Shonda Rhimes’ın Netflix Projeleri
33 yorum rpdi 01 Kasım 2019 20:04
bridgerton hot chocolate nutcracker Inventing Anna netflix notes on love pico and sepulveda reset: my fight for inclusion and lasting change shonda rhimes sunshine scouts the residence the warmth of other suns yeni dizi projeleri
Grey’s Anatomy, Scandal ve How to Get Away with Murder gibi dizilerle bilinen Shonda Rhimes ile şirketi Shondaland, ABC ile anlaşmasını bitirip Netflix ile dört yıllık bir anlaşma imzalamıştı. Bir süre önce kanal için projeleri açıklandı ve yeni haberler gelmeye devam ediyor.
Çoğu haber yeni olmasa da daha önce es geçtiklerimizle beraber hepsini bir yazıda topluca görelim bakalım:
1) Inventing Anna
Julia Garner (Ozark), Anna Chlumsky (Veep), Katie Lowes (Scandal), Laverne Cox (Orange is the New Black) ve Alexis Floyd (The Bold Type) başroldeki isimler.
10 bölümlük bir limitli dizi olacak. New York Magazine’de yayınlanan “How Anna Delvey Tricked New York’s Party People” adlı yazıdan ilham alınıyor.
Çalışkan bir gazetecinin (Chlumsky), Anna Delvey (Garner) davasını araştırmasını konu ediniyor. Anna Delvey, kötü şöhretli bir Instagram ünlüsü. New York sosyal topluluğunun kalbini ve aynı zamanda paralarını çalan bir dolandırıcı. Anna, New York’un en büyük kadın dolandırıcısı mı, yoksa Amerikan Rüyası’nın yeni tasviri mi?
Anna ile muhabir arasında kara komik bir sevgi-nefret ilişkisi yeşerirken ve Anna mahkemesini beklerken muhabir, New York City’nin en mühim sorusunun cevabını bulmak için zamana karşı yarışacak: “Anna Delvey kim?”
Diğer karakterler şunlar:
Rachel (Katie Lowes): Anna’ya tapan ve neredeyse hayatını alt üst eden bir kadın.
Kacy (Laverne Cox): Ünlülerle çalışan bir antrenör ve yaşam koçu. Anna kasırgasından nasibini almış biri fakat beladan uzak duracak olgunluğa sahip.
Neff (Alexis Floyd): Otel kapıcısı olarak çalışan, azimli bir film yapımcısı. Anna’nın cazibesine kapılanlardan.
2) Bridgerton
Julia Quinn’in çok satan kitap serisinden uyarlanıyor. İngiliz Krallığı’nda geçen feminist hikaye, İngiliz yüksek sosyetesindeki kadınların ve erkeklerin evliliklerindeki gösterişli, zengin, seksi, sancılı, komik ve bazen de yalnız yaşamlarını ele alacak. Olayları güçlü Bridgerton ailesinin gözünden izleyeceğiz.
Scandal yapımcılarından Chris Van Dusen uyarlayacak. 2020’de yayınlanacak. Oyuncu kadrosuna şuradan bakabilirsiniz.
3) The Warmth of Other Suns
Pulitzer kazanan yazar Isabel Wilkerson’ın ödüllü, aynı adlı romanından uyarlanıyor. 1916 ile 1970 yılları arasında, daha iyi bir hayat umuduyla güneyden göç eden siyahileri konu alacak.
Ulusal Beşeri Bilimler Madalyası sahibi, MacArthur Genius programı almış, Drama Desk ödüllü senarist Anna Deavere Smith uyarlayacak.
4) Pico & Sepulveda
1840’larda, Kaliforniya’nın Meksika’ya ait olduğu son dönemi anlatacak. Amerikalı güçlerin bu pastoral bölgeyi almak için yarattığı vahşeti ve sınırdaki savaşı ele alacak.
Emmy ödüllü yazar Janet Leahy dizinin yapımcısı.
5) Reset: My Fight for Inclusion and Lasting Change
Netflix ve Shondaland, Ellen Pao’un yaşamını ve kariyerini ele aldığı anı kitabının haklarını satın aldı.
Eski işverenine açtığı dava, medyanın daha dikkatli incelenmesi için bir kıvılcım çıkarmış; Silikon Vadisi’ndeki erkekler kulübü merkezini sarsmış ve Time’s Up hareketinin bir nevi başlangıcı olmuş.
6) The Residence
Netflix ve Shondaland, Kate Andersen Brower’ın kurgusal olmayan kitabı The Residence: Inside the Private World of the White House’un haklarını satın almış.
Beyaz Saray çalışanlarının bizzat kendi ağzından, dünyanın bu belki de en ünlü evlerinden birinde yaşanan “Upstairs Downstairs” hikayesini anlatacak.
7) Sunshine Scouts
Yarım saatlik kara komedi, kampa giden bir grup genç kızın, bir kıyamet felaketinden kurtulmasının ardından yaşadıklarını konu alacak. Hemen cesaretlerini toplamalı ve nükleer felaketin ortasında hayatta kalma becerilerini konuşturmalılar.
8) Hot Chocolate Nutcracker
Bir belgesel. Debbie Allen Dans Akademi’sinde, klasik baleyi yeniden canlandıran oyun The Nutcracker’ı konu alacak. Debbie Allen’ın dans sanatı için önemli mirasının perde arkasına şahit olacağız.
Oliver Bokelberg (Scandal), yönetmen, görüntü yönetmeni ve yapımcı olarak yer alacak.
9) Notes on Love
Bir antoloji. Her bölümü birbirinden bağımsız hikayelerden oluşacak. Evlilik kurumunu ve evrimini anlatacak.
Bölüm sayısı ya da uzunluğu açıklanmadı. Her bölümü farklı biri yazacak. Norman Lear (One Day at a Time), Aaron Shure (The Office), Steve Martin, şarkı sözü yazarı Diane Warren, Jenny Han (“To All the Boys I’ve Loved Before”), Lindy West (“Shrill: Notes from a Loud Woman”) ve müzisyen Ahamefule J. Oluo, şu ana kadar açıklanan senaristler.
yorumlar
Bridgerton | Official Teaser Trailer
Poster
1–2–3–4
“Gossip Girl meets Jane Austen” olmuş bu.
Çok eğlenceli duruyor ama çok var daha.
Şimdi olsa da izlesem az kafam dağılsa. 
Şimdiden onay almış olabilir.
Official Trailer
dönem dizisinde renkli asilzadeler… (alternatif netflix evreni)
Rhan Murphy ve Şonda Rhimes dizilerinde oluyor böyle fantastik işler.
şimdi düşününce ben hiç shonda dizisi izlememişim ondan muhtemelen, ama konu çok fena… kişisel çıkarlar için sevgili numarası yapıp zamanla birbirine aşık olma klişesi bitmedi mi hala
pandemi döneminde türk ve kore dizilerine sarmış herhalde shonda.
ryan ın genelde ciddi işlerini izlemişim ben. feud ve american crime, bir miktar ahs dan ibaret bu taraf. parodiye kaçan işlerine bakmadım hiç. ahs yi saymazsak diğer ikisini sevgiyle hatırlamaya övmeye önermeye devam edeceğim.
İlk iki bölümü izledim.
Beklediğim gibi Gossip Girl, Downton Abbey, Jane Austen falan ne var ne yok koymuşlar sanki. Karışık renk paleti + döneme uygun klişeler eşliğinde. Fena da olmamış şimdilik. Böyle devam etsin mümkünse.
Ryan Murphy’nin Netflix versiyonundansa Shonda Rhimes’ı tercih ederim zaten. Bu da bahaneyle açılışı olur hem.
Tam anlamıyla Gurur ve Önyargı meets Gossip Girl olmuş yazmaya geldim ben de. Çok sevdim ilk bölümü.
Reign de yapıyordu bunu.
Ben niyeyse halkımızın buna pek de ilgi göstereceğini düşünmemiştim. George Clooney’in yeni filminin ardından 2. sırada iki gündür Netflix’te.
Tiny Pretty Things’i de sevdiler. Birkaç gündür birinciydi.
Ne ara sonuna geldim anlamadım. Çekirdek gibiydi, çıt çıt bitti. O uzun bölüm süreleri bir kere bile yormadı. Kim kimle evlenecek, şunla şu sevişebilecek mi, bunla bu ne güzel olurdu diye diye bitirdim. Bayıldım.
Sanki iki kitabı uyarlamışlar gibi. Hızlı ilerliyor çünkü. Tamamı 8 taneymiş galiba. 4 sezonda bitirirler bu mantıkla. Güzel de olur vallahi. Bir an evvel gelsin onay ve yeni sezon.
Bunu doğru düzgün yabancı dizi izlemeyen bir arkadaşıma tavsiye edip bir gecede hüpletmesine vesile oldum. “Çok beğendim sürükleyiciydi, 2.sezonu ne zaman çıkacak” diye başımın etini yedi:) Netflix te bizim halkın ilgisine mazhar olmasına bu yüzden şaşırmadım.
Bridgerton Dizisinin Kostümleri
Bridgerton’ı şimdiye kadar 63 milyon üye izlemiş. 44 milyonluk We Can be Heros’un da katkısıyla en iyi Noel-Yılbaşı haftasını geçirmişler.
Peki, onayı ne zamana alırız acaba?
Bu dizinin PR’ını bayağı iyi yapıyorlar gibi. Her yerden çıkıveriyor hala. Gerçi fazlasıyla popüler olmasının da etkisi oldu.
Bir ara TVline’ın kraliçenin peruklarını sıraladığı bir yazısına denk geldiydim. Dün de Regé-Jean Page’i Bond’a ötelemeye çalışıyorlardı. Denk geldikçe uzak kalmaya çalışsam da sezonla ilgili 1-2 şey de gördüm.
Millet Bridgerton’ı izleyip konuştukça çok canım çekiyor ya. Çok özledim.
Yeni bölümleri izleyebilmeyi bırak onay bile almadı daha. 
Tanıtım yazabilsem keşke de elim kalabalık. Karakter de çok olunca oyalar baya.
Siz izleyin yine de. 
Bridgerton – 1. Sezon:
Yaya yaya izledim ben bunu. İlk bir-iki bölüm bu renkli dünyadan istediğimi alamayacak mıyım acaba dedim ama sonrası daha bir sardı gitti. Pasta kreması gibi dizi
Her şey, herkes aşırı tatlı duruyor. Avantgartlığıyla yer yer Sofia Coppola’nın Marie Antoinette’ni hatırlattı. Anakronik öğeler diziyi daha da tatlı yapmış. Göze batmıyor hiçbir şey, gerçekliği sorgulamıyorsunuz. Sadece Daphne’nin berbat kâkülleri her sahnede gözüme batmasaydı daha iyi olurdu 
Bu bölüm Regé-Jean Page sergisi gibi bir şey olmuş. Cast direktörü şahsı kutluyorum.
* Açıkçası ben de. Ömrünüzü evliliğe hazırlanmakla geçiriyorsunuz, bu kısmı niye atladınız yahucum?
* Marina’nın sırrının evlenmeden ortaya çıkmasına sevindim. Karışacaksa böyle karışsın.
Hafta sonuna doğru onay alacak gibi gibi.
1×07 üzerine:
* Eğer gay olsalardı Anthony ve Simon’ı shiplerdim. “Mükemmel” anlaşıyorlar. Hiç değilse Simon ve Daphne’den daha izlenesiler mesela.
* Bir dahaki sefere artık, dermişim.
‘Bridgerton’ Is the Most-Watched New Series in Netflix History
İyi ki izlemişim. Pembe olacaksa da böyle olsun. İlk sezonu genel çerçevede bütün bir hikaye olarak değerlendirebiliriz. Onay alamasaydı açık kaldı diye rahatsız olmazdım. Ama gördüğü ilgi bir tarafa onay almasını istiyordum. İyi oldu.
Anthony’yi izlemeyi seviyorum. O nedenle 2. sezonun/kitabın ağırlıklı olarak konu almasından memnunum. Birinci sezon en izlenesi karakterlerinden birisiydi zaten. Hatta Penelope, Eloise, Marina, Lady Danbury, Kraliçe Charlotte gibi karakterler bence Simon ve Daphne’den daha izlenesi kaldı.
Penelope/Colin yapmaya karar verdiklerinde genelin haberi olabilir. Gelecek sezon da Eloise çözebilir olayı falan.
* Gelecek sezonun Anthony ve kendine eş bulma süreci üzerine kurulu olacağı için Siena ile ayrılacaklarını tahmin ediyordum. Sürpriz olmadı.
Ayrılmalarında değilim de ayrılış biçimine takıldım biraz. Başta Anthony öküzlük yaptığı için Siena haklıydı. Sonrasında kendisi su koyuverip bir çuvalı berbat etmiş oldu. Kendini düşün zaten de bu şekilde mi olur?
* Daphne ve Simon da zaten onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine oldu. O zaman ne haliniz varsa görebilirsiniz… Gerçi gelecek sezon diğer karakterler misali bir tık geriden devam edip ortalıkta kalabilirler. Herhalde tamamen yok olmazlar yine de. Onların payına da düşer bir şeyler.
Bridgerton (İlk Sezonun ardından)
Nefis bir yapım olmuş, başladığım gibi bitirdim, izlemesi oldukça kolay bir dizi.
Gossip Gırl’ın fantastik tarih soslu şubesi gibiydi, neredeyse her karakterini sevdiğim, bitmesine çok üzüldüğüm sekiz bölüm çok hızlıca geride kaldı.
Nefessiz bırakan korseli giysiler, balolar, dükler ve prensler, dibine kadar arzulanan aşklar, iyi bir pembe dizi izlemeyeli epey olmuştu, tozunu attı sağ olsun.
Inventing Anna – İlk Kareler
Resmi Tanıtım Fragmanı
POSTER
Dizinin bölüm sürelerinin çok uzun olduğuna dair yorumlar görüyordum. Bir bakayım dedim, evet uzunmuş.
Bu uzunluğu kaldıramayan ölçüde yavaş olduğuna dair söylemler de gördüm ama henüz şahit olamadım.
İlk 2 bölümü izledim.
* Bölüm süreleri biraz uzun geldi, doğru.
* Açılışı ikinci bölüm üzerinden yapsalar daha iyi olurmuş diye düşündüm izlerken. İlk bölüm 0. bölüm işlevi görüyor sanırsın. Temposu da hızlı değil, ikincide kendisini daha çok buldu.
Bölümler olayların içindeki kişilerin gazeteciyle olan röportajları üzerinden geçmişe giderek ilerleyecek gibi duruyor. Ben niyeyse direkt Anna’yı takip edeceğimiz ve finale doğru yakayı ele vereceği bir dolandırıcılık hikayesi bekliyordum. Bu da esasında öyle ama bir yandan da değil gibi.
Avukatı, gazeteciyi, gazeteyi falan da koymuşlar içine. Anlat anlat bitmiyor bir de.
* İki bölümde 5 tane Shonda Rimes gediklisi (Jeff Perry – Katie Lowes – Kate Burton – Debra Mooney – Joshua Malina) çıktı diziden. Bereket versin.
Kadroda oradan buradan tanıdık 5-6 kişi daha vardı hatta.
Not: Anna mı başına gelenleri hak etmiş yoksa dolandırdıkları mı, finale kadar karar veririm herhalde.
Ek: Tabii ki bir Bridgerton değil.
Inventing Anna s01e01-e09 sezonun ardından
Öncelikle başı ve sonu düşünülerek genele bakıldığında başarılı bir dizi idi, burun kıvırdığım kısımlar oldu ama özellikle 1 saat’i aşan bölüm süreleri gerçekten çok abartı idi, bu kadar uzatmalarına gerek yoktu, yine 9 bölümlü 25-30dk bölümler ile aynı konu rahatlıkla anlatılabilirdi.
Daha Özark’ın son sezonunu izlememiş olmamın utancı ile karşımda Ruth’u görünce şaşırdım elbet, zira oyuncu fiziksel özellikleri ile değil başarılı oyunculuğu ile kendini sevdirmişken bir moda ikonu olarak pek aklıma yatmadı. Dizinin her yerinden tanıdık isimlerin fışkırması da ayrı bir keyif verdi.
Şahsen dizinin başrolü Vivian karakteri ile Anna Chlumsky oldu, gerçek bir hikayeden uyarlama olsa da Hamile bir gazeteci karakter olarak inanılmaz bir sempati ile izledim, kadın doğum yapacak hala kariyer peşinde koşuyor, ki argümanları o kadar dürüst ve net ki kızamıyorsunda.
Ben sevdim, uzun sürelerden gözünüz korkmayacak ise izlenir.
Son bölümdeki soruya gelecek olursak; yok, böyle bir arkadaşım olsun istemezdim.
@aytackara sonuna kadar haketmişler.