The Simpsons – Tanıtım
58 yorum okakacukaka 25 Kasım 2015 09:13
Daha önce South Park ve Family Guy tanıtımlarını yapmıştım. Şimdi de The Simpsons tanıtımını yaparak üç büyük animasyon dizisini sizlere tanıtmış olacağım. The Simpsons, 1989 yılından bu yana FOX kanalında yayınlanan bir durum komedisidir. Amerikan kültürünü, toplumunu, televizyonunu ve farklı insanlık hallerini hicvetmektedir. Peki Simpsonlar’ı daha yakından tanımak istiyor musunuz? Buyurun tanıtımın devamına The Simpsons, Matt Groening, Sam Simon (8 Mart 2015’te hayatını kaybetti) ve James L. Brooks tarafından yaratılmıştır. Dizi başlangıçta 1’er dakikalık animasyonlar şeklinde hazırlandı ve üç sezon boyunca The Tracey Ullman Show‘da yayınlandı. Yaratılış kısmında bir aile oluşturuldu. Matt Groening bu aile üyelerine kendi ailesindekilerin isimlerini verdi. Sadece kendi adı yerine Bart adını kullandı. Bu kısa animasyonlardan sonra yarım saatlik bölümleri olan bir diziye dönüştürüldü ve 1989 yılında yayın hayatında başladı.
Dizimiz, kurgusal bir Amerikan şehri olan Springfield‘da geçmektedir. Merkezine; Homer, Marge, Bart, Lisa ve Maggie‘den oluşan Simpson ailesini almaktadır. Bu tanıtımı yazdığım zamanda dizinin en son 27. sezonunun 6. bölümü yayınlandı. (Toplamda 580 bölüm) 27 sezon geçmesine rağmen dizide zaman kavramı yoktur. Karakterler hiç yaşlanmazlar. Karakter tanıtımına geçmeden önce belirtmek isterim ki dizi; en uzun süre yayında kalan Amerikan sitkomu, en uzun süredir yayında olan Amerikan animasyon programı ve en uzun süredir yayında olan akşam kuşağı eğlence dizisi rekorlarını elinde bulunduruyor. Ayrıca yayınlanan 27 sezonda diziye 600’den fazla karakter katılmıştır ve bu da bir rekordur.
KARAKTERLER:
Homer Simpson:
Ailenin kel, şişman, beceriksiz, bencil ve düşüncesiz babası Homer. Springfield Nükleer Santrali‘nde güvenlik denetçisi olarak çalışır ve dikkatsizliği yüzünden devamlı bir sorun çıkar. Ayrıca kurallara hiç uymaz. En sevdiği şeyler uyku, çörek(donut) ve biradır.
Homer, Dan Castellaneta tarafından seslendirilmektedir.
Marge Simpson:
Lisa ve Bart‘ın sevgi dolu annesi, Homer‘ın aşırı sabırlı karısı Marge. Bir annenin sahip olması gereken tüm özelliklere sahiptir; fedakar, iyi bir aşçı, gerektiğinde aslan kesilen, anlayışlı, mantığının sesine kulaklarını tıkamayan açık fikirli bir kadındır. Kız kardeşlerinin itirazlarına rağmen Homer‘la evlenmiş ve onu hala ilk günkü gibi sevmektedir.
Marge, Julie Kavner tarafından seslendirilmektedir.
Bart Simpson:
Ailenin 10 yaşındaki büyük çocukları Bart. Derslerinde başarısız, yaramaz, asi, otoriteye asla boyun eğmeyen, hınzırlık peşinde koşan bir çocuk. Kız kardeşi Lisa ile anlaşamasa da ona çok düşkündür ve çok sevmektedir. İnsanları çok rahatsız etse de asla bir kabadayı değildir.
Bart, Nancy Cartwright tarafından seslendirilmektedir.
Lisa Simpson:
Ailenin 8 yaşındaki ortanca çocuğu Lisa. Yaşı ufak olmasına rağmen çok olgun ve çok zekidir. Çevre sorunlarıyla yakından ilgili ve sosyal sorumluluk sahibi bir kızdır. En yakın dostu annesi, saksafonu ve tam anlaşamasalar da Bart‘tır.
Lisa, Yeardley Smith tarafından seslendirilmektedir.
Maggie Simpson:
Ufacık bir bebek olan Maggie, şirin bir bebek gibi görünse de aslında çok üstün bir zekaya sahiptir. Ağzındaki emzik ile çevresiyle iletişim kurar. Konuşmayı sökmüş olsa da konuştuğu nadiren görülür.
NOT: Yukarıda da belirttiğim gibi dizide 600’den fazla karakter var. Ned Flanders, Barmen Moe, Apu, Milhouse, Palyaço Krusty, Mr. Burns, Cletus, Comic Book Guy, Chief Wiggum öne çıkan yan karakterlerden bazılarıdır.
TIRIVIRI BİLGİLER:
- Simpsonlar sarı yapıldı. Çünkü hızlıca kanal değiştirenlerin dikkatini çekmesi planlanıyordu.
- Yapımcılardan James L. Brooks‘un FOX ile yaptığı anlaşmada, FOX‘un senaryoya hiçbir şekilde müdahale etmeyeceği şeklinde bir madde var. Bu sayede dizi FOX kanalını da gerektiğinde eleştirebiliyor.
- Dizinin başlangıç sahnesinde Maggie, market kasasından geçerken fiyatının 847,63 $ olduğu görülürdü. Bu değer 1989 yılında bir bebeğin aylık masrafı olarak hesaplanmıştı. Yeni bölümlerde Maggie‘nin fiyatı 486,52 $ olarak görünmekte.
- Dizide Homer‘ın çıkardığı “D’oh” sesi FOX şirketi tarafından lisanslanmış ve Oxford İngilizce Sözlüğü’ne girmiştir. Homer’ı seslendiren sanatçı Dan Castellaneta bu sesi “sinirli bir homurtu” çıkarması istendiğinde bulmuştur.
- Dizinin Arap versiyonunda Homer karakteri Omar Shamshoon olarak değiştirilmiştir. Alkolsüz içecekler içen Omar, dana sosisi yemektedir. Ayrıca bütün Moe’s Bar sahneleri kesilmiştir.
- Dizide Tanrı ve İsa dışındaki bütün karakterler 4 parmaklıdır, Tanrı ve İsa 5 parmağa sahiptir.
- Her açılış sahnesinde Bart‘ın tahtaya yazdığı yazı, Lisa‘nın saksafon solosu ve koltuğa oturma şekilleri değişiklik gösterir.
- 2.sezonla birlikte her sezon bir bölüm Cadılar Bayramı Özel bölümü yayınlanmaya başlamıştır. Bu bölümlerin adı Treehouse of Horror olarak geçmektedir.
Ekranlarda çeyrek asırlık bir zaman dilimini geride bırakan bu efsane diziyi mutlaka herkes izlemeli. 27 sezon çok uzun nasıl izleyeceğiz diyenler için belirtmeliyim ki; bir yerde okuduğum kadarıyla diziye istediğiniz sezondan başlayabilirmişsiniz. Çünkü dizi sürekli başa sarmaktaymış. Örneğin; Homer‘ın patronu Mr. Burns, Homer‘ı sürekli görse de hiç hatırlamaz ve her bölümde tekrardan tanışırlar. Yani isterseniz direk 27. sezondan da başlayabilirsiniz İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim
yorumlar
28 x 04 (600. Bölüm):
Öyle çok kaliteli değildi ama kötüde değildi. Birkaç hikaye gösterdiler. Bir tek Bart’ın başrolünde olduğu en sondaki hikaye güzeldi. Şaka maka adamlar 600 bölümü devirdiler
SDCC Poster
Dün gece yayınlanan bölüm 636. Bölümmüş. Böylece Amerikan tarihinin en uzun süren primetime dizisi oldu.
Gunsmoke, 635’ti.
POSTER
Michael Jackson bölümünü dizinin tekrar yayınlarından çıkarıyorlarmış. Yakında streaming ve DVD’den de çıkacakmış.
Poster
John Legend ve Chrissy Teigen konuk.
Bob Odenkirk + Jason Momoa
Olivia Colman
Allaam başlığa bak “the crown star”. Evet kendisini en çok Crown’daki rolüyle tanır ve severiz.
The Simpsons da beklenmeyen final iddiası.
We are all thankful the following article is NOT TRUE
Cate Blanchett, David Harbour konuk.
TODAY IN HISTORY: On this day 30 years ago, the first full episode of “The Simpsons” debuted on U.S. television.
s05 e16
2014 sonlarında Family Guy ile birlikte başlamıştım, onda güncele geldim. Fakat Simpsons’da araya başka dizilerin girmesi, verdiğim uzun aralar falan derken daha 5. sezondayım. Homer ve Ned’in arkadaşlığı üzerine kurulu bu bölüm oldukça iyiydi, bölümün 2 yerinde Bart kahkaha attırdı ayrıca.
İlk dalyaya çok az kaldı. Yaza kadar falan en azından 10. sezonu görebilirim umarım.
s05 e19 (100. bölüm)
Bayağı güzel bir bölüm ile dalya yapmışlar. Müdür Skinner kovuluyor ve yerine Ned Flanders getiriliyor. Diziyi arada izleyenlere de bu bölüme bakmalarını tavsiye ederim.
s06 e07
Simpson ailesi pazar vaazı için kiliseye giderler. Zoraki götürülen Bart, orada papazın kızı Jessica’yı gördüğü anda aşık olur ve olaylar gelişir. Eğlenceli bir bölümdü yine.
The Simpsons: Hank Azaria Steps Down as the Voice of Apu
s06 e13
Vaayy, çok güzel bağlamışlar. Beklemiyordum o son sahneyi. Baba olmak üzerine güzel bir bölüm olmuş.
s07 e04
Bu şarkıyla tanışmama vesile oldu bu bölüm. Teşekkürler Bart Dizi ekibi de bayağı güzel söyledi yalnız, o hali yayınlandıysa ona da bakarım sonra.
s07 e11
Kuzenimi hatırlattı bu sahne
31. sezon keyifli gidiyor. Boşluktan Simpson’lara sardım bu ara.
*İlk bölümde Homer internette yayıncı olmak istiyor, o yayın yaparken Bart muzırlık yapayım diyor babasına saldırıyor, viral oluyorlar, olaylar gelişiyor. Baba oğul arasında hiç görmediğimiz bir yakınlığı görüyoruz.
*İkinci bölümde Homer bir asistanın mentorluğunu yapmaya başlıyor. Bart’ın ağladığı sahne çok komikti, kaçırmayın orayı.
*Üçüncü bölümde Şişman Tony ve Şef Wiggum üzerinden hikaye ilerliyor. Fena değildi bu da. Büyük resimciler için, Ekim ayında yayımlanan bölümde Lisa alakasız bir şekilde İtalya’yı övüyor, sonra herkesin cüzdanı çalınınca ”pandemi/salgın var” diye bir cümle geçiyor falan. Simpsons hep kahinliğiyle biliniyor, komplo teorisyenleri bunu nasıl keşfetmemiş hayret
*Dördüncü bölüm klasik cadılar bayramı bölümü. Lisa ve Milhouse paralel bir evrendeyken, Lisa ve Bart’ın ilk çizildikleri (Tracey Ullman dönemi) şekilde geçip gitmeleri çok hoş bir ayrıntıydı. Exorcist, Stranger Things parodileri vardı. Burns’ün son dansına çok güldüm, karakterden beklemediğim bir hareketti belki bilemiyorum.
*Altıncı bölümde Lisa okulda bir tiyatro sahneliyor. Marge da ”ben saksı değilim” tribine giriyor, yetenekli olduğu bir alanı keşfediyor. Homer Marge’ı kaybetmekle yüzleşiyor. Bart ve Lisa arasındaki kardeş kavgasını sevenler varsa bu bölümde bol bol var.
*Yedinci bölümde Simpson ailesi bütçelerini zorlayarak, başka ailelerle birlikte bir yurtdışı seyahati gerçekleştiriyorlar. Patty’nin yeni kız arkadaşı Homer’la çok iyi anlaşıyor. Lisa fakir olacağız diye strese giriyor. Bölüm mutlu sonla bitiyor, dolandırıcılar layığını buluyor. Güzel bir bölümdü. Ayrıca Homer’ın cümlelerdeki mecazi anlamları algılayış şeklinden asperger olabileceği kanısına vardım.
*Dokuzuncu bölüm Flanders’lar üzerine kurulu. Todd, annesinin ölümünü sorguluyor ve ateist oluyor. Ned de bölüm boyunca oğlunu dine döndürmeye çalışıyor. Düşündürücü ve sinir bozucu bir bölümdü.
*Onuncu bölüm yılbaşı özel bölümü. Bart’a gelen sürpriz bir misafir var. (SPOILER – Sideshow Bob dönüyor.) Kahkaha attırmayan fakat yüzünüzde tebessümle izleyebileceğiniz bir bölüm, güzeldi. Ters köşesi ve Bart’ı bol bir bölüm, daha ne istenir ki
*On birinci bölümde Lisa diş telini yeniden taktırmak zorunda kalıyor ve çevresindeki insanların ona olan bakışı değişiyor.
*On ikinci bölümün başı Simpsons tarihinin en bayık başlangıçlarından biri olabilir. Neyse ki bölümün kalanı eğlenceli. Günümüzdeki yapay zeka ve teknolojinin aşırı geliştirilmesi konusuna değinmişler. Marge, Bart ve Lisa’nın ön planda olduğu bir bölüm.
*On üçüncü bölümde o kadar çok sıkıldım ki yarısında çıktım. Profesör Frink ve bitcoin üstünden ilerlemişler ama ilgi çekici bir bölüm değildi.
*On dördüncü bölüm tamamen Marvel parodisi üstüne kurulu. Özellikle MCU’a hakimseniz ve Bart’ı seviyorsanız komik bir bölüm, kaçırmayın.
*On beşinci bölümde ekran bağımlılığı konusunu işliyorlar. Bu karantina günlerinde hepimiz ekrana bağımlı olduk çünkü yapacak bir şey yok. Simpsons tarihinin en güzel bölümlerinden biriydi, senaryosuna uğraşıldığı belli, ince ayrıntılar ve esprilerle doluydu.
*On altıncı bölümde Ted Bart’ın mentoru oluyor (bu sezon mentorluk konusunu ne çok işlemişler), en komik bölümlerden biriydi.
*On yedinci bölümde Marge Maggie’yi yuvaya verince boşluğa düşüyor ve bir yerde işe giriyor. Gina Linetti’miz de Marge’ın iş arkadaşı Lauren’i seslendirmiş. ”Eh işte” bir bölümdü.
Bu sezon bol bol Disney şakası var. (”Disney’e geçtik artık sigara içemezsin” gibi, ya da Maggie şeytana dönüştüğünüde vücudundaki 666 işaretinden önce Disney logosunu görüp şok olmaları gibi)
Bir de aile travmaları bu sezon ön plana çıkmış. Burns’ün niye bu kadar duygusuz, mutsuz bir adam olduğunu görüp üzülüyoruz. Homer’ın annesiyle cennette vedalaşması, Flanders’in çocuklarının anne özlemi falan, noluyoruz dedim, hüzün çöktü üstüme.
Virüs umarım Simpson’ları etkilemez diyordum, şimdilik yayın devam edecek gibi duruyor. Kalan bölümler 19 Nisan’da yayımlanmaya başlanacak ve 17 Mayıs’ta sezon bitecek. Son bölümde Cate Blanchett sürprizi varmış. (Blanchett ve seslendirme demişken ufak bir bilgi verelim. Eyes Wide Shut’ın meşhur ayin sahnesinde, kendini feda eden kadını Blanchett seslendiriyormuş. Geçen sene Kubrick’in asistanı açıklamıştı bunu.)
31×18: Sonunda yeni bölüm geldi, kavuştuk. Açılıştaki kara tahta yazısında ”online okul” yazarak gündeme dokundurmuşlar. Bart ve Lisa pek az göründüler. Maggie’nin fakir kız zengin oğlan aşkı gözlerimizi yaşarttı, Homer Spuckler ile dostluk kuruyor, beraber Burns’ü alt ediyorlar…
31×19: Kiliseye genç bir rahip olan Bode geliyor, Lovejoy da hasetleniyor tabii. Marge ve Homer 235424. kez kavga ediyorlar ama birbirlerini anlayıp barışıyorlar, çok sevimliler ya… Bölümün girişi ve ”om’unda (home/ohm) gibi hisset” esprisi komikti. Bart yine geri plandaydı hatta yoktu
Komik ve güzel bölümdü, her karaktere eşit süre tanınmıştı ve bölümün içindeki mesajlar güzeldi. Ayrıca mutfaktaki tablo gösterildiğinde Mr. Bergstrom’un (Sen Lisa Simpson’sın / Lisa’s Substitute 2×19, Dustin Hoffman seslendirmişti hatta, duygusal bir bölümdür izlemenizi tavsiye ederim) fotoğrafının olması çook güzel bir ayrıntıydı. Özellikle ekran görüntüsü aldım bölümden sonra bakmak için. Aradan kaç yıl, kaç sezon geçmiş adamlar unutmamışlar. Böyle ayrıntılara bayılıyorum.
s08 e24 (The Simpsons Spin-Off Showcase)
Fox yönetimi, yayın programındaki boşlukları doldurmak için The Simpsons yapımcılarından yeni diziler yapmalarını istiyor. Bunun üzerine 3 tane spin-off çıkarıyorlar The Simpsons karakterlerinden. Bölüm üçe ayrılmıştı ve bu spin-off projelerini izlettiler bize. Tabii üçü de parodi. Wikipedia’dan baktım ilki (şu sıralar yeniden çevrimi de yayınlandığı için barizdi tabii bu) Magnum P.I., ikincisi My Mother The Car, üçüncüsü ise The Brady Bunch Hour ve Rowan & Martin’s Laugh-In programlarının parodisiymiş. Asıl versiyonlarını izlemiş olanları eğlendirmiş midir bilemiyorum ama beni güldürmedi. Sadece Fox’un neden yeni dizi istediğini belli etmek için programını gösterdiklerinde, programda sadece The Simpsons, Melrose Place ve The X-Files olmasına güldüm.
Siyah karakterleri siyah olmayan birisi seslendirmeyecekmiş artık.
Alex Désert, Carl’ın yeni sesi.
Açılışta müzikal bölümle geleceklermiş. Kristen Bell de konuk.
Homer kaçırılmış, Ned de onu kurtarmaya çalışıyor. Bölüme, Ned’in büyükbabası Şerif Flanders rolünde Timothy Olyphant, Barbra Belfry rolünde Cristin Milioti konuk olmuş.
Wiggum’ın ”bir daha donut yiyemem” dedikten sonra donut yiyeceği ya da Marge’ın Homer’ın metresi olduğunu düşünüp onu tahmin edebileceği Simpsons evreni içinde tahmin edilebilir, klasik güldürü yöntemini kullanan sahnelerdi ama Şerif Flanders’ın aslında ‘kötü’ biri olması başarılı bir ters köşeydi.
Figüran Mel sahnesi de komikti. (Mel’in ‘maçoluk’ yapmasının beklenmesi, toplumun ‘erkeğin’ yapmasını beklediği hareketler vb.)
Bölümde çeşitli mesajlar da vardı. ‘Sahte halk kahramanları’na değinmişler. ‘Başkasını kurtarmak uğruna kendi hayatınızı riske atmayın, herkes kendini kurtarır olan size olur’ tarzı bir ebeveyn nasihati de çıkarılabilir bu bölümden.
Tabii ki kötülerin hepsi ölüyor, mutlu sonla bitiyor bölüm.
Bunu izlemişken eksik kalmasın diye internetten 6. bölümü de izledim.
Bu akşam 21:00’de FX’te yeni bölüm (33. sezon 8. bölüm – Portrait of a Lackey on Fire) yayınlanacakmış bu arada. (Bölümün tekrarı 16 Ocak 2022’de saat 09:00’da ve 10:50’de yayınlanacakmış.)
Bu bölüm, 12. sezondan itibaren dizinin bazı bölümlerini yazmış olan Rob LaZebnik ve oğlu Johnny LaZebnik tarafından yazılmış. Mamma Mia serisinden hatırlanabilecek olan Christine Baranski bölüme (kendisi olarak) konuk olmuş ve ”Dancing Queen”in küçük bir bölümünü seslendirmiş.
Bölümle ilgili bilgiler:
Johnny eşcinselmiş ve bu bölümü yazmanın ”muhteşem ve tatmin edici bir deneyim olduğu kadar bir onur” olduğunu söylemiş.
Michael de Graaf karakterini Victor Garber (Family Law) seslendirmiş. Bu rolü seslendirmenin önemini hissettiğini söylemiş.
Dizide eşcinsel olduğu açıklanan ilk karakter Marge’ın ablası Patty Bouvier (2005 tarihli ”There’s Something About Marrying” adlı bölümde açıklanmış). Smithers’ın eşcinselliği ise ilk başlarda kapalı bir şekilde espri malzemesi yapılıyormuş. 2016’da yayınlanan ”The Burns Cage” bölümünde Smithers’ın eşcinsel olduğu resmi olarak açıklanmış. Bölümün yazarı Rob LaZebnik, bölümü yazarken oğlu Johnny’den ilham almış ve ondan müsaade istemiş. ”Oğluma onu sevdiğimi söylemenin, onun hakkında bir bölüm yazmaktan daha iyi bir yolu var mı” demiş.
Bölümün ismi 2019 yapımı Portrait of a Lady on Fire (Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi) filminin ismine gönderme içeriyor. O film de 18. yüzyılın sonlarında, o dönemin Fransa’sında iki kadının aşkı anlatılıyordu.
Bölümün konusu:
Bay Burns’ün Smithers ile konuşurken salağa yatması, ‘milyarder’ Michael de Graaf adını duyunca birden değişmesi komikti.
Bölüm fena değildi aslında ama olaylar biraz fazla hızlı gelişti. Konu fazla zengin olduğu için her şeyi kısa bir zamana sığdırmakta zorlanmışlar. Keşke her şeyi bir bölüme sıkıştırmasalarmış ya da bölümü iki kısma ayırıp daha iyi bir şekilde işleselermiş diye düşündüm. Bölümün ana mesajı olan ‘çevre kirliliği’, son günlerin popüler filmi ‘Don’t Look Up’ta olduğu gibi absürt bir şekilde sunulmuş.
33. sezon 9. bölüm – Mothers and Other Strangers
Genel olarak sevemediğim ve gereksiz bulduğum bir bölüm oldu ama sonunu güzel bağladılar, gülümsetti. Simpsons’ın bölümleri konu bakımından birbirinden bağımsız olduğu için tam olarak doğru bir tabir olmaz ama ‘doldurma bölüm’ gibiydi. Wiggum ile alakalı kısa ve gereksiz bir sahne bile bu fikrimi doğrular gibi. Geçen bölüm çok fazla tema vardı ve hiçbiri tam olarak işlenememişti. Bu bölüm tam aksi. Duygusal bir bölüm izleyeceğiz sandım ama öyle de olmadı. Bölümü dizinin en tecrübeli isimlerinden biri olan, senarist ekibinin ilk üyelerinden Al Jean yazmış.
Sekiz kez Akademi Ödülleri’nde aday gösterilen ve henüz hiçbirini kazanamamış olan usta aktris Glenn Close ve Crazy Ex-Girlfriend‘deki Rebecca rolüyle tanıdığımız Rachel Bloom konuk olmuş. Fonda, Homer’ın annesi Mona’yı; Bloom, Homer’ın danıştığı terapisti seslendirmiş. İki isim de daha önce aynı rolleriyle diziye konuk olmuşlar aslında. Fonda, ilk kez 1995’te yayınlanan bir bölümde seslendirme yapmış ve (bu bölümle birlikte) 11 bölüme konuk olmuş. Dizide Mona karakterini daha önce iki kişi daha (Maggie Roswell ve Tress MacNeille) seslendirmiş. Bloom da 2017’de yayınlanan ”Springfield Splendor” isimli bölüme Lisa’nın terapisti olarak konuk olmuş.
Benim gibi Bart’ı sevenler için keyifli sekanslar içeren bir bölümdü. Bölümde Bart’ın ofansif şakaları kendine bol bol yer bulmuş. Doğduğu anı, babasını ilk kez sinir edişini; göbek bağını Homer’ın kesmesini bile gördük.
Simpson’ların şu anlamda çağın gerisinde kalmadığını söyleyebiliriz, her bölümde güncel kavramlara değiniyorlar. Son zamanlarda Netflix’e sarmışlar. A Serious Flanders serisi (dizinin kendi evreninde) ”Simpflix” isimli bir platformun içeriğiydi. Bu bölümde de hayvanlar için yapılmış Muttflix isimli bir platform gösteriliyor. Anneler gününde Homer’ın geçmişte yaşadığı bir travma gün yüzüne çıkıyor ve Nutz isimli ücretli bir uygulamadan yardım alıyor. Uygulamanın çalışanlarını sömürdüğü ortaya çıkıyor vb.
Bölümün ismi 1970 yapımı ”Lovers and Other Strangers”a atıfmış. (Filmde ‘Parenthood dizisindeki anne’ Bonnie Bedelia başroldeymiş.)
2021’in son Simpsons bölümü. Ailenin hiç büyümeyen bebeği Maggie’yi odağına alan bu bölümü ben pek sevemedim ve geçen bölüm düşündüklerimin aynısını düşünüyorum (konunun çok dolu olmaması, sakarlıkla alakalı ilkel güldürü sahneleri vb.) IMDb kullanıcılarının benimle aynı fikirde olmadığını (ve hatta sezonun en çok beğenilen ikinci bölümü olduğunu) da ekleyeyim. Güncel puanı önceki iki bölümden (sırasıyla 6.2 ve 6.7) daha yüksek, 235 kişi tarafından oylanmış ve 7.4.
Bölüm Harry Potter göndermeleriyle (seçmen şapka) başlıyor. Sonrasında Fat Tony’nin Maggie’nin vaftiz babası olmak istemesi işleniyor ve bölüm sonlanıyor.
Bölümde The Godfather: Part III (1990-
), Analyze This (1999) ve Shark Tale (2004) gibi Robert De Niro’nun oynadığı ‘mafya’ temalı filmlere atıf yapılıyor. IMDb’de yazdığına göre piyano düşme sahnesi Laurel&Hardy’nin The Music Box filmine göndermeymiş. Tony ve Lisa arasında geçen bir Hristiyanlık-protestanlık muhabbeti ve büyükbabanın ABD’nin 8. başkanı Martin Van Buren (‘OK’ kısaltması hakkında) ile ilgili yaptığı atıf da diğer dikkat çekici kısımlar.
33. sezon 11. bölüm – The Longest Marge
Bu da 2022’nin ilk Simpsons bölümü. Bu bölümle birlikte, Simpson’lar 27 Şubat’a kadar ara verecek. FX, haftaya aynı saatte (pazar 21:00’de) 33. sezonu başa saracak ve yeni sezonun ilk bölümünü (”The Star of the Backstage”) yayınlayacak.
Son bölümlere yaptığım olumsuz eleştirileri yapmayacağım. İzlemesi keyifli, yer yer sesli güldüren bir bölümdü. Sahneleri az olmasına rağmen Bart ve Lisa ikilisinin yer aldığı anlar çok keyifliydi. Konuyu bölüme yayabilmişler, hatta sonu pat diye bitmiş gibi hissettim, zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
Bu bölüme, 31. sezonun 1. bölümüne konuk olan John Mulaney konuk olmuş. O bölümde ”Homer internette yayıncı olmak istiyor, o yayın yaparken Bart muzırlık yapayım diyor babasına saldırıyor, viral oluyorlar”dı. Warburton Parker da onların marka uzmanı oluyordu.
Bu bölümde Bay Burns satışları azalan içki markası için yeni bir yüz arıyor. Springfield’ın futbolcularından Grayson Mathers (Beck Bennett) ilgisini çekiyor ve onu reklam yüzü yapıyor. Bay Burns onun için bir baba figürü olurken Marge da Grayson’ı sahipleniyor ve ona evini açarak bir anne figürü oluyor, onu düzensiz yaşamından kurtarmaya çalışıyor (bu kısım da bana ”The Blind Side”ı çağrıştırdı). Burns ve Marge arasındaki rekabet de bölümün çatışmasını oluşturuyor. (IMDb’deki bilgiye göre Burns ve Marge’ın kavgası Marriage Story filminin meşhur kavga sahnesine göndermeymiş. Burns evin duvarını yumrukluyor, bölümü izlerken hiç dikkatimi çekmemişti.)
Spor gibi meslek dallarındaki eğitimsiz ama zengin insanları hicvetmişler. Amerika’da çok sık gördüğümüz (ilk aklıma gelen ”Jerry Maguire (1996)”, ”Mr. Deeds (2002)”) spor menajerlerine, çocuğunu küçüklüğünden itibaren sömüren ilgisiz ailelere ve sosyal medya fenomenlerine de şöyle bir dokundurmuşlar.
Bölümün adı Bart ağırlıklı bir bölüm olacağı izlenimini verse de bölümün yıldızları Grampa ve bölümün açılışında tam anlamıyla ‘babasının oğlu’ (ve ilk evcil hayvanı) olduğunu gördüğümüz Homer.
Son derece rahatsız edici ve güncel bir konu (aşırı didaktikleşmediği anlarda) güzel bir şekilde işlenmişti. Restoranda halisünasyon gördükleri sahneyi beğenmedim, biraz alakasız kaçtı ve bölümden koptum. Bu sahnede ”Gravity Falls”tan Alex Hirsch (Bill Cipher karakteriyle) konuk olmuş.
(Homer’ın rüyasında) Grampa’nın Homer’a (daha doğrusu Homer’lara) bıraktığı vasiyetin açıklandığı sahne Knives Out (Bıçaklar Çekildi) filmine referansmış. Zaten bölümün ilerleyen dakikalarında Homer’ın farkında olmadan bıçak satan bir saadet zincirine katıldığı anlaşılıyor, sahne geçişlerinde bıçak kullanılıyor vb.
Bölümün sonu bende farklı duygular uyandırdı. ‘Her şeye rağmen umut vardır’ tadında bir kapanış yapacaklar derken mektubu Grampa’nın yolladığını öğrendik, güzel ters köşeydi. Sevdim. Çok bayıldığım bir bölüm olmadı ama yukarıda yazdıklarım gibi güzel anları vardı.
Geleneksel (2. sezondan bu yana hazırlanan) ”Cadılar Bayramı” bölümlerinin 32. ve şimdilik son sürümü.
İlk bölüm ”Barti” bir ”Bambi” parodisi. Disney’in ebeveynleri öldürmesi ve çocukları ağlatması hicvediliyor ve bu durum tersine çevriliyor. Açılış bölümü olduğu için çok kısa sürüyor zaten.
İkinci bölüm ”The Side of Parasite”, 4 Oscar ödüllü ”Parasite” filminin bir parodisi. İlk dakikaları çok hoşuma gitti ve güldürdü ama devamını sevmedim. Üstüne düşünülmüş bir bölüm değildi, yer yer abartılıydı. Birine ”Parasite” parodisi yaz deseniz, filmin çağrıştırdığı kavramlarla aşağı yukarı böyle bir şey çıkardı muhtemelen.
Üçüncü bölüm ”Nightmare on Elm Tree”, Bart’ın anlattığı bir korku hikayesiyle başlıyor. Bölüm, adını Wes Craven’ın meşhur klasiği ”A Nightmare of the Elm Street”ten alıyor ancak içerik olarak bariz bir gönderme yok. En sevmediğim bölüm bu oldu. Arada birkaç espri tebessüm ettirdi ama bölüm ne anlatmak istedi, ne anlattı bilmiyorum.
Dördüncü bölüm ”The Telltale Bart”, (korku filmlerinin unutulmaz oyuncusu) Vincent Price‘ın Maggie’ye okuduğu bir şiirden oluşuyor. Çizimler hakikaten korkutucuydu, Creepypasta’dan fırlamış gibiydi.
Bart’ın kara tahtaya bir şeyler yazdığını görüyoruz. Son sezonlarda Bart’ın kara tahta yazıları her bölümde değil, sezonun birkaç bölümünde yer alıyormuş. Örneğin 27. sezonun ilk 12 bölümünde kara tahta yazısı yokmuş. 32. sezonda bu sahne kendine yalnızca 3 kere yer bulabilmiş. Bu sezonun şimdiye kadar yayınlanmış bölümlerinde kara tahta yazısının yer aldığı tek bölüm bu. Tahtada ”I hate rhyming couplets (Kafiyeli beyitlerden nefret ediyorum)” yazıyormuş.
Bölümde ayrıca ”Bart the Lover” bölümüne bir atıf yapılıyor. Yine bir modernleştirme yapılarak Bart’ın öğretmeni Edna’yı Tinder aracılığıyla kandırdığı gösteriliyor. Nil Karaibrahimgil’in, hikayesini bu bölümden alan ”Yalnız Kalpler de Atarlar” şarkısını çok seven biri olarak bu göndermeye bayıldım.
Beşinci bölüm ”Dead Ringer”, bir ”The Ring” parodisi. En sevdiğim bölüm bu oldu. Sherri ve Theri’nin doğum günü partisinde çocuklar bir TikTok videosu izliyor ve videoyu izledikten 7 gün sonra ölüyorlar. Lisa, o partiye çağırılmadığını öğreniyor ve sonrasında bu videonun peşine düşüyor.
Bölüm, serinin ikonik isimleri Kang ve Kodos ile sonlanıyor. Bölümün sonunda ”şşt” yerine bir çığlık sesi duyuyoruz (bu ilk sezonlardan beri olan bir durummuş).
Sevmediğim ve sıkıcı bulduğum bir bölüm oldu.
Bölüm adını Sidney Pollack’ın meşhur ”The Way We Were (Bulunduğumuz Yol)” filminden alıyor. Bölümün sonunda aynı adlı şarkı söyleniyor ve Moe ”şarkı güzel ama film berbat” diyor (Moe seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım).
Bölümün iki konusu var.
Bart’ın meşhur repliği ”Ay caramba!”yı bu bölümün açılış sahnesinde duyuyoruz.
Diğer yorumlarımda da belirttiğim üzere Simpsons ekibi kendini güncel tutan bir ekip. Bu bölümde de bir ”app eleştirisi” yapılıyor ve ”ben robot değilim” testleri alaya alınıyor (Lisa’nın sahnelerine çok güldüm).
Mahalle sakinlerinin Simpson’ları topa tuttuğu sahnede de çok güldüm: ”Bu çocuğun (Bart’ın) poposunu aydan daha fazla gördüm ve ben astronomum.”
Homer ve Marge’ın seviştiği sahnede Disney’e taş atılmış. Yorganın altına girmeden önce ”Hadi Disney Plus’tan HBO Max’e geçelim” diyorlar.
Bir sahnede Moe, Maya’ya mutluluklarının Henry Winkler‘ın kariyeri gibi sonsuza dek sürmesini istediğini söylüyor ve ”Happy Days” dizisinde Fonzie karakterinin su kayağı yaparken bir köpek balığının üzerinden atlamasına atıf yapıyor-muş. Ayrıca Moe sinirlenip aynayı kırınca aynadaki kötü kalpli yansıması onun yedi yıl boyunca kötü şansla yaşayacağına dair batıl inanışı dile getiriyor.
Bölüme kendisi olarak müzisyen Trey Anastasio, Ruth Powers rolüyle Pamela Reed konuk olmuş. Moe’nun sevgilisi Maya’yı ise dizinin kemik seslendirme kadrosundan Tress MacNeille seslendirmiş.
Simpson’lar bu hafta karşımıza ‘beden olumlama’ temalı bir bölümle çıkıyor. İçerdiği mesajlar hoş olsa da bu mesajların açık anlatımla sunulması ve bu durumun bölümü fazla didaktikleştirmesi yüzünden yine çok bayılmadığım bir bölüm oldu ama hakkını yemek istemem. Sezonun (geçen bölüm gibi) doldurma bölümlerinden çok daha başarılıydı, orası ayrı konu.
Bölümün sonunda bir hipnoterapi seansına katılıyorlar. Bu durumun aslında ebeveynden çocuğa aktarılan bir döngü olduğu gösteriliyor. Annesi, Marge’ın saçları için ”uzun saç sade hatlarını tamamlıyor” demiş ve ”plain (sade)” kelimesi zihninde yer etmiş. Marge’ın o ikonik saç şeklinin uzun olmasının sebebi buymuş yani.
Ustası olduğum bir alan olduğundan değil ama Lisa’nın kilolu halinin çizimini beğenmedim. Bart’ın aldığı kilolar daha iyi yansıtılmışken Lisa göbeği dışında her zamanki hali gibiydi ve hamile gibi çizilmişti. Bir de verilmek istenen mesajlardan biri kilo alan erkek çocuğu (avantaj) vs. kız çocuğuysa (dezavantaj) bu mesaja da katılmıyorum. Maalesef çocuklara yapılan kilo baskısı cinsiyet fark etmeksizin zarar verici olabiliyor (çocuk belli bir kilonun üzerindeyse ve bu sağlığına etki ediyorsa yönlendirilebilir ama burada mevzu bahis haddi olmayan kişilerin zorbalığa varan yorumları).
Genelde işleri batıran kişi olan Homer’ı bu bölümde (Selma ve Patty’nin de yardımıyla) her şeyi toparlayan kişi olarak görmek keyifliydi. Şirkette herkese bilmeden enfeksiyon bulaştırdığı sahnede aklıma pandemi dönemi geldi ve tebessüm ettim.
Pozitif bir mesajla biten bölümün sonunda, herkesin zihnindeki kelimeyi görmemiz de anlamlıydı.
Disney+ dizinin Türkçe dublajını yaptırmaya başlamış. (Orijinal versiyonda Cristin Milioti tarafından seslendirilen Barb karakterinin de listede olmasından hareketle) Seslendirmeye 33. sezondan (yani güncel bölümlerden) başlamışlar. Sondan başlayarak ilk sezonlara kadar dublaj yapılır diye tahmin ediyorum.
Simpson’ların ilk Türkçe dublajı daha önce 90’larda Cine5 ve Show TV yayınları için yapılmış (YouTube’ta üç dakikalık bir kesit var). 2007’deki sinema filmi için de Türkçe dublaj yapılmıştı.
– Homer: Barış Özgenç (Cine5 ve Show TV yayınlarında Engin Alkan, sinema filminde Ali Poyrazoğlu seslendirmiş)
– Marge: Özlem Abacı (Cine5 yayınında Nalan Yavuz, sinema filminde Gülen Karaman seslendirmiş)
– Bart: Sema Kahriman (Cine5 yayınında ve sinema filminde Figen Evren seslendirmiş)
– Lisa: Yasemin Ertorun (Cine5 yayınında Nazan Diper, sinema filminde Özge Çatıkkaş seslendirmiş)
Kaynak(lar): Seslendirme Kadroları ve Vikipedi
Kerry Washington: Rayshelle Peyton
Bart’ın yeni öğretmeni.
Diziyle ilgili son gelişmeler:
– The Weeknd, dizinin 20 Mart’ta yayınlanan ”Bart the Cool Kid” bölümüne konuk oldu. İki karakteri (Bart’ın arkadaşı Orion Hughes ve babası Darius) seslendiren şarkıcı, diziyle yaşıtmış ve yapımda yer aldığı için gurur duyduğunu söylemiş.
– Dizinin 10 Nisan’da yayınlanan ”The Sound of Bleeding Gums” bölümünde ilk kez işitme engelli bir karakter yer aldı. Bölüm, Lisa’nın Monk Murphy (Lisa’nın idolü olan merhum caz müzisyeni Bleeding Gums Murphy’nin işitme engelli oğlu) ile tanışmasına odaklandı.
– Ülkemizde 14 Haziran’da yayın hayatına başlayacak olan Disney+’ın tanıtım yüzlerinden biri (Iron Man, Loki, Darth Vader, Cruella, Free Guy, Encanto’dan Mirabel… gibi birçok isimle beraber) Bart Simpson oldu. ”Geliyorlar” yazısının üstünde Bart’ın neşeli bir şekilde zıpladığı bir görsel yer alıyor.
@lukedanes_jakeperalta Bunların tümünü şu tip bir kısa yazıyla paylaşsana.
@dkamoy Fikir için çok teşekkür ederim. Şimdi derlemeye başladım, gün içinde göndermiş olurum.
Rogue Not Quite One: 4 Mayıs
Season 35 Trailer
”Dizi ve içerikleriyle geçmişte adından sık söz ettiren CNBC-e’de Simpsons animasyon dizisi de baştan sona ekranlara gelecek. Kanal yayın hayatına Haziran ayı ortalarında başlayacak.”
Kaynak: B Yüzü
Danny DeVito, Herb için dönüyor.
Disney+’a özel 4 bölüm gelecek.
İki bölüm Noel temalı ve 17 Aralık’ta yayınlanacak. Diğer ikisi de önümüzdeki aylarda. Ayrıca Cadılar Bayramı temalı bir kısa film gelecek, o da Disney+.