Supernatural || Yaratıkları Avlamak, Dünyayı Kurtarmak, Onların İşi
643 yorum ozgun14 03 Ekim 2012 08:53
” Dean(solda) – Sam(sağda) Winchester Kardeşler “
Olağanüstü bir dünyada, farklı amaçlar doğrultusunda birbirinden uzaklaşmış iki kardeşin, kayıp babalarını bulmak amacıyla tekrar bir araya gelmelerini ve bu arayış esnasında yaşadıklarını anlatan dizimiz, 2005 yılından beri bizlerle.
İçinde doğaüstü, korku, gerilim, macera, aksiyon ve mizah unsurlarının hepsini birden barındıran, uzun sezonlar boyunca devam eden hikayesinde tutarsızlık bulunmayan, özellikle korku ve doğaüstü edebiyatını düzgün ele alan ve kendi kendisiyle dalga geçmeyi başaran nadir yapımlardandır Supernatural. Üstüne üstlük, ağırlıklı olarak kullanılan klasik rock parçaları, film, dizi ve müzik gruplarına yapılan göndermeleri ve başroldeki -herkesin tartışmasız sevdiği- 2 ana karakter de cabası.
Başlarda, “2 iblis avladık, 3 hayaleti yok ettik, vampirler de eksik kalmasın” tadında ilerleyen dizi, özellikle 1. sezon sonundan itibaren ana konusunun rengini belli edip, bölüm içinde biten konuların sayısını azaltıp, yere basan bir ana konuyla izleyicilerini kendine bağlıyor.
Hikaye, Eric Kripke‘ye ait. Dizilerine karşı cömertliğiyle bilinen The CW kanalında yayınlanan dizi, ülkemizde de bir dönem, şimdi var olmayan TNT kanalında yayınlandı. Kanalı ve kalitesi sayesinde 8. sezona ulaşan Supernatural hakkında daha fazla bilgi edinmek içinse buyurun yazımızın devamına. (Hatırlatma : Dizinin 8. sezonu Amerika’da bugün başlıyor.)
” Saving People , Hunting Things : Family Business… “
(Dünyayı Kurtarmak, Yaratıkları Avlamak : Bizim işimiz…)
İşte dizimizin özeti. Dean, daha ikinci bölümde dizinin tanıtımını bu cümleyle yapıyor. Daha açarsak, efsanelere konu olmuş yaratıkların hayal olmadığı bir dünyada yaşayan Winchester Ailesi, Sam henüz bebekken, başlarına gelen trajik bir olayın da etkisiyle kendilerini bu yaratıkları avlarken bulur. Uzun yıllar kendilerini bu işe adarlar. Hayatları pahasına dünyayı, farkında olmadıkları yaratıklardan korumaya devam ederler.
Ama bu işin bir sonu yok. Öldürdükçe yeni yaratıklar gelmeye devam eder ve avcı ölmedikçe de sona ermez. Bunun farkına varan Sam, radikal bir karar alarak bu hayatı ardında bırakır; hayalini kurduğu hukuk fakültesine başvurur. Bir daha da geçmişe bakmaz. Ta ki Dean’in Sam’e gelip, babasının uzun süredir avdan dönmediğini, beraber onu aramaları gerektiğini söylediği ana kadar.
“…ve Av Başlasın! “
Supernatural, iki kardeşin hikayesi. Hikayeye de kardeşler üzerinden devam edelim.
— o —
— Dean ( Jensen Ackles ) —
Kardeşlerin büyüğü. Aralarında 4 yaş var. Küçücükken yaşadıkları trajik olayı hatırlayabildiği için, çok erken yaşta olgunlaşmak zorunda kalır. Babası avdayken kardeşiyle ilgilenir. Gerektiğinde babasıyla ava gider. Yaptıkları işin kendi hayatlarından daha önemli olduğunu düşünüyor.
Babası, onun bir nevi komutanı. Babasını sorgulamaz, kararlarına karşı çıkmaz. Sam’in aksine, neyin neden yapıldığını merak etmez.
Sabit bir hayatı yok; ama bu, onun hayattan zevk almadığı anlamına da gelmesin. Kadınların karşı koyamadığı bir karakterdir kendisi. Kendisini bırakıp giden kardeşine her ne kadar kırgın olsa da dünyada en değer verdiği kişi yine kardeşidir. Ona karşı aşırı korumacıdır. Birbirlerine olan bu sevgileri ve koruyucu tavırları da yine çok kez aleyhlerinde kullanılır.
Jensen Ackles‘ı bir dönem Dark Angel, bir dönem Smallville, bir dönem de Dawson’s Creek dizisinde izlemiştik. One Tree Hill ile ünlenmiş Danneel Harris ile evli olan yıldızımız, eğer onay alırsa, dizinin 10. sezonunda bile oynamaya hazır.
— Sam ( Jared Padalecki ) —
Kardeşlerin küçüğü. Trajedi yaşandığında, daha bebek olduğu için pek bir şey hatırlamayan Sam, kendini bir av kaosunun ortasında bulur. Ama Dean gibi adapte olamaz. Bu dünyada tüm kararları babasının vermesinden hoşnut değil. Hayatının sürekli bir kovalamayla geçmesini istemiyor.
Çözümü ayrılmakta bulur; hukuk fakültesine yazılır ve kendine yeni bir hayat kurar. Okulunu başarıyla bitirir ve güzel de bir sevgilisi olur. İstediği geleceğe sahip olabilecektir.
Abisi kadar girişken ve dışa dönük olmasa da Sam’in de kendine ait bir karizması var. Sadece, bunu kullanmakta pek yetenekli değil. Bazen biraz depresif takılsa da aslında, eğlenceli bir karakter. Aynı şekilde Dean’e aşırı bağlı ve birbirlerini en iyi şekilde tamamlıyorlar.
Jared Padalecki‘yi ise daha önce Gilmore Girls ve House of Wax yapımlarında izlemiştik. Şimdi, kendi dizisinde bir dönem rol arkadaşı da olmuş olan Genevieve Padalecki ile mutlu bir evliliği var. Jensen gibi, onay alması durumunda bu ekiple uzun süre çalışmaya hazır.
— John (Jeffrey Dean Morgan ) —
John… Hiç ummadığı anda kendisini bir savaşın ortasında bulur. Düşmanın belirsiz ve sayısız olduğu savaşın ortasında. Yaşadığı trajediden sonra tek bir şeye odaklanır. Avlanmaya! Üstelik, çocuklarını da bu savaşa hazırlamak zorunda. Ama, önceliği yaratıklar. Bu yüzden çocuklarla yeterince iyi ilgilenemez. Bütün iş Dean’e kalır. Babası, her daim Sam’in yanında olması, onu koruması konusunda Dean’in üzerinde bir baskı oluşturur. Sam ayrıldıktan sonra Dean’le beraber avlanmaya devam ederler. Ta ki John, bir anda ortadan kaybolana kadar.
Ardında, son çalıştığı dosya ve yıllardır tecrübe ettiklerini topladığı defteri dışında pek bir şey bırakmaz. Kendi isteği ile mi ayrıldı, yoksa alı mı konuldu bilinmez. Tüm bunları bulmak iki oğlana kalır.
Jeffrey Dean Morgan‘ı daha çok filmlerinden hatırlasak da bir dönem Grey’s Anatomy dizisinde rol almıştır. Bu yılın baharında başlayan Magic City‘nin başrolünde yer almaktadır. Şimdilerde, benim çok sevdiğim One Tree Hill oyuncusu Hilarie Burton ile mutlu bir evlilikleri var.
Bu diziye anlam katan en önemli karakter belki de. Winchester kardeşler de biz de onsuz bu dünyanın kahrını çekemezdik.
Karakterleri anlatırken genel hikayenin gidişatından da bahsetmiş bulundum. Çok fazla ana karaktere sahip olmayan dizimizde tabii ki yan roller de var. Belki uzun süre kaldılar, belki kısa. Ama, hepsi de kısa sürede bu dünyanın sevenleri tarafından bağırlara basıldılar. Hatta bazıları bir ana karakter olmasını istetecek kadar çok sevildi.
Mesela aşağıdaki onlardan bir tanesi.
Angel of Lord (Tanrı’nın Meleği)
Kızlar için izlemeye yukarıdaki nedenler yeter. Ya erkekler..? Böyle doğaüstü bir hikayeyi erkeklerin izlemesi için konusundan başka neden yok mu? Var tabii. CW’nun güzel insan seçmekte ne kadar yetenekli olduğunu bilmeyen yok. Bu dizide de her bölüm birbirinden güzel kızlar boy göstermekte. Bir kısmı kardeşlerimiz tarafından kurtarılıyor, bir kısmı ise başkalarını korumak için öldürüyor ya da öldürülüyor. İyiler de kötüler de taş yani.
O kadar lafı geçti, biraz da gelecek zamanlarda aramıza katılacak olan karakterlerimizi tanıtalım. Tabii ki minimum ispiyon bilgisiyle. İştahınızı kabartacak kadar. Ama bundan sonrasını, ispiyondan aşırı rahatsız olan bir bünyeye sahipseniz okumamanızı tavsiye ederim. Dozunda ispiyon sevenlerle devam ediyoruz.
— o —
— Bobby – ( Jim Beaver ) ( Misha Collins ) – Castiel —
Bobby… Babalarını bulma konusunda bizim kardeşlerden yardımlarını esirgemeyen, sonrasında da hep yanlarında olan bir aile dostu. Dostlukları avcılığa dayanıyor.
Castiel… Bir melek. İlerleyen sezonlarda işler karıştığında tanrının işleri yoluna koyması için gönderdiği sadık yardımcısı. En zor zamanlarda yardım için yanlarında oldu.
— Ruby – ( Katie Cassidy ) ( Lauren Cohan ) – Bela —
Ruby… Bir iblis. En çok ihtiyaç duydukları anda bizimkilerin karşısına çıkıyor. Yardım ediyor gibi görünüyor. Ama bir iblise -özellikle de amacın onları avlamakken- ne kadar güvenebilirsin ki..?
Bela… Tam bir bela. Değerli olan şeyleri çalıp, parası olanlara yüksek fiyattan satan bir hırsız. Yaşadığı doğaüstü dünyayı da lehine çevirmeyi başarmış. Yanındayken dikkatli olmakta fayda var.
Bu iki güzel kadını izlemeye doyamayacağınızı bildiğim için küçük birer tüyo size: Katie şuan Arrow dizisinde, Lauren ise The Walking Dead dizisinde kadrolu.
— Ellen – ( Samantha Ferris ) ( Alona Tal ) – Jo —
Ellen… Yine eskiden bir dost. John’la uzun zaman önce aralarına bir soğukluk girmiş. Ama şu an kardeşlere yardım edebilmek için elinden geleni yapmaya hazır.
Jo… Genç, hırslı, ailesi gibi avcı olmak isteyen bir kadın. Ellen’ın kızı. Kardeşleri görmek, içindeki avcı olma tutkusunu alevlendirir. Ellen’ın ise böyle bir şeye izin vermeye pek niyeti yok.
Bir tüyo da bu güzel kadın için gelsin: Alona’yı bu senenin yeni dizisi Cult‘ta görmek mümkün. Daha önce de Veronica Mars‘ta izlemiştik.
— Crowley – ( Mark Sheppard ) ( Nicki Aycox ) – Meg —
Crowley… Tam bir iblis. Lehine olsun, kendi cehennemini satar. Duruma göre kardeşlerle iş birliği yaptığı olsa da pek güvenilir sayılmaz. Ama, olduğu bölümlerde eğlenmiyoruz dersek yalan olur. Eğlenceli kişiliğiyle diziye renk katanlardan.
Meg… Bir iblis daha. Kardeşlerle sıkı bir düşmanlığı var. Bu yolda ölüme hazır.
Normalde 5 sezon planlanan hikaye, 5. sezonla birlikte aslında sona erdi. Eric Kripke kafasındaki senaryoyu tamamlamıştı. Ama dizi bayağı popüler olmuştu ve konusu da uzamaya müsait bir konuydu. Kanal devam etsin isteğinde bulundu. Eric Kripke, diziyi kendi adına tamamladığını, dizi devam etse de etmese de kendisinin burada finali yaptığını belirtti. Kısacası ekipten ve diziden ayrıldı. Ama sonraki sezonlarda ara ara ilgilenmeye de devam etti. (Hatırlatmakta fayda var. Kendisi, bu sezon başlayacak olan Revolution dizisinin yaratıcılarından.) Dizimiz, yeni bir hikayeyle devam etti. “5’ten sonra bitmeliydi” diyenler de oldu. “Bu kardeşler oturup evde iki saat konuşsunlar, ben izlerim” diyenler de. Ben de açıkçası kardeşlerin muhabbeti için izleyenlerdenim.
” İkilimiz yine muziplik peşinde… “
İkilinin uyumu muhteşem. Tabii bunda, diziyle tanışıp gerçek hayatta da çok iyi iki arkadaş olmalarının da etkisi büyüktür. Birbirlerini en iyi dostları olarak gösteriyorlar. Birbirlerinin düğününde sağdıç olmuşlar. Çok da eğlenceli bir dizi ortamları var. Bunu sezon kamera arkası görüntülerini izleyerek direkt görebilirsiniz. Öylesi pozitif enerji akan bir ortamda çekilen diziden de bundan aşağı eğlence beklemezdim.
Kafanız mı karıştı? Ya bu dizi doğaüstü dizisi değil mi? Ne komedisi, ne eğlencesi?
Her şeyi dozunda içeren bir dizi Supernatural. Doğaüstü, aksiyon, macera, korku derken işin mizah unsurunu da geride bırakmıyor.
Dizi, ara bölümlerden ve konuyla alakalı temel bölümlerden oluşuyor. Ana konuyu işlediği bölümlerle sizi koltuğa yapıştırırken, ara bölümleriyle de koltuktan düşürmeyi başarıyor.
Olaylarla ilgili araştırma yaparken, meşhur dizi film ve oyuncularına göndermeler içeren özel seçilmiş takma isimler, Impala‘nın hoparlörlerinden eksik olmayan efsane müzikler derken bağlanıyorsunuz işte.
Bu sıcak atmosfer ve çektikleri güzel bölümler de tabii ki onlara ödül adaylıkları olarak dönüyor. Adaylıklar için buraya.
TIRIVIRI BİLGİLER
* Daha dizinin ilk bölümlerindeyken bir sahnede Dean’ın cep telefonu numarası verilmiş. Bir süre boyunca, bu numarayı arayanlar şu mesajla karşılanmış: “Ben Dean Winchester. Eğer zor durumdaysanız, mesaj bırakın. 11.02.83 olayıyla ilgili aradıysanız, bana koordinatlarınızı yollayın.”
* Kardeşlerin kullandığı ve meşhur olan 1967 model Chevrolet Impala arabaya dizinin hayranlarının taktığı lakap ne mi? – Cevap Metallicar.
* Impala’nın ilk sezon boyunca plakası KAZ 2Y5(kansas) idi. Daha sonra Eric Kripke’nin memleketi olan (ohio)CNK 80Q3 plakasına çevrildi.
* İlk sezonu WB’ta yayınlandı, daha sonra WB ve UPN kanalları birleşerek The CW oldu. Dizi de bu kanaldan devam etti.
* İlk sezonlardaki bölüm hikayeleri genel olarak şehir efsanelerinden köken almakta.
* Birçok bölüm adı filmlerden veya rock şarkılarından gelmekte. İşte bazıları: “Children Shouldn’t Play with Dead Things“, “The Usual Suspects“, “I Know What You Did Last Summer“, “In My Time of Dying“, “Born Under a Bad Sign“, “What is and What Should Never Be“, “Sympathy For The Devil“, “When The Levee Breaks”
* Bobby Singer’ın ismi, dizinin yapımcısı olan Robert Singer’dan geliyor.
* Dizi daha yazım aşamasındayken aslında çok daha farklı planlanmış. Aslında dizimiz; şehir efsanelerini araştıran ve bunları yazar köşesinde aktaran bir araştırmacının hayatını anlatacakmış. Hayalet avcıları Sam ve Dean’in değil.
* Sam 2 Mayıs 83 doğumlu. Canlandıran Jared 82’li. Abisi Dean ise 24 Ocak 79 doğumlu. Canlandıran Jensen 78’li. Demem o ki oyuncular ve karakter birbirine uyumlu seçilmiş veya yaratılmış.
* Jensen başta Sam rolü için başvurmuş. Ama ardından Jared gelince ve o rolü beğenince, Jensen’a Dean rolünü alıp alamayacağı sorulmuş. Meğerse Jensen, önceden Dean’i istemeyi düşünmüş. Onu daha komik bulduğunu söyleyerek rolü kabul etmiş.
* Babaları John Winchester’ı oynayan Jeffrey Dean Morgan; aslında Dean’den sadece 12 yaş büyük.
* Hem Jared, hem de Jensen; Kansas’ta büyümüşler.
* Gelecek sezonlarda karşınıza çıkacak olan iblis Ruby rolü için başta Kristen Bell düşünülmüş, ancak rolü Katie Cassidy kapmış.
* Kardeşlerin her daim yanında olan Bobby aslında tek bölümlük bir karakter olarak yaratılmış. Ama sevilince ekibe dahil olmuş.
* Oyuncuları erkek ağırlıklı bir dizi olarak, sanılanın aksine izleyicilerin büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. (Aslında çok da düşünmeye gerek yok, J2 diyoruz, normal diyoruz.)
* Her sezon finali aynı şarkıyla başlar, ve sezon boyunca yaşananların geniş özeti bu şarkı eşliğinde bize izletilir. Bazıları Altın Vuruş etkisine benzer bir etki bıraktığını söylüyor. Şaka şaka Şarkımız “Carry on My Wayward Son”
* İlk bölümün sonunda Jessica’nın ölmesinin amacı, Sam’e Dean’le yolculuğa çıkması için gerekçe vermesini sağlamakmış. Başta Jessica’nın aslında iblis olduğu fikrinden yola çıkmak istemişler, ama daha sonra onu öldürmenin Sam’e daha iyi gerekçe olacağı düşünmüşler.
Benim gözümde bir efsane, ileride baştan sona tekrar izleyeceğim bir yapım Supernatural. Umuyorum ki kendine yakışır ve unutulmaz bir finalle ekranlara veda eder.
Bu tanıtımdan sonra merak edip başlayacaklar için bir tanıtım videosu aşağıda beklemektedir. Kalanlar ise genel olarak ispiyonsuz olup izleyenler için eklenmiştir. Biraz eğlenelim değil mi?
İkinci videoyu da yeni başlayacaklara tavsiye ederim.
Başlayacaklara keyifli seyirler dilerim, eğer sevmeyeceklerini düşünürlerse en azından 2. sezona kadar gelmelerini tavsiye ederim. Zaten izleyenlere de sezonun başlamasına 1 günden az kaldığını hatırlatır ve güzel bir yeni sezon dilerim.
Kapı pencere diplerinde tuzunuz, yastık altında tahta kazığınız, gümüş zinciriniz eksik olmasın.
yorumlar
Cok guzeldi.
Onun disinda bu gecmise gitme olayi da harikaydi.
Beğendim bu bölümü.
Ayrıca Crowley ile Lucifer’ın depodaki karşılaşması da güzeldi baya
izleme fırsatı yakaladığımız bölümün açık ara sezonun en kötü bölümü olması; milli piyangonun yılbaşı çekilişinde büyük ikramiyeyi 2 rakamla kaçırmak gibi bir şeydi adeta. İlk başta heyecan yarattı, sonrasında da büyük bir hayal kırıklığı.
Hatta biraz daha iddialı konuşmam gerekirse; Supernatural’in 11 sezonunun en kötü 5 bölümü diye bir liste hazırlayacak olsam bu bölüm kesinlikle o listeye girer!
Çok güzel bir bölümdü. Güzel bir nostalji bölümü oldu.
Çok beğendim bu bölümü.
berbat ötesi oyunculuklar sergilemişler.
Neyse, en azından yemek masasındaki sahne eğlenceliydi.
S011E17
Bölüm, ‘Beni ÇÖMEZ bir yönetmen çekti.’ diye o kadar bas bas bağırıyordu ki anlatamam yani! Her yerinden acemilik, her yerinden basitlik akıyordu adeta. 2 bölümdür resmen dip yaptı dizi. Bu kadar iyi giden bir sezonda yaptıkları şu işlere bak ya?
Önümüzdeki bölüm güzel olacak gibi duruyor Allah’tan. Midem bir rezalet bölüm daha kaldıramazdı valla.
Bende anlamadım bu bölümü.
Bu bölümü bende beğenemedim. Çok boş bi bölümdü. En kötü SPN bölümlerinde zirveyi bu bölüm kapar herhalde.
Güzeldi.
kötü bir bölüm olması mümkün mü zaten?
Son 2 kötü bölümün üstüne ilaç gibi geldi bu bölüm cidden.
*Son sahne sorularla bıraktı bizi ortada. Lucifer yok olur mu? Lucifer yok olur ise Cass de onun ile birlikte yok olur mu? Tanrı, Lucifer’ı önemser mi?
*Rowena’nın ölmemiş olmasına da sevindim.
Güzel bölümdü.
– Dakika 35:18 kurban olduğum nasılda girdi içeri öyle. Resmen zarafet ve çekicilik akıyordu
– Bir Tanrı’nın Eli daha mort oldu. Acaba kaç tane kaldı bunlardan?
– Son sahnede Lucifer’ı öldürdüğünü düşünmüyorum sanırım işkence ediyordu. Ama eğer öldürüyorsa Cass ne olacak? Kafamda deli sorular.
Hali hazırda The Vampire Diaries kadrosunda yer alan bir oyuncu bu sezonun sonlarında diziye konuk olacakmış. Ayrıca; dizinin 12. sezonunda da düzenli bir şekilde konuk olmaya devam edecekmiş.
Rob Benedict ve Curtis Armstrong’un başrollerde, Jensen Ackles ve Jared Padalecki’nin ise yardımcı rollerde yer aldığı çok başarılı bir bölümdü.
Bölüm için puanım: 9.3
*Tanrının Carver Edlund çıkacağına dair bir teoriyi sezonun başlarında okumuştum bir yerde. Bunca yıldır herkesin dilindeki en büyük aday da oydu zaten. O yüzden hiç şaşırtmadı bu hamle. Şaşırtmaması güzel bir hamle olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabi.
*Senarist Eric Kripke’nin Carver Edlund karakteri üzerinden yaptığı öz eleştiri güzeldi. ‘Yeni bir kitap serisi yazmaya başladım: Revolution. Ama bir yere varacağını zannetmiyorum.’
Bu bölümün ardından; CW 2 hafta içerisinde 12. sezonun final sezonu olacağını duyurmazsa inanılmaz şaşırırım gerçekten.
Bomba bir bölümdü. Gerçekten çok güzeldi.
Metatron ise ilk defa iyi geldi gözüme. İnsanlık işe yaramış.
Daha fazla Tanrı’yı görürüz umarım.
Bir de şu ilk bölümdeki gibi Karanlık’ın salgın gibi insanlara yansımasını görememiştik, tam söyleniyordum ki bu bölümde çıktı. Gerçi o Karanlık’ın ambiansını kıyamet gibi yansıtmalarını beklerdim o yüzden hayal kırıklığı oldu benim için.
Harika bir bölümdü. Benim açımdan en iyi 5 bölüm arasına girer kesinlikle.
– Chuck’ın dizide ilk gözüktüğü andan itibaren Tanrı olacağı teorisi vardı zaten. O yüzden hiç şaşırmadım doğrusu. Metatron ile sahneleri de çok güzeldi. İlk defa Winchester’ları görmek gelmedi içimden.
– Bu arada Chuck’ın köpeği ne sevimli bir şeydi öyle yaa
Sezon bitimine üç bölüm kaldı. Güzel bir şeyler bekliyorum açıkçası
Evet,
World’s Greatest Dad
Curtis Armstrong zaten iyi oyuncudur, bölümün yıldızı oldu. Rob Benedict ile karşılıklı sahnelerini izlemek keyifliydi.
Kapanış şarkısını da çok sevdim. Bu diziler sayesinde böyle kaç şarkı keşfettik.
Bu arada God ile Crowley aynı bölümde oynasınlar. Birlikte görmek istiyorum
EK: Revolution ile Eric Kripke ile dalga mı geçtiler acaba?
Cok guzeldi.
Yani su bolumden sonra 12. sezon son sezon olabilir acikcasi. Bana oyle bir izlenim biraktilar.
Karanligin saldigi siste butun dunyayi gosterselerdi keske her yer sis, yangin icerisinde olsaydi daha guzel olurdu. Bence burda dogru yansitamamislar durumu.
Metatron ilk defa iyi niyetliydi. Sevdim bu bolumde onu. Umarim degismez. Hep insan kalsin tabi. Guven olmaz kendisine .
Bu bolum neredeyse bir final gibiydi. O hissiyati verdiler. Biraz tuhaf oldum acikcasi. Bir kac degisiklikle tam bir final bolumu olurmus.
Cok iyiydi.
Donatello ile tanistiklari an yine guzeldi. Mutant Ninja kamplumbagi Dean olay ya.
Kevin’i gormek guzeldi. Ozlemisim keratayi.
Bu Chuck’e bayiliyorum. Umarim ölmez.
Amara ise yine buyuleyiciydi hele o dekolteli siyah elbise = mindblowing!
Bi ara spin off’tan bahsediliyordu 1,2 sene once. Tamamen rafa mi kaldirdilar o dusunceyi? Spin off icin bir bolum izlemistik. Cok guzeldi o bolum. Keske iptal etmeselerdi onu.
Çok güzeldi. Büyük buluşmadan epey eğlenceli sahne çıktı.
Emily Swallow-Rob Benedict-Curtis Armstrong üçlüsü çok başarılıydı yine.
Çok güzel bir bölümdü.
– Kevin’ı görmek çok güzeldi. Özlemişim keratayı.
– Metatron eğer geçen bölüm olmadan önce ölmüş olsaydı zerre özlemezdim ya da üzülmezdim. Ama geçen bölüm kalbimi fena halde kazandı. O yüzden özleneceksin.
– Donatello ve Dead’in karşılaşma anı süperdi. Dean’in espri anlayışına bayılıyorum
– Amara yine bizi bizden aldı. Harika bir hatun yahuu
Son 2 bölüm kaldı. Heyecan dorukta
Harika bir bolumdu ama…
Ama bunun yerine Tanri’yi diye bir sey kalmadi. Siradan bir insan (Chuck) kaldi. Peki Karanligi simdi nasil durduracaklar? O kadar kisiyla, meleklerle, seytanlarla durduramadilar. Artik hayatta durduramazlar mantiken.
Tam sezon finali olacak bölümdü. Haftaya daha iyi bir bölümle ara vermezler ise bu bölüme çok ayıp olur.
Yine harika bir bölümdü. Seriye bağladık resmen! Arka arkaya fevkaladenin fevkinde bölümler izliyoruz. Çok şanslıyız çooooooooook!
‘Tam sezon finali olacak bölümdü.’ yorumuna % 100 katılıyorum. Sezonun burada bitmesini çok isterdim kesinlikle.
#TeamAmara
Öncelikle anne döndü. Çok sevindim. (Baba da dönmüştür diye umuyorum.)
Dean’in Rowena taklidi ve sonrasında Sam’in attığı bakışa çok güldüm.
Crowley’nin her sahnesini çok beğendim.
Son olarak İngiliz kadın ne yapabilir diyorum kardeşlere? Veya bundan daha büyük ne olabilir? Adamların arkasında Tanrı ve kardeşi var.
@Siyah Giyen Adam’ın dediği gibi diğer bölümlerin altında kaldı bu sezon finali.
Bölümde en çok güldüğüm yer Billie’nin Crowley’e yürüdüğü sahneydi Çok iyiydi orası ya.
Bakalım bu İngiliz’in altından neler çıkacak
Son 3-4 bölüm o kadar mükemmeldi ki haliyle onlarla kıyaslayınca biraz sönük kaldı tabi bu bölüm. Ama güzeldi yine de! Yazılan sonu sevdim. Zirvede bitirmek varken son 2 dakikaya gerek yoktu ama!
*Winchesterların anasının dönmesine neyin sebep olduğunu önümüzdeki sezon nasıl açıklayacaklarını da heyecanla bekliyorum.
*TVD’nin Valerie’si Elizabeth Blackmore’un diziye katılacağını yukarılardaki 9 Nisan tarihli yorumumda paylaşmıştım. Sevinmiştim de aslında o zaman ama; çok saçma bir karakterle diziye dahil oldu be ya!
Bu kadar büyük olayın üstüne ‘Eller yukarı Sam! Ben Harflerin Adamları’nın Londra şubesinden geliyorum da! Çok sorumsuzsun! Seni götürmeye geldim.’ hamlesi çoooook amatörce bir hamle oldu gerçekten.
*Crowley-Azrail flörtü ve Dean’in Rowena taklidi eğlenceliydi.
Son 3-4 bölüme göre ortalama bir bölüm oldu.
Açıkçası ben bölümü birkaç detay dışında beğendim. Gayet güzel bir sezon finali olmuş.
Tanrı’nın da Amara’nın da ölmediğine sevindim.
Sonda annesinin geleceğini tahmin ettim, keşke baba ve Bobby de gelse Bence bir tek anne geldi.
İngiliz kızı çok seviyor olsam da rolünü pek beğenmedim, oradan bir şey çıkmaz gibi. Aslında hep başka harflerin adamlarının hikayelerini izlemek isterdim ama biraz temelsiz gibi oldu bu. Neyse oradan da güzel bir şeyler çıkar tabii.
Ama adamların arkasında Tanrı var Tanrı ile Amara nereye gittiler acaba ?
Dean’in Rowena taklidi çok güzeldi.
Güzel bir sezon oldu, hala daha ilk 5 sezondaki tadı olmasa da keyifle izliyorum diziyi.
Gelecek sezonda görüşürüz
Ek: Başta çalan müziği özlemişim
Cok guzel bir sezon finali oldu.
Dean’in Rowena taklidi cok iyiydi Yine Crowley – Billie komikti.
Winchesterlerin anneleri geri geldi. Keske baba ve Bobby de geri gelseydi. Acikcasi burasi biraz sacma oldu. Sonucta annesini geri getiriyorsan diger ikiliyi de geri getirirsin mantiken.
Vampirlerin Valerie’sini burda gormek hos bir surpriz oldu. Iyi rol de olsaydi keske. Kotu rolde gelmis. Koca sezon bunlarla ugrasmazlar herhalde.
Rick Springfield to Play Lucifer’s Rock Star Vessel in Season 12
Jody, Donna, Claire, Alex, Gavin MacLeod,
Mary
12. sezonda göreceğimiz tanıdık simalar olacakmış.
bir an boşanma haberi sandım
ben bu ekibin hep mutlu olmasını istiyorum.
Ben de hala OTH’nin Rachel Gatina’sı ile bunun evli olduğu gerçeğinin tadını çıkarıyorum. Niye bilmem.
oth de viktorias mankenliği yaptığı bi bölüm vardı evet unutmuyorum ikisi de tip olarak birbirlerini fazlasıyla hak ediyorlar.
Jeffrey Dean Morgan, daha yeni twitter hesabı açmış ve ilk tweeti bu olmuş.
oyyyy yirim onları. onlar benim de ailem. çok seviyorum winchesterları. bıraktığım için üzülüyorum ama uzaklarda bir yerlerde onlar devam etsinler.
11×05’teki konuk çocuğa bakıp duruyordum kimdi bu diye, bölüm sonunda uyandım Stranger Things’in baş oğlanı olduğuna.
Bir eski karakter, sezonun 5. bölümüne konuk olacakmış.
Hatırlamadım bile
Kara Royster (PLL) altıncı bölüme konuk oluyormuş.
Ooooo baya hoş olmuş ya bu poster. Daha önce geleydi Amerikan yarışı yazımda kullanırdım.
Hayret, kaç sezondur ilk defa düzgün bi poster yapmışlar.
Ben Supernaturali ilk sezonun başlarında bırakmıştım pek sarmadı . sizce ilk sezon başları pek iyi değil mi yoksa dizi hep bu tarzda mı ilerliyor ? İlerleyen sezonlarda çok ilginç konuların olduğunu falan duydum (efekt olarak da gelişir ) yeniden merak ediyorum cevaplarsanız sevinirim
@ilterisMayadagli : Evet başlarda bölüm içinde bitiyor gibi yapıyorken sonradan ana konu bi giriyor 7’ye kadar full. Ondan sonra bayanlar oldu ama ben hala keyifle izliyorum. Kendi ile çelişmeyen, mizahı iyi kullanabilen, konusuna bu kadar sezona rağmen hakim ve karakterleri sapıtmayan nadir dizilerden bence.
Bu arada ben ilk böümden terk etmiştim bunu başladığında meeeh deyip. Sonra 6. 7. sezonda mıydı neydi bi dolu dizi zevkimin uyuştuğu insandan sandığımdan başka bişiler duyup baştan aldım. Sonra su gibi aktı gitti. Türünü sevmiyor oluşuma rağmen severek izlediğim ve bıkmadığım tek dizi. Bi ikinci sezona varmayı dene bakalım. Beğenmezsen gelip geri istersin paranı.
@ilterisMayadagli Dizinin ilk 2 sezonu acemilik dönemi. Neredeyse tamamen bölümlük hikayelerle ilerliyor, ana konu denecek bir konu yok. Bu 2 sezonluk periyotta güzel bölümler de var, zayıf bölümlerde. Ama 3. sezondan itibaren dizi gitgide çok daha iyi oluyor. Sonrasında arada kötü bir sezon geçirdik sadece ama kaçıncı sezondu hatırlamıyorum şu anda. Devam et bence, seversin muhakkak ilerleyen sezonlarda.
*Bu arada merak ettim, Supernatural fanlarına soruyorum: En sevdiğiniz 3 Supernatural bölümü hangileri?
-Benim üçlüm: Televizyon programları döngüsü bölümü, tekrar eden gün bölümü ve dizi çekimi evreni bölümü.
SPN candır ya, bırakılır mı SPN ?
Aradan uzun zaman geçtiği için pek hatırlamıyorum ama ben 7. sezon dışında her sezonu severek izlemiştim. 10 da pek iyi değildi ama 11 kesinlikle iyiydi.
@dkamoy @pirate
Ben bölüm içinde biten olaylardan pek hoşlanmıyorum ve beni de baydı ilk bölüm .
Ancak arkadaşlarımın şuan çok büyük bir baskısını var izlemem için . Ha bide ben bu türü de çok seviyorum .
Normalde bir diziyi bir daha denemem ancak arkadaşların baskısı ve sizin onayınız ile yeniden izleyeceğim bugün sağolun