Supernatural || Yaratıkları Avlamak, Dünyayı Kurtarmak, Onların İşi
643 yorum ozgun14 03 Ekim 2012 08:53
” Dean(solda) – Sam(sağda) Winchester Kardeşler “
Olağanüstü bir dünyada, farklı amaçlar doğrultusunda birbirinden uzaklaşmış iki kardeşin, kayıp babalarını bulmak amacıyla tekrar bir araya gelmelerini ve bu arayış esnasında yaşadıklarını anlatan dizimiz, 2005 yılından beri bizlerle.
İçinde doğaüstü, korku, gerilim, macera, aksiyon ve mizah unsurlarının hepsini birden barındıran, uzun sezonlar boyunca devam eden hikayesinde tutarsızlık bulunmayan, özellikle korku ve doğaüstü edebiyatını düzgün ele alan ve kendi kendisiyle dalga geçmeyi başaran nadir yapımlardandır Supernatural. Üstüne üstlük, ağırlıklı olarak kullanılan klasik rock parçaları, film, dizi ve müzik gruplarına yapılan göndermeleri ve başroldeki -herkesin tartışmasız sevdiği- 2 ana karakter de cabası.
Başlarda, “2 iblis avladık, 3 hayaleti yok ettik, vampirler de eksik kalmasın” tadında ilerleyen dizi, özellikle 1. sezon sonundan itibaren ana konusunun rengini belli edip, bölüm içinde biten konuların sayısını azaltıp, yere basan bir ana konuyla izleyicilerini kendine bağlıyor.
Hikaye, Eric Kripke‘ye ait. Dizilerine karşı cömertliğiyle bilinen The CW kanalında yayınlanan dizi, ülkemizde de bir dönem, şimdi var olmayan TNT kanalında yayınlandı. Kanalı ve kalitesi sayesinde 8. sezona ulaşan Supernatural hakkında daha fazla bilgi edinmek içinse buyurun yazımızın devamına. (Hatırlatma : Dizinin 8. sezonu Amerika’da bugün başlıyor.)
” Saving People , Hunting Things : Family Business… “
(Dünyayı Kurtarmak, Yaratıkları Avlamak : Bizim işimiz…)
İşte dizimizin özeti. Dean, daha ikinci bölümde dizinin tanıtımını bu cümleyle yapıyor. Daha açarsak, efsanelere konu olmuş yaratıkların hayal olmadığı bir dünyada yaşayan Winchester Ailesi, Sam henüz bebekken, başlarına gelen trajik bir olayın da etkisiyle kendilerini bu yaratıkları avlarken bulur. Uzun yıllar kendilerini bu işe adarlar. Hayatları pahasına dünyayı, farkında olmadıkları yaratıklardan korumaya devam ederler.
Ama bu işin bir sonu yok. Öldürdükçe yeni yaratıklar gelmeye devam eder ve avcı ölmedikçe de sona ermez. Bunun farkına varan Sam, radikal bir karar alarak bu hayatı ardında bırakır; hayalini kurduğu hukuk fakültesine başvurur. Bir daha da geçmişe bakmaz. Ta ki Dean’in Sam’e gelip, babasının uzun süredir avdan dönmediğini, beraber onu aramaları gerektiğini söylediği ana kadar.
“…ve Av Başlasın! “
Supernatural, iki kardeşin hikayesi. Hikayeye de kardeşler üzerinden devam edelim.
— o —
— Dean ( Jensen Ackles ) —
Kardeşlerin büyüğü. Aralarında 4 yaş var. Küçücükken yaşadıkları trajik olayı hatırlayabildiği için, çok erken yaşta olgunlaşmak zorunda kalır. Babası avdayken kardeşiyle ilgilenir. Gerektiğinde babasıyla ava gider. Yaptıkları işin kendi hayatlarından daha önemli olduğunu düşünüyor.
Babası, onun bir nevi komutanı. Babasını sorgulamaz, kararlarına karşı çıkmaz. Sam’in aksine, neyin neden yapıldığını merak etmez.
Sabit bir hayatı yok; ama bu, onun hayattan zevk almadığı anlamına da gelmesin. Kadınların karşı koyamadığı bir karakterdir kendisi. Kendisini bırakıp giden kardeşine her ne kadar kırgın olsa da dünyada en değer verdiği kişi yine kardeşidir. Ona karşı aşırı korumacıdır. Birbirlerine olan bu sevgileri ve koruyucu tavırları da yine çok kez aleyhlerinde kullanılır.
Jensen Ackles‘ı bir dönem Dark Angel, bir dönem Smallville, bir dönem de Dawson’s Creek dizisinde izlemiştik. One Tree Hill ile ünlenmiş Danneel Harris ile evli olan yıldızımız, eğer onay alırsa, dizinin 10. sezonunda bile oynamaya hazır.
— Sam ( Jared Padalecki ) —
Kardeşlerin küçüğü. Trajedi yaşandığında, daha bebek olduğu için pek bir şey hatırlamayan Sam, kendini bir av kaosunun ortasında bulur. Ama Dean gibi adapte olamaz. Bu dünyada tüm kararları babasının vermesinden hoşnut değil. Hayatının sürekli bir kovalamayla geçmesini istemiyor.
Çözümü ayrılmakta bulur; hukuk fakültesine yazılır ve kendine yeni bir hayat kurar. Okulunu başarıyla bitirir ve güzel de bir sevgilisi olur. İstediği geleceğe sahip olabilecektir.
Abisi kadar girişken ve dışa dönük olmasa da Sam’in de kendine ait bir karizması var. Sadece, bunu kullanmakta pek yetenekli değil. Bazen biraz depresif takılsa da aslında, eğlenceli bir karakter. Aynı şekilde Dean’e aşırı bağlı ve birbirlerini en iyi şekilde tamamlıyorlar.
Jared Padalecki‘yi ise daha önce Gilmore Girls ve House of Wax yapımlarında izlemiştik. Şimdi, kendi dizisinde bir dönem rol arkadaşı da olmuş olan Genevieve Padalecki ile mutlu bir evliliği var. Jensen gibi, onay alması durumunda bu ekiple uzun süre çalışmaya hazır.
— John (Jeffrey Dean Morgan ) —
John… Hiç ummadığı anda kendisini bir savaşın ortasında bulur. Düşmanın belirsiz ve sayısız olduğu savaşın ortasında. Yaşadığı trajediden sonra tek bir şeye odaklanır. Avlanmaya! Üstelik, çocuklarını da bu savaşa hazırlamak zorunda. Ama, önceliği yaratıklar. Bu yüzden çocuklarla yeterince iyi ilgilenemez. Bütün iş Dean’e kalır. Babası, her daim Sam’in yanında olması, onu koruması konusunda Dean’in üzerinde bir baskı oluşturur. Sam ayrıldıktan sonra Dean’le beraber avlanmaya devam ederler. Ta ki John, bir anda ortadan kaybolana kadar.
Ardında, son çalıştığı dosya ve yıllardır tecrübe ettiklerini topladığı defteri dışında pek bir şey bırakmaz. Kendi isteği ile mi ayrıldı, yoksa alı mı konuldu bilinmez. Tüm bunları bulmak iki oğlana kalır.
Jeffrey Dean Morgan‘ı daha çok filmlerinden hatırlasak da bir dönem Grey’s Anatomy dizisinde rol almıştır. Bu yılın baharında başlayan Magic City‘nin başrolünde yer almaktadır. Şimdilerde, benim çok sevdiğim One Tree Hill oyuncusu Hilarie Burton ile mutlu bir evlilikleri var.
Bu diziye anlam katan en önemli karakter belki de. Winchester kardeşler de biz de onsuz bu dünyanın kahrını çekemezdik.
Karakterleri anlatırken genel hikayenin gidişatından da bahsetmiş bulundum. Çok fazla ana karaktere sahip olmayan dizimizde tabii ki yan roller de var. Belki uzun süre kaldılar, belki kısa. Ama, hepsi de kısa sürede bu dünyanın sevenleri tarafından bağırlara basıldılar. Hatta bazıları bir ana karakter olmasını istetecek kadar çok sevildi.
Mesela aşağıdaki onlardan bir tanesi.
Angel of Lord (Tanrı’nın Meleği)
Kızlar için izlemeye yukarıdaki nedenler yeter. Ya erkekler..? Böyle doğaüstü bir hikayeyi erkeklerin izlemesi için konusundan başka neden yok mu? Var tabii. CW’nun güzel insan seçmekte ne kadar yetenekli olduğunu bilmeyen yok. Bu dizide de her bölüm birbirinden güzel kızlar boy göstermekte. Bir kısmı kardeşlerimiz tarafından kurtarılıyor, bir kısmı ise başkalarını korumak için öldürüyor ya da öldürülüyor. İyiler de kötüler de taş yani.
O kadar lafı geçti, biraz da gelecek zamanlarda aramıza katılacak olan karakterlerimizi tanıtalım. Tabii ki minimum ispiyon bilgisiyle. İştahınızı kabartacak kadar. Ama bundan sonrasını, ispiyondan aşırı rahatsız olan bir bünyeye sahipseniz okumamanızı tavsiye ederim. Dozunda ispiyon sevenlerle devam ediyoruz.
— o —
— Bobby – ( Jim Beaver ) ( Misha Collins ) – Castiel —
Bobby… Babalarını bulma konusunda bizim kardeşlerden yardımlarını esirgemeyen, sonrasında da hep yanlarında olan bir aile dostu. Dostlukları avcılığa dayanıyor.
Castiel… Bir melek. İlerleyen sezonlarda işler karıştığında tanrının işleri yoluna koyması için gönderdiği sadık yardımcısı. En zor zamanlarda yardım için yanlarında oldu.
— Ruby – ( Katie Cassidy ) ( Lauren Cohan ) – Bela —
Ruby… Bir iblis. En çok ihtiyaç duydukları anda bizimkilerin karşısına çıkıyor. Yardım ediyor gibi görünüyor. Ama bir iblise -özellikle de amacın onları avlamakken- ne kadar güvenebilirsin ki..?
Bela… Tam bir bela. Değerli olan şeyleri çalıp, parası olanlara yüksek fiyattan satan bir hırsız. Yaşadığı doğaüstü dünyayı da lehine çevirmeyi başarmış. Yanındayken dikkatli olmakta fayda var.
Bu iki güzel kadını izlemeye doyamayacağınızı bildiğim için küçük birer tüyo size: Katie şuan Arrow dizisinde, Lauren ise The Walking Dead dizisinde kadrolu.
— Ellen – ( Samantha Ferris ) ( Alona Tal ) – Jo —
Ellen… Yine eskiden bir dost. John’la uzun zaman önce aralarına bir soğukluk girmiş. Ama şu an kardeşlere yardım edebilmek için elinden geleni yapmaya hazır.
Jo… Genç, hırslı, ailesi gibi avcı olmak isteyen bir kadın. Ellen’ın kızı. Kardeşleri görmek, içindeki avcı olma tutkusunu alevlendirir. Ellen’ın ise böyle bir şeye izin vermeye pek niyeti yok.
Bir tüyo da bu güzel kadın için gelsin: Alona’yı bu senenin yeni dizisi Cult‘ta görmek mümkün. Daha önce de Veronica Mars‘ta izlemiştik.
— Crowley – ( Mark Sheppard ) ( Nicki Aycox ) – Meg —
Crowley… Tam bir iblis. Lehine olsun, kendi cehennemini satar. Duruma göre kardeşlerle iş birliği yaptığı olsa da pek güvenilir sayılmaz. Ama, olduğu bölümlerde eğlenmiyoruz dersek yalan olur. Eğlenceli kişiliğiyle diziye renk katanlardan.
Meg… Bir iblis daha. Kardeşlerle sıkı bir düşmanlığı var. Bu yolda ölüme hazır.
Normalde 5 sezon planlanan hikaye, 5. sezonla birlikte aslında sona erdi. Eric Kripke kafasındaki senaryoyu tamamlamıştı. Ama dizi bayağı popüler olmuştu ve konusu da uzamaya müsait bir konuydu. Kanal devam etsin isteğinde bulundu. Eric Kripke, diziyi kendi adına tamamladığını, dizi devam etse de etmese de kendisinin burada finali yaptığını belirtti. Kısacası ekipten ve diziden ayrıldı. Ama sonraki sezonlarda ara ara ilgilenmeye de devam etti. (Hatırlatmakta fayda var. Kendisi, bu sezon başlayacak olan Revolution dizisinin yaratıcılarından.) Dizimiz, yeni bir hikayeyle devam etti. “5’ten sonra bitmeliydi” diyenler de oldu. “Bu kardeşler oturup evde iki saat konuşsunlar, ben izlerim” diyenler de. Ben de açıkçası kardeşlerin muhabbeti için izleyenlerdenim.
” İkilimiz yine muziplik peşinde… “
İkilinin uyumu muhteşem. Tabii bunda, diziyle tanışıp gerçek hayatta da çok iyi iki arkadaş olmalarının da etkisi büyüktür. Birbirlerini en iyi dostları olarak gösteriyorlar. Birbirlerinin düğününde sağdıç olmuşlar. Çok da eğlenceli bir dizi ortamları var. Bunu sezon kamera arkası görüntülerini izleyerek direkt görebilirsiniz. Öylesi pozitif enerji akan bir ortamda çekilen diziden de bundan aşağı eğlence beklemezdim.
Kafanız mı karıştı? Ya bu dizi doğaüstü dizisi değil mi? Ne komedisi, ne eğlencesi?
Her şeyi dozunda içeren bir dizi Supernatural. Doğaüstü, aksiyon, macera, korku derken işin mizah unsurunu da geride bırakmıyor.
Dizi, ara bölümlerden ve konuyla alakalı temel bölümlerden oluşuyor. Ana konuyu işlediği bölümlerle sizi koltuğa yapıştırırken, ara bölümleriyle de koltuktan düşürmeyi başarıyor.
Olaylarla ilgili araştırma yaparken, meşhur dizi film ve oyuncularına göndermeler içeren özel seçilmiş takma isimler, Impala‘nın hoparlörlerinden eksik olmayan efsane müzikler derken bağlanıyorsunuz işte.
Bu sıcak atmosfer ve çektikleri güzel bölümler de tabii ki onlara ödül adaylıkları olarak dönüyor. Adaylıklar için buraya.
TIRIVIRI BİLGİLER
* Daha dizinin ilk bölümlerindeyken bir sahnede Dean’ın cep telefonu numarası verilmiş. Bir süre boyunca, bu numarayı arayanlar şu mesajla karşılanmış: “Ben Dean Winchester. Eğer zor durumdaysanız, mesaj bırakın. 11.02.83 olayıyla ilgili aradıysanız, bana koordinatlarınızı yollayın.”
* Kardeşlerin kullandığı ve meşhur olan 1967 model Chevrolet Impala arabaya dizinin hayranlarının taktığı lakap ne mi? – Cevap Metallicar.
* Impala’nın ilk sezon boyunca plakası KAZ 2Y5(kansas) idi. Daha sonra Eric Kripke’nin memleketi olan (ohio)CNK 80Q3 plakasına çevrildi.
* İlk sezonu WB’ta yayınlandı, daha sonra WB ve UPN kanalları birleşerek The CW oldu. Dizi de bu kanaldan devam etti.
* İlk sezonlardaki bölüm hikayeleri genel olarak şehir efsanelerinden köken almakta.
* Birçok bölüm adı filmlerden veya rock şarkılarından gelmekte. İşte bazıları: “Children Shouldn’t Play with Dead Things“, “The Usual Suspects“, “I Know What You Did Last Summer“, “In My Time of Dying“, “Born Under a Bad Sign“, “What is and What Should Never Be“, “Sympathy For The Devil“, “When The Levee Breaks”
* Bobby Singer’ın ismi, dizinin yapımcısı olan Robert Singer’dan geliyor.
* Dizi daha yazım aşamasındayken aslında çok daha farklı planlanmış. Aslında dizimiz; şehir efsanelerini araştıran ve bunları yazar köşesinde aktaran bir araştırmacının hayatını anlatacakmış. Hayalet avcıları Sam ve Dean’in değil.
* Sam 2 Mayıs 83 doğumlu. Canlandıran Jared 82’li. Abisi Dean ise 24 Ocak 79 doğumlu. Canlandıran Jensen 78’li. Demem o ki oyuncular ve karakter birbirine uyumlu seçilmiş veya yaratılmış.
* Jensen başta Sam rolü için başvurmuş. Ama ardından Jared gelince ve o rolü beğenince, Jensen’a Dean rolünü alıp alamayacağı sorulmuş. Meğerse Jensen, önceden Dean’i istemeyi düşünmüş. Onu daha komik bulduğunu söyleyerek rolü kabul etmiş.
* Babaları John Winchester’ı oynayan Jeffrey Dean Morgan; aslında Dean’den sadece 12 yaş büyük.
* Hem Jared, hem de Jensen; Kansas’ta büyümüşler.
* Gelecek sezonlarda karşınıza çıkacak olan iblis Ruby rolü için başta Kristen Bell düşünülmüş, ancak rolü Katie Cassidy kapmış.
* Kardeşlerin her daim yanında olan Bobby aslında tek bölümlük bir karakter olarak yaratılmış. Ama sevilince ekibe dahil olmuş.
* Oyuncuları erkek ağırlıklı bir dizi olarak, sanılanın aksine izleyicilerin büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. (Aslında çok da düşünmeye gerek yok, J2 diyoruz, normal diyoruz.)
* Her sezon finali aynı şarkıyla başlar, ve sezon boyunca yaşananların geniş özeti bu şarkı eşliğinde bize izletilir. Bazıları Altın Vuruş etkisine benzer bir etki bıraktığını söylüyor. Şaka şaka Şarkımız “Carry on My Wayward Son”
* İlk bölümün sonunda Jessica’nın ölmesinin amacı, Sam’e Dean’le yolculuğa çıkması için gerekçe vermesini sağlamakmış. Başta Jessica’nın aslında iblis olduğu fikrinden yola çıkmak istemişler, ama daha sonra onu öldürmenin Sam’e daha iyi gerekçe olacağı düşünmüşler.
Benim gözümde bir efsane, ileride baştan sona tekrar izleyeceğim bir yapım Supernatural. Umuyorum ki kendine yakışır ve unutulmaz bir finalle ekranlara veda eder.
Bu tanıtımdan sonra merak edip başlayacaklar için bir tanıtım videosu aşağıda beklemektedir. Kalanlar ise genel olarak ispiyonsuz olup izleyenler için eklenmiştir. Biraz eğlenelim değil mi?
İkinci videoyu da yeni başlayacaklara tavsiye ederim.
Başlayacaklara keyifli seyirler dilerim, eğer sevmeyeceklerini düşünürlerse en azından 2. sezona kadar gelmelerini tavsiye ederim. Zaten izleyenlere de sezonun başlamasına 1 günden az kaldığını hatırlatır ve güzel bir yeni sezon dilerim.
Kapı pencere diplerinde tuzunuz, yastık altında tahta kazığınız, gümüş zinciriniz eksik olmasın.
yorumlar
13×02 dean bir yandan haklı ama jack’i gördükçe hak veremiyorum hiç kusura bakmasın. hayır diye diye olduracaklar o olacak.
geçen sezon adı geçince sadece demiştim içimden kesin bunun da sırası gelecek boşuna geçmedi adı. o yüzden şaşırmadım.
umarım bu sonuncu kardashian’dır
Jack’in Scooby-Doo izlemesi , Dean’in bir an için sırıtması, gelecek crossover’a göndermeydi herhalde
S13E03
Bir önceki bölümden daha izlenir durumdaydı ama çok da kayda değer bir bölüm değildi yine de. Bölümün yegane artısı Clark Backo oldu elbette. Son 2 sezondur Shoot the Messenger, Wynonna Earp, 21 Thunder derken baya sevdim kendisini ve nerede karşıma çıksa mutlu oluyorum valla. Uzantı projesi Wayward Sisters öncesi güzel bir tanışma fırsatı yakalamış olduk Patience karakteri ile. Bir daha 13. bölümde görürüz karakteri diye düşünüyordum ama IMDB 10’da tekrar gözükeceğini söylüyor. Tabi IMDB’ye bu konuda ne kadar güvenilir orası tartışılır. The 100’ın Harper’ı Chelsey Reist’i görmek de güzeldi bu arada. Burada daha yaşlı gözüktü gözüme.
13×03 aşırı sıkıcı bir bölümdü, klişenin de klişesi bir hikaye anlatımı, esas karakterlerin bıkkınlık getiren tartışmaları derken bölüm nasıl bitti anlamadım. sanırım atlaya atlaya gittiğimden olsa gerek.
13×03
Yani öfff Dean.
aynen öyle. bu sefer haksızsın ve sana laflar hazırladım dean!!
13×04 güzel bir bölümdü. hem bölümlük hikayesi olarak, hem karakterler arası diyaloglar olarak hem de genel gelişme olarak.
ilk yarıda kaç kere kahkaha attım bilmiyorum. jack çok tatlı. artık ponçik mi dersiniz ne dersiniz bilmem. gerçek anlamda şeytan tüyü var kendisinde. 8) yardım etme çabaları bayaa bayaa güldürdü. tam bir 4. sezon cass’i. şapşik ne kadar abidik gubidik şirinlik sıfatı varsa hepsini hak ediyor.
terapi sahnelerinde sam’in aileyi bir arada tutmaya çalışan anne rolü çok iyiydi dean her şeye muhalefet baba, jack babaya yaranmaya çalışan cocuk sam’in konuşması güzeldi.
terapist kadının konukluğunu sevdim. şöyle güzel bölümlük hikayeler yazın.
malum durum içinse ne desem bilemedim ama yanındakinin aksanı hoşuma gitti her türlü olacaktı zaten. jack sonrası çok aramıyordum ama olduğu da fena olmadı.
en son sahneler ise genel olarak awwwww about damn time.
İlk yarısı sıkıcıydı yine bölümün ama 2. yarısı gayet güzeldi.
büyük renk kattı 2. yarıya. Bu sezonun en işe yarar 20 dakikası buydu kesinlikle.
S13E06
Dörtlüyü bir arada izlemesi keyifliydi. Bölümlük doğaüstü canlı hikayesi de fena değildi. Athena da hoş hatundu. Sevdim ben bölümü.
Sezona hiç iyi başlamamıştı ama son 1.5 bölümdür toparladı dizi. Umarım bu pozitif ivme devam eder.
13×06 bölüm güzeldi de o en son sahneye gerek var mıydı. sürekli buhranlar pff.
S13E07
Bir adet başımızın tatlı belası, bir adet özlediğimiz bir yüz, bir adet öldüğünü sandığımız bir kıtipiyoz, bir adet sirkin yeni şaklabanı ve bir adet de günün sürpriz tatlısı. Bol karakterli, fena olmayan bir bölümdü.
13×07 bölümün başında bir ‘pfff yine mi cadılı bölüm’ demiş olsam da çok üstünde durmayıp direkt ana konuya bağladıklarından fena değildi bölüm. yalnız yalnız yoksa ölmedi mi demedim değil. bu arkadaşı o şekilde kurtarabilen kendini nasıl nasıl kurtarır hani. olmayan arkadaşın yokluğunu hissettim. bol bol görelim lütfen.
EK:
gelsin.
Danneel Ackles 13×13‘e konuk olacakmış.
S13E08
Son 2.5 bölümdür tam toparlamıştı ki yine aşırı sıkıcı bir bölüm sunup bu pozitif serisini bozdu. Dean’in ayakkabı/90’lar temalı soğuk esprisi, bölümün izlemeye değer tek anıydı. O kadar kötüydü yani!
yan dizinin kadrosunu güzel toparlıyorlar. karakterler için bir şey diyemem henüz ama özellikler fena değil hani. kesinlikle izlemem diyordum ama belki de şans verebilirim.
bir tane saykik, bir tane drim volkır, iki tane sevdiğimiz geçmişten polis, polisin olmasa da olur kızları… hiç fena değil.
ponçik döndü hoş döndü. bunun olmadığı bölüm izlemeyelim artık lütfen. niye luciferi arayayım ki benim ailem sizsiniz deyince sırıtmadan duramadım. helal sana ufaklık güçlerini ayarında kullanmayaı da iyi öğrenmişsin.
en azından jack’in anaya ulaşmış olması güzel. oradan sahneler izlemek istiyorum ben. orası birçok sürpriz karakterin konukluğuna gebe ama tadını çıkaramıyoruz.
mary ile birlikte keşif yapsınlar jack bir yandan da korur iyi olur.
bizim ikili ise resmen jurassic park’a düşmüşler. değmeyin keyfimize. eğlenceli bir bölüm bekliyor bizi. daha scooby doo da var.
S13E09 (Sezon Ortası Finali)
Bana göre sıkıcıydı. Hızlandıra hızlandıra, atlaya atlaya 15 dakikada falan bitirdim bölümü.
Güz dönemindeki 9 bölümün yarısı berbattı, diğer yarısı da idare ederdi. Cidden sevdiğim tek bölüm 6 oldu bu periyotta. Sezonun 2. devresi daha iyi olur umarım.
Tam
yayınlandığı gün…
Bu sezonun en iyi bölümü olmuş diyebilirim. Baya hoşuma gitti, son kısmı özellikle.
Uzantı dizide olacak diğer karakteri de tanıtmış oldular, kızı sevdim.
Supernatural aynı Supernatural işte. Yine severek izliyorum. Aradan dönüşünü merakla bekliyorum.
Güzel bir bölümle dönmüş, diziyi özlemişim. Wayward Sisters ekibi gayet güzel olmuş. Dizisi olsa da olur olmasa da olur; ama olmasını isterim. Güzel bir başlangıç yaptılar. CW, salak saçma DC devam dizilerine onay vereceğine ya da saçma sapan yeni dizilere onay vereceğine buna verse çok güzel olur.
13×10 pffff izlerim belki diyordum ama şu bölüm ancak bu kadar az ilgimi çekebilirdi. son sahnedeki twisti keşke bu bölüme koymasalardı kendi dizilerinin pilotunda sona eklerlerdi. hazır bölümün konusu kapanmışken gereksiz yere supernatural içinde niye ek konu açıyonuz arkadaşım! ana diziye az saygınız olsun.
@ozgun14: Dizi onay alırsa büyük ihtimal 1×1 i bu bölüm olarak gösterirler oradan yürürler. Aynı geçen senelerde onay alma ihtimali olan bir uzantı dizi projesi vardı onun da sonu açık bitmişti bir nevi.
Ha onay alamazsa o konuyu dizinin içinde işleyip bitirirler.
bence kesin onay alacak. bu durumda yeni diziye kalacak. onu izlemeyecek olanlar için açık kalmış olacak ana dizide. hiç açmasalardı da o sahneyi pilot bölümde sona sonradan onay alınca ekleselerdi daha mantıklıydı bence.
Yaratık tasvirlerinin pek fanı olmasam da gayet güzel bir bölüm olmuş kesinlikle. Claire’in atarlı hallerini, Alex’in o güzel yüzünü, Claire-Alex dinamiğini özlemişim cidden. Bu sezonun en iyi bölümüydü. The CW, mutlaka onay vermeli Wayward Sisters’a.
*Katherine Ramdeen, kilo almış biraz. Boyu da kısa olduğu için durum sıkıntı. Yeni sezon başlayana kadar spor yapıp forma girmesi şart.
*Kilo demişken Briana Buckmaster da birazcık incelmiş sanki. Bu aksiyonun içine girecekse birazcık daha incelmeli elbette.
*Clark Backo’yu ekranda görmeyi seviyorum ya! Hiçbir şey yapmayıp sadece dursa bile yetiyor.
*Kaia’ya o kadar da ısınamadım.
Ters köşeye şaşırmadım bu arada. Kadın olduğu belliydi o kapşonlunun. Yadira Guevara-Prip’in de Wayward Sister için kadrolu oyuncu olacağını biliyoruz. Kaia öldüğü anda bu ikisini birleştirince bekliyordum bu hamleyi.
Otobüste bu tür bir yazıya rastlamak güldürdü beni
Sen hangi otobüslerde geziyon abidin?
@dkamoy
Belediye otobüsünün birinde, en arkadaki üçlü koltuğun boş olduğunu görüp oturduktan sonra dışarıyı izlerken, gözüm bir an için camın yanındaki plastiğe takıldığında gördüm yazıyı. Üst kısma Dean Winchester’ın, biraz alta Barry Allen’ın sözlerini yazmış elemanın biri. Yaptığı ufak çaplı vandallığı bir kenara bırakırsak yapan elemana sempati duydum
Bir önceki bölüm epey sıkıcıydı ama bu bölüm cidden güzeldi.
dönüşü, Luci’nin varlığı ve kız kardeşlerin büyük katkısıyla oldukça keyifli geçti bu bölüm. Döneni epey özlemişim, kızlar da oldukça tatlıydı. Galiba bu sezon en çok bu bölümü sevdim ben.
Lucifer ın böyle şak diye ölmesini beklemiyordum, kötü oldu.
O la la! Bu sezonun en güzel bölümüydü.
Bölüm için puanım: 8.5
Luc yine büyük katkı sağladı. Danneel Ackles çok iyi bir giriş yaptı. Pellegrino-DAckles ikilisini bir arada izlemesi oldukça keyifliydi. Ve hikaye olarak da kulağa hiç de fena gelmeyen bir yola girdik. Cidden güzel bölüm oldu.
*Winchester kardeşlerin saksı görevi gördüğü bir bölüm oldu desem yeridir.
*
Ne demek bu? Ketch ne saklıyor kendiyle ilgili?
*Hoşceldun Cebrail!
*Lucifer: Meleklerin yeni lideri!
*Lucifer’ın kanat söyleminden hemen sonra tavuk kanatlarını görmek güzel bir nükte olmuş.
*Lucifer ve dilenci sahnesi de hoş olmuş bu arada.
*Erica Cerra’yı yeniden görmek güzeldi. İlerleyen bölümlerde biraz daha fazla süre alabilse keşke.
*Danneel’i çok özlemişim yahu! Enişte iyi bakmış, 3 çocuk da yıpratmamış. Hala çok güzel maşallah.
Baya güzel bölümdü. Geleceğini bilmesem bizim Rachel ı tanıyamazdım valla. Yıllar kendisini daha da güzelleştirmiş. Hazır gelmişken tekrar eden bir rolle kalsa hiç sıkıntı olmaz valla. Sahalardan uzak kalarak yazık ediyor kendisine.
Lucifer ın geçen bölüm öylece ölmeyeceğini düşünüyordum zaten.
Malum hamle de güzel oldu.
Danneel Ackles’i daha fazla göreceğimize sevindim.
13×14 gıy gıy gıy bıy bıy bıy bıy mıy mıy mıy
13×14 Ye’cüc ve Me’cüc kısmına güldüm
13 x 15 i hiç beğenmedim ya. Bu sezonun en anlamadığım ve sıkıldığım bölümü oldu.
13×15 senaryosuyla, çekimiyle, müzikleriyle garip bir bölüm olmuş. İzlemeyen bir şey kaybetmez.
Bu sezon sonunda 287 bölüme ulaşacak dizi için 300 bölüm ideal bir rakam yorumu gelse de dahasını da istediklerini belirtmeden geçmemişler. Bir nevi nabız yoklamışlar yani.
Benim şahsi düşüncem 300 bölümün dizi için ideal bir son olduğu yönünde. 13 bölümlük bir final sezonu onayı en doğru tercih olur kesinlikle.
Jensen’e başka bir karakter daha yazmışlar dizide.
Daha bölümün başındayım ama gülmeye başladım bile
Be Like Elsa, Let It Go
13×16
Uzun süredir herhangi bir dizinin herhangi bir bölümünde bu kadar eğlenmemiştim. Başından sonuna kadar gülerek izledim.
Şahane bir bölüm olmuş cidden. Scooby Doo, küçükken severek izlediğim çizgi filmlerden biriydi. Başta Dean olmak üzere bizim üçlüyü de iyi yedirmişler Scooby Doo dünyasına. İkili ve üçlüleri de iyi oluşturmuşlar. Epey eğlendim bölüm süresince.
Kötü geçen sezonda güneş gibi parladı bu bölüm.
Bölüm için puanım: 9.5
13 x 16 üzerine:
İzlediğim en iyi Supernatural bölümlerinden biriydi. Hiç bitmesin istedim, keşke yine olsa.
Hey gidi hey bee, Scobby Doo izlemeyi özlemişim.
Güzel bölümdü.
Gabriel ın dönüşü çok güzel oldu ama ulan adam yine gitti, kalıp yardım etmesini bekliyorduk güya ama yine de sezon finaline doğru ortaya çıkar diye umuyorum.
Güzeldi bu bölüm.
*
Gelecek sezonun konusu bu olacak galiba.
*Rowena’nın varlığı her zaman büyük bir renk katıyor.
*Jessica’yı izlemesi keyifliydi. Kalsa iyi olur bir süre ortalıkta.
*Bu keşke dönmeseydi ama.
*Ashton’ın (Kutcher) en iyi 2 filmi. Sence 1. hangisi Dean? Onu da söyleseydin ya! Budur herhalde.
Anlamadığım
S13E21
Bir önceki bölüm aşırı sıkıcıydı. Bu bölüm ise idare ederdi. Hikayenin geldiği nokta makuldü.
Lucifer işte ya; pek iyi olmayan bölümleri bile izlenir kılan çok eğlenceli bir karakter.
Daha önce Lucifer’da Lucifer’ın gözünden de yaş gelmişti ama bu kadar etkilememişti beni açıkçası.
*Sam’in Lucifer’ı alternatif evrende bırakması büyük bir nankörlük örmeğiydi ve çok da büyük bir hataydı. Hem gereksiz yere iyi halde olan Lucifer’ı karşısına aldı hem Michael’in kanadını güçlendirdi hem de Jake’in arkasından iş çevirdiği için ileride Jake’i de karşısına alma ihtimali doğdu. Sam, tek kelimeyle bölümün kaybedeni oldu.
*Eski karakterlerin bizim evrene gelişi konusunda ise Charlie’ye sevinip Bobby için burun kıvırdığımı söyleyebilirim.