Melrose Place (2009) — Tanıtım
22 yorum rpdi 18 Kasım 2011 18:00
2009 sonbaharında The CW‘da yayın hayatına başlayan ve birinci sezonunun sonunda iptali gören dizimizi bir yad edelim dedim. Aynı zamanda bu talihsiz durumuna rağmen birilerinin ilgisini çekmesini umut ediyorum ve sizleri yazının devamına davet ediyorum.
Dizimiz, 1992 yılında başlayan ve 7 sezon süren aynı adlı diziden uyarlama. O dizi ise şimdilerde 4. sezonu devam etmekte olan 90210‘un uyarlandığı Beverly Hills, 90210‘un bir uzantısı. Fakat iki Melrose Place’in de bunlarla pek bir alakası yok. Şimdiki konumuz olan Melrose Place 2009’un konusundan -mümkün olduğunca az ispiyon vererek- bahsedecek olursak:
Aslında uzun uzun anlatabileceğimiz bir konusu yok. Bir grup apartman sakininin ilişkilerini konu alan bir gençlik dizisi var karşımızda.Sadece romantik ilişkiler, entrikalar üzerine kurulu bir yapım değil. Ortada faili meçhul bir cinayet var ve bu diziyi ilginç kılan en güzel inceliklerden biri bu. Bir sabah apartman sakinlerinden biri apartmanın avlusundaki havuzda ölü bulunuyor ve esas olaylarımız başlıyor.Hemen hemen her The CW dizisinde olduğu gibi, güzel bayanlarla ve yakışıklı beylerle dolu, çok başarılı ve parlak bir kadromuz var. Şimdi onlardan ve karakterinden bahsedecek olursak:
Katie Cassidy
Ella (Katie Cassidy):Hırslı, azimli, entrikacı Ella’yı canlandıran Katie Casssidy, diziye şans tanımamdaki en büyük etken. Kendisini, Supernatural ve Harper’s Island‘da izlemiştik. Sonra Melrose Place’e katıldı; iptalinden sonraki sezon Gossip Girl‘de epeyce göründü.
Stephanie Jacobsen
Lauren (Stephanie Jacobsen):Yine izlemeye doyamadığım oyunculardan biri. Dizide, ekonomik sorunlar yaşayan tıp fakültesi öğrencisi Lauren’ı canlandırıyor. Bu sorununu çözmek için bulduğu yöntem ile bizleri epey şaşırtan, sürprizlerle dolu bir karakter. En son Terminatör: TSCC‘da da izlemiştik.
Jessica Lucas
Riley (Jessica Lucas):Dizinin özenilen çifti Riley-Jonah’ın Riley’si. Öğretmenlik yapan, iyi niyetli, sevimli, cici bici bir karakter. Dört bölüm 90210’da oynamış. Melrose Place’in iptali üzerine NBC‘nin son kurbanlarından olan ve 12 bölüm süren Friends with Benefits‘te izledik geçtiğimiz yaz.
Michael Rady
Jonah (Michael Rady) : Dediğim gibi, Riley ile çok örnek bir çift olan Jonah, sinema tutkunu. Bu işi yapıyor ve en büyük hayali kısa filmi ile dikkat çekebilip, yönetmenlik işlerini ilerletmek. Oyuncuyu daha çok sağda solda konuk olarak görüyoruz. 14 bölüm Greek‘te rol almış.
Ashlee Simpson
Violet (Ashlee Simpson) : Söz konusu cinayetin işlenmesine çok yakın bir süre apartmana taşındığı için dikkatleri üzerine çeken gizemli, güzel bir kızımız. Oyunculuk anlamında en zayıf halka bu bayandı. Zaten pek bir tecrübesi de yok. 7th Heaven adlı bir dizide kısa bir süre oynamış. Jessica Simpson‘ın kardeşi olan Ashlee’yi kadroya alırken, şarkıcılığı ile ABD’deki popülerliğine güvendiler herhalde.
Colin Egglesfield
Auggie (Colin Egglesfield): Yetenekli ahçı şef Auggie, cinayet kurbanı Sydney ile yakın ilişkisinden dolayı en baş şüphelilerden. All My Children adlı pembe dizide uzun süre yer alan oyuncu, bu yıl da popüler aktris Kate Hudson‘la birlikte Something Borrowed adlı filminde rol aldı. Bunlar dışında bolca konuk olarak görüyoruz televizyonda.
Shaun Sipos
David (Shaun Sipos):Bu oyuncunun da televizyondaki ilk büyük projesi Melrose Place’ti diyebiliriz. İptal edildikten sonraki sezon Life Unexpected‘a katıldı ve orada da The CW’nun gazabına uğradı.
Orijinal Melrose Place’in yıldızlarından bazı isimleri de izleme imkanı elde ediyoruz. Bu isimler: Thomas Calabro, Heather Locklear, Josie Bissett, Laura Leighton ve Daphne Zuniga şeklinde.Cinayet kurbanı Sydney, Laura Leighton tarafından canlandırılıyor. Sorunlu doktorumuz Micheal Mancini (aynı zamanda David’in babası) ise Thomas Calabro sayesinde hayat buluyor. Eski Melrose Place’in en sevilen karakterlerinden Amanda, Heather Locklear tarafından canladırılıyor. Kendisi sezon ortasında kadroya katıldı.Diziyi iptalden kurtarma hamlelerinden biriydi fakat ne yazık ki işe yaramadı. Kadronun diğer isimlerine şuradan bakabilirsiniz.
18 bölüm sonunda iptal olan bir diziyi tavsiye etmek ne kadar doğru bilmiyorum. Ben, iptal olduğunu bildiğim halde izledim ve hiç pişman değilim. Aynı türden Gossip Girl ve 90210 ile karşılaştırdığımda Melrose Place‘in çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Bu tip dizilerde genellikle liseli bir grubu izleriz. Fakat, burada ise yaş aralığı olarak daha büyük bir kesim var karşımızda. Hatta tutmama sebebi olarak “CW izleyicisine fazla yaşlı kaçtı bunlar” şeklinde yorumlar var ve kesinlikle katılıyorum. Çünkü gerçekten çok iyi bir diziydi ve beğenilmemesi için başka hiçbir sebep göremiyorum.
Konular toparlanıp, final tadında bir bölümle bitirildi diyemiyorum ama ucu çok açık da bitmedi. Bence boş bir vakitte gayet güzel izlenir. Bu tarz dizilerden hoşlanıyorsanız mutlaka şans tanımalısınız. Çünkü türünün -nadir rastlayabileceğiniz- iyi örneklerinden biri var karşınızda.
Biraz fazla uzun ve hafif ispiyonlu bir tanıtım videosu, aşağıda sizleri bekliyor.
İzleyecek olanlara iyi seyirler…
yorumlar
92 yapımı kadar olmasa da gayet güzel bir diziydi bence. The CW şans vermeyerek hata yaptı. Thomas Calabro‘nun kadroda olduğunu duyunca hele çok sevinmiştim. Orjinal dizide de favorimdi kendisi
Bu arada, güzel tanıtım için teşekkürler rpdi
Benim niyetlendiğim vakit iptali gelince izleyememiştim bu diziyi. Geçtiğimiz aylarda burada yine dile gelince onun yerine halen devam eden 90210’a başladım hatta. Günün birinde izler miyim bilmiyorum ama tanıtım hoşuma gitti, diziyi iyi anlatan bir tanıtım olmuş. Eline sağlık @rpdi.
Colin Egglesfield’i görünce oyuncusu olduğu Rizzoli&Isles’ı hatırladım, o da özletti kendini. 3 bölümlüğüne de olsa da dönüyor neyse ki 10 güne, bu da ayrı bir hatırlatma oldu bana bu yazıyla
Alyssa Milano‘nun oynadığını öğrenip, 92 yapımını bende izlemiştim. Hoşuma da gitmişti ama sonra kopmuştum diziden. Güzel tanıtım izle beni, izle beni diye bağırsada bölüm sayısının azlığı caydırıyor insanı.Şunu da belirtiyim “Melrose Place” dizisinin “90210” ve “Gossip Girl”‘den daha iyi olduğuna kesinlikle katılıyorum. Eline sağlık rpdi
Yazıyı beğenenlere teşekkürlerimi sunuyorum
@dkamoy: Yazıdaki düzenlemelerin ve eklemelerin için ellerine sağlık,teşekkürler İnşallah fazla uğraştırmamıştır.
@hsparks: Ben senin diziyi izlemediğini düşünüyordum.”Revenge’e bu kadar hasta biri,Melrose Place’i izlemiş olsaydı daha da ayılıp bayılır,çoktan tanıtımını yapardı bile” diye düşünüyordum Yine de “daima Revenge” diyorsun galiba :))
@aytackara: O konuşmayı ben de hatırlar gibiyim.Yine konu dışına çıkmış,almış başımızı gitmiştik ve hatta senin yazındı galiba Bence boş bir vaktinde,mini dizi niyetine çıtır çıtır izlersin Gerçekten türünün iyi bir örneği.Colin Egglesfield da çok fazla konuk oyuncu olmuş.Hepsini dökemedim buraya.
@havintk: Bölüm sayısı konusunda katılıyorum.Elimizde 22+13 şeklinde iki sezon olsaydı tadından yenmezdi Yine de izlemeye değer diye düşünüyorum.Öyle ki üşenmedim,tanıtım yazdım yani,o derece güveniyorum diziye
The O.C.’nin bitimine az kala, acaba başka nasıl bir gençlik dizisi bulabilirim diye sorarken, senin bu tanıtımını gördüm. Tek sezon sürmesi, kısa bitmesine sebep olacak ama en azından arşivimde bir dizi daha yer alacak. Tanıtım için teşekkürler. The O.C.’yi bitirir bitirmez buna da şans verip, bölümlerini izlemeye başlayacağım.
@rpdi: Nefret etseydim bile, sırf eski diziye saygımdan seyrederdim sonuna kadar.Orjinal dizinin manyağıyım çünkü. Şimdiye kadar çıkmış bütün DVD’leri mevcuttur elimde Ama son zamanlarda benim için Revenge’le hiçbir dizi boy ölçüşemez orası ayrı
@rpdi : Hiç uğraştırmadın, eline sağlık. Bu arada bu dizi sayesinde “Vay be Cw’dan bana uygun bişiler de çıkabiliyormuş” diyebilir hale gelmiş ve fakat aynı yılın sonunda “Cw, sen de diğer kanallar kadar gaddarsın” dedirterek, iptal etme konusunda kara listeme girmişti (hala çıkamadı).
Bu dizideki tüm ana kadronun dış görünüşünün (hem dişi, hem erkek) fazlasıyla dişime dokunmasına da çok şaşırmıştım. Doktorun yüzündeki beni biraz batıyordu ama yine de hojj hatundu. Son fotoğrafın alındığı sahnede Riley’in kıyafet seçimine hassta olmuştum. Bir ten rengi ile kıyafet rengi bu kadar mı güzel birbirine uydurulur vs. diye çığlıklar attıydım. Yine de Jonah ile Riley’i birbirine yakıştıramayan bir ben vardım galiba. Ya da Jonah biraz fazla mı hoşuma gidiyordu acaba? :)) (Michael Rady’i sonradan izlediğim Sleeper Cell’de bulmak güzel sürpriz olmuştu. Farklı cinsiyetle takılıyor olsa da… )
Seyirci sayisinin dusukluguyle gelen iptali tamamen CW’nun orijinalde tutan formulu uygulamamasina bagliyorum:
Bekle kardesim 90210 bir-iki yil daha ilerlesin karakterler iyice otursun sonra dizinin tutmus oyuncularini yolla melrose’ a bir iki bolumlugune… Alsana yeni hit dizi.
O yil pek bir acimasizdi CW. Canim TBL’ i de 3 bolume oldurmustu.
ben de geçen ay duymuştum bu diziyi ama ne dvd’sini ne başkasını (yani .mkv değil de avi formatında) bulamadım, sen nerden buldun ayıptır sorması?
soru banaysa bulmasi zor degil; ama P2P konularini buradan konusmak cok da mantikli degil bence.
@sineka: Şöylesi bir kadro diziyi kurtaramadı,90210’un yeni yetmeleri kim ki kurtarsın Tabi geyik yapıyorum,sevenleri darılmasın.Hakikaten şu dizinin tutmama sebebini hala anlayabilmiş değilim.
@Khaleesi: Sonuçta eski bir dizi değil,sorun çıkaracağını düşünmüyorum.Biraz daha bakın,hala bulamazsanız yardımcı olabilirim
rpdi cidden mkv olmayan bir formatta bulamadığım için soruyorum, sorun olmayacaksa link verebilirsen çok çok sevinirim.
Bugün @hsparks, Melrose Place deyince ben de etiketlere falan girdim, orda birkaç ay önce yazdığım bu yazı çıktı karşıma. Hatalarım ve eksikliklerim karşısında şok oldum, çok kızdım kendime. Biraz bişeyler değiştirdim ama hala istediğim gibi olmadı. Daha geniş bir zamanımda büyük çaplı bir yenileme yapmayı düşünüyorum, çünkü bu dizi en iyisini hak ediyor. Sizlerin de gözünüze takılan yerler varsa ve bana söylerseniz çok sevinirim
Bu arada tek kendime kızmadım. The CW’ya ateş püskürdüm yazıyla uğraşırken. İptal edilecek dizi miydi şu? :'((((
Biraz daha şans tanımadın. Bu sene de Ringer’a bu kadar bayılıyorum. Yani bu yıl da kesin onu iptal edecek bu CW
İlk 8 bölüm üzerine;
Öncelikle; yukarıda Gossip Girl ve 90210’dan daha iyi gibi yorumlar yapılmış. Yorumların 2011 sonlarında Gossip Girl’ün beşinci, 90210’un 4. sezonunda yapıldığını hesaba katarsam kesinlikle katılmam mümkün değil bu yorumlara. İki dizi de bundan daha iyiydi kesinlikle. Ama bu 3 diziyi sadece ilk sezonları üzerinden kıyaslayacak olursam; bunun Gossip Girl ve 90210’un ilk sezonlarından daha iyi olduğunu söyleyebilirim. İki dizinin de ilk sezonları en zayıf sezonlarıydı çünkü.
Diziye dönecek olursam;
*Kast seçimleri tam CW’lik. Seksi kızlar ve yakışıklı erkekler diziyi satmayı başarıyor. Sırf bunun için bile izlenir zaten. Hal şöyle ki Katie Cassidy; Jessica Lucas, Stephany Jacobsen ve Ashlee Simpson ile kıyaslanınca dizideki ana karakterler arasında en az çekici hatun konumunda kalmış.
1- Jessica Lucas
2- Ashlee Simpson
3- Stephany Jacobsen
4- Katie Cassidy
Bayan izleyiciler de unutulmamış tabi. Çakma Brad Pitt Shaun Sipos da kadroda.
*Konuk oyuncu havuzu da gayet başarılı. 2. bölümde Taylor Cole, 4. bölümde Elena Satine ve Kelly Carlson, 5. bölümde Nicky Whelan, 6. bölümde Kevin Alejandro, 7. bölümde Jenna Dewan Tatum, 8. bölümde Colton Haynes ve Olga Fonda diziye şu ana kadar konuk olan bazı isimler. Orijinal dizinin kadrosundan da 3-4 isim falan konuk olmuş durumda.
*Dizinin müzik geçişleri çok başarılı. Dönemin popüler şarkıları ve pek de popüler olmayan şarkılar çok iyi harmanlanmış.
*Ana hikayenin tutkalı olan ‘Katil kim?’ sorusu merak ettiriyor.
*Bölümlük hikayeler idare eder seviyede.
*En büyük sıkıntı ise karakterlerde. Yazılan karakterlerin pek bir derinliği yok. Onu o yapan özellikleri, tepkileri, nedensellikleri, sınır kavramları, olmazsa olmazları vb. ayrıntılar üzerine hiç düşünülmemiş neredeyse. Özellikle Riley, Lauren ve David karakterleri tam bir fiyasko. Jonah ve Auggie vasat seviyede. Aralarında nispeten daha iyi yazılmışları Violet ve Ella. İlerde onların da cıvkını çıkarmışlarsa şaşırmam ama.
Umarım sonu çok açık değildir ya da en azından katili öğreniyoruzdur. Kaldı 11 bölüm, izlemeye devam.
Tempolu, sürprizli, güzel bir bölümdü.
*Noah’nın David’in oğlu olma ihtimali de güzel bir sürpriz oldu. David’in hayatı boyunca pek vakit geçirmediği üvey kardeşinin bu kadar üstüne titriyor oluşu anlam kazandı böylece.
*Şükür ki Jonah-Riley ilişkisi patlayabildi sonunda. O kadar yapay bir çifttiler ki en baştan beri ayrılmaları taraftarıydım zaten. Daha çok zıt kutupların birbirini çekmesi taraftarı olduğum için Ella-Jonah ilişkisi istiyordum hep. Umarım Jonah bir öküzlük yapıp üzmez kızı.
Riley’ye sadece Jonah’yı değil ekipten hiç kimseyi yakıştıramıyorum açıkçası en baştan beri. Riley’nin edep adap bilmeyen odun oğlu bir oduna ihtiyacı var bence. Ya da çapkın, fırlama, umursamaz, bunu sinir edecek tarzda biri.
*Auggie hıyarının da Violet’in elinden çekeceği var bu saatten sonra. Acıyor muyum? Kesinlikle hayır!
*Jonah, kararsızlığı ile sinirimi bozdu.
*Bu Amanda ne uyuz bir kadındır öyle ya!
*Nick Zano’nun diziye dahil olmasına sevindim. Bu bölüm her ne kadar Lauren’e yazıyor gibi olsa da Riley’ye yürümesi daha iyi olur bence. Şu an Riley’nin tam da onun gibi birine ihtiyacı var. Jonah değil, Ben değil, Drew!
S01E18 (FİNAL)
İzlemesi keyifli, çerezlik bir diziydi. Devam etse güzel de olurmuş aslında.
Ucu apaçık bitti bu arada. Bu bölüm sezon finali hissi bile veremedi bana. Sıradan bir ara bölüm gibiydi adeta.
Ben bunu ne severdim, ne severdim… Öyle çok pis bitti, izlediğime pişmanım dediğimi hatırlamıyorum. Katil falan çıkmıştı ortaya sanki.
@rpdi Katil, 12. bölümde çıktı zaten ortaya. Sonrasında başka konularla devam ettiler. Ama son bölümde dediğim gibi hiç böyle sezon finali havası bile yoktu. Apaçık derken de fazla abarttım biraz. Kapatmaları gereken 2 süregelen konuyu kapattılar bölümde aslında. İlişkilerle ilgili konular askıda kaldı sadece. Ama bu diziye bunu göze alarak başladığım için çok da umursamadım bu durumu.
Evet ya doğru. Sezon ortasından sonra bazı oyuncular çıkmıştı, yerine başkaları girmişti falan. Bir yenilenme, diziyi kurtarma çabalarına girmişlerdi ama olmamıştı.
@pirate : Ay şu finaller konusunda amma mızmızsın yahu…