The White Lotus — Tanıtım
68 yorum aytackara 17 Ağustos 2021 08:51
HBO kanalı 11 Temmuz’da ekranı ve izleyiciyi “The White Lotus” adlı yeni bir dizi projesiyle buluşturdu. Komedi-drama türündeki dizi, 6 bölümlük sezonunu kısa süre önce tamamladı.
The White Lotus’u kanalın Enlightened dizisini de hazırlayan Mike White (Pitch Perfect 3, Dawson’s Creek, Freaks and Geeks) hazırlarken kadrosunda Murray Bartlett, Connie Britton, Jennifer Coolidge, Alexandra Daddario, Jake Lacy, Brittany O’Grady, Sydney Sweeney, Steve Zahn, Fred Hechinger, Natasha Rothwell, Molly Shannon, Jolene Purdy, Lukas Gage gibi isimler bulunuyor.
Not: Ekim 2020’de kanaldan resmi onay alan ve kadrosu açıklanan projenin çekimleri yıl bitmeden karantina koşulları içerisinde Hawaii’de yapıldı. The White Lotus’un bölümleri ülkemizde Bein Connect bünyesinde bulunuyor.
Not 2: The White Lotus, mini dizi olarak başlasa da mini kalmadı ve 2. sezon onayı aldı. Antolojiye evrilen dizinin gelecek sezonunun yeni bir lokasyonda ve farklı bir kadroyla geri dönmesi bekleniyor. İlk sezonun kadrosundaki isimlerden az da olsa bazısının geri dönüp dönmeyeceği ise şimdilik belli değil.
Konusu:
The White Lotus dizisini ana karakterlerden Shane’le açıyoruz. Tatil için çıktığı seyahatten geri dönmek üzere uçağını bekleyen Shane’in yanındaki bir çiftin açtığı muhabbet sayesinde onun kaldığı otelde bir kişinin öldürüldüğünü öğreniyoruz. Ardından da bir hafta geriye dönülüyor ve asıl hikaye başlıyor. Hawaii’de bir ada üzerine kurulu bu lüks otele gelen konukların ve otel çalışanlarının bir haftalık süre içerisinde başından geçenler anlatılıyor.
Dışarıdan mükemmel görünen, güler yüzlü çalışanlara sahipmiş gibi duran The White Lotus’ta günler geçtikçe tatil tabii ki hiç kimse için huzurlu bir şekilde ilerlemiyor ve gerilim içten içe yavaş yavaş tırmanıyor.
Önemli Karakterler:
Konuklar:
- Nicole Mossbacher (Connie Britton): Bir arama motorunun mali işler müdürü. Hem tatil yapıyor hem de gerektiğinde Zoom görüşmeleriyle toplantılarını idare ediyor. Kendiyle ve işiyle daha fazla ilgili olan bir anne.
- Mark Mossbacher (Fred Hechinger): Nicole’ün eşi. O da güya kendi sağlığını ilgilendiren bir krizin içinde.
- Olivia Mossbacher (Sydney Sweeney): Nicole ve Mark’ın çevresinde olup biten neredeyse her şeye karşı alaycı bir tavır takınan genç kızları. Üniversite 2. sınıf öğrencisi.
- Quinn Mossbacher (Steve Zahn): Nicole ve Mark’ın sosyal açıdan biraz tuhaf olan ergen oğulları. Tatili telefonda ve iPad’de geçirmeye meyilli.
- Paula (Brittany O’Grady): Olivia’nın üniversiteden yakın arkadaşı. Tatile birlikte geliyorlar ve günün çoğunu birlikte geçiriyorlar.
- Tanya McQuoid (Jennifer Coolidge): Bir süre öncesinde annesini kaybetmiş, dolayısıyla canı sıkkın durumda. Zengin bir iş kadını. Hem tatil yapmak hem de annesinin küllerini dökmek için otele geliyor.
- Rachel Patton (Alexandra Daddario): Gelir düzeyi kendisinden oldukça yüksek olan Shane’le yeni evlenmiş. Balayı için birlikte otele geliyorlar. Mesleğinde ilerlemek isteyen genç bir gazeteci.
- Shane Patton (Jake Lacy): Zenginliğinin asıl kaynağı ailesi olan bir emlakçı. Kibirli, patavatsız ve hatta çekilmez denebilecek bir insan. Armond’un başının en büyük belası.
Çalışanlar:
- Armond (Murray Bartlett): Otelin melek yüzlü şeytan yöneticisi. Misafirleri idare etmek ve sorunları çözmek için her türlü yalanı gözü kırpmadan söylemekten çekinmiyor. 5 yıldır temiz olan eski bir uyuşturucu bağımlısı.
- Belinda (Natasha Rothwell): Otelin spa bölümünün görevlisi. Özellikle Tanya için vazgeçilmez olmaya başlıyor.
- Dillon (Lukas Gage): Armond’un kendisinden istediği çeşitli işlerle ilgilenen, hafiften saf bir personel.
“Kim öldü / Kim öldürdü?” dizileri oldum olası ilgimi çeker. HBO usulü ekrana gelen The White Lotus, kadrosunun da cazip olmasıyla başladığım bir dizi oldu. Sezonun 6 bölüm olması ve lüks bir tatil mekanında geçmesiyle görsel zenginlik sağlaması da işime yaradı.
Dizi, her biri kendince işlevsiz bir grup insanı bir araya getirerek yola çıkıyor ve benim ‘rahatsız edici sessizlik’ demeyi tercih ettiğim bir dinamikle ilerliyorlar. Asıl gizem sezon finalinde çözülse de “Kim patlayacak?!” sorusunun da merakımı beslediğini söyleyebilirim. Bu yüzden kimin öldüğünden ziyade kimin öldürdüğünü daha fazla merak ettim. Elbette uzattıklarını veya abarttıklarını düşündüğüm anlar olsa da sezon finalinde geldiğimiz noktada ölen-öldüren dengesi beni memnun etti, bununla (da) olur. Devamında düzgün bir kapanış yaptılar hem.
Karakterlerden Tanya ve dolayısıyla Jennifer Coolidge kendisini en konuşturan oldu gördüğüm kadarıyla. Hatta kimilerine göre kariyer performansı vermiş durumda. Bu nedenle o vakte kadar etkisi geçmezse Emmy’de de görebileceğimiz düşüncesindeyim. Zira kendisi de benim bu grup içinde en hoşuma giden karakter/oyuncu oldu. Shane (Jake Lacy) odunluğuyla, Armond (Murray Bartlett) ise bulunduğu konum itibarıyla konukları idare ediş biçimiyle sezonun öne çıkan diğer isimlerinden oldular.
İkinci sezonda farklı bir mekanla ve kadroyla yola devam edeceklerini açıkladılar. Eski kadrodan bazı isimlerin yer alma ihtimali de bulunuyor ki tanıdık bir-iki kişinin görünmesi iyi de olabilir hani. Gerisini kendileri bilir artık. The White Lotus dizisi ilk sezon itibarıyla böyle. Deneyeceklere iyi seyirler.
yorumlar
1. Sezon
Geçen yılın en iyilerinden biriydi. Tek sezonda kalmaması da isabet olmuş. O meşhur jenerik müziğini tesadüfen tekrar duyunca iki cümle karalamak istedim.
Jenerikten görüntü yönetimine, performanslardan müziklere kadar kusursuza yakın bir yapım olmuş. 6 bölümden oluşması ve durgun hikayeyi kıvamında bir tempoyla yansıtmaları bence ekibin ve dizinin en pozitif yanıydı.
Kadro ışıl ışıldı. Saçlarını izlemekten kendine pek odaklanamadığım Connie Britton’ın her zamanki gibi nefis olduğunu yazmam gerekiyor. Şu kadını artık herhangi bir ödül töreninde aday olarak değil de kazanan olarak görmek istiyorum. Ama asıl yıldız “milf” kavramına hayat vermiş Jennifer Coolidge’di. Asla yormayan ve ekrana bakmaktan da kendimi alıkoyamadığım bir aurası var bu kadının. Tam kendine göre leziz etli butlu bir karaktere can vermiş. Bayıldım.
Meksika filtresiyle çekilmiş bu işi kaçırmayın derim. 8,5 / 10
Çok farklı seslerden çok farklı uçlarda yorumlar geldiği için izledim diziyi. Yoksa aslında ilgimi çekmiyordu ne yalan söyleyeyim.
İzlediğime pişman değilim ama izlemesem pek de bir şey kaçırmazmışım düşüncesindeyim. Bazı çekimler ve dizinin geneline yayılan o müthiş sinir bozucu fon müzikleri bu dizinin elini güçlendirmiş o kadar. Yoksa oyunculuktu, hikayeydi tıs.
Boğazımdan zorla ittirmezseniz 2. sezona bakmam.
Jennifer Coolidge‘in dönüşünü bir tur daha doğruladılar.
First Look / S2
The White Lotus: Blossom Circle – Official Promo
Fragman
Poster
Özlemişim
– Gözümü açtıktan sonra gördüğüm ilk şey Theo James’ti, trending topic olmuş:
https://twitter.com/jedaltemus/status/1586903663087419396
++
* Dörtlü arkadaş grubunda diğer ikilinin gizli ilişkisi var mı diye aklımdan geçirdim ama olacaksa dahi şimdilik o aşamada değiller.
* Tanya sezon sonuna kadar kocasını boşayabilir mi? Tam tersi de olur.
* Tanya’nın asistanı ile o genç çocuk yakışabilirler. Olmadı eskort kızın arkadaşı da olabilir. Otel personelini nereye bağlayacaklarını kendileri bilir. Ortaya bir Armond çıkmaz ama müdür de gıcıklığıyla dolanır zaten.
* “Birden fazla ölü”yü nereye bağlayacaklar bakalım, işin ucu bir sürü cinayete bağlanırsa daha tatlı olur da sahilin ortasında nasıl becermişlerdir bilemedim.
Bu bölüm diğerlerine göre beklentimi daha çok karşıladı.
Dominic’le başladı, Cameron’la devam etti, oradan da saksoyu sayarsak Albie’ye geçti. Next? İşinin/amacının bu olduğunun farkındayım, o ayrı.
– Tanya’yı bu sezonda daha pasif kullandıklarını düşünüyordum ama kocası olacak heriften biraz kurtulup başka karakterlerle etkileşime geçince açıldı. O işin sonu nereye varır bilemedim tabii.
– Albie’yi göz ardı etmek gibi olmasın ama Jack ve Portia’nın yakıştığını inkar edemem. Leo Woodall‘ı Vampire Academy’de 2 bölüm izlemiştim. Çok geçmeden burada devam eder olduk.
– Bu sezonun gerginliğini malum dörtlü veriyor bana. Hangi noktada nasıl patlayacaklarını düşünüyorum. Özellikle de Ethan’ın.
İki bölümdür olanlardan memnunum. Dizi kendini bulmaya başladı. Bu bölümün sonu beklemediğim yerden geldi ^.^
– Tanya’nın etrafındaki gaylerden bir şey çıkacağı belliydi de benim aklımda tam olarak bu yoktu. Aşık olduğun Wyoming’li kovboy, Tanya’nın kocası mı – derdin ne ayol senin? Tanya’yı kandırmaya çalıştıkları belli de dertleri belli değil. Bu da eskort o zaman?
– TVLine yorumlarını görünce dikkatimi çekti, Daphne’nin çocuklarının bir ya da ikisinin bahsettiği sarışın PT’den olabileceğini söylemişler. Mantıksız gelmedi.
– Cameron açıktan Harper’a yürümeye başladığına göre bu işin sonu Ethan’ın dahil olmasıyla mı yoksa olay çıkarmasıyla bitecek?
– Albie, tatlım, seni üzerler.
205, dizinin en yüksek reytingli bölümü olmuş.
Sezon finali 80 dk. gözüküyor.
Tatmin edici bir kapanış olmuş. Aklımda belli çapta bir şeyler vardı ama üstüne çıktılar.
– Gider ayak Portia ile Albie’yi denk getirmeleri bir bakıma fena olmadı, Lucia ile Albie’nin olmayacağı bağırıyordu. Yalnız Portia hem Tanya’nın nerede olduğunun üstüne gitmedi (Albie yattaki ölülerden bahsetti sonuçta) hem de uçağın vakti geldi diye bindi gitti Ethan ile Daphne arasında da bir şeyler oldu gibi gösterdiler ama tam vermedikleri için ben oldu farz edeceğim ^.^
2. sezondaki iki şahıs sevgili olabilir.
– Gelecek Emmy’de mini dizide değil drama kısmında yarışacakmış.
– Gelecek sezon için Tokyo dedikodusu dolaşıyor.
Ben bunun 2. sezonunu yeni izledim ve kesinlikle 2>1 diyorum. Bir de şurada @aytackara’ya katılmayı unutmuşum, drama değil bu.
3. sezon Tayland‘da.
TVLine, Connie Britton 3 için dönmüyor diye haber yapmış.
Jennifer Coolidge, Emmy’de yardımcı kadında.
Grev nedeniyle 2024‘e kalabilirmiş.
sicilyada geçen dizi izleyesim geldi derken bu çıktı karşıma. ikinci sezonunu atlaya atlaya izledim. ilk sezon da sıkıcıydı bu sezon da bir benzeri olmuş. bu dizi nasıl bu kadar popüler oldu anlamadım. ama gördüklerim tatmin etti en azından adaya dair. az daha fazlasını görseydik hayır demezdim.
Bu da 2025 kervanından. Çünkü neden olmasın.
Ayrıca takvim olarak ilk ikisinin öncesinde geçecekmiş.
13 karakter için oyuncu seçimleri başlamış. Çekimlerin Şubat ayında başlaması planlanıyormuş.
Meghann Fahy ve Leo Woodall cidden sevgili.
Gossip blogger DeuxMoi, Harry Styles iddiasında bulunmuş 3. sezon için.
…iki sezonuyla birden 29 Aralık‘ta BluTV’de.
Leslie Bibb, Jason Isaacs, Michelle Monaghan, Parker Posey, Dom Hetrakul & Tayme Thapthimthong
+Carrie Coon
@ozgun14 Ondan sonra böyle oluyor işte.
* Rosamund Pike diyollağ.
* Walton Goggins, Woody Harrelson, Patrick Schwarzenegger ve Aimee Lou Wood da diyollağ.
GQ’nun haberinde Coon, Posey, Monaghan, Isaac’in isimleri de var bu arada.
bir şey olmaz ya de mi olmaz bence olmaz yani inş. yoksa hoş olmaz.
++Miloš Biković (“Serf,” “South Wind”), Christian Friedel (“Zone of Interest,” “Babylon Berlin”), Morgana O’Reilly (“Mean Mums,” “Housebound”), Lek Patravadi (“In Family We Trust,” “Nang Nuan”), Shalini Peiris (“The Ark,” “The Danny & Mick Show”)
Walton Goggins (Justified),
Sarah Catherine Hook (First Kill, Impeachment: ACS),
Sam Nivola (Maestro),
Patrick Schwarzenegger (Gen V, The Staircase), and
Aimee Lou Wood (Sex Education)
++
Arnas Fedaravicius, Francesca Corney & Nicholas Duvernay
Ukrayna Kültür Bakanlığı, Rusya’yı destekleyen Miloš Biković’i kadroya almaları konusunda HBO’yu eleştiren bir açıklama yapmıştı. Tartışmayı göze almak istemediler muhtemelen, adam kadrodan ayrılmış.
Yerine Shadow and Bone’s Julian Kostov gelmiş.
+Scott Glenn
Masmalum şahıs 3’te yokum demiş.
+Blackpink’s Lisa
Francesca Corney: Out
Charlotte Le Bon: In
New luxuries await you in Thailand.
https://x.com/BluTV/status/1832041569974694221
Tamam tamam, herkes yiyor, sen de ye ekmeğini.
* 2025’in başlarında dönüyormuş.
* 4’e niyetliler.
Poster
Fragman da geliyor 45 dk.ya falan.
Season 3 | Official Teaser
BluTV, altyazılı versiyon.