Supernatural || Yaratıkları Avlamak, Dünyayı Kurtarmak, Onların İşi
643 yorum ozgun14 03 Ekim 2012 08:53
” Dean(solda) – Sam(sağda) Winchester Kardeşler “
Olağanüstü bir dünyada, farklı amaçlar doğrultusunda birbirinden uzaklaşmış iki kardeşin, kayıp babalarını bulmak amacıyla tekrar bir araya gelmelerini ve bu arayış esnasında yaşadıklarını anlatan dizimiz, 2005 yılından beri bizlerle.
İçinde doğaüstü, korku, gerilim, macera, aksiyon ve mizah unsurlarının hepsini birden barındıran, uzun sezonlar boyunca devam eden hikayesinde tutarsızlık bulunmayan, özellikle korku ve doğaüstü edebiyatını düzgün ele alan ve kendi kendisiyle dalga geçmeyi başaran nadir yapımlardandır Supernatural. Üstüne üstlük, ağırlıklı olarak kullanılan klasik rock parçaları, film, dizi ve müzik gruplarına yapılan göndermeleri ve başroldeki -herkesin tartışmasız sevdiği- 2 ana karakter de cabası.
Başlarda, “2 iblis avladık, 3 hayaleti yok ettik, vampirler de eksik kalmasın” tadında ilerleyen dizi, özellikle 1. sezon sonundan itibaren ana konusunun rengini belli edip, bölüm içinde biten konuların sayısını azaltıp, yere basan bir ana konuyla izleyicilerini kendine bağlıyor.
Hikaye, Eric Kripke‘ye ait. Dizilerine karşı cömertliğiyle bilinen The CW kanalında yayınlanan dizi, ülkemizde de bir dönem, şimdi var olmayan TNT kanalında yayınlandı. Kanalı ve kalitesi sayesinde 8. sezona ulaşan Supernatural hakkında daha fazla bilgi edinmek içinse buyurun yazımızın devamına. (Hatırlatma : Dizinin 8. sezonu Amerika’da bugün başlıyor.)
” Saving People , Hunting Things : Family Business… “
(Dünyayı Kurtarmak, Yaratıkları Avlamak : Bizim işimiz…)
İşte dizimizin özeti. Dean, daha ikinci bölümde dizinin tanıtımını bu cümleyle yapıyor. Daha açarsak, efsanelere konu olmuş yaratıkların hayal olmadığı bir dünyada yaşayan Winchester Ailesi, Sam henüz bebekken, başlarına gelen trajik bir olayın da etkisiyle kendilerini bu yaratıkları avlarken bulur. Uzun yıllar kendilerini bu işe adarlar. Hayatları pahasına dünyayı, farkında olmadıkları yaratıklardan korumaya devam ederler.
Ama bu işin bir sonu yok. Öldürdükçe yeni yaratıklar gelmeye devam eder ve avcı ölmedikçe de sona ermez. Bunun farkına varan Sam, radikal bir karar alarak bu hayatı ardında bırakır; hayalini kurduğu hukuk fakültesine başvurur. Bir daha da geçmişe bakmaz. Ta ki Dean’in Sam’e gelip, babasının uzun süredir avdan dönmediğini, beraber onu aramaları gerektiğini söylediği ana kadar.
“…ve Av Başlasın! “
Supernatural, iki kardeşin hikayesi. Hikayeye de kardeşler üzerinden devam edelim.
— o —
— Dean ( Jensen Ackles ) —
Kardeşlerin büyüğü. Aralarında 4 yaş var. Küçücükken yaşadıkları trajik olayı hatırlayabildiği için, çok erken yaşta olgunlaşmak zorunda kalır. Babası avdayken kardeşiyle ilgilenir. Gerektiğinde babasıyla ava gider. Yaptıkları işin kendi hayatlarından daha önemli olduğunu düşünüyor.
Babası, onun bir nevi komutanı. Babasını sorgulamaz, kararlarına karşı çıkmaz. Sam’in aksine, neyin neden yapıldığını merak etmez.
Sabit bir hayatı yok; ama bu, onun hayattan zevk almadığı anlamına da gelmesin. Kadınların karşı koyamadığı bir karakterdir kendisi. Kendisini bırakıp giden kardeşine her ne kadar kırgın olsa da dünyada en değer verdiği kişi yine kardeşidir. Ona karşı aşırı korumacıdır. Birbirlerine olan bu sevgileri ve koruyucu tavırları da yine çok kez aleyhlerinde kullanılır.
Jensen Ackles‘ı bir dönem Dark Angel, bir dönem Smallville, bir dönem de Dawson’s Creek dizisinde izlemiştik. One Tree Hill ile ünlenmiş Danneel Harris ile evli olan yıldızımız, eğer onay alırsa, dizinin 10. sezonunda bile oynamaya hazır.
— Sam ( Jared Padalecki ) —
Kardeşlerin küçüğü. Trajedi yaşandığında, daha bebek olduğu için pek bir şey hatırlamayan Sam, kendini bir av kaosunun ortasında bulur. Ama Dean gibi adapte olamaz. Bu dünyada tüm kararları babasının vermesinden hoşnut değil. Hayatının sürekli bir kovalamayla geçmesini istemiyor.
Çözümü ayrılmakta bulur; hukuk fakültesine yazılır ve kendine yeni bir hayat kurar. Okulunu başarıyla bitirir ve güzel de bir sevgilisi olur. İstediği geleceğe sahip olabilecektir.
Abisi kadar girişken ve dışa dönük olmasa da Sam’in de kendine ait bir karizması var. Sadece, bunu kullanmakta pek yetenekli değil. Bazen biraz depresif takılsa da aslında, eğlenceli bir karakter. Aynı şekilde Dean’e aşırı bağlı ve birbirlerini en iyi şekilde tamamlıyorlar.
Jared Padalecki‘yi ise daha önce Gilmore Girls ve House of Wax yapımlarında izlemiştik. Şimdi, kendi dizisinde bir dönem rol arkadaşı da olmuş olan Genevieve Padalecki ile mutlu bir evliliği var. Jensen gibi, onay alması durumunda bu ekiple uzun süre çalışmaya hazır.
— John (Jeffrey Dean Morgan ) —
John… Hiç ummadığı anda kendisini bir savaşın ortasında bulur. Düşmanın belirsiz ve sayısız olduğu savaşın ortasında. Yaşadığı trajediden sonra tek bir şeye odaklanır. Avlanmaya! Üstelik, çocuklarını da bu savaşa hazırlamak zorunda. Ama, önceliği yaratıklar. Bu yüzden çocuklarla yeterince iyi ilgilenemez. Bütün iş Dean’e kalır. Babası, her daim Sam’in yanında olması, onu koruması konusunda Dean’in üzerinde bir baskı oluşturur. Sam ayrıldıktan sonra Dean’le beraber avlanmaya devam ederler. Ta ki John, bir anda ortadan kaybolana kadar.
Ardında, son çalıştığı dosya ve yıllardır tecrübe ettiklerini topladığı defteri dışında pek bir şey bırakmaz. Kendi isteği ile mi ayrıldı, yoksa alı mı konuldu bilinmez. Tüm bunları bulmak iki oğlana kalır.
Jeffrey Dean Morgan‘ı daha çok filmlerinden hatırlasak da bir dönem Grey’s Anatomy dizisinde rol almıştır. Bu yılın baharında başlayan Magic City‘nin başrolünde yer almaktadır. Şimdilerde, benim çok sevdiğim One Tree Hill oyuncusu Hilarie Burton ile mutlu bir evlilikleri var.
Bu diziye anlam katan en önemli karakter belki de. Winchester kardeşler de biz de onsuz bu dünyanın kahrını çekemezdik.
Karakterleri anlatırken genel hikayenin gidişatından da bahsetmiş bulundum. Çok fazla ana karaktere sahip olmayan dizimizde tabii ki yan roller de var. Belki uzun süre kaldılar, belki kısa. Ama, hepsi de kısa sürede bu dünyanın sevenleri tarafından bağırlara basıldılar. Hatta bazıları bir ana karakter olmasını istetecek kadar çok sevildi.
Mesela aşağıdaki onlardan bir tanesi.
Angel of Lord (Tanrı’nın Meleği)
Kızlar için izlemeye yukarıdaki nedenler yeter. Ya erkekler..? Böyle doğaüstü bir hikayeyi erkeklerin izlemesi için konusundan başka neden yok mu? Var tabii. CW’nun güzel insan seçmekte ne kadar yetenekli olduğunu bilmeyen yok. Bu dizide de her bölüm birbirinden güzel kızlar boy göstermekte. Bir kısmı kardeşlerimiz tarafından kurtarılıyor, bir kısmı ise başkalarını korumak için öldürüyor ya da öldürülüyor. İyiler de kötüler de taş yani.
O kadar lafı geçti, biraz da gelecek zamanlarda aramıza katılacak olan karakterlerimizi tanıtalım. Tabii ki minimum ispiyon bilgisiyle. İştahınızı kabartacak kadar. Ama bundan sonrasını, ispiyondan aşırı rahatsız olan bir bünyeye sahipseniz okumamanızı tavsiye ederim. Dozunda ispiyon sevenlerle devam ediyoruz.
— o —
— Bobby – ( Jim Beaver ) ( Misha Collins ) – Castiel —
Bobby… Babalarını bulma konusunda bizim kardeşlerden yardımlarını esirgemeyen, sonrasında da hep yanlarında olan bir aile dostu. Dostlukları avcılığa dayanıyor.
Castiel… Bir melek. İlerleyen sezonlarda işler karıştığında tanrının işleri yoluna koyması için gönderdiği sadık yardımcısı. En zor zamanlarda yardım için yanlarında oldu.
— Ruby – ( Katie Cassidy ) ( Lauren Cohan ) – Bela —
Ruby… Bir iblis. En çok ihtiyaç duydukları anda bizimkilerin karşısına çıkıyor. Yardım ediyor gibi görünüyor. Ama bir iblise -özellikle de amacın onları avlamakken- ne kadar güvenebilirsin ki..?
Bela… Tam bir bela. Değerli olan şeyleri çalıp, parası olanlara yüksek fiyattan satan bir hırsız. Yaşadığı doğaüstü dünyayı da lehine çevirmeyi başarmış. Yanındayken dikkatli olmakta fayda var.
Bu iki güzel kadını izlemeye doyamayacağınızı bildiğim için küçük birer tüyo size: Katie şuan Arrow dizisinde, Lauren ise The Walking Dead dizisinde kadrolu.
— Ellen – ( Samantha Ferris ) ( Alona Tal ) – Jo —
Ellen… Yine eskiden bir dost. John’la uzun zaman önce aralarına bir soğukluk girmiş. Ama şu an kardeşlere yardım edebilmek için elinden geleni yapmaya hazır.
Jo… Genç, hırslı, ailesi gibi avcı olmak isteyen bir kadın. Ellen’ın kızı. Kardeşleri görmek, içindeki avcı olma tutkusunu alevlendirir. Ellen’ın ise böyle bir şeye izin vermeye pek niyeti yok.
Bir tüyo da bu güzel kadın için gelsin: Alona’yı bu senenin yeni dizisi Cult‘ta görmek mümkün. Daha önce de Veronica Mars‘ta izlemiştik.
— Crowley – ( Mark Sheppard ) ( Nicki Aycox ) – Meg —
Crowley… Tam bir iblis. Lehine olsun, kendi cehennemini satar. Duruma göre kardeşlerle iş birliği yaptığı olsa da pek güvenilir sayılmaz. Ama, olduğu bölümlerde eğlenmiyoruz dersek yalan olur. Eğlenceli kişiliğiyle diziye renk katanlardan.
Meg… Bir iblis daha. Kardeşlerle sıkı bir düşmanlığı var. Bu yolda ölüme hazır.
Normalde 5 sezon planlanan hikaye, 5. sezonla birlikte aslında sona erdi. Eric Kripke kafasındaki senaryoyu tamamlamıştı. Ama dizi bayağı popüler olmuştu ve konusu da uzamaya müsait bir konuydu. Kanal devam etsin isteğinde bulundu. Eric Kripke, diziyi kendi adına tamamladığını, dizi devam etse de etmese de kendisinin burada finali yaptığını belirtti. Kısacası ekipten ve diziden ayrıldı. Ama sonraki sezonlarda ara ara ilgilenmeye de devam etti. (Hatırlatmakta fayda var. Kendisi, bu sezon başlayacak olan Revolution dizisinin yaratıcılarından.) Dizimiz, yeni bir hikayeyle devam etti. “5’ten sonra bitmeliydi” diyenler de oldu. “Bu kardeşler oturup evde iki saat konuşsunlar, ben izlerim” diyenler de. Ben de açıkçası kardeşlerin muhabbeti için izleyenlerdenim.
” İkilimiz yine muziplik peşinde… “
İkilinin uyumu muhteşem. Tabii bunda, diziyle tanışıp gerçek hayatta da çok iyi iki arkadaş olmalarının da etkisi büyüktür. Birbirlerini en iyi dostları olarak gösteriyorlar. Birbirlerinin düğününde sağdıç olmuşlar. Çok da eğlenceli bir dizi ortamları var. Bunu sezon kamera arkası görüntülerini izleyerek direkt görebilirsiniz. Öylesi pozitif enerji akan bir ortamda çekilen diziden de bundan aşağı eğlence beklemezdim.
Kafanız mı karıştı? Ya bu dizi doğaüstü dizisi değil mi? Ne komedisi, ne eğlencesi?
Her şeyi dozunda içeren bir dizi Supernatural. Doğaüstü, aksiyon, macera, korku derken işin mizah unsurunu da geride bırakmıyor.
Dizi, ara bölümlerden ve konuyla alakalı temel bölümlerden oluşuyor. Ana konuyu işlediği bölümlerle sizi koltuğa yapıştırırken, ara bölümleriyle de koltuktan düşürmeyi başarıyor.
Olaylarla ilgili araştırma yaparken, meşhur dizi film ve oyuncularına göndermeler içeren özel seçilmiş takma isimler, Impala‘nın hoparlörlerinden eksik olmayan efsane müzikler derken bağlanıyorsunuz işte.
Bu sıcak atmosfer ve çektikleri güzel bölümler de tabii ki onlara ödül adaylıkları olarak dönüyor. Adaylıklar için buraya.
TIRIVIRI BİLGİLER
* Daha dizinin ilk bölümlerindeyken bir sahnede Dean’ın cep telefonu numarası verilmiş. Bir süre boyunca, bu numarayı arayanlar şu mesajla karşılanmış: “Ben Dean Winchester. Eğer zor durumdaysanız, mesaj bırakın. 11.02.83 olayıyla ilgili aradıysanız, bana koordinatlarınızı yollayın.”
* Kardeşlerin kullandığı ve meşhur olan 1967 model Chevrolet Impala arabaya dizinin hayranlarının taktığı lakap ne mi? – Cevap Metallicar.
* Impala’nın ilk sezon boyunca plakası KAZ 2Y5(kansas) idi. Daha sonra Eric Kripke’nin memleketi olan (ohio)CNK 80Q3 plakasına çevrildi.
* İlk sezonu WB’ta yayınlandı, daha sonra WB ve UPN kanalları birleşerek The CW oldu. Dizi de bu kanaldan devam etti.
* İlk sezonlardaki bölüm hikayeleri genel olarak şehir efsanelerinden köken almakta.
* Birçok bölüm adı filmlerden veya rock şarkılarından gelmekte. İşte bazıları: “Children Shouldn’t Play with Dead Things“, “The Usual Suspects“, “I Know What You Did Last Summer“, “In My Time of Dying“, “Born Under a Bad Sign“, “What is and What Should Never Be“, “Sympathy For The Devil“, “When The Levee Breaks”
* Bobby Singer’ın ismi, dizinin yapımcısı olan Robert Singer’dan geliyor.
* Dizi daha yazım aşamasındayken aslında çok daha farklı planlanmış. Aslında dizimiz; şehir efsanelerini araştıran ve bunları yazar köşesinde aktaran bir araştırmacının hayatını anlatacakmış. Hayalet avcıları Sam ve Dean’in değil.
* Sam 2 Mayıs 83 doğumlu. Canlandıran Jared 82’li. Abisi Dean ise 24 Ocak 79 doğumlu. Canlandıran Jensen 78’li. Demem o ki oyuncular ve karakter birbirine uyumlu seçilmiş veya yaratılmış.
* Jensen başta Sam rolü için başvurmuş. Ama ardından Jared gelince ve o rolü beğenince, Jensen’a Dean rolünü alıp alamayacağı sorulmuş. Meğerse Jensen, önceden Dean’i istemeyi düşünmüş. Onu daha komik bulduğunu söyleyerek rolü kabul etmiş.
* Babaları John Winchester’ı oynayan Jeffrey Dean Morgan; aslında Dean’den sadece 12 yaş büyük.
* Hem Jared, hem de Jensen; Kansas’ta büyümüşler.
* Gelecek sezonlarda karşınıza çıkacak olan iblis Ruby rolü için başta Kristen Bell düşünülmüş, ancak rolü Katie Cassidy kapmış.
* Kardeşlerin her daim yanında olan Bobby aslında tek bölümlük bir karakter olarak yaratılmış. Ama sevilince ekibe dahil olmuş.
* Oyuncuları erkek ağırlıklı bir dizi olarak, sanılanın aksine izleyicilerin büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. (Aslında çok da düşünmeye gerek yok, J2 diyoruz, normal diyoruz.)
* Her sezon finali aynı şarkıyla başlar, ve sezon boyunca yaşananların geniş özeti bu şarkı eşliğinde bize izletilir. Bazıları Altın Vuruş etkisine benzer bir etki bıraktığını söylüyor. Şaka şaka Şarkımız “Carry on My Wayward Son”
* İlk bölümün sonunda Jessica’nın ölmesinin amacı, Sam’e Dean’le yolculuğa çıkması için gerekçe vermesini sağlamakmış. Başta Jessica’nın aslında iblis olduğu fikrinden yola çıkmak istemişler, ama daha sonra onu öldürmenin Sam’e daha iyi gerekçe olacağı düşünmüşler.
Benim gözümde bir efsane, ileride baştan sona tekrar izleyeceğim bir yapım Supernatural. Umuyorum ki kendine yakışır ve unutulmaz bir finalle ekranlara veda eder.
Bu tanıtımdan sonra merak edip başlayacaklar için bir tanıtım videosu aşağıda beklemektedir. Kalanlar ise genel olarak ispiyonsuz olup izleyenler için eklenmiştir. Biraz eğlenelim değil mi?
İkinci videoyu da yeni başlayacaklara tavsiye ederim.
Başlayacaklara keyifli seyirler dilerim, eğer sevmeyeceklerini düşünürlerse en azından 2. sezona kadar gelmelerini tavsiye ederim. Zaten izleyenlere de sezonun başlamasına 1 günden az kaldığını hatırlatır ve güzel bir yeni sezon dilerim.
Kapı pencere diplerinde tuzunuz, yastık altında tahta kazığınız, gümüş zinciriniz eksik olmasın.
yorumlar
ilk sezonu yarıladım ve planım sadece ilk 5 izlemek sonra 10dan devam edeceğim. ya da nerede kaldıysam şimdi hatırlamıyorum. ama kesinlikle izlenmeye değer. şu an babalarının neden ortadan kaybolduğunu bile hatırlamıyorum mesela. düşün o derece sıfırdan oldu benim maraton. ama bölümlük konular tamamen aklımda nasıl olduysa, sadece bu bölümde meğer bu mu varmış şaşkınlıkları var bölüm bölüm.
*İlk 11-12 dakikası yine sıksa da sonrası fena akmadı.
*Alex‘i uzun bir aradan sonra tekrar görmek güzeldi. Şu kızı izlediğim/izleyebileceğim bir diziye kadrolu olarak koyun da doya doya izleyelim artık ya! Yetmiyor böyle 30-40 saniye falan.
*Elizabeth Blackmore’un karakteri, geldiği günden beri ilk defa batmadı belki de bu bölüm gözüme.
*
Fena değildi.
*Bobby’yi görmek güzeldi.
*Arrow’dan tanıdığımız Alexander Calvert’i seçmişler Nephilim rolünde. Fena bir oyuncu seçimi olmamış açıkçası.
Dizinin en kötü sezonunu geride bıraktık şükürler olsun ki. (Arada 1 kötü sezon daha izlemiştik ama kaçıncı sezondu hatırlamıyorum. Ama bu sezon hem kötü hem de aşırı gereksiz olduğu için 1 numara olmayı başardı benim gözümde.) İngiliz Harflerin Adamları hikayesi çok boş beleşti, beni zerre sarmadı. M’in dönüşünün sezona pozitif yansımasını beklerken negatif yönde katkı sağlaması da büyük bir hayal kırıklığı oldu. Gıcık bir karakterdi M. 3-5 bölüm dışında tat vermedi 12. sezon.
13 rakamının uğursuzluğunun 13. sezona uğur getirmesi dileğiyle!
Geçen sezon finalinden beri devam eden düşüncemi tekrar edeyim: 11. sezonun sonunda zirvede jübilesini yapmalıydı bu dizi.
ulen john ne adamsın sen. bu tavırların bana bir ara mantıklı gelmiş nasıl gelmişse o yüzden sabırla bekleyeceğim unuttuğum kısımlar için
adamlar bölümün kötüsü olarak insanları seçtiler ve hiçbir bölümünde gerilmediğim kadar gerildim. insanın karşısına kötü insan çıkacağına hayalet falan çıksın tövbest
Eh yani, amma çok şey oldu. Sindirmek zaman alacak.
Fena bir sezon finali olmamış. Beklediğimden farklı bitirdiler bakalım gelecek sezon nasıl olacak.
Bu sezonun ilk yarısı güzel başlasa da ortalara doğru biraz dağıttı beni, geçen sezondan daha altta seyretti bu sezon. Bu durumdan çok şikayetçi değilim tabii, benim için bir klasik SPN, çok seviyorum.
Gelecek sezonda görüşürüz
sam ne de güzel içten kahkaha atıyor yav, aradım taradım ağız dolusu güldüğü bir video bulamadım diziden yoksa koyacaktım. her güldüğünde sırıtıyorum. nereden nereye dedirtip duruyor sürekli. alona tal aşkım da yeniden depreşti. üçüncü sezonda kendimden geçerim herhalde.
Ben bu sezonu baya sevdim ya. Dolu dolu bir sezon oldu. O kadar doluydu ki arda arda yayınlanan 22 ve 23. bölümler sanki farklı sezonların sezon finali gibiydi. 2 finalli sezon olmuş. Ben şahsen 22. bölümdeki gibi bitmesini tercih ederdim. 23te ortalık fazla karıştı. Tabi ellerinde diğer sezonu heyecanla bekletecek malzeme varken oraları diğer sezona bırakmazlarmış ama benim 22deki gibi daha dingin bir finale ihtiyacım varmış demek ki.
22. bölümü baya milliyetçi amerikanlar yazmış. Bu milliyetçilik konusu sezon içinde de alttan alttan işlendi ama finalde baya üste çıkmış. Ara ara abartmışlar ama eğlendirdi yine de oralar. Bizimkiler bildiğin kurtuluş savaşı moduna girdiler.
Bir oyuncusu 13. sezonda düzenli oyuncu olmayacakmış.
:((
Özlenecek, çok özlenecek.
yine biraz görelim yaa. Birkaç bölümle sınırlı olmasın
hazır millet ağlarken ben de ağlayayım azıcık 2×17
@ozgun sana nooldu hatırlamıyorum da
duygusal bir bölümdü işte şimdi anlatılcak bir şey değil tam sam ve dean işte arada duygusala bağlıyorlar.
yalnız elimde izlenmemiş iki sezon olduğunu düşündükçe mutlu oluyorum şu an. iyi ki baştan almışım. bir de ben mal mal izlemişim ilk seferinde. izlediklerimin yarısı aklımdan çıkmış. ikinci izleyişimde ana gidişat kafamda daha iyi oturdu. ilk 5 sezonun finaline giden noktaya kadar ilmek ilmek ne de güzel işlenmiş dizi ya. ikinci sezon finali cidden çok iyiydi. ilk seferinde izlerken burada bir hikaye arkının sona erdiğini sanıyordum. ama meğer sadece küçük bir kısmıymış. ilk izlediğimde düşündüğüm şeyi yazsam buraya rezillik.
katie cassidy kalp
dördüncü sezonda dönmedin ya diziye alacağın olsun zalımın kızı… senin yüzünden çirkinin tekine kaldık yine sinirlendim düşününce.
Güzel olduğu zamanlar. Sonradan bozdu
Genevieve Padalecki’nin neresi çirkindi arkadaş? Jared Padalecki ile çok iyi bir ikili oluşturmuştu ve Katie Cassidy’den daha fazla katkı sağlamıştı üstüne üstlük bence diziye.
katie cassidy’den daha fazla katkı sağlar tabii, karakterin girişi 3te yapılıp asıl gelişme ve sonuç 4te devam etti. bunun katie ile ne alakası var? o oynamasa bu oynasa yine aynı olacaktı ve eminim çok daha iyi olurdu. fanboyluk yaptırmayın bana.
evet arrowda ben de biraz soğudum doğru ona bir şey diyemicem. bir şeyler oldu bu kıza tip olarak.
Üstteki haberde bahsedilen oyuncu yakın zamanda konuk oyuncu olarak bile dönmeyecekmiş.
zamanında bu kıza iyi haksızlık etmişler bence. kız da hak etmiş tabii orası ayrı ama.
kendi özüne karşı olan insanlığına tutunmayı tercih etmiş bir iblis karakter 3 4 5 civarlarında gerçekten güzel olurdu. ruby bunun için enfes bir karakterdi. gerçi onu kullanış şekilleri de enfes. neyse bu konuda hislerim karışık. ben devam edeyim.
kızıl anna emekli melek de geldi pek güzel maşallah
S>D: dude you’re confusing reality with porn again.
4x10da koy adamın önüne
hikayesini, sonra 4 bölüm boyunca ana konuyu kardeş arasında muhabbet olarak bile geçirme, helal olsun valla. zamanında iyi yumurtayla sıvamamışlar sizi.
bu sezon castiel neredeyse hiç görünmemiş bile. ben sanki hep vardı diye hatırlıyorum. hepi topu 4-5 sahnede göründü adam.
bu arkadaş neyin nesiydi şu an hiçbir şey yok kafada resmen.
ekleme: tanıttıkları bölümde öldürmüşler adamı. unutmama şaşmamalı
C: Excuse me ladies, i think i need to confer with our fearless leader for a minute. why not go get washed up for the orgy?
kalp kırıklıklarıyla dolu bir bölüm daha. iki eğlenceli bölümden böyle damardan girilir mi zalımlar olacağını bilsem de zamanlama olarak hazır değildim buna.
sam ve dean için yüce amaç uğrunda boşa kaybedilmiş birkaç hayat daha…
her geçen yıl birer birer masadan eksiliyor dostlar…
bitti
no doubt endings are hard, but then again, nothing ever really ends, does it?
—
izlemeye devam etmeyip bu geceyi kendimi 11. sezondan devam etmeye ikna etmekle geçireceğim sanırım.
‘hayır özgün 6. sezondan devam etmeyeceksin, olmaz. 10. sezon finalini izleyebilirsin sadece. gerisi olmaz. ikinci kez izlemek için çok fazla sezon var.’
art arda ne de güzel izletti kendisini. 4. bölüm hariç zaten sağlam olacağının sinyallerini verdikleri ana konudan ilerliyorlar. hepsi de çok iyiydi. dördüncü bölüm çok başarılı bir ara bölümdü.
işin ilginci bu kadar başarılı başlayan bir ana konuyu ben 3. bölümde nasıl bıraktım. sanırım büyük depresyondaymışım.
kardeşlerin arasındaki sır saklama olayları göz devirtse de öyle güzel sahneleri vardı ki birlikte sırıtmaktan kendimi alıkoyamadım. beraber şarkı söyledikleri sahne çok güzeldi. hep böyle olun canımı yiyin. sam buna ihtiyacım vardı dedin ya, sen bir de onu bize sor.
tek canımı sıkan castiel’in hep bir sorunu var, hep bir eksik, ya lanetli, ya cezalı, melek mi değil mi belli değil. az bir silkelen kendine gel balım hadi.
tanrı sanırım gerçekten samle iletişime geçiyor. kötülüğün deanle iletişime geçmesi onu tetiklemiş olabilir. 4. bölümde dean’in işini kolaylaştırmak için bir sürü tesadüf yaratması da bir işaretti. baba olayı zaten bayaa işkillendirdi.
ama daha castielin güçlerini kaldıramadıkları için sürekli kıvırıp duran senaristlerin tanrıyı diziye başarılı şekilde entegre edebileceklerine dair inancım düşük. ayrıca tanrının darknessı sadece siz durdurabilirsiniz lafını duyar duymaz tekrar gözlerimi devirmeyi ihmal etmedim. ne winchesterlarmış arkadaş.
tanrı hep istediğimiz gibi gelecekteki babalarını getirmeyecek belki ama sanki geçmişteki babalarını oyuna dahil edebilirmiş gibi bir his oluştu bende. üç genç winchester wohooooo.
lucifer michael muhabbeti döndükçe heyecanlanıyorum. darkness hakkında uyarmaya çalışmışlar falan. birkaç spoiler hatrlıyorum. lucifer dönecek falan diye. bu beni daha da heyecanladırıyor. ama şu haliyle lucifer ın dönmemesine de tavım hikayede. darkness tatmin ediyor beni. lütfen hakkını versinler bu darknessın hikayede. tanrının tüm melekleriyle çarpıştığı bir kötüden bahsediyoruz.
bir de rovena ölsün pls. mega covenında patlatsınlar onu. castiel dileğimi de hatırlatarak bugünü sonlandırıyorum.
11×06
why she fights
understanding your rebellious teen
allah cezanı vermesin crowley
sam sully ilişkisi de çok güzeldi. geç de olsa sullyyi dinlemişsin aferin seni senden daha iyi tanımış arkadaşın. izlerken benim de bir sully’m olsaydı küçükken dedim.
sparky cinayetinin olay yerindeki sahneler de iyi güldürdü yalnız drama bağlamadan önce.
yalnız şaka maka tanrı devreye giriyor gibi. kardeşi insan suretinde bu afetle öne sürerek izleyiciyi sıradan insan suretinde tanrı fikrine alıştırmaya çalıştıklarını düşünüyorum başarılı oldular.
luciferın çakallığı fena oldu ama ahh sam ahh sen gerzekalı mısın. o savaşta lucifer vardıysa bile michael da vardı bilmem hatırlar mısın!! gerçi kafeste var mı yok mu belli değil. adamı resmen unuttular. yardım için önce ona gitmek varken lucifer ne alaka yavrım!
son olarak aman gözünü seveyim dean tanrının kız kardeşini yatağa atayım deme bunun dönüşü yok valla hepimiz yanarız.
ayrıca çok enterasan bir şey daha. beşinci sezonda mahşerin atlılarından herkes etkilenirken dean etkilenmiyordu. yeşilli atlı dean’e etkilenmemene şaşmamalı,
içinde hiçbir şey yok. bomboşsun minvalinde bir şey demişti. şimdi de darkness dean’İn ruhunu emmeye çalıştı ve ememedi bir an şaşırdı ama çaktırmadı. sanırım cehennemden çıktıktan sonra bir ara ruhunu kaybetti dean ve kimseninn haberi yok. böyle bir şey olursa efsane olurdu açıkçası. zaten o zamanlardan beri bir sertlik ruhsuzluk var adamda. bunu da çözmüş olurlardı bu sayede. zaten saving people kısmını iyice unuttu artık hunting things kısmında odaklanmaktan. bunu da oraya bağlayabilirler. sam’in sürekli dean’e bu konuda fırça kayması bunun yolunu yaptıkları anlamına da gelebilir.
güzel bir sezon arası finali olmuş. bu diziyi kesinlikle biriktirmek ve art arda izlemek gerek.
– lets say you ganked him, then what?
– move to LA, solve crimes?
darkness herkesi pıtır pıtır öldürürken sıra kadrolulara geldi mi elinin kolunun bağlanması da hoş. castiel sahnesi göz devirtti yalnız tanrı gönderdiği yem melekle darknessı zehirledi galiba. hadi hayırlısı.
@ozgun14 Yukarıda 11x yazacağına 1x şeklinde yazdığın bölüm numaraları olduğunu sanıyorum.
Evet enterasan olmus o duzelteyim
aradan döndüğü ilk bölümden sonra seviye düştü. 5 bölüm oldu yav. öyle uyuşuk ilerliyor ki uykum geliyor izlerken. ya da bugün modumda değilim. ama şöyle eğlenceli, sıra dışı ara bölüm desen o da yok. ana konu işlemiyor da değiller ama nedense o ilk yarı gibi değil. sanırım ellerinde yeterli malzeme yok diye frene bastılar son 4 5 bölüme saklıyorlar her şeyi. bu dizi 18-20 arası bölüm olmalı.
ikisi de ortalama altı bölümlerdi ama ikisi de aşağıdaki bazı sebeplerden izletti kendisini.
17de ise kesit kesit bir günümüz bir geçmiş şeklinde gittiler ama duygusal olması gereken bölüm duygusal olmadı. adamlar resmen dean ve sam ile romeo jüliet çektiler. ama o kadar kötü çektiler ki hüzünlenemedim. dean, ki sam’in kılına zarar gelse bizi kederden çürüten gözlerine kurban, sıfır kaldı bu bölüm. yapılan fedakarlık öyle beceriksizse sunuldu ki üff yani. bu bölüm çok güzel olabilirdi.
hem çekim tekniği hem kurgu hem de hikaye olarak.
gelecek sezona açılan kapıyı göstermeselerdi bari. bir sonraki sezon için iştah kesici bir sahne olmuş şimdiden hevesim gitti. yine ubıdık gubıdık bir konuya dönecekler anlaşılan. pardon da şu sezonun hikayesini en sona atmayı aranızdan biri bile düşünemedi mi??
ayrıca
@ozgun14:
12’yi izleyince daha çok seversin diye düşünüyorum.
o zaman şimdi biraz hevesim geldi umarım düşündüğüm kısımdan bahsediyorsundur. ama bir şey yazma.
şunu da eklemeliyim rowena eşittir ayar tutturamamış düğün görümcesi. kadını her gördüğümde beynim düğün salonlarına ışınlanıyor.
ama 3 bölüm de güzeldi tabii şimdi sevmedim sanılmasın. 3 bölümü de keyifle izledim hem bizimkiler hem de yancılar hepsi lezizdi. anne muhabbetleri de güzeldi.
Bütün sezonu bu kadın üzerinden götürmeleri sıkardı. Uzaklaşın biraz
Anne Winchester’ı savunayım
Tabi çocuklara da, özellikle Dean’e de hak vermiyor değilim. Herkes için zor durum.
https://www.youtube.com/watch?v=Kekii_x6xaw%5B/ispiyon%5D