
Yellowstone – Tanıtım
17 yorum Vesper 10 Aralık 2021 08:11

Paramount Network, 20 Haziran 2018 tarihinde drama ve Neo-Western türündeki dizisi Yellowstone‘u yayınlamaya başladı. Dizinin 4.sezonu şu an yayınlanıyor.
Dizi, Taylor Sheridan (Hell or High Water / yazar, Sicario / yazar, Wind River / yönetmen, Sons of Anarchy/ aktör) ve John Linson (Sons of Anarchy/ yapımcı, 1883/ yapımcı) isimlerinden geliyor.
Not 1: Yellowstone, ülkemizdeki dizi sohbetlerinde çok popüler olmasa da Paramount Network kanalında işler farklı. İzlemeseniz bile popülerliğini fark edebileceğiniz dizinin 4.sezon reyting rekoru kıran haberleri mevcut. Bu başarının üzerine dizinin arkasındaki isimlerden bir ‘prequel’, bir de ‘spin-off ‘dizisi geliyor. Dutton ailesinin bu topraklara ilk yerleştiği zamanları anlatan 1883 adlı dizi 19 Aralık’ta ekranlara gelecek. Aynı evrende geçen 6666 adlı dizi ise yapım aşamasında.
Konusu:
Dizi, Montana eyaletinin Yellowstone adlı en büyük çiftliğine sahip olan Dutton ailesinin, topraklarını koruyabilmek için ne tür bir mücadele verdiğini anlatıyor. Kasabanın modernleşme çalışmaları, Milli Park sorunu ve Kızılderili Rezervasyonu Dutton ailesinin önündeki en büyük engeller. 132 yıldır bu arazilere sahip olan ailenin başındaki John Dutton, bu toprakları kaybetmemek için herkese savaş açmayı göze alıyor. Fakat bu savaşı çocukları ile birlikte verip veremeyeceği büyük bir soru işareti.
John Dutton (Kevin Costner): Dutton ailesi’nin 6. kuşaktaki reisi. Eşini bir kazada kaybeden John 4 çocuğu ile baş başa kalıyor. Çocuklarına karşı şefkat gösterisinde bulunmayan John, çiftlikteki kovboy hayat tarzına daha uygun bir isim. Çevresindeki çalışanları da bu tarz isimlerden seçiyor. Sahip olduğu araziler ve elinde tuttuğu güç sebebi ile birçok düşmana sahip. Politikacılar ve kolluk kuvvetleri üzerinde büyük baskıya sahip olsa da Kızılderili Rezervasyonu ile toprak mücadelesi konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Boş arazileri büyük bir yatırım aracı olarak gören iş adamları da karşısında John Dutton’ı buluyor. Bu isimlerin hiçbiri John Dutton’ın savaş sırasında ne tür sınırları aşabileceğini bilmiyor. Dance with Wolves filmi ile 2 Oscar kazanan tecrübeli oyuncuyu son yıllarda Molly’s Game ve The Highwaymen filmlerinde bulabilirsiniz.
Kayce Dutton (Luke Grimes): Kayce, ailenin en küçük oğlu. Babası ile de arası en kötü olanı. Büyük bir kavga sonucu genç yaşta evini terk eden Kayce, Monica ile evleniyor ve çocukları ile birlikte rezervasyon bölgesinde yaşamaya başlıyorlar. Askeri geçmişi bulunan ve silahlar konusunda özel bir yeteneği olan Kayce bir şekilde kendisini belanın ortasında bulmayı başarıyor. Aktörü Brothers and Sisters dizisinde izleyebilirsiniz.
Monica Dutton (Kelsey Asbille): Kayce ile evlenen Monica, rezervasyon bölgesinde ailesiyle birlikte yaşayarak ve öğretmenlik yaparak mütevazı bir hayat sürdürüyor. Birçok talihsiz olay sonucunda ikili, kendilerini John Dutton ve yerel halkın mücadelesinin tam ortasında buluyor. One Tree Hill ve Fargo’nun 4.sezonunda kendisini izleyebilirsiniz.
Jaime Dutton (Wes Bentley): Avukat olarak kariyerini devam ettiren Jaime, ailenin hukuki sorunlarını çözmekle görevli isim. Babasının saygısını kazanabilmek için her gün mücadele ediyor. Ailesi adına yapması gerekenler ve kariyerindeki hedefleri her zaman eşleşmiyor. Bu da Jaime’nin iki taraf arasında sürekli olarak gidip gelmesine sebep oluyor. Aktörü American Horror Story dizisinde bulabilirsiniz.
Beth Dutton (Kelly Reilly): Çocuklukta yaşadığı bir travmanın da etkisiyle Beth ailedeki en sorunlu isim. Finans sektöründe çalışıp aileye bu tarz konularda yardımcı olsa da özel hayatı her anlamda kaos içeriyor. İçki problemi ve hiçbir şeyi ciddiye almayan kişiliği nedeniyle hem kendine hem de etrafındaki kişilere zarar verebiliyor. Kardeşi Jaime’yi delirtip, onunla kavga etmek en keyif aldığı aktivitelerden biri. Fakat manipülasyon yeteneği nedeniyle Dutton ailesinde önemli bir yere sahip. Kendisini True Detective 2. sezonunda izleme fırsatını bulmuştuk.Rip Wheeler (Cole Hauser): Rip, çiftliğin işleyişi ön planda olmak üzere birçok görevle sorumlu. John Dutton’ın sağ kolu olduğu için birçok yasadışı aktivite de ondan soruluyor. Çünkü çiftlikte çalışan kovboyların bazılarının vücudunda Yellowstone’a özel bir damganın bulunduğunu görüyoruz. Dizinin ilerleyen bölümlerine konu olan bu damga çiftliğin suç ile olan ilişkisini anlamada büyük bir öneme sahip. Aktörü Chase dizisinde bulabilirsiniz.
Lee Dutton (Dave Annable): Ailenin en büyük çocuğu. Çiftlikteki kovboy yaşam tarzına uygun olarak büyütülen Lee’nin bir gün babasının çiftlikteki yerini alması planlanıyor. Kendisini Brothers and Sisters dizisinde izleyebilirsiniz.
Thomas Rainwater (Gil Birmingham): Rainwater, çocukluğunda kendini Meksikalı sanarak büyümüş bir isim. Ailesinin kökenlerini keşfettikten sonra kimliğini benimsiyor ve rezervasyonda yükselmeye başlıyor. Günümüzde kabile şefi olarak görev alan Thomas, John Dutton’ın en büyük düşmanlarından biri haline geliyor. Thomas, Yellowstone çiftliğinin sahip olduğu geniş toprakların kendi insanlarından çalındığını düşünüyor ve geri almak için elinden geleni yapıyor. Kendisini Banshee ve House of Cards dizlerinde izleyebilirsiniz.
Dizinin geri kalan kadrosuna buradan ulaşabilirsiniz.
Yellowstone, “Bu dizi niye her yerde karşıma çıkıyor, bu kadar izleniyor mu ki?” diye merak ettiğim için başladığım bir dizi oldu. Tabii kadroda önemli isimlerin olması da merak unsurunu güçlendirdi. Bu tarz dizilerin sayısının günümüzde çok fazla olmaması Yellowstone’u ayrı bir noktaya koyuyor. Dizinin 92 dakikadan oluşan ilk bölümü, ilk sezonda en az sevdiğim bölüm oldu. Hatta yavaş temposu rahatsız etmişti. Fakat dizi ilerledikçe her bölüm daha fazla hoşuma gitmeye başladı. Hala çok hızlı bir temposu yok ama diziye uyuyor, bende tüm diziyi arka arkaya izleme isteği oluşturmayı başardılar. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.
Not 2: Dizi daha önce bu yazının altında konuşuluyordu.
Fragmanı
yorumlar
Salgının hatırlamadığım bir noktasında gördüğü ilginin yarattığı meraktan dolayı başlayıp 1. sezonu bitirip ara vermiştim. Dizinin 4. sezona başlamasıyla ben de 2. sezona başladım ve aynı tempoda ilerliyorum. En son 2×06’yı izledim.
Succession benzeri paçalarından işlevsizlik akan bir aile de burada var. Medya olmuş sana çiftlik. Jamie = Kendall. Oradakiler daha kolay sevilesi yalnız, bunlar öyle değil. Ara ara “Çok testosteron annecim,” tepkisi vererek izlemeye devam ediyorum. İyi ki mafya değiller…
Misal Beth’i sevenler olduğunun farkındayım, fakat kadın güya erkeklere ağzının payını vermek için konuşmaya başladığında (hanımağa halleri de kasıtlı farkındayım) bir noktada göz deviriyorum mecburen. Aşırı oynuyor sayılır. Kayce ve Jamie kullandıkları ölçüde benim için daha işe yarar. Kevin Costner da karakter bazında olmasa da oyunculuk bazında çıtayı yükseltiyor.
Not: Babanız kadar hepinizin başına taş düşsün. Pöf!
Not 2: Jenerik müziği güzel bu arada, pek atlamıyorum.
Başrolü sayesinde ilk çıktığından beri denk geldiğim bir diziydi ama son aylarda adından çok fazla söz ettirmeye başladı çoğu yerde denk geliyorum. Bi ara bende deneyeceğim bakalım.
Eline sağlık, güzel bir tanıtım olmuş.
Valla çekimleri ve karakter gelişimi açısından çok beğendim dizi. Western genellikle tercih etmezken bu dizi sayesinde artık Wyoming e taşınıp bir ” ranch ” alma hayalim var. Herkes tavsiye ederim.
Dolanırken fark ettim, bu geceki 4. sezon finali 96 dakikaymış. Reklamı çıkınca 65-70 dk. civarı kalır herhalde. TVLine da yine “Kim ölecek?” anketi açmış. Garrett ve Monica önde gidiyorlar.
1883’nin yeni bölümü hala gelmediği için aynı hesap diyerek Yellowstone 2. sezon finalini bugünden izledim.
Sezonun geneli ilk sezona göre biraz daha iyiydi sanırım. Hem ben karakterlere alıştım hem de hala sert olmalarına rağmen ilk sezona göre daha az karanlıktı sanki. Misal sezon finalinde kıyameti kopardılar ama rahatsız falan olmadım. O kadar olandan sonra bir de arkası yarın yapmadılar neyse ki.
2×09’u tenzih etmekle birlikte Beth’ten tabii ki hala hoşlanmıyorum. Fikrimin değişeceğini de düşünmüyorum ama hayat ona rağmen/onunla da bir şekilde geçecek muhtemelen. Kalan 2 sezona da bu tempoyu bozmadan devam edeyim diyorum ama bakalım.
4. sezon finali 9.3 milyon izleyici çekmiş.
Böylece hem dizinin en çok izlenen bölümü olmuş hem de 2017’deki The Walking Dead 8. sezon prömiyerinden (11.4 milyon) bu yana kablolunun en çok izlenen bölümü olmuş.
S02E06
Dizi ilerledikçe Rip ve Jimmy gibi yan karakterleri daha fazla sevmeye başladım. Lloyd zaten tam anlamıyla kovboy hatta dizide en sevdiğim karakter o.
İlk sezon sonrasındaki hevesim izledikçe azalıyor. Tabii ki de iki dizinin kalitesini karşılaştırmıyorum, saçma olur ama tarz olarak Succession’a olan benzerliği ortada. Her şeyi çocuklarım için yapıyorum diyen güç manyağı bir baba, servetleri uçup gitmesin diye uğraşan bencil çocuklar. Fakat Yellowstone’un farkı başrolde sevilecek bir karakter yok, tarafsız gözle de bakamıyorum nefret edilesi karakterler çünkü, izlerken insanı yoruyorlar. Beth bunların başında geliyor, Jaime fos çıktı, Kayce’yi de ciddiye almak zor. O yüzden biraz ara veriyorum diziye.
Mayıs gibi çekimlere dönüp sonbahar içinde ekrana dönme hedefindelermiş. 5. sezon onayını da hayrına duyururlar herhalde.
Ara verecektim ama 1883 devam ediyorken şunu aradan çıkarayım dedim, uzun süre geri dönemem yoksa.
Yani bir dizi karakterler konusunda bu derece mi hayal kırıklığına uğratır. Çocukları attık sadece Kevin Costner’ın karakteri ile devam ediyoruz deseler tamam derim. Adamın yediği haltlar en azından tutarlı, bir amacı var.
Beth’i buraya şikayet etmekten bıktım artık, Jamie desek
Tek bir doğru karar veremiyor. Ve başı her belaya girdiğinde Beth’e koşup ‘kardeşim bana yardım et’ diye yalvarıyor ve hepsinde Beth dalga geçip babasına bak oğlun ne halt yedi diye şikayet ediyor
Şu olay 4 kere falan yaşandı yeter artık.
Bu arada Jaime’nin evlatlık olduğunu öğrendik, keşke çocuğu eve almak yerine çiftliğe alsaymışsınız, en azından orada saygınızı kazanma şansı yakalardı, burada sadece hayal kırıklığı.
Kayce de bir ayrı cins.
Bu çocukları görünce tamamen Rainwater tarafındayım artık, atalarının toprağı sonuçta çekip alsın ellerinden
Jen Landon & Kathryn Kelly ana kadroya çıkmış.
* Adamın derdine bak. Ölsen de kurtulsak, fırsattan istifade her şey paramparça olur hem.
Ne olacak halimiz tribi attı gözümün önünde. E sen de Jamie’yi yanına almışsın, sanki olmayacak bir şey. Gerçi bunun çocuklarında öyle bir göz var mı meçhul. Belki Beth ileride yapar… Bir de ben niyeyse John’un Beth’in nefretine dair genel bir fikrinin olduğunu düşünüyordum. Yokmuşçasına kızıverdi o dakika.
* Jamie’nin herkesten kurtulup kendine yeni bir hayat kurmama motivasyonu bende yok hala. Bile bile işkenceye giriyor.
5. sezon iki parça halinde gelecekmiş.
Medya sayesinde bildiğim bir olaydı, zamanı şimdiymiş demek.
İkinci sezona göre daha rahat ilerledim, sinirimi de daha az bozdular. Karakterlere (artık/nihayet) alıştığım için olduğunu düşünüyorum ama 4. sezonda bu lafını yine bir şekilde yedirebilirler. Evet, hala çok testosteron annecim.
Sezon finalini fazlasıyla iddialı yapmışlar. Cevabın basit bir şey olacağını düşünüyorum ama aksine de varım.
* Josh Holloway‘le Lost finalinden beri ilk kez karşılaşıyoruz. Diğer dizilerinde de izlememişim. Yüzüne ufak dokunuşlar mı yaptırmış yoksa yaş almasının mı etkisi tam emin değilim, yüzü biraz değişmiş haliyle.
+ Bu ivmeyi bozmazsam 10-12 hafta içerisinde 4. sezon da bitecek. 30 hafta olağan şekilde yabancı dizi sezonu mu izlenir yahu? (Chicago İtfaiyesi’ni zilyon haftadır aynı tempoyla izleyen babam zaten, ben değilim).
O nasıl bir suikast sahnesiydi ya? Bu dizide aklı başında bir tane insan yok, hepsi kaçık.
Yeni sezon 14 bölümmüş. Onu da 7+7 olarak yayınlayacaklarmış.
Uzantı 6666‘yı Paramount+’tan Paramount Network’e geçirmişler.