Blood Drive – Tanıtım
9 yorum pirate 23 Haziran 2017 08:45
Bilim kurgu, fantastik ve doğaüstü türünde diziler yayınlayan Syfy kanalı 14 Haziran 2017 tarihinde yeni bir bilim kurgu dizisi yayınlamaya başladı: Blood Drive
GİRİZGAH
Bilim kurgunun yanına korku ve macera unsurları da eklemeyi ihmal etmeyen dizinin henüz 2 bölümü yayınlandı. 2. sezonu olup olmayacağı an itibariyla belli olmayan Blood Drive’ın ilk sezonu 13 bölümden oluşacak.
İlk bölümü 44, ikinci bölümü 42 dakika süren dizinin bölüm süreleri 40-45 dakika arasında değişecek gibi duruyor. Blood Drive, çarşamba akşamları Amerikan izleyicisi ile buluşuyor.
Dizinin yaratıcısı James Roland. Yapımcıları arasında Roland dışında Fredrik Malmberg, Mark Wheeler ve Janace Tashjian gibi isimler de yer alıyor.
KONU
Hikaye alternatif bir evrende geçiyor. Sene 1999. Petrol ve su kıtlığı var, ikisi de ateş pahası. Suyun kullanıldığı her sektör de bu yokluktan nasibini almış durumda. İnsanların alım gücü düşük, suç oranları yüksek, bir kaos ortamı mevcut. Büyük şirketler fazlasıyla güçlenmiş, devlet yönetimleri ise güç kaybetmiş durumda. Polislik devlet elinden alınıp ihale yoluyla özel bir şirkete devredilmiş vaziyette. Polis teşkilatına olan güven ve saygı da sarsılmış durumda haliyle.
Genel atmosferin yukarıdaki şekilde olduğu bir ortamda bizim ön planda odaklandığımız ana konu ise ‘Blood Drive’. Yani ‘Kanlı Yarış’. Amerika’nın en psikopat yarışçıları büyük ödül olan 10 milyon doları kazanmak için karşı karşıya geliyor. Peki, arabalar ne ile çalışıyor? Kan ile. Saf insan kanı! Yani bu yarışı kazanmak için sadece çok iyi bir şoför olmanız yetmiyor. Aynı zamanda bir cani de olmanız gerek ve rakibiniz olan bir sürü caniyi de ekarte etmek elbette!
Yarış etap etap koşuluyor, etap sonlarında belirli sayıda yarışmacı yarış dışında kalıyor. Yarışmacılar dinlenme ve eğlenme noktalarında geçirdikleri sürenin ardından bir sonraki etapta yarışmak üzere tekrar yola çıkıyor. Bu yarıştaki en önemli kural ise ‘Sakın ola rakiplerinden birini öldürme!’
O vakit Kanlı Yarış başlasın!
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Grace (Christina Ochoa):
Yarışa katılmaktaki amacı tamamen duygusal. 10 milyon dolarlık büyük ödülü kazanarak akıl hastanesinde olan kız kardeşini çıkarıp yeni bir hayata yelken açmak niyetinde. Şanssızlığı ise yarışın başlayacağı gün bir anda kendisini idealist polis memuru Arthur ile partner olarak bulması. Şimdi yarışı kazanması için sadece rakiplerini geçmesi değil aynı zamanda Arthur’u da hizada tutması gerekiyor.
Soğuk kanlı, havalı, kendi başının çaresine bakabilen, cesur bir kadın.
Karaktere Animal Kingdom ve Matador‘dan hatırlayabileceğiniz Christina Ochoa hayat veriyor.
Arthur Bailey (Alan Ritchson):
İdealist, kaos ortamının içinde bile hala doğruyu yapmayı ilke edinmiş bir polis memuru. Aptal cesaretine sahip olduğu söylenebilir. Bu aptallığı hiç de alakası olmadığı bu yarışa dahil olmak zorunda kalmasına neden oluyor. Yarışı istese de bırakamıyor; çünkü beynine bir çip yerleştirilmiş durumda. Partneri Grace’ten belirli bir miktar uzaklaştığı takdirde ikisinin kafasındaki çip de patlayacak ve ikisi de nalları dikmek zorunda kalacak.
Karakteri Blue Mountain State dizisinden aşina olduğumuz Alan Ritchson canlandırıyor.
Christopher Carson (Thomas Dominique):
Arthur’un polis teşkilatından partneri ve aynı zamanda yakın arkadaşı. Arthur’u içine düştüğü vaziyetten kurtarabilecek tek kişi o. Ama onun da başı başka büyük dertlerle dolmak üzere.
Karaktere Undercover‘dan anımsanabilecek Thomas Dominique hayat veriyor.
Aki (Marama Corlett):
Onun hakkında bir şeyler söyleyip sürprizi kaçırmayayım. Kilit bir karakter deyip susayım.
Karaktere hayat veren isim Sinbad‘dan hatırlanabilecek Marama Corlett.
Slink (Colin Cunningham):
Kanlı Yarış’ın sunucusu ve aynı zamanda organizatörü. Bu kan ve kaos dolu ortamdan büyük keyif alan bir psikopat.
Karakteri Falling Skies‘tan hatırlayabileceğiniz Colin Cunningham canlandırıyor.
YAZARIN NOTU
İlk 2 bölüm itibariyla başından memnun ayrıldığım, ilk bölümünü 2. bölümüne oranla daha fazla sevdiğim bir dizi oldu Blood Drive. Etrafta bolca kanın aktığı, coşkulu, saldırgan ve hafif karikatüristik tiplemelerle bezeli leş bir korku dizisi. Ama iyi bir leş! İşini doğru yapıyor, izleyiciyi ekrana bağlamayı başarıyor.
Başroldeki Alan Ritchson-Christina Ochoa ikilisi de iyi bir uyum yakalamış durumda. Daha önce yer aldıkları dizilerden sempati duyduğum bu ikiliyi izleme fırsatı yakalamak benim için dizinin en büyük artısı.
Herkese önerilebilecek bir dizi değil elbette ama bir ilk bölüme şans verin en azından bence.
İzleyecek olanlara iyi seyirler!
yorumlar
Christina Ochoa yeni dizi valor da da oynıcak helal olsun kadına iyi çalışıyor
dizide psikopatlık manyaklık nirvana ya ulaşmış dizide cinsel içerikler aşırı derece de var yeteri kadarıyla ona göre izleyin ramazan bitiyor allahtan oruçlar giderdi valla
S01E03
Her bölüm ayrı bir macera cidden. Bizim ikili bela mıknatısı mübarek ve eğlenceli bölüm hikayeleri çıkıyor bu mıknatıs durumundan. Yarıştaki sayko çifti de sevdim. Slink’in telefon görüşmesi de keyifliydi. Güzeldi bu bölüm de.
S01E05
Süper bir leş bölüm çıkmış yine ortaya. Aşağı yukarı her sahnesi çok keyifliydi. 2 konuğumuz da iyi renk kattı ayrıca.
Şaka maka Marama Corlett baya iyi performans gösteriyor yan rolde bu arada.
Bu yazın en büyük renklerinden biri bu dizi. İyi ki var.
S01E06
Fena değildi yine ama şu kareyi gördüğüm ilk andan beri heyecanla bu bölümün gelmesini beklediğim için bir beklentiyi karşılayamama durumu oldu açıkçası. Daha iyi olabilirdi bu Amazonland bölümü.
S01E08
Sezonun en güzel bölümlerinden biri olmuş. Grace-Arthur-Slink kısımları da Christopher-Aki kısımları da çok iyi aktı. Övmüştüm ama tekrar öveyim Marama Corlett yan rolde döktürüyor valla. Colin Cunningham’ı övmemiştim, onu da öveyim. O da çok iyi iş çıkarıyor. Çok iyi bir ekip oldu komple bunlar. Haven bittiğinden beri hiçbir Syfy dizisine bu şekilde bağlanamamıştım. İnşallah onay alır, çünkü cidden veda etmek istemiyorum bu kadroya.
Bombastik bir bölümdü. Final tadında bir bölüm yapmışlar diyebilirim.
*Arthur’un Grace’in öldüğünü düşündüğündeki çıldırışı tamam da ölmediğini anladığındaki tepkisizliği hiç olmadı açıkçası. Neyin kafasındaydı, niye moddan çıkamadı anlamadım.
*Sayko karı kocanın son tangosu ve veda busesi güzeldi. İyi uğurladık ikiliyi.
Geçen haftaki bombastik finish çizgisi bölümünün üstüne güzel bir afterparty olmuş bu bölüm.
Kaldı 1 bölümcük!
Sezon finali yazıyordu fragmanda ama umarım ters köşe yapmazlar.
Yine gayet başarılı bir bölümle kapanışı yapmış. Süreyi dolduralım diye ucuz aksiyon filmi taktiği uzatmalar yapmışlar ama neyse güzel bölümdü sonuçta. Final tadı da verdi. Son sahneyle de 2. sezon olursa buradan yürüyeceğiz hissi verdi ki diziyi ne kadar çok sevsem de o noktadan çıkacak bir 2. sezondan bu sezondan aldığım tadı alamazdım diyerek dün gelen iptal haberine fazla üzülmemeye çalışıyorum şu an.
Christina Ochoa, Marama Corlett ve Colin Cunningham’ın döktürdüğü, her bölümüyle ayrı bir maceraya sürükleyen, başlamadan önce vaat ettiğinin çok çok üstünde bir kaliteye ulaşan, Haven’dan sonra beni Syfy ile tekrar kaynaştıran şahane bir dizi oldu Blood Drive. Emeği geçen herkese büyük bir teşekkürü borç bilirim bu yaz dönemine bu seviye renk kattıkları için!