Lifetime’ın bu yaz başlayan yeni draması UnReal’in tanıtımına hoş geldiniz.
KÜNYE
Tür: Drama
Sezon – Bölüm Sayısı: 1 Sezon – 10 Bölüm
Onay Durumu: 2. sezon onayı aldı.
Mutfaktakiler: Marti Noxon, Sarah Gertrude Shapiro, Robert M. Sertner, Jason Neese
Yayınlandığı Kanal: Lifetime
Wikipedia – IMDB – Resmi Site – Twitter – Facebook
KONU
Dizinin merkezinde Everlasting isimli The Bachelor tarzı bir reality şov var. Şov, bir flörtleşme yarışması. Yarışmanın yardımcı yapımcısı (yarışmacı kızların bir bölümünden sorumlu personel) olarak çalışan kahramanımız Rachel Goldberg, şovun yapımcısını memnun edebilmek için işe gereğinden biraz fazla dahil olunca olaylar gelişiyor.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR

Rachel
Rachel Goldberg (Shiri Appleby):
Dizinin ana karakteri. Patronları Quinn ve Chet’i memnun etmeye çalışırken şovun akışına fazlaca dahil olan yardımcı yapımcı. Psikolojik sorunları var. Geçen sezon şovun finalini az daha berbat ediyorken, yaptıkları reytinge fayda sağlayınca ikinci bir şans elde etmiş. Entrika konusunda kimse eline su dökemez ve mükemmel bir manipülatif.
Karakteri, Roswell ve Life Unexpected dizilerinden hatırladığımız Shiri Appleby canlandırıyor.

Quinn
Quinn (Constance Zimmer):
Rachel’ın patronu, şovun ana yapımcısı (ana kumandası). Şovun patronu Chet’in metresi. En az Rachel kadar manipülatif; ama ondan daha acımasız. Şov, onun için her şeyden daha önemli.

Chet
Chet (Craig Bierko):
Şovun patronu. Evli, çapkın, uyuşturucu müptelası. Uzun yıllardır Quinn ile bir ilişkisi var. Şov, onun için 2. planda. Onun için asıl önemli olan zevkleri.

Jeremy – Jay – Shia
Jeremy (Josh Kelly):
Şovun kıdemli kameramanı. Rachel ile arasında eski bir dava var.
Şovun tıpkı Rachel gibi 3 yardımcı yapımcısından biri. Her yardımcı yapımcının olduğu gibi onun da ilgilendiği ve kazanması için desteklediği adaylar var. Eşcinsel.
Shia (Aline Elasmar):
Şovun bir diğer yardımcı yapımcısı.

Adam
Adam (Freddie Stroma):
Şovun beyaz atlı prensi. İngiliz bir soylu. Tam bir Don Juan. Babası ile arası bozuk olan Adam’ın şova katılma amacı, kendi ayakları üzerinde durabileceğini babasına ispatlamak ve magazindeki kendisine dair kötü imajı düzeltmek.

Mary
Mary (Ashley Scott):
Şovun prenseslerinden. Yalnız bir anne. Quinn’in favori adaylarından biri.
Aktrisi Jericho dizisinden hatırlayabilirsiniz.

Britney
Britney (Arielle Kebbel):
Şovun prenseslerinden. Yarışma başlar başlamaz kendini ön plana çıkarmaya çalışan isimlerden biri. Kavga ve gürültüden hoşlanan, öncelikli amacı Adam’ın kalbini çalmak değil yüzünü milyonlara tanıtmak olan bir kişi. Quinn’in favorilerinden.
Ballers, The Vampire Diaries, 90210 gibi dizilerden hatırlayacağımız Arielle Kebbel karaktere hayat veriyor.

Anna – Faith- Grace
Anna (Johanna Braddy):
Şovun prenseslerinden. Duygusal, zeki, güzel. Bu tarz şovlar için farklı bir kombinasyon. Adam’ın favorilerinden ve Grace ile yoğun bir rekabet halinde.
Karakteri, ABC’nin 27 Eylül’de başlayacak Bollywood yıldızı Priyanka Chopra‘nın başrolde olduğu yeni dizisi Quantico‘da da izleme fırsatı yakalayacağımız Johanna Braddy canlandırıyor.
Faith (Breeda Wool):
Şovun prenseslerinden. Teksas’lı ve oldukça doğal. Başkaları tarafından şovu kazanmasına hiç şans verilmese de Adam’ın çevresinde bulunmasından hoşlandığı birisi.
Grace (Nathalie Kelley):
Şovun prenseslerinden. Model, seksi, hırslı, Latin olmasıyla da öne çıkıyor. Şov için herkesin favorisi. Adam’ın bir diğer favorisi. Anna ile yoğun bir rekabet halinde.

Shamiqua – Athena
Shamiqua (Christie Laing):
Şovun prenseslerinden. Güzel, zeki ve kültürlü biri. Şov için kendini şekilden şekile sokmak ona göre değil. Yine de barındırdığı özellikler ile bu tarz bir yarışma için biçilmiş kaftan. Yarışma başlar başlamaz çoğu kişinin favorilerinden biri.
Arrow‘dan hatırlayabileceğiniz Christie Laing karakteri canlandıran isim.
Athena (Natasha Burnett):
Şovun prenseslerinden biri. Shamiqua’nın tam tersi özelliklere sahip. Pek de zeki olmayan, kültürsüz, kaba saba, görgüsüz bir tip. Şov için kendini her şekle de sokabilecek biri. Kavgacı bir karaktere sahip.
YAZARIN NOTU
Bir reality şovun kamera arkası, entrikalar, manipülasyonlar, bolca atraksiyon ve güzel kızlar… Eee daha ne olsun? Genel olarak kadınlara yönelik ve pembeye yakın içerikli yayın yapan kablolu kanal Lifetime çeker de hiç heyecan eksik olur mu zaten? Farklı konusu da dizinin en önemli artısı tabii ki. Kamera arkasındaki olayları anlatması sebebiyle 2007 yapımı Eva Mendes filmi Live‘ı da anımsatmıyor değil hani. Karakterlerin tamamının da kendini kolayca sevdirdiğini söylemek lazım ayrıca.
Diziye 2. bir Jane The Virgin vakası diyebiliriz. Yanlış anlaşılmasın, konusu itibarıyla falan değil; reytingler ve yarattığı etki itibarıyla. Tıpkı Jane The Virgin gibi yüksek reytingler almamasına rağmen sosyal medyadan ve eleştirmenlerden tam not alan, bu yolla kanalın bolca konuşulan bir dizisi olmayı başaran UnReal; 40’ar dakikalık 10 bölümden oluşan 1. sezonu ile yaz dönemi için ilaç gibi geldi yabancı dizi severlere.
Hazır 2. sezon onayı da almışken; yazın kafa dağıtmalık, keyifli vakit geçirmelik hoş bir dizi sizlere! Haydi izlemeye!
FRAGMAN
https://www.youtube.com/watch?v=n3IjmQiB8wc
yorumlar
S03E05
Çok şey istiyorum biliyorum ama yine de bu sezonun finalinde Serena’nın Owen’ı seçmesini ve Owen’ın Serena’yı reddetmesini istiyorum. Bu sezon için en ideal son bu olur bence.
Sondaki şarkı hoşuma gitti.
Son iki-üç dakikasına özellikle bayıldım.
Haftaya çift bölümle sezonu bitiriyormuş.
9. bölümü sevdim, 10. bölüme itirazım yok. Dizi finali gibi sezon finali yapmışlar. Gelecek sezon geldiğinde görüşürüz.
Rakipsiz bir şekilde bu sezonun en çok sevdiğim bölümü oldu.
Season 4 Promo
Ne çabuk geldi diyere tıklamıştım, meğerse sezon finalinin yayınlandığı gün paylamışlar fragmanı.
Sonbahar içerisinde de bu gelsin o zaman. Gördüklerimi hem sevdim hem de Bachelor in Paradise’ı nasıl yansıtacaklar merak ediyorum.
3. sezonu bitirdim. İyi ki biriktirmişim, peş peşe çok güzel aktı gitti. İlk iki sezondaki formatı beğensem de bu sezon da eğlenceliydi. Quinn ve Rachel her zamanki gibi muhteşemdi. Ek olarak Chet i de bu sezon ayrı bi sevdim, son bölümde de onun sahnelerine baya güldüm
Sadece bu sezon ki Jay draması gereksizdi, onu da fazla uzatmadıklarına seviniyorum. Sonu da tatmin ediciydi benim açımdan.
Şimdi 4 olursa fragmandan anladığım kadarıyla
İyi ki 4. sezon onayı almış. Umarım 4’te bitirmezler ya, en azından 5’te olsun isterim ben. 4. sezon da sonbaharda yayınlanır inşallah, fazla beklemeyiz 3. sezonda olduğu gibi.
Gelecek sezonda görüşürüz
Sezonun geneliyle kıyasladığımızda durgun ve benim isteklerim düşünüldüğünde tatmin edicilikten uzak bir bir sezon finali oldu sanki.
*Bu derece ayrıntılı fragman yayınladıklarına göre 4. sezonu büyük oranda çekip bitirmişler belli ki. Umarım yayınlamak için bizi çok fazla bekletmez Lifetime. Kasım gibi teşrif etse fena olmaz hani!
Karakter sevilebilirliği açısından olmasa da sunulan hikaye açısından 2. sezondan daha iyi bir sezon oldu diyebilirim bu sezon için. Yine de benim için dizinin en iyi sezonu açık ara ilk sezonu hala.
The Bachelorette 14×03’ü izlerken dikkatimi çekmişti, az önce yine aklıma geldi.
Normalde The Bachelor kızlarından birisi The Bachelorette olarak yapımcılar tarafından seçiliyor. The Bachelorette erkeklerinden biri de aynı şekilde The Bachelor oluyor. Uzun süredir ilk kez The Bachelor’ın geçen sezonunda bazı sebeplerden zinciri bozdular hatta.
Bunlar iki-üç sezondur başvuruları biraz erken almaya başladılar. Dolayısıyla şu sıralarda başvuranlar ‘sezondan birisinin merkezde olacağını’ bilerek geliyorlar eğer yanlış yorumlamıyorsam. Çünkü 14’deki yarışmacı erkeklerden birisi geçen sezonun The Bachelor’ında yarışmacıydı.
14’ün merkezindeki kız açık açık “Onun benim yerimde olacağımı düşünerek mi başvurdun sezona?” diye sordu adama. Burada 5 Haziran 2017 zamanı şov/dizi farklılıkları üzerine konuşmuştuk pirate ile. Aklıma onu getirdi.
Biraz UnReal usulüne benzemeye başladılar.
Ayrıca S14’te beceriksizliğe de kapılmışlar biraz. ‘Hikayesi’ olanları ve ilgi çekebilecek isimleri toplama kısmı politik doğruculuk eklenmiş haliyle tamam da gerisi değil.
Hala yarışmada olanlardan birisi ırkçı ve çok çeşitli türden fobik çıktı. Diğerinin de hakkında cinsel taciz davası açılmış meğerse. Öz geçmiş araştırmasına başlamadan sabıka kaydı istemeye başlamaları ve stalker olmaları lazım sanki.
Biraz baksam benim bulabileceğim şeyleri bunlar zaten biliyor olmalı.
Trakt son sezonun bütün bölümleri aynı gün yayınlanacak diyor

Ufak bi araştırmayla doğru olduğunu öğrendim. Haftaya binge var o zaman.
tepkim oncelikle ne gerek vardi sezonun bu kadar erken gelmesine oldu da, sonra geldiyse tamam da niye bu kadar tantana yapiyorlar onu anlamadim. bi suru dizi var sonradan bolumleri cart curt diye tek gunde yayinlanan. neyse gelsin de izleyelim madem. #unbelievable
Bunun haberi ilk kez mayıs zamanı gelmişti. Ama o haberler Amerika’da Lifetime kanalından önce Hulu’nun tüm bölümleri aynı anda yayınlayacağına ve 4. sezonun muhtemelen son sezon olacağına dair bir haberdi.
Rota sonradan Avustralya’ya ve Stan’e kaymış demek ki. Gerçi 17 Temmuz mu olur bilemedim ama Amerika’da da benzeri Hulu için yine de olabilir. Bu durumda 10 gün kadar sonra geliyor pat diye 8 bölüm.
4. sezondan kareler
Başlangıç kısmında kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi, çünkü müsait bir ortamda izlemiyordum. “All Stars” sezonu düşündüğüm gibi hiç de fena fikir değilmiş. François beye sevgiler. Quinn
Ne kadar sürede tamamlarım bilmiyorum ama 8 haftaya yaymadan daha hızlı bitirmeye çalışacağım.
@aytackara Hmm, tamam o zaman. Tişkürler.
4×02 üzerine:
Bugüne bir bölüm daha sıkıştırdım ve özellikle son kısımlarına bayıldım. Ay harika.
* Bu sezonun içine bir dönem yayında olan Bachelor Pad’i de katmışlar denebilir. Gerçi ilk bölümde de laf arasında bahsi geçmişti de görmüş olduk. Katabilirler tabii, no problem.
* “X and I have a deep connection since day one,” cümlesini yazana teessüf ediyorum. Just don’t. Ben daha The Bachelorette’in yeni bölümünü izleyeceğim yahu.
* François beycim sanki dizide biraz aksanlı oynuyor ya da ben yeni fark eder gibi oldum. Ama olmuş, kalabilir.
Not: The Bachelor ve sülalesi şimdiye kadar hiç Emmy kazanmadı. Hatta aday da olamadı.
whaaaaat?? kimse bana
’un burada oldugundan bahsetmemisti. bolume baslamadan arkadasim sana bi surpriz var dediydi de hic tahmin edemezdim. haberi ciktiysa da kacirmisim. iyi de kacirmisim. muthis güzel bi sürpriz oldu bana.
@aytackara “François beycim sanki dizide biraz aksanlı oynuyor” Evet. Ağzını açar açmaz “hah şimdi de aksan yapmaya başladı. Adam kabiliyet sıçıyor” dedirtti bana.
@dkamoy Bir ara “Sen niye aksan yapıyorsun tatlım?” diye bir sorguladım. Ama sonra o kadar güzel oturmuş ki “Sen yap, devam et böyle,” oldum
4×05’i devirdik az önce. İlk sezondan sonraki favori sezonum bu olacak sanırım.
Sevmelere doyamıyorum bu diziyi. 

Ay bu arada Graham’ın hastasıyım. Her gireceği sahneyi dört gözle bekliyorum ve her seferinde beni şaşırtmayıp kahkahayı bastırtıyor. Süper bir tipleme. Yalnız ben bu adamı kazara daha sonra başka bi dizide izlersem ciddiye alma ihtimalim çok uzak.
4 x 01 üzerine:
Rachel’ın yeni halini fragmanda da görmüştüm çook güzel olmuuş
Bu sezon tarzıyla da çok hoşuma gitti, François bey in olmasına da sevindim. Dizi için aranan kan.
Bu sezonu tarzı olarak da sevdim, keşke daha fazla eski yüz görseydik. Ancak eleme sistemini anlamadım bu çiftler birbirini nasıl eleyecek? Kim nasıl kazancak?
Ters köse yapacaklar diye çok korkuyorum.
Bu aksan da bulasici gibi. Rachel yeni imajiyla da agzini büzerek konusuyor hep.
İki bölüm daha izledim. Sekiz bölüm olmasının da etkisiyle hala hızlı bir temposu var. Gün geçtikçe karıştırıyorlar işleri tabii ki. Bu sefer kimin başına tuğla düşecek diye merak etmeden edemiyorum, üstelik düşüyor da yani.
Leziz bir sezona eh bir finaldi. (evet, ilk sezonda sonra en favori sezonum bu oldu.)
Onun yerine geliştirdikleri bu sona da tamam. Ama o kadar vurucu olmadı bence. Ha ama bu yaptıkları sonun dizinin genel gidişatına çok uygun bir final olduğu kesin.
Güzel diziydi. Beklediğimden çok daha fazlasını verdi. İyi vakit geçirtti. Tadında sonlandı. Tavsiye ederim.
İki bölüm de bugünden gitti. Geri kalan iki bölümü hafta bitmeden tamamlarım herhalde. Bu iki bölüm de “This is gold!” seviyesinden aşağı düşmedi ama eş derecede sinir bozucu olduğunu inkar edemem.
Not: 6’da barda yaptıklarının benzerini ben de The Bachelorette’in gelecek bölümünde suyla mı denesem acaba? Bir düşüneyim.
Not 2: İnsan ister istemez huylanıyor, umarım Bachelor in Paradise’daki skandalda da ‘bu derece’ bir şey yoktur. Galiba yok ama insan yine de emin olamıyor işte.
@aytackara izlerken ben de not2’deki gibi bir şey düşündüm.
Bitirdim diziyi. İlk sezondan sonraki en sevdiğim sezon bu oldu. Finaline de pek bir itirazım yok. Aşağı yukarı beklediğim veya olması gereken şeyler oldu denebilir. Ama benim de bazı sebeplerden pek şaşırmadığım oldu elbette.
Quinn King gibi bir karakteri ve diziyi özleyeceğim.
@necdetcem7 İlk bölümde laf arasında bahsini geçirmişlerdi. Halk oylaması.
Önceki sezonlara kıyasla oldukça hızlı akan ve sürükleyici bir temposu vardı. Geçen sezonlarda hikaye bütünlüğünü korurken bu sezondaki atışmalar sayesinde pin pon topuna döndüm resmen. Final güzeldi de daha etkileyici bi son beklerdim. Bence final gibi final yapmamalarının nedeni bir gün belki geri dönme ihtimali mi desem? şimdi bitti diye de özler oldum, yeni sezon isterim açıkçası.
finalle ilgili kafama takılan:
4. sezon üzerine:
Güzel bir sezondu ama bu sezon Rachel ı sevemedim pek ve dramasını fazla tuttular. İyi ki 8 bölüm olmuş. Sezonun konseptini sevdim ama. Finalini de böyle bitmesini beklemiyordum ama fena değildi yinede. İzlediğim güzel dizilerden biriydi, tadında bittiğine seviniyorum. Özleyeceğim.
4×1-2 sonrası
Bitecek diye aşırı yavaş izliyorum valla. Çok seviyordum bu diziyi… Güzel dönmüş, güzel devam ediyor.
Bu arada söylemeyi unuttum: Bu sezon François Bey’in varlığı beni de mutlu etti.
4×05’ten sonra gelenlerin arasına beni de yazın.
Karakterler tamamen karanlık tarafa geçince muhteşem oluyor, bu bölüm de o anlardan biriydi. 3 bölümüm kaldı diye ağlayayım biraz şimdi.
S04E01
Epey hızlı, hareketli bir başlangıç olmuş. Sezon teması gayet iyi. Daha fazla eski yüz görmek isterdim tabii. Maya, August ve Alexi’yi çağırmışlar bizim tanıdığımız eskilerden sadece ki Alexi’ye zerre gerek yokmuş yani. Eskilerden daha fazla sima görmek isterdim. Adam (Freddie Stroma), Tiffany (Kim Matula) ve Grace (Nathalie Kelley) falan da olmalıydı yani böyle bir sezonda.
*Rachel’ın yeni tarzı yakışmış. Yeni amacını biraz saçma buldum ama bir şey demeyeceğim.
Çok da yakışmış diziye. Umarım yeterli süreyi ayırmışlardır ona sezon içerisinde.
*Köprü sahnesini eğlendirmek için koymuşlar galiba ama beni eğlendirmedi, aksine rahatsız etti.
*François Arnaud takviyesi iyi olmuş. Kasttan biri değil de yapımcılardan biri olması daha da iyi olmuş.
*Pitch ve Make It or Break It’ten sevdiğim Meagan Holder takviyesinden de memnunum. Elbette en fazla memnun olduğum takviye Natalie Hall takviyesi. Bayılıyorum bu kadına.
Hala gülüyorum istemsizce ve bu durum bir süre daha devam edecek gibi duruyor.
Quinn’e o bakışı attırmak… Karakterler arası dengeler bozuldu bu sezon.
Candy’nin patlama sahnesi:
Seni seviyorum ve dobralığına hastayım Candy Coco!
Ekstra rahatsız edici ve sinir bozucu bir bölümdü.
Oldukça güzel bir sezon oldu. İlk sezonla beraber dizinin en iyi 2 sezonundan biriydi hatta ama bu kapanış beni tatmin etmedi kesinlikle.
Rachel’dan Quinn’e, Chet’ten Jay’e, Graham’dan Madison’a kadar ana karakterlerine teşekkürler bu 4 koca sezon için. Elbette tek başlarına değillerdi bu yolculukta. İlk sezonun yıldızı bir Freddie Stroma, 2. sezonun yıldızı bir Kim Matula, 4. sezonun yıldızı bir Natalie Hall ile onlara eşlik eden Nathalie Kelley, Meagan Tandy, François Arnaud, Johanna Braddy, Monica Barbaro, Michael Rady, Ashley Scott, Meghan Heffern gibi birçok isim. Güzel bir 4 sezon oldu genel olarak baktığımızda. Her daim pozitif bir şekilde hatırlayacağım bir dizi UnReal. Hala izlememiş olanlara şiddetle tavsiyedir.
Dün netflix de ki o reality şov izleyince daha önce ilk bölüm izleyip bıraktığım bu diziye başlamaya karar verdim. İlk 5 bölüm izledim güzeldi.
S01E01
Kaç yıldır buna başlayayım diyordum, Shield biterken Constance Zimmer’ın karakteri aklıma gelince bunu da araya alayım dedim. İlk bölümü beğendim. Kamera arkasındaki olaylara bakılınca toksik iş ortamını daha iyi yansıtamazlarmış.
Constance Zimmer’ın karakteri Quinn’in yaptığı yorumlara da bayıldım. En üst seviyeden acımasızlık içeriyor ama izlemesi keyifli. Şimdilik tek sıkıntı başrollerden Rachel’ı sevemedim, oyuncuya da ısınamadım. İleride değişir belki, bilemiyorum.
10 Bölüm olduğunu bilmesem buna sezon finali derdim, niyeyse öyle bir havası vardı.
Johanna Braddy’nin canlandırdığı Anna her bölüm daha da hoşuma gidiyor. Zaten onu ilk gördüğümde yarışma benim için bitmişti. Sonraki sezonlar hakkındaki bilgim sıfır olduğu için gelecek sezona nasıl girecekler merak ediyorum.