Grantchester || Father Brown || Rahipten Dedektif mi Olur Demeyin!
64 yorum unfortr 12 Mart 2016 09:16
Rahipten dedektif mi olur demeyin, İngilizler yapınca oluyormuş. Hali hazırda BBC ve ITV’nin Father Brown ve Grantchester dizileri buna çok güzel birer örnek. Kilisede asıl görevlerini icra ederlerken yanı başlarında meydana gelen cinayet, kaçırılma ve soygun gibi bilumum olaya kayıtsız kalmayan bu rahipler, vakaların çözümü konusunda var olan yeteneklerini kullanmaktan hiç çekinmiyorlar.
Konu: Polisiye
Yaratıcıları: Rachel Floweday – Tahsin Guner
Kanal: BBC
Sezon sayısı: 4 (5. sezon hakkında henüz haber yok)
Bölüm sayısı: 10+10+15+10
————————————————————————————————————————————–
Öyle bir kasaba hayal edin ki içinde yeşilin her tonunu bulabileceğiniz, kuşların şarkı söyler edada cıvıldadığı ve doğasının güzelliği kadar içinde bulundurduğu yapıların mimari açıdan şaheserliği ile aklınızı başından alabilecek bir yer. Bu Orta Çağ’dan günümüze ışınlanmış gibi hiç bozulmayan haliyle arz-ı endam eden bu kasabada sakin ve dingin bir ortamın huzuru içinde mutlu mesut yaşayan insanların arasına karışıyoruz.
Not: Dizi, G. K. Chesterton‘ın kısa hikayelerinden uyarlanmış. Daha önce bu kısa hikayeler, yine Father Brown adı altında 1934 ve 1954 yıllarında hem sinemaya uyarlanmış, hem de 1974 yapımı 13 bölüm süren bir adet daha uyarlaması mevcut. Chesterton’ın hikayelerine bir rahibi yerleştirmesindeki amacı ise, rahiplerin birer saf ve cahil gibi gösterilen imajını yıkmak istemesiymiş.
Chesterfied uzaktan gözlemlediğimiz yapısıyla bizi kendisine hayran bırakırken, içine daha bir girince her şeyin güllük gülistanlık olmadığını öğreniyoruz. 2.Dünya Savaşı’ndan yeni çıkılmış, 1950’li yılların ortamında bizi karşılayan kasabada gün geçmiyor ki bir olay yaşanmasın. Rahip Brown da işte burada devreye giriyor. Kasaba halkının saygısını kazanmış sempatik ve midesine düşkün rahibimiz, elinden hiç düşürmediği şemsiyesi ve eli ayağı olan bisikleti ile kasabanın bir ucundan diğer bir ucuna bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle, her vakada olduğu gibi ipuçlarının peşinden koşuyor. Bazen hasta yatağına mahkum olması dahi işini yapmasına engel olmuyor. Elindeki dürbünün yardımıyla en zor vakaları dahi çözdüğüne şahit oluyoruz.
Rahip Brown vakaların çözümünde, hiç anlaşamadığı Dedektif Valentine ile çoğu zaman tatlı bir rekabet içine giriyor. Kasaba çevresinde ipuçlarının peşinden koşarlarken sanki birbirileriyle kedi fare kovalamacası içine giriyorlar. Bazen bu o kadar eğlenceli bir hale geliyor ki bu durumdan kendileri de zevk alır hale geliyorlar. Father Brown çevresini iyi gözlemleyen yapısıyla ipuçlarına çabucak ulaşarak bunları dedektif Valentine’den saklayarak olayı kendi çözme yoluna gidiyor. Dedektif Valentine, Father Brown’a her zaman tolerans göstermiyor tabii ki. Bazen kendisine ayak bağı olduğunu düşündüğü anlarda çevresinden uzaklaştırmaya çalışıyor.
- Father Brown’ı en iyi Harry Potter serilerinde canlandırdığı Arthur Weasley rolüyle hatırlayabileceğiniz Mark Williams canlandırıyor.
- Dedektif Valentine’i ise The Musketeers’ten hatırlayabileceğiniz Hugo Speer canlandırıyor.
Konu: Polisiye
Yaratıcısı: Daisy Coulam
Kanal: ITV
Sezon sayısı: 2 (3. sezon onayı aldı)
Bölüm sayısı: 6 + 6
————————————————————————————————————————————–
Grantchester’ın hikayesi tıpkı Father Brown’da olduğu gibi 1950’li yıllarda geçiyor. Cambridgeshire‘da gene enfes doğa manzaraları ile seyir zevki yaparken, Rahip Sidney ile daha bir sosyalleşiyoruz.. Biraz barları ve restaurantları ziyaret edip Rahip Brown’un mütevazı hayatının izlerinden sıyrılmış oluyoruz.
Ek Bilgi: Brown Katolik bir rahipken, Sidney Anglikan kilisesi rahibidir.
Rahip Brown ne kadar sempatik ise Granchester’ın rahibi Sidney ise bir o kadar yakışıklı ve seksi. Dizi de ekmeğini biraz buradan çıkartıyor. Alışılagelmiş din adamı imajından uzak olan Sidney fosur fosur sigarasını da içer, viskisini de ihmal etmez. Aynı zamanda caz müziğine ilgi duyar. Diğer yandan aşk acısı da çeker. En sevdiği kadın Amanda’yı elinden kaçırmak üzeredir. Tahmin edeceğiniz üzere, Sidney bir yandan cinayetleri çözerken, diğer yandan özel hayatına da fazlasıyla kulak kabartmış oluyoruz.
Diğer yandan katıldığı 2. Dünya Savaşı sonrası Sidney’in savaşın ruhunda açtığı yaralardan kurtalamadığını görüyoruz. Savaş esnasında yaşadığı kötü anılar arasıra gözünün önüne geliyor.
Not: Dizi, James Runcie’nin The Grantchester Mysteries adlı roman serisinin kısa hikayelerinden uyarlanmaktadır. İlk sezonun 6 bölümü, bu serinin ilk kitabı olan Sidney Chambers and the Shadow of Death‘ten uyarlanmış.
Buradaki dedektifimiz Geordie, Rahip Brown ile sürekli didişen Dedektif Valentine’in aksine Sidney ile oldukça yardımlaşmalı bir şekilde olayların üzerine gidiyor. Geordie işin büyük kısmını çözen Sidney’in sezgilerine oldukça güveniyor. Aralarındaki samimiyeti ilerleten ikili boş zamanlarında da barda viskilerini yudumluyorlar. Geordie’nin evli ve dört çocuğunun olduğunu da belirtelim.
- Rahip Sidney’i son yıllarda yıldızı parlayan oyuncu James Norton canlandırıyor. Kendisini Life and Squares, Happy Valley ve War and Peace‘ten hatırlayabilirsiniz.
- Dedektif Geordie’yi ise bir zamanlar TRT‘de de yayımlanan Wire in the Blood ve yakın zamanda finali gören Strike Back‘ten hatırlayabileceğiniz Robson Green canlandırıyor.
yorumlar
ITV de mi videolarını kapatmaya başladı? Kendimi İngiltere’ye alıp öyle izledim resmen. Amerika da olmadı mesela.
Ben daha önce de kapalı videolarına denk gelmiştim ITV’nin. Sebebini de hiç anlamam.
Noel özel bölümü üzerine:
Sevdim bölümü. 65 dakika olması da zorlamadı açıkçası.
Vaka olarak biraz klasik olduğunu düşünüyorum. Gerçi katilin kim olduğunu kanıt üzerinden değil de önsezi ile buldum. Karakterlerin kişisel hikayesi de hoşuma gitti.
“Zor vallahi zor…”
Özlemişim diziyi, ilk bölümün vakasını da sevdim. Gün geçtikçe ortalık da karışır üstelik.
The Royals yüzünden Jasper deyip durduğum Guy’ı alışkanlıktan dolayı sakalsız tercih ettiğimi farkettim. Kötü değil ama gerek de yok.
Bu bölüm bitmeden “Leonard’ın” evlendiğini görür müyüz acaba diye merak ediyorum şu an.
Sydney-Amanda geliyorum diyordu. Leonard da bir halt yiyor ya bakalım, sonu hayrolsun…
Grantchester 3×05 üzerine:
Bu sezonun en sevdiğim bölümü bu oldu. James Norton beyin hem kendisi hem de kendisini izlemek yine tatlıydı.
Ayrıca hikayede bir süredir gelmelerini beklediğim noktaya da geldiler. Amma velakin haftaya sezon finali var yine. Bu dizinin sezonları sekiz bölüm olsaydı bari, umarım gelecek sezonu da olur.
Bu sezon diğer sezonlara oranla daha çok hoşuma gidiyor. Üstelik her bölüm bir öncekinden güzel ilerliyor.
Bir sezonun daha sonuna geldik. Ucu yine kapalı bitti ve birçok açıdan final gibi bölüm çekmişler. Devamını tabii ki isterim ama olur da gelmezse severek hatırlayacağım.
Güzel bir sezon oldu yine. Mutlaka devam etsin ya bu dizi
Eğer devamı olursa dizinin artık nooolur nooolur
Tom Brittney, 4. sezonda James Norton beyciğimin yerine gelecekmiş.
(4. sezonla tam bitirseniz ölürsünüz zaten)
Sidney Chambers’ı ve James Norton’u izlemeyi özlemişim. Halen 4. sezonda final yapsalar daha iyi olur düşüncesindeyim ama Tom Brittney çok fazla batmadı gözüme. Devam ettikçe daha faza tanıtırlar herhalde karakteri.
Merak ettiğim Sidney’e sezon finali geldiğinde ne olacağı. Öldürmeseler bari (Sezon finaline kadar kalıp da öyle gideceğini farz ettim tabii).
* Aslında bu ikisi böyle fena durmadılar. Hatta Amanda’yı boşverip buna mı yazdılar diye düşündüydüm ama ırkçılık konusu tek bölümlük kalınca kadın da tek bölümlük kaldı tabii.
Sezonluk değil de bölümlük gidecekler muhtemelen bu sefer. Bir de haliyle geçen sezon finalinden sonra Morven Christie ve Tom Austen’i bu sezonda görmeyeceğiz gibi duruyor.
Güzel bir kapanıştı son dakikalar. Vaka çok erken çözüldü diye düşünürken adama vedaya girince taşlar oturmuş oldu.
Mrs. C.’nin haline mi yoksa Leonard’ın suratına mı şaşırayım bilemedim. Böyle de bir acayip oldu.
* Sydney ortalıkta olsa herhalde Geordie kadının kocasına gizli ilişkiye bu kadar kolay söylemezdi herhalde Yeni gelen rahiple arkadaş olsalar da işe koyulsalar bari. Kendine gelir bu sayede.
Karısının taciz hikayesine girmeselerdi keşke.
* Bölümün katili çok belliydi bu arada. Hele ikili ilişkilerden sonra daha da belli etti kendini. “Koca gay, kadın lezbiyen” kalıbını kim düşündüyse tebrikler
Bölümdeki davanın vardığı yer çok iyiydi derken bölümün sonlarında bir tık üstüne çıktılar. Tuhaf oldum bu saatte.
Yeni rahibin de Sidney gibi kalp kırıklığı çıktı. Herhal iki bölüm kalmışken yeni birisini çıkarmayıp onay alırsa gelecek sezona bırakırlar. Bir de allasen şu Georgie’nin karısının mevzusunu da toparlayalım. #MeToo’nun olmaması sinirlendirmeye başladı artık beni.
4×05 üzerine:
Çok acayip bir yerden girdiler, girdikleri yer de çok başka bir noktaya götürdü. Hangisine ne desem bilemedim ama ihalenin çoğunu Leonard’a bırakasım var. En çok ona bozuldum.
Not: O nasıl baba ayol?
Önceki bölümlerden kalanı toparlayıp bir kez daha ucu kapalı şekilde veda etmişler. Hatta bölümün vakasından ziyade karakterlere ne olacak onu merak ettim diyebilirim.
Devamının gelmesini (galiba) istiyorum, gelmezse de (sanırım) itiraz etmeyeceğim. Sevgiler, saygılar.
* Gelecek sezon olursa göreceli tanıdık bir kadın oyuncuyu kadroya dahil ederek Will’e yazalım. Dilerseniz erkek de olur ama bu dizinin izleyici kitlesini düşünürsek yapmazlar herhal.
* Taciz meselesinin bağlandığı yere şaşırmadım. O devirde anca bu şekilde oluyor herhal.
Grantchester 5×01 üzerine:
Bunun Ocak ayına başlayacağını güya biliyordum ama aklımdan çıkmış. Takvime bakarken dikkatimden de kaçmış. İngilizce altyazısına denk gelince hatırlayıverdim.
İlk bölüm aşağı yukarı her zamanki tadındaydı. James Norton beyciğimin yerinde Tom Brittney rolünde iyi duruyor ama arada tat farkı da var hani.
Father Brown’ın uzantı dizisi The Sister Boniface
* Sidney ortalıkta olsa Jack’e ne derdi acaba bu durumda? Ayıp ayıp.
* Beyefendi sizin bazı problemleriniz var.
Sidney sırılsıklam aşık olduğu için kiliseden ayrılmayı göze aldığı noktaya kadar gelmişti. Will’in başka bir derdi var. Belki yalnızlık üzerinden giderler.
Böylece bir sezonun daha sonuna geldik. Çabuk bitti. Altı bölüm diye mi yoksa alışkanlıktan mı bilemedim. Devamı olsa onu da izlerim. Ama Sidney’li sezonların tadının daha farklı olduğunu belirtmem lazım.
Sidney’in kafasına ayakkabı fırlatasım gelmemişti mesela. Will’in varoluş sancısı bir noktada sinir etti. Hak verdiğim de oldu tabii.
* Allahceğizim, sen de gör bunları.
Grantchester S6’nın PBS tarihi 3 Ekim‘miş. ITV tarihi daha erkendir herhalde.
Season 6 Trailer
* Yine o şüpheliden bu şüpheliye geçtikleri bir bölümle açıvermişler. Kaldıkları noktadan dolayı memnunum.
* Sidney beyciğimin romantik hayatı Mersin’se Jack’inki tam tersi. Öyle bir farklılık var sanki.
Çünkü Jack’in öpüşme-sevişme-ilişki meselesinde pek de bir çekincesi yok. Çevredekiler de birini bulsun isteğinde hatta. Belki de Sidney’in hayatı çoğunlukla tek aday üzerinden ilerlediği için bana öyle geliyordur.
* Bir de bölüm bölüm sonunda Leonard’a av muamelesi göstermeseniz hayat daha tatlı olacaktı.
Ucundan gösterip vermiyorlardı, sırası 6. sezonmuş. Mrs. Chapman’ın da dediği gibi Pandora’nın kutusu açıldı. İnsanlıktan soğudum resmen. Yine, evet.
Not: Reklam arasında The Morning Show’un tanıtımını gösterdiler. Apple, açıktan reklam veriyormuş demek ki.
Sinirceğizlerim yıprandı gecenin şu saati.
Daha bölümün başına sonuç ne olursa olsun kiliseden kovulacağını da öğrendik zaten. Öyle olunca da kimsenin tanımayacağı bir yere gideceğiz falan dedi. Onu da hapisten çıktığında yapar herhalde. Gerçi hapis bir şeyleri değiştirdiği için her şeye rağmen kalabilir de. Nasılını bilemedim ama.
Bakalım, elbet anlarız bu sefer de Leonard’a veda edip etmeyeceğimizi.
Ben Grantchester 6. sezonu da yine 6 bölüm sanıyordum, meğerse 8 bölümmüş bu sefer. “Bunun sezon finali olduğuna emin miyiz?” diye huylanınca kontrol ediverdim.
6×06 üzerine:
Will, tatlım, senin kafan mı iyi? Gerçek anlamda değil de mecazi anlamda soruyorum.
Grantchester 6×07 üzerine:
* 1958’e gelmişiz, Elizabeth başa geçmiş. Bildiğim iyi oldu.
* Geordie, erkek milletinin özeti gibisin. 1950 versiyonu sadece. Bölümün en sonunu tenzih ediyorum tabii ki.
* Hapishane üzerinden anlattıkları cinayet hikayesi bu sezonun en iyilerindendi. Beğendim.
Will’den duymayı beklediğim sözleri bir ara Geordie’den duymak tuhaf gelse de gittikleri yoldan memnunum. Bölümün vakası kullandıkları karakterler bazında ilginçti. Yine ucu kapalı denebilecek bir şekilde gittiler. Ama tabii ki gelecek sezona varım.
+ Leonard’ı sezon finalinde tahliye etmeleri de güzel oldu. Ortalıkta tutacakları belli gibi de nasıl tutacaklarına bakarız.
+ Geordie’nin Johnny’yi de katarak geçmişi anlattığı sahneler bölümün haliyle öne çıkan tarafıydı. Üstüne nefsi müdafaa gelseydi ve ucu açık kaldı davransalardı da itiraz etmezdim sanki ama hem dizinin tarzı değil gibi hem de işin özü böyle çıkmadı zaten.
Season 7 Trailer
* Yine “ARKADAŞIM!” tepkisi veresim geldi ama destekliyorum.
* Bölümdeki cinayetin kapanış biçimini sevdim. Son kısım da cabası ^.^
İlk bölümde haberi yoktu, ama bu sefer vardı ^.^ Hatta tam da bunun etkisiyle ayrılmasını istedi bir ara.
* O değil de bu sezonun kötü haber kontenjanı da Mrs. C.’ye mi kaldı? Durduk yere tümör çıkarttınız kadına.
+Jordie’nin hayatını şu sıralar önemseyemiyorum. Hatta Katie ile barışmasalar da olur.
Grantchester 7×05 üzerine:
Son kısım ne kadar dramatikse ben de o kadar eğlendim, Tanrı affetsin. Fırsatım olsaydı ‘asshole’ kısmının ekran görüntüsünü de alırdım.
Kaldı 1.
Kalburüstü bir bölümdü. Yine ucu kapalı gibi bitti. Daha fazlasını yaparlar mı emin değilim, sanki belirsiz şekilde veda ettiler ama onay alırsa görüşürüz elbet.
Grantchester, Season 8: Trailer
Bu gece PBS’te başlıyor. Önce ABD yayını.
Grantchester 8’in İngiltere’den önce ABD yayınının olacağını dün öğrenmiştim. Bugün de 6 bölümlük sezonun hepsinin birden yayınlandığını fark ettim.
Sunumsuz yakalandım resmen.
İlk bölümün sonunda girdikleri yolu gereksiz bulduğum için gözüme batmıştı ama çabuk toparladılar neyse ki. Sezona yayılmasını istemezdim.
Başlamadan önce ölümcül bir durum olduğunu okumuştum. Hatta arabaya binince hamile karısı zannettim. Motosiklette görünce Will bile zannettim. Kazayla birine çarpıverdi.
Mahkeme aşamasına kadar uzatsalar biraz burun bükecektim. Biraz “Hadi öyle olsun”a vardı gerçi ama itiraz etmeyeceğim.
Geçen sezon tam da final yapar gibi bitmişlerdi, çok iyi bir yerde de durdular üstelik. Geri dönecekleri tutmuşken şikayet etmeyeceğim tabii. Yine final yaparmış bir edaları var ama bakalım, belli olmuyor malum.
Grantchester 8×03:
Şimdilik bu sezonun en ilgimi çeken bölümlük konusu buydu. Yalnız ‘tanıdık konuk oyuncu’ sendromu vardı. Oturdum, usul usul bekledim sonunu.
9 gelecek. Tom Brittney ayrılmış, Rishi Nair gelmiş.
4 devam ederken James Norton beycim ayrılmıştı ve Tom Brittney gelmişti. 8 bitince de bu gitti.
Başroller değişiyor ama dizi asla bitmiyor…
Will ve ben bu olanları hak etmiyoruz… Üstlelik adamın sezon sonunda ayrılacağını bilerek izliyorum haliyle ve 1 bölüm kaldı.
Will sezon finali fragmanında da vardı ama nereye vardıracaklar bilemedim. Ben hamile eşinin yanına gider diye farz etmiştim. Şu an pek emin değilim.
Grantchester 8. sezon bitti.
Sezonun gidişatında dolayı karanlık bir kapanış olabileceği kanısındaydım, o hali üstlerinden çabuk attılar ve gerisi bildiğimiz tondan yürüdü. Geçen sezon finali kadar tam bir final hissi vermeseler de ucu kapalı gitmişler yine. Bu dizi niye geçen sezon bitmediyse zaten. Şimdi de Tom Brittney ayrıldı.
Will’in gidişini de sezon finalinde hallederler diye farz ediyordum, öyle bir şey olmadı. Basbayağı duruyor. Ayarlamaları dert değil sonuçta, hatta ortam da müsait hikaye gereği ama yine de şimdiden hallolsa iyiydi.
9’la döndüklerinde görüşürüz artık.
Bişi dicem.
Grantchester’da işleri karıştırmışız. Daha doğrusu ITV yüzünden ben karıştırmışım. Bu ITV denen kanal, ta geçen sene PBS’in önce yayınladığı 8. sezonu meğerse yayınlamamış. Geç de olsa yeni yayınlamaya başlamış.
Ben de bu Sonbahar-Kış takvimine zaten 8. sezon diye eklemişim (ve o dönem aymamışım duruma). Bugün jeton düştü ve (dahası) rakam hatası yaptım zannedip 9’a çevirmiştim takvimi. Zira az üstte 8. sezon yorumlarım da var.
Velakin ITV’nin sitesinde anca 801 var. 901 halen ortada olmayınca ne oluyoruz diye biraz baktım (artık). Wiki’de yazıyor ITV’nin sezonu yeni yayınlamaya başladığı. Gelecek sezon da 9 olacak tabii. Artık ne zaman olursa…
Takvimden ve Ocak Ekranı’ndan da aldım. Niye bu kadar yazdım bilmiyorum ama neyse.
grantchester malum yerlerden birine istediğim çözünürlük ve boyutta paket olarak gelince okb olarak kendimi tutamamıştım ama ilk sezonu izlerken hiç benlik olmadığı ortaya çıktı. çok sıradan bir formüllü polisiye. sezonluk konuları olup biraz daha güzel ele alınsaydı belki devam ederdim.
Grantchester Season 9 Trailer
Father Brown: Onay
– Grantchester 9. sezon 8 bölümmüş, bu sefer 6 değil.
– Önce yayınlayan yine PBS olduğu için hepsini siteden yayınlamışlar bile. Şimdilik malumlarda ilk bölümü gördüm ama gerisi gelir herhalde.
Ek: TV’de yayınlanan ilk bölüm ABD’deki herkese açık, gerisi ücretli (bağış) üyelik sonrası izlenir durumdaymış.
– PBS’teki kısa özetlere birazcık baktım, Will’in gidişini 2. bölümle birlikte yapıyorlar belli ki. 3. bölümde yepisyeni Vicar var.
Grantchester 9. sezon ilk bölümü izledim. Tamamı düşse bile TV yayınıyla birlikte devam ederim tahminen.
* İkinci kez rahip değiştirmeden, son bir sezonla usulünce veda etselerdi keşke. Geldik zaten 9. sezona, yetmez miydi?
* Will’in gidişiyle ilgili kapıyı bu bölümde açmışlar, gelecek bölümde devamını getirirler. Bölümün açılışındaki ‘bu sezon’ videosunda yeni rahipten bir kısım da gösterdiler.
Gerisine de bakarız. Sidney gittiğinde Will’e alışmak da zor olur gibi gelmişti, belki yine sorun olmaz.
Bundan birkaç saat sonra tabii ki 902’yi izledim. Will’e veda ettikleri bölüm de buydu, evet. Güzel bir vedaydı, bu işi beceriyorlar zaten.
Bugün 903’ü izledim ve yeni rahiple tanıştığımız bölüm de bu oldu. Geordie’nin aynı şeyi 3. rahiple yapıyor olmasının dalgasını da geçtiler neyse ki. Ayrıca bu bölüm -en azından şimdilik- sezonda işledikleri en iyi vakaydı bana göre.
Sempatik bir karakter gibi gözüküyor, izledikçe de alışırız zaten. Ama yine ve yeniden, keşke bu sezonu son olarak ayarlasaydınız da güzelce veda etseydik. Bunlar bir de 10. sezonu getirecekler Peki.
İyi denebilecek bir sezondu. Rishi Nair’e gittikçe daha da alıştım, karakterine alışılmayacak bir şey de yok zaten. Diğer tanıdık yüzlerin halen ortalıkta olması da yardımcı oluyor böyle zamanlarda. 903 gibi bazı bölümlerdeki vakalar diğerlerinin önüne geçti ve daha iyiydi her zamanki gibi.
Yalnız geçen seferki durum bana yine dank etti. Sidney’in günahıydı be?! Adam orada, ben burada kahrımızdan gitmediğimiz kalmıştı bir ara. Burada…
Neyse böyleyken böyle. 10. sezonla görüşürüz haliyle.