The CW’nun 2018-19 sezonu yenilerinden All American‘ın tanıtımına hoş geldiniz.

GİRİZGAH

All American‘ın ekran macerası 10 Ekim 2018 tarihinde başladı. Başladıktan bir ay sonra 3 bölümlük ek sipariş aldı ve ilk sezonunun bölüm sayısı 16’ya uzadı. 16 bölümden oluşan ilk sezonunu ise 20 Mart 2019 tarihinde tamamladı. 2. sezonu olup olmayacağı ise henüz belli değil.

All American, spor soslu bir gençlik draması. Aile draması ve suç ögelerini de hafiften içerisinde barındırdığını söylemek mümkün.

Dizinin yaratıcısı Jane by Design’ın da yaratıcısı olan ve aynı zamanda You, Reign ve The Shannara Chronicles gibi dizilerde de yapımcılık yapmış olan April Blair. Ona yazar masasında Robert D. Doty ve Lorna Clarke Osunsanmi eşlik ediyor. Yapımcı kadrosunda ise Blair dışında Greg Berlanti, Sarah Schecter, John A. Norris ve Nkechi Okoro gibi isimler yer alıyor.

All American, 0.22 reyting oranı ve 667.000 izleyici sayısı ortalaması tutturdu ilk sezonunun ardından. Kanalın bu sezon yeni bölüm yayınlamış olan dizileri arasında Crazy Ex-Girlfriend ve Dynasty’nin ardından sondan 3. sırada bu alanda. Dizinin dünya geneli yayın hakları Netflix’te bulunuyor. Dynasty’de olduğu gibi bu faktörün dizinin onay almasına katkı sağlayıp sağlayamayacağını ise önümüzdeki 6 haftalık süreçte öğreneceğiz artık.

Dizinin bölüm süreleri ise 41-43 dakika aralığında değişmekte.

KONU

Dizinin hikayesi 2017 yılı sonunda profesyonel kariyeri sona ermiş olan Spencer Paysinger isimli bir Amerikan futbolu oyuncusunun gerçek hayat hikayesinden esinlenilerek senaryolaştırılmış.

Dizinin merkezinde Spencer James isimli bir genç var. Sosyo-ekonomik açıdan pek gelişmemiş ve suç oranı oldukça yüksek olan Crenshaw’da annesi ve erkek kardeşiyle beraber yaşamakta. Crenshaw Lisesi’nin Amerikan futbolu takımının yıldız oyuncusu konumunda ve geleceği oldukça parlak durumda. Crenshaw’a yarım saatlik mesafede bulunan zengin muhiti Beverly Hills’te bulunan Beverly Hills Lisesi’nde koçluk yapan Billy Baker, üst üste 2 başarısız sezonun ardından takımının şampiyonluğa uzandığı bir sezon geçirmek istiyor kariyeri adına. Bu yolda da Spencer’ı takımına kazandırmanın doğru bir seçenek olduğunu düşünüyor ve Spencer’a Beverly Hills Lisesi’ne kaydını aldırma teklifinde bulunuyor. Kendisinin de çocukluğunu geçirdiği bu berbat muhitten kurtulmanın ve daha iyi şartlarda çalışıp futbol oynamanın Spencer’ın geleceği için önemli bir atılım olacağını anlatmaya çalışıyor Spencer’a. Spencer annesiyle konuştuktan sonra benzer düşüncelerle karşılaşınca bu teklifi kabul ediyor ve Beverly Hills’teki fakir çocuğun hikayesi başlıyor böylece.

Beverly Hills’te Koç Billy Baker’ın evinde yaşamaya, yeni takımına ve Beverly Hills’e uyum sağlamaya çalışmaya ve yeni arkadaşlar edinmeye başlıyor Spencer. Geldiği yer/yaşadığı yer ve olduğu kişi/olması beklenen kişi arasındaki farklılıklar da onu epey zorluyor elbette bu süreçte.

KARAKTERLER VE OYUNCULAR

Konu bölümünde kendisinden epeyce bahsettiğimiz Spencer karakterine Undercover, Prime Suspect 1973 ve A Discovery of Witches gibi dizilerden anımsanabilecek İngiliz aktör Daniel Ezra hayat veriyor.

Spencer’ın babası o küçükken ailesini terk etmiş. Bu da onun annesine ve kardeşine oldukça bağlı biri olarak büyümesini sağlamış diyebiliriz. Amerikan futbolu konusunda büyük bir yeteneği var ama önemli olan bu yeteneğini nasıl kullanacağı. Kolayca öfkelenebilen, öz güveni yüksek, başına buyruk bir tip Spencer.

Beverly Hills Lisesi’nin Amerikan futbolu takımının koçu Billy Baker rolünde Empire, Murder in the First ve Private Practice dizilerinden tanıdığımız Taye Diggs‘i izleme fırsatı yakalıyoruz.

Billy, geçirdiği talihsiz diz sakatlığı dolayısıyla NFL kariyeri kısa sürmüş olan eski bir profesyonel Amerikan futbolu oyuncusu. Şimdilerde ise bu yarım kalan tutkusunu koçluk üzerinden sürdürmekte saha kenarında.

Crenshaw’da büyüyen Billy, Amerikan futbolu sayesinde kendini oradan kurtarmayı ve sonrasında kendine iyi bir hayat kurmayı başarmış. Güzel bir eşi, Spencer ile aynı yaşlarda olan bir kızı ve oğlu var. Ailesini seven ve önemseyen biri olsa da Amerikan futbolu her zaman onun birincil tutkusu konumunda.

(İlk Bölüm İspiyonu) Spencer’ın annesiyle önceden tanışıklıkları ve sakladıkları bir sırları var.

Billy’nin oğlu Jordan rolünde Michael Evans Behling‘i izliyoruz.

Jordan, babası tarafından görülmek isteyen ve bunun için çabalayan efendi bir genç. Beverly Hills Lisesi’nin Amerikan futbol takımının as oyun kurucusu ve kaptanı. Takım oyuncularının sevdiği ve saydığı biri.

Billy’nin kızı Olivia karakterini 666 Park Avenue, 13 Reasons Why ve The Fosters gibi dizilerden hatırlanabilecek Samantha Logan canlandırıyor.

Olivia, uyuşturucu kullanımı dolayısıyla girdiği rehabilitasyon merkezinden çıkalı daha çok olmamış olan ve hayatını yeniden bir düzene koymaya çalışan bir genç kız. Spencer’ın yeni okulunda edindiği ilk arkadaşı. Spencer ile daha onların evine taşınma ihtimali ortada yokken tanışıp ondan hoşlanmaya başladığını belirtmeden geçmeyelim ayrıca. Tatlı, sempatik, iyi niyetli, güzel bir genç kız Olivia.

Spencer’ın yeni okulunda tanıştığı ve görür görmez gönlünü kaptırdığı güzel Layla rolünde Heartland dizisinden hatırlanabilecek Greta Onieogou karşımıza çıkıyor. Layla ilk tanıştıkları andan itibaren Spencer’a karşı oldukça arkadaş canlısı bir şekilde davranıyor. Annesi vefat etmiş. Babası ise çok zengin biri ve yılın çoğunda şehir dışında bulunuyor. Okulun popüler ve aynı zamanda örnek öğrencilerinden biri Layla.

Layla’nın sevgilisi Asher rolünde Teen Wolf ve Pretty Little Liars dizilerinden tanıdığımız Cody Christian‘ı izliyoruz. Hem takımdaki yerini kaybetme ihtimali hem de kız arkadaşının etrafında çok dolanıyor olması nedeniyle Spencer’ın gelişinden pek memnun değil doğal olarak.

Spencer’ın annesi Grace rolünde Karimah Westbrook karşımıza çıkıyor.

Uzun yıllar boyunca oğullarını tek başına büyütmüş olan, vefakar, destekleyici bir anne. Modern ve olgun bir kadın. Bu okul değişikliğinin Spencer’ın geleceği için bir fırsat olduğunu düşünüyor ve okul günlerinde oğlundan uzakta yaşamayı kendine dert etmiyor.

Billy’nin eşi Laura karakterine Monet Mazur hayat veriyor.

Laura, Beverly Hills’in yerlisi gibi duran ve aileden varlıklı gibi görünen son derece modern bir kadın. Ama kendini beğenmiş ve küstah bir yapısı yok kesinlikle. Aksine son derece sevecen, yardımsever ve anlayışlı biri. Spencer’ı da eve içten bir şekilde buyur ediyor. İyi bir anne ve destekleyici bir eş. Aynı zamanda başarılı bir avukat.

Spencer’ın eski mahallesinden kankası Coop rolünde Empire’dan hatırlanabilecek Bre-Z‘yi izliyoruz.

Kankasının okuldan ve mahalleden ayrılmasından üzüntü duysa da onu taşınması için teşvik ediyor ve onun adına seviniyor. Spencer taşındıktan sonra mahallenin belalı tiplerinden Shawn (Jay Reeves) ile takılmaya başlıyor.

Coop bir lezbiyen. Annesinin yönettiği kilise korosunda yer alan Patience (Chelsea Tavares) isimli bir kızdan hoşlanıyor.

Billy’nin arasının bozuk olduğu ve uzun yıllardır görüşmediği babası Willy rolünde Brent Jennings‘i, Spencer’ın küçük kardeşi Dillon rolünde Jalyn Hall‘u, Spencer’ın eski takım arkadaşı Chris rolünde ise Spence Moore II‘yu izliyoruz ayrıca.

The Walking Dead, I Hate My Teenage Daughter ve The Orville gibi dizilerden tanıdığımız Chad L. Coleman dışında Emily Levine, Casper Van Dien, Mitchell Edwards, Michelle Hayden, James Black, Elvis Nolasco gibi isimler tekrar eden rollerle karşımıza çıkıyor sezon içerisinde. Konuk oyuncu havuzunda ayrıca Chris Conner ve Danielle Campbell da bulunuyor.

YAZARIN NOTU

Henüz ilk 5 bölümünü izlediğim All American’ı yeterli bulduğumu söyleyebilirim. Oyuncu kadrosu, karakterleri, hikayesi ve müzikleri falan hiç fena değil. Yeni bir şeyler sunduğu yok ama eskiye özlem gidertiyor. The CW’dan özlediğim tarzda bir gençlik draması olması dolayısıyla beni yakalamış durumda. Yeni sezon onayı alırsa sevinirim.

FRAGMAN