum, bunun jeton ancak düştü. Köşeli bile değil vallahi. Tanrı tepenizdeki hayaleti korusun.
1 Haftadır bu diziyi izliyorum, güncele yetiştim ve beklemek çok zor olacak. Peşpeşe çok güzel gidiyordu çünkü.
@dizimania Alışırsın, merak etme. Ben ilk bölümden beri hafta hafta izliyorum, oluyor.
3×11 üzerine:
40 dakika güzel güzel gitti de o son dakika neydi öyle? ‘Yardımcı’ kısmında ben bir koptum yani, ne çileymiş yahu?! Sezon finalinde bitecek tamam da oraya gelene kadar olan bana olacak.
(Bu arada senaristlerin bölümden sonra verdikleri röportajını okudum, sezonu yine pembe dizi tarzında ucu açık bırakacaklarmış. Mistresses izlemek ştreşli iş ya.)
Ben gelmişken şunların üçünü de bırakayım, artık hangisi daha çok uyarsa:
Vicdanınız ayrı dert, azabınız başka dert.
Haftaya sezon finalinde katil kim öğrensek de yedi göbek sülale bir rahatlasa artık ayol. Umarım cevabı gelecek sezona falan diyerek saklı bırakmazlar.
Beynim yandı son sahnede. İlk sefer resmen anlamadım, ikincide sahneye odaklanıp diyaloğu boşverince yarım oldu; üçüncü izleyişte sindirebildim. Katili tahmin etmesine ettim de etmesem daha mı iyi olurmuş acaba?
Bu ne şimdi? Tanrım sen koru.
* Sezon finalinde olacağını her ne kadar tahmin etsem de görmesi hoşuma gitti. Böylece bu sezonun çiftini de sapasağlam kavuşturmuş olduk. Ama Savi-Harry-Joss olayının tadı bir başkaydı ya
* Calista gerçekten intihar edecek de oyuncu bir sezonluk mu kalacak ciddi merak ediyorum.
* Joss yaralansa bile bir şey olmaz nasılsa. Harry de birazcık avucunu yalasın diyeceğim de olanı biteni duyunca kesin işi gücü bırakır geri döner şimdi bu...
Kaliforniya Film Komisyonu genişletilmiş yeni bir program başlatıp 11 yapıma vergi indirimi uygulamış.
Crazy Ex Girlfriend, Code Black, Rosewood, Selena Gomez’in başrolünde olduğu 13 Reasons Why, TNT’snin yeni dizisi Animal Kingdom, MTV’nin yeni dizisi Little Darlings, Sharknado 4, FX’in yeni dizisi Snowfall ve pilot onayı alan iki Dan Fogelman projesi.
Bir de Mistresses. Geçen sezon Vancouver’a taşınan dizi, tası tarağı toplayıp Kaliforniya’ya geri dönüyormuş. Hali hazırda programda olan Veep Maryland’ten, Secrets and Lies Kuzey Carolina’dan, AHS ise vergi indiriminden sonra Louisiana’dan Californiya’ya geçiş yapmışlar.
Masrafları kısma sebebiyle Vancouver’a taşınma olayı yüzünden Alyssa yeni doğan bebeğini gerekçe göstererek diziden ayrılmıştı. Aklıma o geldi şimdi. Bu iş böyle de bir tuhaf oldu şimdi…
* Harry’nin kız kardeşi Kate’i oynayan Tabrett Bethell (Legend of the Seeker) kadrolu oyuncu olmuş. Muhtemelen ‘dördüncü’ olarak.
* Jerry O’Connell (We Are Men) de…
olarak diziye gelmiş. En az dört bölüm. Tia Mowry-Hardrict ve Navid Negahban da bonus.
David Sutcliffe (Gilmore Girls, Proof) birden fazla bölümlüğüne Karen’ın online dating üzerinden tanıştığı biri olarak diziye katılmış.
* Rahmetli Bihter Ziyagil’in 69. bölümün sonlarına doğru ettiği meşhur bir lafı var, “Gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar,” diye. Hah, tam olarak bu oluyor şu an dizide.
* Açılış kısmı özellikle güzel olmuş, bir tanesine “Nasıl ya?!” tepkisi vermeye kalmadan peş peşe bir sürü şey sıraladılar resmen. Ben bir de zaman atlaması beklemiyordum, son sahnenin kaldığı yerden alırlar diyordum. Sırf o bile ambale olmama yetti diyebilirim. Ama iyi kurtarmışlar.
Ay bir de Alex ne demek kayba katlanamadı da ortadan yok oldu? Ben o da ortalıkta olur diye bekliyordum, bir an algılayamadım resmen.
* Bu ikisi böyle gayet tatlı olmuşlar, geçen sene o kadar beklettilerine değdi denilebilir. O zaman bu sezon da sıra Karen’a geldi galiba. Hadi bakalım… (O dadıyla kalıcı olmaz yalnız.)
* Ben You Me Her’in Andy’si Jarod Joseph‘in buradaki Wilson olduğunun zerre farkında değildim. Adamı görünce şaşırıverdim.
İyi ki döndü bu dizi, aklım açıldı sayesinde.
Bu diziyi sırf Yunjin Kim var diye izlemiyorum valla. Uyuz oluyorum kadına.
Dizinin İngiliz versiyonu olduğunu şimdi yazıyı okuyunca fark ettim. 3 sezon, 16 bölüm sürmüş. 4 bölümlük son sezonu hariç Türkçe altyazısı da mevcut. Bu yaz bir denemeye niyetlendim şu anda orijinalini.
@pirate : Sitede tanıtımı da var hatta orijinalinin.
Yazıda onun linklemesi de var bu arada.
@pirate Orijinali izleyenler (örnek için bknz. dkamoy ve unfortr) bunun yerine onu tavsiye ediyorlar genelde. Ama ben hali hazırda uyarlamaya çoktan bulaştığımdan bir de orijinaline hiç bakmadım şimdiye kadar.
@dkamoy @aytackara Şimdi okudum orijinalinin tanıtımını da. Teşekkürler ikinize de.
25 bölümdür ben de destekliyorum ama yine de Kate’in bu bölümdeki tepkisini geçen bölüm ben de verdim. İnsanlar vermesin de ne yapsın? Bu işler “I don’t care,” ile nasıl olacak bilmiyorum ama kolay gelsin tabii, denemesi bedava.
Bu da burada dursun:
* Savi’nin mahkeme için kısa süreliğine gelişinden bahsetmelerine şaşırdım. Bir yandan karakteri lafta da olsa hala ortada tutmaları hoşuma gidiyor.
4×03 üzerine:
* İki ters, bir düz şekilde ve mümkünse ilmek atlamadan… Tövbe tövbe. Kafan başka bir şeye çalışsa şaşardım zaten.
* Aha Joss’un kadına verdiği şu tepkisini ben de verdim. Anladık erkek lazım da bu şekilde de değil ki canım. Maden daha kurumamıştır herhalde.
* Bu bölüm dizinin erkekleri nefretlikti desem olur, bölüm boyu hepsine ayrı sinir oldum.
Erkek dadı bozuntusu içimi şişirdi mesela. Harry yüzünden çığlık atasım geldi, sanırsın ergen karakteri oynuyor. Aksan da bonus oldu bunların üstüne. Marc sonlara doğru topladı ama April’ı da anlıyorum ben açıkçası. Robert ise zaten “WTF?!”lıktı. Görünen köy kılavuz istemedi de yani bu ne?
* Kadınlar daha iyiydi. Gerçi mesela bölüm sonuna hizmet olsun diye Karen’in terapi çiftini dahil etmeseler de olurdu sanki. Kate de neyse ki toplayanlardan oldu, o güzel de Joss’un dramasının sona ermesi gerek. Uzamaya başladı sanki.
* O ‘shocking reveal’ olayına hiç gerek yok. Bak şimdiden yazıyorum buraya, gelince (gelirse) kullanırım.
* “Controlling your future is about confronting your past.” mottosunu sevdim.
İki bölümdür olan bitenlerden memnun olmadığımdan çemkirip duruyordum, bu bölüm onların üstüne mis gibi oldu. Hatta böyle bir bölümü 4 Temmuz gibi ulusal tatil olan bir günde neden yayınladı diye çemkirdim bu sefer.
* Michael’ın itirafını nasıl beklemiyorsam, ekrana püskürtüyordum az daha. Olan biten şimdi daha da ilginçleşti. Yalnız April’ın sondaki lafı bariz bir hataydı. Onun itiraf sonrası suratı bende o laftan sonra oluştu.
Bu da burada dursun:
* Karen bu bölümde son iki bölüme göre daha iyi gitti derken olan biten ne güzel arap saçına döndü öyle? Bölüm sonunda kapıda olan radyocu olsun mümkünse.
* Konu olarak Kate’in içinde olduğu karmaşayı da sevdim: “Yap tabii, yapmazsan kusur kalır.”
Ayrıca bu da dursun:
“Vivian 4 aylık olduğuna ve Alec de 6 aylık evli olduğuna göre evlendiğinde Karen 7 aylık hamileydi. Karen’in hamileliğini anlaması ve Orijinal Vivian’ın vefat edişi için Karen’a en az 2 aylık hamile desek… Sen 20 yıllık karının ölümüne dayanamayıp şehri ve kızını terk ettin ama sonra gidip 5 ay sonra biriyle mi evlendin? Hatta birkaç hafta şehirde kaldın desek 4!!”
Bir insan bir diziyi izlerken böyle bir hesap mı yapar ya? Ben yapınca oldu.
* Bu dizi niye yaz vakti 3 hafta araya girdi acaba? Yeni böüm 8 Ağustos’taymış. Madem giriyorsun, bari geçen hafta gireydin. Tam da ısınmıştım.
* Tek bir şeyi merak ediyorum: Bu bölümün ilk yarısını yazanla ikinci yarısını yazan kişi aynı mı? Her şey ilk yarıda o kadar iyi giderken bir anda arabanın freni patladı da yokuş aşağı giderek bir ağaca tosladılar sanki.
> Kate: Ben bu ikileme bayıldım Tam da bu sezn destekleyeceğim kimse yok diye hayıflanıyordum. Kim akıl ettiyse aferin.
Bu da burada dursun:
> Karen: Ben bu işe sinir oldum. Kim akıl ettiyse aşk olsun! Al kafasına fırlat birer vazo o adamın da kadının da.
> April: Bu kadın bu gidişle önce aldatılır, sonra da bir güzel terk edilir. Ben de çekirdek eşliğinde izlerim. Yalnız sorun şurada, adama haksızsın da diyemem galiba. Ben şiştim be izlerken.
> Joss: Harry’yi de yanına al da bir git allasen yahu. Savy size ne kadar saysa haklı!
4×07 ortamlardaymış, İngilizce altyazısını görünce fark ettim. Ama ortamlarda olmaması gerekiyordu, onu pek anlamadım.
Gittim reytinglere baktım hatta, ABC tabii ki Mistresses falan yayınlamamış. The Bachelorette finali bütün akşamı kapatmıştı çünkü. Galiba Kanada vakası yaşıyoruz şu an.
Gerçi hiç hazır değildim ben bunun olmasına, dur bakalım nolcek.
Justin Hartley‘e dokunmayalım da dizide kalsın diyeceğim, adam hem This is Us’ın kadrosunda hem de pembe dizi Young and Restless’ta. Yaz işi olsa bile neresine sığdıracak bu kadar şeyi insan merak ediyor ama şu anki konumu güzel uydu diziye.
Ama yine de şu da doğru Gerçi Mistresses izliyoruz burada, bunun iki beden üstünü yaptılar ikinci sezonda sonuçta.
Bu da 3. sezondaydı hatta.
Perşembe izlerim diye planlamışken gecenin körü başıma niye iş çıkardım bilmiyorum. İyi halt oldu.
Scott’ın kafında ekrana bakakaldım. Tam da Joss2un şu hali gibi işte.
Bu da dursun:
* Ayrılın, lütfen hepiniz ayrılın ve bir daha geri dönmeyin Derdiniz, azabınız, istirabınız bitmiyor kuzum. Vardır başkası dışarıda, hatta çevirebiliriz masayı öyle de olur. Yaptık nasılsa bir kere.
* Boğazında kalır umarım
* Bu dizideki kadınların genel problemi bu aslında.
* Michael’ı April’ın hayatına geri soksak, Sofia ve Marc’ı da hiç ellemesek, bu ikisi mutlu mesut yaşasalar ve Marc’ı April’ın elinden kurtarmış olsak… Olmayacak duaya amin istemek gibi bir şey ama olsun yahu.
Bu da dursun ayrıca.
* Bir an için ciddi ciddi bebeğin ağlamasını bekledim ama bunu değil. Psikolojik çöküş yaşayacak bu kadın, az kaldı.
* Joss’un ağzından sezon başladığından beri ilk kez doğru bir laf çıktı. Sinir bozucu bir hale dönüşmüştü.
* Bu işin sonu sesli mesaja rağmen iyiye bağlanmayacakmış gibi hissediyorum. Güzel de gidiyordu aslında, bozmasalar keşke.
* Haydaaaaa!!! Ya bitiyordu işte ne güzel, niye yapıyorsunuz kuğzum siz bunu?
Meğerse dünkü bölümün ardından bu gece de sezon finali varmış. Bachelor in Paradise finalinden yararlanmak istemelerini anlıyorum ama yine de cık, cık, cık ya. Ben daha hazır değildim ki.
American Gothic de çift ile gidiyor zaten.
4×12 üzerine:
Dedim ben ama o kadar hazır değilim diye. April’ınkini az daha dramatik yapsalar sezon finali bile olurmuş bu bölümden, aklıma Empire’ınki de geldi zaten.
Gelecek bölüme ne anlatıp da bırakacaksınız ki allasen siz bunun üstüne? (Bunu dediğime pişman olacağım ya neyse.)
Bu da burada dursun, bari kumsalda olmasaydı bütün o olan biten ay!
Akıl sağlığımın selameti açısından bu dizinin iptalini talep ediyorum hakim bey. Teşekkürler.
Not: Sezon finalini daha izlemedim ama sürpriz bir haber değil aslında. Ayrıca… Neyse bende kalsın.
Eğer 10:30’a kadar izleyip kapatırsak mis gibi dizi finali olur açıkçası. Son yarım saat orada öylece duruyor tabii, o başka. Öylesi de açık finalli oluyor haliyle.
* Üstteki spoiler içi habere giden yolu ve sonrasını sağlam kurmuşlar, bölümün en sevdiğim kısmı oldu zaten.
Ortada Karen diye dolanan kişinin Karen olmadığı belliydi zaten, ne çıkacağını merak etmedim değil aslında. Devamını izlemek isterdim.
*
Son sezon yorduydu ve iptal seviyesine getirdiydi ama devam etse yine de izlerdim tabii ki. Zaman geçtikçe özleyeceğim kesin, güzel bir serüvendi.
7 Eylül’de Disney+’a gelmişti. Şimdi yerinde yeller esiyor.
S01E01
Tamam, ulusal kanaldayız falan da o açılar, o uzaklıklar neydi öyle? Adını Mistresses koyduğun bir diziye hiç yakışmamış o çekimler.
Yunjin Kim’e karşı yoğun bir antipatim vardı Lost’tan. Bu dizi yayınlandığı dönemde o antipati hala tazeydi ve elim bir türlü izlemeye gitmemişti bu sebeple. Bugün bir anda denemeye karar verdim. Bu türden çok daha iyi işler çıktığını/çıkacağını bildiğim için vasat buldum açıkçası bölümü. Yüzeysel kaldı bir şeyler de diyebilirim.
Bu dörtlü arasında en çok Rochelle Aytes’i hoş bulurum elbette. Bu kategoride durum April>Josslyn=Savi>Karen.
En çok hangi karakter ilgi çeker uzun vadede diye düşünürsem buna cevabım Josslyn olur. Bu kategoride durum Josslyn>April>Karen>Savi gibi şu an için.
An itibariyle en iyi hikaye Karen’da şüphesiz. Josslyn’de ise hiçbir hikaye mevcut değil şu anda. Bu kategorideki durum ise Karen>April>Savi>Josslyn şu anda.
Hangi dizide olursa olsun sevemiyorum ben bu Jason George’u. Yani demem o ki Alyssa Milano’nun yanına başka bir adam bulamadınız mı cidden? Kırklarının başında burada Milano. Yanına şöyle yirmilik bir Latin delikanlı iyi gidermiş bence.
Rochelle Aytes ile eşleştirdikleri adam da hiç yakışmamış onun yanına. Bir an önce değiştirelim bunu. Bir an önce!
Karen ve tıfıl da hiç olmaz yani. Dediğim gibi genç birine ihtiyacı olan kişi kesinlikle Savi bu dörtlü arasından.
Josslyn’de zaten bir eşleşme yok. Uçana kaçana. Shannyn Sossamon ihtimali var mı yok mu emin olamadım tabii ama o da çekmez beni şu noktada. Bu dörtlüden birini biseksüel yapacaksak o kişi Karen olmalı bence. Josslyn-Harry yaparlarsa hiç fena olmaz ama.
Durum şu ki bu eşleşmeler konusunda senarist tayfayla hiç örtüşmüyor benim kafadaki idealizasyon. Bu durum da sıkıntı yaratacaktır illa ki. Neyse, başladık bakalım. Hayırlısı olsun.
*Niye çöpe attın ki o yumurtayı şimdi? Durduk yere yemek heba edenlere uyuz oluyorum.
*LOT’un ardından (Pardon, kronolojik bakarsak öncesinde) burada da bir eşcinsel karaktere doğru bir yönelim hissedildiği için bir bakınma ihtiyacı hissettim ‘Jes Macallan gerçek hayatta hetero mu gay mi?’ diye. Hetero çıktı. Jason Gray-Stanford isimli bir aktörle 5 yıl evli kalmış 2012-2017 arası. Geçmişte de bir ilişki yaşadığı ve ilerleyen yıllarda tekrar birleşip 2021’de nişanlandığı Nicholas Bishop’tan 6 ay kadar önce bir çocuğu olmuş. 2005-2010 arası da Jeremy Renner ile sevgiliymiş.
S01E03
*Bölüm sonu: Bu tarz bir hikayede gelebilecek en klişe hamle.
*Josslyn ve yeni patronu arasında cinsel gerilim mi satmaya çalıştınız? Bana hiç geçmedi de.
*Karen: Hadi ordan! Sürekli gel gel yapıyorsun çocuğa. Sonra da kışt çekiyorsun.
*Miranda: Tam olarak n’aptın sen şimdi ve ne geçti eline?
*Alex: Bu kadar çabuk mu? Bu kadar basit miydi? Şüphelendim bak şu an senden. Dolandırıcı falan olmayasın sen?
*Ben Josslyn ve Harry’yi cidden çok yakıştırıyorum ama yaaa! Lütfen girelim ilerde bu topa. Lütfen, lütfen!
S01E06
*Harry: Bu şartlarda bu dirayet … Maşallah. Seni cidden hiç hak etmiyor bu Savi.
olsa da olmasa da geri adam atma ve sakın ola affetme bu kadını.
*Alyssa Milano o kadar nefret ettirdi ki burada kendinden … Bir yandan Who’s the Boss izliyorum ve oradaki çocuk haline bile soğuk kalıyorum buradan mütevellit.
*’Bu Kyra rolündeki hatunu bir yerden hatırlıyorum ama …’ dedim ama çıkaramadım bir türlü. Privileged’dan anımsıyormuşum. Değişmiş/gelişmiş aradan geçen 4-5 yılda Ashley Newbrough.
S01E07
*Harry: Üfffff! Niye affetmek istiyorsun ki?
*Queen Sugar’dan Dondré T. Whitfield katıldı kadroya.
*Bak bunu beklemiyordum işte!
dedi ya!
*Yalnız Josslyn’e benzeyen birini bulmamış mı
? Bizim ikilinin hiç dikkatini çekmedi ama bu benzerlik.
*Savi: Adamcağızdan bundan daha anlayışlı bir teklif bulamazdın. Bu tavrınla bir kez daha acımadan ağzına sıçmış oldun adamın. Bravo cidden!
Karen: Çok pişman olacaksın bundan. Akıllı geçiniyorsun ama değilmişsin. Büyük bir tezgahın ortasındasın belli ki ama fark edemeyecek kadar aptalsın.
S01E12
Josslyn: Biraz seçici olsan, her önün gelene ‘Gel, gel!’ yapmasan mı acaba? O bardan kaldırmaya kalktığın adam yakışıyor mu cidden hiç sana? Ve yineliyorum; Josslyn&Harry ihtimaline niye şans vermiyorsunuz be senaristler?
S01E13 (Sezon Finali)
*Offf, eziksin Harry. Ölürse ölsün; umrunda olmaması lazım senin. Bir de ‘Bebeğin babası olmadığımı biliyorum ama hala seni seviyorum.’ demez mi gerzek. Uyuz oluyorum bu tarz gurursuz karakterlere.
*April doğru olanı yaptı en azından. Miranda aramamış olsa o da yanlışa meyilliydi ya neyse.
*İki karakteri (Savi & Karen) bölüm kapanışında ölümle burun buruna bırakıp yeni sezonun açılışında ikisini birden harcamamış olmaları büyük korkaklık olmuş. Savi ölseymiş keşke. En azından bu bölümde kazadan sonra bebeği kaybetmiş olsaydı da içim biraz soğusaydı.
9 aylık bir zaman atlamasıyla açmışlar.
Ricky Whittle (April’a oynaş), Rebeka Montoya (Dom ve iş konusunda Savi’ye rakip) ve Catherine Haena Kim (Karen’a yeni hasta) takviyeleriyle başlamışlar yeni sezona. Orson Bean ve Soleil Moon Frye ise konuk oyuncu olarak gözüktüler. Soleil Moon Frye, kendisini canlandırdı.
S02E02
*Latin Ateşi, Savi’nin fazlasıyla sinirini bozdu ve biraz da özgüvensiz hissettirdi. Sinirinin bozulması normal çünkü hatun biraz fazla rahat. Özgüvensiz hissetmesi de normal çünkü bu sezon baya bir bitik görünüyor genel olarak Savi.
*April, yeni oyuncağıyla ‘Bağlanmak yok.’ tarzında 2 koca gün geçirdi. Ama April’ı tanıyorsak bağlanmadan devam etmesi mümkün mü? Hayır.
*Karen, şeytanıyla yüzleşti.
*Josslyn ve Harry ise ilk işlerine çıktılar. Müşterileri rolünde de Krista Allen’ın küçük bir konukluğu vardı. Daha fazla süre alsın isterdim tabii ama 2 bölüm sonra uğrayacakmış 2. ve son defa. Bu kez daha fazla gözükür umarım.
S02E03
Jason Gerhardt katıldı bu bölümle birlikte diziye. Ayrıca 2-3 bölümlük konukluk dahilinde Elaine Hendrix ve David Haydn-Jones dahil oldu.
S02E04
*Karen: Yapamazsın bence. Bar taburesinde kalır sadece o heyecan. Sahip olduğun zarafet daha fazlasını yapmana izin vermez.
*April: Yine aynı hikayenin içerisine sokmuşsun sanırım kendini.
*Savi’nin bu sezonki saçları, bu bölümdeki o ağlaması, hatta bazı mimikleri = Aynı 30 sene önceki Sam (Who’s the Boss?)
*Justin Hartley de dahil oldu bu bölümle birlikte kadroya. Harry&Josslyn olmasın diye çok uğraşıyor cidden senaristler. Josslyn-Scott ile tüm sezonu kapatacağız şimdi. Harry, bir uyanış yaşayıp Josslyn’i sevdiğini fark etse bile Josslyn müsait olmayacak. Harry’ye yine hüsran, yine acılar falan filan. Sizi hiç sevmiyorum anti Harryci senarist tayfa!
*Justin Hartley ve Jes Macallan demişken; biri bir dizide Oliver Queen’e hayat verdi. Diğeri de bir başka dizide Oliver Queen’in eski manitasını kapan kadına. Bu açıdan bakarsak bir ortak noktaları var aslında. Başka bir paralel dizi evreninde üçgenin üçüncü kenarını tamamlıyorlar.
*’Once a Cheater, Always a Cheater?’ be Domcuk! Şimdilik sadece duygusal açıdan da olsa aldatma aldatmadır. Kaç, kurtar kendini bu kara delikten.
*Sezon başından beri bir şüphe vardı içimde ama bu bölümde çantayla saklama taktiği devreye girince emin oldum iyice Alyssa Milano’nun bu sezonu çekerken hamile olduğuna. Gittim kontrol ettim; bu bölüm yayınlandıktan 2 ay sonra doğurmuş. Çekim tarihi derken 3 ay geri atsak hamileliğinin ortalarında bir yerdeymiştir muhtemelen. Bilemiyorum tabii de sezon sonunda diziden ayrılma sebebi de yeni doğan kızından kopmak istememesinden kaynaklıdır belki de.
*Karen için 2 bölüm önce yapamaz demiştim. Hem yapmış hem yapamamış gibi bir şey oldu şu noktada. Yanıldım da diyemiyorum haliyle yanılmadım da.
nihayetinde.
*Brian Hallisay ve Tabrett Bethell bölüm konuklarıydı. Elaine Hendrix’i de yeniden gördük ayrıca. Hallisay, sezonun son 3 bölümünde geri dönüyormuş. Harry’nin kız kardeşi rolüyle konuk olan Tabrett Bethell ise dizinin 4. sezonunda kadrolu oyuncu olarak geri dönecekmiş.
S02E07
Son sahne: Telefonda o yüzü görmeyi bekliyordum dersem yalan olur.
S02E08
*April: İkiyüzlülüğün doruklarında dolaştın ama hala arkadaşlarına tepeden bakma durumun da devam ediyor maşallah. Anlıyorum adam heykel gibi de acınacak haldesin cidden.
*Helena Mattsson konuk oldu bölüme 2 küçük sahneyle. Beyazlar içinde harika görünüyordu. Sezonun son 3 bölümünde tekrar gözükecekmiş.
*Josslyn: İlla başkasından duymalıydın tabii; yoksa durumu idrak edemeyecektin.
S02E09
*Dom: Nihayet!
*Josslyn: Realiteden kaçmak için hemen başka birini ayarlamaya çalış zaten.
*Savi’nin sorunlu karakterinin tüm faturasını babasına kesmeye kalktılar iyi mi? Baba sorunu, anne sorunu … Hemen kolaya kaçın zaten.
*Sonunda gerçek hikayesini anlattı mı bu Anna? Çok umrumda olduğundan değil de ben hala ağzından çıkan/çıkacak tek bir söze inanmıyorum bunun.
*Alyssa Milano: Çanta da kapatamıyor artık.
S02E10
*Son sahne: Çüş! Her şey bir oyun muymuş en başından beri? Bu gelişme ışığında; görevi kötüye kullanmaktan malum kişi hakkında soruşturma açılmasını sağlamazsan gözüme gözükme kadın!
*Josslyn: Evet derken? Coşkuya gel! Ne vakit bu tarz bir kadın oldun sen?
S02E13 (Sezon Finali)
26 bölümlük upuzun beklentime sefa niyetine bir kapanıştı. Bıraktığımız noktadan o kadar memnundum ki 3. sezon onayı almamış olmasını diledim.
S03E01
Malum kişinin ayrılışını hikayeye yedirme konusunda oldukça başarısız olmuşlar bence. Jennifer Esposito’yu diziye dahil etmek için son sahneye kadar beklemek de hata olmuş. Madem bölüm ortalarında sokmadın 2. bölüme bırak bu işi.
Genel olarak hiçbir şeyin tadı tuzu yoktu. Josslyn’in bu kararına saygı duymuyorum ve bölüm içerisinde vuku bulan konuların tamamında ruh halinin adamakıllı bana geçebildiğini söyleyemem. April-Miranda hikayesinde ve Karen’ın o çiftle olan hikayesinde ise neler olup bittiğini pek anlamadım. Daha doğrusu hiç umursamadım ve anlamaya çalışmadım. Şu ana kadarki bölümler arasında açık ara en kötüsü buydu bence.
S03E03
Bu sezon cidden hiç olmamış. 3 bölüm boyunca direndim acaba toparlar mı diye ama hiç mümkünmüş gibi durmuyor o iş. Bıraktım gitti.