Ted Lasso – Tanıtım
140 yorum pirate 20 Ağustos 2020 09:53
Apple TV+’ta 14 Ağustos’ta Ted Lasso isimli yeni bir komedi dizisi başladı. Söz konusu tarihte ilk 3 bölümüyle görücüye çıkan dizi, cuma günleri haftalık olarak yayınlanmaya devam edecek. İlk sezonu 10 bölümden oluşacak olan spor temalı komedi dizisi 2. sezon onayını da şimdiden cebine koydu.
Dizinin yaratıcıları Jason Sudeikis, Bill Lawrence, Brendan Hunt ve Joe Kelly. Yapımcı koltuğunda bu dörtlüye Jeff Ingold, Liza Katzer, Bill Wrubel ve Tina Pawlik gibi isimler eşlik ediyor.
Hikayemiz, sıradan bir kariyere sahip olan ABD vatandaşı bir Amerikan futbolu koçunun bir İngiltere Premier Lig futbol takımının başına teknik direktör olarak getirilmesiyle başlıyor. Söz konusu çiçeği burnunda teknik direktörümüz Ted Lasso, futbol hakkında doğru düzgün bir şey bilmiyor. Amerikan futbolu koçluğu kariyeri de pek parlak sayılmaz. 2. ligde sıradan bir kariyeri olmuş. Daha çok internette yayılan bir video dolayısıyla tanınmakta. Ted’in maç kazanma ve başarı elde etme üzerine bir hırsı olduğunu da söyleyemeyiz. Daha çok sporcularının kişisel gelişimlerine, birbirleriyle olan iletişimlerine ve takım birliğine odaklanan, disiplinden uzak bir tarzı var.
Peki, Ted Lasso’nun bu görevde ne işi var? Takımın taraftarlarının ve basının anlamlandıramadığı bu görevlendirmenin arkasında yatan sebep ne?
AFC Richmond isimli kulübün başkanı olan Rebecca Welton, bu görevi yeni boşandığı eşinden miras devralmış. Eski eşine büyük nefret duyan Rebecca, takımın Ted’in yönetiminde başarısızlıktan başarısızlığa koşacağına inanıyor ve bu durumun da takıma büyük değer verdiğini bildiği eski kocasını çıldırtacağına inanıyor.
*Rebecca Welton karakterine Game of Thrones ve Krypton dizilerinden anımsanabilecek Hannah Waddingham hayat veriyor. Ted Lasso karakterini ise Jason Sudeikis canlandırıyor.
*Yardımcı antrenör Beard rolünde Brendan Hunt karşımıza çıkıyor. Asabi takım kaptanı Roy Kent karakterinde Brett Goldstein karşımıza çıkıyor.
*Takımın kibirli yıldız oyuncusu Jamie Tartt karakterini Phil Dunster canlandırıyor. Jamie’nin modellik yapan ve Ted ile iyi anlaşan çekici sevgilisi Keeley Jones karakterinde ise Dirty John ve Vinyl dizilerinden hatırlanabilecek Juno Temple‘ı izleme fırsatı yakalıyoruz.
Nick Mohammed ve Jeremy Swift gibi isimlerin de yer aldığı kadronun tamamına şuradan göz gezdirebilirsiniz.
Dizinin yayınlanan 3 bölümünü izlemiş bulunuyorum. Beklentiyi yüksek tutmamak kaydıyla başına oturduğunuz takdirde yeterince eğlenebileceğinizi düşünüyorum. Bu 3 bölümlük süreçte daha çok Hannah Waddingham’ı izlemekten keyif aldığımı söyleyebilirim. Juno Temple ve Jason Sudeikis de idare ediyorlar. Kadronun kalan kısmı ise yetersiz geldi şu an için bana.
yorumlar
S01E03
Özellikle bölümü izledikten sonra 2.sezon onayı almasına sevindim. 3.bölümle birlikte Roy, Nate, Keeley yan karakterleri daha da hoşuma gitti.
Eksileri; Lasso sinir bozucu bir şekilde iyi, saf bir karakter. Abartılar bazen ağır kaçıyor. Öyle gümbür gümbür güldürecek bir dizi değil, diğer tarzdaki komedilerden. Neden böyle bir teknik direktörü işe aldıklarına dair yan bir konu eklemeleri iyi olmuş, göze batıyordu.
Artıları: Jason Sudeikis, Amerikalıların futbol hakkında bilgileri hakkındaki yorumlar güzel, sonuçta futbol dizisi, Premiler Ligde geçen bir dizi bulmak kolay değil. Rakip takımların gerçek isimlerini kullanmaları da güzel. Cameo falan görür müyüz acaba, olsa çok güzel olur.
The Sun gazetesine hak ettiği değeri vererek giydirmeleri güzeldi. Bu arada Hannah Waddingham diziye çok güzel olmuş. 3.bölümde fotoğrafı göstermemelerini anlıyorum ama bari övmeseydiniz o kadar. Gerçekte olsa böyle kulüp başkanlarını bizim spor basınımız sürekli hatırlatırdı.
Juno Temple da yine kendine uyan bir rol bulmuş, eğlenceli bir karakter olmuş, sevdim.
Trivia:
Sudeikis’in canlandıracağı Ted Lasso, daha önce NBC Sports kanalının İngiliz futbol liginin maçlarını yayınlayacağını duyurduğu tanıtımlarda kullanılmış. Karakterin sevilmesiyle sonraki sene analist rolüyle de ekrana gelmiş.
Bu diziyi de o karakterden yontup hazırlamışlar.
S01E04
Hannah Waddingham döktürüyor valla. Çok samimi, çok gerçek bir karakter olmuş cidden bu Rebecca.
S01E05
Özellikle son 2 bölümdür işin duygusallık boyutunu da öne çıkarmaları hoşuma gidiyor. Her geçen bölümde biraz daha fazla seviyorum diziyi.
Newcastle kısmı doğru da 2001 yılında değil, 2005 yılında olmuştu o saha içi kavga.
Lasso’nun eşi rolü için Amerika’dan bir oyuncu getirmeleri ve o kişinin de çok sevdiğim Andrea Anders oluşu hoşuma gitti.
Bölümler ilerledikçe beklediğimden daha fazla sevdim. Arada güldürüyorlar da hem. İnce düşünmüş olmaları da hoşuma gidiyor. Bana kalırsa Hannah Waddingham dizinin asıl yıldızı. Juno Temple’ı izlemeyi de seviyorum. Keeley’i aptal sarışın yapmadıkları iyi olmuş. Jason Sudeikis/Ted de bonus oldu.
Umarım bu ayarda gider. Erken 2. sezon onayı için de teşekkürler.
Yalnız bu tarz hamleler genelde eski sevgilinin, bu durumda Jamie’nin her şey güzel giderken ortalığı batırmaya kalkmasıyla sonuçlanır. Umarım öyle bir şeye ya kalkışmazlar ya da etrafından dolanırlar. Güya tam da takım toparlanma aşamasında falan.
Not: Phil Dunster‘ı tanımıyorum zannediyordum ama IMDb’ye bakarsak izlediğim şeyler olmuş, birazını düşününce hatırlar gibi oldum.
Murder on the Orient Express, The Trouble with Maggie Cole, Humans, Catherine the Great, Dracula.
Dani Rojas … Dani Rojas …
Sevdim elemanı.
*Tam gerçek Jamie ile nihayet tanıştık bu bölüm derken Rebecca da acaba yumuşamaya mı başlıyor diye düşünürken Rebecca’nın Jamie’yi takımdan göndermesi soğuk duş etkisi yarattı.
İlk 3 bölüm de iyiydi ama son 3 bölümde başka seviyelere çıktı bu dizi. Eğlenceli anları suratımda saçma bir tebessümle izlemeyi seviyorum ama işin o duygusallık boyutu da ayrı bir çekiyor beni. İyi ki var cidden bu dizi.
Hannah Waddingham iyi ki “Shame!” diyen kadın olarak kalmamış.
* Roy’un öpüşmeyle bırakmasını hızlı ilerlememeye yormak istiyorum. Yalnız çat diye gidilir mi sayın öküz burcu?
Jamie’yi hiç görmeyecek miyiz, yoksa bir şekilde dahil edecekler mi veya Man. City maçının olduğu bölüme konuk falan mı olacak? Merak ettim.
* Rebecca’nın garsonla kapanış yapmasına şaşırmadım da Ted ile Rebecca’nın arkadaşını görünce “Ama yani siz de…” oldum. Ted de ne sakindi öyle.
* Nathan’ın saydırmalarına rispekt diyorum.
S01E07
Son 3 bölüme oranla çok daha sakin ve durağan bir bölüm olmuş. Müziklerle de birleşince fazlasıyla melankolik bir hava yarattı.
*Bölüm konuğu olan hatunu sevdim. ‘Ben bunu bir yerden tanıyorum ama … ‘ diyerek izledim. Bölüm bitince baktım ve Plebs’in Gloriasıymış.
*Güzel konuşmaydı Nathan!
*Roy: Bu adamdaki öküzlüğün background hikayesini merak ediyorum. Gençliğine, olmadı çocukluğuna inelim biz bunun flashback sahneleriyle.
* Bu bölümde de benzer bir hamle yaptılar. Tam her şey iyi giderken karıştı bir anda. Rakip takıma koltuk verme muhabbeti neyse de Keely’nin bir anda gelip Ted’le olan resmi göstermesi aklıma gelmezdi.
süpriz bir dizi oldu… gayet memnunum… tavsiyedir…
Bunun da sezonu bitti böylece. Güzel noktaladılar. İyi ki izlemişim, sevgiler ve saygılar. Yeni sezonda görüşürüz.
Jamie’yi ve Roy’u da dahil ederek, beraberlik üzerinden kısa süreliğine umutlandırarak bir tık daha dramatikleştirdiler sadece. Aslında tanıdık takımların olduğu bir ligde devam etmelerini isterdim. Alt ligde yer almaları herhalde kreatif anlamda daha rahat olmalarını sağlar.
* Ted’in yaptığı espri bizim futbol ligini getirdi aklıma. Alt lige “Championships” diyen onlar; ana lige Super Lig deyip alt lige 1. Lig diyen biz.
Yine yapmışlar yapacaklarını. Güzel bir kapanış olmuş.
Rebecca’yı takımı desteklerken görmek, Lasso’nun Amerikan futbolu taktiği, Jamie’nin Keeley’nin evine yaptığı ziyaret falan aktı gitti bölüm özellikle son 20 dakikada.
İlk birkaç bölümde normal bir başlangıç yapsa da sonrasında (4. bölümden itibaren) iyice açıldı ve zirve yaptı. Eğlenceli olmasının ve futbolu merkezine alan bir dizi olmasının çekiciliğinin yanında duygulara hitap eden yapısıyla gönlümü fethetmeyi başardı dizi. Bu yılın sürprizlerinden biri oldu. Kesinlikle bu yılın en iyi işlerinden biriydi. Yapımda emeği geçen herkesin eline sağlık.
S01E04
Tüm bölümler için beklettiğim iyi olmuş, çok güzel gidiyor. Roy ve Keeley’e ekstra ısınmaya başladım. Bu arada şu Jaime kiralıktı, City’ye tekrar gönderelim Pep uğraşsın.
İlk Sezonun ardından
Güzel bir fikir bulmuşlar ve güzel uyarlamışlar, keşke daha fazla bölüm izleyebilseydik, tadı damağımızda kaldı, hayatın kendisini ağır bir drama şekliyle yaşıyorken,Ted Lasso ve Polyanna’ya inat, pozitifliği iz bıraktı resmen, insanın her sabah kurabiye yiyesi geliyor.
Ayrıca Rebecca rolündeki Hannah Waddingham’ın aynı zamanda şu kadın olduğuna inanamıyorum. Imdb’den bakarken, “allah allah, game of thrones’ta nerdeymiş ya bu kadın” derken bir de baktım ki shame ablaymış.
Bu dönemde çok iyi geldi.
Neden bu kadar abartıldığını anlayamadığım dizilerden biri oldu. Fena değil izletti kendini diyebilirim. Ben aman aman hastasi olamadım.
1. sezon üzerine:
Diziyi bitirdim. Futbol temalı bir diziyi izlemek güzeldi, hele ki İngiltere Premier Lig odaklı olan bir dizi, o açıdan gayet beğendim. Ama çoğu en iyi listelerinde yer alacak kadar da iyi olduğunu düşünmüyorum, fakat Apple dizileri arasında kıyaslarsam en iyilerinden biri olmuş diyebilirim. Devam sezonunu da merak ediyorum.
‘Ted Lasso’ Season 2 Will Be 12 Episodes (Not 10!)
Bir anda sohbetin ortasında Scorsese The Departed yerine hangi filmle Oscar’ı almalıydı tartışmasına girdiler Ted’in The Color of Money demesine saygı duymakla birlikte arkadan birinin The Age of Innocence diye bağırması mutlu etti.
Bölüm sonunda
S01E07
Yine çok güzel bölüm, Sassy dizide kalıcı olsa bari. Nate’in takım konuşması da güzeldi, maaşına ekleme yapmak gerek artık.
Hannah Waddingham bu sefer de şarkı söyledi, kadın maşallah dizide her yönüyle parladı. Kariyer değiştiren rollerden, görürüz yakında daha büyük projelerden teklif gelecektir.
Diziyi bitirdim konu itibariyle orta seviyeli bir dizi ama sevimlilik açısından 10/10 yapan bir dizi olmuş, Dizi de bazı konuları uzatmışlar bilerek sonu güzel bağlanmış ve 2.sezona yol yapılmış. 2.sezon daha eğlenceli olacak şeklinde baya baya his uyandırdı. Bu nedenle çıtayı yükseltmişler şayet 2.sezon bekleneni vermez ise fena patlar.
Oyunculuk anlamında Jason Sudeikis ilk defa izledim gayet başarılı bir oyunculuk sergilemiş.
Diğer koç Beard üzerinde pek durmamışlar bu bana garip hissi uyandırdı. Hatta Nathan karakterini daha ön plana çıkarmışlar ve sevimlilik havasını bir tık yükseltmişler.
Rebecca Welton ise (İron Boss) güzel seçim olmuş, arada kadınların ve yöneticilik yapmaları ile ilgili güzel mesajı vardı. Sadece bunun ex wife konusu ve futbolculardan sevimsiz Jamie Tartt konusu bence sakız gibi uzatılmış. Bu da ana konudan uzaklaşmaya neden olmuş.
Keeley Jones ise yine güzel seçim olmuş, arada bazı karakterlerin girmesi ile mizah yönü çok iyi vurgulanmış. Bazı mizahları anladım ancak bazı mizahları o film veya müzikleri bilmediğim için kaçırdım doğrusu.
Gereksiz 2. uzatılan konu ise Futbolcuların durumu, pek doğru düzgün maç gösterilmemiş, 45 dakikanın 43 dakikası maça hazırlık ve başlarından geçen mizah geriye kalan 2 dakikada sahaya çıkıyorlar 2 pozisyon maç bitiyor. Böyle olacaksa eğer 10 bölüm fazla bu diziye 6-7 bölüm yeterliydi.
Dizi kendine zamanla iyice bağladığı için sezon finalinde içimden bir parça haykırmak gelmedi değil. Hatta bir ara öyle bağırmışım ki ev ahalisi bir şey oldu sanmış. İzleyecek olanlara iyi seyirler şimdiden.
Diziye lütfen başladık ailece (futbol mutbol + komediye aç değiliz filan malum). Beklenti epey düşüktü. İlk bölümü izleyip eh çok da sulu değil, izlenebilir dedik. 2. bölümü de izledik. Sonra 3. bölümde bi şekilde biz mi alıştık noldu bilmiyorum bi sardı. İlerledikçe daha bi sevdikçe sevdik. Dizideki olumlu hava bu karanlık günlerde nasıl da iyi geliyor insana. Bazı karakterler sahneye girsin diye de bekletecek kadar sardı beni (huysuz kaptan mesela tam bir çizgi film karakteri). Başrole sinir olacağımı sanıyordum başlarda ama gittikçe bağladı kendine. Hannah Waddingham da ne güzel oynadı ya… Herkesi sevdim yani özetle.
Diziyi de gidişatı da sevdim. Komedi olmak için uçlara çekmek yerine daha bir draması ağır basan komedi drama aşamasında kalmasından memnunum.
Ben de sanırım ilk 20’me alırmışım bunu 2020’de. Önerenlere teşekkürler.
Bir oturuşta 6 bölüm bitirdim. Çok sevdim.
Hakikaten şu agresif ve karamsar günlerimde hafifletti sanki beni bu Ted. Asla bu kadar pozitif ve “iyi” bir insan olamam galiba ama fazla gelmedi kesinlikle. Hayran kaldım karaktere. Etrafımda böyle bir arkadaş, bir sevgili olsa, epey iyi gelirdi vallahi. Asık suratıma arada katlanırdı ama bok gibi davranmazdım buradakiler gibi, kıymetini bilirdim.
1.Sezonun Ardından
Açıkçası ilk 2 bölüm pek ısınamadım ama 3.bölümden itibaren giderek sevmeye başladım ve keyifle izleyip bitirdim sezonu. Özellikle kadın patron müthiş oturmuş role ve dizinin Lasso ile en iyisiydi.
Dizinin öyle aman aman abartılacak bir durumu yok ama o pozitifliği, iyimserliği, samimiyeti çekici geliyor ve insana kendini sevdiriyor. Ted Lasso karakterini ise ilk başlarda saf rolü mü yapıyor diye düşündüm ama karakteri özünde saf ve temizmiş.
Futbol sahnelerinin çok olup baymaması iyi olmuş aslında; sonuçta adamlar 20 dk.maçı verse dizinin anlamı kalmaz.
İlk sezonu da güzel yerde bitirdiler, ikinci sezonu bekliyoruz.
S01E08
Diamond Dogs dayanışma kulübünü sevdim
Başladığı günden beri canım sıkılınca tek bölüm izleyerek ilerliyorum, bitmesini istemediğim dizilerden. Ted’in dart sahnesinde yapmış olduğu konuşma 10 üzerinden 10. Bayıldım o sahneye.
Son sahnede Higgins
S01E10 Sezon Finali
Acaba biraz fazla mı şapşal derken Ted Lasso bayıldığım bir karakter oldu. O dengeyi tutturmak kolay değil, sinir bozucu bir karakter de olabilirdi. Ama öyle güzel, içten konuşmaları vardı ki dizi bitmesin istedim.
Yılın en iyi dizilerinden biriydi, basit bir parodi komedi tarzında bir şey olacak sanıyordum. Her bölümü pozitif enerji yayan bir dizi çıktı. Bitirdikleri yeri de sevdim.
Hannah Waddingham’ı fazlasıyla övdüm zaten, Juno Temple da dizinin sürprizlerinden biriydi. Roy( aktör Soulmates dizisinin de yaratıcısıymış, yazarmış, sürpriz oldu), Nate, Koç Beard, Higgins bunlar da keyifli yan karakterlerdi. Bu aralar sürekli özel hayatı hakkında konuşuluyorken Jason Sudeikis’in övgüler üzerine bir de ödül alması iyi oldu, seviyorum adamı.
+Sarah Niles (Trying, I May Destroy You)
Season 2 Teaser
Season 2 Official Trailer
Yarın geliyor ha canım benim, içimiz açılacak ne güzel
Aynı tadında dönmüş sanki. Eğlendim yine. Sevgiler.
* Penaltı vuruşunun sahaya giren köpeğe çarpıp öldürmesini hanginiz düşündü de uyguladı ya? Ayıp ayıp
* Love Island çakması yarışmaya Jamie’yi koymak güzelmiş. Güldürdüler.
Tadında bir bölümle dönmüş diyebilirim. Özlemişim. Ben en azından 2 bölümle açarlar sezonu diyordum. 1 bölüm yetmedi.
*Karakterler arasında en iyi başlangıcı Roy yaptı.
*Rebeccacığım, bence de sen daha iyilerine layıksın.
*Muhtemelen
*O Hollandalılarla ilgili ırkçı cümleye ne gerek vardı?
S02E02
*İlahi Keeley!
*Jamie Tartt’ın ortamdaki varlığını özlemişim sanki.
Güzel dönmüş, bir an şaşırdım
2×04 üzerine:
Noel’i kutladıkları bölüm bu sezonun en dişe dokunur bölümüydü bence.
* Roy’u bu haliyle arka koltukta kullanıyor gibiydiler, o yüzden koç olarak gelmesine şaşırmadım ama bir şeyleri karıştırmasalar bari. Jamie ile didiştiklerini görmek isterim gerçi.
Ryan Reynolds ve Rob McElhenney, “Ted’in bisküvilerinden 2 paket gönderirseniz dava açmayız,” diye açıklama yapmışlar
* Jason Sudeikis sıradaki törenler için de kendisine şimdiden ödül adaylığı kazandırmış olabilir.
*
S02E04
Yazın ortasında christmas bölümü yayınlamak da …
Sezonun en boş bölümüydü bence.
Rebecca’nın manasız bonkörlüğü ondan bir miktar soğumama yol açtı desem yeridir.