2017 Nisan’da TV Ekranı
168 yorum ozgun14 01 Nisan 2017 09:04
YENİ GELENLER
2 Nisan The Kennedys: After Camelot (1. sezon) REELZ (tanıtım filmi)
The Kennedys isimli mini dizinin devamı niteliğindeki bu mini dizide Başkan John Fitzgerald Kennedy’nin öldürülmesinin ardından, Jacqueline Kennedy’nin, eski bir devlet başkanı karısı olarak, Camelot sonrası hayatını ve Jackie O.’ya dönüşümünü izleyeceğiz.
4 Nisan Dimension 404 (1. sezon) HULU (tanıtım filmi)
Siber dünyanın en karanlık derinliklerinde bambaşka bir dünya var. Görülmemiş mucizelere, tarifi imkansız korkulara ve anlatılmamış hikayelere gebe kayıp bir boyut. Dijital çağımızdaki harikaları ve aynı zamanda da dehşetleri anlatacak dizinin her bölümü ters köşeli (twistli) sonları aslında sadece bir başlangıç olan garip ve vahşi ayrı birer hikaye.
5 Nisan Brockmire (1. sezon) IFC (tanıtım filmi)
Karısının kendisini birden fazla kez aldattığını öğrendikten hemen sonra canlı yayında yaşadığı duygusal krizin neden olduğu utançla, televizyon dünyasının en büyük spor spikerlerinden biri olan Brockmire bir anda dibe vurur. Aradan geçen 10 yıldan sonra hem meslek hem de aşk hayatını geri kazanmak için küçük bir kasabada her şeye yeniden başlamaya karar verir.
7 Nisan American Playboy: The Hugh Hefner Story (1. sezon) AMAZON (tanıtım filmi)
Playboy dergisinin karizmatik kurucusu Hugh Hefner’ı ve küresel kültür üzerindeki etkisini anlatacak belgesel kurgusundaki hikayede, daha önce paylaşılmamış kendi özel arşivinden görüntülerle tavşanın arkasındaki adamın gerçek hikayesini izleyeceğiz.
8 Nisan The Son (1. sezon) AMC (tanıtım filmi)
McCullough ailesinin 150 yılını ve üç neslini izleyeceğimiz hikaye iki zaman diliminde ilerleyecek. Birincisi, genç Eli McCullough’un 1849’da kaçırılıp bir Komançi kabilesine dahil olduğu zaman. Diğeri ise 60 yıl sonra büyümüş olan Eli’ın Güney Teksas’taki çetreşik Bandit Savaşları sırasında ailesinin sığır imparatorluğunu korumaya çalıştığı zaman.
10 Nisan The Trial (1. sezon) CHANNEL4 (tanıtım filmi)
38 yaşında bir kadın evinde boğularak öldürülmüş şekilde bulunur. Zanlı olarak en şüpheli kişi ise eski kocasıdır. Mahkemede jüri önünde bir yargılanma sürecini izleyeceğiz.
13 Nisan Bucket (1. sezon) BBC4 (tanıtım filmi)
Mim kanser olduğunu ve çok az ömrünün kaldığını öğrenir. Ama yaş yetmiş iş bitmiş demez kendisine ölmeden önce yapılacaklar listesi hazırlar. Lisede tarih öğretmenliği yapan kızını da peşine takar ve listesinin bir numarasında olan Mim’in senelerdir gitmek istediği eğlence parkı için yola çıkarlar.
14 Nisan Guerrilla (1. sezon) SHOWTIME (tanıtım filmi)
1970’ler Londra’sında siyasi açıdan aktif bir çiftin, ilişkilerini ve inandıkları değerleri sorgulamalarına neden olan siyasi bir tutsağı özgür bırakıp radikal bir yer altı hücresi oluşturmalarının hikayesini izleyeceğiz.
16 Nisan The White Princess (1. sezon) STARZ (tanıtım filmi)
İngiltere, York’lu Elizabeth ve 7. Henry’nin evliliği ile güçlenmiş görünse de ikisinin bireysel ve partizan yapılarının yarattığı uçurum ve aralarındaki kızgın savaş krallığın tekrar parçalanma sürecine girebileceğinin sinyallerini veriyor.
18 Nisan Famous in Love (1. sezon) FREEFORM (tanıtım filmi)
Bir Hollywood filminin seçmelerine katıldıktan sonra kariyerinde büyük çıkış yapan Paige’i merkezine alan hikayede, şehrin yeni gözdesinin spotlar altındaki yeni bir hayata adaptasyonunu, iş ve eğitim hayatını dengede tutma çabasını izleyeceğiz.
21 Nisan Girlboss (1. sezon) NETFLIX (tanıtım filmi)
Konusu adındaki bağlantıda.
23 Nisan El Chapo (1. sezon) NETFLIX (tanıtım filmi)
Konusu adındaki bağlantıda.
25 Nisan Great News (1. sezon) NBC (tanıtım filmi)
Konusu adındaki bağlantıda.
25 Nisan Genius (1. sezon) NATGEO (tanıtım filmi)
Dizi Einstein’ın öyküsünü akademik salonlardan ileriye taşıyıp onun iyi bir koca ve baba olma mücadelesini, küresel kargaşa döneminde prensip sahibi bir adam olma çabasını ekrana aktaracak.
Cesur ve yaratıcı zihni, ailesi ve arkadaşları konusunda sık sık başının belaya girmesine neden olsa da, aynı zamanda modern bilimin yeniden şekillendirilmesine de ön ayak oldu.
26 Nisan The Handmaid’s Tale (1. sezon) HULU (tanıtım filmi)
Eski ABD topraklarında oluşmuş totaliter bir toplum olan Gilead’ta distopik bir yaşam öyküsü. Çevresel felaketler ve düşük doğum hızı gibi sıkıntılar yaşayan Giled, geleneksel değerlere dönüş hedefiyle çarpıtılmış bir köktendincilikte yönetilmektedir. Hayatta kalan çok az sayıda doğurgan kadın da nüfusun tekrar artırılması için cinsel ilişkiye zorlanmaktadır.
28 Nisan Dear White People (1. sezon) NETFLIX (tanıtım filmi)
Konusu adındaki bağlantıda.
28 Nisan Las Chicas Del Cable (1. sezon) NETFLIX (tanıtım filmi)
Konusu adındaki bağlantıda.
30 Nisan American Gods (1. sezon) STARZ (tanıtım filmi)
Hapiste olan Bay Gölge erkenden tahliye edilir. Eve dönüş yolunda yanına oturan Bay Çarşamba adlı esrarengiz bir yolcudan iyi bir iş teklifi alır ve bu teklifi kabul eder. Onun, inançlarını kaybedip inzivaya çekilmiş diğer Tanrıları bulup bir araya getirip Amerika’nın yeni Tanrılarına savaş açmak için Amerika’ya gelmiş eski bir Nordik Tanrısı olduğunu öğrenir.
yorumlar
Dimension 404 S01E01
Gayet güzel bir bölüm olmuş. Bilim kurguyu romantik komedi ile harmanlayıp izlemesi son derece keyifli bir iş çıkarmışlar ortaya. Hafif de bir absürtlük vardı tabi, o da ayrı bir tat katmış.
Bölüm kadrosu da gayet iyiydi. Robert Buckley, Lea Michele, Matt Jones, Joel McHale ve Karissa Lee Staples olmak üzere herkes görevini layıkıyla yapmış. Karissa Lee Staples’i izlemek yetmedi özellikle. Allahtan masaüstümde The Lottery duruyor yakında izlemek üzere beklettiğim. Orada doya doya izlerim artık onu.
39 dakikalık bölüm yetmedi bana açıkçası. Her bölüm ayrı bir hikaye anlatacak bir dizi olduğu düşünüldüğünde en azından 50-55 dakikalık olmalıydı bana göre.
-Şu aralara attıkları tanıtım videoları da ayrı bir renk katmış bu arada bölüme. Bunu da belirtmeden geçmek istemedim.
-Kapanıştaki kare de büyük bir tebessüm ile veda etmemi sağladı bölüme.
The White Princess 1×01 üzerine:
İzlerim ben bunu, beklediğim gibi olmuş. Ama düşündüğümün bir doz fazlası kadar The White Queen devamıydı. Ben karakterleri ve geçmişi bildiğimden yabancılık çekmesem de sıfırdan bir izleyici ne düşünür veya başları ne kadar anlar biraz merak ettim açıkçası.
Belli bazı detaylar yeterli olur umarım.
Jodie Comer’ı bu diziyle altıncı kez izliyormuşum, az önce IMDb’sine bakınca fark ettim. Bölümün en sevdiğim kısmı da o ve karakteri oldu. Ara ara The White Queen karakterlerini başkalarının canlandırması dikkatimi mecburen çekti. Özellikle White Queen ve Red Queen kısımlarında.
Kral Henry ise düşündüğümden iyi çıktı, iki karakterin arasındaki zıt elektirik durumu bu dizi için önemliydi çünkü. Böyle devam etmesi dileğiyle.
Gayet güzel bir başlangıç olmuş. Daha doğru bir ifadeyle ‘Gayet güzel dönmüş.’ demek lazım aslında. Bu uzantı dizi falan olmamış, bu bildiğin The White Queen’in devam sezonu olmuş. Oyuncular tamamen farklı olabilir ama olan tam olarak bu.
-The White Queen’in en büyük artısı Rebecca Ferguson idi elbette. Haliyle onun burada olmamasının bir burukluğu vardı üzerimde bölümün başlarında. Lakin yanlış anlaşılmasın bu durum Essie Davis‘in de ondan devraldığı role çok yakıştığı gerçeğini değiştirmiyor tabi. Gayet iyi iş çıkarmış tecrübeli aktris.
-The White Queen’nde en gıcık olduğum karakter olan Margaret Beaufort için Michelle Fairley’nin seçilmiş olmasını da tam isabet olarak değerlendiriyorum. Michelle Fairley hiçbir karakteri canlandırmayıp öylece karşımda dursa bile gıcık olacağım bir insan.
-Jodie Comer role yakışmış zaten ona bir sözüm yok. Doctor Foster ve Thirteen’deki başarılı performanslarından sonra burada da gayet iyi iş çıkaracağı aşikar. Yalnız
–
-Henry Tudor için seçilen oyuncudan pek memnun değilim. Cecily rolü için seçilen Suki Waterhouse‘tan son derece memnunum. Jasper Tudor karakteri için seçilen oyuncu ise hiç olmamış bence. Jasper Tudor ezik görünümlü bir aktör tarafından canlandırılan ezik bir karakterdi. Vincent Regan ise bu rol için biraz fazla karizmatik kaçmış kesinlikle.
-Üç kuyruklar komikti. Kuyruklardan o basitçe sıyrılışlar ise daha da komik kaçtı.
-
kimin nesi oluyorlar kavrayamadım bu arada.
Genius Poster
Famous in Love S01E01
Tutmayacağına neredeyse emin gibiyim ama ben tahmin ettiğim üzere sevdim diziyi. Çerezlik dizi kontenjanından gideri var.
Kıvamını bulmuş diye tarif edebileceğim Bella Thorne’u izlemesi keyifliydi. Ama onun dışındaki cast tercihleri faciaya yakındı. Anne rolündeki Perrey Reeves ve kanka rolündeki Georgie Flores fazla sırıtmadı yine de ama diğer roller için ‘Yan rol olmayacak adamları başrol, figüran olmayacak hatunları yan rol yapmışlar. ‘ desem abartmış olmam herhalde.
Famous in Love 1×01 üzerine:
Sabah okula giderken izledim ben bunu. Sonuç: Bu nasıl bir çerezliktir böyle? Beynim ve gözlerim yandı resmen. Ama tam bir pembe dizi olmuş, hakkını vereyim.
Bella Thorne konusunda ben ne diyeceğimi şu an cidden bilmiyorum. Bir yıl sonraki kısım ve oyuncu seçmelerindeki kızla diğer sahneleri oynayan kız sanki aynı değildi. Tuhaf bir karakter çıkmış ortaya.
Erkek başrollere ise alışmam lazım. Tabii bunların hepsini devam edip etmeyeceğim belli değil bir şekilde yazmış oldum.
Ayrıca daha önce haberinin de geldiği gibi ilk sezonun tüm bölümleri şimdiden nette. O nedenle nasıl bir onay politikası izler belli olmaz.
Famous in Love’ı 3 bölüm itibarıyla baya sevdim. Bu hafta sezon finali gününü karıştırıp erken yaptığım Feud maratonu ve üstüne bunun sayesinde Hollywood’dan bir türlü çıkamıyorum. İtirazım yok tabii ki.
Brockmire S01E04
3. bölüm pek sarmamıştı ama bu bölüm güzeldi. Katie Finneran‘ın katkısı, Hank Azaria’nın şu ana kadarki en iyi performansı ve Amanda Peet’in müthiş repliksiz oyunculuk performansı birleşince S01E02’den sonraki en keyifli bölüm ortaya çıktı.
Girlboss S01E01
Son derece yüzsüz ve gıcık bir ana karakter, boş ve doldurma diyaloglar …
Benlik değil!
Famous in Love S01E05
Sanırım en çok bu bölümü sevdim ben. Ama yine de dizinin ortalama 7 puan seviyesinde seyrettiğini ve çok fazla kale almadan izlemek gerektiğini belirtmeden de geçmeyeyim.
Hala erkek kast seçimlerinin fasonluktan yıkıldığını düşünüyorum bu arada. Hatun kast seçimleri konusunda da geçer not aldı diyebilirim an itibariyle. Favori karakterim Alexis. Renkli bir karakter. Ayrıca tip olarak da farklı farklı şekillere bürünebiliyor. Bu bölüm çok masum bir görünüme sahipti misal. Daha fazla ortalıklarda olmalı bence. Bella Thorne’un pek de iyi bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum, karakteri sevip sevmeme konusunda da ortadayım lakin ekranda görmekten memnunum yine de. Lakin o fiziği daha fazla öne çıkaracak, daha zevk sahibi kıyafetler giyerse daha iyi olur tabi. Nina’dan memnunum. Tangey karakterini ve Pepi Sonuga’nın oyunculuğunu fason bulsam da o saçları ve kasesi sağ olsun bendeki kredisi büyük diyebilirim. Cassandra ise hatun karakterler arasında en dipte an itibariyle benim için.
Genius 1×01 üzerine:
Bayıldım Ne beklediğimi bilmiyordum ama epey beğendim girişi. 64 dakika beklediğimden de çabuk geçti.
Ayrıca hikayeyi gençliği ve olgunluğu şeklinde iki farklı zamanda yürütüyorlar. Johnny Flynn‘den hem tatlı hem de iyi bir Einstein çıkmış. Bunda her ne kadar saçlar ben boyayım diye bağırsa bile aksanın da etkisi vardır elbet. Şimdiki zamanda işler biraz daha ciddi yürüdüğünden gerildiğim zamanlar oldu resmen. Böyle devam etmesi dileğiyle.
Not: National Geographic iyi hazırlık yapmış dizi için. 6 kanalın 20:00-21:00 kuşağı Deha için ayrılmıştı. (Nat Geo, Nat Geo People, Nat Geo Wild, FX, FOX Life, FOX Crime)
Ben ilk bölümü FOX Life’tan izledim. FX’te ve yanılmıyorsam Nat Geo’da dublajla yayınladılar bölümü. Nat Geo 23:10’da altyazılı tekrar koymuş durumda.
Famous in Love S01E10 (Sezon Finali)
Kalan 5 bölümü de bugün izleyip bitirdim. Sezonun 2. yarısı daha akıcı olmuş bana göre. Arka arkaya izleme isteği uyandırdı bende. Öyle de yaptım zaten. Pembe dizi kıvamında bir diziydi bana göre Famous In Love. Günlük 20 dakikalık bölümler halinde hafta içi her gün yayınlansın isterdim valla. Neyse, umarım internet izlenme oranları iyi gelir ve 10+10 şeklinde 2. sezon onay alır. Ve arayı çok açmadan buluşuruz 2. sezonla.
Ucu açık bitti sezonun elbette bu arada.
Famous in Love için rakamlar tatmin edici seviyelerdeymiş.
Gayet güzeldi bu bölüm de.
*Teddy, tatlı çocuk ya!
*Cecily, sinirlerimi oynatmaya başladı.
*Anne Elizabeth’in
güldürdü.
*Elizabeth, biraz dengesiz bir karakter. Anne Elizabeth kadar bir bağ kuramadım şu ana kadar kendisiyle ve pek kurabilecek gibi de durmuyorum açıkçası.
@pirate Geçen bölüm yazacaktım, unuttum. Bahsettiğin sahne kitapta tecavüzmüş, senarist bu devirde öyle bir şeyi sahnelemek istemediği için yumuşatmış.
Ya bir de ben 2’yi izlerken Teddy’ye salak bu çocuk tepkisi verdim. Tamam çocuk ama yani onun iş de…
Mektup karmaşasına ben de güldüm.
@aytackara O bölümü izlemeden önce o kitapla ilgili çıkan haberi okumuştum üstün körü ben de. Senaristin aldığı karar, son derece yanlış bir karar olmuş bence.
Teddy’ye ben de ‘Salak bu çocuk ya!’ tepkisi veriyorum ama ben zaten o saf salak tavırlarını seviyorum o çocuğun.
handmaids tale’e devam ederim beğendim. bu aylar benim için resmen mini dizi şöleni oldu. genius’u da beğenirsem demeyin keyfime.
The Handmaid’s Tale için beklentilerim yüksekti ve ilk 3 bölüm itibarıyla beni doyurmayı başardı. Şu an için her bölümle birlikte daha da güzelleştiğini, daha da içine çektiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Sezonun tamamı çıkmış olsaydı bitirmeden yatmazdım muhtemelen. Hafta hafta beklemek çok zor olacak benim için.
3. bölümden sonra ben de keşke biriktirseydim diyorum.
The Handmaid’s Tale Poster
Distopya okumayada izlemeye bayılırım bu ay 3 tane distopya okudum kitaplarda az olsada doydum ama uzun zamandır distopya izlemiyordum @hsparks ‘ın yorumunu gördüm ve sezon bitinceye kadar izlemeyi erteledim , umarım güzel bir dizi olmuştur .
Brockmire S01E05
O cümleye verilebilecek en kötü tepki budur herhalde.
The Handmaid’s Tale için amma meraklandırdınız ya. Bi delilik yapıp biriktirsem mi acaba da bir sürü dizi var dalarım ben buna haftalık.
genius da çok güzel çıktı. genç einstein’ı çok sevdim. onu takip etmesi çok keyifli. oynayan oyuncu çok samimi ama tanıdık bir tip değil sanırım. bir de konuştuklarını anlasam. bunun için altyazı olaydı iyiydi. bu şekilde dizinin tam hakkını veremeyeceğimi hissediyorum. zaten konudan uzağım bir de ingilizce olunca hepten uçtum.
Siteler sana uyarsa ekleyenler var. İngilizce altyazı zaten var malum.
ingilizce altyazısız izleyebilir miyim zaten tabii ki onunla izliyorum, aksini denemeye bile cesaret edemem. anlamadım dediğim kısımlar şu fizikten bahsedip durduğu yerler. oraları da anlamasam da olur diyorum artık napayım.
ama online çeviriler çok kötü oluyor ya. onunla izlemektense kaynak altyazıyla izlerim daha iyi gibi. işte bu zamanlarda keşke evimde nat geo olsa demiyor değilim ama. sen ordan mı izliyorsun, bir de tvde cidden sadece dublaj mı var yoksa altyazı seçeneği var mı?
DP bünyesinde çevirmeye niyetli birisi var, dün konuştuk da sonradan ne karar verdi bilmiyorum. Yasaklı olup olmadığını kontrol edecekti Mars örneği yüzünden.
Ben ilk bölümü şimdiden yayınlanıyor diye pazar akşamı TV’den izledim. Hatta Nat Geo iyi hazırlık yapmış olacak ki bünyesindeki altı kanalın 20-21 kuşağında Genius vardı (Nat Geo, Nat Geo Wild, Nat Geo People, FX, FOX Crime, FOX Life.)
Yanılmıyorsam Nat Geo ve FX’te dublajlı, diğerlerinde altyazılı yayınlandı. Ben de FOX Life’tan izledim. Nat Geo’da 23:10’da altyazılı bir daha yayınlandı. Bundan sonraki bölümler sadece Nat Geo’da olacak.
Mars’ta da aynen böyle bir yayın programı izlediler. 20-21 kuşağı dublajlı, 23:00-00:00 seansı altyazılı olacak gibi. Bu pazar günü daha sağlıklı anlaşılır tabii.
vayy çok güzel belki tvrip çeker birileri ben bi ortalığa haber salayım tabii dp den birileri çevirse çok daha güzel olurdu.
The Handmaid’s Tale 1×01 üzerine:
Aslında izlemeyi düşünmüyordum ama uzun süredir medya acayip kafamı şişirmiş durumda. İyi yorumlar görünce de bir bakayım dedim. Güzelmiş sahiden ilk bölümü.
Konusu nereye varır bilmiyorum da kendisini izletti. 57 dakika da çabuk geçti, gerçi iki cümlenin birinde şükrediyorlar zaten.
ahahahha
Biriktireceğim dedim ama yorumlar karşısında çok fazla merak etmeye başladım , beklentimde artmaya devam ediyor … Yvonne rolü ne kadar ?
şimdilik çok ön planda değil ama 3 bölümde artan bir gidişat gösterdi. ve o kadında göründüğünden fazlası var izlenimini bolca yaratıyorlar. muhtemelen önemi artacak finale doğru.
The Handmaid’s Tale S01E01
İlgi çekici bir hikayesi olduğu aşikar, ilerde iyi yerlere de gelebilir lakin kast benim için en önemli şeylerin başında geliyor aga! Ve burada bir kast faciası var. Elisabeth Moss, o göz yoran çirkinliğiyle soğuttu attı beni diziden. Hikaye sırf onun karakteri üzerinden gittiği için bu eksikliği göz ardı etmek de mümkün olmuyor haliyle. Epey sıkıldığım ve ileri sardığım anlar oldu bu sebeptendir ki bölüm içinde. Kameranın bu seviye odaklandığı karakterlere hayat veren aktrisler göz yormamalı bence. Aksine göz kamaştırması gerek bu tarz karakterlerin. Elisabeth Moss’a verdikleri rolü Yvonne Strahovski’ye vermiş olsalar şimdi çok farklı yorumlarda bulunuyor olabilirdim. Büyük bir gazla 2. veya 3. bölüme bile koşmuştum çoktan belki de öyle olsaydı. Ama bu şartlarda benden buraya kadar.
Daha önce bu dizi Hulu’nun en iyi işi olabilir demiştim, eğer böyle giderse olacağını düşünüyorum. En azından Hulu bu diziyle Amazon ve Netflix’i biraz daha yakalayabilir. Çok süper başladı dizide, devamını çok merak ediyorum. Can yakacak gibi.
Mini dizi olduğunu bilmiyordum ama öyle deseler bile çok tutulursa 2. sezon gelir, sonuna bağlı.
Bir de umarım tek bölümlük bir şey değildir sonunda ana karakterinin
Tavsiye eder miyim emin değilim ama ilk dört bölüm itibariyle Dear White People’ı bayağı sevdim. Her bölüm bir karakter üzerinden gitmeleri hoşuma gitti. Fragmanının dislike ile like sayılarına bakınca gülesim geldi. Rakamlar o kadar da şaşırtıcı değil tabi.
tutmaz mı diyorsun bu dizi @abidin77
Onun imdb puanı da fazlasıyla düşük geldi bana.
Tepki oylarıdır muhtemelen.
Beyazlardan başlığa ve içeriğe tepki gösteren vardır. Siyahlar için de hala hassas bir konu sonuçta. Anlatımda yer alanlara veya direk böyle bir şeyin varlığına bile olumsuz yaklaşanlar oluyor.
Fragmanın altındaki daha başlamadan yapılan yorumlar da bir örneği. Ama sosyal medyada ve eleştirilerde gayet iyi şeyler de gördüm ben. #DearWhitePeople dünden beri hala Amerika’da trending topic durumunda, şu anda da ikinci.
Ben dizi nedeniyle açılan #boycottnetflix olayını kaçırmışım ya da gördüm de unuttum. Ulan ne ruh hastası herifler var bu Amerika’da.
Gece 5. bölüme de baktım. Malum yeri beni de gerdi. Bununla ilgili onlarca, yüzlerce şeylere rastlıyoruz haberlerde, filmlerde falan ama gece gece gerildim valla.
handmaids tale telif yemiş bu arada haberiniz olsun genius yemese bari. bu arada onu lvntgns çevirecekmiş sanırım.
Genius 1×01 üzerine:
Aslında hiç deneyesim yoktu ama kanalları zaplarken NatGeo’da tekrarının yeni başladığını gördüm. Görmüşken de hadi bir bakayım dedim ve sonuç olarak çok beğendim. Gayet sürükleyici, merak uyandırıcı bir dizi olmuş. Einstein’in geçmişiyle ilgili pek bir bilgiye sahip olmayınca izlemesi de bir hayli keyifli oldu.
Genius, Mars gibi yasaklı değil miydi yahu?
şimdilik değilmiş. ama bence yasak gelir ona da.
Handsmaid’s Tale > Blu TV.
Young Pope ve bir şey daha da yemişti zaten bu yüzden. Normal.
The White Princess güzelmiş izlenir iddalı ve saglam dizi starz gene saglam bir iş çıkarmış ingiliz kraliyet ingiltere tarihini seviyorsanız bir göz atın derim
trump yüzünden zaten america karışıkdı Dear White People ile de iyice karışmış america
Dizilerin reklamlarını asıl yapan korsan peşinde koşuşturan insanlar. Kendi işlerine geliyor. Bir idrak edemediler şunu.
İlk 3 bölümünü de bitirdim. Bu sezonun en iyi dizilerinden olacak diye düşünüyorum. Çok beğendim. Umarım bozmaz. Dün fuarda kitabını da gördüm alacaktım aslında sonradan vazgeçtim diziyi bitirince okumayı düşünüyorum. Hatta kitabın ortasını açıp biraz okudum da ispiyon yemiş bile olabilirim kendi kendime.
3. bölümle alakalı bir sorum var:
Beklentim büyüktü, demek karşılaşmış. Gireyim yakın zamanda.
American Gods yaklaşık iki saat önce gelivermiş.
Normalde bir şey fark ettirmez derdim ama İngilişçe altyazısı da gelmiş.