Hanna – Tanıtım
46 yorum pirate 08 Nisan 2019 09:06
Amazon’un yeni draması Hanna‘nın tanıtımıyla sizlerleyiz bugün.
Hanna, film uyarlaması bir dizi. 2011 yapımı aynı isimli filmden uyarlanan dizinin yaratıcısı David Farr. Yapımcı koltuğunda ona Andrew Woodhead, Marty Adelstein, Becky Clements ve Tom Coan gibi isimler eşlik ediyor.
Aksiyon, macera ve gerilim ögelerini harmanlayan Hanna‘nın 8 bölümden oluşan ilk sezonu 29 Mart 2019 tarihinde yayınlandı. Lakin ilk bölümü yaklaşık 2 ay öncesinden sunulmuştu bir reklam taktiği olarak.
Bölüm süreleri 47-56 dakika arasında değişen dizinin 2. sezonunun olup olmayacağı ise henüz belli değil.
Diziyi bir adamın bir bebeği bir tesisten kaçırdığı sahne ile açıyoruz. İlerleyen dakikalarda zaman atlaması yaşanıyor, aradan 15 yıl geçmiş. O malum bebek 15 yaşında genç bir kız olmuş. Tüm hayatı Polonya’da bulunan büyük bir ormanda babası bildiği o adamla geçmiş. Avlanmayı, dövüşmeyi, savaşmayı, hayatta kalmayı öğretmiş babası ona geçen yıllar içerisinde. Ama insanlardan ve medeniyetten uzak bir hayatı olmuş ve sosyal becerileri pek de gelişmemiş haliyle.
Hanna ve babasının böyle bir hayat sürme sebebi malum tesisi işleten ve Hanna’nın annesinin ölümüne sebep olan kötü kişilerin onları bulamamasını sağlamakmış. Bunu sağlamanın en iyi yolu da başka insanlarla iletişime geçmemekten geçiyormuş. Bu konuda çok da başarılı olmuşlar 15 sene boyunca. 15 senenin sonunda Hanna bir hata yapıyor ve genç bir delikanlıyla iletişime geçiyor. Bu da yerlerinin açığa çıkmasına ve bir kedi-fare oyununun başlamasına sebep oluyor. Kaçanlar, kovalayanlar, değişen dinamikler, amansız bir aksiyon ve küçük bir Avrupa turu. Geçmiş avaş yavaş eşelenmeye başlıyor ve 15 yaşındaki genç kızımız Hanna’nın merak uyandıran hikayesi sizi içine içine çekmeyi başarıyor.
Hanna karakterine 19 yaşındaki İngiliz aktris Esme Creed-Miles hayat veriyor.
Hanna’nın babası Erik karakterinde Altered Carbon, The Killing ve House of Cards dizilerinden tanıdığımız Joel Kinnaman‘ı izliyoruz.
Erik’in Hanna’yı 15 yıl önce kaçırdığı tesisten sorumlu kişilerden biri olan ve bunca yıldır Hanna’yı bulmayı takıntı haline getirmiş durumda olan Marissa karakterinde The Catch, The Killing ve Big Love dizilerinden tanıdığımız Mireille Enos‘u izleme fırsatı yakalıyoruz.
Hanna ile ailesiyle çıktığı bir yurt dışı seyahati sırasında tanışan ve arkadaş olan 15-16 yaşlarındaki genç kız Sophie karakterini ise Rhianne Barreto canlandırıyor. Sophie, Amsterdam’da yaşıyor ailesiyle beraber. Sürekli tartışan ama boşanmayan ebeveynlerinden rahatsız durumda olan huzursuz ve biraz da mutsuz bir genç kendisi.
Dizide daha küçük rollerle yer alan diğer isimlere şuradan ulaşabilirsiniz. Dizinin fragmanını ise şuradan izleyebilirsiniz. Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılmaktaydı bir de.
İlk 2 bölümde güzel bir giriş yaptılar sezona. 3. bölümde dip yapsa da 4. bölümden itibaren idare eder bir kıvamda akmaya devam etti. Oldukça başarılı bir sezon finaliyle de sezonu kapamayı başardı. Diziyi Joel Kinnaman’ın karakteri Eric ya da Mireille Enos’un karakteri Marissa değil de Hannah karakteri taşıdı bana göre. Esme Creed-Miles, doğru bir tercih olmuş rol için ve iyi bir performans ortaya koymuş. Hanna’nın normal hayata uyum çabalarını ve verdiği tepkileri izlemesi keyifliydi sezon boyunca.
Joel Kinnaman’ın rolü oldukça düz bir roldü. Mireille Enos’un karakteri daha iyi şekillendirilebilirmiş bence. Mireille Enos, o güleç yüzü ve tatlışlığıyla garip durmuş kötü karakter olarak sunulan bu rolde. Ama oyuncuyu The Catch’ten sevdiğim için varlığından da memnundum bir yandan elbette.
Filmini izlememiştim; bu yüzden o konuda bir yorum yapamayacağım. The Killing’i izlemediğim için Joel Kinnaman-Mireille Enos yeniden bir araya gelmesi ile ilgili bir yorumum da yok. Diziyi izlemek için bu 2 unsur da tetikleyici bir sebep olabilir bazıları için yani.
Bol olaylı bir sezon finalinin ardından yeni sezonu istetir bir şekilde kapattı sezonu Hanna. Bu hikayenin devamını izlemek istiyorum cidden. Umarım 2. sezon onayı almayı başarır.
yorumlar
Dizi ile ilgili yorumlar daha önce şurada idi.
İlk Sezon’un ardından
Öncelikle ilk bölümü izleyip iki ay beklettikleri için bir sinirle başlasam da ilk bölüm ayarında bölümler beni oldukça rahatlattı. Maalesef aksiyon kısmı sezon ortasında çok düştü, darama ağır basmaya başladı, güzel bir sezon finali ile de veda etti.
Hafta sonu maratonum için oldukça keyifli ayrıldım başından.
Hanna’yı oynayan kız’ı oldukça beğendim, başarılı idi, Mireille Enos ve Joel Kinnaman düşmanlığı ise oldukça çekici idi. Geldiği nokta itibari ile konu kapansa da yeni sezona hayır demem.
Fena değil herşeyi tadında anlatmışlar beğendim.
İlk üç bölüm itibarıyla memnunum. İki yetişkin başrol için başladım, onlardan da memnunum ama kızı çok iyi bulmuş olmalarını ve onun oyunculuğunu da takdir ediyorum.
Filmini izleyenler biraz hayal kırıklığı yaşayabilir.İlk bölüm ve son iki bölüm tempo biraz arttı ancak ortalarda iyice sıktı dizi.Hanna yı oynayan oyuncuyu yeterli bulmadım.Bence yanlış tercih .Joel Kinneman ve Mireille Enos hatırına 8 bölüm dayandık.Devam ederse izlemeyi düşünmüyorum.
Ortalama olan beklentimi karşıladı. Dark Angel hikayesinin janjansızı olarak izledim. Arada ergen geyikleri ile baysa da toplamda memnun kalktım başından.
İlk bölümden sararsa devam edin bence.
Son derece beğendiğim bir yapım oldu Ortalarda bir ara ergen işleri beni de azıcık baysa da, ortada oldukça eli yüzü düzgün bir iş var gerçekten. Oyunculuklar gayet iyi, çekimler ve prodüksiyon başarılı; dövüş koreografileri de hiç fena değil. Müziklere ise ayrı bir parantez açmak gerek; şahane seçimlerdi Joel Kinnaman ve Mirelle Enos zaten, “The Killing” efsanesinden beri çok severek izlediğim oyuncular; Hanna’yı canlandıran kız da harikaydı. Son iki bölüm dizi iyice şaha kalktı ve iyi bir yerde sezonu kapattı. İkinci sezon onayı almasına da çok sevindim. Tek sinirlendiğim nokta (büyük ispiyon!);
Sonuç olarak, her saniye aksiyon aramıyorsanız kesinlikle tavsiyedir.
@darkcrystal Teşekkürler.
Güzel bir tanıtım olmuş. Ellerine sağlık @pirate
2011 yapımı filmi beğenmiştim. Tanıtım sayesinde birkaç bölüm şans tanırım havasıyla girdim ve beklentimin üstünde bir diziyle karşılaştım. Neredeyse her bölümden keyif alarak 8 bölümlük ilk sezonu bitirdim.
Joel Kinnaman-Mireille Enos, The Killing uyumu bu diziye de yansımış. Ama büyük övgüyü başroldeki Esme Creed-Miles hak ediyor.
Ciddiye alınmadan izlendiğinde daha da eğlenceli olduğunu düşünmekteyim.
İlk sezonu tamamladım. Güzel bir diziydi, Amazon dizileri seviyesinde bir dizi olmuş, ne aşağısında ne yukarısında. Zaman zaman aksiyonu arttırdılar iyi oldu. 8 bölüm, süreleri de uzun olmayınca peş peşe aktı. Gelecek sezonu da izlerim ama tek sinir olduğum nokta
Marissa ise potansiyelli bir karakterdi fakat onun üstüne o kadar çok durmadılar, 2. sezonda dururlar herhalde.
Gelecek sezonda görüşürüz.
Dermot Mulroney (Homecoming, My Best Friend’s Wedding),
Anthony Welsh (Fleabag, Black Mirror),
Severine Howell-Meri (Doctors, Casualty),
Cherelle Skeete (Ordinary Lies, Call the Midwife), and newcomer Gianna Kiehl
S01E07
Dizinin ikinci yarısı çok daha hoşuma gitti. Mesela şu 2 bölümdür baba-kız sahneleri çok daha samimi geliyor bana, sezon finaline doğru daha çok sevdim diziyi.
Yukarıda belirttiğim gibi özellikle ikinci yarısı ile sevdiğim bir dizi oldu. Aşırı övmeye gerek yok ama sağlam bir dizi olduğunu belirtmek lazım. Filmi izlemeseydim daha iyi olurdu sanki, yine de filmden daha iyiydi.
Esme Creed-Miles da iyi bir işi çıkardı. Diziye başlama sebebim de tabi ki Joel Kinnaman ve Mireille Enos ikilisiydi. The Killing’ten beri birlikte çalışmak için bu tarz roller aradıklarını açıklamışlardı, iyi de olmuş.
Season 2 – Official Teaser Trailer
S2 Postercik
POSTER
S2 Fragman
S2 Poster 2
Buna göre onay almış.
Fragmana göre sağlam bir sezon bizi bekliyor, gel 4 Temmuz.
İlk 2 bölümü izledim. Aynı tarzda geri dönüş yapmış aslında. Mireille Enos’un da bunda katkısı var aslında benim için. Dermot Mulroney’e sezonun kötüsü olarak bakarsak yeter, erkek başrol olarak bakmaya gerek yok.
Onun dışında yine karıştırıyorlar işte ortalığı. Şimdilik çok bir şey olmadı aslında, gerisi devamına.
Hemen ilk bölümünü izleyeyim dedim çünkü arada kaynayabilir, nedense 2.sezon konusu pek ilgimi çekmiyor. Sezon finalinde
Bu proje ve gençlerin hikayeleri beni sıkacak gibi ama devamını da görmek lazım. Neyse en azından Mirelle Enos’u izliyoruz, Dermot Mulroney’nin gelmesi de fena olmamış, şimdilik idare eder.
bence çok başarılı bir dizi ve 2. sezonun başlamasına az kaldı.
Fena gitmiyor ama yardırdığını da söyleyemem. Bu sezon hikaye şimdiye kadar biraz kısır bir alanda seyretti.Esme Creed-Miles daha bir büyümüş ve role tam oturmuş geldi.
Filme göre farklı bir yol seçmelerine itirazım yok.
2. sezon yine biraz ağır gidiyor ama yan karakterler biraz daha katkı yapıyorlar en azından.
2×05’te
Yani tam kaçacakken yine Kılemensi midir Kılara mıdır yüzünden yakalanmalarına göz devirmedim diyemem. Sürekli aynı şeyleri yaşıyoruz. Tamam sezon sonuna kadar buradayız, gitmiyoruz. İlk sezon sonu “baba” öldü, 2. sezon sonu “ana” ölecek.
2×03 üzerine:
Bu kızın inat damarının tutup da ergence davrandığı zamanlar sinirleniyorum bazen. Oh iyi oldu.
İlk sezonun oldukça altında kaldı bana göre, belkide hem kadro hem de hikaye dinamiklerinin değişmesi buna etki etmiştir.
İlk sezona göre artan oyuncu kadrosu hikayeyi çok da genişletmedi, hatta izlerken ilk 5 bölüm farklı sonraki 5 bölüm farklı kişilerce yazılmış hissiyatı verdi. Aksiyon kısımları da oldukça kırpılmış ve basitleşmişti.
İlk sezonun ardından farklı bir beklenti içerisinde olduğum ve istediğim şekilde ilerlememiş olması da beğeni kararımımda etkili.
Yine de sıkılmadan ve 2 oturuşta bitirdim. Yeni sezonları olur inşallah.
Joel’in ölmesi zaten başı başına bir hata idi, yeri hiç doldurulamadı.
Mireille yeni gelen adamdan çok daha iyi bir kötü karakter idi, hatta 2.sezonda onu iyi olarak karakterize etmek garip geldi, alışamadım.
Konu hep çok kısır ilerledi, amaçsız bir sezon oldu, sezonun ilk ve son bölümü arasında ne yaşandı, koca bir hiç.
Yeni kızlar boşa zaman çalmaktan başka işe yaramadılar, pozitif bir etkilerini göremedim.
Clara karakteri bu kadar amaçsız ilerleyeceğine çok daha değişik bir hikaye yazılabilirdi.
Keşke Marissa ve Hanna dışındaki görüntüleri silip izleyebilseydim
Malum yerde kısa süreli bir hareketlenme ile sonraki bölümü merak ettirse de genel olarak benim için yine akmayan bir bölüm oldu. Durdurup başka şeylerle ilgilenip duruyorum sürekli.
Kaldı 2 bölüm.
Sıkma canını, bizde de oluyor
2×07
Evet, fena bir bölüm olmamış.
Kaldı 1
2×08
ve bir dizi sezonunun daha sonuna gelmiş bulunmaktayız
Kapanıştaki London Grammar şarkısı Hell to the Liars güzel bir şarkıymış.
Nispeten aksiyonlu bir bölümle kapatmışlar. Bittiği yer ile 3. sezonda nereye gideceği, neyle uğraşacakları belli oldu.
Hanna, kağıt üzerinde bana uyan bir dizi gibi gözükse de beklentilerimi 2 sezonda da karşılayamadı. İzlerken sıkıldığım, saate baktığım, en hareketli bölümünde bile ara verip başka işlerle uğraştığım bir dizi oldu maalesef. Ana karakterler ve az bölümlü olması nedeniyle izlemeye devam ederim gittiği yere kadar ama bunun üstüne çıkamayacağı belli oldu.
Sezonun ilk 5 bölümü ortalamaydı, hatta yer yer sıktı ama son 3 bölüm toparladılar denilebilir. Yine de sezonun geneline baktığımda ilk sezonun altında kalan bir sezon olmuş. Bu sezon Hanna’nın dövüş koreografisi de yoktu doğru dürüst-ki bu da böyle bir dizi için can sıkıcı bir durum. Mireille Enos var neyse ki bu dizide; her türlü izletiyor. Bir de bu sezon
Gelecek sezon CIA’in içindeki yapılanmayı indirmeye çalışacaklar anlaşılan (Öncüler mi ne diyorlar).
Umarım 3.sezon, bu sezondan daha iyi olur.
2×05 üzerine:
Aynı şeyi yapıp durmasanız mı acaba?
2×08 (Sezon finali) üzerine:
Haftalık tempoyla bunun da sonunu gördüm. Malum sebeplerden ilk sezon kadar iyi olduğunu düşünmüyorum, zaten beklemiyordum. Bu sezonda da Hanna veya çevresindeki ergenlerin yaptıkları yer yer sinir bozucuydu.
Mireille Enos sağ olsun, iyi ki var. Dermot Mulroney de fena olmadı. 8 bölümün sonunu gördüm bir şekilde. Gitmeden bu sezonu bayağı toplayıp gelecek sezona pas attılar zaten, geldiğinde yine görüşürüz artık.
S02E01
Güzel bir bölümle açmış sezonu. Mireille Enos‘u da diziyi de özlemişim. TV’nin en haz etmediğim aktörlerinin başında gelen Dermot Mulroney de yine uyuz bir rol bulmuş kendine. Sezon sonunda onun karakteri ölmez ise tatminsiz bir sezon olur benim açımdan.
2. sezon üzerine:
2. sezonu bitirdim. Hiç beğenmedim bu sezonu. 3. sezona bakıp bakmama konusunda biraz kararsızım belli olmaz.
S02E08 (Sezon Finali)
Fena başlamadık sezona. Devamında da yeterli bir şekilde aktı benim için ilk 5 bölüm boyunca. 6. bölümde başlayan düşüş süreci artarak devam etti bölümler ilerledikçe. Sezon finalinde ise olan biten şeyleri tamamen umursamaz durumdaydım artık.
İlk sezonun epey altında kalan bir sezon olduğu tartışılmaz bir gerçek. İyice ‘Geri zekalı’ ergen dramasına başladılar diyebilirim bu sezon. 3. sezondan da hiç umutlu değilim bu arada. Keşke onay almasaydı.
2. sezon
İlk sezonun temposu, hikayesi ve mantığı bu sezona geçmemiş. Sündüre sündüre 8 bölümü 1 haftada bitirebildim. Girdiği yoldan da memnun değilim, işleyiş tarzından da. Neyse ki son 3 bölümde ilk sezonun emarelerini görünce izlemesi daha kolay oldu. Ama zorlanarak bitirdiğim için 3. sezon konusunda biraz çekimserim.
Neyse 2. sezonu izleyeceklere şimdiden sabır temenni ediyorum.
Season 3 – Official Teaser
Season 3 – Official Trailer
S3 Poster
Diziyi aman aman özlememişim, yine de ne daha aşağı ne de daha yukarı bir biçimde dönmüş. Aynı ayar sanki. Mireille Enos’un ağırlığı 2. bölümle birlikte arttı. Dolayısıyla onu daha çok sevdim.
Bu sezonun 6 bölüm olmasından dolayı memnunum. 1/3’ü bitti, kalan 4 bölümü de elbet izlerim.
Diziyi ve karakterleri özlemişim, çok da iştahlı başladığımdan olsa gerek hep bir beklenti içerisinde izledim. Yeni sezon konusunu masaya servis edip gittiler, gözlerim hep
’ı aradı, keşke bir yerden çıkıp gelebilse. Ne kötü ne de iyi bir bölümdü, yeterliydi, son sezon olması ve bitecek olması da beni üzüyor, kalan bölümleri çabucak hüpletirim.
3. sezon üzerine:
3. sezonu bitirdim. Amazon normalde özet koyuyor ama buna koymamış sanırım en son izleyeli de baya olunca unutmuşum çoğu şeyi, 6 bölüm olduğundan neyse ki hızlıca bitirdim diziyi yani konu olarak çok bişey kalmamıştı zaten ilk sezondan sonrası yokuş aşağı gitti bana kalırsa, finali de güzel bitti. Hadi geçmiş olsun.
S03E01
Özlememişim diziyi. Olan biten şeylerin ilgimi çektiğini de söyleyemem. Benim için işkence gibi bir şey olacak belli ki bu sezon.
S03E06 (FİNAL)
İlk bölümü sıfır ilgiyle izledim. 2. ve 3. bölümler sezonun geneline kıyasla daha iyiydi. Son 3 bölümde ise düştü tekrar. Sıradan bir kaç-kovala oyunundan ibaretti bütün sezon. İzlemeye değer bir şey yoktu. 2. sezon bitiminde de belirttiğim üzere keşke 3. sezon onayı almamış olsaydı.
Bu sezona pek de gerek yokmuş esasında. Zaten açıkta pek bir şey kalmamıştı, kısa bir karmaşayla olanı toplayıp gittiler. 6 bölüm sürmesi avantajdı. Son iki sezonu ilk sezon ayarında ilerlemese de fena bir iş olmadı.
Mireille Enos’la yakın gelecekte farklı bir diziyle tekrar görüşmek dileğiyle.
3. Sezon
Böyle derli toplu işlere bayılıyorum. Ne yapacağı belli, kime hitap ettiği ortada, potansiyelini sonuna kadar kullanan ve haddini bilen bir iş bana göre Hanna. Hatta ben filmine göre diziyi daha çok sevenler arasındayım. Aslında daha önce yazıldığı gibi 2. sezon sonunda da bitebilirdi ama bence böyle daha şık bir kapanış yaptılar. En azından bu kadroyu 6 bölüm daha izlemek güzeldi.
Ellisine merdiven dayayan Mireille Enos’u artık daha fazla ve daha kaliteli işlerde izlemek istiyorum. Yeteneksizlikleri paçalarından akanların devirlerinin sona erdiği zaman olur muhtemelen. Neyse.
İlk sezondan son sezona doğru rengi giderek koyulaşsa da bundan asla şikayetçi olmadım. 22 bölümden oluşan bu hikayeyi izlemek benim için güzel bir eğlenceydi.
Not: Daha çok Mireille Enos !!!
Puanım: 8 / 10